16 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET ı ç i nden Şehir ve Memleket Haberleri J Cumhuriyet bayramı îstimlâk davaları Muhabbet kuşunun İki kişi verilen bedele yarattığı husumet itiraz ediyor Münfrid hâkimliğin tatbikile beraber yeni kurulan mahkemelerden sekizinci hukuk; Sultanahmedde Tapu dairesinin üst katında bulunan bir odada muhakemelere başlamış, ilk olarak, istimlâk bedelinin tezyidi mevzulu iki davaya bakmıştır. Bunlardan biri, Boyacıköy iskelesi karşısındaki Sabripaşa yalısı denilmekle meşhur yalınm sahibleri Oksford Universitesi mezunlarından Doktor Behçetle hemşiresi Memduha taraflarından, diğeri de ayni sahilde eski Temyiz reislerinden Ali Şehbazm yalısının sahibi Hidayet tarafından açılmıştır. Bu yalılardan Sabripaşa yalısının cadde üzerinde 60 metre yüzü ve 40 odasile sair müştemilâtı bulunduğu kaydile, Belediyece verilen beş bin küsur lira yerine yirmi bin, gene büyük bir yalı olan Ali Şehbaz yalısına verilen dört bin küsur lira yerine de on iki bin lira istenilmektedir. Davalardan birinde Belediye adına avukat Salâhaddin, d'ğerinde Rami gelmektedir, davacılan da avukat Ali Şevket temsil ediyor. Mahkemede, ilk safhada dava edilen tarafça, istimlâk sebebile bedel tezyidi davalarının basit ve seri muhakeme usulüne tâbi olmadığı, davanın mutad usulle ve lâyiha teatisi suretile yürümesi lâzım geldiği cihetinden itirazda bulunulması üzerine, davacı vekili, Belediyeye aid istimlâk davalarını umumi yetle seri bitirilmesine göre istimlâk bedelinin artmlması davalannın da ayni sür'atle tekmillenmesi icab ettiği itirazını ileri sürmüş, mahkeme, bu hususta gerek Belediye tarafından açılan, gerek Belediye aleyhine açılan davalann seri muhakeme usulüne tâbi olduğuna karar vermiştir. Bundan sonra dava edilen taraf, bu davalann yeni istimlâk kanunu çıktıktan sonra, muayyen yirmi gün zarfında açılmadığı cihetinden reddi lâzım geleceği kaydile red talebinde bulunmuş, davacı taraf da, muamelenin eski kanun zamanında başladığından, davanın da Belediye lehine verilen gayrimenkul sicillinin iptali kararının iptalini müteakıb açıldığından bahisle, muhakemenin devamını istemiştir. Neticede, bu istimlâk kararlarının eski kanun zamanında Dahiliye Vekâletinin tasvibile kat'ileşmiş olduğu, bu itibarla eski kanun hükümlerine tâbi bulunduğu, dolayısile on senelik zaman geçmesine kadar istimlâk bedelinin artırılması davası açılabileceği karan verilerek, bina sahibleri tarafından dördüncü, Belediyece de birinci hukukta işin takibine müteallik dosyalar okutulmuştur. Bundan sonra da bu dosyalar mündericatına nazaran, hakem heyeti tarafından, Belediyece yıktırılmak istenilen binalara yeniden kıymet takdiri neticesine varılmış, mühendis Fuad, Mahmud, Salih Reşid hakem tayin olunmuşlardır. Tetkikatm birkaç gün içerisinde yapılması kararile, muhakemenin devamı ay sonuna kalmıştır. Taraflar arasında münakaşalı geçen bütün bu muhakeme safhaları, ancak yar:m saat kadar sürmüstür. Siyasî icmal Yeni bir harb esahası bütün Lehistan kadar olan Finlandiya, nüfusu onun onda biri kadar olmasına rağmen istiklâl ve tamamiyetini müdafaa için bütün manasile harbe hazırlanmış ve silâhı elinde olduğu halde Sovyet hükümetile müzakereye başlamıştır. Finlandiyanın emmyeti uğrunda Isveç devleti de harbe hazırlanıyor. Şimdiden ihtiyat sınıflarını silâh altına davet etmiş ve payitahtı Stokholm dahil olduğu halde yirmi büyük beldeyi çoluk çocuktan tahliye ettirmiştir. İskandinavya devletleri grupunun iki azası Finlandiya ile Isveçin Sovyetlerle harbe girmesi üzerine diğer azası Norveçle Danimarkanın da emniyeti münselib olacağından vaziyeti görüşmek ve daha doğrusu dördü birden harbe dahil olmalarını kararlaştırmak üzere İsveç Kralı, Norveç ve Danimarka Krallarını Stokholm'de bir konferans akdine davet etmiştir. Konferansa Fin « landiya Cumhurreisi dc iştirak edecektır. Dört devlet şefi beraberlerinde Hariciye Nazırlarını da bulunduracaklardır. İskandinavya memleketleri teker teker ikinci ve üçüncü derecede birer devlet iseler de hepsi bir araya gelince ihmal edilemiyecek bir kuvvet teşkil ederler. Aralarındaki birlik, menfaat ve tarih iştiraki gayet sıkıdır. Çok defa hepsi bir hükümdarın altında idare edilmişlerdi. Dört devletin deniz kuvvetleri Avrupanın büyük devletlerinden sonra birinci geliyor. Sanayi çok ilerlemiş ve demir gibi ham madde mebzul olduğundan teslihat için harice muhtac değildirler. Halk Partisi alâkadarlaBütiin muallimler, talebelerini birer maske ra talimatname gönderdi tedarik etmeleri için teşvik ediyorlar Yazan: SALÂHADDİN GÜNGÖR Cumhuriyet Halk Partisi, alâkadarlara cumhuriyetin 16 ncı yıldönümüne aid bir talimatname göndermiştir. 28 teşrinievvel saat 13 te başlayıp 30 teşrinievvel saat 24 e kadar sürecek olan 16 ncı yıldönümü bayramı, bütün yurdda bu talimatnameye göre kutlanacak tır. Bayram dolayısile şehirler, kasabalar ve köyler söslenecek, sokaklara vecizeler asılacaknr. Cemiyetlerin fakirlere vere cekleri elbiseler bugün tevzi edilecektir. Kezalik temelatma merasimleri ve küşad merasimleri de bugün yapılacaktır. Me rasim yerlerinde malul gazilerle şehid anaları için tribünler kurulacak, son tribünün ismi (Kahramanlar tribünü) olacaktır. MEKTEBLERDE PAP1F MUDAFAA Nahiye müdürile komiserin arası nasıl açılmış? Yeniköy nahiye müdürü Muhsine vazife ifası esnasında hakarette bulunduğu iddiasile açılan bir dava İstanbul asliye birinci ceza mahkemesine verilmiş, muhakeme başlamıştır. Dava edilen, o zaman Tarabyada, şimdi Arnavudköyünde bulunan komıser muavini Hasan Basri Tanrıöverdir. İddiaya göre, Yeniköy nahiye müdürü Muhsin, bir gün teftişe çıkmış, bir aralık Tarabya karakoluna uğnyarak oradan bir yere telefon etmek istemiştir. Komiser muavini, kendisini telefon etmekten menettiği gıbı bu arada hakarette de bulunmuştur. Hâkim Cemil; komiser muavinine ne diyeceğini sordu. Hasan Basri Tanrıöver, şunları söyledi: O gün ben de teftişte idim. Saat altı buçuktan yedi buçuğa kadar süren teftışimin sonunda, karakola gelınce, nahiye müdürünü oranın telefonile aılesine telefon eder vaziyette gördüm. Bununla beraber mâni olmadım, hiç ses çıkarmadım. Kendisine hakarette bulunmak akhmdan bile geçmedi. Bilâkis kendisi, telefonu kapatınca döndü, muavinlik makam masasına kollarmı dayadı, lüzumsuz yere dürüşt bir tavır aldı. Buna rağmen, mafevktir, diye ben saygı göstermekten geri kalmadım. Müddeiumumî muavini Orhan Köni, şu halde nahiye müdürünün kendisinden ne sebeble şikâyet etmiş olabileceğini sordu. Komiser muavini, Muhsinin kendisine başka bir işten muğber olduğu cevabını verince, «Ne gibi bir işten?» diye sorularak şu cevab alındı: Ben evvelce Rumelihisannda da çalıştım. Orada kolonyacı Necibin bağında hususî surette yetiştirilen kuşlar, kanaryalar ve bilhassa muhabbet kuşları vardır. Nahiye müdürü, bu muhabbet kuşlanndan aldırmak arzusunda imiş. Bana bir kafes gönderdi, polislerim vasıtasile muhabbet kuşlan getirtmeğe teşebbüs etti. Ben bu gibi getir götür işlerile, hususî hizmetlerle arkadaşlanmın tavzif edilmesine taraftar değilimdir. Aldırış etmeyince ve arkadaşlan bu işte çalıştırmayınca Muhsin bana garaz besledi. Sonradan ortaya çıkan Tarabya hâdisesi, bu saikle ihdas edilmiş olmak lâzım gelir. Yoksa ben mafevkime karşı vazifeten bir guna suç işlemedim. Zehirli gaz keşfedildiğı güne kadar açık almla gezebilmek, hayatta en büyük, tesellimizdi. En nefret ettiğimiz şey ikiyüzlülüktü. Maske takanlara «maskara» admı verişimiz, onu, ikiyüzliilüğün bir nevi ifadesi olarak telâkki edişimizdendi. Esasen maskenin suratım da; karnavaldan karnavala görürdük. Bu maskeler, bizi ancak güldürmeğe yarardı. Zehirli gdz, maskeleri ise, milyonlarca insana acı gözyaşları döktüren kanlı Avrupa faciasım hatırlatıyor. Fakat ne yapıp yapıp ona alışmak lâ zım... Yüzlerimizi, bir lâstik kılıf arkasında gizlemek san'atını öğrenmekte geç bile kaldık. Harb halinde bir yerine on, on yerine yüz kurban vermemek için, bugünden tezi yok, birer maske edinmeliyiz. Maske, artık bir karikatür mevzuu değildir. En ciddî ihtiyaclarımız arasmda, şimdi ona da yer ayırmak mecburiyetin deyiz. Cebimizde mendil olmasa da koltuğumuzun altında bir maske torbası bulunmalıdır. Şu son günlerde mekteblerimizde de pasif müdafaa hazırlıkları başladı. Bu hazırhğa aid bir sahneyi, ilk okullarımızdan birinin dershanesinde takib etmeği îaydalı buldum ve yolumun üstündeki 44 üncü ilkmektebe, geçerken şöyle bir uğradım. (5 B.) sınıfında ders veren öğretmen Bayan Faika Altınel; okul başöğretmeni İhsan Erkılıcın, elinde iki gaz maskesile smıfa girdiğini görünce, meşhur olan ciddiyetine rağmen, bellibelirsiz gülümsemekten kendini alamadı. Çocuklar, hissedilir bir tecessüsle, başöğretmenin getirdiği maskelere gözlerini dikmişlerdi. İhsan Erkılc, bir kız çocuğunu yanma çağırdı: Yüzünü bana çevir bakayım!. Çocuğun masum bir tebessümle çev relenen başı, baş öğretmenin tarafına döndü: Saçlannı ara bakayım... Firkete filân olmasın.. Yoktur efendim.. Bunu niçin soruyorum, biliyor musun? Saçlannda firkete olursa, sonra maske delinir... Hiçbiriniz bunu unutmıyacaksınız!... Başöğretmen, küçük muhatabile böyle konuşurken, bir yandan da elindeki maskeyi, ya\Tucağın başına geçirmekte idi. Çocuklar, artık dayanamadılar. Kıskıs gülmeğe başladılar. A.. Ne tuhaf oldu... Ne tuhaf oldu!.. diyorlardı. Küçük öğrenci, maskeli halile gerçekten tuhaf olmuştu. Yavrucağa, yan gözle baktım. Burnunun ucunda şimdi, zencı kadınlann dudaklarındaki halkaya benziyen kocaman bir hava süzged sallar.ıyor Gaz maskelerinin nasıl kullanılacağını amelî olarak öğrenmeğe çalışan mini miniler başmuallimlerile birlikte du. Fakat o, iki yuvarlak camın içinde fıldır fıldır dönen gözlerile, şu dakikada dünyamn belki en mes'ud insam idi. Arkadaşlarına, maske içinde geçirdiği bir kaç saniyenin hatıralarını, biraz sonra, kimbilir ne tatlı tatlı anlatacaktı. Başöğretmen izahat veriyordu: Çocuklar.. Üç boy maske vardır. Büyükler, ortancalar ve küçükler için... Bu maskelerin daha ufakları sizin başınıza daha uygun gelecek. O sırada bir kız çocuğu hava süzgeçini meraklı meraklı tetkik ediyordu. Öğretmen Faika sordu: Bunun ne olduğunu biliyor musun? Bütün eller, hep birden kalktı: Biliyoruz öğretmen... Nedir? Hava süzgeçi... Peki... Ne işe yarar bu süzgeç? Zehirli havayı temizler efendim... Aferın çocuklar... Öğretmen Faika, bu sefer bana dönerek; sözüne devam etti: Çocuklarımız, hava harbının tehlikelerini, büyük adamlar kadar bilirler. lçlerinde harb tebliğlerini günü gününe takib edenler vardır. Fransızların kaç Alman tayyaresi düşürdüklerini, Alman denizaltılarının kaç gemi batırdıklarını sorunuz, size söylesinler. Çocuklan maske almağa nıecbur ediyor musunuz? Şimdilik hayır' Esasen, böyle bir mecburiyeti vazetmek de pek doğru olamaz. Bununla beraber malî vaziyetlerinin imkân ve müsaadesi nispetinde, aııne ve babaları, çocuklarına birer maske tedank etmeleri için teşvikten geri durmuyoruz! Tarif edilmez bir neş'e içinde, maske takmak nöbetinin kendilerine gelmesini bekleşen yavrucakları öğretmenlerile başbaşa bırakıp, sınıftan ayrılırken içimde çözemediğim bir düğüm var: Bayram gecesi şehirler baştanaşağı donatılacaktır. Bilhassa bu yıl cumhuriyetin 16 ncı yılı olduğunu belirtmek için 16 rakamım gösteren levhalar, büyük olarak ışıkh, ışıksız en çok görünen yerlere konulacaktır. înkılâbın heyecamnı tazele mek ve artırmak için merasimlere iştirak ettirilmek üzere şehir veya kasabaya yakın köylerden atlı ve yaya kadın ve erkek köylüler çağınlacaktır. Hükumet konaklarında yapılacak merasimler bittikten sonra en büyük mülkiye âmirleri, yanlarında mahallin büyük askerî komutanı ve mahallî Parti reisi olduğu halde Cumhuriyet meydanına geleceklerdir. Mülkiye âmirleri bu toplantı yerlerinde nutuklar söyliyeceklerdir. Resmigeçidlerde malul gazilerle şehid anaları da geçeceklerdir. Bayram günü konferanslar verilecek, eğlenceler tertıb edilecektir. Konferanslar için ayn bir program çizilecektir. Bayram gününde salon ve kürsülerde Ebedî Şet Atatürkün ve Millî Şef Ismet İnönünün nutuklarından alınacak parçaları tebarüz ettiren hitabeler irad olunacaktır. Sehidliklere toplu olarak gidilecek, hürmet ziyaretleri yapılacaktır. KÜLTÜR İŞLERÎ Nafıa Teknik okulu tedrisata bugün başlıyor Yıldızdaki Nafıa Teknik okulu, yeni sene tedrisatma bugün başlıyacaktır. Fen memurluğu kısmma girmek istiyen 200 talebeden 62 si giriş imtihanlarını kazanmıştır. İmtihanda muvaffak olan talebelerden iyi derece alanlarm bir kısmı devlet hesabma okutulacaktır. İlk tahsil mecburiyetine dikkat etmiyen veliler Şehrimizin muhtelif semtlerinde bulunan ilk tahsil çağındaki çocuklarm mektebe devam etmiyerek muhtelif işlerde çalışmakta olduklannı tespit eden Maarif müdürlüğü, ilk tahsil mecburiyetini gözönünde tutarak mahalle mümessillerinden, mıntakalannda bu vaziyette bulunan çocuklarm bir listesini istemiştir. Tespit işini müteakıb, kanunen tahsil çağmda bulunan çocuk velilerine, çocuklannı mektebe göndermeleri hakkmda tebligat yapılacak ve bu tebligata aykın hareket eden veliler Müddeiumumiliğe verilecektir. DENlZ İŞLERİ Feribot iskelesi inşaatı Münakale ve Muhabere Vekâleti, Haydarpaşa ve Sirkecide ınşasma karar verHayat merdiveninin henüz ilk basa mağında, havadan gelebilecek beklenme diği feribot ıskelelerinin münakasa müddik ölüm için şimdiden tedbirli bulun detini bir ay daha temdıd etmiştir. mak mecburiyetini hissetmek ne acı şey Ramazan topu patlarken değil mi?.. Salâhaddin GÜNGÖR yaralanan çocuk Bursa iş hayatmda buhran Bursa (Hususî) Mmtaka iktısad müdürlüğünün verdiği malumata nazaran şehrimizdeki iş verenler ve fabrikatörler kredi darlığından ve satışların azlığından müştekidirler. Bursanın en mühim sanayi şubesi olan ipekçilik oldukça kuvvetli bir buhran geçirmektedir. Bu yüzden bazı fabrikalar işlerini ya tamamen durdurmuş veya faaliyetlerini haftada üç güne indirmişlerdir. Fabrikaların bu şekilde faaliyetlerini kısmen veya tamamen tatil etmesi tabiatile şehirde bir kısım işçilerin açıkta kalmasma sebeb olmuştur. Bunların çalışan fabrikalara yerleştirilmeleri için icab eden tedbirler alınmaktadır. Vilâyet ve iktısad müdürlüğü bu mevzu üzerinde ehemmiyetle meşgul olmağa başlamıştır. Bursa Halkevinde açılan lisan kursları Şehrimize gelen diplomat Belçıkalı diplomatlardan Piyer Lokost, dün sabahki semplon ekspresile İstanbula gelmiştir. Nazırlık yapmış ve muhtelif elçiliklerde bulunmuş olan dİDlomat, Ankaraya gıdecektir4 Bursa (Hususî) Halkevinıizde muhteîif ecnebi diller üzerine mektebli gencler için müteaddid kurslar açılmıştır, Bu kurslara 600 den fazla, lise ve ortamekteblere devam eden gencler iştirak etmektedir. Halkevimizin bu kurslarında İngilizce, almanca ve fransızca öğretil Kadıköy açıklarında bulumektedir. Bursa Valisi kurslann açıldığı nan cesed gün bütün gencleri Halkevi bahçesine toplayarak yabancı dil öğrenmenin ve bilDün sabah Kadıköyde Moda açıklamenin ehemmiyetini anlatmış, kendılcrin nnda bir kadm cesedi görülmüş, sahiden çok çalışarak muvaffak olmalarını le çıkanlmıştır. Yapılan tahkikatta bunun Kadıköyde Vişne sokağmda oturan beklediğini bildirmiştir. marangoz Dimitrinin karısı Aksabet olHalkevimizde ayrıca ilkmekteb tale duğu anlaşılmıştır. Kadmın sinir hastabelerine musiki öğreten muallimlere mah lığına müptelâ olduğu ve kazaen denize Tokad (Hususî) Tokadda imar işleri faaliyetle ilerlemektedir. On sus olmak üzere millî şarkılar ve halk tür düşerek boğulduğu tespit edilmiştir. beş sene evvei harab ve bakımsız bir köyü andıran Tokada bağlı Turhal nahıyesı, bugün, tanınmıyacak kadar inkişaf etmiş. şirin ve modern bir külerini gösteren bir kurs açılmıştır. şehircik haline gelmiştir. Ramazan 3 Pazartesi Artık Turhal nahyesi, dünkü köy değil, trenile, muazzam bir seker fabîsviçreden gelen talebeler O«le Mndi Akşan Yatsı tmsah rikasile. kübik okul ve yüzü mütecaviz evlerile ve bir şehirde gerekli asrî Dün sabahki konvansiyonelle İsviçrebütün tesisat ve ebniyesile herkesin yüzüne gülen vepyeni bir kasabadır. S. D. i. D. S. D. S. D. S. D. de tahsilde bulunan talebelerimizden 9 1 *1 11 0S I Gönderdiğim resim, gayretli ve yapıcı ilbayımız Salâh Önerinin, himmetile, Ezani 6 30 " 34 12 kişihk bir grup gelmiştir. İkinci bir 341 meydana gelen ve küşad merasimi yapılan, son sistem bir mezbaha binasmı Zevalî 12 15 04 17 2<< 18 59 04 grup da yarın gelecektir. göstermektedır. Dün akşam Fatih camiinde ramazan topu atıhrken on yaşlannda bir çocuk kazaen ayaklarmdan hafif surette yaralanmıştır. Yapılan tahkikatta Eminönü nüfus memurunun çocuğu olan Tahir Ersin arkadaşlarile camiin avlusunda oynarken topun atıldığı bir sırada namlu istikametinde durmuş, mesafe yakm olduğundan namludan çıkan paçavralar çocuğa isabet etmiştir. Yaralı çocuk Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. f Finlandiyanın dahil bulunduğu îskandinavya grupunun diğer üç azası Moskova'da Ruslarla Finler arasında müzakere başlamazdan evvel Sovyet hükumeti nezdinde Finlandiyanın istiklâl ve tamamiyetine dokunulmaması için ciddî teşeb büslerde bulunmuşlardır. Amerika dahi bu teşebbüslere müzaheret etmiştir. Bu teşebbüsler karşısında Sovyetlerin harbi göze aldırıp aldırmıyacağını ya kın bir istikbal gösterecektir. Şurası muhakkaktır ki Çarhk devrinde Rusyanın Avrupaya penceresi sayılan Baltık sa hillerinin müdafaa tertibatı hemen hemen münhasıran cenubî Finlandiya sahilindeki müstahkem adalara ve karadaki Vi borg, Hangö ve Sveaburg isminde üç metin müstahkem mevkie dayanmakta idi. Bunların sevkulceyş ehemmiyetleri düz olan Estonya ve Letonya sahilîerine nazaran çok büyüktür. Bahusus Leton yanın Libau ve Windau limanlarınm sevkulceyş ehemmiyeti pek azdır. Çarhk Rusyasının bu iki limanı tahkim için sarBunun üzerine, şahidlere celb çıkarılfetmiş olduğu milyarlan muahharen beymasına ve ayni zamanda nahiye müdürü hude sayılmıştı. Muhsinin mahkemeye çağırılarak dinleSovyet hükumeti cenubî Finlandiya nilmesine karar verildi. Muhakemeye 22 daki müstahkem mevkileri ve adaları ve birincıkânun saat 15 te devam olunacakhiç olmazsa Leningrad'ın ve Kronştad'ın tır. burnu dibindeki Svursaari. Lavansaari MÜTEFERRÎK ve Peinisaari adalarını kendi kontrolu altına almağa Estonya Letonya sahılleNüfus sayımı hazırlıkları rinden ve adalarındanveziyade ehemmiyet Yeni nüfus sayımı, gelecek sene teş vermektedir. Fakat bunları almak için rinievvelde yapılacaktır. Dahiliye Vekâîskandinavyalı dört devletle harbetmek leti, alâkadarlara gönderdiği bir tamimde, bir sene sonra yapılacak olan bu sa zarurî olacaktır. Moskova'daki müzakereler şimdilik komşuluk ve ticaret münaŞEHİR İŞLERİ yım için şimdiden hazırlıklara başlan sebetleri çerçevesi dahilindedir. Bunun masını ve lâzım gelen tertibatm alınmaOpera tahsilinden dönenler sile numerotaj işmın tanzimini emret haricine çıktığı zaman Avrupada ikinci bir harbin patlak vereceğine intizar edilBelediyenm opera tahsili için Berlin mıştir. konservatuanna gönderdıği artistlerden Bugünlerde 1900 muhacir melidir. Moskova'daki Fin heyetinin nagehanî dönmesi iyi bir alâmet değildir. Semiha ile İhsan ve Münir, şehrimize daha geliyor Muharrem Feyzi TOGAY gelmişlerdır. Semiha, îstanbul konserEvvelki gün Köstenceden gelen Samvatuan muallimliğme tayın olunmuştar. sun vapurunun 204 muhacir getirdiğini Su satışları ve tenzilât yazmıştık. Bu vapurla 1800 koyunla 80 Dahiliye Vekâleti, Vakıflar idaresinin sığır ve birçok köy arabası da getirilşehrimizdeki su satışmda tenzilât yap miştir. ması için teşebbüse geçmiştir. Kalkavanlann Nazım vapuru bugünVakıflar idaresi, yapılacak tenzilât lerde Varnadan şehrimize 1900 muhacir miktarını tespit hususunda tetkikler getiıecektir. Köstencede halen sevk için hazırlanmış muhacir yoktur. yapmaktadır. Üsküdarda Paşalimanında kurulmuş olan maya fabrikasından alınan maya larla fınncılara imal ettirilen francalalar, Belediye İktısad müdürlüğüne getirılerek tetkik edilmiştir. Ekmekçiler şimdiye kadar mayayı, unu ekşitmek suretile yapî yorlardı. Halbuki tesis edilen bu fabrikada yapılan mayalar daha sıhhî ve daha temizdir. Unun ekşitilmesi suretile yapılan mayanın hazımsızlığa sebebiyet ver diği, halbuki fabrikada yapılan mayada bu mahzurun mevcud olmadığı anlaşılı vor. Yalnız renk itibarile yeni şekil maya ile yapılan francala biraz daha esmer olacakür. Bunun pişiris tarzından ileri geldiği zannedilmektedir. Bu itibarla fabrika sahibile Ekmekçiler cemiyeti reisi temasa geçirilecek, bu mayaların istima' sureti tetkik olunacaktır. Maya fabrikası Ekmekçiler mayayı nasıl kullanacaklar? Tokadda yeni bir mezbaha yapıldı j Cumhuriyet NUshası 5 kuruştnı Abone şeraıtı[j Senelik Altı avlık Üc avlık Rit avlık icin 1400 Kr. 750 » 400 • 150 • icin 2700 Kr. 1450 • 800 • İoktar

Bu sayıdan diğer sayfalar: