24 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

24 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHTJRİYET 24 Birinciteşrin 1939 Küçük hikâye Bir kadm hilesi le dalmış kocamla aramızda her kadımn tahammül edip sineye çekemiyeceği münasebet tarzının garabetini düşünürken hizmetçi birdenbire içeriye girdi, bir kart dövizit uzatarak: Bu delikanh sizinle görüşmek istiyor, dedi. Hatiçe, bu kıyafette ben nasıl misafir kabul ederim.. Bilmem efendim, hatta ben evvelce evde bulunmadığınızı söyledim. Fakat balkona çıktığınız zaman sizi görmüş. Çok ısrar etti, hatta yalvardı. Fazla da heyecanh görünüyor, herhalde mühim bir mesele için gelmiş olacak.. Pekâlâ.. Sen onu salona al.. Ben de üzerime birşey giyeyim de geleyim.. Salone isteksiz ve neşesiz bir tavırla girdim. Uzunboylu, sanşın, mavi gözlü bir genc nazikâne ve hürmetkâr ayağa kalktı: Hanımefendi, dedi, sizi münasebetsiz bir zamanda rahatsız ettiğimden dolayı nekadar müteessif isem, beni lutfen kabul buyurduğunuz için de o derece minnettarım. Istağfirullah yavrum.. Hanımefendi, yeis ve çaresizliğin insana çok def< yapamıyacağı şeyleri icraya kudret verdiğini bilırsiniz. Onun için bendenizi mazur görünüz. Çok müşkül ve bedbaht bir vaziyetteyim.. Beni bu bedbahtlıktan ancak siz kurtarabilirsiniz.. Aman yavrum, neler söylüyorsu nuz. Mesele nedir, evvelâ onu anlatın bakahm!. Mesele nişanlım.. Hanımefendi.. Çocukluğumdanberi sevdiğim bir kız.. Son senelerdeki bütün gayret ve faaliyetimi hep onu mes'ud etmek gayesine tevcih etmiştim. Sakin bir yuva kurmak ve ebediyen onu evmeği, onun için yaşamayı düşünüyordum.. Onun da beni sevdiğini zannediyordum.. Halbuki.. Halbuki.. Genc adam içinde çırpmdığı heyecan ve halecanı güçlükle zaptedebiliyor, çenesi titriyor, dudakları birbirini tazyik ediyordu. Rica ederim, çabuk söyleyiniz, bu meselede size ne hizmetim dokunabilir, merak etmeğe başladırn, diye cesaret ve cür'etini kamçıladım. Cebinden bir mektub çıkarıp bana u zattı. Kâğıda başmdan nihayete kadar göz gezdirince vaziyeti kavradım. Anladıra ki zavallı Meliha da kocamın sempatisine, kimbilir, belki de servetine kapılmış olanlardan biri.. Fakat, onu diğerlerin den ayıran toyluğu ve gencliği.. Olgun bir kadm, kocalı bir kadın olmayışı.. Böyle bir rakib ilk defa karşıma çıkıyor.. Delikanlı biraz durakladığımı görünce: Beni mazur görünüz, hanımefendi, dedi, tekrar affınızı rica ederim, boş yere sizi de müteessir ettim.. Hayır yavrum, diye cevab verdim. Meşhur adamların karıları böyle şeylere ahşmışlardır. İyi ki buraya kadar zahmet edip geldiniz. Nişanlınız Melihayı bu derdden kur aracak ve kocamm da bana kalmasını temin edecek bir çare bulaca ğımı zannediyorum.. Korkmaymız, bir facia cereyan edecek değil. Belki bir komedi oynanacak!.. Genc adam, yarı endişeli, yarı müsterih çıktı, gitti, ben de oturdum, verdiği adrese şu mektubu gönderdim: «Küçük hanım, «Kocama âşık olmuşsunuz.. Hatta benden ayrılıp sizinh evleneceğine inanacak kadar saflık da göstermişsiniz.. Muhterem zevcimin bu çeşid maceralarına senelerdenberi alıştım. Onun için geip sizi kıskanclık sahneîerile taciz edecek değilim. Yalnız itiyad ve ihtiyaclanna aid bazı noktaları izah etmek istiyorum ki bu cadar senedir be/aber yasadıâım bir a Bana hanımefendinin kendisi anlattı: Henüz havalar bugünkü gibi soğumamıştı. Biz de Kalamıştan inmemiştik Köşkün, yüz fırkahk güneş ziyası hücumu altında kalmış balkonuna bir an çıkıp Marmaraya baktım. Deniz tembel bir kedi gibi sakin ve sessiz uyuyordu. Ötede beride bir iki sandal bazan bu uykuyu bozmak istiyen sinekleri andınyordu. İstanbul karşıda karanlık renkte bastırılmış kartpostaldaki meşhur siluetile karşımda yükseliyordu. Üstünü eski düğün hediye'erini saran gazboyamasının kül rengine eğiştirilmiş gibi görünen hafif bir sis takkası kaplamışb. Kocam, mahkemeye mühim bir dava i$ gitmişti. Ben de oturdum. Mektublanı açıp okumakla meşgul olmaya başladı. Yazıhanesinde hcrgün otuz kırk kadndavacınm ziyaretini kabul eden zevcin ayrıca kırk elli kadından da muhtelimeseleler hakkında mektublar alır. Kam diye söylemiyorum, mesleğinde eid>n muvaffak olmuş bir avukattır. Bulan maada umumî kültürü de kuvvetli, nkçe de sempatik bir erkektir. İlim, san': bahislerinde saatlerce çene çalmaya lyılır. Onun için kadınların, zannediyonı ki, sade davavekilliğindeki mehareti ilayısile değil, bu meziyetleri itibarile dteveccüh ve takdırlerini kazanıyor. Emiolun, kendisine son derece itimadım vard Bazan ilânı aşkı andıran mektublan Hikte açar okuruz ve güleretten sepete tarız. Çünkii, kan koca davaları mütelssısı bir avukat biç kıskanılır mı? O, kasına veya sevgilisine bıyanet etmeği akıa koyduktan sonra önüne geçmenin ihmali.var mı? Onienedenberi gelen mek.tublann çogu biıirine benzer: «Az üstad, Sizle geçen gece «Çocuklan koruma cemijıi» nin balosunda teşerrüf ettik. Bilmo hatırhyacak mısınız?.. Dayanılamı>cak sempatinizin ve hoşsohbetliğinizin)en de hayranı kaldım.. Zaten evvelcede methinizi işitmiştim. Bir akşam, yem<e teşrifinizi rica etmek cesaretini bansbahşeder misiniz? Ilâh..» Yaud: «Sfgili vekilim; Sajnizde o cehennemî hayattan kurtulduı Sinirliliğim tamamile geçti. Size bir mşteri olarak değiî, bir dostunuz sıiatileeşekkür etmek isterim. Çünkü hakkı müdaaadaki meharetinizden ziyade mükemrel bir insan olduğunuz için perestişkârl.nnudan biriyim.. Salı günü çaya beklyecegim.. Muhakkak gelmenizi rica ederim..» Bir talım isteriklerin. âsabı bozukların gönderdiîeri mektubların mevzuunu u zunuzadıyı anlatamıyacağım. Çünkü pek garib ve cib bazan da çok dekolte cümleleri tiksıerek okumak mecburiyetinde kalıyorum On senedenberi devam edip durduğu çin artık üzerimde büyük bir heyecan t halecan uyandıramıyan bu işi lâkaydam yapıyordum. Saçma ve cevab verilmeğelâyık olmıyanlan yırtıyor, davetlere, fkir danışmalanna aid olanları da bir kaara ayınyordum. Hey gdi günler hey! Bir vakitler kocama kaşı şahlanan bu kadm hücumu karşısındı nekadar üzülmüş, ne bitmez, tükenme ıstırablar çekmiştim. Bazan kıskanclığm saklıyamaz, hırçmlaşırdım. Bazan < benliğimin mabremiyetine kıvrıa hp kap;narak için için hıçkırır, ağlardım. Fakat m senelik tecrübe onda zaman zaman nikseden krizlerin çok sürmediği hakkrJa bana sarsılmaz bir itimad bah şetti. Arasıra gönlünün takıldığı bir kadının arlasından birkaç gün koşar, yorulunca gelr, gene ağuşumda dinlenir.. Böyle hlozcrça düşünmeğe alıştığım için o kadar nemnunum ki sormaym!. Ben, böy T A K S i M sîneması Bu CUMA teşrin Matinelerden itibaren Azak'ta Ferah v e Azak Ferah'ta Şehzadebaşı Çarşıkapı BU SENENİN BtLÂİSTİSNA EN BÜYÜK FİLMLERİNE MALİK , mm | TT U r K Ç 6 KEŞİF ALAYI Ayrıca: Şayanı dikkat büyük bir Gangster filmi: İ8tanbulun 2 büyük sinemastnda : heserler şaheseri.., Bu büyük filmde kasırga gibi dünyayı saran ordulan... sayısız zaferler kazanan cengâverlerini, hayret ve taaccüblerle seyredeceksiniz. Şanı göklere sığmıyacak, şerefi dünyaları dar bulacak, hatırası bütün gönülleri kavrıyacak, 50 senedenberi sinemacılık âleminde eşi görülmiyen şa Bu filmi bir defa gören, «70» defa seyredecektir.., Aşk, vazife, kahramanlık filmi Vatanını seven her ferd bu büyük eseri seyretcnelidir. 27 teşrinievvel günü matinelerden itibaren Amerikanm ölüm kaynağı Gansterlerile, en modern kuvvetlerin ve makineleşen polislerin savaşı... CESUR POLÎSLER Yarın matinelerden itibaren " GÜNAHKÂR KIZLAR „ filmlnl klm hatırlamaz ?... " GUnahkâr Kızlar „ filmlnl yaratan Tepebaşı A S R î sinemada ZEYNEBİM Türkçe DİKKAT... FERAH'ta I AZAK'ta sözlü, şarkılı ve rakıslı fevkalâde filmi r Bestekâr kanunî Artaki'nin idaresinde 40 kişilik Sahibinin Sesi saz heyeti ve rakkase S E M l R A M u h a m m e d bu fevkalâde filmini görenleri teshir edecektir. CORINNE LUCHAİRE ANNIE DUCAUKS Bu iki büyük yıldız size bu senenin en GÜZEL ve EN NEF1S Fransız filmi olan Sl NE M ASI YARİN matinelerden itibaren esrarengiz Çin mahallelerinin içyüzü: ALKAZAR < Ş A ND U yı klm unutablllr ?... SAKARYA Pek yakında : Sineması ÇIKMAZ SOKAK Şaheserler şaheserlnl, önUmUzdekl Çarşamba akşamı Çin mahallesinde BÜYÜK ve Y E N I filmler serisine başliyor takdlm edeceklerdir. Çarşamba gecesl ve mUteakıb geceler İçin numaralı blletler satılmaktadır. Tel : 40868 Erlere meydan olan... Şampiyonlara gönül veren.. Neş'eye harekete can atan... Bütün Istanbul 1 M E L E K Sinemasında LÂLE Başrollerde: BELLA LUGOSİ (Tarzan kahramanı) HERMAN BRİX tki saat mütemadiyen halecan dehşet, korku ve kahramanlık içinde geçen müthiş bir film. dam ömrünün sonlarına doğru sıkmtı çekmesin.. Evvelâ yemeklerine dikkat etmelisiniz.. Tkvada kızarmış şeyler yemez.. Mutlaka haşlama olmaları lâzımdır. Hergün en aşağı iki üç saat mutfakta ahçının başmda bulunmazsanız onun zevkine göre yemekler hazırlatamazsınız. Akşam eve döndüğü zaman mutlaka çamaşır değiştirmesi, romatizma başlangıcına ma ruz kalmış ayağının o\rulması icab eder. Yatarken ıhlamu. içer, sabahleyin yün pan^alon giyer, gece vakitli vakitsiz bromural ve sair ilâclar alır.. Vakitli vakitsiz aksırır, öksürür. Bir pencere, bir kapı kanadı açacak olursanız derhal nezle olur. Çok sirürli ve huysuzdur. Mantıksız da olsa dediğinin yapılmasını ister.. Kendisine karşılık verilmesine tahammül edemez. Şimdilik bu kadannı büdiriyorum. îleride arzu ederseniz daha mufassal bir program takdim ederim. Hürmetler, kızım.» Bir hafta sonra Melihanın nişanlısından iki satırlık bir mektub aldım: «Meliha bana döndü, geldi, yaptığmız iyiliği ömrüm oldukça unutamıyacaeım, saygı lar..» Naldeden: Ahmed Hidayet tım bir an aklımdan çıkmıyor kâfir!. Nihayet bir gün dayanamadım, mektub yazdım. «Gel yanıma, bir iki ay seni çiftliğe götüreyim. Yol parası istersen gönderirim.» dedim. Cevab çıkmadı. Büsbütün huylandım. O sırada başıma bir felâket geldi. Karım öldü. İşlerim de biraz kanşır gibi oldu. Aradan gene aylar geçti. İşleri yoluna koydum. Bir gün kendi kendime çocuklan alarak, İstanbula gelip yerleşmeye karar verdim. Zaten çocukların tahsil zamanları gelmişti. İyi mekteblerde yetişsinler diyordum. Şahendeye genc mektub yazdım. «Ben İstanbula geleceğim, dedim. Eskiden aramızda geçen şeyleri unuttum. Sana bir yer tutarım, benimle yaşarsın.» Gene cevab yok. İçimi bir meraktır aldı. Kanya ne olmuştu? Nihayet dayanamadım, atladım vapura, geldim. Bir de ne duyayım! Şahende genc bir doktora kapılmış, ondan bir çocuğu olacakmış, yakında evleniyorlarmış. Sizin bu izdivaca nasıl mecburen razı olduğunuzu da anlamakta gecikmedim. Vah zavallı diye, düşündüm. Kan ona da ayni tuzağı kurmuş olacak. Bu perşembe gttnü matinelerden itibaren SİNEMASINDAKİ | Dünyanın en heyecanh POLO maçına davetlidir. Amerikayı bir neş'e kasırgası gibi yerindan oynatan Meşhur "Lâstik ağızlı,, komik JOE BROVN Bütün Istanbulluları birer kahkaha şampiyonı yapacağindan kat'iyyen eminiz. Cumhurlyet bayramı mllnasebetile Önümüzdeki PERŞEMBE AKŞAMI senenin ilk büyük Türk filmi POLO ŞAMPiYONU • Turk artisti • Rejisor Teknisyen ve musikişinaslarının filmi B a ş r o l l e r d e : MUnir N u r e d d l n » H a z ı m F e r l h a Tevflk B e h z a d H a l l d e M t ı a m m e r Hâdl Said • Perlhan Suavl ve OUIseren MUSiKi KISMI: Bflhassa bu fllim için bestelenen Aşkın sesi Aşkın ıztırabı Aşkın zaferi Deli gönUI şarkıları ile uvertilr SADETTiN KAYNAK MUHL1S SABAHADDIN • Diğer şarkılar Bu filmi sayın halkımızın rahatça görebilmesi için şehrimizin en büyük iki sineması olan SARAY ve İPEK İZMİRLİLER: Sinemalarında birden gösterilecektir. Numaralı biletleri bugünden aldırınız. Bu film ayni zamanda E L H A M R A sinemasında da gösterilecektir. ler, öküzler arasında ve benim baskım alı tında yapbklannın cezasmı ona bol bol ödeteceğime emin olabilirsiniz. Elini genc adamın omuzundan çekmişti. îşte bu kadar, dedi. Sözü kısa kestiğimi sanıyorum. Şu anda Şahende yukanda değildir. Demin yamndaydım. Benden iki tokat yedikten sonra ağladı. Her, şeyi bildiğimi cğrenince de bayıldı, krizler geçirdi ve olup biteni itiraf etti. Şiıa* di sizi görmekten ödü patlıyor. | Onun gozünu oldukça kortutmuşsu* nuz. «Duyarsa öldürür! Öldürür» diye, ağhyordu. Alıp bir arkadaşın evine götürdüm. Dediğim gibi, yarın beraber gidiyoruz. Sözünü bitirir bitirmez elini uzatmıştil Bana müsaade, söyleyeceklerimî söyledim. Genc adam, «sizin bu iyiliğinizi unuN mıyacağım» diye mırıldandı. O sesini çıkarmadı. Yalnız güldü ve gene Galibin omzunu tuttu, okşadı. Galib kapıya kadar Rahmi Beyi teşyi etti. Orada aynlırken bakıştılar. îkisinin de gözlerinde eu> dost ve sıcak bir tebessüm parlıyordu. ÜArkast varl Edebi roman : 56 Daha durun, dedi, ssıl mesele bundan sonra başliyor. Şaheıdenin yanında Eleni diye ihtiyar bir Run hizmetçi vardır. Galib başını salladı: Biliyorum. İşte bu kadm beni çok sever. Tabiî babasının hatın îçin ceğil. Onu para cihetinden oldukça mennun etmişimdir. Sırası gelince böyle kadnlarm işe yaradığını pek iyi bilirim. jahende parayı benden aldıktan birkaç {ün sonra bu Eleni, Hanımma mı kızmş, ne olmuş bilmem. Bana geldi. Şahenlenin «gebeyim» diyerek beni aldattığmı, bu suretle para çektiğini bülbül gibi söyedi. Afallayım kaldım. Derhal Şahendye koştum. Namussuzlugunu yüzüne ıırdum. Ağlayıp sızladı, af diledi. Ben d' o hiddetle Samsun yolunu tuttum. Galib yerinde dunmıyarak ayağa kalkmışü.. Sigarasmdaı derin bir nefes Yazan : Peride Celâl çekip, kapıya doğru yürüdü. Bu hareketi heyecandan elinde olmıyarak yapmıştı. Sonra gelip Rahmi Beyin karşısında durdu. Asabiyetten dudakları titriyordu: Bana sizden, dedi, Samsunlu bir tüccarla evlendim, sonra anlaşamadık boşandım, diye bahsetmişti. Rahmi Bey kaba bir kahkaha salıverdi: Bende onunla evlenecek yüz var mı hiç baksanıza!. Bin lira ile gene ucuz kurtuldum. Ne ise daha bitmedi. Samsuna gittim ama kadını unutamıyordum. Ne olursa olsun doğrusu hoşuma gitmişti. Kaşı gözü, boyu bosu yerindeydi. Sonra ne bileyim, onunla çok güzel günlerimiz olmuştu. Ofkemi çabuk unuttum, sakinleştim. Zaten kadın kısmı bu, kızılır mı? Yalnız elinde oyuncak olmamaya bakmalı. Avucunda iyi tutup zevkini sürmeli... Sizin anlayacağınız Şahende burnumda tütüyordu. Aradan aylar geçti. Bak Tamamile yalan.. Hepsi numara... Bütün arzusu sizinle bir an evvel nikâhlanmakür. Ondan sonra mesele kolay tabiî... Genc adam silkinir gibi bir hareket yaptı. Elini çenesine götürdü. Dişlerini sıktı, bir şeyler mırıldandı. Fakat Rahmi Beyin dikkatle kendisini süzdüğünü görünce biraz toparlandı. Elindeki sigarayı tablaya bastırdı. Tekrar eski yerine oturdu. Şimdi sakin görünüyordu. Yalmz ellerinde asabî bir titreyiş vardı. Rica ederim, devam ediniz. dedi. Rahmi Bey tabakasından bir sigara çıkarıp henüz söndürmediği diğer sigara ile ateşlemişti. Ayak ayak üstüne attı: Anlatıyorum, dedi. Bütün bunları haber alınca derhal gizlice Eleniyi çağırttım. Eline biraz da para sıkıştınnca gene her şeyi anlattı. «Şimdi genc bir doktoru seviyor, dedi. Ona da size yapbğmı yaptı. Yakında kendisinden çocuğu olacağını söyledi. Bu sefer oyununda muvaffak oldu. Yakında bu adamla evlenecek.» Hatta sizin kadından kurtulmak için her çareye başvurduğunuzu, fakat muvaffak olamadığınızı, Şahendenin babanız taraGalib kekeledi: fmdan teklif edilen parayı bile kabule ya Yani... Benden bir çocuğu olacanaşmadığını, hepsini hepsini söyledi. Şa hende size hakikaten tutulmuş olacak. Ben bütün bunlan öğrenir öğrenmez tam zamanında İstanbula geldiğimi anladım ve derhal size koşup bir tuzağa düşmek üzere olduğunuzu söylemeye, gözünüzü açmaya karar verdim. Galib yerinden fırlamıştı. Yüzü sevinc içinde aydınlanarak Rahmi Beye yaklaşıp elini uzattı: Size müteşekkirim Beyefendi. Rahmi Bey ayağa kalktı. Kendisine uzatılan bu eli kuvvetle sıktı. Vazifemi yaptığımı sanıyorum. dedi. Galib dişlerini gıcırdatıyordu: Şimdi bu kadına pek müthiş şeyler yapabilirim. Samsunlu tüccar gülümsemişti. Sizden bir ricam var Doktor Bey. Bu kadınla artık meşgul olmamanızı istiyorum. Galib hayretle ona baktı. Rahmi Bey elini genc adamın omuzuna koymuştu: Size bu kadımn hoşuma gittiğini söylemiştim. Yarın alıp Samsuna götürüyorum. Artık İstanbula yerleşme karanmı da değiştirdim. Onu orada çiftliğe kapatacağım. Böyle bir kadına da bundan iyi ceza olamaz sanıyorum. Orada inek

Bu sayıdan diğer sayfalar: