28 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

28 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 28 Birincîteşrin 1939 KUçUk hlkâye Alhl Oran Rahml Gökçe Ali Matbaa Işçileri Birliğinin müsamere ve konseri BUGÜN Senenin L E K EN GÜZEL Sinemasında FİLMİ On iiç yaşında bir kahveci çırağıdır | sa rpsini iyice yerleştir. Çünkü, kavakbu; iri, mavi gözlü, yüzüne baktıkça in lar ;tişti. san yüreğini sıcak sıcak doldurup ısıtan hdın; sahte bir hayret ve hiddetle: bir çocuk... Ne demek istiyorsun? Haydi, git Bu baba ve oğulun bir hikâyeleri var başadan!.. dedi. O, hiç istifini bozmadır; onu anlatacağun: dı. Mehmed Bey (Altm Alinin babası) Gittim, kavaklığı kendi gözümle namuslu ve iyi bir adamdı. Kasabada o göıüm. Mükemmel yetişmişler.. Ben de nu çok seviyorlardı. O, idadî tahsili gör sem ve âşıkın gibi bugünü bekliyordum. müş, lisan öğrenmiş bir insan olarak da H/di, kalk, giyin... kasaba halkı içinde hürmet görüyordu. Cansı itidaline hâkim olamadı. Mu Mehmed Bey, mes'uddu. Güzel bir yav k?emet, nafile idi. Kocası, herşeyi öğ nısu vardı. Karısı da güzeldi, gencdi. remişti. Hemen doğruldu. Mehmed Bey Bütün bunlardan başka, kansınm, kendi d odadan çıktı. Biraz sonra, kansile oğsini stvdiğine de kanidi. İnsanlan mes'ud 1nun merdivenlerden indiklerini duydu. eden şeylerden birçoğuna malikti ve o Oğlum, Ali!.. bunlan düşünürken, ekseriya: Diye seslendi. Fakat oğlu cevab ver Karımın beni sevmesi, karımm te ^ ^ a w a m n 1Zının Zavallı idam< adam, HHavvanın kkızının Z a v a l h mızve namuslu olması bıle yeter, artar. b ,ç a ğının, bir hançer gibi iki taraflı kesi y tiğini anladı, fakat işşten geçmişti. Mehğ d, k işişten Meh y° Ali, sekiz yaşma girmişti ki, Mehmed m e d Bey, pıhyıpırtıyı topladı, yakın diBeye bir gün, karısından bahsettiler. Ba ğer bir kasabaya taşmdı. şını şiddetle silkti. Kanı yüzünden çekil Üç sene geçmişti. mişti, Yutkunarak ve bir yarı inilti ile: Emine, yeni kocası ve oğlile bu kasa Olamaz dedi inanmam. baya gezmeğe gelmişlerdi. Küçücük kaKarısı, kendisine ihanet etsin ha; fakt sabanın tenha sokaklarında ikindi vaktibuna imkân yoktu. Onun, evine ve ka nin hasta ışıklan titriyordu. Bir aralık, sına itımadından doğan bir dünyası vr ilerideki bir çıkmazın ağzmdan bir göldı. O bq dünyayı göklerde değil, kedi genin çıktığını gördüler. Sağ kolu ve ba; kalbinİD içinde, karısının tertemiz gör cağı mefluçtu. Bastona dayamyordu. nen bakışlannın derinJiklerinde, boynca Fakat arasıra duruyor, bastonile basacasanlışlarında: ğı yeri de yokluyordu. Bu adam, ayni Seni seviyorum kocacığım. Senya zamanda gözlerini kaybetmiş bir zavalh nımdd bulunurken geceler gündüz ou idi; saçları ağarmış, sırtı çökmüş bir zayor. valh.. Deyişlerinde kurmuş, yükseltmişti Bu Ali, birdenbire keskin bir çığlık attı: dünya, yıkılamazdı. Babam! Babam!.... Iıu'nmadı. Fakat, ruhundaki düya Emine sapsan kesildi. Yeni kocası da nın ühtüne gölgeler düşmüştü. şaşınr gibi oldu. Zaman geçti. înanmadığı şeyb, ina Mefluç âma, durmuş, duvara dayannılması lâzım korkunc bir vakız olduğu mış ve yanılıp yanılmadığını anlamak nu anladı. O kadar ki, karısınn seviştiği için tekrar bu sesin gelmesini beklemeğe komşıı delikanlının: başlamıştı. Zavallmın, ne garib ve hazin Sevgilim, Emineciğnn (Alinin a bir hali vardı!. nası) babam, çay yüzünde benim ev Ali, anasmın elini şiddetle silkerek lenme masrafım için bir kıvakhk hazır feryadlaşmış bir hıçkırıkla: lattı ( * ) . Birkaç yıl sonra kocandan ka Babam.... Zavalh babam! çar, bına gelirsin. Kavakı'ar o vakte kaDedi ve sıyrıldı. Anası: dar velişir. Ulan köpek diye bağırdı gel buDedığini bile tespit etti. raya.. Karısı şimdi gizlice, oğluna babasını Çocuk, birdenbire durdu. Anasınm çekiştirıyordu: gözlerinin içine baktı. Sonra, yaşından Huysuz bir herif baban.. Böyle bir umulmıyan bir hiddet ve ciddiyetle: baba olacağına, olmasm daha iyi.. Ba Köpek sensin dedi sen!.. Keyban ne seni seviyor, ne beni istiyor. Gözü fin için, zevkin için babamı bu Jaale sokkör ol.nm babanın.. tun.. Babam 1.. Zavalh kör, kötürüm Ali, anasına bakıyor ve ona acıyordu. babam!.. BaSası eve siyah bir fırtına gibi giriyor, Yeni kocası, karısını kolundan yaka kendisi de titriyordu. Anasmın telkinleri, ladı ve onu çekti: çocuğun ruhunda büyuk bir tesir yapmış Haydi, haydi!.. Ben sokaklarda tı. Babnbsma karşı içinde, diş gıcırdatan bu rezalete tahammül edemem. Bırak pibir ^ü.'manlık uyanmıstı. Babasını sev çi kalsın.. miyordu. Bir gün daha ileri gitti: Mefluç âma, bu sesin, çocuğunun sesi Ana. kaçalım bu evden! dedi. olduğunu anladı. Geriye dönecek oldu. Birkaç yıl sonra idi. Mehmed Bey o Fakat sendeledi ve yuvarlandı. Ali, bavadan dönüyordu. îste, rakibinin arazi basına koştu ve onu kucakladı: sine gelmişti. Büyük bır metanetle ve ev Babacığım... Babacığım!. veİJen karanm vermiş insanlann o çelikBabanın elleri boşlukta çocuğunun ten "ade hareketile, atını, bu araziye doğbaşmı arayıp buldu ve dudaklarını onun ru sürJü, kavaklığa yaklaştı. Kavaklar alnında, yanaklarında dolaştırdı: büyümüş boy atmış. baltalık hale gel Oğlum, Alim... mişıeîdi. Ve, sokak ortasmda baba oğul ağlaş Tamam diye mırıldandı mükemtılar. Aliyi ondan sonra herkes «Altm mel k°)este olabilirler.. Düğün masraflaAli» diye anmağa başladı. Ali, çok fan ^ıktı. demek.. kir düşen ve avuç açmağa yaklaşan baE 'e döndü. Agır adımlarla merdiven basını geçindirmek için kahveci çırağı olleri {j'ktı. Sofada oğluna rasgeldi. Ali o du.. Şimdi bütün çarsıiçi, bir telefon sannu görünce derhal kaçrt. Mehmed Bey, tralı gibi kahvehanede birleşen ipleri çeduvara ilişti ve gözlerini hafifçe kapaya ke çeke ve bu iplerin uçlarındaki çıngı rak kendini biraz topladı. Odaya girdiği raklara ses verdire verdire onu çağırıyorvakıt, karısı bir sandıktaki eşyayı düzelt lar: mekle rneşguldu. Kollarını kavuşturdu ve Altm Ali!.. Şekerli yap evlâd.. yanıb?smda durdu. Bana da bir sade Altm Ali!.. Hazırla. hazırla dedi neyin varOrhan Rahmi Gökce (•) Anadoluda kasaba ve köylerde baa alleler, çocuklanrun duğün, sünnet masraflannı karşılamak üzere kavaklar dlkerler. Kavaklar yetışınce bunlan keser, satarlar ve paralannı, maksada harcarlar. Bu akşam Matbaa İşçileri Birliğinin tertib ettiği iki büyük konser ve fevkalâde müsamere bu akşam Taksim bahçesi yanında Dağcılık kulübünde verilecektir. 1 Memleketımizin ve bütün şarkın en büyük üstadı M. N. ve arkadaşlan tarafından alaturka konser. 2 İstanbul ve Paris konservatua rından mezun Matmazel Babikyan ve piyanist Madam Hege tarafmdan alafranga konser. Ayrıca monologlar, sürprizler ve muhtelif eğlencelerle dolu emsalsiz bir gece. Konserin hitamından sonra caz, dans. Bu görülmemiş müsamereye herkesin iştirak edebilmesi için duhuliye fiatları yanm liradır. Elbise serbesttir. Konsomasyon mecburî değildir. Biletler kapıda satılmaktadır. CIKMAZ SOKAK Şaheserini yaratan kıymetli artistler: TAKSİM Sinemasında Telefon : 43191 Kahramanların Zafer destanı, filim dünyası. ve edebiyat âlemınin en yüksek eseri. GHARLES BOYER ANNA BELLA Tamamen Şimdiye kadar hiçbir filme müyesser olmıyan rağbeti kazamyor. Aynca: EKLER JURNAL Bugün saat 1 ve 2,30 da ucuz matineler Seanslar 1 2,30 4,30 6,30 9 HARB CORINNE LUCHAIRE ANNIE DUCAUX Bugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâtlı matineler Programa llâve olarak : TÜRK FRANSIZ İNGİLİZ Anlaşması Ankarada yapılan Imza meraslml Bugün SARAY ve İPEK Cumhurfyetlmlzln i e ncı yıldönllmU bayramını LÂLE l m ALLAHIN CENNETi Seanslar: 12 ve 2 (Tenzilâtlı) A . I S e.3o ve 9 da Senenin ilk büyük TÜRK FİLMİ >ıneması îki büyük filimle birden tes'id ediyor. 1 Saatlerce kahkaha... Günlerce neş'e... Aylarca saadet bulmak istiyorsanız, komiklerin şahı Bu vehafta S U M E R sinemasına Koşuyor şen, şuh yıldız Bütün gencler... Bütün genc.kızlar... Bütün sevenler... Velhasıl bütün şehrr halkı... ni TRRTN ıo kalbinl teshir ettiği 'oo° lerce â ?lkm POLO Şampiyonu filmine koşunuz... Gülünüz... Gülünüz... Gülünüz... 2 Amerikayı yerinden sarsan haydudlar akınlan, Amerikayı seferber eden zulüm tufanlan. JOE. E. BRAVN'm TÜRKÇE Fransızca sözlü ve en mükemmel filmini takdir nazarlarile seyrederek candan alkışlıyor. MUSIKI... AŞK... ZARAFET... VE NEŞ'E KAYNAĞI îlâveten: EKLER JURNAL, en son dünya ve harb haberleri, suvareler için yerlerinizi evvelden temin ediniz. • • • • ^ • ^ ^ ^ • • • l Telefon: 42850. Bugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâtlı matineler. a ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ÖLÜM HARBİ ni hazırladı HUMPHREY BOGGARDGEORGES BRENT 3 METRO JURNAL'da MAJİNO HATTI ve HARB haberleri. Bugün saat 1 ve 2,30 da ucuz matineler. ŞEHZADEBAŞI TURAN TİYATROSU Bu akşam san'atkâr Naşid ve arkadaşlan (Duvarcılar) komedi 3 perde Bestekâr cümbüş Zeki ve okuyucu Semiha, Mişel varyetesi, Avrupamn en büyük hokkabazı Pangali'nin en yeni numaralan. Sinemada iki filim birdne: 1 Bay Tekin, Uçan adamlar diyannda. 2 Mayerling Faciası. Pangaltı A K I N ZENDA Mahkumları Ronald Colman Madlen Carol BUyUK Bayramımız şerefine Sinemasında naa MH^ 3 MODERN KIZ I DEANNA DURB1N Gündüz ve gece 8.45 de 2 film birden z I kaza HALK OPERETI Bu akşam 9 da Kadınlann Beğendiği Yazan: Mahmud Yesari Pazar: Matine 16 da niz. Fakat bir kere sizinle konuşmak lâzımdı. Evet, açık konuşmak... Eğer cesaretimi kırmazsanız, size daha başka şeyler de söylemek istiyorum. Genc kız geri çekilmişti. Galib onun omuzlanm bıraktı. Nurun yüzü, şimdi, odaya girdiğinden çok daha solgundu. Dudaklan titriyordu. Pencereye doğru yürüdü. Orada, arkasını genc adama dönerek durdu. Gayet yavaş, mırıldandı: Söyleyin... Galib içini çekti: Beni dinliyorsunuz!.. Bu bile beni mes'ud etmeğe kâfidir Nur. Biraz evvel Mehmed Münifin sizi terkettiğini duyunca, yanınıza koşmayı ve sizi teselli etmeyi düşündüm. Eski dqstluğumuzu hatırladım. Bunda muvaffak olacağımı sanıyordum. Sonra birdenbire, gözümün önüne o Çiçektarlasmdaki konuşmamız geldi. Orada birbirimize nekadar yakmdık; nekadar mes'udduk! Kendi kendime dedim ki: «Gider, ona elimi uzatınm. Başka bir adamı sevmiş olması, bu eli kabulden onu menetmemelidir. Mademki onu seviyorum ve mademki bir zamanlar o kadar dost olmuş, o kadar birbirimize yaklaşabilmişrik, öyleyse onu benden iyi kimse teselli edemez. Ona öbürünü unuttur tzmirde Lâle sinerrasında Bugün TUrkçe Hayatta en mürşld ilimdir. hakikî Polo Şampiyonu sanıyorsunuz. Buna imkân mı vardı? Sustu; önüne bakarak, ütremesine mâni olamadığı bir sesle: Ben o sırada bir başkasım seviyordum, dedi. Bir başkasım... Başmı kaldırdı. Gözgöze geldiler. Nur hâlâ öyle dimdik duruyordu. Genc adam ürperdi ve ayni sesle mırıldandı: Bunun kim olduğunu anladınız, değil mi> Nur, cevab vermek için yutkundu. Fakat muvaffak olamıyarak, «evet» demek ister gibi başım salladı. Galib, içini çekti: Sizi belki ilk gördüğüm gün sevmiş olacağım. Fakat bunun sonradan farkına vardım. Çok ıstırab çektim. Bir başkasını sevmeniz beni harab ediyordu. Hem de düşünün, dostluk, arkadaşhk diye size onu elimle getirmek, birleşmenize yardım etmek!.. Bu çok güç şeydi. Sonra ortaya bir de Şahende Hanım meselesi çıkınca... Birdenbire sustu ve Nura dogru koştu. Onun sendelediğini görmüştü. Kızı, omuzlanndan tuttu. Yüzünü yüzüne yaklaştırdı. Sıcak, ürpertili bir sesle: Nur, diye mırıldandı. Nur... Bütün bunlan söylediğim için beni affedi AŞK ve ŞÖHRET SUper filminde bliyük bir mağa gayret ederim.» Evet, kendi kendime böyle dedim. Seni son görüşümde Mehmed Münifin yanında o kadar az mes'ud bulmuştum ki, bu da bana ayn cesaret veriyordu. İşte sana bütün bunlan söylemek için koşup geldim. Dediğim gibi, eğer benim yanımda mes'ud olacağına, teselli bulacağına kanaat getiriyorsan... Sustu. Genc kız olduğu yerde kıpırdamadan duruyordu. Vaziyetini bozmamıştı. Galib, birdenbire, içinin sıkmtile dolduğunu hissetti. Fena yaptığım, yanlış hareket ettiğini anlıyordu. Buraya boşuna gelmişti. Bütün bunlan kıza söylemekse, ayn bir budalalıkn. Döndü, kapıya baktı ve çıkıp gitmeğe karar verdi. Öyle perişan bir haldeydi ki konuşsa, sesinin çıkmıyacağını zannediyordu. Güçlükle ağzını açtı, boğuk bir sesle: Ben gidiyorum, dedi. Kapıy» doğru yürüdü. Sofadı kimse yoktu. Galib, dışanda, kapuım cnünde bir an durdu. Büyük bir gayret sarfile kendini topladı. Sokak kapısına yürüdü; yavaşça açıp dışarı çıktı. Otomobil kapıda duruyordu. Müşfik HARRYBAUR " SAKARYANIN ..<»«.. kazandığı film Zafer roman içinde ybktu. Genc adam, ne yapacağını şaşırmış bir halde, etrafına bakındı. Sonra yürüdü. Otomobile girdi. Uzanıp korneyi çaldı. Bu esnada adımlar işitti. Otomobilin kapısını, biri, açmağa uğraşıyordu. Dönüp baktı. Nurdu! Galib, hareketsiz kaldı. Kız, camın arkasından, gülümsüyordu. Galib kendini biraz toplayınca doğruldu. Ona kapıyı açtı. Nür, derhal otomobile atlamıştı. Galib, onun yüzüne bakınca ağlamış olduğunu gördü. Yanaklan hâlâ ıslaktı. Kız, genc adamın yanına oturunca, eteklerini düzeltmekle meşgul görünerek, başı öne iğilmiş: Ben, dedi, ben, sizin için yanhş düşündüğümü aı lıyorum. Ve başmı kaldırıp, hafif bir tereddüdden sonra ilâve etti: Fakat şurası da muhakkak ki, bizim anlaşamamazlığımız mütekabil oldu Siz de beni anlamadınız... Birdenbire sustu. Camın arkasında biı baş görmüştü. Bu, Müşfiğin başı idi. Ga lib de arkadaşını gördü. Gülümsedi. Nu ra dönerek: «İnelim» dedi. İArhası varl fun ter Edebl roman : 58 Meselâ Şahende Hanımla siz..« Şahende Hanıra ismi Galibin ağzmdan çıkar çıkmaz birdenbire kızın vücudü dımdık olmuştu. Yeşil gözleri şimşeklenerek: Susunuz, diye mırıldandı. Susmıyacağım. Size söylemek istediğim öyle çok şeyler var ki... Evet Şahende Hanım... Bu kadınla sizi kim mukayese edebilir!.. Nur gerilemişti. Hakaret dolu bir bakışla genc adamı süzdü: Yakında karınız olacak bir kadını tahkir edecek kadar sizi alçalmış görmek istemezdim! Genc adam omuzlarını silkti: Karım olmıyacak ki... Fakat! Şaşırıyorsunuz. Evet, yakmda değil, artık hiçbir zaman karım olmıyacak. Ben onunla, yaptığım bir hatayı tashih i Yazan : Peride Celâl çin evlenecektim. Halbuki daha bir iki saat evvel bu kadının ne feci bir mahluk clduğunu bir kere daha ispat eden şeyler ögrendîm. Sustu. Genc kız, gözleri hayretle büyümüş, olduğu yerde donmuş gibi, hiç kıpırdamadan duruyor, nefes bile almağa korkarak kendisini dinliyordu. Galib, derin bir nefes aldı: Meğerse, az kalsın bir yalana kurban gidiyormuşum. Çocuk filân, hepsi tuzakmış. Kadm, ayni hileyi, bir müddet evvel, başka bir adama da yapmış. Şimdi anlıyor musunuz? Beni bu kadına bağlıyan tek şey çocuktu... Halbuki, o mevcud olmayınca, herşey kendiliğinden halloldu. Bir zamanlar bu kadımn, çocuğumun anası ve karım olacağını düşündükçe nekadar ıstırab çektiğimi Allah bilir... Siz bile benim ne halde olduğumu anhyamadmız. Belki de onu sevdiğimi

Bu sayıdan diğer sayfalar: