31 Ocak 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

31 Ocak 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

31 Ikincîkânun 1940 CUMHURİYET Majino*ya doğrn? Nark müddeti de bittiğinden Belediye tetkikat yapmağa başladı Fransa ve Fransızm bütün ihtiîaU Ruhu zor anlaşılan bir milletin ayaklanışı iere muhavemet eden büyüh mesnedi içtimaî sağlamttğıdtr Yazan: CELÂLEDDİN EZİNE Buğday ve ekmek Türk Yunan meseleleri dostluğu yürüyor {Başmakaleden devam) kaydettiği büyük hâdiselerden biridir Eğer Tolstoy bu hâdiseyi görebilseydi, hiç şüphesiz insanların garazsız bir dostlukla nasıl yepyeni bir dünya yaratabileceklerinin en pürüzsüz parlak misalini bunda bulur ve ısrarla gösterirdi. TürkYunan dostluğunun Balkan Antantı içinde hususî bir mevkii vardır. Yunan Türk münasebetlerinde dostluk politikanın emrinde değildir, bilâkis politika dostluğun emrindedir. İki memleketin siyasî kuvvetleri mecmuu, kardeşlik derecesine varmış dostluklarının muhassalasıdır. Onun için çok sağlamdır. Büyük küçük hiçbir devlet bu dostluğun yalçın sert kayasından en ufak bir parça dahi düşüremez. Bütün Balkanların ayni salâbetli samimî bir dostluğun muhteşem bir abidesi halinde yükselmesi ne kadar temenni olunurdu. Bununla beraber bütün Balkanlara şamil temennimiz nihayet tahakkuku muhal işlerden sayılmaz. Biz menfaatleri ve hatta hisleri müşterek ayni büyük camianın erkânı olan Balkanhların bir gün TürkYunan dostluğu örneğini Balkanlar ölçüsünde büyümüş bir şekille hakikat yapabileceklerini daima pek mümkün görenlerdeniz. Hatta şimdiki halde antanta dahil olmayan Bulgaristanın bu hususta diğerlerine takaddüm edecek vaziyette bulunduğunu takdir ediyoruz. TürkYunan dostluğu böyle kademe kademe füluhat yaparak bütün Tuna havzasına şamil bir kardeşlik şahikası yükseltebileceğine bütün samimiyetimizle inanıyoruz. Felahetxedeler için Ingiltere 800 ton gıda maddesi gönder M di, diğer yardımlar da devam ediyor ™ Ankara 30 (a.a.) Aldığımız malumata göre hareketi arz felâketzedeleri için ingiliz milleti ve hükumeti tarafından yapılmış olan geniş mikyastaki yardımlara ilâveten bu defa da İngiliz Harbiye Nezareti tarafından 800 ton mevaddı gıdaiye gönderilmiştir. Dost memleket Harbiye Nezaretinin felâketzedeler için gösterdiği bu yakın alâka muhitirrvde büyük bir sempati ile karşılanmıştır. leri için 200 Suriye lirası, Kemal Haşira 15, emekli albay Ahmed Necib 25, doktor Mustafa İzzettin 25, Bayan Sara Siret de 25 Mısır lirası teberru eylemışlerdir. Gene Beyrutta İbrahim Itri 500, bir Türk vatandaş 50 ve Muzaffer Emin de 50 Türk lirası teberru etmişlerdir. Buğday ve dolayısile ekmek meselesi üzerinde, değirmenci ve fırıncılar Top rak Mahsulleri Ofisinin kâfi miktarda buğday vermediğini ileri sürerlerken ekmeğe konulan nark müddeti de bittiğinden Belediye İktısad müdürlüğü nark için tetkiklere başlamıştır. Dün, Fırıncılar cemiyeti reisi Ahmed Rızanın da iştirakile Belediye İktısad müdürlüğünde bir toplantı yapılmıştır. Maamafih şimdilik narkm tebeddülünü icab ettirecek bir vaziyet görülmemektedir. Memlekette yardım Ankara 30 (a.a.) Hareketiarz felâketzedelerine eşya ve gıda maddesi olarak yapılmakta olan teberruat etrafında bugün aldığımız haberler Konyadan Kızılay Kurumuna yeniden gönderilen 2042 üra ile Konyanın bu güne kadar yapmış olduğu yardım 17,342 liraya varmıştır. Konyanın vilâyet itibarile teberruatı ise 42426 liradır. Çanakkalede merkezde 8706, Bigada 4328, Ezinede 2325, Bayramiçte 1981, Geliboluda 1776, Ayvacıkta 1767, Eceabadda 725, Yenicede 514, Lâpsekid« 622, Bozcaadada 385, imrozda 254 lira, Erenköy nahiyesinde 446 ve Kirazlı nahiyesinde de 87 lira toplanmıştır. Böylece vilâyetın nakdî teberruat yekunu 24,006 lirayı bulmuştur. Bundan başka 8000 parça eşya ile 7574 kilo da yiyecek gönderilmiştir. Nevşehirde düne kadar yapılmış olan teberruat yekunu 3316 lirayı bulmuş ve 70 denk içinde de muhtelif eşya gönderilmiştir. Edirnenin teberruatı 35.000 liradır. Amasyadaki sarsıntt Amasya 30 (a.a.) Dün Amasyada saat 18,35 te üç saniye devam eden hafif b>r zelzele olmuştur. Değirmencilerin itirazı Istanbul değirmencileri, Ofisin buğday verimi hakkında Ofis İstanbul şubesi müdürü Nuri Orak tarafından gazetemizce istenen izahat üzerine verilen malumata itiraz etmektedirler. Dün bize müracaat eden değirmenci lerden bazıları bu hususta şu malumatı vermişlerdir: « Ofis müdürü, İstanbul için bir günde 850 ton buğday verdiğini söylüyor. Fakat unutuyor ki, dört gün bayramda Ofis, hiç buğday satmamıştır. Pazarları ve haftanın bazı günlerinde de Ofis, buğday satmaz. Belediyenin Ticaret Vekâletine yaptığı müracaat de bizim haklı olduğumuzu göstermiştir. Yani şehrin günlük ihtiyacı 300 ton buğday değil, 400 ton ve hatta ondan da fazladır. Evvelce Anadolu ve Trakyadan tüc car buğday getiriyor ve İstanbul değir menleri Ofisin doldurmadığı kısmı bu buğdaylardan alarak telâfi ediyordu. Bu buğdaylar devletin verdiği buğdaylara nazaran pahalı olmakla beraber bir mesele çıkmaması için böyle hareket ediyorduk. Fakat 20 gündenberi muvaTedatın kesilmesi üzerine mesele kendiliğinden patlak verdi. Ne ise, şimdi Urfadan 1500 ton kadar buğday geldi de bu vaziyeti biraz kurtardı. Şebin Karahisardaki sarstntı Ş. Karahısar 30 (a.a.) Dün gece saat 2 1 de kasabamızda hafif bir zelzele olmuştur. Sıvasta yeni zelzele Sıvas 30 (a.a.) Sıvasta pazar günü 1,45 te, pazartesi saat 5,46 da, bu gün de saat tam 3 te orta şiddette onar saniye devam eden üç zelzele olmuştur. Hasar yoktur. Kayseride iskân edilen felâketzedeler Bugünkü Franstz miîît birîiğıni meydana getiren enerjik lider Daladier garb cephesinde tstihkdmlon gezerken Kayseri 30 (a.a.) Dün sabat saat 9 da felâket mıntakasından şehrimize biri yaralı olmak üzere I 4 yurddaşımız gelmiş ve Talasa yerleştirilmiştir. Bu güne kadar Kayseride iskân edilmiş olan felâketzede sayısı 1007 yi bulmuştur. Paris, kânunusani başları 1940 Saat beşe geliyor. Gene her taraf karardı. Artık yann gün doğuncaya kadar, Paris, siyah bir örümceğin ağma bürünmüş gibi böyle kapkara kalacak. Caddelerin iki tarafmdaki binaların pencereleri kahn perdelerle örtülü, ince bir ışık bile dışanya sızmıyor. Kapah pancurların arkası bir sırrı gizliyormuş gibi manah ve korkunc. Içlerinden biri kanadını açıverecek ve bana çocukluğumun umacı masallarını ifşa edecekmiş gibi geliyor. Açık bir kapı kanadının, aydınlık bir pencerenin, zinde ve konuşan şeyler olduklarmı şimdi anlıyorum. Bu güne kadar hiç düşünmemiştim ki, pencere ve kapı cansız sandığımız binanın dili ve gözüdür. Hele, yaz akşamları, ardına kadar açık bahçe kapıları, kendini rüzgâra vermiş tül perdelerin yarım araladığı pencereler, nekadar in8ana yakın şeylermiş! İki yanımı çevreleyen apartımanlara bakıyorum. Dilsiz ve sağırların arasında kalmışım gibi geliyor bana... Bu sükutî evler, siyah sdkaklar birer baykuş kanadı gibi omuzlarıma çöktükçe, içimden bir ses: clşık, ah ışık!» diye sızlıyor. Otelime dönmeğe karar verdim. Hiç olmazsa odamın lâmbalannı yakıp, bol fciyaya kavuşurum düşüncesile avunuyohım. Fakat orada da beni başka bir sıkıntı bekliyor. Polis müdiriyetinin tamimi mucibince, hava kararmağa başlayınca hizmetçiler pancurları ve perdeleri kapayorlar. Üç akşamdır dikkat ediyorum. Bizim katın hizmetçisi dört buçuğu bir dakika geçirmedi. Işte gene perdeler sıkı sıkı kapah. Üstüme fenalık gelse, havasızhktan boğulsam, pencereleri aralamak imkânı bile yok! Zaten bu kış gününde böyle bir niyet de beslemiyorum. Fakat serbestimin tahdid edilmiş olması, en basit bir arzuyu yerine getirememek düşüncesi bana bu odada mahpusmuşum hissini veriyor. Eğer: «Istesem onları açabilirim, fakat kendim istemediğim için açmıyorum.» diyebilsem; pencerelerin kapah, perdelerin inik olduklan aklıma bile gelmiyecek. Güneşli bir meydanda imişim kadar ferahhk duyacağım. Kendî kendime ahdettim. îstanbula dönünce, perdeleri ve pancurları ardına kadar açmak ilk işim olacak. Boi bol, sokak fenerlerini ve karşıki apartımanın ışıklı pencerelerini seyredeceğim. Komşunun kapısından bakkala seslenen arab bacının çetrefil dilini dinleyeceğim. Ve hayatiyetin sade mahluklarda olmadığına; taşın, toprağın ve ziyanın da insan gibi konuşabileceğine inanacağım. Ve en çirkin sesin, en güzel şey olduğuna doya doya kanacağım. Hava kararınca, sokağı seyretmenin ne zevkli şey olduğunu bilmeyen dostlanm; pancurlarınızı kaldınn, perdelerinizi açın! Inanınız bana, bunu yapabilmek serbestisi vuslattan da zevkli, meyden de hoş bir haz imiş! *** Parisliler bu karanlığa ahşmışlar. Hatta birisi bana bunun gözler için daha sıhhî, olduğunu ispata bile çalıştı. Herhalde ziyasızhk, katlandıkları diğer zahmetlerin yanında nekadar ehemmiyetsiz kalır! Cephede, soğuktan ayaklan donan askerin bir fevkalâdelik yapmadığına kanı olan annesi; giinde on iki frank yevmiyeye katlanan zevcesi, mütevekkil ve vakur Fransanm timsalidirler. On iki frank bizim paramızla otuz kuruş demektir. Bu meblâğ hükumetin asker ailelerine bağladığı yevmiyedir. Belki o asker sulh zamanında ortahalli bir adamdı. Ve Fransada ortahalli demek, giinde hiç olmazsa 200 frank kazancı olmaktır. Şimdi, işini giicünü bırakarak serhadde koşan bu askerin, anası, karısı, çocuğu hiç şikâyetsiz bu yeni vaziyeti kabul ediyorlar. Bu itirazsız tevekkül, onlar için fedakâr olmak değil, fakat sadece vazifelerini yapabilmektir. Vatan, millet, kahramanhk, fedakârhk gibi kelimeleri sarfetmeden; hislerinin tezahürüne meydan vermeden memleket hizmetine koşan bu Parislileri bir çoklarımız nekadar yanhş tanımışızdır! Ecnebiler için Paris, eğlence, zevk ve safa şehri olmaktan başka nedir? Hafif meşreb, çılgm Paris! Halbuki şimdi o Parisi bir görseler; hafif sandıkları bir milletin, sırası gelince, nekadar ciddileşebi leceğine hayretle şahid olacaklardır. Fakat sulh zamanında bile, Fransada uzun müddet kalmak şartile, içindeki cevherini keşfetmek güç bir şey değildi. Ben bunu on yedi sene evvel kendi nefsimde tecrübe ettim. Tahsilimi Almanyadan Fransaya nakletmek zarureti hasıl olunca, her delikanh gibi ben de sevinmiştim. Ağır Alman havasından, çalâk Fransız muhitine gitmenin gene bir adamı sevindireceği tabiidi. Fakat Parise geldikten, mektebde ilk dersleri dinledıkten, sene sonu imtihanlarına girdikten sonra anlamıştım ki, Paris sanıldığı gibi sade neşe, sade eğlence şehri değildir. Müteaddid çehresi vardır. Bukalemun gibi renkten renge girer; tılısımhdır. Şöyle dyak üstü, seyahat maksadile gelenler, onun bir çehresini görmüşler ve yanlış hükümlerini vermişlerdir. Elinde Bedeker seyahatnamesile Montmartre tepesinin dört kabaresine giden; Montparnasse kahvelerinin üçünü ziyaret eden seyyahtan başka ne beklenebilir? Yanıbaşındaki mahallede bütün bir ilim ve san'at kartiyesinin mevcudiyetini bilmeden, görmeden; görmüş olsa bile anlayamadan dönmüştür. Gezdiği birkaç barda kozmopolit mirasyedilerden başka kimi tanımıştırî San'atkârların hayatına yakından şahid olacağım, diye, koştuğu kahvelerin peykelerini dolduran züppeler, Fransız ruhunu ve harsını temsil edebilirler mi? Kahvehane köşelerinde münakaşa eden bu kısırlar velud ve nurlu Fransanın lâtin mefkuresinden nekadar uzaktırlar. Hatta Fransızlar bile bu yerlere, bir ecnebi seyyah gibi tecessüsün sevkile giderler. Hayır, lâtin Fransa daima müspet eser vermiştir. Ve onun da dimağı Paristedır. O bambaşka Pariste! Ecnebinin verdiği ikinci hatalı hüküm, Fransız kadını hakkındaki görüştür. Bir kahvede tanıştığı, bir sokak başında yolunu çeviren, bar ismini taşıyan kuytu bodrumlarda uryan seyredilen kadınlar, Fransız kadmlığının mikyası değildirler. Hakikî Fransız kadını, eşsiz Fransız ailesinin temelini kuran burjuvazinin içinde saklıdır. Onu göremezsiniz bile... Fransız burjuvazisi kadar, ecnebiler için girilmesi güç aile teşekkülü nadirdir. lngiltereyi bilmiyorum, fakat Alman burjuvazisi daha çok serbest ve ecnebiye karşı misafirperverdir. Pariste ve vilâyetlerdeki aile mefhumu an'anelere ve görgülere sadık sıkı prinsipler üzerine kurulmuştur. Bu ailenin esas psikolojisile uğraşan Fransız romancıları bile hakikî tablosunu daha çizemediler. Felâketzedelere yardtm Amasya 30 (a.a.) Bu gün Sıvas transit deposundan felâketzedelere tevzi olunmak üzere 2747 kilo muhtelif yiyecek maddesile 324 kilo sabun ve bir sandık eşya gelmiştir. Amasyada bulunan felâketzedelerden 6 erkek ve bir kız çocuk Ankara Çocuk Esirgeme Kurumuna gönderilmiştir. Urfanın yardımı Urfa 30 (a.a.) Urfa merkezinde ve mülhakatında bu güne kadar yer sarsıntısı felâketzedeleri için yapılan teberruat miktarı 23 bin lira ve ayrıca 39,5 ton zahireden ibarettir. Teberruata hararetle devam edilmektedir. Balkanhların şu veya bu büyük devletin oyuncağı olmaktan kurtulmalan onların en büyük zaferini teşkil edecektir. Haricden yarımada üzerine taşıp yayılacak panslavist veya pancermen büyük cereyanlar, oralarda mevcud milletlerin benliklerini mahveder. Bu bütün Balkanların korkudan titreyerek takdir edeceği Her şeyden evvel biz de şunu hatırlatkâfi bir fenalıktır. mak isteriz ki, ticaret sıkıya değil, serbesBütün Balkanhların bu yüksek idealde tî ve samimiyete âşıktn\> birleşmelerine intizaren bu gün için bir Fırıncılar cemiyeti reîsine göre Fırıncılar cemiyeti reisi Ahmed Rıza Türk Yunan dostluğunun yekdiğerine da kendisile görüşen muharririmize de en büyük bir samimiyet ve inanla dayanan iki milletten müteşekkil en kuvvetii bir ismiştir ki: « Biz şimdilik vaziyetten memnunuz. tihkâm vaziyetinde olduğunu söylemekKâfi derecede un buluyor ve alıyoruz. ten zevk duyarız. Bu dostluğun feyzi öyFakat, değirmencilerin bu unu bize vere ledir ki onun sayesinde Türkiye kendisini bilmek için buğday tedarikinde müşkülât Yunanistanla büyümüş ve Yunanistan da çektiklerini de görmüyor değiliz.» kendisini Türkiye ölçüsünde kuvvetlenmiş görmekte hakhdırlar. Bu hal ile bizim gözümüzü korkutabilecek hiç bir tehlike iBastarafı 1 incı sahijedel yoktur demekte tereddüde mahal görmezamanda vukua geleceğini ümid ettikleri yiz. işgalden sonra şiddetli bir tazyik yapmak İbret ahnacak iştir ki biz Türklerle üzere Rumanya hududunda beklettikleri Yunanhlar, hal ve istikbalimize aid bu kıta'larını da Finlandiyaya göndermişlersonsuz emniyeti yalnız dostluklarımızm dir. Bazı emarelere göre, Moskova, cenuba hakikaten candan samimiyeti kaynağmdoğru genişleme siyasetini başka zamana dan alıyoruz. tehir etmiştir. Maamafih, bu, Sovyetlerin YUNUS NADÎ bu siyasetten vazgeçmiş olmaları demek değildir. Şehrimizde toplanan para istanbulun zelzele felâketzedeleri için (Ba? tarajt 1 Inct sahifede) topladığı teberru miktarı 981,228 liraya temizlettirilmesi lüzumu beyan edilmişbaliğ olmuştur. Halen komiteler faaliyette tir. olmadığından yalnız Kızılay merkez ve Belediye Kasımpaşa ve Balatta açacasubeleri teberruları kaydetmektedir. ğı halk hamamlarını şubatın on beşinde Zileye yerleştirilen felâketzedeler açacaktır. Buralarda yıkanacaklara peşZile 30 (a.a.) Zile, kaza merkezin temal ve sabun verilerek mukabilinde on de yerleştirilen zelzele felâketzedelerine kuruş alınacaktır. Çok fakir olanlar kaybu güne kadar 1 7.886 kap muhtehf sıcak makamlar tarafından parasız yıkanmak Hayemekle 8943 kilo ekmek vermiştır. Bun üzere hamama sevkedileceklerdir. lardan başka felâketzedelerin günlük gaz mamlar kaSınlı, erkekli olmak üzere iki ve mahrukatlarile sair arzu ve ihtiyacları kısım olacak, cumartesi ve pazar günleri dahi açık bulunacaktır. da temin olunmaktadır. Temizlik seferberliği tskenderiyeden yapılan yardım Valinin sb'zleri Sovyet Rusya Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar dün Ankara 30 (a.a.) İskenderıyeden bildirildiğine nazaran halkın ikincikâ bir muharririmize şunları söylemiştir: « Şehrin birkaç yerinde tifüs vukuanunun ilk haftasına kadar hareketıarz felâketzedelerine yardımları 820 Mısır li tına tesadüf edildi. Sıhhî faaliyetlerimizi rasma varmıştır. artırdık. Müteyakkız bulunuyoruz. Halkın toplu bir halde bulunduğu mahallerBudapeşte Belediyesi SO bin de temizlik yaptınyoruz. Fevkalâde va>pengö verdi ziyet yoktur. Bu aylarda istanbula gelen Ankara 30 (a.a.) Budapeşteden gidenler arttığı cihetle bir iki tifüs vakbildirildiğine nazaran, Budapeşte beledi ası zuhur edebilir. Bizim vazifemiz bittayesi hareketiarz felâketzedelerine bir yar bi lâzım gelen tertibatı almaktır ve aldım olmak üzere 50,000 pengö tahsis ey dık. Felâketzedeler arasında kat'iyyen tilem iştir. füs vukuatı yoktur. Bunlarm bulunduklaKöstencedeki Türklerin yardımı n yerlerde icab eden temizlikleri yaptık.» Ankara 30 (a.a.) Köstenceden bilItalyanın kömür ihtiyacı dirildiğine göre, Köstencede mukim va Roma 30 (a.a.) Ecnebi müşahidtandaşlarla ırkdaşlarımız ve hayırsever zevat tarafından hareketiarz felâketzede lerin istihbaratma nazaran Clodius ün Roerine bir yardım olmak üzere 82,700 ley mada müzakere edeceği başlıca mesele lerden biri italyanın kömür ihtiyacımn te:eberru olunmuştur. Hindistandan 1700 İngiliz lirast mini işidir. Deniz seferlerinin azalmasl üzerine İtalyanın kömür ihtiyacı kâfi degönderildi recede tatmin edilemediği için italya şimAnkara 30 (a.a.) Rangon yardım di Brenner yolile gönderilecek olan Al • komitesi reisi Ahmed ibrahim, Cumhur man kömürlerine güvenmektedir. Reisi İsmet inönüne gönderdiği bir tel rafta hareketiarz felâketzedeleri için ÇekoSlovakya ile akdedilen Rangon halkı tarafından 1700 ingiliz liticaret muahedeleri rası teberru edilmiş olduğunu bildirmiştir. Havas'a göre Balkan Konseyinin ruznamesi Belgrad 30 (a.a.) «Havas» Balkan Antantı konferansının ruznamesinde esasb noktaların şunlar olacağı bildirilmektedir: 1 Balkan memleketlerinin büyük devletler bilhassa muharibler karşısındaki hattı hareketi, yani Balkan devletlerinin tam bitaraflıklannın teyidi, 2 Balkan Antantı memleketlerinin Macaristan ve Bulgaristanla münasebetleri ve Balkan Tuna barış ve bitaraflığının idamesi için bu memleketlerle teşriki mesai imkânı, 3 1939 y,h için derpiş edilen ve harb dolayısile tehir edilen hususî konferansm mevzuunu teşkil etmesi icab eden bazı iktısadî meselelerin tetkiki. Egedeki heyelân Izmir 30 (a.a.) Sinekli mıntakasında bir müddettenberi hafifçe başlayan heyelân dün ilerleyişini artırmış, Vezir ve Osman Ağa sularmın ana borularından birini patlatmıştır. Civarı kaplayan suların arzettiği tehlikenîn önüne geçmek için Belediye suyu derhal membandan kestirmiş ve ihtiyatî bir tedbir olarak su basan mmtakadaki evlerden ikisini de tahliye ettirmiştir. Borunun sür'atle tamirine çalışılmaktadır. CELÂLEDDİN EZİNE Yeni imar projeleri Belediye İmar müdürlüğü Taksim Ayaspaşa arasında açılan yolun tanzimi için bir proje hazırlamaktadır. Burada ortası asfalt döşeli 14 metTelik caddeler vücude getirilecek ve Taksim abidesi etrafındaki tesisat için uygun bir şekil kararlastırılacaktır. Stokholm 30 (a.a.) Social • Demokra Ankara 30 (a.a.) Üskübden haber ten gazetesinin bildirlidiğine göre, İsveç verildiğine göre hareketiarz felâketzedeordusu başkumandanı General Thornell, eri için yeniden 13,350 dinar ile muhteaskerî makamata tâbi olmak üzere bir lif eşya teberru olunmuştur. Beyruttan gönderilen iane gönüllü müdafaa teşkilâtı yapılması için ihzarî tedbirler almmasını, hükumetten Ankara 30 (a.a.) Beyrutta İbrahim Bulgaristan müşahid taleb etmiştir. Şakir tarafından hareketiarz felâketzedegöndermeyecek Bu teşkilâtın hedefi, bilhassa tayyareSofya 30 (a.a.) «Havas» Zora lere ve bozgunculuk için paraşütle memleket dahiline inebilecek düşmanlara kargazetesi yazıyor: şı müdafaada bulunmak olacaktır. Bu teşBulgaristan Balkan konferansma mü kilât, gönüllülerden mürekkeb bulunşahid göndermiyecektir. makla beraber devletin kontrolu altında Ayni gazeteye göre Macaristan da tem çalışmak suretile de her hangi bir siyasî sil edilmiyecektir. grupun istifade âleti haline gelemiyecekHariciye Vekilimiz geliyor tir. Ankara 30 (a.a.) Balkan Antantı daimî konseyinin Belgradda aktedeceği toplantıya işiirak etmek üzere Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu refakatindeki zevatla birlikte bu akşam Anadolu ekspresile İstanbula hareket eylemiştir. Hariciye Vekilimiz istasyonda B. M. Meclisi Reisi Abdülhalik Renda, Vekiller, meb'uslar, Riyaseti Cumhur Başyaveri, Hariciye Umumî Kâtibi, büyük elçiler ve elçiler, Hariciye Vekâleti erkânı, yerli ve yabancı matbuat mümessilleri tarafından uğurlanmıştır. Isveçte millî müdafaa hazırlığı Üskübdeki Türklerin yardımı feshediliyor Belgrad 30 (a.a.) Almanya hükumeti, nisan ayından itibaren Bohemya ve Moravya himaye idaresinin Alman günırük sistemine ithal edileceğini Balkan hükumetlerine bildirmiştir. Eski ÇekoSlo vakya ile akdedilen ve şimdiye kadar mer'iyette kalan ticaret itilâflan nisan dan itibaren hükümsüz kalacaktır. Arpa ihrac editmiyecek Birlik dün mühim bir karar verdi Şişhane yokuşundaki çocuk bahçesi Şişhane yokuşunda yapılmakta olan çocuk bahçesile etrafının tanzimi ameliyesine yeni bir hız verilmiştir. İleride, buradaki ahşab Askerlik şubesi binasile İtfaiye garajınm bir kısmı da kaldırılacaktır. Uruguayın mavi kitabı Montevideo 30 (a.a.) 13 kânunuevvelde vukua gelen Punto Del Este deniz muharebesi Graf von Spee'nin kendi kendisini batırması, Tacoma vapurunun Montevideo. da kalan Graf von Spee mürettebatının mevkuf tutulması hakkındaki vesikaları ihtiva etmek suretile Uruguay Hariciye Nezaretinin hazırlamakta olduğu mavi kitabın basılması bitirilmiştir. Mühendis mektebi önünde bahçe Mühendis mektebinin önünden Dol mabahçeye giden yolun çizdiği kavis dahilinde bulunan yüksek boşlukta bir bahçe ve havuz yapılacak ve etrafa kanapeler konularak halkın istirahatine yarar bir mahp' meydana getirilecektir. Boğaziçi ağaclandırılacak Vali, Boğaziçinde boş ve çıplak arazinin ağaclandırılması için bir komisyon teşkil ettirmiştir. Komisyon, mıntakaları tespit edecek, kendi arazisini ağaclandırmak istiyenlere bedava fidan verilecektir. Alacaklıyı yaraladı Hacıkadm mahallesinde 69 numaralı evde oturan Bedri, alacaklı olduğu ayni mahallede kahveci Abdüllâtife gıdip alacağını istemiş, aralarında çıkan kavga heticesinde Lutfi Bedriyi, yumrukla gözlerinden yaralamıştır. setinin mihverini teşkil ettiği mütaleasındadır. Diğer Yunan gazeteleri de buna benzeAtina 30 (a.a.) Balkan Antantı yen tefsiratta bulunmaktadırlar. konseyi toplantısına iştirak edecek olan Rumen Yugoslav iktısadi Başvekil ve Hariciye azırı Metaksas'ın riyasetindeki Elen heyeti bu akşam vapurla görüşmeleri Selâniğe hareket etmektedir. Heyet SelâBükreş 30 (a.a.) Vreme gazetesinikten trenle Belgrada gidecektir. nin Bükreş muhabiri bildiriyor: Metaksas riyasetindeki Elen heyeti, orGelecek ay Belgradda yeni Rumen ta elçi Melas, orta elçi Papadakis, Harici Yugoslav ekonomik müzakereleri başlıyaye müdürlerinden Andrulis ve Gafos ve caktır. Başvekilin yaveri albay Nobelis'ten mü Geçen kânunuevvelde iki memleket arekkebdir. rasmda klering sistemini ilga eden bir anYunan gazetelerinin tefsirlerl laşma akdedilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, döviz olarak tediye Atina 30 (a.a.) Metaksasın Balkan konferansma hareketi hakkında tefsiratta sistemi iyi netice vermemiştir ve klering bulunan Messageri d'Athens gazetesi, sta sistemi tekrar esas olarak ihdas edilecek tükonun muhafazası Yunan hariciye siya tir. Metaksas hareket etti Dün toplanan ihracat tacirleri birlik komitesi Zahire ihracat tacirleri birliği komitesi dün öğleden evvel Liman hanındaki merkezinde komite reisi Toprak Mahsulleri Ofisi istanbul müdürü Nuri Orakın reislıği altında toplanmış ve çok mühim bir karar vermiştir. Arpa piyasasını ve ihrac vaziyetini tetkik eden komite gördüğü lüzum üzerine arpa ihracatını tahdidle harice mal satılmamasına karar vermiştir. Komite, bu kararla beraber, bu tarihe kadar yapılmış o lan satışlar karann haricinde tutulmuş ve taahhüdlerin yerine getirilmesi Turk tüccarınm şerefi namma en tabiî bir hal telâkki edilmiştir. Akşam saat 16 da bütün zahire tacirleri bir toplantı yapmış ve komitenin kararı kendilerine tebliğ edilmiştir. Bu karar etrafında bütün ihrac mer kezlerindeki ihracatçılann mutabık olduklan öğrenilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: