16 Mayıs 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

16 Mayıs 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET | Mlçük hlkâye Zavallı kızcağız! || Sın'at Ayetullah Sümerin resim sergisi 16 Mayig 1940 RA D YO Melvyn Douglfs beraet kazandı Komünistlikle itham edilerek hakkında zabıta tarafından tahkikat yapılmakta olan artistin böyle bir şeyle alâkası olmadığı anlaşıldı Sabrıye Hanımın agrıları sıklaşmıştı. Uç gunBereket versin Mulhime de sade anııesinin denberı geceli gunduzlü başucunda bekleyen bu iyiliklerine mukabele etmek için değil, kenebe, acele doktora telefone etti. Profesor Tah di istidad ve zekâsı, kabiliveti neticesi çalışıyor, sin Lern'i Bey, kısa ve geniş vücudile, gözluk her sene sınıfanı «pek iyi» derecelerle geçi lerinin altuıda parlayan gozleri, tatlı bir teyordu. bessümle süslenmiş nemli dudaklarile içeriye Müz'ic didinmeler, gönül üzüntüleri Sabriye girdi. Muayene uzun surmedi. Çünkü hâmile Hanımın saçlarmı ağartmıs. avurdlannı çökbeş aydanberi onun tetkik ve ihtimamı altın türmüş, onu vakitsiz ihtiyarlatmıştı. Lâkın Sabdaydı. Her zaman mühim meseleleri muayyen riye Hanım dunyada yegâne saadeti, tesellisi bir karara bağlarken yaptığı gibi nazarlarım kızı olduğu için, bu şekilde ömrünü heba ettigozlük camlannın üzerinden aşırdı: ğıne hiç de teessüf etmiyor, küçüklüğünde sa Hanımefendi, dedi, eğer yirmi dört s>aat yısız hastalıklar çekmiş yavru ile sanki lıiç adaha beklersek belki normal bir doğum yapa lâkası yokmuş gibi serpilip büyümüş, kızıl bilirsiniz. Fakat çok sıkıntı çekeceksiniz.. Ağ taçlı, kahverengi gözlü, beyaz tenli bir periyi rılar, daha sıklasmak şartile bu müddet zarfın sndıran Mulhimenin mevcudiyetile sonsuz bir da bütün şiddetile devam edecek. İsterseniz. gurur VP iftihar duyuyordu. Fransızlann cerarien, Almanların kaiserschnıtRuhunu, mevcudiyetini kemirip emmiş olan te dedikleri ameliyeyi yapalım.. Çocuğu ka zahmetlerin, onun bir eseri yavrusunda bu surından alalım! Biraz kloroform koklatıverıriz. retle kuvvet, genrlik ve güzellik tarzında teEmin olun hiç bir şey duymazsııuz.. Çocuk teh celli etmesine hududsuz seviniyordu. ljkeden, siz de ıstırabdan kurtulmuş olursunuz!. Artık Mulhime liseyi bitirmişti. Ona da bir iş Sabriye Hanım, kocası Adil Beye bakü. Genc aramak mı lâzımdı? Yoksa Üniversiteye gönSan'atkânn muvaffak eserlerinden: adam, endişe ve istifhamla dolu nazarlarıra derip tahsilini yükseltmek mi icab ediyordu. doktora çevirdi. Profesor: Kontes E. S. in portresi Yahud evlendirmek mi, daha iyidi? Hiç tereddüd etmeyin! Ressam Ayetullah Sümer en velud san'atkârSabriye Hanımın zihnirli bu istifham işaretOiye teminat verdi. Sonra hastabakıcıya dö leri altüst ediyordu. Bu üç yoldan birinde yü larımızdan biridir. Geçen sene uzun müddet Ankarada ve huzurlannda çalısarak büyuk k: rümeğe karar verecek hiç şuphesiz genc kızın Reisicumhurun mükemmel bir portrelerini >apSöyle, dedi, hemen ameliyathaneyi hazır gene bbzat kendisiydi. Onun için annesi Mültıktan sonra Devlet resım, Galatasaray ve ! bimeyi karsısına aldı ve ne karar vereceğini Halkevleri sergilerine de bir çok yeni eserlerle •** cğrenmek istedi. Genc kız, evvelâ kat'i bir şey iştirake imkân bulan genc ressam şimdı atciyesoylemek istemedi. Sonra: sinde yarısmdan fazlası henüz teşhir edilmemiş Hanım yüze kapanmış bayıltma mas Anneciğim, dedi, benim gibi gece gorfdüz 65 tablodan mürekkeb bir sergi açmağa muvafamuklarma duşen beş altı kloroform müteakıb tath bir uykuya dalmı«tı. derslerile meşgul, ciddî, ha.tta biraz da nobran fak olnıuştur. .utt ameliyesi çarçabuk olup bitmıs, bir kızdan hiç ümid etmezdin değil mi? Ben iki Bunlardan bazılarınm en eski eserleri olması senedir teyzezadem Sedadı seviyorum.. Eğer ressamın san'at hüviyetini ve senelerdenberi •jn dakika geçmeden: müsaade edersen onunla evleneceğım!. nıerhale merhale bu yoldaki terakkisini tetkike l3ir kız çocuğunuz oldu! Sedad da Sabriye Hammm elinde büyümüş imkân veriyor. Herşeyden evvel Ayetullah SüOiye minimıni bir yavruyu kucağına teslim etmişlerdi. Gozleri yumuk, başında kaş ve saç tü. «İpek şirketi» nde çok sağlam bir mevkii merin portre, peyzaj ve natürmort gibi san'atm hududlan çizilmemiş, henüz bir insan taslağı vardı. Ne yazık ki çapkın ve hercaî tabiatlı bir herhangi bir şubesine kendisini hasretmıyerek umumî bir ressam olarak çalışması tetkike deölacak kadar bile umumî hatları tekemmül et gencdi Bunu Mülhimeye anlatmak istedi. Heyhat, genr kızın gözünü aşk bürümüştü. Ağlıyor, ğer bir mevzudur. Eğer her janrda da muvaffak memiş çocuk hiç şuphesiz kendi vücudünden olmasa kendisini san'atta henüz kat'i yolunu kopup gelmiş olduğu için ona çok şirin ve se çırpınıyor, harab oluyordu. bulamamış addetmek lâzım gelirdi. Halbukı cıdÇare yok mu\afakat etmek lâzımdı. Madtmki vimli görünmüştü. Ah, yarabbi ne saadetti bu.. den muvaffak bir eser olan Millî Şefimizin porDokuz aydır çektiği işkence nihayet sonsuz bir Mülhime saadetini bu izdıvacda bulmak iste trelerinm yanıbaşında «Çamlıcadant isimli ve bahtiyarlıkla neticelenmişti. Kocası da onun yordu. Şimdiye kadar hiç bir şeyini esirgemesergide 58 numara ile teşhir edilen muhteşeın diği kızının bu arzusuna mı mâni olacaktı. kadar, belki ondan fazla seviniyordu. Fakat, bir manzarayı gorüyoruz. Etraftan fışkıran yeSabriye Hanım, hiç kimseye itiraf etmemekle Evlendiler. Fakat Sabriye Hanımın tahmınleri şillikler arasında dimdik çamlar yükseliyor. beraber çocuğunun kız olmasından dolayı için çok doğru çıktı. Sedad Mü^imeyi karnmda ço Sonra uzaklaştıkça renkleri koyulaşan, sadeleIçin derin bir üzüntüye kapıldığını hissediyor cuğile terketmiş ve bir ecnebi kadınının peçine şen yesil yaz bahçeleri ve nihayet denızde en du. takılarak Avrupaya gitmişti. Biçare yavrucak, büyük shengini bulan bu tablonun son plânınEvet, kız çocuk büyütmenin, erkek yavru pek kolay da doğuracak gibi görünmüyordu. da İstanbulun sisler içinde beliren o mestedici silueti. Ufuk kadar ilk plân da hep sükun içinbüyütmekten çok daha müşkül olduğunu eski Doktor vaziyeti çok tehlikeli buluyordu. Çocuğu feda edersek annesini kurtarırız! de! Denilebilir ki ressam tablosunu yaparkon ler de söyler dururlardı. O zaman içtimaî muhit dolayısile anne kalblerinde böyle bir korka Demişti ama, ağzından sözler pek mütered herşeyden tecerrüd etmiş ve kendini yalnız yerleşirdi. Onların daha kolay tuzaklara, teh didane dökülmüştü. Ah.. Bütün hayatını vak renklerin ahengi içinde bulmuştur. likelere maruz kalabilmesi ihtimalleri herkesi federek yetiştirdiği Mülhimeyi de kaybederse Başka bir salonda naturmortlar var. Canlı, endişeye düşürürdü. kudretli, temsil ettiği şeyi tam olarak, ne renkhali ne olurdu. Sabriye Hanım, bu gün vaziyetin hiç de böyBeraber amefcyathaneye girmekte ısrar etti. ten ne de desenden fedakârlık etmeden ifade le olmadığını pekâlâ biliyordu. Hayır, düşün Mülhimeyi masaya yatırdılar. Bayıltma maske eden naturmortlar. Bu üç janr üzerinde de muduğü nokta bu, değildi. O, kız çocuğun saade sini yüzüne geçirdiler. Pamuğa damlayan klo vaffak olmak şuphesiz ki nadir ressamlara mütini temin etmenin gayrikabil denecek derece roformun kokusu Sabrive Hanımı da fenalaş ycssir bir mazhariyettir! Senelerin Ayetullah Sümerin inkişafmda nede guç olduğunu hatırlamıştı. Bu yavrucağın tumıştı. Birdenbire kendini kaybederek olduğu kadar müessir olduğunu bu sergide kolayca tetileride çok hassas bir genc kız olup yeüştiğini yere yıkılıverdi. kike imkân var. Sekiz sene evvel Pariste gü tasavvur edin. Kendisini anlamayan hodbin ve • •* nıüş madalya alan SiyahU kadın (3) ile üç sekaba bir>kocaya düşmüş. Böyle bir felâket karGözlerini açtığı vakit profesor Tahsin Lem'i ne evvel yapılan Kontes E. S. in (8) ve ruhayet şısında biçarenin uğrayacafı bedbalıtlık ne Bey ve kocası sevinc içinde: bu sene yapılan gene aynı kadının (9) portresonsuz olacak. Kendısile kocası evlâdlarıııı o Geçmiş olsun, dediler, büyük bir varta lerini mukayese bu hususta bir fikır verebilir. çağa getirmek için çektikleri sonsuz eziyetler atlattm ama, artık hamdolsun, tehlike kalmaİlk portre de güzel. Fakat ressamın kendisinyetışmiyormuş gıbi o andaki üzüntülerile de den Uâve etmesi tobiî olan hususiyet ve karakdı'. kahrolmakta devam edecekler.. N« büyük acı Beyaz baslıklı, temiz yüzlü bir hastabakıcı da terde bir tereddüd geçirdiğıni zannettirecek izbu'. Erkek evlâdın da büyütulmesi bir bardak ler var. Üç sene evvelki portrede ise hakıkati su içmok, bir yeni gomlçk giymek gibi mi? kucağmdaki minimini bir yavruyu Sabriye Ha j olduğu gibi çizmekVe beraber kendinden por nıma uzatıyor ve: Hayır. Ne var ki büyudüğü zaman hayafındâ treye mana ve ifade vermekte ressam san'at Tebrik ederim hanımefendi, diyordu. bir eşk ve sevgi kadar, belki onlardan fazla dışayolunu bulmuştur. Son portrede ise bu inkıçarıdaki mesgalesi ve mücadelesi yer aldığı için erkek çocuğunuz oldu' fın artık yüksek bir hadde vardığında tereddüd juvasındaki bedbahthğı pek o kadar kuvvetli HADtYE ÎCLÂL edilemez. Renkte, pozda, hatta hatların kaydınhissetmiyor. Berikinin butün emellerini aileye da başka ahenk, başka kudret, başka oîgunluk, baçlamış olmasına mukabil o, kendisini avutaHALKEVLERtNDE başka sadelık var. bihyor.. Sergideki eserleri tetkik ederken ressamın Neyse, şimdiden bu kadar vehme düşmeğe kuvvetli bir peyzaj it olduğuna da hükmetınek Konser lüzum yok Kızın admı Mülhime koydular. icab ediyor. Renk kavramak kabiliyeti çok naKadıköy Halkevinden: Mülbime, Sabriye Hanımın tahmin etliğinden dir mazhariyetlerdendir. İyi desen yapan bir 17 mayıs cumn akşamı saat 21 de Süreyya ressam renklerde muvaffak olmasa da gene çok fazla müşküller ve ıstırablar içerisinde büsineması salonunda Ksdıkoy Halkevi orkestra modelinin hatlarmı tespite muvaffak yiidü. Evvelâ «havale» dedikleri kemik hastaolabilir. lığma tutuldu. Biçare kızcağız, kırk gün kırk ve korosu tarafından bir konser verilecektir. Fakat peyzajda hemen esası teşkil eden renklegece dort kişinin dört ucundan tuttuğu çarşaf Davetiyeler idareden alınır. rin aher.gi ve kavranması herşeyin fevkindedir. lar içinde kaldı. Kızamık, suçiçeği, boğmaca ckÇünkü bu janrda ekseriya desen de renktir. Beyoğlu Halkevinin spor sürüğü, kabakulak, bin türlü mide ve barsak Şunu kaydedelim ki hergün gördüğümüz güzel müsameresi bir manzaranın renkleri nadiren daha doğrusu bozukluklan yekdiğerini takib etti. Buniarın belki senede bir iki defa ve kısa bir zaman hepsini atlatıp tam mektebe başlamak yaşma Beyoğlu Halkevinden: için aynı olabilir. Vakıâ umumî görü^ümüzde girdiği vakit babası bir otomobil kazasına kurSayın meb'uslarımıza bu fark hissedilemez. Çünkü herkes aynı manban gitti. Sabriye Hanım hayatında kimsesiz ve 19 mayıs Spor ve Genclik bayramı münase zarayı bir ressam gözile ve bir tabloya tespıt gelirsiz kaldı. Yüzlerce tanıdığa yüzsuyu dökbetile Evimiz tarafından hazırlanmakta olan bü etmek niyetile görmemektedir. Meselâ serside tükten, bir çok büyük adama yalvarıp yakaryuk spor müsameresi 19 mayıs 94<Vpazar günü dıktan sonra bir bankaya daktilolukla girebildi. saat 15.30 da Tepebaşı bahçesinde verilecektir. 34 numaralı «İstiyede sabah» tablosu! Boğaz görünmüyor. Fakat uzun bir sis nehri bize deHergün dokuzdan beşe kadar o sinir bozucu Me?kur gün Istanbulda bulunmak ithimali o nizin seyrini gösteriyor. Çok iyi hissediyorsımuz makinenin başında çalışıyor, eve dönünce mut lan meb'uslarımızın Evimizce bilinmemesine ve ki bu lâciverd sis yığınının altı ancak deniz ofağa giriyor, akşam yemeğile ertesi günü ken bulunacakların adreslerinin Evimizce malum labilir ve bu sis onun henüz gölgeli sathınm disinin bankaya ve Mulhimenin mektebe gö olmamasma binaen davetname göndermek aksidir. Denizle ajrılmış tepelerin renkleri ise türecekleri yemekleri hazırlayor, sofraya otur mumkün olmamıştır. doğacak güneşe yakınlıklanna göre ve mesafe madan evvel, vakit kalırsa 10 mumluk bir elckKeyfiyeti, işbu yazımızla muhterem meb'us farklarmdan bir şey kaybermeden bütün ihtitrik lâmbasınm ziyası alünda sökükleri, yırtık larımıza arzeder ve teşriflerini rica eyleriz. şamlarile karsımızda duruyor. ları dikiyor. Karnım doyurur doyurmaz, caıısız Konferans Küçıik bir tabloda bu kadar deta/ı toplayabir cesed gibi yatağa yıkılıveriyordu. bilmek bir kaç fırça darbesile muazzam bir ufEminönü Halkevinden: Ertesi gün, daha ertesi gün, hep ayni hayat!. Fakat çok şükür kimseye muhtac olmadan ya17/5 940 cuma günü saat 17,30 da Evimizin kun çok kısa bir müddet görünen şiirini hulâsa çıyor, kendi yarı aç yarı tok kalıyor, kızına ye Cağaloğlundaki salonunda kıymetli edibleri etmek ancak tamamile yolunu bulmuş bir peydiriyor, kendi yamalı çamaşırla geziyor, Mül mizden profesor Bayan Halide Edib tarafından zajcının eseridir. Memleketimizde günden eünp kıymetlenecek ve eserleri gibi şöhreti de Türhimeyi arkadaşlarının yanında utandırmıyacak (Roman) mevzulu bir konferans verilecektir. kiye hududlan dahilinde kalmıvacak bir sanderecede süslüyordu. Davetive yoktur. Bugünkü program EADTODİFÜZYON POSTAİABI O^lga nzmılnğu: Türklye Kadyosn 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. Ankara . T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. 12,30 Program ve memleket saat ayarı, 12,35 Ajans ve meteoroloji haberlen, 12,50 Müzık: Yeni duğün havaları. Kadın okuyucular, Sadi Yaver Ataman, Sarı Receb, Ali Erbaş. 13,30 14,00 Müzik: Karışık program (PI.) 18,00 Program ve memleket saat ayarı, 18,05 Müzik: Oda müzıği (Pİ.) 18,30 Muzık: Radyo Caz Orkestrası (Şef: İbrahim Özgur) Soprano Bedriye Tuzünün iştirakıle. 19,10 Müzik: Fasıl heyeti. 19,45 Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri, 20,00 Müzik. Çalanlar: Cevdet Çağla, Refık Fersan, Fahire Fersan, Fahri Kopuz. I Okuyan: Sadi ^îoşses. 1 A. î'aik Bey Rast şarkı: (Levmeder ta haşredek gönlüm bana) 2 Sadi Hoşses Rast şarkı: (Elâ gbzlüm sana can dayanmaz) 3 Arif BeyRast şarkı: (Âşık oldur kim kılar canın feda) 4 Bolâhenk Nuri Rast şarkı: (Mailim bir nazlı j'âre) II Okuyan: Semahat Özdenses. 1 Raif Bey Karcığar şarkı: (Gülüver sevdığim) 2 Arif Bey Karcığar şarkı: (Bir goncaya) 3 Bedriye Hoşgör Kürdilihicazkâr ?arkı: (Mıtrıpta mı nalede mi) 4 Şemseddın Ziya Kurdilihicazkâr şarkı: (Bıktım elinden) 20 30 Konuşma, 20,45 Müzik. Çalanlar: Hakkl Derman, Şerif İçli, Hasan Gür, Hamdi Tokay. I Okuyan: Necmi Rıza Ahıskan. 1 M. Celâleddın Pş. Hüzzam şarkı: (Değildi böyle evvel) 2 Şükrü Şenozan Hüzzam şarkı: (Gözlerinden içti gönlüm) 3 Faik Bey Hüzzam sarkı: (Meftun olalı) 4 Şukrü Şenozan Halk türküsü: (Dıştan viran dağhyım) II Okuyan: Safiye Tokay. 1 Hamdi Tokay Uşşak şarkı: (Ey benim ahu misalim) 2 Şevki Bey Uşşak şarkı: (Aşkolsun o rindane ki) 3 Arif Bey Uşşak şarkı: (Saki yetişir uyan aman gel). 21.10 Konuşma (Sıhhat saati) 21,30 Müzik: Radyo Orkestrası fŞef: H. Ferid Alnar) 22.20 Müzik: Solistler (Pİ.) 22,30 Memleket saat ayan, ajans haberleri, ziraat, esham tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat) 22.50 Müzik: Cazband (Pİ.) 23,25 23,30 Yarmki program ve feapanıs. TÜKKİYE Holivud'dan yazılıyor: Amerıkan sinema payitahtı bu günlerde ypnı bir dedıkodu ile çalkandı. Greta Garbo'nun son çevirdiği «Ninoşka. filminde baş erkek rolünü temsil etmiş olan Melvyn Douglas'ın komünistlikle itham olunarak zabıta tarafından hakkında tahkikat yapılmakta olduğu rivayeti kulaktan kulağa söylenmekteydi. Bazıları bunu, evvelâ «Ninoşka» filminın Beyaz Ruslarla komünistler aıasındaki hoş bir mücadeleyi tasvir etmesi dolayısile o eser için mahsus yapılmış bir reklâm zannettiler. Fakat salâhiyettar meha filden bilvasıta soruşturmalar neticesi bu tahkikaün icra edilmekte olduğu tahakkuk etti. San'atkânn muhtelif işçi birlikleri azasından clması, muhtac muhacirler ve işsizlerle görü şerek onların mukadderatına alâka göstermesi, hatta kendilerine nakdî yardunlarda bulunması, bilhassa sol tarafa mütemayil bazı içtimai fikirler beslemesi Holivud zabıtasında boyle bir şüphe tevlid etmişti. Bir aydan fazla süren tetkikat Melvyn Douglas'ın böyle mlifrit ve ay kırı kanaatler beslemediğini, yalnız sosyalizm esaslarına mütemayil olduğunu ispat etti. Adlıyeye bile tevdi olunmasuıa hacet kalmadan hakkında men'i muhakeme kararı verildi. Melvyn Douglas, masumiyetüıden emın ol duğu icin bütün bu tahkikat esnasmda bir dakika bile soğukkanhhğını kaybetmemiş. heye cana ve halecana düşmemiştir. Zaten, hiç kimse evli ve iki çocuk sahibi, gayet muntazam bir aile hayatı yaşayan artistin böyle işlerle uğraşacağmı tahmin etmiyorlardı. Melvyn Douglas Amerikanın Georgie cum huriyeti dahilinde 1901 senesinde tanmmış bir piyanistin sulbünden dünyaya gelmiş ve kü Melvyn Douglas çüklüğündenberi hiç bir muayyen meslek ve fikre saplanmıyarak serbestisini muhafaza için Wilham Owen isminde yaşh bir aktörün demücadele etmiş bir adam olduğu cihetle bu gibi lâletile sahneye, bilâhare de sinemaya intisab Ç ASKERLÎK I Ş L E R l ) ithamlardan uzak bir şahsıyete sahibdi. etmişti. İlk defa Greta Garbo ile birlikte Pi Babası onun musikişinas, annesi ise avukat randello'nun bir eserinden iktibas edılmiş olan Şubeye davet olmasmı istiyorlardı. Melvyn maatteessüf ebe • Size nasıl geliyorsa öyledir.» eserinde nazarı Fatih Askerlik şubesinden: veyninin bu arzularına mutavaat gösteremedi. dikkati celbetti. Son senelerde Holivudun 1 Yedek subayların sene yoklamalarına Genchğinde çok sıkıntı çekti. Havagazi kum fazla rağbet kazanmış bir jönprömiyesi oldu. panyası tahsildarhğı, mağazalarda tez»âhtırlık Bu karışık zamanda öyle ağır bir ithamdan 1 haziran 940 gününden itibaren başlanacakür. >aptı, lâkin gene musikiye veya hukukî işlere kendini kurtarmış olması doğrusu, sinemacılık Yoklamalar haziran ayı sonuna kadar devam edecektir. Bu yoklamalann bizzat yaptınlması hayatını bağlayamadı. ve filimcilik namına memnuniyete şayandır. mecburidir. 2 Rahatsız olanlar (mahallî hükumet hekimliğinden musaddak rapor), hükumet memuru olup da berayi vazife şube mıntakası haricinde olanlar (Tavzif edildikleri emrin sureti), serbest meslek sahibi olup da haziran ayı zarfında haricde bulunmaları mecburî olanlar (bu mecburiyeti bulundukları mahallin emniyet müdürlüklerinden veya âmirliklerinden alacakları vesıkalar), bu yoklamalarmı kerre dahilindeki vesaiki mektublarla göndermek suretilo mektubla yoklamalarmı yaptıracaklar. Vesaiksiz gönderilen mektublar makbul değildir. Ve yoklamaya gefmemıs addedileceklerdir. 3 Mektubla yoklamalarmı yaptıracaklar, bizza£ yoklamalarmı yaptıracak subayların getirecekleri aşağıdaki vesaiki de mektubla göndereceklerdir. 4 Şube mıntakası haricinde olup da yoklamalarını yaptıracaklar İ5tenilen vesaiki bir dilekce ile bulundukları mahallin şube başkanhklarına müracaat etmek suretile de yaptırabilirler. 5 Gerek mektubla ve gerekse dilekçe fle müracaatlerde nüfus cü/danlarında 939 yoklamasında yazılmtş şube defter sıra kayıd numarasınm bildirilmesi lâzımdır. Meselâ 3 '25 gibi. 6 Yoklamaya gelmiyenler ve usulüne tevfikan mektubla yaptırmıyanlar 1076 numaralı kanuna ttvfikan (50) lira cezaya tâbi tutulaJames Stewart ve Jeane Arthur «Mister Smith Vaşingtona gidıyor!» filminde. caklardır. 7 1 haziran 940 sabahından 2 haziran 940 akşamına kadar her sınıftan albay rütbesindeki Filim bombardımanı başladl ???????? subaylar. 2 haziran 940 sabahından 4 haziran 940 akşaJ A J "C Fransiz ve Amerikan filim dünyasının mına kadar her smıftan yarbay rütbesindeki •^ " " * ^* ** >ki şaheserini bir araya topladı: subaylar. 4 haziran 940 sabahından 7 haziran 940 akşamına kadar her rütbeden binşabı rütbesindeki subaylar. 7 haziran 940 sabahından 10 haziran 940 aksamına kadar her rütbeden yüzbaşı rütbesindeki subaylar. iştııakıle yapılan genclik; Aşk ve heyecan do'u büyük Ftans.r filmi.. 10 haziran 940 sabahından 20 haziran 940 akşamına kadar her rütbeden Üs. Tgm. Tgm. ve As. Tgm. rütbesindeki subayların yoklamaları Amerikanın en meşhur artistlerinden (EOVARD ROBİNSON). fHUMyapılacaktır. Holivudda çevrilmekte olan yeni filmler 1 Üniversiteliler Yurdu Güzel Madlen Robinson Şirley'in rakbi Caude Norman'ın 2CANİLER DOKTORU Bugi matinelerden itibaren LALE sinemasında [ün S e a n s l a r : Canüer doktoıu : Saat 2 5,30 8,30 da Ümve.siteliler Yutdu 3,30 7. ve 10 da PHREY BOGGARTj ve (AN ŞERIDAN) m yaratt.gı F.ansızca şaheser. 3 Harbi yakından gösteren en son gelen ıkı büyük Jurnal hirden:' (Paramunt Jurnal Fransızca) ve (Blritlsh Nyuz TUrkçe) atkâr yaşıyor. FAHRİ HIRÇIN Şehzadebaşı TURAN Tiyatrosunda 17 ve 18 mayıs cuma ve cumartesı akşamları Matbuat balosu Matbua'. balosunun bu yıl Taksim bahçesinde yeni yapılan Belediye kazinosunda verilmesi kararlastırılmıştı. Kazinorun isletilmesi bir Rumanyalı grupa ihale edildiği ve kazino ile bahçedeki tertibatı ikmal için devam eden işler henüz bitmediği için tertib heyeti balonun hazirana bırakılmasını tercih etmiştir. Matbuat balosu bu suretle bir yaz gecesinin bütün zevk ve eğlencesini de toplamış olacaktır. HAMıYET YÜCESES Tanburî SALÂHADDIN Pınar Kemani NOBART TtKYAY Yavrunun Gecesi Halk san'atkân NAŞİD Kumparyasile SEVDA DOLABI Bugün slnemacîa 3 bilyllk film birden: Komedi 3 peıde Tenzılâtlı toplu ai'e günüdür. Telelon : 22127 «^^^^^^^^ ( YENİ ESERLER Almanya Tarihi Cebeluttarık'dan Southampton'a ... Harbe doğru 6000 asker yolda... Kahramanlık ve aşk dramı ... Harb vekayiıni musavver büyük bir film ... 2 Talebi umumî Uzerine SARAY Sinemasında 1 32 nci AVCI ALAYI Mükemmel bir program teşkil eden 2 güzel film b'rden • Bugün matinelerden itibaren1 Görünmeyen Adam Aramizda CONSıANCE BENE1T ve GARY GRANT'ın yarattıkları fevkalâde Fransızca Sözlü bir film. I istanbul incisi. 2 • ızciler .mdada. 3 Aşk Çocukları (ZMEDDAH Karagöz ORTA OYUNU ismail Dümbüllü şerefine: Bu Akşam : Beyoğlun a FransiT Tiystrosun^a Bu pün bütün dünyada kendisinden bahsettiren Almanyanm Türkiyede tam ve modern bir tanhi çıkmamışü. Bu büyük noksan. Fehmi Baldaşm H. Pinnow'dan tercüme ettiği iki cildlik .Almanya Tarihi» adlı eserle dolduruldu Herkesin anlıyacağı gibi sade ve aydınlık yazılmı=tır Ayrıca: Foks Jurnal en son ve en mükemmel halihazır haberler C p Q n c | o p 32 ncı Avcı Alayı : 2.30 6.20 ve 10 da O C a i l O i a i B Görünmeyen Adam Aramızda 4.20 ve 8 de Gevherli Hanım Sultan ^Sed"111 20 KiŞiLıK muazzam SAZ KÜME FASIL HEYETİ tıafından Ş E H N A Z FASLI Biletler tiyatıo gişcsınde satılmaktadır. ^ ^ m ^ ^ ^ ^ Bütün tamnmış Komik san'atkâriarm iştırakile 1 ASi KAHRAMAN Fransızca sözlü Aşk Kahramanlık ve muazzam hevecanlı filmi. Baş rollerde: WARNER BAKSTER FREDDIE BARTHOLOMEW ARLEEN WHELAN i P E K sinemasında bugün Matinelerden itibaren Merhum Evkaf Nazırı Suphi Paşanm mahdumu Bükreş büyük elçisi Hamdullah Suphinin kardesi avukat Faika Alparm babası ve Maliye müfettişi Vâhid Alparın kaympederi emekli mülkiye kaymakamlarmdan Kerim Suphi Kocamemi müptelâ olduğu kalb hastalığmdan kurtulamıyarak vefat etmiştir. Kederdide ailesine beyani taziyet ederiz. #** Hasan Hulki Gülden damadı Asmaltı tüccarından Giridli Hasan Kâmil Ertaş müptelâ olduğu hastahktan kurtulamıyarak dün sabah vefat etmiştir. Cenazesi bu gün öğleyin namazı Nişantaşı Teşvikiye camünde kılmarak Edirnekapı şehidliğine defnedilecektir. c 8 Yoklamalarda aşağıdaki vesaik asıllarile birlikte ve tasdiksiz olarak beraber bulundun» lacaktır. A Terhis tezkeresi \eya tekaüd emri veya diğer askerî vesaik sureti. B Nfus cüzdanı. E Ikişer fotoğraf H Hekim, eczacı, dişçi, veterinerlerin diploma ve ihtısas vesikaları suretleri. 9 Her rütbe için tayin edilen günlerde oklamaya gelinmesine riayet edilmesi ilân olunur. *** Üsküdar Asekrlik şubesi başkanlığından: Şubemizde kavıdlı bulunan yedek istihkâm asteğmen 318 doğumlu ve 33651 kayıd numarall İsmail Hüsnü oşlu Hasan Adilin şubeye vermiş olduğu adresınde buldurulamamış olduğundan Istanbulda ise derhal, taşrada ise halen nerede bulunduğuım telgrafla bildirmesi ve aksi takdirde hakkında kanunî muamelenin tatbik edileceği. ÖLÜM 2BÜYÜK FILM BİRDEN: Beyoğlu Halk sineması Bu günden itibaren iki büyük filim birden 2 L O R E L HARDi H A R B E GiDiYOR. TUrkçe Sözlu llaveten : Foks Jurnal dünya haberlerl. Suvare saat 8,30 da 2 film birden 1 Spor Kralları Fernandel Remu 2 Cesur polisler

Bu sayıdan diğer sayfalar: