25 Mayıs 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

25 Mayıs 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Mayu 1940 CUMHURÎYET Hâdlseler arasında Narvikte Almanlar çok sıkışık vaziyette Cenub cephesindeki Norveçliler Fransız kıtaatile değiştirildi Stokholm 24 (a.a.) Narvik ceplıesinde müttefiklerle Norveçliler, son günler zarfmda hareketlerini inkişaf ettirmişlerdir. Almanlar birçok mevkiler terketmeğe mecbur kalmışlar ve denize kadar püskürtülmüşlerdir. Bu bölgede düşmanlar hatta çevrılmisîeLdir. Narvik şimalindeki, ölen, esir edilen ve yaralanan Alman miktarı 600 kadar tahmin edilmektedir. Almanların Lynges fiyordundaki ihrac teşebbüsleri akamete uframıştır. Narvik civarmda birçok noktalarda Almanlar paraşütlerle takviye kıtaatı alrnışlardır. İaşeleri için bu bölgelerde tayyarelerle alabildiklerile iktifaya mecbur kalmaktadırlar. Dun 19 Alman neferi Norveç hatlarına geçerek teslim olmuşlardır. Alman tayyarelerinin faaliyeti, büyük neticeler vermeksizin devam etmektedir. Cenub cephesinde harbetmekte olan Nor\'eç kıtaatı Fransız kıt?atile tebdil edilebilmiştir. Almanlar, bu bölgeye skilerle mücehhez kuvvetli müfrezeler göndermişlerse de bu müfrezeler mahsus zayiata uğratılmıştır. Garb cephesinden çıkan bir Türk meselesi arb cephesindeki muharebe Türkiyede şimdilik bir imlâ meselesi doğurdu. Gazetelerdeki haritalarda. ajans telgrafla ruıda, askcri yazılarda coğrafya isimleri türlü türlü yazılıyor: Uaz Uvaz, Oise. yahud, Aisne Esn En. Hangisi doğru? Almanyada bir yer vardıı ki Fransızlar oraya Aix la Chapelle, Abnanlar Achen (Ahm) derler. Biz ne diyeceğiz ve dediğimizi nasıl yazaca ğız? Bu, bir. İkincisi daha eski mesele: ChurchiU mi, Çbrçil mi, Çorçıl mı. Çorçl mu. yoksa türkçesi ve aslı bir arada Çorçil (ChurchiU) mi? Ben coğrafya isimlerinin türkçede okunduğu gibi, yabancı insan isimlerinin asıl imlalarile vazılmasına tarat tarım. Lâtin harflerile okuyup yazan milletlerin hepsi böyle yaparlar. Fransızlar Flandres, Almanlar Flandern derler ve yazarlar. Biz Flander yaz malı ve okumahyız. Fakat İngilizler de. Fransızlar da. Almanlar da, İtal >anlar da, lâtin harfi kullanan milletlerin hepsile beraber ChurchiU yazarlar ve bunu nıilli telâffuzlarile istedikleri gibi okurlar: Çörçil, Çörçl, Çurçıl. hatta Çörçel ve Çürçel... Ben radyo istasyonlanndan gelen alaca şivelerde bu telâffuzların her çe<sidiııi duydum. İtalya Hariciye Vekilinin adı Ciano yazılır ve İtalyada Çiyano okumır: Fransi7İar bunu Siyano şeklindc de söyliiyorlar. Ne ehemmiyeti var? Anlıjoruz. Fakat birisi Eden"i, okunduğu gibi İdn şeklinde >azsa meşhur İngiliz nazırından bahsettiğini anlamamız için, bitişik komsusu kelimelerin şahidliğinc miiracaat etmemiz lâzım. Onlar da susarsa hiç bir şey anlamayabiliriz. Yabancı insan isimlerini asıl inılâlarından okumasım beceremiyenler. tanıdıklan harflerin delâletile, esasa yakın bir tclâffuz bulabilirler. Mesclâ Paul Reynaud. Kulaktan kulağa her kes bunun Pol Royno okıındıığunu bilir. Fakat bilmediğini farzedelim. Türk imlâsile Pavl Reynavd okuyacak. Okusun. Maksad gene anlasılır. Ecncbiler arasında benım soy adımı Seyfa, Sefa. Zafa diye «elâfhız edenlere çok rasladım. Avrupada bu hata meşru dur. bazan da sevimli. Medeniyet ve kültür, seste ve sözde değil, yazıda kalır. Azçok yanlış okuyabiliriz, fakat doğru yazmağa mecbunız. Bütün garb milletleri bu kanunu istisnasız kabul etmiş oldukları halde bizim tereddüdümüz nereden gcliyor? Lâtin harfi medeniyetindeki... seıtliğimi ma7iır görünüz! to;.luğııınıızdan. Ben bu bahsin münakasasını bile, fazlalığından ötürü, abes buluyo rum. Fakat bazı meslekdaslara vc oazı okuyııcularımıza kanaat gelinceye kadar münakaşanın zarurî olduğu gorünüyor. Mııarızlarımızla bu bahi^te aramız nekadar açık olursa olsun hepsile bir noktada birlesiyoruz: Bu anarsive bir nihayet verilmesi. Maarif Vekâletinin, on sencdir binbir davete icabet etmiyen hakemliğini beklersek anarsi artar. İste artıyor. Bu davayı meslekdaslar arasında kendimiz halletmeğı düşündük. İstanbul Basın Birliğindr, müşterek bir imlâ kaidesi tespit etmcğe çaiısarağız. Bütün gazeteler bu esası kabul ederlerse, okuyucvı, bir ya bancı ismin polis hafiyesi gibi hcrçiin bir kaç kılık değistirmesi önündeki leşhis sıkıntısından kurtularak. Müttefikler mukadderatının Başkumandanı GENERAL WEYGAND Eski garfc cephesi galiW ve Varşova kahra73 yaşına rağ«eı tarihin en biyik alaakta tereddid etnedi General Weygand, 1,67 de Belçika nın payitahtı olan Bruksel'de doğmuştur. Büyük Harb başladığı zaman, 47 yaşındaydı, şimdi 73 yaşındadır. Ken disile geçen sene, Ankaradaki Fransız sefarethanesinde verilen suvarede gö rüştüğüm zaman, generali, yaşına rağmen, vücudce de, kafaca da fevkalâde zinde, çevik ve cevval bularak hayret etmiştim. Weygand. çocukluğunda denizciliğe karşı büyük bir sevgi duyardı; fakat iradesi kuvvetli bir genc olduğu için denize olan aşkına rağmen Fransanın Saint Syr (Sen Sir) Harbiye mektebine girdi. Buraya bir ecnebi zabit o!arak giren Weygand, oradan bir Fransız olarak çıktı. Sonra Saumur Süvari mektebinde tahsil ederek 1888 de süvari teğmeni oldu. Büyük Harb başladıktan sonra, gene bu gunkü gibi Alman orduları, Belçika ve Fransayı çiğneyerek şimalî Fransada ilerleyorlardı. Fransız ordusuna kumanda eden Joffre'ın Almanları durdurmak için aldığı tedbirler arasında. bir 9 uncu ordu teşkil etmek de vardı. Bu ordunun başına «Demir Kolordu» denilen 20 nci kolordu kumandanı General Foch geçirildi Foch, alelâcele kendisine sağdan soldan topladığı subaylarla bir kurmay heyeti teşkil etti. O sırada 20 nci kolorduda, bir süvari alayının ku mandan muavini olan albay Maxime Weygand isminde bir zabit vardı. Bu zabit, Harb Akademisinden diplomah olmamakla beraber, gerek sulh zamanında, gerek ilk harekât esnasında pek çabuk temayüz etmişti. [HEM NALINA MIHINAİ İsveçe kaçan Norveçliler dönebilecekler Alman hududu 24 (a.a.) Havas ajansından: Alman istihbarat bürosunun almış olduğu bir habere göre Alman makamatı İsveçe iltica etmiş olan Norveçlilerin Norveçe dönmelerine müsaade etmeğe karar vermişlerdir. Alman istihbarat bürosu. 24 mayıstan itibaren bu mültecilerin hususî trenlerle nakledileceklerini ilâve etmek tedir. Kadınlarla çocuklardan hüviyet varakası istenilmiyecektir. Yalnız 13 ilâ 55 yaşındaki erkeklerin pasaportlu olmaları lâzımdır. Her tarafta 5 nci Elmalıda büyük kolla mücadele bir yangm oldu Amerikada yeni casus 54 dükkân, bir cami lar, Kahirede bir Al ve bir kısım resmî daman telsizi yakalandı ireler tamamen yandı Elmalı 24 (a.a.) Geceyarısı Elmalıda zuhur eden yangmda elli dort dukkân, bir cami, bir hamam, Hava Kurumu şubesi ve Adliye dairesi, Elektrik şirketi idare binasile mağazası yanmıştır. Alınan kuvvetli tedbirler sayesinde yangının daha ziyade tevessüünün öArjantin'de yakalanan casus Buenos Aires 24 (a.a.^ Parane'de nüne geçilmiştir. Nüfusça zayiat yokKarl Gunther isminde şüpheli bir Al tur. man subayı tevkif edilmiştir. Bu subayın üzerinde kışlaların, hava üslerinin, liman ve yolların fotoğrafları ve tesisat plâniarı bulunmuştur. Gunther beşinci kola mensub olduğunu reddetmiş. Alman sefareti icır. at satın almak üzere memuren geldiğini soylemiştir. Nevyork 24 (a.a.) Aflanta Georgie'de oldukça iyi bir aksanla almanca konuşan bir şahıs tevkif edılmiştir. Bu şahsın üz.erindt yolların haritası, gaz mecralarile demiryolları hakkında şeroalar bulunmuştur. Musolininiı Kahirede bir Alman lelsizi bulundu Kahire 24 (a.a.) Alman propaganda servislerine, Mısır ve Yakınşark hak kında malumat veren gizli bir telsiz verici cihazı polis tarafından meydana çıkarılmıştır. Ecnebi tabiiyetine mensub bir çok kimseler tevkif edilmiştir. Dün, bütün intizarlar hij lâfına, ltalyan Başvekili bir şey söylemedi Ingiliz Kralınm millete mesajı «Mücadele artık hepimiz için bir hayat ve memat mücadelesidir.» Londra, 24 (a.a.) İngiltere Kralı bu akşam İngiliz milletine bir hitabede bulunarak ezcümle demiştir ki: « Kat'î bir mücadeleye girmiş bulunuyoruz. Sizinle açıkça konuşacağım. Çünkü, şimdiki imtihan devresinde başka türlu konuşmaklığımı arzu etmediğinizi biliyorum. Hıç kimse aldanmamalıdır. Düşmanlarımız artık arazi fethine değil, bu imperatorluğu, bizim imperatorluğumuzu ve onu teşkil eden her şeyi kati surette ve tamamen tahrib ve bilâhara dünyayi fethetmeğe kalkıştılar. Düşmanlarımızın iradesi tahakkuk ettiği takdırde bu iradenin yerine getirilmesi için hasımlarımız izhar ettikleri bütün kini ve gaddarhğı yeniden göstereceklerdir. Bu kadar menfur tasavvurların insan fikrinden doğabileceğine inanmak için müşkülât çektik. Fakat şüphe etmek zamanı çoktan geçmiştir. Bu imperatorlukta biz, İnşilizler, hepimiz bütün basiretli ve hüsnü niyetli insanlar, kendi gözlerile meseleyi görüp anlatıyorlar. Mesele hepimiz için bir hayat veya memat mücadelesinden ibarettir.» Roma, 24 (Hususi) Bugün İtalyamn geçen Büyük Harbe girişinin 25 incı yıldonümüydü. Bu tarih her sene bütün İtalyada ve İmperatorlukta mutantan me rasimle tes'id olunurdu. Bu sene İtalya Başvekili Mussolini'nin de bir nutuksöyleyeceği şayiaları Avrupanın dikkat s;o7İerini yeniden Romaya doğru çekmiş Lulunuyordu. Harb vaziyeti ve İta'.yanın siyaseti malum olduğuna göre bu alâkayı tabiî saymak lâzımdır. Fakat bütün sabırsız beklemelere rağmen Duçe bugün hıçbir şey soylememiştir. Acaba hakikaten söyleyecekti de vaz mı geçti, yoksa, 7aten söylemeğe niyeti yok muydu? Burası meçhul. Şu kadar var ki Mussolini Venedik sarayı balkonunda son görünüşlerinden birinde iki cümlelik bir nutuk irad etmişti. Duçe nutuklarıma alistığınız gibi şimdi sükutuma alısınız, d'.yordu. Bu sükut ancak vakıalarla bozulacaktır.» İtalya Başvekilinin bugünkü sükuiundan, ortada iş'ara değer bir vakıa olmadığını, yahud, mevcud vakıaların henüz üzerinde konuşulacak kadar tekemmül etmediğini istihrac etmek yerinde olur. ltalyan malulleri harbin ön safına gitmek isteyorlarmış Roma, 24 (a.a.) Harb malulleri nüllî cemiyeti icra komitesi, Romada toplanarak bir takrir kabul etmiştir. Bu takrirde harb malullerinin evvelce vahim anlarda yaptıkları gibi bugün de harbin ün safında bulunmak arzusunda oldukîprı beyan edilmektedir. 3000 talebenin mesajı Roma, 24 (a a.) Roma Üniversitesinden üç bin talebe, Mussolinfye bir mesaj göndererek Akdenizin ve İmperatorluk istiklâlinin kurtarılması için dövüşmeğe amade olduklarını bildirtnişlerdir. Roma. 24 (a.a.) Mısırı terkeden bir Mağlubiyetimiz bizim kısa bir zaman kaç İtalyan ailesi Erco vapurile İsken' için ortadan sihnip, müteakiben yeni derheden Cenovaya gelmiştir. bir kuvvetle meydana çıkmamızı intaç etmiyecektir. Mağlubiyetimiz, tamdığımız dünyamn tahribine sebeb olacak ve hareketleri »niz üzerine karanlık çökecektir. Bu gün bu Imparatorluğu gözlerimin önüne getirerek size hitab ediyorum. Şimdi har;be giren ve kendkini tahribe teşebbüs eden korkunç sistemle kabili mukayese Tokyo 24 (a.a.) .D.N B . Basvekil olan bu İmoaratorluk bütün manasile Yonai, Çin Japon münasebetleri haktecessüm ediyor ve daha büyük. daha kında yaptiğı bir beyanatta Japonya şanh bir ışıkla parlıyor. Düsmanlarımının Çunking hükumeti Japon aleyhtarı zın aleyhimizde kullandıkları bir kelime siyasetine devam eltiği miiddetçe Ja vardır: Emperyalizm. Bu kelimeye tahakküm zihniyeti ve fetih zevki mana pon hükumetinin sonuna kadar mü sını veriyorlar. Biz Imoaratorluğun ser cadeleye devam edeceğini teyid eyle bcst milletleri bu kelimeyi kendilerine mistir. Basvekil Japonyanın beynelmilel vaiade ediyoruz. Bu menfur emelleri besliyen onlardır. Sulh daima bizim yegâ 7İyeti karsılayabilmek üzere Çin har bine nihayet vermesi için memleket ne hedefimizi teşkil etmiştir. müciafaasını topyekun harbe göre haBu anda askerlerimizi ve İnsilterede 7ir''»ması icab edeceğini sövlemj~'ir. onları seven anneleri. kadmları ve sevgiliîerini düşünüyoruz. Askerlerimizin ya Ş. Karahisarda zelzele oldu Einda eski müttefikimiz Fransanın, bunŞ. Karahisar 24 (a.a.) Dün saat dan sonra da Lehistan, Norveç, Belçika 18 de bur?da garbı cenubiden doSru ve Holandanın askerleri muharebe. etorta siddetli bir sarsıntı olmuştur. Hamektedir. Bütün bu sulhperver memleketleri hain ve tahriksiz bir taarruzun sarat yoktur. dehşeti sarmıstır. Bu kat'î anda ecdadıİzmirde yeni arpa mahsulü mızın imtihan devrelerinde yaotı*ı eibi İzmir 24 (a a.) Bu senenin yeni rmtlak kudreti haiz olan cenabı hakka arpa mahsulü bu gün borsaya gelmişddnüyoruz. tir. İlk muamele 5 kuruştan yapılmışİmperatorluğun bütün halkma. cihanm tır. her köşesinde İngiliz erkek ve kadınlarına hitab ediyorum: Her ne olursa ol Ho'anda gıda maddeleri Alsun vazifenizi muktedir olduşunuz bümanyaya götürülüyor tün cesaret ve hüsnü niyetle ifaya çalıBern. 24 (a.a.) Essen'de çıkan Nas'nız. Gurur ve sarsılmaz azminizi mu tionale Zeituns». Holanda halkının da Alr j faza eyleyiniz. Dudaklarında tebessü manyadaki tahdidata tâbi olacağım ve ) "ünü muhafaza eden bir adam gibi vazi Almanvanm ihtiyacı olan gıda maddeleftnizi ifa etmek üzere ilerileyelim. Alla rile ham maddelere ve tütüne el koyacahon yardımile muvaffak olacağız!.» ğını bildirmektedir. Japon hükumeti Çin harbini bitirerek topyekun harbe hazırlanıyor O, Fransanın pek meşhur Saumur (Somür) Süvari ve Binicilik mektebinde muallimken verdiği konferanslarda, Weygand berrak muhakemesi. dikka te çarpan aklı selimile kendisine gittikçe büyüyen parlak bir şöhret, iyi bir mevki temin etmişti. Arkadaşları, hatta Müttefik ordular Başkumandanı General Vfeygand arkadaşı olmıyan muasırlan, onu kendi t Bu resim «Cumhuriyet» için dün Parist«n gönderilmiştir ] nesillerinin en liyakatli zabiti addedi yorlardı. dan muharebesinde Foch'un hayatına katılmış olan Weygand harbin sonuna Bu süvari zabitinin bu şöhreti 20 nci kadar onunla teşriki mesai etti. (Jnun kolordu kumandanı Foch'tın da kulağıkara günlerinde olduğu gibi parlak zana gitmişti. Sonra, onun liyakatini ilk muharebelerde de bizzat görmüştü. Ge Hakikatte komutanla kurmay birbirıni manmda da yanında bulundu. neral 9 uncu ordunun kurmayını teşkii tamamhyorlardı. Artık birbiıinden ayMüttefiklerin Yüksek Harb Şurasına ederken Weygand'ı, kurmay başkanı o rılmaz bir çift olmuşlardı. î'ihayet iki Foch'un kendi yerine Weygand'ı bıra larak seçti. Foch'un, nekadar isabet ec si, harb tarihinin ölmez bir ljirliŞini teş kıp gitmesini, bu büyük kumandamn o tıği ve ondaki adam tantmak hassası kil ettiler. Onları Napoleon'la Berthier şuraya kıymet ve ehemmiyet vermediye ve Hindenburg'la Ludondorffa ben ğini göstermek için yapılmış bir hareket nın kıymeti, çok geçmeden anlaşıldı. Fakat. Weygand, ilk defa kumanda zetmişlerse de bir İngiliz askerî müte telâkki edenler, onun bövle içtimalarda nile temas ettiği zaman, • şçfinin hayret fekkiri, bu kıyasların doğru olmadığı Weygand'm kendisınden daha iyi iş göverici ve şaşırtıcı düşün»ş tarzından ve fikrindedir. Gerçi Weygand Ha Berthier receğine emin olduğunu takdir edeınikonuşma şeklinden büyük azab duy kadar ideal bir kurmay subaydı; fakat yenlerdir. muştu. Filvaki Foch garabet derecesini ondan üstündü; çünkü hayret edilecçk 1918 senesi martının 21 nci günü Lubulan fikirlere sahibdi ve kavgacı bir kadar kuvvetli bir hafızası ve harikulâ dendorff Almanları zaferin kenarma de bir çahşma kudreti vardı. Wev^and kadar getiren büyük taarnızıma başlahoroz gibi konuşurdu. Bir gün, bir taîbikattah sonra, hare seciye kuvveti. teşebbüs haîsası ve ori dıktan sonra Foch, müttefik crdular kâtın tenkidini yaparken vaziyeti, ast jinal olmak gibi, üç meziyeti daha nef başkumandanhğına intihab edildi. O komutanlardan birinin suratına bağırdı sinde cemetmişti. Mağrur ve kendini fevkalâde buhranlı günlerde, Wcygand, ğı şu cümle ile hulâsa ederek işin için beğenmiş Ludendorff gibi, komutanını baskumandanın kurmay başkanı sıfatile gölgede bırakmıyor ve şefinin yerine garb cephesindeki Fransız İngiliz Aden çıkmıştı: t Eğer istasyona, trenin hareketin kendini ikame etmiyordu. O, tam bir merikan Belçika ordularile Portekiz den iki üç dakika sonra gelirseniz, tre erkânıharb zabitine yarasan bir tevazu tümenlerinin Çek ve Polonya lejyonlave feragatle kumandamn arkasına çe rınm sevk ve idaresinde Foch'un ortağı ni kacınrsınız.» O, fikrini işte böyle bir kinayeli cüm kılerek siliniyor ve eşyanın sathı ar ve en büyük yardımcısı olmuştur. Marle ile ortaya atar ve nadiren izahat ver kasında olup bitenleri öğrenmek ve se tın son haftasmdan temmuziın ortasına vaziyetin kadar, aylarca. hep şimdiki gibi buh meğe tenezzül ederdi; kendi düaünce file kendi arasındaki hakikî lerine ve kanaatlerine uygun olmıyun esrarını öğrenmek isteyen merak'ılara. ranlı günler devam etmişti. I.udendorff PEYAMt SAFA bütün meziyet ve faziletin, bütün kıy bir mıntakada müthiş bir darbe indiri fıkirleri asla kabul etmezdi. ve liyakatin Foch'da olduğunu yor, bu darbe muvaffak olup durunca Foch'un buhranlı bir zamanda, büyük met bir kaç gün sonra yeni bir mıntakada karargâhı umumiye vaziyeti şoyle bil söyleyordu. Hakikatte ise, Wpygand, Foch'un nok yeni bir darbe daha vuruyordu. O zadirdiği tarihe geçmiştir: «Merkezim çöküyor, sağ cenahım ge san taraflarını ve eksik meziyetlerini ik man, bir lâstik top gibi yere düştükçe rileyor, vaziyetim mükemmeldir; taar mal ederek onun en esaslı tamamlayı sıçrayan Foch'un bütün müdafaa plsncısı olmuştu. Weygand, komutanmm Iarını en büyük itina ile hazırlayan hep ruz ediyorum.» Weygand olmuştur. Kıt'a kumandanlan kendisine üstün mistik ve sisli cümlelerini, birer veci/u Bükreş. 24 (a.a.) Tunanm Brayla ile dü>man kuvvetleri karşısmda ric'at et halindeki kısacık emirlerini tcrcüme ve 1918 temmuzu ortasında başlayan ve Karadeniz arasındaki kısmı üzerinde si mek mecburiyetinde kaldıkları zaman tefsir ederek sarih ve kat'î direküfler müttefiklere harbi kazandıran büyük tahaline koymak imkânını buluyordu. O, arruzlar silsilesinde de Weygand. n ütlâhlı tüccar gemilerinin seyrüsefer et j o mistik hareketlerle sadece, «hücum o melerinin Rumen hükumetince menedil ediniz'» derdi. Kumandanların tered bir teskilâtçı olarak doğmuştu; Foch tefik orduları başkumandanının kina mesine mütedair kararı, Tuna Avrupa düd ettiklerini görünce, o zaman hiddef ise bilâkis bir teskilât bozucıısu olarak yeli vecizelerini mükemm^l direküfler doğmustu. Bir çok kimseler Koch'un ne haline koyarak zaferin o vakit göze gökomisyonu tarafından tasvib edilmiştir. ve şiddetle bar bar bağırırdı: Nehrin bu kısmında seyrüsefer eden ge« Hücum ediniz, hücum ediniz, hü talimat. ne de teskilât lütum ve ihti rünmiyen amillerinden biri oldu. yacmı bihakkin kavramamış olmadığını milerin mürettebatı üzerinde de Ruman cum ediniz!» Zamanımız harb tarihi muharnrleri ya. sıkı bir kontrol yapacaktır. Aîınnn Ve bir defasmda, bölükler, birer er iddia ederler. Fakat Foch ne tefen.ua nin en meşhurlarından biri o'an yuzbabu tedbirler. Tuna Avrupa komisyonun baş kumandasında bir düzine asŞkerden tın ehemmiyetini. ne de insan kütlele şı Liddell Hart, Weygard hakkında ca yakında Belgradda alınmış olan ted ibaret kalıncaya kadar, kıt'iîarını dört rinin ruhunu anlamamış oba bi)e. ken şöyle diyor: disine lüzumu olan adamlan seçmeği ve 'uirleri teyid etmektedir. gün, dört gece taarruz ettirmisti. «Napoleon'un bir Berthier'si varİşte Weygand böyle Carib ruhlu. bir onlara göstereceği itimadın derecesini sa Foch'un da bir Weygand'ı var pek iyi bilmiştir. Onun, artık bir tarih dı. Ve bu, ötekine çok müreccah Yeni Sovyet elçisî Finlandi kumandamn kurmay başkanı olunca, ilkönce, çok üzülmüş mustaıib olmuştu. parçası olan: tı. Harbin son senesinde, artık a yaya geldi « Weygand demek ben demektir.» ralarmdaki Çünkü. kendisi kumandanından büsbüanlasma tam kıvammı Hel?inki, 24 (a,a.) D. N B. SovyetSözü Weygand'm kıymetini ne iyi an bulmuşken Weygand'ın harekâtın sevk tün başka tabiatte bir adamdı. O mistik. lerin yeni eîcisi Van Sotof. Reisieumhumüphem. bir kumanda gibi kısa ve sert ladığını göstermeğe kifayet sder. Ma ve idaresindeki hissesinin hakikî derera itimad mektubunu vermiştir. Sovyet emirlerden hoşlanmaz, vuzuh ve sara reşalın: cesini takdir etmek güçtür, l.unu tamaFinlandiya normal ve diplomatik rnüna hat isterdi. Foch, adeta cezbe halinde € Weygand benim ansiklopedimdir.» mile ölçmek ve anlamak belki de hiç seV»leri bu suretle tekrar başlanıı?tır. sevk ve idare ediyor. Wey»and L= aklı e Diye kendi erkânıharb re'sine taktığı kabil olmıyacaktır. Onların her ikisile selimclen. berraklıktan aynlmıyordu. unvan. bu gün müttefik ordularm baş de samimî surette temas eden z?bit!erin Rumanyada idam cezası Fakat yavas yavaş birbirine hiç ben kumandanlıgma tayin edüen ar'amın, intıbaı şudur ki Weygand <>rtık Foch'un Bükres, 24 (a.a.) Bir sene evvel irr t: düşünen kafası olmuştur, hatta ondan dam cezasını tekrar tesis eden hükumet zemiven bu iki adam anlaştılar. uvu.<=tu yüksek bil i ini de acıkça isoat eder. lar. halk tabirile .hallihamur. oldular^ Bövlece 1914 te. birinci Marne mev biraz daha kuvvetli olarak. On'arın mukp^rnnme^i bir sene daba hitinde herkes şu noktada ittifak edi İtalv?da «topra»a sadık» Vordu ki Weveand. teskilâtîilık kudreolanlara diploma ti. teferruatı ka\ramak Kabiliveti ve emirlerin ifadesindeki sarahat ve her Roma. 24 (a.a.) M. Mussolini pazar rakhğile komutanının meziyetlerini esas <^inü, bir asırdanberi ziraat işlerile uâh surette tamamlamıstır. raşan ve bu suretle «toprağa sadık» ün\anını a ^ ı s olan ai'elere diplomalar veHarb Akademisinden dirlomah. yani recektir. Duçenin bu münpsebetle hale erkânıharb zabiti olmıyan W3ygand'm uygun mahiyette bir kaç söz söylemesi bütün harb müddetince. kurn'ay subavı varid görülmektedir. vazifesini görmeğe mecbur olması. hâ dıselerin garib bir cilvesi ve taliMn bir istihzasıdır. Süvarılik ruhile mesbu olan ve kıt'a kumandanlığı vapmak ar7usile yanan bu askerin valnız cali'sma T J 91 Ca a 1 Resmen bildiril I rinin bazı bakımından değil, fakat avni zamanda 1 faaliyeüeri hakkmda a e go tâbi tutulmuştur. Bunlardan bazısı ysni kendi şahsiyetini tamamen silme itibasublarından 76 kişi tevkif olunmuştahkikata intizaren serbest bırakılma rile de kurmay subay rolünü o kadar mükemmel başarmssı, onun alevbinp ve 1 ha?irandan itibaren bazı vergilere tur. mıştır. Belfast. 24 (a.a.) Belfasta polisler bu zararma cirkin bir istihza teşkil et yapılacak zamlar arasında şeker isEski Alman baş casusu da gün gayrikanunî bir teşekkül olan İrlanmi^tir. Talih ve mukadde'at. ni'^vet tihlâk resmi de yedi kıırus arttınlayakalandı da Cumhuriyet ordusu azalarının evleona karsı gösterdiği hi'^et ve şiddeti, caktır. Bu nıiınasebetle şeker fiatLondra, 24 (a.a.) Polis yüzbaşı Von Polonyada biraz gevsetmiş ve V/pygar.d'a rinde taharriyat icra etmiştir. Resmî taflannın yeniden 7 kurııs arttırılacağı Rintleci tevkif etmiştir. Büyük Harbde orada bolseviklere karşı harbedeıken silât mevcud olmamakla beraber asgarî şeklinde piya^ada bazı sayialar çıkmış Almanyanın Amerikadaki casus te?küâ geniş harekâtı idare etmek d°Vıa<;ır>a have bir kısım halk bundan telâşa düş20 kişinin komiserliğe götürüldüğü bütınm şefi olan Rintlen bir müddettenberi kikaten sahib oldu^unu ispat etmek müstür. diriliyor. Londrada ikamet etmekte idi. şansını, geç de olsa. vermiştir.. Türkive seker fabrikaları nezdinde İngilterede tevkif ve taharriler Yazan: Abıdın Daver *Harb tam bir ütm ve fen ohnaktan uzak, korkunc ve ıhtirash bır facıadır.» sözile harbin manevî cephesinin ehemmiyetini de anlatmış oluyor. Harbde muvaffak olmak için, daha sulh zamanında, gayet esaslı ve teferruatlı olarak çalışmak lâzımdır. Hele 7amanunızın «topyekun harbi» hayatın her sahasmda, muazzam hazırlıkiaıı icab ettirir. Almanların son muvaffa • kiyetleri. işte bu çahşma ve hazırlanma bakımından muttefikleri geçmis olmalanndan ileri gelmektedir. Fakat harb, bütün itinab hazırlıklara ve ince hesablara rağmen, «beklenmiyen» ve «umulmıyan hâdiselerle I doludur. Bazan en mükemmel bir harekât plânı, ya bir hata, yahud da bir tesadüf yüzünden akim kalabilir. Harb tarihi, bu hususta sütunumuzun dar çerçevesine sığmıyacak kadar çok misallerle doludur. Şimdiki makine asrında bile şaşmaz bir makine intizamile harbetmek mümkun değildir. Çünkü hesabları altüst eden umulmadık fena bir vaziyet hâdis olunca, harbin en mühim amillerinden biri olan mane viyat araya girer: Baskumandanın maneviyatı, diğer komutanlann mane\i » yatı, kıt'alardaki subay ye erlerin maneviyatı, millerin maneviyatl. Bunun içindir ki Napol'on, «Hatbde, manevıyatın maddiyata ni»peti, 3 ün. 1 nwpettle ölçülmek lâzımdır.> demiştir. Çurcil de, <Harb siyasettni. jyalntz tnaddî amillere istinad ettirmek, deliliğin en yüfcsek derecesidir.» diyor. Bu sözün kısacası şudur: Harb» de maneviyatın tesirini inkâr etmek deliliktir. Sevkulceyş veya tâbiye itibarile, beklenmiyen bir hâdise hesabları ve plânları altüst ettiği, buhran başladığı zaman, maneviyah sağlam kalan, va ziyeti düzeltir, maneviyatı bozulan isa mağlub olur. Bozgunlann en fecü manevî bozgundur. Atatürk, Anbumunda ve Anafarta « larda, çok üstün hasun kuvvetleri an» sızın karaya çıktıklan zaman, mane • viyatını kaybetseydi, muzaffer olaınazdı. İsmet İnönü. İnönünde sayıca ve malzenıece faik bir düşman karşısında kaldığı vakit, manevî kuvvetini mu • hafaza edemeseydi, orada «milletin makus talihini yenen» büyük kumandan olmak talih ve şerefini kazanamazdı. Balkan Harbi maneviyatın mağlu • hiyeti, İstiklâl Harbi de manevijalın zaferidir. Fransız Başvekilinin, manevî kuv • vetin büjuk ehemmiyetini anlatmak isteyen bir sözünü vesile ederek Fransızlar, ikinci bir Marne mucizesi yapabilirler, dediğim laman, artık, keliinenin asıl manasile mucizeler devıinin kapanmıs olduğunu bilmiyor, değil dim. Burada. «mucize» mecazî mana sile ve edebî bir söz olarak kullanıl mıştı. Marne meydan muharebesi için Alman. Fransız, İngiliz hatta bitaraf muharrirlerin yazdıklan yanların çoğunu okudum; bu muharebenin naşıl cereyan ettiğini bilirim. Orada, asla inanmadığım •Mesihin ölüyu diriHrn mucizesi» nev'inden bir mucize vuku bulmuş olduğunu kabul ve iddia eı miş de değilim. Marne'de mucize de nilen şey, bütün hudud muharebelcrini ve onu takib eden bir kaç büyük muharebeyi kaybederek fena bir vazijet» te, durmadan ric'at eden Fransız ordusu nun, gerek kumandanlar gerek kıt'alar itibarile yüksek bir manevî kalkınma kudreti göstermesi ve yeni bir meydan muharebesi vererek Al » manlan Parisin kapılarından çekilmeğe mecbur etmesidir. Eğer, Alman or« dusu başkumandanile bazı ordu ku » mandanlan da. o zamana kadar muvaffak olan hesablarının Marne'de altüst olduğunu görünce. bir mane\"iyat yüksekliği harikası gösterebilseydiler, bu mejdan muharebcsini, Almanlar gene karanabilirlerdi. Muhterem bir meslekdaş. benim Almanların karşısında fena vaziyete düşen Fransızların yeni bir manevijat yüksekliği göstermek suretile bir mucize daha yapabileceklerini söylemiş, yani Fransızlar Almanları durdurabiHrler yolundaki düşüncemi edebî bir lisanla yazmış olmamı. bir yaranmak hevesi. telâkki ediyor. Ayni sütunun basuıda ve yanındaki yazılarım. Fransızlara yaranmaçı hatınma bile getirmediğimi ispat eder. Bu eibi tarizlerle biıbirimizi kıracak zamanda ve yaşta olmadığımızı hatır Harbde maneviyat Foch * ' I Tnna azerindc Silâhh gemilerin sefer yapması menediliyor larmak isterim. Irlanda da tevkifler " Balkan ekonomi konseyi Belgradda toplanacak Belgrad. 24, (a.a.) Havas: Balkan Antantı iktısadî konseyinin 27 mayısia Dubrovnik'te yapılacak olan içtimaı 1 hazirana tehir edilmiştir ve Belgradda yaiMİacaktır. Cumhuriyet ordusu mensublarile şüpheli adamlar hapse konuyor Yunanistanda, haftada 2 gün et yenecek Atina. 24 fa a.) Et istihlâkinin haftanm iki gününe, yani perşembe \evi Vıa^reHilme'ine karar verilnvsHr. Şeker fiatı yeniden artacak deçildir ^ ^ ^ . ^ ^ ^ ^ T ' ^ ^ \vrupada cocukları bulunan ailelere Ankara. 24 (a.a.) Maarif Vekâletinden tebliğ edilmiştir: Kendi hesablarma Avrupada tahsilde bulunan talebenin velileri avdet paralarma karşıhk olmak üzere ve bulundukları memlfketlerde tahsile devam edemiyecekleri anlaşıldığı takdirde kullamlmak üzere doğrudan doğruya elçıliklerimiz emrine 200 liraya kadar döviz gönderebilirler. Alâkadarların alelusul bulundukları mahaller kambiyo müdürlüklerine müracaat etmeleri lâzımdır. yaptığımız tahkikat neticesinde öğrendiğimize göre. seker fiatları. istihlâk resıııiııe yapılacak bu zam dolayısile. yeniden yükselmiyecektir. 7 kıırıısluk istibli'ık resmi farkı bundan evvel seker fiatlarına yapılmış olan zamdan alınacaktır. J\ Londra, 24 (a.a.) Polis bugün Manchister'de «Britsh Union» İngiliz Faşist teşkilâtına mensub iki azayı tevkif etmiştir. Polis Londrada Bug teşkilâtının umumî merkezini hâlâ muhafaza altmda tutmakta ve burada elde edilen vesikalan tetkik eylemektedir. Bu tetkikat neticesinde Londranın muhtelif mahallele Bu gün Franasda ovnay^n kanli hâilede, müttefik ordıı'an sevk ve idare etmek ?ibi. çok ağır bir vazifeyi. 73 yılın yükünü taşıyan omuzlarına vüklenOttawa, 24 (a.a.) Mühimmat Nazuı mekte bir an tereddüd etmemis olan bu radyoda millete hitab ederek Kanadanm ihtivar asker, işte bövle bir kuman bütün sınaî ve istihsal kaynaklarmın dandır. sür'atle mühimmat istihsalini arttıracak ABÎDİN DAVER[\ bir hale konmuş olduğunu bildirmiştir.' Kanadada mühimmat istihsalı artırıldı

Bu sayıdan diğer sayfalar: