4 Haziran 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

4 Haziran 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fiat kontrolu Dün Valinin riyasetinde bir toplantı yapıldı Tarihi tefrika: Yazan: ZîYA ŞAKIR Şeyhülislâm, kâtibe dedi ki: Bire asılacak!.. Bu, ağalar dedüğün herifler niçiin hadlerin bilmezler... Sarı Kâtib, derhal Şeyhülislâmın konağına gitti. Büyük bir telâşla Behai Efendinin huzuruna girerek mutad olan ihtiram merasimini yaptıktan sonav eğlencelerile geçiriyor, Sadırazam Köprülü Mehmed Paşa, büyük bir dirayet ve salâhiyetle devletin umurunu idare ediyordu. Köprülü. Fransızları kat'iyyen sevmiyor.. Onları (Osmanlı devletinden her türlü menafie nail oldukları halde, ,Osmanlıhğa ve islâmiyete karşı husumet ^östermekten hâli kalmamakla) itham eyleyordu. Köprülünün Fransızlara karşı beslediği his, adeta nefret derecesinı bulmustu Osmanlı limanlarında Fransız gemilerine daima müşkülât çıkarılıyor.. İngiltere ve Holandadan gelen mallardan yuzde üç gümrük resmi taleb edıldiği halde. Fransız emtiasından yüzde beş gümruk alınıyordu. Yeni fiat kontrolör kararnamesinin tatbikatı üzerinde görüşülmek ve Ti caret Vekâletince hazırlanacak tah matnamenin esaslarını müzakere et mek üzere dün Vali ve Belediye Raisi Lutfi Kırdarın riyaseti altında bir toplantı yapılmıştır. İç Ticaret Umum Müdürü Cahidin de bulunduğu bu toplantıda Müddeiumumilik başmuavini Sabri, Emniyet müdür muavini Salâ haddin ve kaymakamlar bulunmuşlardır. Toplantı üç saat kadar sünnüş ve ihtikâr hâdiselerinin. sür'atle meydana çıkarılması. fiat kontrolunun günü gününe yapılabilmesi, ihtikâr yapanlarm cezalarının en az zamanda verılebil mesi üzerinde görüşülmüştür. Bu arada Mıntaka Ticaret müdürü tarafından fiat kontrolu işile mesçul olmak üzere bir kadro teklif edilmis'ir. Yeni fiat kontrolu kararnamesi Resmî Gazetede neşrolununcaya kadsr talimatnamesi de hazırlanmış oiacaktır. Bugün Vilâyette Valinin riyasetinde mühim bir toplantı yapılacak Vali ve Belediye Reisi Lâtfi Kırda rın başkanlığında bu gün mühim bir toplantı yapılacaktır. Emniyet müdüiTİ. Jandarma kumandanı, kaymakamlar, Muhafaza ve Gümrük müdürlcrile diğer devair müdiranının iştirak edecekleri bu toplanüda, emniyet işlcri gö rüşülecek ve muhtelif tahrikât ve propagandalara karşı almacak tedbirler gözden geçirilecektir. Dünyamn her tarafmda emniyet bakımından ittihiz edilen bir çok tedbirler, şüphesiz bizi Propapda ile mücadele Şehrimizden ayrılan "] Sutteıt zehirlenenler Amer kalılar J Kaçak süt içen 15 kişi hastaneye kaldırıldı de alâkadar etmektedir. Bununla beraber şehrimizde herhangi bir teşekkülün faahyeti şimdilik varid değildir. Almacak tedbirler her ihtimal nazarı dikkatte tutulmak içindir. Bu top'.an tılarda vazife alacaklar da tespit edilecektir. CUMHURlYET 4 Haziran 1940 İtalya ve müttefikler ra: Aman, velinimet!.. Büyük bir yanlışlık edilmiş. Alüparmak kulunuz, ağalar namına gelip, artık, eksik bazı sözler söylemiş... Ağalar, bunu haber aldılar. Asuri derecede mahzun ve mükedder oldular. Af niyazında bulun dular. Diye, bir mukaddeme yaparak söze girişti. Böylece Şeyhulislâmı biraz yumuşattıktan sonra: Efendim!... Ağalar, huzuru izzete selâm ve dualar ederler. Ve derler ki, «Venedik dedikleri bir balıkçı kâfîri ile bu kadar senedir ki muhasama ideruz. Bunca can ve mal telef eylerüz.. Fakat henüz gereği gibi galebe ve hakkından geUnmek müyesser olmamıştır... İn giltere Kralı ise, frenkistan hükümdarlarınm büyüklerindendir. Bunca mal, leşker, cenk alâtı ve sefaine maliktir. Maazallah, arada bir harb zuhurunda, bize azim mazarrat husule getirebilir. Âkilâne tedbir onu iktıza eder ki, İngilterelu ile sulh ve müsalemeti mu hafaza idüp. ehli islâm askerinin ba şma yeni bir iş açmamak gerekür. Hal böyle iken, bunun hilâfına hare ket, cenabları gibi bir âkili dâna müftii enâme münasib midir?ı Dedi. • Parlak sözlerle gururu okşanan ahmak ŞeyhüUslâm, San Kâtibin bu sozlerini hiddetlenmeden dinledi. Ve yaptıgı hareketi mazur göstermek için, sakin ve mutedil bir lisan ile: Bak, kâtib efendi!.. İngiltere KraLnın sulha ve muahedelere riayeü oleaydı, bizim düşmanımız olan Venedik kâfirine muavenet ' etmezdi... Mademki böyledir, mazarratın refi, şer'an bizlere lâzım gelür. Diye, kudret ve azamet göstermek Istedi. San Kâtib, Behai Efendiyi kolaylıkla yola getiremiyeceğini anladı. Mu tedil bir lisanla şöylece tehdide başladı: A, benim efendim. Filhal, cena buuzdan her ne ki ruhur ederse, aynı keramettir. Amma ve lâkin, şimdiye dek, Müfti (1) lerin konağında elçi hsp setmek, görülmüş ve işıtilmiş iş değildir... Lutfedin, kerem buyurun. Şu Balyozu, af ve ıtiâk idüp, bu yüzden ağalaruı direnmesine sebebiyet verme İstanbuldaki Almanlar Şehrimizdeki Almanlarm mevcudu 1400 kadardır. Bunların el^serisi tek nisyen ve banka memurlarile mekieb muallimleridir. Şayialarla mücadele Fransızlar aleyhine gösterilen bu husumet, sebebsiz değildi. Radostan çıkarıldıktan sonra Malta adasına yerleşen Fransız Sen Jan şövalyeleri Akdenizi bir korsan ocağına çevirmislerdi. Aynı za nıanda, Girid adasında cereyan eden muharebeye, takım takım Fransız gönüllüİhtikâr tahkikatı! leri iştirak ederek, Kandiye kalesinin On gün kadar evvel İhtikâr komisönünde, Osmanlı düşmanlannın saflarınyonunca kalay fiatlannda ihtikâr yapda, yeniçerilerle göğüs göğüse harbetmek tıkları tespit edilen bir kontuvar ile üç telerdi. tüccar Müddeiumumiliğe verilmişti. Bu hareketler. iki hiikumet arasınMüddeiumumilik suclular hakkın daki dostane münasebeti ihlâl ediyor; daki dehllerin tespiti hakkmda tah Fransız ticareüne büyük zararlar iras kikatın yapıbnası için evrakı Emniyet ettiği gibi Fransız sefirlerinin acı ha müdürlügüne vermiştir. Emniyet mü karetlere maruz kalmalarına da sebe dürlüğü dün tahkikata başlamış ve öğbiyet veriyordu. leden sonra suçlulardan bir tanesi celBuna mukabil İngilizler dostane si bedilerek suç etrafında sorgusu yapılyasetlerini büyük bir dirayet ve rae mıştır. haretle idare edüyorlar; çerek Os Bu gün de diğer üç suçîu celbediiemanlı hükumetinin ve gerek Türk mil rek tahkikata devam edilecektir. Tahletinin hissiyatını rencide edecek hiç kikat bir iki gün zarfında ikmal edibir hareket göstermiyorlardı. lecek ve suçlular evrakla birlikte Müd[Arkası var] deiumumiliğe teslim edileceklerdir. Ticaret Vekâleti, ihtikârla mücade lede bilhassa piyasada hususî maksadlarla çıkarılan şayialan önleyecek tedbirlere ehemmiyet vermektedir. Bu nun için gazeteler vasıtasile halk da imî şekilde tenvir edilecektir. Ticaret Vekâleti başkontrolörlüğü bu hususta matbuata devamlı malumat veıecektir. Dün Beykozda Şeref adında birine Canavar düdüklerinin yalnız alarm aid çiftlikten kacak olarak getirilerek işareti olarak kullanılması ve bu düSirkeci civarında satılan sütten 15 kişi düklerin başka işler için kullsnılma zf/ıirlenme alâimi göstermiştu. Yapılan ması alâkadarlara bildirilmistir. tahkikatta bunlar sütü Sirkecide Nöbethane caddesinde Ömer adında birinden aldıklan öğrenilmiştir. Zehirlenme alâimi gösterenler Cerrahpaşa, Haseki ve Gülhane hastanelerine kaldır'larak tedavi altma alınmışlardır. Canavar diidükleri Sarhoşluk yüzünden t Mazide Beşinci kol «Kaleyi içinden feth» e çalışan bu iç bozguncular Truva harblerindenberi her harbde görülmüştür dığı zaman ordu çok yorgundu; kumandanların he men hepsi dinlenmek lâzım olduğunu söylüyorlardı. Yavuz mümkün olduğu kadar çabuk harbe karar verdi; çünkü kendi ordusunda Şah İsmailin «beşinci kol» u vardı; bu kolun iş yapmasına vakıt bırakmamak gerektı. Timurun torunlarmdan Babür Şah, Hindistanı zapta karar verdiği zaman kiyafetini değiştirerek, bir derviş gibi oraya gitti; muhiti ve halkı tanıdı; daha sonra oraya adamlar gönderdi. Delhi Sultanının. kendisinden bir kaç misli fazla olan ordusunu kısa zamanda mağlub etti; tek harb sonunda koca Hind imparatorluğunu ele geçirdi. Büyük Harbin sonlarmda mühürlü bir yük vagonu içinde Rusyaya gönderilen Lenin ve arkadaşlannm mahiyetleri ikidir: Kendilerine göre bir ideoloji, lâkin Almanlara göre mükemmel bir beşinci kol... Asıl maksadları için çalışırken ister istemez ikinci rolü de yapmış oldular. Yalnız, kısa bir zaman için.™ İstiklâl Harbi tarihimizde Bozkır. Konya, Düzce, Yozgad isyanlan oldu; Ahmed Anzavur türedi; bunlar da düşmanlarımızın «beşinci kol» larından başka bir şey değillerdi. Nihayet son bir kaç ay içinde beşinci kolun ne müthiş bir kuvvet olduğu bir çok misallerle görüldü. Lâkin şunu hiçbir zaman unutmamahdır ki bu kuvvet ancak bulamk suda ve mikroblu havada yaşayabilir. Millî birlikleri. devlet otoriteleri kuv\'etli olan, uyanık duran milletler için bir «umacı» dan başka şey değildir. •Kaleyi içinden fethetmek» tabiri ne kadar eski ve vıpranmıştır. «Beşinci kol. onun veni adıdır. Tayyare yüzbasısı Hamdi Suad, koyu gök rengi üniformasmı itina ile giy dikten sonra aynanm önüne kadar gidip kendisini tepeden tırnağa dikkatle süzdü. Çok yakışıklı bir gencdi. Koyu san saçlan permenant yaptuılmış gibi dalga dalgaydı. Mavi gözleri neş'e içinde parlayordu. Uzun boyu, geniş omuz an ütülü pantolonunun, önü açık caketinin içinde daha fazla nazarları çeen bir hal alıyordu. İşine düşkün, vazıfesini seven bir delikanh idi. Fakat aynı zamanda eğlenceli ve gürültülü bir hayat geçirmekten de hoşlanıyor du. Dün akşam izin gecesi olduğu için biraz geç yatmış olmasına rağmen sabahleyin, henüz güneş doğmadan tığ gibi gergin ve tetik yatağmdan fırla^tı. Bu gün çok tehlikeli bazı tecrübeler apacakü. Taklak atacak, duman salıerecek, muhayj'el düşman uçaklarile mücadeleye girişecekti. Kemerini kuşanırken gözieri küçülmüş, bir kaşı yukan kaikmış, öteki kaşı aşağıya düşmüştü. Yatağmın yaında duran küçük dolaba doğru elinı uzattı. En aşağıdaki çekmeceyi çekti. Bütün aldığı mektublan buraya sak lamak âdetiydi. Tayyare meydanında faaliyete geçmek için henüz pek er endi. Bir saat kadar vakti vardı. Çokanberi rasgele üstüste atıp biriktirdiği dğıdları pekâlâ rahat rahat sıraya ko YAPRAKLAR • Beşinci fcol. tabiri son zamanlarda (Ağalar) sözü, Şeyhülislâm Belıaı dehşetle karışık bir şöhret kazandı. BuEfendiyi yeniden „ gazaba getırip çıl nun nereden doğduğu hakkında çok ve dırtmaya kâfi geldi. Gene, yerinden başka başka şeyler söylendi. En doğrufırladı. Gözlerini hiddetle Sarı Kâtibe sunun şu olduğu anlaşılıyor: açarak: Ispanya harbi esnasında General Li Bre, asılacak!.. Bu, ağalar dedü ano radyoda verdiği bir nutukta bir ağun herifler, ne isterler?.. Niçin had ralık «Madride dört koldan yürüyoruz, lerini bılmezler. beşinci kol da Madridin içinde çalışıyor! Diye, Yeniçeri ağaları alejhinde bir demişti. Bugünün en orijinal muharrir hayli söz söyledikten sonra: lerinden Amerikalı Ernest Hemingve; Çık!.. Ispanya harbinde bulundu; oradaki mü şahedelerinden bilhassa bahsi geçe Diye bağırdı. Şeyhülislânrun huzurundan böylece sözlerden ilham alarak «beşinci kol. adı kovulan San Kâtib, ağalann bulun altında bir piyes yazdı: şöhret kazandı. dukları yere geldi. Meseleyi nakletti. Piyesin adı düşmanı içten ve arkadan Ağalar, fena halde müteessir oldu vuran kuvvetlere alem oldu. Halbuki b lar. Ertesi gün (yani, 1651 senesi ma usul yepyeni değildir. Yeni sanılan bi yu ayının 2 nci günü) Atmeydanında çok usuller gibi bu da pek eski devirler ki İbrahimpaşa sarayında toplandılar: denberi mevcuddu İnsanlar birbirlerile o İngiliz devleti ve milleti, bızim kadar çok harb etmişlerdir ki zekâmızm kadimî dostumuzdur. Aramızda, bunca kudreti dahilindeki bütün yeni buluşla meydana atılmıştır: yeni olan cihet sa muahedeler akdolunmuştur. Müfti, ne dece o usullerin yeni vasıtalarla tatbik hak ve ne salâhiyetle elçiyi • hapsedüp meselesidir. de devlet ve milletimizin dostluk screfini ihlâl eyler?. Bize böyle Müfü geEn az otuz asır evvelki Truva harbleri rekmez. İllâ, azlini isterüz. on yıl sürdüğü halde bir netice çıkmamıştı. Şehirde mabud Zeüş tarafından Diye, saraya haber gönderdiler. Valide Sultanla saraym bazı nüfuzlu verilmis bir heykel varmış: bu heykel oerkânı Yeniçeri ağalarınm bu taleble rada bulundukca zaptı kabil değilmiş. Yunanhların en kurnazı Ulis, gizlice rinı reddettiler. Fakat ağalar da: İngiliz elçisi hapisten kurtulma Truva'ya giriyor; heykeli çalıyor. Daha dıkça.. Ve Müfti de azlolunmadıkça. sonra Yunanlılar büyük bir tahta at yadağılmayız. Ve bu iş uzarsa, Müftinın pıyorlar; bir çok kahramanlan bu atm konağına varır, elçiyi zorla ahrız. Eğer içine saklayorlar Truva'yı bırakıp gidiyorlar. Şehirdekiler aü içeri almak istemukabele olunursa, ortalığı kırarız. Diye, ayak dirediler. Ayru zamanda, yorlar; lâkin kapılardan sığmadığı için derhal silâhlanarak kazan kaldırmaya kale duvarlanndan bir kısmını yıkıyorhazır olmalan için bütün Yeniçeri kış lar. Gizlenenler çıkarak sokaklan dehşete sokuyorlar; gidiyor görünen diğerlelalarına haber gönderdiler. Valide Sultanla saray erkânı bu teh ri de dönerek yıkık yerden şehre dalıdid karşısında ağalara boyun eğdiler. yorlar; Truva zaptediliyor. Sefir Sör Bendiş'in derhal serbest bırakılması için Şeyhülislâm Behai Efendiy'e kat'î emir verdiler. Aynı zamanda, azledildiğini de kendisine tebliğ etüler. Ağalardan bir kaçı, Behai Efendinin konağına giderek kapı önünde beklediler. İngiliz sefiri çıkar çıkmaz, he men kollanna girerek, kıymettar taşlarla müzeyyen eyerli bir ata bindir diler. Bir Yeniçeri müfrezesinin ortasına alarak alayla Sirkeci iskelesine indirdiler. Oradan da, sureti mahsu sada hazırlanan ve içi ipekli halılar. rengârenk şal ve kumaşlarla döşenmiş olan bir pazar kayığına bindirerek Galataya geçirdiler. Gene alayla sefarethaneye götürdüler. İngiliz sefiri Sör Bendiş, Yeniçeri ağalarmuı bu merdane ve âlicenabsne hareketlerinden çok memnun oldu. Eefarethanede şekerler ve şerbetler ikram ederek hepsine ayn ayrı teşek kürlerde bulundu. Dost devlet ve milletin elçisine hakaret eden Behai Efendi, derhal tevkif edildi. Hemen bir gemive bindirilerek (Lâpseki) ye gönderildi. Böyiece İngilizlere karşı büyük bir dostluk eseri gösterildi. Çünkü şimdive kadar devlet erkâmndan hiç bir kimse, bir ecnebinin hatın için böyle ağır bir cera pKrmemişti. Makedonya Krah Filip, Yunanistanı zaptetmek için Yunanlılar arssına ayrıhk tohumlan ekti; büyük hatib ve kahraman Demosten ancak bu sayede mağlub edilebildi. Romülüs devrinde Sabinler «Kapitol» ü muhasara etmişlerdi. Vestal"lerden Tarpe ya süse düşkün bir vmc kızdı; Sabinle•in sol kollarında taıdıklan altm bileikleri kasdederek • sol kolunuzdakileri verirseniz kapıyı açarım!« dedi. Razı oldular; lâkin içeri girdikleri zaman bileziklerin yerine ajTii kollarında taşıdıkları ağır kalkanları kızuı üstüne attılar; altında kalıp öldü. C Zehirlenme alâimi gösterenler ve tedavi altma alınanlar şunlardır: Hocapaşa Nöbethane caddesi 33 numarada oturan Sara Sirkeci Darüssaade sokak Teltaş apartımanmda oturan Sabahat ve çocuğu, aynı sokak 26 numarada oturan Fatma. gene aynı sokak 12 numarada oturan Yılmaz Yüksel ve çocuklprı. 20 numarada oturan Mustafa oğlu Ünal, Kargılı sokak 16 da Seniha ve çocugu, avnı sokakta Benzinci Avram, Sirkeci istasyon arkası sokak 20 numarada Sami ve anası DonAmerikaya gidenlerin gümrükte na, Nöbethane caddesi 28 de Narkaya eşyalan muayene ediliyor ve Rehami, Darüssaade sokak 15 nuAmerika tebaasmdan 12 kişihk bir marada oturan Hanife ve 10 yaşındaki kafile Amerikan Eksport Layn kum çocuğu Enver... panyasınm vapurile dün şehrimizden Süt berayi tahlil Adlî Tıb işleri müayrılmıştır. Aynı kumpanyanın diğer dürlügüne gönderilmiştir. bir vapuru da limanımızda bulunmakSıhhiye müdürlüğü de polisle beratadır. Bu vapurla da ikinci bir kafile ber tahkikat yapmıştır. Müdürlük, kay* gidecektir. Vapurlar Akdenizde muh makamlıklara, mıntakalannda bu gibi telif limanlardan diğer Amerikan te gizli süt satışı için vüçude »etirilmiş baasını da alacaklardır. istasvonlar olup olmadığı etrafında tahkikat yapmalannı bildirmiştir. SıhMÜTEFERRÎK hiye müdürlüğü şehirde sütleri sıkı bir Vak'adan sonra otomobüin hall kontrola tâbi ruttuğundan bu hâdisenin Dün. sabahın erken saatinde Maslaancak kontrolsuz kacak olarak getiri ğm tuğla harmanlan civannda dördü Milâno Başkonsolosu Mılâno başkonsolosumuz Fuad dün len sütten vukua gelebileceğini söyle erkek ikisi kadın olmak üzere altı kişehrimize gelmiştir. Fuad, Hariciye Ve miştir. şinin ağır surette yaralanmasile netikâleti üçüncü daire müdürlügüne tacelenen feci bir otomobil kazası olmuşyine dilmiş otduğundan, yeni vazifesi1KT1SAD tur. Izmitten şehrimize gelen Zeki, Sami, ne başlamak üzere dün akşam AnkaTahsin ve Ahmed adlannda dört arkadaş evvelki gece yanlarında Sofya ve ray hareket etmiştir. Milâno başkonOdun ve kömür fiatları solosluğuna Varna konsolosumuz Dürri Hiç bir ciddî sebeb yokken bu sene Şake adlannda iki kadınla birlikte bir Mazhar tayin edilmiştir. odun ve kömür fiatlarının geçen sene müddet Beyoğlunda içip eğlendikten lere nazaran yüksek olduğu nazarı dik sonra eğlencelerine bir kır kazinosunEytam ve Eramil maaşları kati celbetmektedir. Geçen sene bu da devam etmek üzere Ahmedin idaremevsimde CPH'Îİ 225 kurus olan odu sindeki Izmit plâkalı otomobille MeciDefterdarlık, mütekaidin, eytam ve nun şimdi çekisi 300 325 kurusa ve diyeköyüne gitmişlerdir. Burada da gün eramilin üç aylıklarının tevziıne dair geçen sene kilosu 4 kuruşa olan top ağarıncaya kadar içen altı kişi şafakla olan listeyi hazırlamıştır. Buna nazaran tan maneal kömürünün kilosu toptan beraber Büyükdereye doğru yola çıkmışlardır. Otomobil, tuğla harmanı ci6 haziran perşembe, 7 haziran cuma. 8 5 kuruşa kadar yükselmiştir. varmda büyük bir çmar ağacına çarpha7.iran cumartesi, 10 haziran pazartesi. fhracat vaziyeti mıştır. Çarpma çok şiddetli ohnuş ve H haziran salı, 12 haziran çarsamba Dıracat vaziyetimiz iyi ve hareketii otomobilde bulunan altı kişi muhtelif günleri tevziat yapılacaktır. Tediyata olarak devam etmektedir. Dün de İs yerlerinden ağır surette yaralanmışlarsua numarasile devam edilecek ve sabah saat dokuzdan akşam on yediye tanbuldan 179,000 liralık ihracat ya dır. Otomobüin ön kısmı tamamen ağacın iç tarafma geçmistir. kadar devam edecektir. Maaşlarır Em pılmıştır. lâk Bankasından alacak olan zat maKazadan biraz sonra yolnan geçen aşlan sahiblerinin cüzdanlarmm Malbir taksi feci vaziyeti görerek jandarKaragözün heykeli mudürlüklerince vizesine lüzum yokmayı haberdar etmiştir. Vak'a mahalKonva meb'usu Dr. Şevki Uludağdan rur. Bunlar aym yedisinden itibâren Hne gelen imdadı sıhhî otomobili ile doğrudan doğırıya bankaya müracaat bir mektub aldık. Doktor, Karagözle Ha yarahlann ücü Şisli Çocuk hastanesiciv\ad için yaptırılacak heykel işinde bir edeceklerdir. ne. üçü de Beyoğlu hastanesine kal alâkası olmadığmı bildirmektedir. dın!mışlardır. Bir otomobil ağaca çarptı, 6 kişi yaralandı D talya ile müttefikler arasmda hayli | | zamandanberi siyasî müzakereler II dahi cereyan eylediği şimdi anlaşılıyor. İngilterenin İtalyaya artık daha fazla müsaadekârlık gosteremiyeceği ve her ihtimale hazırlandığı dün Londradan bildirilmistir. Bunu İngiliz Başvekili Çörçil'in de tasrih edeceği ilâve edilmektedir. Italyanın neler istediğini son defa İlalyan Hariciye Nazırı Kont Ciano ailesinin ınah olan Telegrafo gazetesinin siyasî uıuharriri şu suretle ifade etmiştir: İtalyanın harb hedefleri Tunus, Malta, Korsika, Ccbelüttarık ve Süveyştir. İngiltere ile Fransanın elindeki bu noktalarda murakabe ve hakimiyetlerine bir uihayet verilmelidir. İtalya Akdenizde serbest olmak için her ne pahasına olursa olsun askerî muvalfakiyetler kazanmahdır.» İtahanın hedefleri Akdenizin büyük (ienizlere çıkan iki kapısile ortasuıdaki hâkim noktalardan İngiltere ile Fransanın çekibneleridir. İngiltere ile Fransa yalnız iktısadî ve ticarî cihettcn İtalyayı tatmin ederek bitarafbğvnı temin etmek için her fedakârlığı yapmışlardır. Fakat İtalya bunlara razı olmayıp raezkur noktalar üzeriiıdeki İngiliz ve Fransız askeri ve sijasî hakimiyetlerinden feragat etmelerinde ısrar etmiştir. Müttefiklerin ise böyle bir fedakârhğa hiç bir suretle yanaşmaları ihtimali yokrur. Binaenaleyh Londra, Paris ve hatta Vaşinçtonda kuvvctle tahmin olundu^u veçhile İtalya harbe çirmek üzerecür. Avrupanın mukadderatı Fransanın şimalindpki yeni cephede başlayacak muharebenin neticesine bağh olduğuna göre İtalja dahi fırsat düskünlüğüne vesile veren vazijettcn istifade ederek bütün kuvvetile Fransaji arkadan vurmağa tesebbüs edecektir. Tâli bir muharebe sahnesi de Süveyş mıntakası ve alelumum Mısır ve Afrika oiacaktır. Çünkü İtalya bütün kuvvetile Fransada meşgul olduğu zaman yakın sarkın her tarafındaki bü\ük İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin de İtalyanın yeni imparatorluğuna nihayet verecek şedid harekâtta bulunacaklarını pek iyi takdir etmektedir. Kcndisi daha evvel davranmak istiyecektir. Fransadaki şimal cephe hattı. Paristen verilen malumata göre. Manş denizinde Somme nehrinin ağzından başlayarak bu nehri membaına doğru takib etmekte ve sonradan Somme nehrini Oise nehrine ıapteden Crozat kanalını ve daha sonra Oise nehrini takib ederek MajiiıO lıattının simal müntehasındaki Montmedy'de nihayet bulmaktadır. Bu hatta iki tarafın hazırlıklan vakte muhtac olduğundan bu yakınlarda hir hareket beklenmiyordu. Fakat dün İngiliz istikşaf tayyareleri Alman cephesi arkasında kesif tank ve piyade kollannın ateş hattına doğru ilerlediklerini görmüslerdir. Bu istiksafa göre yeni Alman (aarnızu başlamak üzcrcdir. Amerikalı müsahidler aynı zamanda Italyan ordusnnun da harckete geçeceğini ve İngilizlerin Fransızlara büyük yard^mda bulunmaktân roeft için İiıgilterenin ü/erine de hü>ük hava taarnı/u yapacaklarını tahmin ediyorlar. Yeni Avnıpa harbinin çok büyük mikyastaki hayat memat boğusması başlamak iizere demektir. Muharrem Fevzi TOGAY MAAR1FTE Maarif Vekilinin tetkikleri Usküdarda yeni Adliye binası .. ^ N Usküdarda Paşakapısuıda yanan Adliye sarayı arsasmda yapılan Adliye binasının inşaatı tamamile bittiğini ve yangındanberi kısmen Üsküdar da, kısmen Kadıköyünde barınan Üsküdar Adliye teşkilâtının haziranın birinci gününden itibaren yeni binada faaliyete geçtiğini yazmıştık; resmimiz, Üsküdar Adliyesinin Paşakapısmdaki yeni binasını gosteriyor Şehrimizde bulunan Maarif Vekili Hasan Âli Yücel dün öğleden evvel Vilâ>ete gelmiş, Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdarı ziyaret ederek kendisile görüşYarahların vaziyeti çok açır oldu müştür. ğundan dün akşama kadar ifadeleri aBu sırada Üniversite Rektörü Cehnamamıştır. mil de Valinin odasmda Maarif VekiliMüddeiumumilik ve jandarma ku le gdrüşmüştür. Hasan Âli Yücel bunmandanhğı derhal tahkikata bss'amış dan sonra Istanbul Maarif Müdürlüğüve öğleüzeri mahallinde bir keşif ya re gelmis ve Vekâlet umumî müfettişpıbnıştır. Tahkikat devam etmektedir. lerile imtihan işleri etrafında hasbihaldc bulunmuştur. Maarif Vekili öğleden Diğer otomobil kazalan Şoför Fethinin idaresindeki 1818 plâ sonra İstanbul Ticaret Mektebine gideka sayıh otomobil. Beyoğlu Galibdede rek mektebde bir müddet meşgul olmuş, caddesinden geçerken lâstiŞı patlamrsı imtihanlara girmiş ve bilhassa mektebin neticesi bir dükkâna çarpmış ve oto actıgı sergiyi gezmiştir. Hasan Âli Yücel devlet basm ve yaym evlerine gitmiş mobilde bulunan Kemal adında biri kitab tevziatı hakkmda izahat almıştır yüzünden yaralanmıştır. Şoför İhsanın idaresindeki 2200 plâlen şoför Şukrünün idaresindeki 2360 ka numaralı otomobil, Aksaray Hoıhor numarah otomobilin sadmesine maru2 caddesinden geçerken Mustafa kızı beş kalarak yaralanmı=tır. Hasan tedavi alyaşlannda Hanifeye çarparak yaralantma alınmış, şoför yakalanmıştır. masma sebebiyet vermiştir Suçlu soŞoför Aeobun idaresindeki 1642 plâför yakalanmıştır. ka numarah otomobil, Pangaltıda HaAhmedin idaresindeki 3997 numarah mam caddesinden geçerken Fethi a kamvon Kadıköv Kavısdağı caddcsin de Tevfik oğlu Cemale çarpnrak ba=ın dmda bir gence çarparak yaralanmadan yaralanmasına sebebiyet vernıiş iina sebebiyet vermiştir. Şoför Mustafanın idaresindeki oto tir. mobil, dün öğleden sonra Karaeümrük Eyübde oturan Hasan admda bir çccaddesinde. o civarda oturan Hasanın cuk, dün Köprüde karşıdpn karşıya yaslarında kızı Nerimana çarparak dü. Aşk, şefkat, ihtiras.. Butün zarflann dar karınlannda sakladıkları muhteşem ve muazzam duygular.. Acaba. kim. kendisini daha fazla sevmişti! Hiç kimse.. Bütün aşk maskeleri aşağı yukarı biraz yalan suyu içine, bir parça riya tortusu kanştırılarak boyanmıyor muydu? Yırttı, yırttı.. Vakit geçiyordu. İhtiyat vaktinden ancak on dakikayı daha bu ise hasredebilirdi. Birden açtığı küçük bir zarfın içinden çıkan dörde katlanmış kâğıdm önünde garıb bir he yecan içerisinde düsünceye daldı Kıvrımlarını açmca gözünün önüne za>ıf parmakların sallana sallana çiz diği besbelli iki üç satır çıktı. «Sevgili oğlum, Hergün talimden döndüğün zaman iyice sarılıp sarmalanmayı unutma. Sabahları boğazınm gargarasını ihma etme.. Bunlarla hem beni hatırlamış hem de sıhhatini korumuş olursun! Anneciğin» İşte asıl fetiş olarak yana almacak mektubu gördün mü? Yuzbaşı Hamdi Suad tekrar dörde katladığı kâğıdı evvelâ dudaklarma götürdü, sonra büyük bir ihtimamla cüzdanuun gözierindeS birine yerleştırdi. En tehlikeli manevralarda bu mek • tubun kendisini bütün kazalardan, belâlardan koruyacağma emin, meydana doğru yürüdü. Seçtiği mektub yabiürdi. Lüzumsuzlanru yırtıp atmak lâzım dı. Kimbilir, belli olmaz, belki bir kazaya uğrar, yaralanır, odasrndan, dola bından uzak düşerdi. Genclik hayatınm canlı haüralannm yabancılaruı eline geçmesini istemiyordu. Çekmeceyi olduğu gibi alıp yerdeki küçük seçcadenin üzerine boşalttı. Bu vaziyette en eskiler üste gehnişler, diğerleri de aşağıya doğru kendiliklerinden tarih sırasile dizilivermişlerdi. Birer birer açmaya başladı. Bir kısmırun kâğıdlan sararmıs, mürekkeblerinin renkleri uçmuştu. Her yaprağı çevirdikçe eski maoeraların teferruatı gözünün önünde canlanıyor, muhtelif aşk ve muhabbet sahneleri dimağında yeniden kuruluyordu. İri ve çarpık, çocuk yazısını andvran kelimelerin sıralanmasından vücude gebniş cümlelerle dolu bir mektub yüzünde tatlı bir tebessümün çiçeklen mesine sebebiyet vermişti: «Sevgili Hamdi Sana bu mektubumla birlikte fetiş olarak tahtadan miniminl bir arab gönderiyorum. Onu daima yanında tayı.. Hiç bir tebükeye maruz k Dizi.. Genc kızlar, olgun kadınlar.. Yaşlı dullar.. Çeşid çeşid.. Boy.. Boy.. Bütün bu flörtlerden, sevgiciklerden ortada ne kaldı? Yalnız bir yığın zarf kâğıd.. İşte firarî bir hayal.. İşte güç hatırlayabildiği bir yüz.. İşte bakışlarını tanıyamadığı bir çift göz!. Şimdi vazife, taüm ve çalışma!. Bunlann hepsini teker teker okumaya kalkarsa belki meydana da geç kalacak. Ya, yırtıp parça parça ederek pence reden dışarıya fırlatıp atmah!. Yahud da hepsini ispirtoya bulayıp yakmah?.. Al bir tane daha.. «Sevgili Hamaiciğim!» Çılgın bir neş'e.. Aşkm verdiği acayib hodbinlik.. Beraber saadet ve bahtiyarhk içinde geçmiş dakikalann, saatlerin zorla hortlatılmak istenişi.. Nihayet kirpiklerin ueunda incilcşmiş bir yas tanesi!. Yüzbaşmın mektubu tutan eli bir an titredi. Bakışlan etrafındaki varlıklarla alâkasıru kesti. Aman yarabbi, insan lann saadet anları nekadar kısa sürüyor.. Mektublar.. Mektublar!. Birbirlerinin Hamdi Suad, mektubu evvelâ avcuüpatıp aynı olanlar, yekdiğerine hiç nun İçinde buruşturdu. Sonra yırttı benzemiyenler.. PakeU PakeU Dizi.. Küçük parcalar halinde sokağa üfür, Aliye» Bu, bir masumane aşk ıtirafı değii miydi? Ihmalkâr el hareketıerinın mahsulü küçücük yazılarm kararttığı kâğıdlarda başka bir masumane terane: •Aziz kuzenim! Bu yaz Suadiyedeyiz.. Bol bol dans etmek, yüzme öğrenmek için seni bekleyorum! Feride» İşgittikçe ciddileşiyordu: «Cici nişanlım, Tath iltifatlar.. Hararetli buseler.. İstikbale aid hulyalar.. • Yavrum, kocacığım! Saadet ümidleri.. Şikâyetler ve ni hayet aynhna Evet, ancak iki senelik müşterek bir hayat geçirdikten sonra boşanmıslardı. Hamdi Suade bu tatsız sergüzeşt büyük bir tesir yapmış, sinirlenni bozmuştu. Onun için bir müddet hiç kimile görüşmeden münzevi yaşadı. Sonra yeniden dünya zevklerine dal dı. Gülme.. Bana inan!. Cengiz Han Türkistan üzerine yürümeden evvel gizlice adamlar göndermiş, Sultan Mehmedden memnun olmıyanlarla görüstürmüs: devleti içinden yıkmak için de her türlü tedbiri almıstı. Yıldırım Beyazıdı Ankarada mağlub eden kuvvet Timurun filleri ve adedce çok üstün ordusundan ziyade o müthiş ve diplotnat hükümdar namına Anadoluda uzun zamandanberi çalışmış olan • beşinci kol. du. Esasen Timurun bir müddet Suriyeye sarkmak, doğu taraflanna dönmek suretile harbi geciktirmesi de gönderdiği yeni casuslann zafere zemin hazırlamalanna imkân verOsmanlılann genc hükümr*arı,4 uncü mek içindi. Si'^an Mehmed vaktini mütemadiyen Büyük Türk kumandan ve hükümda(1) Şeyhülislâm. rı Yavuz Selim Caldıran ovasına var Bir înpiliz elçisinm oadişahın huzuruna kabulü Ahmed Hidayet

Bu sayıdan diğer sayfalar: