5 Temmuz 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

5 Temmuz 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET S Temmuz 1940 Otomobil kazaları Tarihi tefrika: Şehrin muhtelif yerlerinde müteaddid kazalar oldu Yazan: Z1YA ŞAK1R , Sebastiyaninin mehareti Büyükdereye gitmekte olan şoför Hâmidin idaresindeki 2118 numaralı otomobil, Maslak civarında mukabil taraftan gelmekte olan şoför Taiâün idaresindeki 1741 numarah otomobille çarpışmıştır. Çarpışma neticesinde 1741 numaralı otomobilin yolcularından Karabet başından ağır surette yaralanmış, h t r iki Sefirin Babıâliye tebliğ ettiği bu tek I olduğumuzu ileri sürüyor... Fakat bu otomobil de hasara uğramıştır. lifler, gerek devlet ricalini ve gerek pa hükumet, ne Fransanm ve ne de IngilGene Büyükdere istikametine git dişahl son derecede kızdırıyor, İngiltere terenin her arzusunu ve her teküfini mekte olan Ethemin idaresindeki 576 aleyhinde fena cereyanlar açılmasma kabule mecbur değildir. Ve hiçbir za numarah hususî otomobil de yanlış bir sebebiyet veriyor... Ve buna mukabil. man da o dereceye düşmiyecektir. Hü manevra neticesi Maslak yolunda IbraFransa sefiri Sebastiyani'nin mevküni kumetimiz, asırlardanberi, Cenabı Hak hime aid tarlaya devrilmiştir. Kalay ihtikârı yaptığı iddiasile yağ de büsbütün kuvvetlendiriyordu. kın lutfu ile yaşamıştır. Bu itikad ile Hâdise esnasında otomobilde bulu ve madeniyat taciri Rabeno Politi a Londra hükumetinin düşüncesi, cid söylüyordum ki, bundan sonra da ayni nan iki kadınla Ethem muhtelif yerle leyhine açılan dava, dün karara bağ den garibdi. Çünkü Çar hükumeti, Na suretle yaşayacaktır. Ve bunun için de rinden yaralanmışlar, tedavi altına a lanmıştır. poleon'dan darbe yedikçe, onun acısın: padişahımız tarafından her türlü müMevkuf olarak muhakeme edilen Ralınmışlardır. çıkarmak için mütemadiyen Türkiyeye dafaa tedbirleri alınmış... İcab ederse, beno Politi'nin dünkü muhakemesin • *• yüklenmiş... 3 üncü Selimin harbden ic daha da alınacaktır. de, evvelce İstanbul Mmtaka Ticaret Şoför Hakkınm idaresindeki 1809 müdürlüğünden gelen cevab okunmuştinab aciz ve zâfa hamletmiş... Hatta DedL İstanbulda harbe girip girmemek için Hâlet Efendi ile İngiltere sefiri ara numarah taksi otomobili, Tophaneden tur. Bu cevabda, bu tacirin 19 şubatta münakaşalar cereyan ederken, Çar or sındaki bu mülâkat (1807 senesi mart gecerken deniz amelesinden Hasana çar Izmirde Ben Mayor firmasından kiloduları hiçbir sebeb ve bahane olma ayının 25 inci günü) cereyan etmişti... parak başından yaralanmasına sebebi sunu 300 kuruşa satın aldığı 1010 kilo dığı halde, hukuku düvel kanunlarını (Sör Arbotnot), Hâlet Efendinin büyük yet vermiştir. •** çiğneyerek Buğdana girivermiş... Ben bir itidal ile söylediği bu tok sözlere Küçükpazarda Cami sokağında otuder ve Şokzim kalelerini gafil avlaya hiçbir cevab vermedi. Sükunetle çekilrak zapteylemişti... E, bu kadar sarih di... Fakat o andan itibaren, sefirin Ba ran Musatfa kızı Hatice, Kızıltoprak caddesinde karşıdan karşıya geçerken bir haksızlığa maruz kalan hükumete. bıâli ile münasebeti kesildi. (umumî sulhun iadesine kadar Buğİngilizlerle münasebetin böylece kesil varman Halilin idaresindeki 36 numaralı Şirketihayriye ile Denizyollan idadanı Ruslara teslira ediniz.) demek, mesi de Sebastiyani'nin mehareti hesa tramvayın sadmesine maruz kalarak muhtelif yerlerinden ağırca yaralan resi yakm sahil hatlarının yaz tarife Ruslardan ziyade Rus menfaatine hiz bına kaydedilecek bir muvaffakiyetti. lerinin tatbikına bu sabahtan itibaren mış, hastaneye kaldırılmıştır. met etmekti. (Arkası var) başlanacakür. Halbuki İngiltere hükumeti vaziyeBoğaziçi vapurlarının yeni seferle tin nezaketini kavrayarak daha makul, rinde köprüden adi günlerde Boğaza daha mutedil bir lisan kullansaydı, her ilk posta Beykoza kadar 5,45 te, ICa halde büyük menfaatler temin edebilirvaklara kadar 6,10 da ve son posta da di. Anadolu yakasına 21,20, Rumeü yaka Sebastiani'nin mehareti Bir kalay tüccarı iki Siyasî icmal sene sürgüne gidecek İngiliz Fransız harbi Napolyon'un sefiri, hadisattan pek büyük bir meharetle istifade ediyordu Şehrin içinden Ahmedden Melihaya: KUçUk hikâye Bektaşinin hikâyesini bilir misiniz?.. •Meliha • Bir gün eşeğini önüne katıp 6rmandan «Bu ilk ayrılık gecesinde, seninle odun kesmeğe gitmiş. İşini bitirip dö şimdiye kadar hiç yapmadığım bir şenerken yolda bir yağmur, bir fırtına... kilde samimî, açık, hasbıhal etmek, Ne yapsın? Hemen bir ağaca tırman daha doğrusu derdleşmek isteyorum. mış. Fakat seller, peşini bırakır mı ya! Bu günkü teşyi sahnesi olduğu gibi Bir de ne baksın. Odun yüklü eşeği su gözlerimde canlanıyor. Sizi, üçünüzü Gür siyah saçlarırun altında başın sanHâlet Efendi, tehdidler karşısında lar almış, götürüyor. vapurun güvertesinde küpeşteye da ki biraz bükülmüş, omuzlarına doğru mağlubiyeti kolayca kabul edecek şahBektaşi, eşekle beraber, gözgöre ölü yanmış bir halde görür gibiyim. Ayşe çökmüştü. Çocukların küçücük boyları siyetlerden değildi. İngiliz sefirinin EÖZme atılmamış. Hemen bir ağaca tırma senin eteklerine sokulmuş, Sevim de yanında olduğundan çok daha uzun lerini büyük bir sükun ile dinledikten narak, yağmurun dinmesini beklemiş. nize doğru, bir şey arar gibi eğilmiş ve görünüyordun. sonra, ayni sükun ve istirahatle şöylece Fakat aksilik olacak, hava da azdıkça sen, bakışların üzerimden aşarak ta Merdiven alındı, vapurda ve rıh uzaklara, meçhul bir noktaya kayıb cevaba girişti: azmış. Zavalh Bektaşi, hangi bir derdi gitmiş bir halde, üçünüz.. Beyaz bu tımda koşuşmalar oldu. Hareket etti Fransa sefirinin Babıâli üzerindek: ney ansm. Eşeğin gittiğine mi, eve döniz. Etrafımda ağlayanlar, mendil ve el tesiri, bir korku eseri olamaz. Çünkü nemediğine mi, canavarların hücumuna ruşmuş elbisesi, iki günlük sakaUle sallayanlar hatta uzaktan yüksek sesle rıhtımda hareketsiz duran adama, baFransa hükumeti bizimle hudud komuğramak ihtimalile karşı karşıya kal na gelince bulunduğum yerde kırrul tavsiyelerde, nasihatlerde bulunanîar şusu olmadığı gibi, Fransa donanması dığma mı?.. Açlık bir yandan... Korku damaktan âciz, orada sanki \dicudum vardı. Siz de mendillerinizi sallamaya da bizi tehdid edecek derecede kuvvebir yandan... O sırada, tekrar gökler donmuş ve ayaklarım yere yapışmış başlamıştınız. Elimi cebime sokmak te malik değildir... Eflâk ve Buğdan gürüldemeğe, şimşekler çakmağa başla gibi hareketsiz kımıldamadan sizi sey mendilim' çıkanp size mukabele et Beylerini, bizce de sabit olan cürümlerediyordum. Daha vapur hareket et mek isteyordum. Fakat buna muktedir mış. rinden dolayı azlettik. Sonra da, bunmeden birbirimizden uzaklaşmıştık. Siz olamadım. Orada donmuş gibiydim. Bu şimşeklerden biri, tam gözü içine ların lehinde istirhamlarda bulunan gideceğiniz yerin, göreceğiniz insanla Vapurunuz açık denize doğru burnunu dostlarımızı kırmak istemiyerek tekrar girince Bektaşi artık dayanamamış: rm rüyasmı şimdiden görmeye başla çevirdi. Uzaklaşmaya başladı. Artık yerlerine gönderdik. Müstakil bir hü Bre Allahım, demiş. Eşeğimi stle mış gibiydiniz. Şimdiden oraya aiddi sizin yalnız şekillerinizi ve beyaz menkumet olduğumuz için, kendi dahilî iş kaptırdm, beni bir kuru can, ağacm niz. Bense bu sıcak. çorak memlekette dillerinizi görüyordum. Sonra birdenlerimize hiç kimseyi karıştırmamak, ta üstünde bıraktın. Şimdi de yaptığm ma kalıyordum. Sanki oranm bir parçası. bire herşey bitti. Hava iyice kararnıış. mamen hakkımız idi. Fakat biz bu hak rifeti seyretmek için yüzüme kibrit mi taşı toprağı gibi bir şeydim. Yüzüstü yıldızlar parlamaya başlamıştı. Şimdi kı, dostluğa feda ettik. İki hain memu çakarsın?» bırakılmış, atılmış zavalh bir şey.. Ço vapurunuz uzaklarda, karanlığın içincuklara ve sana, teşkil ettiğiniz kii de kayıb gidiyordu. rumuzun yüzünden, iki dostumuzla münasebetimizi kesmemek için oldukça Her şey, mevsiminde çekiliyor vesse çük grupu kafama bir fotograf yapışİşte o zaman, büsbütün uzakiaştığı müşkül bir fedakârlık gösterdik... Bu lâm. Efitün kış, yağacağı kadar yağdı. ürır gibi yapıştırmak isteyerek bütün nız zaman ancak yerimden kımıldayafedakârhğımızın mükâfatı, şu oldu: Rus Yaz gelince, bir az olsun günoşin yü dikkatimle bakıyordum. Hiç tahmin bildim. Vücudüm yorgun, kafam bir etmediğim bir şey oluyor. Kalbim sinsi ya harb ilân etmeden, hududlarımızdan zünü göstermemeli mi bize?.. kurşun gibi ağır yürümeye başladım, bir sıkıntı ile dolmaya, daralmaya başiçeri girdi. İngiltere de, donannıasını evüı yolunu tuttum. Hani eski bir şarkı vardır: payitahtımızın kapısına gönderdi... Ça «Kış geldi firak açmadadtr sinede yâre layordu ve şu sözü düşünüyordum: Bahçenin tahta kapısı yanm aralıkAyrılmak biraz da ölmek demektir. nn Generalleri en muhakkarane bir şe Vu.ilat, gene mi kaldı giizel fash bahare!* tı. İtip girdim. Ev karmakarışık. Sevikilde bizim topraklarımızı çiğnerken. Akşam oluyordu. Vapurun ışıkları min kırmızı küçük terlikleri bir köşeBu göz açtırmaz yağmurlar yüzünden padişahımız, Türklerin asırlardanberi biribirine kavuşamıyan hasretliler he tektük yanmaya başladı. Sevimin al de, yerde ipler, açık bırakılmış çek dostu olan İngilizlerden daha alicena sabına düşünüyorum da kendi kendi nma düşen bir demet altın rengi saç meceler, örtüleri kaymış, bozulmuş sebane muameleler beklemiş, hatta dostça me: parlıyordu. Fakat gölgeler içinde kalan dirler. Bu sedirlerden birine çöktüm. yardımlar ümid etmişti. Fakat hâdisat, yüzünü artık göremiyordum. Ayşe ise Kendimi çok yalnız ve bedbaht hisse Galiba, diyorum, bundan sonra, ay büsbütün sana sokulmuş, eteklerinin padişahımızın yanıldığını gösterdi... İndiyordum. Siz buradayken daha mı giltere, her arzusunu kolaylıkla yaptır ni şarkıyı kış gelince değil, yaz gelin arasında adeta kaybolmuştu. Yalnız iyidi? Hayır. Seninle az mı kavgalar ince beyaz bacakları karanhğın içinde ediyorduk? Her an başka bir çey tuttumak isteyor. Buna muvaffak olamayın ce tekrarlamak icab edecek: ca, bizim Fransız nüfuzu altında esir «Yaz geldi, firak açmadadır, sinede yâre beliriyor, sık sık kımıldayıp, büküle rarak ağlayan, huysuzlanan çocuklara Vuslat gene mi kaldı güzel fash rek, yer değiştiriyorlardı. Nihayet sen« nefretle, kinle baktığım, onların ağır Napoleon'un sefiri, hadisattan pek büyük bir meharetle istifade ediyordu. İkide birde saraya ve Babıâliye gidiyor: Görüyorsunuz ya? Bir taraftan Rusya, diğer taraftan İngiltere, Türkiyenin mahvını isteyorlar. Bu korkunc vaziyetten sizi kurtaracak, ancak Fran•adır. Diye, hükumeti bir taraftan Rusya ile harbe devama, diğer taraftan da ingiltere ile husumete teşvik ederken, diğer taraftan da kuvvetli bir ittifak ile Fran»aya mal etmek isteyordu. Babıâlide, müvazeneyi muhafaza etmeğe çalışan tek bir devlet adamı vardı ki o da (Reisülküttab Hâlet Efendi) idi. Bu zeki ve dirayetli zat, devam eden harbin iyi bir netice vermiyeceğine kanaat getirmişti. Buna binaen hem yorgun orduyu bir az dinlendirmek ve hem de muhtemel olan bir felâketin önüne geçmek için, İngiltere sefirini Babıâliye celbederek: bize Hükumetinizin tekliflerini, tebliğ ettiniz. Âlâ.. Fakat, bunların içinde bazı nazik maddeler var. Bunlara, bir anda cevab verilemez... Eğer Ingiltere hükumeti dostane bir iş görmek isteyorsa, Rusya ile aramızda üç ayhk bir mütareke yaptırsın: Dedi... Fakat İngütere sefiri, Londradan almış olduğu kat'î talimata binaen, âdeta tehdid vaziyetine geçerek, Hâ'.et Efendiye 'şu cevabı verdi: Maalesef, böyle bir işe tavassut edemiyeceğim. Çünkü, tavassut etsem de, jyi bir netice alamıyacağıma eminim. Dedikten sonra, Hâlet Efendinin hayretle açılmış olan nazarları karşısında, bu sözlerini şöylece izah etti: Sebastiyani'nin İstanbula ayak bastığı günden itibaren, siz değiştiniz. Bir" denbire, Fransızlarm tesiri altma girdiniz... Eflâk ve Buğdan Beylerini, o adamın tesirile azlettiniz. Yapılan tavassutlarla onları tekrar mevkilerine iade etmek için de, tam üç hafta vakit geçirdiniz. Sonra, Boğazların harb gemilerine kapanması için de gene o adamın •özlerini dinlediniz... Bütün bunlar, Fran sa »arayının İstanbuldaki nüfuz ve kudretine en büyük delildir... Eğer Babıâli İngiltere ve Rusyamn dostluğunu tekrar kazanmak isterse, her şeyden evvel o Fransız Generalini İstanbuldan defetmelidir. Aksi takdirde, görüyorsunuz ki, Çann orduları, (Tuna) ya yaklaşmıştır. İngiliz gemisi de, Çanakkale Boğazmın açıklannda dolaşmaktadır. Buna binaen, cevabınızı mümkün olduğu kadar sür'atle veriniz. Yoksa, Akdenizdeki İngiliz donanmasile, Karadenizdeki Fransız donanması, İstanbul limanında birleşecektir. dedi. Meğer dişi yılmış I Yazan: Salâhaddin Güngör Kaç gündenberi âdet etti. Öğleye doğ" ru, bir takım acayib kıyafetli, asık suratlı bulutlar, salkım saçak, şurada burada toplanmağa başlayorlar ve haydi arkasından bir elâ gözlü yağmur... Fikretin: «Kafeslerde, camlarda «ihtizaz» eden küçük, muhteriz, muttarid darbeli, «Çelebi mizaç> yağmuru olsa çoktan sineye çekeceğiz ama, bu öylesi değil. Binlerce çeşme hep birden açık bırakılmış gibi şakır da şakır... Üstelik bir de gökgürültüleri... Vakıâ, ne de olsa yaz yağmuru.. Bir az sonra geçiyor ama sokakta gafil avladığı saman şapkalılarla beyaz keten elbiselilerin var gör hayrını!.. Hele o ağacları kökünden çıkarıp havada fırdolayı çeviren geçen günkü hortuma ne buyrulur?Geçen hafta içinde, gene böyle göklerin kubbesi delindiği bir gündü. Sokakta tam manasile cascavlak yağmura yakalandım. Kendime Eiğmacak bir damaltı ararken, önüm sıra bir gölge geçti: Tepeden tırnağa sırsıklam olmuş minimini bir mahluk!.. O kadar canayakın bir yürüyüşü vardı ki, gayriihtiyari akhma: «Şeker değilim ki eriyeyim!» tekerlemesi geldi. Ve bu şeker gibi kadınm, nasıl olup da yağmur altında erimediğine hayret ettim! Yağmurdan kaçmanm tehlikeli olduğunu söylerler. Çünkü, doluya tutulmak ihtimali vardır. Doludan çok daha korkunc yağmurlar ketjfedildikten sonra, artık bu sözün de bir manası kalmadı. Yağmur şakırtılarına dalan yaşh ahpabıma "bunu nereden anlamah !„ dedim, •* Sululuğundan !„ dedi! Bu harb harekâtı İngiliz İmparator* luğundan sonra dünyanın ikinci bü kalayı, 21 şubatta İstanbulda Avram avini Hilmi, Rabeno Politi'nin bu ahşRodrig*e kilosu 400 kuruştan satmak verişte hatta paraya ve kalaya hiç el yük müstemleke ünparatorluğu olan ve suretile, kalayda yüzde on beş kâr bi sürmeden zincirleme usulüe iki gün Avrupadaki Fransız topraklarınııı bir buçuk misli nüfusu bulunan Fransu le fazlayken daha aşın kâr ettiği ve lçerisinde havadan yüzde otuz üç kâr İmparatorluğunun her tarafına sirayet üstelik ayni malın toptancılar arasında temin ettiğinin ve kalay fiatını nıuhik edecektir. bir elden diğer ele geçmesinin zincirleme sebeb olmadan yükselttiğinin sübut Çünkü İngiltere artık Fraıısaya eski mahiyetinde olduğu, hulâsa Fiat mu bulduğu kaydile, millî korunma kanurakabe komisyonunun bu ahşverişte nunun 32 nci ve 59 uncu maddelerine müttefiki nazarile baknuyor. Bilâkis bütün suç unsurlarını toplu gördüğü göre ceza istemiştir. Bunu müteakıb. Fransayı yarın Büyük Britanya ada maznun avukatları müdafaalarını yap larına Almanların yapacaklan hücumyazılıydı. lara üssülharekeleri, harb limanları ve mışlardır. Bunun üzerine, Müddeiumumî muhava mcydanları ve memleketin bütün Hâkim Ismail Hakkı, bir saat süron menabiile yardımda bulunacak ikinri bir tetkikten sonra, Rabeno Politi'ni» bir düşman telâkki ediyor. kilosu 300 kuruştan satın aldığı kalayBunun için Fransanm elindeki do ları 400 kuruştan satmasının 32 nci nanmayı ele geçirmeği yahud tahrib maddeye muhalif olduğunu, bu sebebeylemeği tasmim etmistir. Donanma le 59 uncu maddeye göre 500 lira ağır işi bittikten sonra Fransız müstemleke para cezası ödemsine, iki sene müddetiınparatorluğu İngiliz İmparatorluğu le Eskişehire sürülmesine ve son tahnun deniz yollanna, bahri müdufaa Merdivenköyü cinayeti henüz aydınkikat bittiğinden, bu kararla beraber kuvvetlerine ve dominyon ve müstemlanmış değildir. Bazı akşam gazeteleri mevkufun serbest bırakılmasına karar lekelerine yapılması muhtemel düşman maktulün hüviyetinin tespit edildiğini verdiğini bildirmiştir. hücumlanna birer mesned olmaması ve katilin bulunduğunu yazmışlardır. için bunları kendi hakimiyeti ve hiç Hâdise halen tamamen aydınlanmış olmazsa kontrolu altına almağa teşebolmamakla beraber, müspet ipuçları büs edecektir. meydana çıkarılmıştır. Maktulün hü viyeti hemen hemen tespit edilmek üFransa hükumeti Almanya ile mii sma 21,35 tedir. Ayrıca 22 de Hisarlara, zeredir. Tanzifat amelelerinden bir iki tareke yaptığı zaman < donanmasının 23,25 te Çengelköyüne kadar postalar kişinin meydanda bulunmaması göz ökısmı küllisi ve bunların arasında vardır. Cumartesi günleri Köprüden nünde tutularak bunların memleket Dungergue, Bretagne ve Stazburg gi24,15 te Kavaklara kadar giden bir lerine ve bulunabilecekleri yerlere telbi zırhlılan Akdenizde Cezair müs graflar çekilmiştir. Cesedin ve kesik posta konulmuştur. temlekesinin garbında ve Fas hudu duna yakın Mersalkebir limanında buYukarı Boğazdan sabahları ilk posta başın bunlardan birisine aid olduğu lunuyordu. 5 te, son posta 20,15 tedir. CumaHesi kuvvetle tahmin edilmektedir. Maktulün hüviyeti kat'î surette tesMaarif VekiU Hasan Âli Yücel dün günleri Yenimahalleden Köprüye ka Cezairin maruf limanlarından Oran'ın pit edildikten sonra, bunun hususi ha sabah Ankaradan şehrimize gelmiştir. yanıbaşında ve garbında bulunan ve dar 24 te bir posta kalkacaktır. Şirketihayriyenin yaz tarifesinde bir yatı tetkik edilerek katilin bulunması Vekil Haydarpaşa istasyonunda, Vali müdafaaya gayet elverişli olan bu limuavini, Üniversite Rektörü ve Maa man ahiren Fransanm Tulon ve Bizerte günde 241 çıkış ve 250 iniş seferi var kolaylaşmış olacakür. Maamafih, zabıtanın devam etmekte rif erkânı tarafından karşılannustır. gibi en miihim bir harb limanı haliııe dır. Aralık seferler daha sık konulmuş, Hasan Âli Yücel, kendisile göriışen getirilmişti. Küçüksu plâjı, Hisarlar, Kavaklar ve olan tahkikaü bir iki kişiyi şüphe alBüyükdereye doğru postalar konul tında bulundurmaktadır. Haftalardan gazetecilere şunları söylemişfc: ingiliz donanması Mersalkebir önünberi karanlıkta kalan bu cinayetin muştur. « Üniversitede yapılacak diploma de görünüp donanmanın teslim cdil aydınlaması halen bir an meselesidir. merasimi için geldim. Dört, beş gün Bu kararsız havslarda üstü açık sinePazar günleri Boğaza ilk posta 6,10, mesini Fransız amiralından istemiştir. malarla, sazlı bahçelerin sahiblerine ol son posta 21,35 te, Çengelköyüne 23,25 ŞEHIR 1ŞLER1 kalarak muhtelif maarif işleri ve bil Fransız amiralı teklifi reddettiğinden hassa imtihan neticeleri üzerinda tet gemilerin bir kısmı tahrib edilmi? ve te. Boğazdan ilk posta 5,10 da son posdu olanlar... Müteahhtd ortadan kayboldu kikler yapacağım. Bu itibarla şimdiden yalnız Strazburg zırhlısile istim üzeYağmur suyile sokaklarda yıkandık ta 24 tedir. Taksim kışlasının meydana nâzır kıs bir şey söyliyemiyeceğim tabüdir.» rinde bulunan Fransız gemileri İngiliz Yaz tarifesile beraber Şirketihayriye tan sonra plâja girmeğe ne hacet!.. Imtihanlardaki muvaffakiyetsizlikten muhasara hattını yararak selânıete Küçüksu plâjına 33 kuruşla gidip gel mının yıkılması işi 4000 liraya bir müMeşhur «Kırkikin me ve banyo ve kabine ücretini içine teahhide ihale edilmiş, fakat müteahhid dolayı Maarif Vekâletinin muallimlerle çıkmışlardır. İngiltere bir gün büyük di» yağmurlan varalan, 95 kuruşla yemeği de dahil olan mukaveleyi yapmıyarak ortadan kay talebe velileri arasında bir anket aça Fransız harb gemilerinden İngiltereye dır. Mübaret kırk kombine biletler ihdas etrniştir. Ayrı bolmuştur. Şimdi burayı Belediye yıka cağı hakkındaki neşriyatın doğru olup hücumda Almanların istifade etmclcri gün, sırtı sıraya yaolmadığına dair vaki olan auaıe şu ce ihtimalinden kurtulmuş bulunuyor. ca Salacak plâjına gidip gelme ve ban caktır. ğar. Allah vere de, vabı vermiştir: yo ve Kısıklı hattına da kombins bi Yaz saati ve sinemalar Fransız donanmasuıın tahrib edilmiş bu müzmin hava letler tatbik mevkiine konulmuştur. Belediye nizamatma göre sinemalar « Böyle bir şeyden malumattar de olması Almanya ile Fransa arasmdaki hastahğı İstanbula Gerek Şirketihayriye gerekse De gece saat on birde tatili faaliyet etmek ğilim. Biz lüztım gördükçe, bu şekilde mütartkeyi bozmıyacaktn*.Çfinkü Fransirayet etmemiş olnizyolları idaresi tarafından yüzde 50 mecburiyetindedirler. Bu sebebden ak alâkadarların fikirlerini soruyoruz. Fa sız donanması kendisini müdafaa edesa... Kaç gündenberi tenzilâtlı gezinti postaları ihdas edılmiş şam saat dokuzda filimlerin gösterilme kat, şimdilik böyle ^bir.anketi icah. jgj . jııgdjjjj takdirde teslim olmayıp kendi yağmur şakırtsına r tir. sine başlanmaktadır. Fakat yaz saati tirecek fevkalâde bir vaziyet yoktur.» kendisini hatırdığı zaman Almanyanın o kadar alıştım ki, dolayısile saat dokuzda ortalık henüz mütarekeyi bozubnuş saymıyacağı VisYeni Denizyollan tarifesinde âdi gün Diploma tevzî merasimi kulağım hcp kirişte.. hadcn'deki mütareke komisyonunda lerde Büyükadadan ilk posta 5,45 te. kararmamış olduğundan bilhassa bahçe Yağmadığı gün bile, ha şimdi yağacak Üniversite diploma merasimi yarın Fransız murahhaslarına bildirilmişti. son posta 21.15 te, Köprüden Adalara sinemalarında filim göstermek kabil odiye; uzaklara açılamıyorum. saat onda yapılacaktır. Merasimin, Başilk posta 7,25 te son posta 24,15 tedir. lamamaktadır. Muharrem Feyzi TOGAY vekil Refik Saydam tarafından açılmaPazar günleri Adadan ilk posta 5.40, Dün bahçe sinemacılarından mürekkeb Bu sabah yaşlı ahpablarımdan birine son posta 22.30 da, Köprüden Adalara bir heyet Belediyeye müracaat ederek sı mukarrerken, hükumet reisimiz Bir otobüste yangın çıktı meşguliyetinin fazla olmasından dolayı rasladım. Aramızda yağmurun lâfı açıl ilk posta 7,30 da, son posta 22.35 tedir. bahçe sinemalarında filim gösterme Dün sabah Taksim de duran ve Takgelememiştir. Merasimde Maarif Vekili Yalovaya Köprüden 8,25, 9.30 ve 22 müddetinin bir saat daha uzatılmasım dı: sim Beşiktaş hattmda işliyen Tramvay istemişlerdir. Keyfiyet Daimî Encümene asan Âli Yücel bulunacaktır. Sen, onu bilmez misin, dedi, yıllar de, Yalovadan Köprüye 6,40, 17,30. şirketine aid 315 numaralı otobüsün bildirilecektir. Hazırlanan programa göre, Üniversida insanlar gibi, erkekli dişili olurlar. 18,05 te ücer posta vardır. mazut deposu birdenbire parlamıştır. te namına İçkili lokantaların sınıfları hitabe ile Rektör Cemil Bilsel kısa bir Ateş bir anda otobüsü sarmıştır. İtfaiye Dişi yıllar, hep böyle yağmurlu geçer. merasimi açacak ve davetMÜTEFERRİK İçkili ve çalgıh mahaller için yapılan Erkek yıllar ise bilâkis kurak olur... lileri selâmlayacak, Maarif Vekili Ha vak'a mahalline gelmiş ve ateş. otobüsü yeni tarifeye göre, şehrimizdeki bu kabil kısmen yandıktan sonra söndürülmüş san Âli Yücel de talebelere bir mıUık Allah.. Allah... dedim, bunu da hiç Maliye ve İktısad Vekilleri mahallerden 9 tanesi lüks. 47 tanesi bitür. söyleyecektir. Ondan sonra fakültelerişitmemiştim! Peki, şimdi biz içinde yarinci, 54 tanesi ikinci sınıfa, mütebakisi şehrimizde den mezun olan talebelerden birer kişi şadığımız yılın meselâ dişi olduğunu nede ücüncü smıfa ayrılmaktadır. Bele Maliye Vekili Fuad Ağralı, İktısad diye İküsad müdürlüğü Daimî Encü mukabelede bulunacaklardır. reden anlayacağız? Vekili Hüsnü Çakır, dün sabah ekspresmeninin izhar ettiği arzuya binaen lüks Güldü: le Ankaradan şehrimize gelmişlerdir. IKT1SAD mahallerle birinci sınıf lokantaların da Sululuğundan!.. Vekiller şehrimizde bir kaç gün kalaNüshası 5 kuruşrur. dört kap üzerine tabldot listesini tespit Konya değirmencileri ucuz Harie Fakat, hemen tashihe lüzum gördü: rak tetkiklerde bulunacaklardır. Türkiye etmistir. Buna göre lüks mahallerde tçin Yani kadın kısnunın gözleri sulu için tabldot 100, birinci sımflarda 75 kuun vermek istiyorlar 100 canavar düdüğü Senelik olur da ondan!. 1400 Ki. 2700 Kr, ruştur . Dün Konya değirmenleri namına İs Aln ayhk Hava tehlikesine karşı geçenlerde ve750 • 1450 > Demek, bu sene erkek senesi de rilen umumî alârm işaretinin matlub netanbul Fırıncılar şirketine bir teklif ya Üç ayhk Taksi ücretleri 400 . 800 • ğil! ticeyi temin etmemesi üzerine, alâkadar Beledive Daimî Encümeni taksi ücret pılmış ve istanbul ekmeği için İstanbul Bir aylık 150 > Yoktur. Başını salladı: makamlar, icab eden tedbirleri almış lerine yüzde on beş zam icrası hakkında değirmenlerinden daha ucuz fiat teklif .. Gibi görünüyor. Fakat belli ol lardır. Şehrin bir çok noktalarına ko Beledive otobüs komisyonunun verdiçi edilmiştir. Teklif, Belediye İktısad müdürlüğüne maz, bazı yılların hünsa çıktığı da var nulmak üzere yeniden yüze yakın cana kararı tetkik etmektedir. Maamafih takvar düdüğü sipariş edilmiştir. Bu dü si sahibleri Belediveye müracaatle yüz de bildirilmiştir. Bu şekilde ekmek nar Gazetemiıe gönderilen evrak ve vazılar dır!. dükler işlemeğe başladıktan sonra ikinci de on b«>si de kâfi görmediklerini söy kının da indirilmesi mümkün görülmek neşredilsin. edilmesin iade edilmeı ve nyaından mes'ulivet kabul olunmaz. Salâhaddin GÜNGÖR bir tecrübe yapılacaktır. tedir. Robeno Politi ismindeki bu tacirin kalay fiatları üzerinde ihtikâr yaptığı sabit oldu ütün dünya Almanların İn giltere adalanna yapacaklan hücumu bekleyor. Fakat bu hücum başlayıncaya kadar hiç bek lenmiyen hâdiselere şahid oluyuruz. Meselâ eski iki müttefik İngiltere ile Fransanm deniz kuvvetleri arasında tam manasile muharebeler oldu. İngiltere, Fransız mandası altındaki Suri ye, Alman veja İtalyan tehdidine maruz kalırsa mâni olacağını söyledi. Adeta şimdiye kadar Alman.va.va karşt birlikte harbeden İngilizlerle Fransızlar şimdi kendi aralannda harbediyorlar. Yaz tarifesi Plâjlar için de tenzilâtlı biletler ihdas edildi Merdivenköyü cinayeti henüz aydınlanmadı Kesik baş ^ , Maarif Vekili dün şehrimize geldi Üniversitedeki diploma tevzii merasimine riya*et edecek CUNHURIYET Abone seraîîi { Dikkat Hayatın içinden,. Belki sen de annenin yanında, günler geçip de Cemilin uzaklaştığını, kavuşmanın heyecan, sevincinden sonra annenin çocukların patırülarına, senin bir sözün, bir hareketine kızarak söylenmeye, sinirlenmeye başladığını gördüğün zaman buraya avdeti düşüne lığını müthiş bir yük gibi omuzlanm o uzak memlekette sürdüğün derdli, ceksüı. Gelmeni arzu ediyor muyum? da hissettiğim zamanlar olmuyor muy sıkıntılı hayat yetişir, kocana geiince, Hayu bu yalnızlığa, bu boş eve ta du? Uykusuz kaldığım geceleri hatır nerede olursa olsun sana bakmaya hammülüm olmadığı gibi ne sana, ne layorum. Yanımda yatmakta olan sa mecburdur» diye, yazıyordu. Benimle de çocuklara artık tahammül edemi na, bir yabancıya bakar gibi hayretie evlenmeden evvel Cemille aranızda bir yeceğimi sanıyorum. İçimden bir şey bakardım. Vücudün ağu, yağlı ve ka şeyler geçmiş olduğunu tahmin edi boşalmış gibi.. Bazan düşünüyorum ki ba görünüyordu. Sonra başka geceleri yordum. Demek doğru imiş. Annenin eğer sen isteseydin biraz daha iyi, biraz nefesini kolumda, omzumda hissederek mektubunu sükunetle okumuştum. daha müşfik olabilsen, biraz beni anböyle olmazdı. Eğer ateşle dokunulmuş gibi yerimden fır Hiddetlenmiyecek kadar bitkindim. lasaydm, belki ladığım, uzun zaman yatağın köşesine Kendi kendime «gitsinler, gitsinler» di çocuklar daha iyi bakılsa, daha uslu, büzülerek garib bir öfke krizi içinde ye, mırıldandım. Sonra acı acı gülüm temiz ve sıhhatli olsalardı, işlerim bu bunaldığım geceleri hatırlayorum. Ba sedim. Mektubdaki mana ve senin git kadar ağır olmasa, bu sıcak, kavuruzan seru, çocukları, hiç birinizi sevme mek için gösterdiğin tehalük bana şim cu memlekette, bu toz toprak içinde bulunmasaydık.. Ne ise, bütün bunlar diğime inandığım bile oiurdu. Artık di gülünc görünüyordu. Annen ve sen hakikî sebebler midir bilmiyorum ve çocuklaruı sepetlerinde pembe kolla neler ümid ediyordunuz Allahım!. Cemili tekrar elde etmeyi değil mi? Za hiç, hiç bir şey düşünmek istemiyo rmı, bacaklarını oynatarak hayata ilk rum artık. Günlerce uykusuz kalmış güldükleri günleri, senin iki kalın saç valh Melihacığım. Ne annen, ne Cemil bir insan gibiyim. Yatağıma uzanmak, seni yıllardanberi görmemişlerdi.. Seni örgünü boynuma dolayarak yanağını gözlerimi kapamak ve uyumak iste dudaklanma verdiğin zamanki o gene. hâlâ o ince, beyaz, canlı gene kız sa yorum. Fakat günlerce, günlerce sünıyorlardı. Kalçanla bir olmuş belini, taze halini unutmuştum. Çocuklar hasren bir uyku ile uyumak, hatta bir ta, sen şikâyetçiydin ve işler hergün omuzlarının arasına gömülmüş olan daha uyanmamak üzere uyumak istebaşmı, ayakkabılardan taşan tombul biraz daha fazlaydı. Kendimi yıpranyorum.. mış bir makineye benzetiyordum. Bu bacaklarını gördükleri zaman ne müthiş bir inkisara uğrayacaklardı. Belki Bu mektub gönderilmemiştir. makine evle daire arasında işlemekle başka bir adam olsa bütün bunlan düAhmedden Melihaya: k&lsa ne ise.. Fakat senin şikâyetlerini, • Sevgili Meliha; sitemlerini dinlemeye, biri kızamıktan şünerek hmcmı almış olur, hepinizle alay, hatta mektubu gösterip beiki se«Mektubunu aldım. Yolculuğunuzun kalkarken, öbürü gripe turulan küçüklerin derdlerine çare aramaya, ağla ninle kavga ederdi. Fakat bütün bun rahat geçmesine pek memnun oldum. malarına, huysuzlanmalarına tahammü lar için gene, dinc ve mücadeleye ha Demek Sevimin öksürüğü hâlâ devam le mecburdu. Nihayet gitmeye karar zır olmak lâzımdı. Halbuki ben çok ediyor. Bir doktora göstermek le acele verdin. Bulduğun bahene mükemmel yorgundum ve yalnız bir şey isteyor et. Beni hiç merak etme. F.vi hir gündi Memleket çocuklara yaramıyordu. dum. Gitmenizi. O zaman belki de ra delikçi kadın gelip topluyor. Yemeği sonra anneni çok göreceğin gelmişti. hat edeceğimi, herşeyin düzeleceğini dışanda yiyorum. İstediğin parayı telgrafla yolladım. Annenin selânılarına Seni gitmeye teşvik ettim. Hem de, ha ve biraz kendime geleceğimi düşünü yordum. Halbuki bu boş, karmakarı teşekkür eder, ellerinden öperim. Seni kikî sebebi, niçin gitmek istediğini ve çocuklan hasretle kucaklarım yavbildiğim halde. Annenüı son yazdığı şık evde geçirdiğim ilk geceden anlayorum ki yanılmışım. Sizi anyor mu rum. mektubu çekmenden alıp okumuştum. Hamiş: iki ay kalmaktan vazgeçtiğiCemiün memlekete avdet etmiş oldu yum? Belki o da değil. Fakat vücu dümün bir parçasıru koparmışlar gibi ni, daha çabuk döneceğini yazıyorsun. gundan, seni hâlâ unutmıyarak sorduKarar senindir. Nasıl arzu ediyorsan ğundan bahsediyor, «çocukları al gel, kendimi sakat, zavallı bissediyorum. öyle yap yavrum.» Peride Celâl 4 ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: