20 Temmuz 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

20 Temmuz 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURlYET 20 Temmuz 1940 Hitler Ingiltereyi tehdid ediyor [Baştarafı 1 inci sahifede] hatta en yüksek hukuk kaidesi hahne getirmek hususundaki Fransız Ingiliz arzusu, her namuslu Alman için emsalsiz bir mâlâyütak teklifti ve beşer hukukunun, hatta kültürünün bekçisi olmağı, her ne pahasma olursa olsun isteyenlerin de, İngiliz ve Fransız devlet adamlarmın ta kendilerj olmaları keyfiyeti, Almanların nazarında gü'.ünc bir lâübalilikten başka bir şey değildi. Nasyonal sosyalist hareketi, programmda, dahil için, yahudi kapitaiibt bağlardan ve milleti istismar eden ufak bir pluto demokrat tabakadan kurtuluş kararını, haric için, Almanyayı. cebren kabul ettirilen Versay sulhu zincirlerinden >.alâs kararını ilân etmişti. Bu tadiller hakkmdaki Alman istekleri, her büyük millet için zaruri he^atî ve tabiî isteklerdi. Bu istekleri, tarih, gayet mutedil olarak tavsif edecektir. Halbuki bütün bu metalibin, Fransız İngiliz zimamdarlarınm arzuları hilâfma, fiien ta hakkuk ettirilmesi lâzımdı. Biz hepi miz, bu tadilâtın, harbsiz seneler zarfında tahakkuk ettirilebilmiş olması keyfiyetini, üçüncü Reich zimamdar lan için parlak bir muvaffakiyet saymak hakkına sahibdik. hanetimin, yalnız sağırlara hitab etmekle kalmayıp, harb mes'ullerinin kinini daha fazla tahrik edeceğinden korkmuştum. Haklıymışım. Hâdisat, tahmin ettiğim gibi cereyan etti. İngüteredeki ve Fransadaki mes'ul unsurlar, hitabımı, kendi harb kazancları aleyhine tehlikeli bir tecavüz telâkki ettiler, bu sebeble, her hangi bir anlaşmanın imkânsız olduğu, hatta bir hiyanet teşkil edeceği, kültür, terakki ve medeniyet ııamına, hatta din namma harbe devam etmek ve bu maksadla zencileri seferber etmek lâzım geldiği ve o zaman. zaferin de kendiliğinden temin sdileTrtti yolunda cevab vermeğe müsaraat ettiler. Bu tahrikçiler, birkaç gün içinde, beni dünyaya bir korkak gibi göstermeğe muvaffak oldular. Sulh teklif ettiğim için beni, şahsan tahkir ettiler. Mr. Çemberlayn, basbayağı yüzüme tiıkürdü ve Çörçil, Eden, Hoare Belisha gibi kimseler, arkasında biriken kapitalistlerin direktiflerile, bir sulhtan bahsetmek ve hele sulh için harekete geçmek teklifimi reddettiler. Bu büyük kapitalistler kafilesinin. harbin devamım yaygaralarla isteyişi bu şekilde oldu, harb devam ediyor. Bu ingiliz Fransız harbci heyeti, harbi yaymak ve yeni kurbanlar avlamak için etrafında yeni imkânlar ararken. ben. Alman ordusunun kuvvetini arttırmağa, yeni teşekküller vücude ge tirmeğe, harb maizemesi istilısalini harekete getirmeğe çahştım ve bütün rnüsellâh kuvvetin, yeni vazifeleri uğrunda, nihaî talimlerini yapmak emrini verdim. çok aksilikler, hâdiseler ve kazalardan dolayı, bu sefer esnasında zuhura gelen güçlüklerden, ancak harbden sonra bahsedebiüriz. Bu müşkülleri yenmek şereI ü, şeflere ve kıt'alara racidir. Bu muazzam saha içinde, ekseriya, t^k nakil ve muvasala vasıtası olan hava ordusu, kudretinin fevkinde çahşmıştır. Düşmana, ihrac gemilerine ve kıtaatına karşı yapılan cür'etkârane taarruzlar, nakliye tayyarelerini idare eden bu pilotlarm kahramanlığı fevkinde değildir. Bu pilotlar, havanın muhalefetlerine rağmen, her türlü ahvalde, bu şimal fecri memieketlerine akın'.ar yapmışlardır. Norveç fiyorları, pek çok ingiliz harb gemisine mezar olmuştur. İngiliz filosu, Alman bombardıman tayyarelerinin ve pike uçuşlar yapan bombardıman tayyarelerinin şiddetli ve devamlı taarruzları karşısında nihayet mağlub olmuş, ve bu mıntakalardan çekilmek mecburiyetinde kalmıştır. Bir kaç hafta evvel, bir İngiliz gazetesi, İngilterenin bu mıntakalarda Almanj'a ile harb etmekten memnuniyet duyacağuu iddia etmişti. memlekete kabil olduğu kadar çabuk girmeğe karar verdiğini isbat ediyordu. Harbe sokulan bütün piyade fırkalarının kuvvetine ve mukavemer.ne dayanarak, İngiliz Fransız motönü ordu gruplarmın sağ cenahına vuiüiacak bir darbe, tam bir tahrib ve daâunıa ile, hatta belki de bir kuşatma ile neücelenecekti. İkinci hareket olarak, Seine'den Havre kadar uzanan mıntakamn ele ge çirilmesi ve Langres yaylasmdan ge çerek İsviçre hududuna kadar. en büyük kuvvetler vasıtasile yapılacak olan üçüncü taarruz için Somme'da ve Aisne de bir hareket mevziinin temin edilmesini tasarlamıştım. Bordeaux cenubuna kadar sahile varınca, harekâtın son safhası ikmal edilmiş olacaktı. Harekrtt, bu kadro içinde ve bu programla cereyan etti. Cihan tarihinin en büyük meydan muharebesi olan, silsile halindeki bu meydan muharebelerinde kazanılan zaierleıi her şeyden evvel Alman askerîerine borcluyuz. Alman askeri, kendisine nerede vazife verikniş olursa olsun bunı liyakatini ispat etmiştir. Henüz 19;iü de ilhak edilen yeni Alman eyaletleıinin askerleri de yararlıklar gostermişler ve k£n!arını dökmüşlerdır. Bu şanlı zaferi imkân sahasına koyan kuvvetleri hürmetle anarken, evvelâ en yüksek feragatlerde bulunan şefleri şükıanla yâd et;nek isterim. Ordu, General Von Brauchitsch'in ve erkânıharbiye reisi Halderin sevk ve idaresi altında, kendisine tevdi edilen vazifeleri, şanlı bir suretie ifa euniştir. Eski Alman ordusu dünyanın en mükemmel sevk ve idare edilen ordusu telâkki ediliyordu. Bu günkü Alman ordusu, en az, ayni takdire hak kazanmıştır. Son hüküm, muvaffakiyete göre verilmek icab ettiğine nazaran, yeni Alman ordusunun sevk ve idartsi daha mükemmel olduğunu bile söycmek icab eder. Garb ordusu üç grupa ayrı!mış ve kumandan Von Leeb, Von Rundrtedt ve Von Liock tarafından deruhde edilmişti. General von Leeb'in kumanda ettiği ordu grupu, Alman garb ;jephesinin sol cenahını, İsviçre hududundan Moreıle'e kadar, önce tedafüî vaziyette bırakacaktı. General von Witz Lebcn ve General Dolmann tarafından kumanda edilen iki ordu ile bu cephenin, imha meydan muharebelerine ancak müteakib harekât esnasında iştirak etmeteri mukarrerdi. Mayısm onuncu günü saat 5.35 te. General von Rudstedt'in ve von Eak in kumandasmdaki iki ordu <?rupu tanrruza başladılar. Bunlar Morelle'den şimal deııizine kadar, hududlar boyunca bütün düşman mevzilerini yarmak, Holandayı işgal etmek, Anvers'e ve Ayle hattma kadar cepheyi yarmak, Liege'i almak ve bilhassa sol cenaha yığıl&n kuvvetlerle Meuse'e varmak, Namur'la Carigran arasmdaki geçidi zorlamak ve der.ize kadar ilerlemck vazifesile mükel leftiler. Cenubda harekât yapan Rundstedt'in ordu grupu, cephenin yarılması esnasında. sol cenahm himayesini temin edecekti. Bundan maksad, 1311 teki Marne mvıcizesinç mâni olmsktı. Dobruca hâdiseleri Bulgaristan, son tedbirlerdetı dolayı Rumanyayı protesto etti Biikreş. 19 ı'a a ) D. N. B. aianM hildirivor: Buleari^tan elcisi hu eiin Haricije Nazırını ziyaret ederek Dobrutatfaki Bulgarlar hakkında alınan tedbirleri protesto cdniştiı. Ruıııen makamlaıı srn günlerde Bulgar ileri gelenlerindrfn bazı kimseluri ;e\kif etnıişlerdi. Bundan başka Bulgaı köylüleri harb tekalifhıe tâbi tutulmuş ve bu yüzden mahsullerinı de kaldıramamışlardır. Keza Bulgar sel'iri Kumen nıatbuatırın Sulgaristan alejhinck'ki şiddetli neşriyatını da protesto etmiştir. Hariciye Na/ırı M. Manoilesco tahkikat yapacağını vadeylemiştir. Ruzvelt'in seçime girerken programı I Baş tarafı 1 inci sahifede] şunları söylemiştir: « 1936 senesinde müntehib'.erim tarafından ikinci bir Cumhur Riyaseti devresine seçildiğim vakit, dört âene bitince hükumet mes'uliyetlerini başka ellere tevdi etmek hususundakı kararım kat'î idi. Bu gün de ayni kanaatte bulunuyorum. Çünkü sekız sene süren riyasetten sonra, biribirini takıb eden dünya buhranlarile uğraşarak bu mesainm verdiği tabiî yorgunlukiarı çekmiş olan her adam şerefli bir teknüdliiğün vereceği istirahate normal bir şekilde hak kazanmış addolunabilir. 1939 ilkbaharında başlayan dünya hâdiseleri, yalnız körükörüne partizanlık etmek isteyenler müstesna olmak üzere, herkese bir Avrupa harbinin yalnız bir ihtimal değil, çok kuvvetli bır imk^n haline geldiğini ve böyle bir harbin bittabi bu memleketin istikbalinı de alâkadar edeceğini anlatmıştı. Harb gççen eylulde başladığı vakit ben yeniden sade ve sarih bir surette beyanatta bulunmak ve yeni bir intihabda seçilmek meselesini kat'î surette reddetmek fikrinde bulunuyordum.' Yakın dostlarım benim bu husustaki kararıma vakıffilnr. Zannederim ki vatandaşlarımın bir çoğu da beni anlayorlardı. Fakat benim taıafımdan yapılacak bu tarzdaki br.yanatın memleket bakımından akı'âne bir hareket olmıyacağı az sonra tamamile meydana çıktı. Birleşik hükumet'er Eeisicumhuru sıfatile ve kongreıvn yardımile bitaraflığımızı muhafaza etmek, müdafaa programımızı hazırlamak, pek sür'atli bir tarzda husule gelen ahval tebeddüllerine karşı koymak, kendi dahilî işlerimizi dünyanın mütehavvil şeraitine göre tanzim eylemek ve herkese karşı iyi komşuluk siyaselimizi idame eylemek benim için âcil bir vazife teşkil ediyordu. Kuvvetli memieketinıizin harbin yayılmasına mâni o'.mak ve Demokrasi prensiplerini ayak a'.tına alan diğer bazı hükumetler tarafından tehdid altında bulundurulan hükumetleri her türlü kanunî yollardan gıtnek şartile müdafaa eylemek hususımdaki tesirlerini de en yüksek bir derecede tutmak benim sarih vazifelerimden birirıi teşkil ediyordu. Ecnebi memleketlerdeki seri vakayi hem memleketimiz dahilinde, hem de denizler aşırı :liyaıda seri bir hareketi icab ettiriyordu. Yerw harb usullerine karşı koyabilmeleri ıçın milli müdafaa plânlarımızın dahs genişletilmesine ve son terakkiva'a göre tebdil olunmasına lüzum hasıı olmuştu. Ecnebi memleketlerin müteaddid tehlike mıntakalarmda Amerikalı vatandaşların hayatları ve refahları emniyet altına alınmak icab ediyorda. Beynelmilel inanılmıyacak dereceds ç;eniş casusluk ve hiyanet vasıtalarınm inkişafı karşısında Birleşik Amerika meTileketleri içinde millî birliğin idamesi en iptidaî bir ihtiyac halini almıştı.» Münakale Vekili dün şehrimize geldi Münakale Vekili Ali Çetınkaya dün sabah Ankaradan şehrimıze geimiştir, Haydarpaşa garında Devlet Limanları Işletmesi Umum Müdürü Rauü Manyas, Devlet Denizyolları İşletmesi Umum Müdürü İbrahim Kemal Baybora, Mıntaka Liman Reisi Refik Ayentur, Limanlar Umum Müdür Muavinı Hâmid Saracoğlu, Denizyolları Umum Müdür Muavini Yusuf Zıya Kalkiinoğ;u, Telefon Müdürü Niyazi, Posta ve Telgraf Müdürü Mazhar ile sair vekâlet erkânı tarafından karşılanan vekil, bir motörle şehre geçmiş ve doğruea Galata rıhtımına çıkarak derhal tetkikleroiı. başlamıştır. Ali Çetinkaya evveJâ Galatadaki yeni yolcu salonunu ziyaret etmiştir. Salonun her tarafını tetkik ve teftiş eden Münakale Vekili Liraanlar Umum Müdürü Raufi Manyas tarafından verilen izahatı dinlemiş, sualler sormuş ve bu modern yolcu salonunu çok beğendiğini söylemiştir. Norveçte kara harbleri Harbden çekiniş ve harb temayülleri Bu vaziyeti almayışımızm sebebi, İngiliz ve Fransız demokrasilerinin iddia ettikleri gibi, guya harb yapacak halde bulunmayışımızdan ileri geüyordu. Sonunda, aklıselimin galib gcldiği hissedilince, ve henüz mua'.lâkta kalan meselelerin, sulh yolile ve beyneımilel bir elbirliğile halline imkân buluna bileceği anlaşılınca, 29 eylul 1938 de Münih konferansında verilen kararların, Londra ve Paris efkârıumumiye=i tarafından memnuniyetle karşılanmadığı görüldü. Hatta bu kararlar, nıüthiş bir zâf eseri gibi takbih edildi. Harbe teşvik eden kanla mülcmma Yahudiler ve kapitalistler, sulh yolile tadil işinin muvaffakiyetle halli ha linde, hain plânlarının tahakkuku için mevcud bütün bahanelerini kaybede ceklerini idrak ediyorlardı. Harbi bir vasıtadan ibaret telâkki eden o satılmış siyaset ve maliye körlerinin, işlerini ileri götürmek için harbi memnuniyetle karşıladıkları bir kere daha görüldü. Beynelmilel Yahudi zehiri, dünyanın aklıselimini, gittikçe daha fazla tahrib ctmeğe başladı. Yahudiler ve franma sonlar, silâh fabrikacıları ve harb zenginleri, beynelmilel bezirgânlar ve muhtekirler, harbin arzu edilir bir tey olduğunu iddia eden bu Efes mabedini yakan Herostrat kafalı politika adamlarını buldular. Finlandiya harbi ve Norveçi işgal lasavvurİarı Fazla olarak, sonbaharın ve kışm son aylarında hüküm süren havanm fenalığı askeri harekâtın tehirini icab ettirdi. Maamafih, mart ayı zarfında İngiltere ile Fransanın Finlandiyah'.ara yardımdan ziyade Almanya ile işbirliği yapan bir devlet saydıkları Rusyaya zaıar vermek için, Rus Finlandiya harbine karışmak istediklerini öğrendik. Harbi Baltıka teşmil etmek üzere bir üs tesisi için Finlandiyada, imkân olursa faal bir müdahalede bulunmak kaıarı, bu maksadla büyüdü. Ayni zamanda, müttefiklerin harb şurası teklifleri gitgide daha fazla ehemmiyet kesbetti. Bu kararlar, ezcümle, Balkanlarla Anadoluyu ateşe vermek ve bu suretle, Rus ve Rumanya petrollerinin Almanyaya ithalini durdurmak, yahud İsveç madenlerini ele geçirmek gayelerini istihdaf ediyordu. Bu maksadla, ve bilhassa, Isveçten Lulea limanına kadar Narvik madeni dcmiryolunu işgal etmek tasavvurile, Norveçe asker ihrac edilecekti. Rusya ile Finlandiya arasında sulh imzalanması üzerine, son dakikada, şimal devletleri topraklarmda harckâta geçmek projesinden sarfınazar edildi. Ancak, bir kaç gün sonra, bu maksadlar tekrar tebellür etti ve aşikur bir karar şekli aldı. İngihere ve Fransa, Norveçin en mühim noktalarını, yıldırım süratile iş gal hususunda mutabık kalmışlardı. Isveç madenini emniyet altına almak için İsveçe askcr sokmak ve imkân olursa dostça, icabında cebren, İsveçin çıkarabileceği az miktarda kuvvetleri bertaraf etmek tasavvuru vardı. Denizin aşılması, kara ordusu askerlerinin büyük gayret sarfetmesini icab ettirmiştir. Muhtelif noktalara tayyareJerle indirilen fırkalar, ordunun karaya ihracını mümkün kılmışlardır. Artık, bir fırka diğerini takib ediyor ve coğrafî vaziyeti itibarile fevkalâde müdafaa imkânlarına sahib olan ve Norveç kıt'aları tarafından gayet cesaurane müdafaa edilen bir mıntakada harbe baş'ayordu. Norveçe ihrac edlien İngiliz askerlerı hakkırida söylenebilecek yegâne söz, kuvvei seferiye adı verlien kıtaatın yegâne sahib oldulkarı şey olan takayyüdden mahrum, noksan talim görmüş, teçhizatı sefilâne ve pek kötü kumanda ile hareket ettikleridir. Daha bidayette, bu kıtaat bizim kıt'alarımızın çok dununda idiler. Narvik kelimesi, tavihte, Nasyonal Sosyalist büyük Alman ordusunun manevî kuvvetine parlaK bir delil teşkil edecektir. Vekilin «Cumhuriyet» e beyanatı Harekâtı idare edenler Polonyayı teşvik edenler Polonya devleti, Alman mütaiibine hiç uymıyan ve bu hâdisatın tevüd ettiği neticelere büsbütün tevafuk etmiyen vaziyeti, işte bu seferlerin teşvikile aldı. Zira, Almanya devleti, Na?yonal Sosyalistlerin iktidar mevkiine geldikkrindenberi, bilhassa Polonyaya karşı hâtiki bir civanmerdlik eseri göstermiştir. Eğer Çörçil ve harbin diğer mes ulleri, benim Avrupa hakkmda beslediğim mes'uliyet hissinin ufak bir kısmını duymuş olsalardı. alçakça oyunlarına teşebbüs edemezlerdi. Zira, Polonyanın, ne benim şerefime, ne kendi şerefine, ne de tamamiyeti mülkiyesine zerrece nakise vermiyen teklifleri reddetmiş ve tethişe, silâha müracaat etmiş olması keyfiyeti ancak onların ve Avrupalı olsun olmasın diğer harb menfaattarlarınm teşvikine hamletmek lâzım gelir.» Almanyanm, ırki grupa mensub Almanlar aleyhindeki devamlı hücumiara rağmen, aylarca gösterdiği fevkalbeşer sabrı ve ihtiyatı tebarüz ettirdikten sonra, Führer sözüne şöyle devam etmiştir: « Bu rauharebe, eylulde, henüz bertaraf edilebilirdi. Mussolini, muhasamatın derhal tatil ve sulh müzakeratına başlanması için teklifte bulundu. Alroan ordularının muzafferane ilerileyişine rağmen ben bu teklifi kabul ettim. Yalnız, İngnliz Fransız harb taıaitarları sulh değil, harb istiyorlardı.» Şimal memleketlerinin harbe sürüklenmesi tehlikesi görülünce... Bir garda bulunan vesaik Führer bunun üzerine, Charite garında bulunan ve emsalsiz tarihi ehemnıiyeti haiz olan vesaikten bahsettniş, ve sözüne devamla demiştir ki: «, Bu vesaikin hepsinde, Gamelin'in, Daladier'nin, Weygand'ın ilâh, derkenarları vardır. Binaenaleyh, bunlar her an teyid veya inkâr edilebilir. İngiliz Amiralhğı Birinci Lordunun yenilmez çok sözlülüğü, tehlikenin çok yaklaştığım bize anlattı. Mösyö Reynaud'nun, ecnebi bir diplomatla görüşürken, bu harekât tarihinin iki defa tehir edildiğinden bahsetmesi ve S nisan tarihinin üçüncü ve son mühlet olduğunu söyleyerek imada bulunması, bu kanaatimizi teyid etti. Bunu, bittabi az bir zamandanberi biliyoruz ve kat'î surette teeyyüd edişi de, müttefiklerin yüksek harb şurasına aid zabıtların meydana çıkışından sonradır. Şimal devletlerinin bir harbe sürüklenmeleri tehlikesi açıkça görülür görülmez, Alman ordusu da icab eden tedbirleri aldı. Altmark vak'ası, Norveç hükumetinin, bitarafhğmı müdafaaya hazır olmadığmı göstermiş bulunuyordu. Ajanlarm göndcrdikleri raporlar, Norveç hükumetı ricalile müttefikler arasında, hiç değiîse tam bir anlaşma mevcud olduğunu gösteriyordu. Nihayet, ingiliz mayin dökücü gemilerinin Norveç karasularma girmesine karşı Norveç tarafından vâki olf.n mukabele son şüpheleri izale etti Churchill, Chamberlain ve Daladier, bundan pek az zaman evveline gelinceye kadar, büyük Almanyada hüküm süren itimad hakkmda pek yanlış malumata sahibdiler. Tahmin ederım ki, şarktan uzak şimal cephesine kadar yürüyen vc hürriyetimiz uğurunda çarpışan dağlılar, büyük Almanya ile eviâdiarı hakkında bu zevata kâfi fikir verebilecektir. Bay Churchill'in elbombacılarının, kıtaatımızm maneviyatını sars mak üzere yaptıkları ilk tecrübelerden sonra ortadan kaybolmaları şayanı eseftir. General Von Falkenhart, Norveç harekâtıru karada idare etmiştir. Fırka kumandam General Dietl, Narvik kahramanı olmuştur. Deniz harekAtı birinci Amirali Saalvvaechter, Amiral Carl, Amiral Boehm ve Visamiral Luetjem kumandaları altında yapılmıştır. Hava harekâtı, General Milch ve fırka kumandam General Geissler tarafından idare ediliyordu. Ordu Başkumandanı General Keitt'l, şef ve başkumandan sıfatile ve General Jodl, ordu erkânıharbiye reisi sıfatile, harekâtın heyeti umumiyesi için verdiğim talimatuı tatbikı hususunda bana karşı mes'uldüler. Daha Norveç seferi nihayete ermoden, garbden gelen haberler gitgide daha tehdidkâr bir mahiyet almağa başladı. Fransa ve İngiltere ile harb yapmak zarureti hasıl olduğu takdirde, Maginot hattmın yarılması, harbin bidayetinden evvel derpiş edilmiş olduğu halde, harbin ilk aylarında, Belçikaya ve Holandaya karşı harekete geçmek zsrurctini düşünmek icab etmişti.» Münakale Vekili Ali Çetinkaya kendisini «Cumhuriyet» namma Haydarpaşada istikbal eden muharririmizin sorauğu suallere cevaben şu beyanatta bulunmuştur: « Istanbula, Vekâletimizin buradaki işleri üzerinde tetkiklerde bulunmak ve bir müddet istirahat için geldim. Buraaaki ikametimın on gün kadar devanı edeceğini tahmin ediyorum. Bu müddet zarfında bittabi Vekâiete bağlı dairelerde meşgul olacağım. Halen üzerinde meşgul bulunduğumuz en mühim mesele olan Istanbulda kurulacak modern ve büyük tersane için iptidai tetkikier ve sondajlar yapılmıştır. Bunlar gözden geçirilmektedir. Bundan sonra Genelkur mayda ve Vekiller Heyetinde vaziyet mütaiea edilecek ve kuracağımız bu tersane üzerinde son kararlar verilecektir. Yalnız şunu söyleyeyim ki tersane için intihab edilen yer bu ışe çok uygundur ve her cihetten maksada muvafık bulunmuştur. Tabiaüle teısanenin ve ihtiva edeceği tezgâhların hakiki kudret ve tesisatın şekil ve şümulünü mütehassıslar tayin ve tespit edecektir. Yalnız tersanemizin memleketin deniz ticareü filosu hususundaki ihtiyaclarını tc.mamen karşılayacak ve bizi hiçbir veçhile harıce muhtac etmiyecek şekilde olması esası üzerinde yürüyoruz. Yeni ticaret gemilerimiz . . Esas itibarile ingiliz tezgâhlarına sipariş edilmesi mukarrer deniz ticaret filomuz ve yeni iiâve edilecek gemiler üzerinde biliyorsunuz ki son müzakereler Ankarada yapıimıştı. Bu müzakerelerde bzice en müsaid vazıyette bulunan firıaa ile mutabık kalamadık. Bu iirmanın son teküii bundan evvel yapı»an tekiifteki fıata nazaran yüzde 30 U) derecesinde bır fazlalık gösteriyordu. Bu iş maksadımıza uyguıı değildir. Nuktai iiazarımıza elverişlı olaraic yapılacak yeni bir teklif üzerinde durmağa ve derhal tetkike hazırız. Terfi eden kumandanlar Hitler, muharebatın tarihçesinı DU suretle hulâsa etükten sonra haıekatı harbde yararlık gösteren kumandanların tcrfi edildiklerini bildirmiştir. Bu meyanda Mareşal Göring in Almanya birinci Feldmaraşallığma Ueneral Brauçiç, General Keitel iie General Milş'in Feidmaraşalhğa terfi edildiklerini ve diğer bir çok kumandanların birer derce tevfi ettiklerini beyan ederek demiştir ki: Tahakkuk edemeyen gaye! Hezimete uğrayan nazır Holanda ve Belçikanın vaziyeti Führer, bu münasebetle, Almanyanın, Holanda ve Belçika hududlarmda, ancak zaruri müdafaa kuvvetleri mevcud bulunduğuna, halbuki Fransız cüzütamlarının ve hemen bütün zırhlı ve motörlü fırkalarımn bu mıntakada tahaşşüd etmiş olduğuna nazarı dikkati çekmiş ve demiştir ki: Eğer Belçika ve Holanda, bitarafhklarmı dürüst bir şekilde tefsir etmiş olsalardı, hududlarmda, külliyetli Fransız ve ingiliz kuvvetlerinin tecemmüünden dolayı, nazarı dikkatlerini garba tevcih etmek zaruretinde kalacaklardı. Halbuki, garb hududlarından endişe duymamağa ve Almanya ile aralarındaki hududlarla daha fazla meşgul olmağa başladılar. Norveç işgali En küçük teferrüatına kadar hazırlanan Alman hareketi, bu hâdise üzerine tatbik mevkiine konuldu. Hakikatte vaziyet, bizim 9 nisanda tasavvur ettiğimizden büsbütün başka idi. Biz, İngiliz işgaline ancak bir kaç saat takaddüm ettiğimizi sandığımız halde, bugün öğrenmiş bulunuyoruz ki, İngiliz kıtaatının karaya ihrac hareketi 8 nisanda yapılması kararlaştırılmış, İngiliz askerleri 5 ve 6 nisanda irkâb edilmeğe başlanmıştı. Fakat ayni zamsnda, Almanlar tarafından alman tedbirlerle Alman donanmasınm hareketi hakkmdaki iîk haberler Britanya Amiralliğine vasıl ol muş ve bu haberin tesirile, M. Churchill İngiltere harb metodlarına göre Alman donanmasını aramak ve ona tairruz etmek üzere gemiye bindirilmiş olan İngiliz askerlerini, karaya ihrac etrnişti. Bu teşebbüs akim kaldı. Bir tek İngiliz torpitosu Alman deniz kuvvetlerile tema^a gelmeğe muvaffak oldu ve batırı'.dı. Bu İngiliz gemisi, ne İngiliz Amiralliğine ne de İngiliz deniz kuvvetlerine malumai vermeğe muvaffak olamadı. Bu suretle, 9 nisanda, Alman ileri karakolları, Oslodan şimale doğru Narvik'e kadar imtidad eden bir mmtakaya çıktı'ar. İhrac baberi Londra'ya vardığı zaman. Amirallik birinci Lordu Churchill, kendi kuvvetlerinin muvaffakiyetlerine dair bir kaç saattenberi haber beklemekte idi. Bu darbe, Alman harb tarihinde. en cür'etkârane teşebbüs olmuştur. Taarruz plânını tadil ettik Bundan başka, erkânıharbiyeler arasında müzakereler, Belçika Holanda bitaraflığını hassaten aydınlattı. İzaha lüzum görmüyorum ki, eğer bu müzakereler hakikaten bitaraf bir düşünce ile yapılmış olsaydı, iki muhaıib tarafla yapılmak iktiza ederdi. Fransız, İngiliz kıtaatının, Alman sanayi mıntakalarma taarruz maksadile Belçikadan ve Holandadan geçecekleri o derece aşikâr alâmetlerle anlaşıldı ki, bizim de bu tehdidi ciddî bir tehlike telâkki etmemiz zarureti hasıl oldu. Alman ileri hareketi plânı, heyeti umumiyesi itibavile, ona göre tadil edildi. Yapılan endişeli ikazlar, her an bir Fransız Ingil'z taarruzuna intizar edilmesi lüzumunu gösteren delilleri ortaya koydular. Mayısın 7 inci günü. müttefik orduların HoLmdaya ve Belçikaya girmelerine her an intizar edilmesi korkusu arttı. Alayı.sın 10 uncu günü sabahı saat 5.35 te taarruza geçilmesi emrini, bu sebeble, ertesi gün, yani 8 mayısta verdim. Bu hareketin esası, mevziî muvaffakiyetlerden tevakki edip müsellâh kuvvetleri ve bilhas?<î kara ve hava ordusunu, tespit edüen rnrekât plânını harfiyen tatbik ederken, Fransız İngiliz müsellâh kuvvetierinin külliyen imhasını istihdaf edecek şekilde ileri sürmekti. Bulunan vesikalara göre Bu vesaik, harbde menfaattar olanların harekâtı ve harbin yayılması hakkmda fikirleri tenvir ediyor. Bu vesikalar ispat ediyor ki, bu buz gibi soğuk politikacılar ve askerler nazarında, bütün küçük milletler, hedefe varmak için birer vasıtadan ibarettiler. Bu vesikaiar, cnların, Finlandiyayi kendi menfa&tıeri için kullanmağa nasıl teşebbüs ettikierim, Norveçle Isveçi bir harb sahası yaproağa nasıl karar verdiklerini, Ba.kanlax tarafından yüz fırkalık yardım almak için orayı nasıl ateşe boğmak maksadını güttüklerini, kendilerine hizınete mütemayil Türkiyenin bitaraflığını, kurnazca ve uluorta istismar ederek Eatumu ve Bakuyu bombardıman etmek için nasıl hazırlıklar yaptıklarım, Holanda ile Belçikayı, tuzaklarma gitgide daha fazla nasıl yakaladıklarım ve nihayet, erkânıharbiye anlaşmalarile nasıl kıskıvrak bağîandıklarını ve daha başka bir çok şeyleri ispat etmektedir. Milletlere yapılan ihtarlar Harbin bidayetindenberi Alma'.ı milletine ikinci defa olarak burada, G teşrinievvel 1939 tarihinde hitab etmiştim. O münasebetle, düşman memleketlerindeki mes'ul insanların aklı selimine ve bizzat milletlere hitab ettiın. Onları, mantıkan felâketle neticeîenmesi lâzımgelen harbin devamına karşı ikaz ettim. Bilhassa Fransızlara, mahiyeti itibarile hududdan memleket dahiYenilen güçlükler line doğru gidecek ve neticesi ne olursa olsun mütruş âkıbetler tevlid edecek Norveç'teki bu mücadeledp, üç smıf olan bir harbe girmemeleri ihtarında ku\'vetimizin yaptığı savaşlar, mutadın bulundum. fevkinde bir disipüne ve askerî ruha «Tekliflerim reddedildi ve ben isarettir. Bahriye. sayı bakımından kenhakarete uğradım» disinin on misli fazla bir düşmana karşı Bu sözlerim. dünyanın mütebaki kıs önce harekâtta bulunmuş, sonra asker tnına da hitab ediyordu. Gerçi, bu ke nakliyatı yapmıştır. Akla gelmeyen bir Müttefikler şaşırtıldı Schlieffen plânının 1914 te tatbikı esnasında yapılanm hilâfına, askeri harekâtın bütün ağırlığı, yarılması mukarrer cephenin sol cenahına yüklemiş ve düşmana, Alman kıtaatının, bunun aksini yaptığı zehabını vermiştim. Düşmanı aldatmağa muvaffak olduk. Fak^t bütün harekâtın idaresinde, bizzat düşman. kendi aldığı tedbirlerle bana kolaylık gösterdi. Çünkü, Fransız İngiliz motörlü ku\rvetleri heyeti mecmuasınm Belçika önünde toplanmış olması, müttefik ordular başkumandanlığmın, bu Tiirkiyeyi de korkutmağa çalıştılar < Nasyonal Sosyalizmin harici siyaseti iki mühim gayeyi istihdaf ediyordu: 1 İtalyan milletile dost olmak, 2 İngiliz milletile dost olmak. Bu gayelerin tahakkuku için yirmi sene mütemadiyen çalıştım. Bu gün Italya ile dost bulunuyoruz, fakat mua;esef bütün gayretlerimize rağmen, İngiltere ile dost olamadık. Nasyonal Sosyalizm daha ilk günden İtalyan mütalebaünı takdir etmiştir. Italyan halkmm başmda bulunan îvlussolini ile her sahada teşriki mesai temin edilmiştir. Bu büyük adamın şahsi dostu olmakla iftihar ediyorum. İtalyanm elemlerine ve sevinclerine iştirak ediyoruz. İtalyanın, asırlardanberi duçar olduğu haksızlıklar tamir edilmelidir. İtalyan ve Alman milletlerinin mukadderatı müşterektir. İngiliz ricali elân bazı hayaller peşinde koşmaktadır. Bütün bu hayallerı birer birer tetkik ettiğimiz zaman şu netice ile karşılaşıyoruz: 1 İngiltere, iddia ettiği gibi tehlikeden masun değildir. 2 Almanya bu gün her zamankinden çok daha kuvvetlidir. Ordularımız, garb muharebesi başladığı zamandan çok daha kuvvetlidırler. 3 Mühimmat stoklarımız son derece boldur ve mükemmel şekilde teşkilâtlandırılmıştır. 4 Buğday, kömür, demir, petroi stoklarımız her kesten fazladır. Kıtlık veya açhk tehlikesine maruz bulurunuyoruz. Bu gün Alman ve İtalyan işgali altında bulunan arazilerde yaşayan 200 milyon kişi tarlalarda, fabrikalarda çalışıyorlar. 5On aylık harb neticesinde milli gayelerini tahakkuk ettirmiş ve askeri bakımdan en kuvvetli hasımlarını yenmiş olan Alman milletinin maneviyatı fevkalâde yüksektir. Bu itibarla dahilî hoşnudsuzluklar ümidi de sureti kat'iyede suya düşmüştür. 6 İngilterenin bir tek ümidi kalmıştır: Londrada toplanan memleket^ız krallarla, ordusuz kumandanların tahakkuk ettirecekleri mucizeler... Vaşington. 19 (Hususî) Po?ta Nazırı Forley, Demokrat koneresinde uğradığı muvaffakiyetsizlik üzerine siya?î hayattan çekilmeğe, ve spor işlerile u§raşmaea karar vermiştir. Nazır. Nevyork Yankers ismindeki meşhur Pasbal oyuncularmdan mürekkeb ekipi dört milyon dolara satm alan bir şirkeün müdürlüğünü deruhde etmiştir. kat İngiliz ricali, her meselede olduğu gibi, bu meselede de vaziyetleri ve hâdiseleri daima çok geç görmekt, çok geç kavramaktadırlar. Ben harb istemiyorum. Bilâkis yüksek kültürlü yeni bir cemiyet kurmak istiyorum. Halbuki harble geçen • hct sene bu eserin tahakkukunu tehira uğrat maktadır. Churchill harb istiyor. Çok kuvvetli olduğunu iddia ederek, şiddetli müdafaa tedbirleri aldığıru söylüyor. Kendisi yarm Kanadaya kaçacak, fakat kadınlar ve çocuklar İngiUz adasında kalacaklardır. Yalnız Churchil bilmelidir ki Alman milleti kimseden korkmaz. Almanyadaki vapurlarımız Almanyada evvelce inşa olunan vapurlardan orada kalmış olan bir orta tip 3500 ve üç büyük 5500 er tonluk vapurun inşaatı tamamlanmış ve taahhüde girişmış olan tezgâhlar gemilerı teseilüme hazır olduğunu bize bildirmiştir. Kanaatimce bu gemilerin sularımıza gelmesi bir zaman ve imkân nıeselesidir. Hava seferleri Havayollarımızın genışlemesi ve seferlerin çoğalması emelimizdir. Bu maksad için yeni yolcu tayyareleri alınacaktır. Fakat bunun için de en müsaid vaziyetin husulü şarttır. Ankara İstanbul ve İstanbul Ankara İzmir hava seferleri muvakkaten tatil edilmiştir. Meydsnlarda, bilhassa Yeşüköy meydanmda yapılan tesisat ikmal edilince bu hatlarda seferlere tekrar başlanacaktır. Limanlar etrafında Sovyet Alman münasebatı da kat'î şekilde halledilmiş bulunmaktadır. İngilizler Sovyetlerle aramızda ihtilâf çıkacağını, Ukraynayı, Finlandiyayi, Rumanyayı zaptedeceğimizi iddia ederek Türkiyeyi de korkutmağa çahştılsr. Eütün bunlar hayal mahsulüdür. Almanyanm hayat sahalarile Rusyanm emniyeti bakımından muhtac olduğu mıntaka hakkmda iki devlet arasında tam anlaşma hasıl olmuştur. Almanya ile Rusya arasmda hifbif ibtilâi kalraamıstu". Fa Başta İstanbul limamnın tesisatlandırılması olmak üzere diğer limanlarımız yeni iskeleler, sahil tesisaü ve saire üzerinde hazırlanmış projeler ve veıüSon teklif Son defa olarak İngiltereye müracaat miş kararlarımız vardır. Fakat bütün ederek harbe nihayet verilmcs'ni teklif yapılabiimesi ahvali umumiyenin salâh bulmasma tâbidir. Bunlardan imkân ediyorum. Milletimin şeref ve namusunu iade et bulduklarımızı derhal yapmaktayız.» tim, Conpiegne ormanmdaki şerefsizliği Yeni İzmir Valisi tamir ettim. İngülereyi bsrbe nihayet vermeğe davet ediyorum. Bu teklifim Samsun 19 (a.a.) İzmir Valiliğine kabul edilmezse İngiltereye kar?ı şiddetH tayin edilen Valimiz Fuad Tuksal yeni bir harbe girişeceğiz. Bütün A'man mil vazifesi başına gitmek üzere bu gün leti ve Alman deniz, hava ve kara kuv şehrimizden ayrılmış ve istasyonda büvetleri bir tek adam gibi misli görülme tün teşekküller ve binlerce halk faramiş şiddetli bir harbe hazır bulunu fmdan uğurlanmış ve bir kıt'a isker • yorlar.» resmi selâmı ifa pvlemistir. Hitlerin nutkundan sonra, Mareşal Mahalle arasında bir Göring kısa bir hitabede buiunarsk Alman milleti namma Führer'e teşekkürkazinodan şikâyet lerini bildirmiştir. Muhtelif karilerimiz, Suadiyede Çınardibinde bir kazinodan şikâyet ediyorlar. Mahalle arasında bulunan bu eglence veri, eecevarılarından çok son44 raya kadar açık olduğu için halk gürültüden uvuvamamakta. üstelik açıkta bulunan halâ ve mutfaklarından da rahatsız olmaktadır. Alâkadarların. hem halkm istirahatine. hem sıhhatine münafi olan bu vaziveti ehemmivetle tetLondra 19 (Hususi) Salâhiycttar inkik etmoleri beklenir giliz mehafilinde Hitler'in bu akşamki nutkunun hiç bir yenilik ihti%'a etmedi hazır olduğu bir defa daha tekrar edilği beyan edilmekte ve Başvekil Chur mektedir. Kont Ciano Berlinde chil tarafmdan son defa irad edilen nutBerlin, 19 (a.a.) İtalya Hariciyo kun İngilterenin Hitler'e verdigı kat'i cevab mahiyetinde olduğu ehemmiyetle Nazırı Kont Ciano Almanya hükumetir.in daveti üzerine bu gün öğleden sontebarüz ettirilmektedir. Berline geimiştir. Nazır kısa bir İngiltereye karşı bir yıldırım harbi ya ra pacağını bildiren Hitler'in bu tehdidi çok müddet Berlinde kalacaktır. Kont Ciamüphem addedilmekte ve İngilterenin no, istasyonda Von Ribhe^trop üs bazı bu gibi tehdidlerden asla müttessir ol Alman ricali ve İtalya sefiri tarafmdan mayacağı ve ber ihtimale karşı koymaya karşılanmıştır. Londradan ilk akis îngiltere, Alman taarruzuna karşı koymağa hazırdır,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: