30 Temmuz 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

30 Temmuz 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 30 Temmuz 1940 ( Balkanlarda Almanya Macar, Bulgar talebine muzahirdir Yarı resmî bir tebliğ, Almanyanın bu talebleri her zaman mantıkî bulduğunu bildiriyor [Baş tarafı 1 inci sahifede] tur. Batı devletleri Rumanyavı bic takım manevralarla sun'î bir rol oynamağa sevketmişlerdir. Rumanya bu roıii yalnızLasma oynıyamazdı. Bu sıvasetin şimdi tumE.men nihayet bulduğu ve oizzit Rumanyanın bunu tasfiye lüzumunu tamamen müdrik bulunduğu kav:d ve işaret edıİTiektedir. Macarlar da eski miilî gaye'eımi tamamen tahakkuk etri.rmeğe imkân olmadığını ve kendileri taraf ndan mukabil tavizde bulunmadar bir anîaştnaya varmak mümkün olnuyacağını hesaba katmaktadırlar. Fumenler, bugünkü Rumanya teşkil edUirken Macarlara karşı y^pusn aşikâr haksızlıkların tehlikeli gerş'n'ik'iere devaTib bir sebeb teşkil ettiğiii ve Tunada iki memleket için faydalı bir barış vaziyttiiün mevcudiyeti arzu edi'di^i takdirde bunların izalesi icab ed^'oğım idrakten imtina eylememektedir'e". Hitlerin tavsiyeleri Londra 29 (a.a.) Reuler Ajansımn Bükreşteki muhabiri bildiriyor: Hitler'in Rumen, Bulgar ve Slovak davetlüerıne söylediği şeyler hakkında henüz hiç bir malumat yoktur. Fakat Bulgar devlet adamlarının Soty.ıda Dobıuca meselesi hakkında bir sureti tesviye teklifile dönmelerine de intizar edilmümektedir. Daha ziyade nazilerır. Bulgarlara işın duğrudan doğruya ve yakın bir atide Rumenlerle halledilmesim tavsiye etL'kleri zannedilmektedir. Reuter'in muhabiri şunları üâve ediyor: Ingilterenin Bulgaristanın Dobruca üzerindeki hakkıra tanıdığına dair Sofyaya yaptığı son tebligat r.azileri kudurtmuştur. Alman propagandasuv.n doğu cenubdaki ajanları İngilterinin Balkanlarda ayrılık ihdas etır.tk maksadiie tadil tahrikâünda bulunduğunu, Almanyanın ise barış istediğini r ay kırıy orlar. Berlindeki muhabirler ırevridi • Runanya olan ve mihver menfaatlerinin tamamen iktısadi olduğunu ve bu sebeble doğu cenubda barışın muhafazası icab edeceğini bildiren haberler yajTP.aktadıriar. Zannedildiğine göre, Portsaid'de Rumen vapurlarırun musaderesine mukabele olmak üzere Rumen hükümeti Tuna üezrindeki 18 İngiliz mavnasının musaderesine karar vermiştir. [Baş tarah 1 inci sahifede] Diğer bir keşif ameliyesi esnasında, iki düşman avcısı yerde görülmüştür. İkisi de imha edilmiştir. İtalyan şarkî Afrikasında bir tayyare meydanına karşı bomba ve mitralyözlerle bir hücum yapılmıştır. Bir İtalyan bombardıman tayyaresi imha edilmiş, diğer iljisi de hasara uğratılmıştır. Sunderland tipinde bir deniz tayyaresi Akdeniz üzerine keşif uçuşu yaparken üç gemiye hücum etnıiş, fakat netice alamamıştır. Bu deniz . tayyaresi düşmanın üç avcı teşekkijlünün hücumuna maruz kalmıştır. Deniz tayyaremiz bütün avdet uçuşu esnasında rausademeye devam ederek iki İtalyan avcısı düşürmüş ve salimen dönmüştür. Diğer bir Sunderland tayyaremiz Akdeniz üzerinde keşif uçuşları yaparken düşman avcılarınm hücumuna maruz kalmış ve bunların birisini infilâk ettirerek imha etmiştir. Bu deniz tayyaremiz de salimen avdet etmiştir. Büyük avcı kafilesi refakatile hareket eden bir düşman bombardıman tayyaresi dün Malta üzerine bir akın yapmıştır. Hasar pek az olmuştur. Bir düşman avcısı müdafaa toplarile denize düşürülmüştür. İngiliz hava kuvvetlerile birlikte hareket eden Fransız pilot ve mürettebatı, Habeşistanın Dire Doua üzerinde bir keşif yapmışlardır. Tayyarelerimiz kıymetli malumat elde etmiştir. Düşman bombardıman tayyareleri Aden üzerine bir akm yapmışsa da sadece bir gemiyi ufak hasara uğratmışlardır. Afrikada JAPONYADA BİR HÂDİSE [Baştarafı 1 inci sahifede] ler de vardır. Vanys Ringer, iş adamıdır ve İsveç, Norveç, Portekiz fahrî konsolosudur. Mihsil Ringer de iş adamıdır ve Yunanistan fahri konsolosudur. Mevkuf bulunan İngilizlerin hepsi. casuslukla suçludur. Söylendiğine göre. İngiliz büyük elçisi Sir Robert Craigie. bu gün Japon Hariciye Nazırile yaptığı görüşmede mevkuflarm yakında tahliye edümelerini taleb eylemiştir. Matsuoka. polis tarafından isticvablarm sür'atleştirilmesine çalışacağını vadetmiştir. Ingiltereye yapılan hava akını [Baş tarafı 1 inci sahifede] bomba atılmıştır. Fakat hasar pek azdır. İki düşman tayyaresi düşürülmüştür. Harb mes'ulleri Vichy 29 (a.a.) Havas bildiriyor: Saat 18,20 de toplanan nazırlar hoyeti 1939 eylulünde sulh halinden harb haline geçilişten doğan mes'uliyetler meselesini tetkik etmiştir. Heyet bir yüksek mahkeme ihdasına müteallik projeyi kabul etmiştir. Bu proje metinlerin hukuk kaidelerine tevfikan hazırianmasmı icab edeceğinden 48 saatten evvel neşredilmiyecektir. Nazırlar heyeti, âmme işlerinin tanziminı temin maksadile icab edecek tayinleri yapmak üzere işgal altında bulunan mıntakalar valilerine salâhiyet vermiştir. Uç saat süren muharebe Londra 29 (a.a.) Gazetelere gelen en son haberlere göre, Galle dün gece harbin bidayetindenberi en uzun hava baskınına maruz kalmıştır. Projektörler ve dafi bataryaları faaliyete geçmiştir. Bir çok İngiliz tayyareleri üç saatten fazla muharebe etmişlerdir. Bir bölgede 11 bomba düşmüş, bunlardan yalnız bir tanesi bir çiftliğin hangarında hafif hasar yapmıştır. Diğer bombalar tarlalara ve bir golf sahasına düşmüştür. Türkiye yüzme şampiyonası Ankara 28 (a.a.) Dün Karadeniz havuzunda başlayan «Türkiye yüzme birincilikleri» müsabakalarma kalabalık bir seyirci kütlesi önünde bu gün de devam olunmuştur. Büyük bir intizam içinde ve çok heyecanh cereyan eden müsabakalar sonunda yapılan tasnifte, İstanbul mıntakası ekibi 151 puan ile başta gelmekte ve bunu Ankara ekibi 54 puanla takib etmektedir. Diğer mmtaka ekiblerinin de sldığı dereceler şunlardır: Kocaeli ekibi 54 puanla üçüncü. Seyban 38 puanla dördüncü, Samsun 30 puanla beşinci. Bursa 18 puanla altınct, İzmir 14 puanla yedinci, Antalya sekizinci ve Kaj'seri dokuzuncu olmuşlardır. Bunlardan sonra yapılan sutopu müsabakasmda da Ankara, İzmiri 4 0. İstanbul Kocaelini 11,'0 mağlub etmişlerdir. Müsabakalann hitamında, derece alanlara su sporları federasyonu reisi tarafından hediyeler verilmiştir. | Mandel'in vaziyeti Londra 29 (a.a.) «Reuter» Fransadan Eilınan haberlere göre, Vichy hükumeti sabık Dahüiye Nazın Mandel'i şimalî Afrikada iken İngiliz hükumetile temasa girmiş olmak suçuyla muhakeme ettirmek niyetindedir. Londra salâhiyettar mahfilleri, hâdise hakkında aşağıdaki tafsilâtı vermektedir: «İngiliz İstihbarat Nazırı Duff Cooper, bazı yüksek Fransız devlet adamlarının şimalî Afrikada bulunduklarını öğrenmesi üzerine bu zevatı şahsan tanıdığı için kendilerile temasa geçmek için refakatinde General Lord Gort olduğu halde tayyare ile şimalî Afrikaya hareket etmiştir. Duff Cooper şimalî \frikaya vâsıl olunca, mahalli makamlar. bu zevatla temasa geçilmeğe çalışılmasını hoş görmiyeceklerini kendisine bildirmişlerdir. Bunun üzerine Duff Cooper, ne Mandel, ne de diğer nazıriarla temasa geçmeden ertesi günü Londraya dönmüştür.* Dalga halinde yapılan hücumlar Reuter'in muhabiri de casuslukla itham ediliyordu İngiliz tebliği Kahire 29 (a.a.) «Reuter. Resmî tebliğ: Düşmanın çok gerilerine sarkan bir hafii zırhlı otomobil tarassud keşif ko!u garbı Mısır çölünde düşman tarafından görülmüş ve çok alçaktan uçan İtalyan bombardıman ve avcı tayyarelerinin raütemadi hücumuna maruz kalmıştır. İnran ve oîomobilce bazı zayiatımız vardır. Diğer cephelerde iş'are değer bir hareket yoktur. Nairobi 29 (a.a.) «Reuter. resmî teb2ü: Hava kuvvetlerimiz Moyale civanndaki kıtaat tecemmülerini ve deve nakliye kollarını muvaffakiyetle bombardıman ctnıişlerdir. Düşman tayyare daE ba taryalan zayıf bir mukabelede bulun muşlardır. Tokyo 29 (a.a.) Tokyodaki Reuter ajansı muhabiri Cox'un ölümü hakkmda Domei ajansmca neşredilen ve hükumet tarafından mülhem olduğu zannedilen bir izahnamede deniliyor ki: «Vak'a mahallinde hazır bulunan jandarmalar, Cox'un cüretkârane hareketine mâni olmak istemişlerse de muvaffak olamamışlardır. Bu hareket, Cox'un cezadan kurtulamıyacağmı anlamış bulunmasma atfedilmektedir.» Domei ajansı. Cox'un casusluk yapmakla itham edildiği için tevkif olunduğunu yazmaktadır. Cox'un itham sebebi ilk defa olarak zikrolunmaktadır. Kendisi hakkında başkaca hiç bir malumat mevcud değildir. Malum olan şey. Cox'un tevkif edilmiş bulunduğu ve İngiliz konsolosuna da kendisini görmeâe müsaade verilmemiş olduğudur. Binaenaleyh Çox'un kendisine yapılan i.^naclata verecegi cevabı öğrenmese artık ihtimal kalmamış bulunmaktadır. 38 senedenberi Reuter aiansınm hizmetinde bulunmakta olan Cox. yedi senedir Tokvo'da çalışmakta idi. Janonyaya gelmeden e\'vel Cox, Çinde Reuter'in birkaç sen» baîmümessillerinden biriüi olarak icravi fEalivet etmiştir. Cumartesi günü tpvkif edilen dieer İngilizler meyanında. İnsiliz sanavii mümessiii mütekaid bahriye subavı yüzbası James bulunmakta idi. Osaka ve sair şehirlerde ikamet etmpkte olan diger iş adamlan tevkif edilenler meyanında bniunnvıkHdır. Londra 29 (a.a.) Vak'ada hazır bulunan şahidlerin ifadelerine nazaran cenubu şarkî sahilleri üzerinde bu sabah yapılan akmlar esnasında Stukas tipindeki Alman tayyareleri sekizlik kafilelerle dalga halinde hemen amudî pikeler yapmak suratile hücum etmişlerdir. Her tayyare bir büyük ve dört küçük bomba atmıştır. Düşman bombardıman tayyarelerinin üzerinde. avcılar daireler çizmekte idi. Bombaların infilâkları. evleri sarsmış ve camları kırmıştır. Diğer taraftan yüz kadem irtifamda su sütunları husule getirerek bunları gemilerin üzerine fışkırtmıştır. Hava müdafaa toplarmın ateşlerinin şiddeti karşısmda, son bombardıman tayyaresi dalaası top menzili haricine kacmağa mecbur kalmıştır. İneiliz avcıları muharebeye tutuşmuş ve birkaç dakika müddetle hava mitralyöz gürültülerile dolmuştur. Bilâhare Nazırlar meclisinin faaliyeti İngiliz tayj'areleri de\Tİye uçuşlarına Vichy 29 (a.a.) Fransız nazırlar devam etmişlerdir. meclisi Mareşal Petain'in riyasetinde yap tığı toplantıda, ziraî meseleler hakkında Düşürülen Alman tayyareleri Londra 29 (a.a.) Hava Nezaretinin ve ekmek ve süt meseleleri hakkında bir seri karar suretleri kabul etrrişdr. tebliği: Mete silepi geldi Vaktile Fransızlara kiralanmış oian Mete şilepi dün akşam saat beşte li manımıza gelmiştir. Vapurun süvarisi Rahmi kaptan, geminin geçirdiği ma cera hakkında şunları söylemiştir: < Vapurumuz, Afrikadan Fransaya muhtelif malzeme taşıyordu. Afrika De Marsilya arasında yaptığımız seferler, harb gemilerinin refakatinde ve ka file halinde oluyordu. Afrikadan son defa çimento yüklemiştik, Marsilyaya geldiğimiz vakit Fransız ordusunun mağlub olduğunu öğrendik ve İspanyanın Barselon limanına iltica ettik. Burada bir müddet kaldıktan sonra, İspanya hükümeti, bize limandan ayrılabileceğimizi tebliğ etti. Türkiyeye gelmek üzeıe Barselondan hareket ettikteır sonra yolda kömürümüz tükendi. kömür almak üzere İtalyanın Mesina limanı» p.a uğradık; burada bizi sekiz gün alı koydular. Mesinadan Çanakkaleye kadar herh?.ngi bir hâdiseye maruz kalmadık. Yalnız yolda mütemadiyen önümüze ingiliz ve İtalyan denizaltı gemileri çıkıyor ve üstümüzde tayyareler dolaşıyordu Çok heyecanlı bir seyahatten sonr» Çanakkaleden içeri girmeğe muvaffak olduk.» < Mete şilepi, limanımıza 3500 ton çimentoyu da beraber getirmiştir. İtalyan tebliği Roma 29 (a.a.) İtalyan urauaıî karargâhının 50 numaralı tebliği: Trablusgarb hududunda hava filolarımız, düşmanm zırhlı otomobil kollarının bombardıman hareketine devam ederek büyük ufak kalibre bombalar atmışlar dır. Bu koldan bir çok zayiat kaydeJümiştır. Cereyan eden bir hava muharebesinde Blenheim tipinde iki düşmruı tayyaresi düşürülmüştür. Tayyarelerimizden ikisi üssüne dönmemiştir. diriyor: Tribun gazetesi yazıyor: Tribuna gazetesi yazıyor: ziyaretleri Gigurtu Ue Manoilesku'nun Salzburgdaki görüşmelerinin devarıiıdır. Bu mülâkatm hedefi doğucenub Avrupasının sağlam bir temel üzerire tensikidir. İptida gayrimuharib sıfatile müteekıben de harbe girmek suretile harbin batı devletlerinin istedikleri veçiıile doğu cenub Avrupasına yayılmasına mâni olmuş olan İtalya bugun de evvelce olduğu gibi Almanyanın yanıbaşında döğüşmektedir. Düşman bombardıman tayyareleri, avcı tayyareleri refakatinde bu sabah İngilterenin cenubu şarkî sahili üzerinde bir limana hücum etmişlerdir. İngiliz hava kuvvetlerine mensub kuvvetli avcı tayyareleri filoları, düşmanı karşılamıştır. Şimdiye kadar ahnan haberlere göre, avcı tayyarelerimiz, 8 bombardıman ve 7 avcı tayyaresi düşürmüşlerdir. Bu şiddetli çarpışmada tayyarelerimizden birçoğu hasara uğramışsa da yalnız bir Japon ihrac hareket. tanesi düşmüştür. Tokyo 29 (a.a.) Japon deniz nıüfreBir düşman bombardıman tayyaresi, 2eleri, Çungking bölgesine yapı'an nak dün gece Ingilterenin cenubunda bir liyata mâni olmak üzere HonçKong'a 90 hücum esnasında düşürülmüştür. kilometre mesafedeki Suabue ve Ma Almanların zayiatı 20 tayyareyi kung'a yaptıkları ihrac hareketuii tabuldu mamlamışlardır. Londra 29 (a.a.) «Reuter» Hava Paris borsası yann açılıyor Paris 29 (a.a.) Prefe Langeron, Paris kıymetler borsasmm 30.7.940 tarihinden itibaren yeniden açılacağır.ı bildiren bir emirname neşretmiştir. Deniz Harb okulunda merasim Bu yıl Deniz Harbiyesini bitiren ve asteğmen olarak donanmamıza iltihak edecek olan 36 gence bu gün and içme merasiminden sonra diplomaları verilecektir. Merasim saat 14 te Heybelide Deniz okulunda yapılacaktır. Davetlilerle merasime iştirak edecekler saat 12 de Köprüden kalkan vapurla Adaya gi debileceklerdir. istihbarat servisi bildiriyor: Almanlar hafta tatili esnasında tatbik ettikleri yeni hava tabiyelerinde bomba atmak için bir satıhlı Messerşmid 109 tipinden mnharebe tayyareleri kullanmışlardır. Oyle anlaşılıyor ki, Almanlar sahillerimize karşı taarruzlarda munlazam bombardıman tayyareleri kullandıkları zaman bunun kendilerine pek pahalıya mal olduğunun farkına varmışlardır. Bununla beraber bu yeni tabiye iyi netice verecek gibi görünmüvor. Son bir kaç fjün içinde Spitfire ve Hurrlcane tipinden avcılarımız en az 3 tane 109 Messerschmidt düşürmüşlerdir.» Alman resmî tebliği Berlin 29 (a.a.) Alman orduları bpjkumandanlığı tebliğ ediyor: İnailtereye karşı yapılmakta olan deniz harbinde. Alman denizaltı eemileri yeni muvaffakivetler kavdetmistir: A'.'n bir tebliğle bildirilmiş olduğu veçhile, bir denİ7?ltı eem'si cem'an 48 bin ton gelen silâhh beş Inçiliz ticaret «jemisini batırmıştır. Bu büyük gemiler ku^Tetli harb pemilerinin muhafazası sltmda buhıian bir kafileve meniub bulunmakta irii. Batırılan bu gemiler mevanmda 18 bin torluk bif mua^'in kruvazörii bulumıvordu. Kafile d^Şılmıstır. A>TI' denizaltı gemisi avrıca 6000 tonluk bir İn?iliz ticaret gemisi de batırmıştır Dieer bir denizaltı gemisi gene kuv••etli harb gemiWinin muhafa7ası altmcla bulunan kafilelere mensub cem'an 18750 tonluk düşman ticaret gemisi batırmıştır. Bir üçüncii denizsltı eemi?i Irmilir sahilVri acıklarında 6000 tonluk silâhh bir dii^man ticaret gemisi batırmağa muvaffak olmuştur. Ypnılan kesif ucuslan esnasmc!a. Manş denizi üzerinde hava muharebeleri cereyan etmiştir. Bu carpi=malar esnasınria altı riüşman ve bir Alman tayyaresi dii^mü^tür. 28 29 eec°si carbî ve cenııbî Aimanva üzerine İnailiz tavvarpleri pek az bomba atmıs ve hiç bir hasar husule ?etirememiştir. Hambure'da mp^kun bir mahalle üzerine bir bomba dü?mü=tür. Hasarat vukınınun önüne gecilebilmiştir. Holanda üzerinde vapılan ncuslar esnasında Alman avcıları iki İnçiliz tayvaresi düsürmnstür. Hava müdafaa topları da bir diŞerini yere indirmiştir. Fransanın şimalinde ve Almanvanın simalinde. hava müdafaa toDİarı birer dü?man tayyaresi düsürmüstür. Bu suretle düşmanm dünkü ?aviatı 11 tayvareye baliğ olmustur. İki Alman tayHaydi Muhlis, sen de karınîa. Nezahet nazlandı: Durun bakalım? Bir düşünelim: Başkasına söz vermedikse... Muhlis karısma arzu dolu gözlerle bakıyordu. Hale bu bakışı da gördü ve uzaklaştı. Arkasından onlar da kalktılar. Hale içeriki salonlardan birinin tenha köşesine çekildi. Titriycrdu. «Hasta mıyım?» diye düşündü ve elini almna gö'.üıdü. Sıcaklık yoktu, fakıt başı yanıyor gibiydi ve ellerile ayaklarında bir üşüme hissediyordu. Ka^ktı ve synaîardan birine yaklaştı. Rengi nekadar soluktu! İlk defa o!ara!î kendini cirkin buldu. Ona şimdiye kadar gözlorir.in güzel olduğunu. vücııdünün bojlu ve biçimli oldııâtinu, i.ice tızun el'.erinin orijinal bir manası olduğunu. sğzjnın kapalı dururkeı bi'e sessiz ifadc.erle konuşur gibi olduğunu sijyley=n tanıdıklarmm, arkadaşianmn, yakmlcırınm, hayranbnnın hepsi ya aldar.mışlar ,yahud onu kazanmak i>;in aldrtmışlardı. Birdenbire aynanın önünden kaçtı ve Saz calarken... ', TBaş tarafı 1 inci sahifede) kafalarını tütsüleyen iki akraba, depodan çıktıktan sonra Abdülmuttalibn evine uğrayarak Hüseynin sazını al mışlar ve oradan Hüseynin misa'ir bulunduğu kız kardeşinin evine gitrmk üzere yola çıkmışlardır. Abdülmutta lib yolda Hüseyne saz çalmasını teklif etmiştir. Hüseyin, bu teklifi katal ederek hafif hafif bir müddet çalmijtır. Bu sırada evin önüne gelmis oldukfanri'dan Hüseyin sazı kesmiştj. Eve girerek bir" müddet oturmuşlar ve bu müddet zarfında da saat geceyarısını bir hayli geçmiştir. Abdülmutta lib, Hüseyne tekrar saz çalmasını söylemiştir. Fakat Hüseyin, Abdülmuttalibin ısrarla yaptığı teklifi reddcderek: « Bu saatte saz çahnmaz. Burssı ne umumhane ne de meyhane» dem.'ijtir. Bu cevabdan muğber olan Abdül • muttalib küfretmeğe başlamış ve bu suretle iki akraba arasında tedricî surette kızışan bir kavga olmuştur. Abdülmuttalible Hüseyin, birbirhrini ile kaka evden dışarı çıkmışlardır. Eu sırada Abdülmuttalib cebinden bir bıçak çıkararak Hüseyni kolundan yaralamıştır. Hüseyin de Abdülmuttalibin eline saldırmış ve bıçağı alavak Ab dülmuttalibi üç yerinden yaralam'ştır. AbdülmuttaUbin ve evdekilerin bağırmalarına koşanlar vak'a mahalline geldikleri zaman ağır surette yaraU olan Abdülmuttalibi hastaneye kaldır mışlardır. Fakat yapılan tedaviye rağmen Abdülmuttalib biraz sonra öl müştür. Vak'ayı müteakıb şaşkın bir surett» fırar eden katil sabahleyin yakalan mıştır. Verdiği ifadede Abdülmuttali bin kendisini öldürmek üzere bıçak çektiğini ve kolundan yaraladığını, kendisi de nefsini müdafaa için Ab dülmuttalibin elinden bıçağı alarak vurduğunu söylemiştir. Katil akşama doğru Adliyeye getirilerek dördüncü sorguda yapılan sor guyu müteakıb tevkif edilmiştir. Tahkikatla Müddeiumumî muavinlerinden Yakub Şekib meşgul olmaktadır. Adliye tabibi Enver Karan maktcılü muayene ederek defnine ruhsat vermiş tir. Hindiçinideki vaziyet İngiliz gazetelerinin tahminleri Londra 29 (a.a.) Reuter Ajansı bildiriyor: Balkanlar meselesi, İngiliz matbuatmın ilk plânda tetkik ettiği mevzu olarak kaltnakta berdevamdu". Bunulna beraber gazeteler, Hitler'in Rumen, Bulgar ve Slovak ziyaretçilerle yaptığı görüşmeler hakkında henüz hiç bir şey malum <îlmadığı ıçüı bu hususta muayyen bir ııoktai nazar seıdinden istinkâf etmektedırler. Bu görüşmeler hakkında sarih malu mat elde edilmesine intizaren, mevcud intıba Hitler'in Balkanlardaki manevrasmda bir tek hedefi olduğu merkezindedir. Bu hedef Almanyanın menfaatidir. Daily Telegraph diyor ki: «İki veya ikiden fazla Balkan devleti arasınaa bir harb Hitler'i sıkıntıya düşürecek ve Sovyetler Birliğile nahoş ihtilâtlara sebeb olacaktır. Diğer tarafından seferberlik şayiaları ve harb şayiaları muvazeneyi zarurî olarak bozmakta ve Almanyanın Balkanlardan bilhassa Rumanyadan petrol almasma zarar vermektedir.» Gazete devam ediyor: «Rumanyanın mihver memleketlerinin teveccühünü celb için yaptığı gayret İngütere ile iyi münasebetlerinde pek tabiî olarak bir soğukluk husule getirmiştir. Rumanyadaki son hâdiseler teessüfıe karşılanmağa lâyık olmakla beraber Rumanyanm fevkalâde nazik bir vaziyette olduğunu ve mecburiyet altında hareket ettiğini de teslim eylemek icab eder. Bizim orta şarktaki daha mühim mcnfaatlerimize gelince, Hitler'in ahşkın olmadığı yatıştırma tecrübesinden bu menfaatlerin tehlikeye düşmiyeceğini söylemek mümkün görünmektedir.» Times gazetesinin diplomatik muharriri yazıyor: «Mihverin yakında Balkanlarda yapacağı teşebbüs alâka ile takib edilecîktir. Rlihver manevralarının evvelâ Yugcslavyayı, sonra da Türkiyeyi yani Sovyetlı;re ve Ingiltereye karşı sempatileri kuvvetii olan iki memleketi tecride matuf bulunması mümkündür.» Presburg 29 (a.a.) Reisicumhur Pr. Tiso ile Başvekil Doktor Tuka ve Sanomach, bu gece Salzburg'dan Presburg'a dönmüşlerdir. Tokyo 29 (a.a.) Japon Hariciye Nezareti sözcüsü. Fransız Hindiçinis'ndeki Japon başmüfettişi General Nişihara nm geri çağrılmış olduğu hakkmdaki haberleri bugün yalanlamış ve General Nişihara'nın müfettişlik işlari hakkında hükumete raporunu vermek üzere Tokyoya gelmiş olduğunu bildirmiştir. Hariciye Nazınnın temaslan Tokyo 29 (a.a.) «Havas» Yeni Hariciye N?zırı, muhtelif diplomatik heyetler reislerini kabul etmiştir. Japon Hariciye Nazırı, Fransız büyük elçisile yaptığı görüşmede, Fransız Japon münasebetlerinin tam itimad halinde devamını görmek arzusunu izhar etmiştir. Japon tebliği Tokyo 29 (a.a.) «Reuter» 11 İngilizin tevkifi hakkında Harbiye ve Adliye Nezaretleri aşağıdaki müşterek tebliği neşretmişlerdir: Japonyada son zamanlarda gittikça artan yabancı casusluk faaliyeti seb^bile adliye makamatının talimatı üzerine askerî polis ilk tedbir olarak 27 temmuzda bütün nıemleketi kaplamış olan İngiliz casus şebekesinin esas unsurlarını tevkif etmiştir. Başvekil nikbin Belgrad 29 (a.a.) D. N. B. Ajansı bildiriyor: Rumanya Başvekiüle Hariciye Nazırı dün Yugoslavyadan geçerlerken bütün ıstasyonlarda resmî memurlar tarafından istikbal ve teşyi edilmişlerdir. Başvekil, Subotica'da gazetecilere yaptığı beyanatta halen nikbin olduğimu ve İFtikbalde de nikbin olacağı zannında bulunduğunu bildirmiştir. Nezareti tebliği: Bu gün İngiliz avcı tayyareleri Manş sahillerinde bir düşman bombardıman tayyaresi, Times halicinde de bir diger bombardıman tayvaresi düşürmüşlerdir. Şimdi teyid edildieine göre Douvresda bu sabah cereyan eden hava muharebesinde, avcı tayyarelerimiz tarafından düşürülenlerden maada tayyare defi bataryalarımız da iki düşman bombardıman tayyaresi düşürmüşlerdir. Bu suretle bu gün düşürülen düşman tayyarelerinin mecmuu yirmivi bulmuştur. Londra 29 (a.a.) Dünkü pazar günü c'üşürülen tayyareler de hesaba katılın• a son dört gün zarfında düşürülen ~, düşman tayyarelerinin adedi 45 e baliğ olmaktadır. Dün düşürülen tayyareler yüksekten uçmak suretile bir sürpriz yapmağa yeltenmişlerse de yakalanmışIrdır. Bu teşebbüsü takib eden muharebeye takriben yetmiş tayyare iştirak etmiştir. Almanyaya yapılan hava hiicumu Londra 29 (a.a.) Reuter: Hava Nezareti tebliği: Bombardıman tayyarelerimiz, şimali ve garbî Almanyadaki askerî hedeflerin bombardımanına de vam etmişlerdir. Bu hedefler ezcümle, petrol depoları, doklar ve emtia gar larıdır. Bunlardan başka Almanyada, Holandada, Belçikada ve Fransanm şimalinde 17 tayyare meydanı da bom balanmıştır. Tayyarelerimizden üçü üssüne dönmemiştir. Sahil müdafaasma memur tayyare lerimiz, Cherberug petrol depolarını yeniden dün gece bombardıman et mişler ve bir çok yangın çıkartmışlardır. Tayyarelerimiz salimen dönmüş lerdir. Dün, gündüz, bir bombardıman tayyaremiz Holandada Leeuxwarden tayyare meydanıru bombalamıştır. Yerde bulunan müteaddid düşman tayyare leri hasara uğramıştır. Dönüşte bom bardıman tayyaremiz dört düşman avcı tayyaresinin hücumuna uğramış ve bunlardan birini inmeye mecbur et miştir. Tayyaremiz salimen üssüne dönmüştür. Rumen nazırları döndüler Bükreş 29 (a.a.) Başvekil Gigurtu ve Hariciye Nazırı Manoilesku. Almanya ve İtalya seyahatlerinden bu sabah saat 10 da Bükreşe dönmüşlerdir. Gigurtu ve Manoilesku derhal saraya gitmişlerdir. Öğleden sonra nazırlar heyeti toplanacaktır. Deniz harbi Hitler General Çekof'u kabul etti Berlin 29 (a.a.) «D. N. B.» Führer, Alman orduları başkumandanlığının daveti üzerine garb cephesi muharebe meydanlarını ve askeri tesisatı gezmak'e o!an ve Büyük Harbde Bulgar bcşkumandanı bulunan General Çekof'u, bu^un öğle üzeri kabul etmiştir. Bulgar Nazırları Peştede Budapeşte 29 (a.a.) Macar ajansı bildiriyor: Salzbourg'dan dönen Bulgar Başve kil ve Hariciye Nazırı bu gün öğleden sonra Budapeşte tayyare meydanına gelmişler ve merasimle karşılanmışlardır. Hariciye Nazın Popoff gazetecilere yaptığı beyanatta, eski silâh arkadaş lığı havası içinde cereyan eden Salz bourg konuşmalarmdan çok memnun oiduğunu söylemiştir. Yarım saat sonra Bulgar devlet a Bir İtalyan gazetesinin makalesi damları Bulgaristana müteveccihen haRoma ?9 Ca a.) D. N. B Aiansı bil reket etmişlerdir. [Baştarafı 1 inci sahifede] kanclı boyunca bulunan Ingüiz deniz kuvvetleri mahfillerinde Reutçr Aj.msı muhabirine beyan edildiğine nazaran, düşman harb gemilerinin IngiLiz donanması taraiından Masawa ve Assaba sürülmeleri ve İngiliz deniz kuvvetlerinin devamlı ve faik nezareti dolayısile artık Mısıra yapılacak sevkiyat kesilenıez. Süveyş kanalı mmtakasını gezen Reuter muhabirinin ilâve ettiğine göre Akdenizde İngiliz deniz nakliyatmın azaltılmış olmasına rağmen burada vesika UEUIÜ yoktur ve kimse endişe otmemektedir. Çünkü İngiltere, Mısırm ihtiyac'atını şark memleketlerinden temin etmektedir. Yakında yakınşark kuvvetlerine, Alman fabrikalan bombalandı şark deniz yolu ile Amerikadan tay>ar3 Londra 29 (a.a.) Daily Herald gazeve sair levazım getirilebileceği tahmin etesi yazıyor: dilrnektedir. «Alman fabrikalarına yapılan îngiliz Hür Fransız bahriyesinde hizmet bombardımanları Alman imalâtma büedecek bahriyeliler yük zararlar vermiştir. Bazı fabrikalarda Londra 29 (a.a.) «Reuter. Meknes imalât fevkalâde azalmış ve düşen bomvapıırile Fransaya dönmekte olan yüz balar işçilerin maneviyatını bozmuştur. lerce Fransız bahriyelisi şimdi, Amiral Bundan başka son üç ay zarfında verde Muselier'nin emrindeki hür Fransız bah tahrib edilen veya pek ziyade hasara uğrij'esinde çalışmak kararını vermiş^erjir. rayan tayyarelerin adedi binden fazlaFilhskika Meknes'in torpilenmesi Fran dır.» saya dönecek bahriyelilere misal nümuYeni hava harbi tabiyesi nesi olacağı tahmin edilmektedir. Londra 29 (a.a.) Hava Nezaretinin kat. aşağı yukarı Nezahetle Saliha arasında var. Pek beğenmişler ikisini de. Bizimkilerin sükselerine diyecek yok. Muhlis, bu sözlere ehemmiyet vermediğini hissettiren omzunun Dir ha*reketile Haleyi biraz memnun etmeğe çalıştı. Genc kız ona dikkatle bakıyordu: Bu gece Muhlis her zamankinden daha güzeldi. Frak ona yakışıyor, başının biçimli ve aydmkk yuvarlağını daha fazla belirtiyordu. Gözlerinde ısiah ve canlı bir parıltı, pembe yüzünde zekâ çizgileri vardı. Hale birdenbire onu kolundan yakalamak, bu masadan kaldırmak. uzaklara, ta uzaklara, yapa yalnız kalabilecekleri ıssız bir adaya veya bir dağ başına çekmek arzusunu duydıı. Onunla başbaşa kaldığı anlara. şimdi. o zamanlar takdir edemedigi bir kıymet veriyordu. Fakat bu kalabalık içinde anladı ki Muhlis üzerinde he men hiç bir tesiri ve hakimlyeti yoktu. Birdenbire kendi kendisini çok âciz buldu. Kıskandığını da hissediyordu. Her şeyi, evet her şeyi, etraftan yükselen bu sevinc ve coşkunluk mırıltı i Elektrik cereyanına kapıldı Pendikte helvacı Abdürrahimin vanmda çalışan 18 yaşmda Hulusi elektrik cerevamna kapılarak ölmüştür. Bisikletten diiştü Arnavudkövünden bisikletle Besiktaşa gelmekte olan 18 yaşlarmda Ercümend. bisiklet tekerleğinin tramvay hattma girmesi üzerine düşerek muhtelif yerlerinden ağırca yaralanmıştır. tenh? köşesine oturdu. 3ir sigara iç mf.k istiyordu, fakdt çantasnı baıiçedi'ji masanm üstünds bırakmıştı. Gidip almak için kalkavken zayıf Vc kısa boylu bir gencle karşı'aştı. Onu ta nıyor gibiydi, fak^t kim olduğunu b;rdeı.bire hatırhyamjmıştı. Genc, soiuk djdakları arasmda paria/an bcnbevaz vc muntazam iiş'erile gülüyor, orâ elini uzatıyordu: Beni tanıvamadınız mı? Resfim Sadun. College'ın çavmda tar.ışmıştık. Ha... Evet... Pardon... Sadun hemen cebinden ezik ve buruşun bir sigara paketi çıkarıyordu: İçer misiniz? diye uzattı. Mersi. Ben de şimdi sigara ara mağa gidiyordum. Köşedeki masaya oturdular. Sadunun üstünde çok eski, kolları uzun ve yıpranmış bir simokin, boynunda fenm bağlanmış bir kravat vardı. Yakahğı boldu ve kuru, esmer yüzünün zayıflığını artırıyordu: Nekadar ahmak bir balo, dedi, sıkıntıdan patlıyorum. Tetnka : 23 Yasemin Dallan Yazan : SERVER BEDİ Muhlis demin kapattığı münakaşanın açılmasını istemiyor. fakat Haleyi sinirlendiren şevin nereden geldiğini merak ediyordu. Bu, bir kıskanclık olabilirdi Fakat mevzuu nevdi. kimdi? Başkalarının neş'esi mi ? Annesinin tuvaleti mi? Nezahetin güzelliği mi? Bunu anlamak da isteyordu. Niçin? diye sordu. Bu suali bile manasız buluyorum. Senin de benim sibi hissetmeni isterdim. İnsanın bazı hislerinde yalnız, yapavalnız kalması ne müthiş şey! Ben sana bunu sözle anlatamam ki. Ben de senin gibi eğlf^.ıiyorum, fakat tahammül ediyorum. Yalnız tahammül değil, müdafaa da edivorsun onları. Nezaheti ve anneni mi? Hale hafifçe sükindi ve sıçradı: Of... soruyorsun hâlâ... Muhlis sustu. Halenin bu hassasiyetine ne itiraz, ne de iştirak etmek isteyordu. Aziz gülerek yaklaşıyordu. Onların arasmdaki manah sessizliğe dikkat et medea oturdu. Hâlâ gülüyordu. Muh lise dönerek dedi ki: O demin gördüğün şişman kadın bizim arkadaşın kız kardeşiymiş. Tanıştık, biraz görüştük. Şirin kadın çok. Salihayı ne zannetmiş, tahmin eder misin? Benim kızım zannetmiş. Ona gülüyorum. Artık Saliha benim kızım olursa Nezahet senin torunun olur. Amma da yaptın ha! Aramızda o kadar yaş farkı var mı? Seninle benim aramda değfl, fa smı, şu masada gülümseyen, hiç ta nımadığı adamı, annesinin siyan dantel elbisesini, Nezahetin adi neş'esini ve güzelliğini, babasının tasasızhğmı. her şeyi kıskanıyor, bütün nvjhitinde, insanlarda, eşyada, kendisinde olmıyan kıymetler seziyordu. Muhlise tekrar baktı ve bu sefer de, başını onun göğsüne koyarak ağlamak ihtiyacmı duydu. Bu his ona ilk defa geliyordu. Şaşırdı. Muhlise bir daha baktı ve kendi kendisine sordu: «Bu adamı seviyor muyum?» Arkasından şöylc dü şündü: «Ben sevebilir miyim? Ben, aşkı gülünc bulan ben...» Nezahetle Saliha geldiler. Bu defa daha sakindiler, fakat daha mes'ud görünüyorlardı. Muhlis Nezahete bir göz attıve onu birdenbire harikulâde güzal buldu. Bu intıba bütün vücudünü tekallus ettirmişti. Tırnaklarını avuclarma geçirdi. Yüzünden her şayin anlaşılmasmdan korkuyordu. Hemen a yağa kalktı: Ben biraz hava alacağım... dedi. Aziz karısma döndü: Biz de seninle bir dans edelim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: