2 Aralık 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

2 Aralık 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtYET 2 Birincikânun 1940 HAVA TEHLİKESİNE KARŞI BÜYÜK SİYASI TEFRÎKA: Yazan: GORDON WATERF1ELD Weygand, Hitler'in Fransaya karşı neler düşundüğünü daha iyi biliyordu. Weygand, harbin kaybedilmiş olduğuna inandığı bir sırada kumandayı Gamelin'in elinden almak fikrinde değildi. Bununla beraber başkumandanlığı ele alır almaz elinden geleni yapmış, fakat Fransanın ıstırab çekeceğini, ve ıstırab çeke çeke kendini bulacağını, kendine geleceğini aklma getirmemişti. Halbuki Fransa, ancak harbi sonuna kadar devam ettirmek ve uzun harbi göze almak sayesinde kalkınabilecekti, fakat Weygand'la Petain İspanyada olup bitenleri gördükierı için başka türlü tesir altında kalmışlardı. Zaten Weygand bir müddeıtir faşizme temayül gösteriyor ve bir iki defa miralay de la Roque'un topıamılarında söz söylemiş bulunuyordu. Müttefik ordular başkumandanının ve Fransa Başvekil muavininin bu düşüncede bir adam olması tehlikeliydi. Fakat Önümüzde bir mil uzunluğun daha fenası, bunların sulh partisıne istida, gerimizde iki mil uzunluğun nad etmeleri idi. Bu parti, Münih'tenberi da araba sıraları vardı ve bu mu mütemadiyen sulh için çalışıyor ve her haceret günlerdenberi ayni şekilde de ne zaman kafî bir karar verılmesı, kuvvam etmekte idi. Evvelâ zenginler git vetli bir siyaset yapılması icab ederse mişler, daha sonra sıra esnafa ve fakir derhal kendini gösteriyor, ihtıyatlı siyakımselere gelmiş, bunlar da yola dokül set tavsiye ediyor, ve nihayet hükumet nıuşlerdi. asgarî mukavemetle iktifaya mecbar EUıasd Parisle Orleans arasındaki yet oluyordu. Bonnet'ler, Laval'ler ve Cailtniş beş mil mesafeyi 12 saatte geçebıl laux'lar hükumette bulunmadıkları zadik ve geceyi arabalarmıız içinde geçir manlar dahi bunlar kulis arasında, mecdık. Arkadaşlarımızdan Morriot burada lis ve âyan toplantılarında mutlaka kenbir İngiliz tayyaresine yetişerok ayni dilerini gösteriyorlardı. Eylulde harb giin İngiltereye döndii. Biz ise ertesi gün ilân olunduğu zaman Fransız milleti öğle üzeri Tours şehrine muvasalat ede derlenip toplanarak ihtilâflannı unutbildik. muş, ve Hitler'in tecavüz siyasetine son Paul Reynaud'nun Fransız siyasetinde vermek için harbe karar vermişıı. O zaoynadığı rol Winston Churchill'ın İngiliz man sulh partisinin sesi kısılmış, fakat siyasetinde oynadığı role benzer. Rey sekiz aylık muharebeden ve mayısla hanaud'nun istikbali karanlık gören soz ziranda başgösteren mağlubiyetten sonleri, çok doğru çıktı. Kendisi, muktedir, r sulh partisi kendini yeniden hisset% cesur ve mucadeleci bir adamdı. Chur tırmişti. Bu parti, bilhassa Cumburreisi chill de böyledir. Fakat onun Chur Lcbrun'ün etrafında çahşarak onu kachill'e benzemiyen bir tarafı, hükumeti zanmağa çalışmış ve muvaffak olmuştu. de birlıkte süruklemeğe muvaffak ola Sulh taraftarlan, Almanya ile harbetmemamasıdır. Reynaud, Clemenceau gibi (e aleyhtar olduklan gibi İtalya ile de aman vermiyen bir lider değildi. Çünkü harbetmenin manasız olacağını iddia eujuşma siyasetini takib ediyordu. Fran diyorlardı. Bunlara göre bir faşısl lâtin sanın, müttefiki olan Çekoslovakyaya bloku kurmak gerekti. Çünkü ancak bu karşı taahhüdlerini ifa etmiyeceği anla sayede Almanyaya karşı gelmeğs imkân şıldığı zaman Reynaud, Campinchi ve vardır. Fransanın mağlub olmağa yüz Mandel hükumetten çekilmek üzere idi tutması üzerine Laval gibi haris adamlar ler. Fakat tarihî bir buhran sırasında işbaşma geçmek sırasınm hulul ettiğine Fransız hükumetini zayıf göstermemek inanarak Tours ve Bordeaux'da Fransız icab ettiğine dair ileri sürülen mütalea hükurnetinin başına üşüştüler. Fransa!ar, onları istifaden vazgeçirmeğe kâfi daki sulh taraftarlan, İngilteredekilerden gelmişti. Reynaud ufaktefek bir adam daha nüfuzlu ve daha kuvvetli 'diler. dır. Nutuklarım çok iyi hazırlar ve ya Çünkü Fransada bu mesele yalnız bir zarsa da hitabet kudretini haız degildir. haricî siyaset meselesi değildi. Belki daSonra Reynaud bütün Fransız milletini hılî siyaset meseleleri sırasında idi ve en arkasından sürükleyecek kudrette bir feci ihtilâflara sebebiyet vermekte idi. lider de sayılamaz. Onun Malıye Nazır Bu vaziyet ispanyanın dahilî harbi sırabğı sırasında vergileri ağırlaştırması, rında da kendini göstermişti. Fransadaki bırçok duşman kazanmasına sebeb ol s.ıllar İspanya cumhuriyetçilerine yar nıuştu. Gerek halkın, gerek parlamento clım etmek istemişler, bundan başka Alnun geniş muzaharetini haiz olmadığı manyanın şarkî Avrupada nüfıızunu için kabinesine çeşid çeşid adamlar al takviye etmesine karşı gelmeğe vğraş nıak ısürannda kalnııştı. Onun kabine mışlar, ve Fra"nsanın Çekoslovakyaya sinde sulh taraftarı olan sağlar vardı ve karşı taahhüdlerini ifa etmesi lehinde bunlar onun munekkidleri arasında idi davranmışlardı. Buna mukabil sağlar, leı". Reynaud bu adamları sürukleyebile sulh partisine temayül gösteriyor ve sulh ceğini sanmıştı. Halbuki onlar, Reynaud partisi Fransanın huzur içinde yaşamayu atmağa muvaffak oldular. En büyuk sını dileyordu. Fransada eski ideolojik hatası 7 haziranda kabinesini tadil ettiği husumetler tekrar alevlenmişti. Faka! zaman 82 yaşmdaki Mareşal Petain'i iki taraf arasında sarih bir hattı fasıl Eaşvekil muavini olarak kabineye alması yoktu. idi. Mareşal Petain, Verdun kahramanı Meselâ sosyalistler arasında Paul sıfatile «geçemezler!» diye bağıran adam Faure'un başında bulunduğu bir grup, olduğu için halk tarafından seviliyordu. her ne pahasına olursa olsun sulh leFakat Mareşalı yakından tanıyanlar, hinde idi. Sonra sağlar arasında Louis endişe içindeydiler. Petain, bedbinler a Marin'in riyaset ettiği grup, Almanya rasında idi. İhtiyarlık onu maddeten çok ile sonuna kadar harbetmek taraftarıyzayıflatmıştı. dı. Reynaud, halkı sfirükleyecek lidcr değildi Haberleri İlkmekfeblerdeki fakir talebeler Mevzua bir Sığııtakların rolü iki f IHEM 0 NALINA MIHINAİ Karanlık ve Belediyenin vazifeleri stanbul, dün gecedenberi kapkaranlıktır. Şehrin bu karanlığı karşısında, yüreğimiz aydınlık olstın diyoruz ye İstanbulun bütün ışıklarını örten siyah perdelerin arkasuıda, apayılınbk odalanmızda, çalışır, konuşur ve eğlenirken harbe karşı bir ihtiyat tedbirinin tam ve mükemmel olarak alınmış olmasından doğan bir ferahlıkla yüreğimiz aydınlıktır. Hükumet, ışıklan karartma tedbirinin icab etürdiği her türlü tedbirieri alıyor. Orfi idare ilânı, askerî mahkemeler teşkili, sabıkalılara iş bulunarak ve yatacak >er gosterilerek bunların gozönünde ve polis nezareti altında tutulmaları gibi ihtiyat tedbirleri, hep karanlık işler peşinde koşanlaruı karanlık tan istifade etmelerine mâni olmak içindir. Avrupa harbinin doğurduğu bu gayritabiî hayatın icab ettirdiği diğer bütün tedbirlerin de ahnacağına şüphe yoktur. Bu arada, Belediyemize de, mühim vazifeler düşmektedir ki bunların biri de, kazalara meydan vermiyecek bazı tedbirlerin biran evvel almmasıdır. Meselâ, Eminönü, Karahoy gibi kala* balık meydanlarla büyuk caddelerde, vapur iskelelerinde maskelenmiş ışıklan çoğaltmak lâzımdır. Ankaraya nazaran, lstanbulda, bu çeşid maskeli şchir tenviratı pek azdır. Bunların, karanlıkta yürüjenler için, denizlerde genıilere yol gbsteren sahil fenerleri hizmeüni gormekte olduğunu untmaraak lâzımdır. Sonra, yollarda çukurlar, türasekler, taş ve toprak yığınları, inşaat malzemesi bırakmamak icab eder. Meselâ, Taksimdeki Sıraelviler caddesinin bugünkü halile kalması doğru değildir. Bu halde bulunan yollann sür'atle bir çarcsinc bakılmalıdır. Bilhassa, caddelerde pek tehlikeli olan lâğun çukurları ve diğer manialar, üstü maskelenmiş mavi fenerlerle gösterilmelidir. Harb halinde olmadığunıza göre, bugün için gayrimevcud bir tehlikeye karşı aldığımız iyi tedbirlerin, bugün için mevcud bir tehilkeyi, yurddaşlann sakatlanmasına ve ölümüne sebebiyet verecek bir görünmez kaza haline getirmemesi icab eder. Bir jangın vukuunda, bunu sür'atle söndürcbilmek için, o mıntakanın muvakkaten aydmlatılması lâzımdır. Çünkü harb halinde olmadığımıza gore, mutlaka, tam karanlık yapacağız diye, yançının büyünıesine meydan vermek doğru olmaz. İşin eşkâlini değil, ruhunu düşünmek lâzımdır. Böyle düşününce, hatta harb halinde bile, yangm çıkan mıntakanın muvakkaten aydıntılmasında mahzur yoktur; çünkü bizzat yangın, duşman tayyareleri tarafından görülmesindcn korkulan ışığın ta kendisidir. Henüz acemisi olduğumuz bu ışıklan karartma işinde, tedricen tecrübe sahibi olacağunıza şüphe yoktur; fakat meselâ, Londrada, her türlü kazaları önlemek için, uzun tecriibelerden sonra almmış olan tedbirleri öğrenip hemen tatbik etmek muvafık olur. Fakat ilk yapılacak iş, yollarda çukurlar, taş, toprak ve malzeme yığınlan bırakmamak, uzun sürecek yeni yol ve kanalizasyon inşaatına başlamamaktır. Muhterem Belediye Reisimizin, bu işte Belediyeye düsen tedbirleri sür'atle alacağından şüphe etmiyoruz. Harbdenberi sesleri kı«ılmış olan sulhçular gene ortaya çıkıp faaliyete girişmişlerdi Himaye cemiyetleri bu sene faaliyetlerini artıracaklar En fenası da yeni Başkumandanın bu partiye istinadıydıî ediliyor. Her evde, her elinden iş gelen kadın, bu mukaddes uğurda hazırlık yapmakta, çorab, eldiven, fanilâ, süveter işlemekte, pamuklu dikmektedir. rakamla girmek her halde işin maddî tarafını gös termek bakımın dan faydalı ola caktır kanaatin deyiz.. Büyük Harbde en toplu hava taar ruzu 37 tayyarelik bir filo halinde Parıs üzerine yapıldı.. Neticede 870 kişi İlk mekteblerdeki fakir talebeleri hi öldü ve yaralandı. Konınma tedbir maye etmek maksadile kurulan «Yok lerinin tam olarak tatbik edilmediği sul çocukları himaye cemiyeti» 16 ka muhakkaktı. Fakat buna mukabil hazada teşkilâtını tamamlamıştır. Cemi vacılığm da gerek evsaf, gerekse yük yetlerin, |imdiye kadar gösterdikleri taşıma kabiliyeti cihetinden bu güne faaliyetini tespit etmek üzere bu ayın nazaran çok geride bulunduğunu da inkâr etmiyeceğiz. Ortalama bir hesabon beşinde bir kongre yapılacaktır. la dört yüz kilo bomba taşıyan bir Halen ilk mekteblerde yardıma muh tayyare, <15> kişinin ölümüne sebeb tac talebe mevcudu on beş bini bul olmuştur. maktadır. Geçen sene bu talebenin anSon harbde atılan yedi bin bomba, cak 11 binine yardım yapılabilmiştir. Partinin himayesinde kurulan cemi ancak on sekiz kişinin ölümüne sebeb yetler, bu çocukların hepsini iaşe et olmuştur ki, tayyareciliğin ilerleyişi mek ve ihtiyacları olan ders levazımını yanında, korunmanın da muvaffaki tedarik eylemek için müştereken çalışa yetli varlık gösterdiğini anlatması bakımından bu rakam üzerinde duşun caklardır. nıek hayırlı olur. Hastalığa müstaid olan fakir talebeBüyük Harbin tecrübelerinden öğrenin prevantoryoma yatırılması icab nildiğine göre; topçunun devamlı ve ettiği takdirde masrafları cemiyetler ta şiddetli bombardımanı neticesinde bir rafından ödenecektir. Yardımın mek köy içindeki bütün binaların yıkıldıtpblerde tedrisata başlandığı zaman ğı, yandığı görülmüş, fakat kârgir biderhal yapılması için cemiyetler lâ naların delik deşik olmuş duvarları dizım gelen tedbirleri alacaklardır. binde bodrum katlarınm sapasağlam ayakta durduklanna şahid olunmuştur. Şu ufak rakamlardan bir netıce çıAskerlerimize kışhk hediye karmak lâzım gelirse, diyebiliriz kı; Şişli Halkevinde toplanmakta olan hava taarruzu, bu tehlikenin ne oldukahraman askerlerimize kışhk hediye ğunu bümiyen, varlığını korumak yoyekunu yirmi bir bin parçayı geçmiş lur.daki tedbirleri ihmal edenler için tir. ciddî korkudur.. Fakat kendini koruKonyada mak istiyenler içinse, mukadderatm öKonya (Hususî muhabirimizden) nüne geçilemiyecek müstesna hâdiseler Askerlerimize kışhk giyecek hediyeleri ve haller dışında, pek de ürkülecek bit verilmesine Konyada hararetle devam şey değildir.. Yalnız dikkat etmek lâ Apartıman bodrumları iyi tedbirlerle emniyetli birer konınma yuvası olurlar, açık arazide ise... YAZAN: Arif A. zımdır ki, kârgir binaların bodrum kfttları, alınacak tedbirlerden biri olan sığınakların kurulmasına en uygun düşecek fırsatlardır.. Çünkü Büyük Harbin bombardıman neticesini bu gün görebihnek için en az kilometre mu rabbaına beş, on bin kilo bomba atılması icab edecektir. Böyle bir netice de mütearrız için çok güç olacağı gibi pahalıya da mal olur. Havacılık malzemesinin pahalı olduğu kadar kaybolantarının yerine getirilmesi de müşkül dür. Maddî ve manevî fedakârlıklar ister.. Bu noktai nazardandır ki, tahribden ziyade sivil halkın maneviyatını kıracak patlaması şiddetli bombalar daha çok kullanılmaktadır. Beş kişi oîdürecek bomba yerine beş yüz kişiyi pürültüsile heyecana düşürecek infi lâklı bombalar tercih edilir.. Bu halde kârgir binalarımızın bodrum katlarında hazırlıyacağımız sığınaklar hayatınuzı korumak bakımından ehemmiyet kazanacaklardır. Mahallî hükumetin inşaat sıralarmda bile yapılmasmı mecburî kıldığı apartıman altlarmdaki sığınaklan be rimsememek doğru bir düşünce değildir.. Pencere ve kapı aralıklarının muntazam kapatılmasile ve İki taraf tan giriş ve çıkış kapısı bulunacak tarzda hazırlanacak bir bodrum ki<ı en emniyetli bir konınma yuvası, itiedilir bir sığınak olur.. Bazı mıntakaların boş duzluklerinde ferdlerin mecburiyet ödeme düşüncesile kazdıkları ve üzerlerini dört ağac dalı ve beş altı santim toprakla örttükleri sığınak müsi veddelerinde barınacaklar için hiç bir fayda bekleme melidir.' Bu şekil, hendeklerin mak saddan çok uzak olduklarına inanmak buraya sığmacaklar kadar kazdıranın da kanaat etmesi zarurî olan bir haldir. Bu takdirde siper denilen yarım metre genişliğinde, 2 metre derinliğinde ve ikişer metre koiları olan bir zaviye ;eklînde konınma siperleri kazarak bir kısmının üstünü kalaslarla kapamak ve iki kat kum torbasile takviye etmek daha doğru ve yerinde bir tedbir olur. Bu şekil konınma siperlerinin mevcudiyetine kanaat etmiyecekler, sığınak örneklerini yakından tetkik ederek ufak bir fedakârlıkl» ailesi efradını korumak yolunda çalışmak borcundadır. Esasen toplu sığınaklardan ziyade münferid ve küçük sığınakların rüçhaniyeti vardır. Hava harblerinin meydana getirdiği tehlikelere karşı sadece orduların değil, şehirlerin ve ferdlerin bile en müessir müdafa tabiyesi dağılmaktır. Toplu olmaktan ziyade münferid ve dağmık bir halde kurulacak koruma siper ve sığınaklarda böyle bir gayenin tahakkukuna yardım etmeleri dolayısile tavsiyeye değer mahiyettedırler. Felâketezdeye yiyecek, askere kışhk hediye olarak giyecek vermek zevki kadar konınma işinde idarî teşkilâta yardım makscdile yapılacak her feda kârlık ödenmesi zarurî bir borc telâkki edilmelidir. \ A. A. Satie davası yeniden nakzedildi Fındıklıdaki «Satie» binasının alım, satımından çıkan davada, istanbul birinci Ağırceza mahkemesi, Deniz Bank ' erkânından bir kısmı hakkında mah kumiyet kararları vermisti. Temyiz birinci ceza dairesi de, mahkumiyetleri, hSdisede vazifeyi suiistimal suçunun maddî ve manevî unsurları mevcud olmadığı kaydile, nakzetmişti. Fakat, Başmüddeiumumilik, bu leh teki bozma karannın tashihini iste jınce, Temyizin dört ceza dairesi azasından müteşekkil umumî heyet toplarımış, dosya üzerinde tetkikat yap mıştır. Neticede, karar, dava olunanlar aleyhinde borulmuştur. Sıhhat Vekili çehrimizde Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekili Hulusi Alataş dün sabah Ankaradan şehrimize gelmiştir. Sıhhat Vekilimizin birkaç gün şehrimizde kalarak bazi mühim hususlar, bilhassa yabancı memleketlerden getirilmesi zarurî olan müstahzarat ve ilâc fiatlarındaki gayritabiî yükselişlerle alâkadar olacağı anlaşılmaktadır. Ecza tacirlerinden mürekkeb bir heyet de Vekili ziyaretle bazı temennilerde bulunmağa hazırlanmaktadır. Almanyadan gelen lokomotifler Almanlar tarafından .teslimi deruhde edilen modern lokomotiflerin bir kısmı Sirkeci istasyonuna gelmiştu. Krupp fabrikalarmda yapılan bu lokomotiflerin kısa bir müddet zarfmda tamamen teslim edileceği alâkadarlara bildirilmiştir. Adanada Adana 27 (Hususî muhabirimizden) Askerlerimize kış hediyesi toplanması bütün hızile devam etmektedir. Millî Mensucat fabrikası ameleleri (2000) pamuklu hediye etmişlerdir. Asker ailelerine yardım Askere gidip zevceleri çalışmağa mecbur olan erlerin ilk mekteb çağına gelmemiş çocuklarının Çocuk Esirgeme Kurumu Anakucağma meccanen alınmaları takarrür etmiştir. Şehrimizden askere giden erlerin muhtacı muavenet ve iaşelerile mükellef olduğu efradı ailesine bu günden itibaren muntazam yardım başlayacaktır. Maaşları ve şahsî gelirleri yüz liradan fazla olan vatandaşların vereceği yardım paralarının da bu günden itibaren toplanmasına ve maaşlardan kesilmesine başlanacaktır. Asker aile'erine ilk yardım Belediye bütçesinden ayrılan 40 bin liradan yapılacaktır. Bu şekilde yardım edilecek 3000 aile tespit olunmuştur. Divanı harb reUliği Türk borcu tahvilleri Türk borcu tahvillerinin her üç kısmına eid tediyata başlanmıştır. Tediyat tranş farkı olmaksızın beher kupon mukabili 0,7346 dolar mukabili 0.9547 Türk lirası ve 1934 ikinci sıra Türk borcu tahvilleri için ise, 18.75 Fransız frangı mukabili 0,5558 Türk lirasıdır* Örfî İdare komutanhğı divanı harblerine aid kadrolar tamamlanmaktadır. Divanı harb reisliğine topçu yar bay Aksarayda Sofularda oturan Sabri, Reşid tayin olunmuştur. Adliye Vekâbir kavga esnasında arkadaşı Faiki çaleti de divanı harbe sivil hâkimler vekı ile kolundan yaralamıştır. Faik terecektir. davi altma alınmış, Sabri yakalanmışVetaiti nakliye kazaları tn. II J Kısrak tekmesile ölmüş! Beşiktaşta Uzuncaovada oturan 48 yaşlannda Zeyneb, tramvaya binerken Ramide Topçularda Çigozyolu denimuvazenesini kaybederek düşmüş, balen yerde, sekiz senedir beraber yaşaşmdan ve kolundan ağırca yaralan dığı metresi Santuhiyi, kıskanclığından mıştır. Haber verildiğine göre şimdiye kadar bıkarak öldürdüğü iddia olunan arabacı Danyalm muhakemesine ağır cezada Lstanbulda bulunan Osmanlı Bankası başlanmıştır. Danyal: € Onu ben öl umumî merkezi Ankaraya naklolunaEdirnekapı Cihangir hattında işli dürmedim, ahırda azgın bir kısrağım caktır. yen şoför Süleymanın idaresindeki oto; •k Sirkecide Beşir Kemal eczanesi büse, Taksim meydanında arkadan gevardı, kısrak tepı\ ş, kafatasmı çallatmış. Kadmı ölmüş görünce, beni öldür karşısındaki adanın istimlâki ikmal e len 194 numaralı tramvay şiddetle binmüş sanırlar diye korktum, cesedi üç dıldiğinden tramvay hattına tesadüf e dirmiş, hâdise neticesinde tramvay da, gün ahırda sakladım. Kokmağa başla den bu binaların Sirkeci şimendifer otobüs de hasara uğramıştır. Insanca ymca da bahçenin bir kösesine göm gari istikametinden yıkılmasma başla z&yiat olmamıştır. düm» demiştir. Şahidlerin celbi için mu mlmıştır. *** İf Avrupa ekspresi dün dört saat röhakeme talik olunmuştur. Çakı ile yaraladı I Kısa Haberler Mareşal Petain 1935 mayısında Cracow'u ziyaret ederek Pilsudski'nin cenazesinde hazır bulunduğu zaman Goering'le Alman zabitleri, Petain'e en büyük hürmeti göstermişlerdi. Maroşal Petain, Yugoslavya Kralı Alexandr'ın cenazesinde de Fransayı temsil ettiği için burada karşılaştığı nazi şefleri ve Alman ordusu mümessilleri de ona karşı ayni şekilde hareket etmişlerdi. Daladier'nin hatalarından biri Petain'i Madride sefir olarak göndermesi idi. Çünkü bu sayede Almanlarla İtalyanlar Petain'i kazanmak için herşeyi yapmağa müsaid muhiti bulmuşlardı. Petain, askerî sınıfı en mümtaz suııi sayan adamlardandı ve genc Almanya, genc İtalya ve genc İspanyanın disiplinini takdir ediyordu. Bu yüzden Fransanın hezimete uğraması üzerine Weygand'la birleşerek Alman ordusu rüesasiîe şerefli bir anlaşma yapabileceğini sanmıştı. Petain'in anlayamadığı nokta, Fransanın, eski tertib Almanya ile değil, belki Fransayı köleleştirmek istiyen nazisilerle harbettiği idi . (Devam ederek> PITASA HAREKETLERİ Hava Kurumuna teberruda bulunan hamiyetli tacirlerimiz İstanbul tütün tacirleri Türk Hava Kurumuna aşağıda gösterildiği mik tarda, tebeıruda bulunmak hamiyetini göstermişlerdir. Tebrik ve takdirlerimizle neşrediyoruz: r tarla gelmiştir. İt Son zamanlarda muhtelif memleketlerden gelrniş ve gelecek olan kimyevî maddelerin tevziatma önümüzdeki hafta başlanacaktır. Şoför Satmın idaresindeki Belediye temizlik işleri kamyonu dün Saraçha nebaşından Fatih istikametine giderken seyyar satıcı Orhanın arabasına çarpmış. araba parçalanmıstır. İtalya ile ticarî münasebatımız İtalya ile aramızda denizyolile ne» türlü münakalât durmuş olduğu için, İtalyan deniz firmalarının da iştirakile Turkiye ve Balkan memleketlerile ticarî nakliyatı temin için kara yolile vagon gropaj servisi ihdas etmişler dır. Bu ticarî katarlar İstanbul ve İtalyan şehirlerinden haftada üç, dört defa karsılıklı tahrik olunacaktır. Yugoslavyanın millî bayramı J Haftanın bilânçosu Bellibaşlı ithalât ve ihracat Ticarî itilâflar Sanayide ham madde Harbin, bütün memleketlerde olduğundan çok az ve daha hafif olarak, haricî ticaretimizde yaptığı tesirlerin kısa sürdüğünü ve sür'atle zail olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Geçen bir hafta içinde, ihracat faaliyetimiz evvelki haftalara nazaran çok daha hareketli ve dolgun yekunlu oldu. Bir haftada yalnız İstanbuldan 3,500.000 liralık 73 yaşındaki General Weygand'a ge ihracat yapılması, bugün için çok memlince onun da düşünceleri aşağı yukan nun olunması lâam gelen bir miktardn, Pctain'inkinden farksızdı. İhtimal Buna mukabil geçen bir hafta içinde ithalâtımız kara yolile yapılan muayyen kalemlere inhisar etmiştir. Dogru değil mi? İstanbul caddelerinde başı boş hayvan sürüleri Haniya babahindiler! Sesi zaman zaman bütün şehir halkının kulaklarında acı akisler yapıyor. Ekseriya bir iki çocuğun acemi ve beceriksiz nezareti altında sayıları yuzü geçen hayvancıklar sağa sola seğirtmekte, geleni geçeni tacız etmekte, kaldırımları kirletmektedirler. Dünyanın hiç bir medenî şehrinde hindilerin bu suretle satıldığını kimse iddia edemez. Bazl esnaf kendi teşebbüslerile mi, yoitsa Belediyenin irşadüe mi, hindileri de, tavuklar gibi kapalı kafeslerde ve at sırtında gezdirmektedirler. Lâkin bu, kâfi degildir. Bütün hindi sa tanlarm o esasa riayete mecbur tutulmaları lâzımdır. Sırtta yük taşımanın ve eşekle gezmenin yasak olduğu bir şehirde başı boş hayvan sürüleri dolaştırılmasının da men'i lâzımdır, diyoruz, Şunu da kaydetmeden geçmiyelim ki: Bir müddet tam bir durgunluk geçiren ve yeniden hiç bir eşya geçmiyen İstanbul gümrükleri ikinciteşrin ayında, bir ay evvelki 1,600,000 liralık gümrük resmi varidatına mukabil 2 milyon lirayı geçmiştir. Bu suretle gümrükler varidatı normal zamanların miktarına doğru gitmektedir. Neler flırac ettik? Geçen bir hafta içinde İstanbuldan bilhassa Filistine iç fındık, müteaddid partilerde tuzlu balık, zeytin ve ceviz; Macaristana deri. barsak, altı parü ig fındık", amyant; Yunanistana yumurta, dört parti tuzlu balık; Yugoslavyaya yirmi parti iç fındık; Bulgaristana dört parti tuzlu balık, iki parti balmumu ve çam kabuğu; Rumanyaya tuzlu balık, tütün, iki parti iç fındık, lâkerda, zeytin; Mısıra tütün; Çekoslovakyaya erik kurusu; İngiltereye tütün (ki 1,300,000 liralık bir partidir), keten elyafı; İtalyaya iki parti deri; Almenyaya tütün (yarım milyon liralık bir partidir); İsvece üç parti iç fındık; Isviçreye iki parti iç fındık ihrac ettik: Burada nazarı dikkati celbeden cihetler, ihrac ettiğimiz maddelerin çeşid] i oluşu, bugünkü yollann imkânlan dahilinde muhtelif memleketlere dağılıfidır. Bu meyanda tütünlerimizin ve iç Doğru değil mi ? Felemenk Türk tütün şirketi 2500, Bay Mithat Nemli 2500, Bay Herman Spirer ve şürekâsı 2500, Türk Tütün Limited şirketi 2500, Bay Sabri ve Bekır Tüten 2000, Bay Hasan Kozluca 2000, Geri Tabako 2000, Yerli Ürünler Türk Anonim şirketi 2000, Bay Konstantin Sedenko 2000, Baker Müessesesi Tütün şubesi 1700, Bay Abdi Fuad Afmdıklarımızın iyi satış imkânlan bul kev Limited şirketi 1500, Bay Ümberto duğu da görülmektedir. Polizio 1500, Ali Ağazade Bay Ali Rait Yeni anlasmalar ve şürekâsı 1400, Bay İskender MehGeçen bir hafta, yeni ticarî hareket med Dramalı 800. Bay Tahir Kavala lere imkân hazırlayan iktısadî temaslar 700, Bay Mustafa Salıh 500, Bay Papabakımından bir hayli hareketli ve ve datos kardeşler 500, Bay Nazım Ekmen rimli olmuştur. Ankarada bulunan İn 500, Bay Cemal Çapraşık 450, Bay Cegiliz heyetile 5,5 milyon liralık yeni bir mil Aviğdor 400, Bay Edib ve Şekeranlaşma yapıldığı haberi geldiği sırada oğlu 350. Bay İbrahim Santur 300, Bay gene Ankarada bulunan Alman ticaret Sarım Kibar 300. Oritab Limited 300. Yugoslavya kulübünde dün yapılan resmi kabulde bulunanlar heyeti azaları da şehrimize dönmüş ve Bay İhsan Toruk 300. Bay Receb KöDün Yugoslavlann millî bayramı idi bu münasebetle dün sabah Yugoslav heyet azası tütün ve kuru meyva mü kfn ve Hüseyin Yaka 300, Bay İbrahim kulübünde bir resmi kabul yapılmış, Yugoslav konsolosu tebrikâtı kabul etmiş bayaatı üzerinde hükumetimizle muta Paşaoğullan 150. ve bir nutuk söylemiştir. Dün akşam Yugoslav kulübünde bir ziyafet verilmiştir. bakat hasıl olduğunu söylemiştir. Hindistandan da memleketimizle ticarî muAli Efendi, Omer Ağa gibi isımler varnasebat tesisi için bir heyet Ankaraya 8= Hayattan hikâyeler gelmiştir. Bundan evvel bir ticaret mü dır. Biz, bunları, yazıldıkları gibi soymessilimizin Hindistana gidip geldiği lemeyiz: «Alefendi», «Ömera«, «Musunutulmamış olsa gerektir. İsviçreden tafendi» de bu silsiledendir. Mustsfa gelmesi beklenen ticaret heyetinin mu Efendi d /ım, diye anlatmağa kalkış vasalatı gecikmiş olmakla beraber İs sam bocalayacağım. Çünkü böyük daviçre konsolosluğu heyetin gelmek üze yjm, Mustaiendinin portresini sadakatle re olduğunu alâkadar makamlara bil çizmek kabil olmıyacak. Mustafendi dayım, annemin dayısı. maklarını bir çalpara gibi çıtlata çıtlata, ne pardesü, ne de yeni esvab. Kıyafet dirmiştir. Boy, iki, iki metre değilse de, bir dok dızlerini küt kut yere vurarak, şimdiki perişan. Ham madde tevziatı aşılama soğuk zeybek oyunu değil, AySoruyorlar: Sanayiiclerimizi başlıca meşgul eden san beş muhakkak. Bir buçuğa yakm goğüs. Kahn püskürme kaşlar ve pos dm efelerinin hodori meydan oynadıkiarı Gene ne oldu? mesele ham madde tedariki ve tevziabıyıklar altında, herşeye rağmen, hayata zeybek oyununu oynardı. İçi geniş insanlar başka oluyor: tıdır. Sanayicilerimiz büyük bir mahIşsiz kalınca İstanbula gelirdi. Onu, Allah cezasını versin, isüfamı verrumiyete uğramadan şimdilik de olsa gülümsiyen tatlı bakışlı gözler, tatlı bü«Hademei hassa» ya yazdırmışlardı. Sı dim, geldim. ham maddeye kavuşmuş bulunuyoriar. külüşlü dudaklar. Ondan, bütun aile şikâyet ederdi: O kılmış çıkmış. Kendi itiraf ediyor: Tenekeye muhtac olan sanayi şubele Peki, neden? Fena ettim, be! Göğsumden iıseler, rine uzunca bir müddet yetişecek te kumamış, bir yerde iş tutmuyormuş. Mal müdürüne kızdım, dövdüm. Çocukluğumdan, o dağ gibi zeybeğin bugün, binbaşı idim. neke bu hafta içinde tevzi olundu. ElJandarma çavuşuna kızdım, dövdüm. «Goğsümden itseler!. Esprirün incelı Muhtara kızdım, dövdüm. lerinde şimdilik ham maddeleri olan ka ölümünden sonra, meseleyi anladım. Onun kardeşleri vezir karısı olmuştu. ğine bakın. Mizah gazetelerinin soğukuçuk sanayiine ingiliz ticaret birliğinin Ablası, büyük teyzem bir gün isyan etgetirttiği 3,2 ton ham kauçuğun tevzatı Enişteleri vezirdi. Fakat, o, zeybek kal luklarına benziyor mu? misti: yapılacaktır. Bu hafta içinde yeni ge mıstı. İstanbula işsiz geliyor, ona; gene bir A Mustafa, biz, seni oralara adam Tam, su katılmamış Aydın zeybeği. iş buluyorlar, filânca yerde nahiye mülen kimyevî maddelerin de tevziatı yadövsün, diye mi gönderiyoruz? Akşamları masasını kurar, kafayı çeker dürlüğü, yahud kaymakamlık. pılacaktır. Mustafendi dayımın dünya umunında Alâkadar mehafilde sanayümizin ham di. Mustafendi dayım, akrabalarından değil ki. Ona, tekrar «üst baş» yapüıyor, Kardeşleri, enişteleri, hepsi zengin <avaid> ini alıyor, cebine koyuyor, yeni tekrar «memuriyet» bulunuyor. O, elini maddeleri için tam bir nikbinlik vardır. Almanyadan yeni anlaşma ile gelecek diler. O, birine metelik vermez, en zen esvablan da giyiniyor, artık «mahalli kolunu sallayarak gidiyor ama, konaktasanayi yedek aksamı ve Ingiltere ile gin konakta, bir çiüngir sofrası hazırdı, memuriyetine •. kiler, yalıdakiler, halecandalar. Uzakşarktan alınacak bazı ham mad keyfini çatardı. Mustafendiden bir ay ses yok, iki ay Haksu da değiller. Çünkü, Mustafendelerin müjdesini de biz burada vereBeyler, paşalar, umunında değildi. ses yok. Konaktakiler, yahdakiler, biraz: di, kendi tabirile, iki ay sonra «zımbıllim. Konakların, yahlarm, selâmlık dairesine, Oh! diyecekleri sırada, Mustafendi, çıkıp dayıp» geliyor. Faik GÜNERİ uşaklar taraiına gider, keyii olur, par geliyor. Geliyor ama, sırtında, ne palto, Mustafa, ne oldu? CUNHURIYET Nüshası 5 kuruştur. HboDe serafti} Senelik Alü ayhk Üç ayhk Bir ayhk 1400 750 400 150 Kr. 2700 Kr » 1450 » > » 800 > Yoktur. Dikkat Gazetemize gönderilen evrak ve yazılar neşredilsin edilmesin iade edilmez ve ziyaından mes'nliyet kabul olunmaz. İçi rahat insan. Rahat nefes alıyor: Allah cezasını versin, ıstıfanu verdim, geldim. Peki, neden? Mutasarrıf, tekzereme aksi cevab yazdı. Tezkereyi yazan ,ben değılim ki, bizim kâtib. Kâtibe bastım köteğı. Şimdi, vilâyet hastanesinde yatıyor. Ve Mustafendi dayım, bütün € idarî vukuatını», gayet rahat bir vicdan, bir lisanla anlatıyor. Ona, tekrar «üst baş» yapılıyor, tekrar memuriyet bulunuyor. O, elini kolunu sallayarak gidıyor ama, konaktakiler, yahdakiler, bu sefer, pek fazla halecanda değiller: Mustafa, buradan dönmez. Valiye, mutasamfa kadar tezkereler uçurduk. Onu, kendi havasına bırakacakiar. Buradan da rahat yer bulamaz. Bir ay, bu «rahat yer» den, tam bir ay sonra «zımbıldayıp» gelmişti. Mustafa, ne oldu? İçi rahat insan, dedim ya, geniş göğsünü gererek yorgunluk alıyor: Allah cezasını versin, istifamı verdim, geldim. Peki, neden? Kasabada zeytin ağacları var. Yollar. zeytin çekirdeklerile dolu. İkide bir aypğım çekirdeklere takılıyor, düşüyorum! Mustafendi dayım : Mahmud \esarl MAHMUD YESARİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: