8 Şubat 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

8 Şubat 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 8 Şubat 1941 İDoğru değil mi?|«Kuruçeşme» nin acmacak hali Kuruçeşmede oturan karilerimizden birçoğunun imzasını taşıyan bir mektub aldık. Boğazın bu güzel ve şirin köyünün tarihî kıymetile Müstesna mevkiinden, yangına uğramadan evvelki mamur halile, bahçelerinin feyiz ve bereketinden uzun uzadıya bahseden bu uzun mektubun sonunda o bedbaht yerin bugünkü vaziyetinden acı acı şikâyet edilmekte, bilhassa kömür depolarının oradan kaldırılması için açılan dava kazanıldığı halde henüz bu kararın tatbik sahasına konmaması yüzünden senelerdenberi o muhitte yerleşmiş ailelerin yuvalannı terketmek mecburiyetinde kalacaklan yazılmaktadır. Kuruçeşmeli karilerimizin ne kadar haklı olduklarını anlamak için hakikaten bu köye gidfp uzun uzadıya tetkikat yapmaya lüzum yoktur. Oradan bir defa geçmek, Hamızıkarbon dolu havasını koklamak, evlerin kapkara olmuş kap'amalannı, duvarlannı gönnek kâfidir. Binaenaleyh, Istanbul şehri için tasavvur edilen imar plânlarından, çoktanberi gadre uğramış bu gibi köylerimizin de mümkün mertebe istifadesi temin olunmalı ve hele kömür depolannın diğer münasib bir mahalle nakilleri işi, mümkünse, hemen yapılmalıdır, diyoruz, Şehir ve Memleket Haberlerp Almanyanın yeni mubayaatı Tiftik ve kıl satışı için temaslar başlıyor Ticaret Vekâleti, Almanlarla yapılan ticarî anlaşma ve 21 mi'yon liralık mukavelenin tasfiyesine müteallik anlaşma hükümlerine göre Almanyanın memlekeüınizden 1,200,000 kilo tiftik, 50,000 kilo keçi kıh ve 30,000 kilo kitre alacaklannı tiftik ve yapağı ihracat birliğine bildirmiştir. Verilen karar mucibince, Almanlarla bu satış hakkında bütün tiftik tacirleri namına üç kisilik bir heyet temasta bu'unacak ve satış bir heyet tarafından yapılacaktır. Almanyaya satılacak tiftiklerin tevziatı birlikçe yapıldıktan sonra tevziat listesi Ticaret Vekâletine gönderile cektir. Keçi kıh ve kitre tevziatı için ise aza kendi aralarında anlaşmış oiacaklardır. Et ve ekmek fiatları Kasablar da, fırıncılar <*a mütemadiyen zam istemeğe devam ediyorlar! H E M MIHINA^ Ne güç almışlardı; ne kolay verdiler! ihayet Bingaziji de verdiler. Göz diktikleri ilk hedef olun Iskenderiye neıede, iki ay sonra, üste verdikleri Bingazi nerede? Bütün buralannı ne güç ve ne pahah ahnış'ardı; ne kolay ve ne ucuı verdiler! İtalyanlar, Bingazi önüne 1911 senesi birinciteşrininin 18 incı gıınü gehnişlerdi. Kuvvetli bir harb filosunım lıima.vesinde asker dolu nakliyc gcnıüeri, müstahkem ohnıyan bu açık limana girdiler; karaya çıkardıklan bir muhabere memurile ertesi gün öğleye kadar şehrin teslimini, yoksa cebren ahnacağını hükumete resmen bildirdiler. Ertesi gün öğle olduğu zaman, harb gemilerindeki İtalyanlar dürbinle beyaz bayrak aramağa başladılar. Bu şehirde, döğüşmeden memleket verecek Türk memııru yoktu. İtalyan harb gemileri, şehrin garb tarafında bulunaıı Cıtlvaf mevkiine deniz silâhendazları çıkarmağa kalkıstılar. Burada piyade, süvari ve jandarmadan mürekkeb sadece tufeklerle müsellâh 150 kişilik bir Türk k u v veti vardı. Tabiî tüfek menzili hari. cinde sahile yaklaşan İtalyan muhıiblerinin seri ateşli toplan, şiddetli salvolanna rağmen, bir avuc kahramanı >crinden ayıramıyor; İtalyan deniz silâhendazlan karaya çıkamıyorlardı. Nıhayet büyük harb gemileri de irili ufakb toplarım çevirdiler. 150 Türkün üstüne 150 top ateş ediyordu. Nihajet, dezıir sağanağı bu kahramanlann bir kismını Bingazinin kızü topraklarına göuıdü; kalanlar çekildiler. İtalyanlar <U Berke denilen bu mıntakayı işgal ettiler. Musademe devam ederken , bingazi kasabasını da topa tutmu.şlardı. Halk, en ziyade İngiliz konsoloshanesi civarına iltica etmiştL Buıasının topa rutulmıj acağmı umuyorlardı. İtalyaniar, oraya da ağır mermiler attılar, konsoloshane de hasara uğradı. İtalyanlar, Vahudilere anlaşılan daha o zamandan düşman imisler ki attıklan büyük çaplı gullelerle konsoloshanenin yanındaki tv yıkılarak içine iltica edenlerden on kadar musevi öldü. NAUNA Yazan: W. Churchİll tngiltere Başvekıli Bir Kral olarak doğmak, omrııruie KraHıktan baska hiç bir sey yapmamif olmak, 46 •ene hükuradar olarak yaşadıktan sonra tac ve tabtından mahrom edümek! Ve bundan sonra da orta yaşa geldikten sonri, yep>eni ve 3İışi!rnadı'{ şartlar alttnda hayata tekrar basJaKaki Oklukça acı bir tecrübe ve taJih eseri olarak tavsif olunsa raabalâfa olmaz. MU let ve memleketi için dnnnadan, dinlenmcden n«un mnddct çabşlıktan sonra ve bu ınemleketi Yirminci asrın büyük teh'ikelerine karşı Biyanet ve himaye ettikten, oııa refah ve îföhret kazandırdıktan sonra, Alphoose için en büyük gurur membaı olan aynı miUet tarafından şiddetle bertaraf edildiğini gönnek elbette aa bir tecrübe teşkil etmiştir. Bürön nayatuu ve bu bayatte mündemk maaâ iyflikleri ve rsndımanı bir tnîllet nğrnnöa sarfeden insan icin hakikaten acı bir akıbet! 13 iincü Alfons Onan çektiklerini tahmin etmek kabil değildir Alfons Kral olarak doğmuş, 46 sene hizmetten sonra milleti tarafından atılmıştı bir gencdi. Etrafandatd bir sürü eski kafalı insanlara rağmen o mükemmel bir yiizücü, raükemmel bir süvari ve mükeramel bir dağcı olmuştu. Hatta dağlara tırmanmak lıususundaki arzusunu daha küçük bir çocukken sarayın bahccsindeki teraslarda tecrübe ederdi. Anlaşılan fabiatinde atalete ve hareketsizliğe karşı bir istikrah \ardı. Faal ve cevval yaşamak arzusuna bir lıirlü karşı koyamamış taraftan İngilizlerin mubayaatı için de hazırlanılmaktadır. Tiftik ve yapağı ihracat birliği heyeti umumiyesi dün ticaret odası salonunda yapılmıştır. Fiat Murakabe komisyonu, İstanEkmek fiarj bulda et satışına narh vaz'ı için Fiat Murakabe komlsyonunun verdiği karar bir teklif olarak dün Toprak Mahsulleri Ofisince verilen Ticaret Vekâletine bildirilmiştir. Bu buğdayın yüksek fiatla değirmen teklifi Ticaret Vekâleti kabul ettiği lere mal olması dolayısile un fiattakdirde her on beş günde bir defa larına yaptığı zam, bu sabahtan itiİstanbulda toptan ve perakende et baren mer'i olacak ve bu suretle satışma narh konulacaktır. şehrin ekmeklik ununa aid 72 kiloKasablar cemiyeti, narh esasına luk un çuvallan 1060 kuruştan sagelince, kıvırcık narhınm 80, dağ tılacıktır. Bu fiatlar dün ilân edillıcın 75 ve karamanın 70 kuruş o mediği ve bittabi mer'iyet mevkiine larak fiatlandınlmasını Utemiştir konulmadığı için epeyce blr karıKomisyonca bu fiatalr esas itiba sıklık olmuştur. rile fazla görülmektedir. Komisyon, Fakat işin asıl mühim cihetini bu kasablann bu teklifini beşer kuruş zammın ekmeğe yapacağı tesir teşkil etmektedir. Dün Belediyede narh noksanile kabule meyyal görünmek. komisyonu toplanıp bir karar vertedir. Maamafih katl hesablar an memistir. Bugün un pahalı olduğu Almanlartn bu mubayaatı piyasada cak Vekâletten narh için müsaade için fırıncılar müşkül vaziyette kayeni bir hareket uyandırmıştır. Diğer geldikten sonra yapılacaktır. lacaklarını ileri sürmektedirler. Tiftik ve yapağı birliğinin toplantısı I Politika adamlan içın onnn cektiği Ktırablan takdir imkânsi7dıx. Çünkü politika adamlan kendi gayret ve müeat'eleleri sayesinde yüksefirler. Onlar içia sukut mukadderdir. Çünkü tekrar kalkınmak, tekrar iktidar mevkiine gelmek Imkânlan ellerinden alınmış değildir. Bunlar aynı zamanda teınsil etntekte olduklan parti mensııblart tarafından etraflan sanlmıs bir baldeditler. Bayatta yalnızlık nedir bilmezler; daima bir teselli bulabüirler. iktidar kiinden aynlmakla vazifeleri bitmez, fcelki ve bazan onlar için daha çetin rnücadeleler devresi başlar. EUerindeki altın kâsenin kırumasile bUtün ümidIcr suya düşmez, bütün bi. maneviyal harnb olmaz. Onlar hayatın germü serdine alışmış, iyi v« kötü talihi aynı hislerle karşılamayı öğrenıniş insanlardır. Fakat siyaset adamlarmın da vicdan azabı çekükleri vakidir. ı.9!6 da Dnblin'de çıkan isyan dalayıgile iskat olunan Mr. Birell, aynı sene zarfında sukut eden İngıliz hükumet şefi meşhur Başvekil Asquith için şnnları söylemiştir: « Sukut, Başvekil Asquıth için bir hayh elim olmuştu. Ben ki, ona nazaran eşekten inmiş addolanabilirdim (Mr Birell, İrlanda hükumeti ıımumi kâ(ibiydi), Ben bile kendimi çok fcna bir sukutu hayale uğramış hissctmişGm Fakat o, İngiliı İtnparatorluğu muvacehesinde bir eşekten değil, heyulâ gil/i bir devden inmişü.. Fakat bunlann arasında 46 sene Kralhk ettikten sonra tahttan indirilmek elbette ki çok feci bir akıbelti. 13üncü Alphonse, Kral olarak dünyaya gelmiştir. Validesinin niyabeti esnasında, İspanyol pullan ifreıiadeki çocukînk resmi, bütün dünyada pul meraklılanm etrafına celbeden bir hâdise SdL Bu pullarm zaman geçtikçe bir dcnkanh ve nihayet büyük bir insan kafasını taşıdığı da herkevin hosuna giden bir istihale olmuştu. Alphonse cocukluğunda çok sıkı bir terbiye almıştL Din terbiyesi, fen, HJrn. askerî disiplin, hep bir araya toplanarak ona en sıkı bir terbiyeyi vermek üzere adeta sözbirliği yapmıştı. Ilatta bir baknna, büyük generallerin, eu büyük profesörlerin, ve nihayet en yüksek mevkii işgal eden ruhban smıftnın rahlei tedrisinde yetişıniş bir adamın, bütün bunlardan da feragat eriercesine pratik bir dünya adaını oluşu beı haldc hayretle temaşa olunan bir ucubedîr. Demek oluyor ki, etrafındaki debdebe ve ihtişama kapıltmyacak kadar derin ruhta ve mizacda bir insandı ki, Alphonse, bütün bunlan bir labırakarak sadece asil bir delikanlı gibi hayata atılmışh. tı. Zevkleri ve hazları tam mana&ile bir erkeğe yakışan cinstendi. Alphonse henüz delikanlıiık rağuıa girmek üzere bulunduğu esııa«,t Mi ki cnun muallimleri arasına Daııger namında biri daha ilâve olmuştu. İspanyanm batakhanelerinde öyle siyp.si gizli cemiyetler türemUtir ki onlara bomba ve tabanca garift ve bir nevi dramatik cazibe arzeder. Bu meKral Alphonse'un izdivacım az kalsın söndürecek mahiyette tertib <ılunan hâdise, herkesin aklında olsa gerektir. Vzun, muhteşem bir kafile balindeki gelin alayı, bu alayın etrafmda, İstanbul şehir meclisi dün Vali ve sokaklara dizdlmiş binlerce halk, ve Belediye reisi Lutfi Kırdarıri başkanbunlann arasından geçen Kral ve Kra lığında toplanmıştır. Bazı evrak ile viliçenin yavaş yavaş yürüyen arabalan, lâyet masraf bütçesi alâkadar şubelere havale edildikten sonra içtimaa nihayet ve nihayet bir bomba tarakasile yaraverilmiştir. lanan, kanlar içinde yuvarlanan insanVilâyetin 941 yılı masraf bütçesi adi lar ve bütün bunlann üstünde sanki hiç bsmı 3,489,323, fevkalâde kısmı da bir şey olmamış gibi, nıüstakbel zev 1,026,295 lira olmak üzere cem'an cesini nezaketle kolundan tutarak ara 4,515.618 liradır. Yeni bütçeye 202 mubasmdan indiren soğukkanlı ve tama allimin beş aylık kıdem zamlan için mile kendine malik Alphcnse, bu man tahsisat konulduğu gibi kimsesiz ço zarayı ve hâdiseyi görenler nczdinde cukların okutma masrafı olarak 1300 hiç bir zaman unutulmıyacak hatıralar kimsesiz talebenin Fatih medresesinde bırakmışür. Fakat sarayda bekleyenle ibatesi için 9000, iki merkeb aygırı sarin heyecanını da duşünmek lâzundır. tın alınması için 600, Beşiktaşta bir Acaba niçin bu kadar geç kaluınuştır? dispanser inşası için 13168, DarüşşafaVe nihayet üzerleri kan lekelerile dolu kaya yardım için 15,000, yoksul çocukKral ve Kralice. sanki böyle bir bâdise lara muavenet olmak üzere 5,000, sanatoryoma yatınlacak yoksul veremhiç olmamış gibi, mutad ınerasinnn ifalilerin masrafı olarak 20,000, Maarif cesına müsaade etmişlerdi. miyetine yardım için 2.000, halkevlerine Kral Alphonse'la ilk mülâkat şerefi yardım karşılığı 60.000, ha'.kevleri inne 1914 ilkbahannda Madridde nail ol şaatı için 50,000, Çocuk Esirgeme Kumuştum. Beni yemeğe alıkoytnuş ve je rumuna 4.000, çocuk kütübhanesine mekten sonra küçük bir odada uzıın 1.000, Şehidlikleri İmar cemiyetine ysruzun konuşmuştuk. Madnde polo oy dım için 5,000, yollar ve köprüler inşanamak üzere gelrniştim. Bu nıünasebet atına devam için 268,000, üç senelik yol programına tevfikan yapılacak in?aat le birkaç defa daha görüşmüştük. için 78.000, hava tehlikesi koruma işleıi Bir giin beni bir otomobil ge/inti icin 25,000, şehir hastanesi inşaatı için siae davet etmiş, Escorial'e doğru açıl 300.000 lira tahsisat konulmuştur. mıştık. Umumi mevzular üzeıinde ceıeyan eden mükâlememiz birdonbire MÜTEFERR1K harb mevzuuna ve Avrupayı tehdid eden tehh'kelere intikal ebnişti. Bana: Korgeneral Ali Rıza Artun« Avrupada harb olacak mı, ohnıyacak mı? Bu hususta ne düşündüğü kal, Hayvanları Koruma ce. nüzü hiç sakınmadan söyleyiniz!» suamiyetini ziyaret etti lini sornıuşru. İdarei Örfiye reisi General Ali Ben de: « Her halde harb ohnası Rıza Artunkal pazartesi günii öğbüyük bir ihtimal dahilindedir» ceva leden «onra Türilye Hayvanları Kobuıı venniştim; o da bu fikre iltihak ruma cemiyetinin merkezini ziyaeylemişti. ret etmiştir. Kumandana cemiyetin Kral Alphonse İngiltereye karşı mu faaliyeti ve gayeleri hakkmda reis habbet besleyen bir Insandı. Cuba'da vekili ve fahrî kâtib izahat vermişİspanjol kuvvetlerine refakat ettiğim lerdir. Kumandan bilâhare hayranzaman ve onunla mülâkalımız arasın lara mahsus olan hastaneyi gezmiş ve takib edilen usulleri tetkik et da 20 sene gibi uzun bir zaman geçmiştir. tiği halde, beni bu sefere işürakime mukabil harb madalyasile taltif eyleIranhların matemi mişti. Muharrem ayının onuna musadif Dogru değil mi ? Vilâyet bütçesi 4 buçuk milyonluk tahsisatta bir çok içtimaî müesseselere yardım hissesi de ayrıldı Heyeti umumiyede evvelâ rapor okunmuş, rapordan sonra bütçe müzakerelerine geçilmiştir. Birliğin 941 bütçesi müzakere edilirken bazı teklif ve münakaşalar olmuş ve bu arada Nuri Kozikoğlunun teklifile yüksek ticaret mektebinde okuyan ve malî vaziyetleri zayıf olan beş talebeye 20 ser lira aylıkla birlikten vazife verilmesi kabul edilmiştir. Tzksi ve tramvay buhranı dolayısile Heyeti umumiyede Almanyanın tiftik haıkın nakil vasıtası jhtiyacım kaışılamubayaatı Ü7erinde de görüşülmüş ve yarak kazanc temin etmek için civar geç vakit içtima nihayet bulmustur. köy ve kasabalardaki binek arabalan şehre akın etmeğe başlamışlardır. BeleŞEHIR IŞLER1 diye bunlara beklemek üzere durak mahaîli tayini mecburiyetinde kalmıştır. Zabıati Belediye talimatna Bazı yük araba sahibleri de bu işi daha kâriı bularak köşede bucakta buldukmesi ikmal edildi lan faytonlar ve yaylı arabalarla yolcu Teşkil edilen muhtelit encümen tasımağa başlamışlardır. Diğer taraftan zabıtai belediye talimatnamesinin son sabahleyin işleri başında bulunmak kısmım da ikmal etmiştir. Talimatname mecburiyetinde kalan bazı dükkân saşehir meclisinin salı günkü toplantısın hibleri ve müstahdemleri sabahları muda müzakere edildikten sonra cezaî hü ayyen yerlerde birleşerek herkes kendi kümler de ilâve olunarak bu sene tat hissesine isabet eden parayı vermek şarbikına geçilecektir. tile taksilere binerek vakti zamanmda Belediye, Halic vapurları iş başında bulunmaktadırlar. yolcu taşıyan arabalar çoğalmağa başladı Dün tevkif edilerek Civarlardan gelip tıahkemeye verildiler İstanbul adliyesinde, dün millî korunma kanununa muhalif hareketten beş kişi tevkif edümiştir. Baharatçı Cemal, Ali, Sıtkı haklarmda açılan dava, istanbul ikinci as'iye ceza mahkemesine yollanmış, 220 kuruştan satmalan icab eden yeni baharı 270 e sattıklan ve elden ele zincirleme yolile iş yaptıklan iddia edilen bu üç kişi haklarmda. oraca tevkif karan verilmiştir. Evvelki gün toptan pil satışında ihtikâr yapmaktan Sultanahmed ikinci. sulh ceza mahkemesinde tevkif olunan tüccardan Salamon Eskuıazi ile bu pillerl fazla fiatla sattıklan mevzuu bahsolan Yako Gabayla, Baruh Gabay haklannda da, Sultanahmed üçüncü sulh ceza mahkemesince tevkif müzekkereleri kesilmiştir. İstanbula ath araba akını 5 muhtekir için bir hal çaresi arıyor Halen Belediye tarafından idare edilmekte olan Halic vapurları idaresi zarar etmekte olduğundan Belediyeye bir yük teşkil etmektedir. Diğer taraftan bu şirketin hukukî vaziyeti de taayün etmiş değildir. Hissedarlar halen mevcuddur. Belediye, şehir meclisine müraeaat ederek evvelemirde bu şirket imtiyazınm feshi için hükumete müraeaat edilmesini, bundan sonra da bu müessesenin şehrin difer deniz nakil vasıtalarmı idare eden müesseselerden birine raptını isteyecektir. Eğer Denizyollan idaresinin yakm sahiller vapurlarının î<jletilmesi hakkı da Belediyeye verilecek olursa Belediye o zaman bu miiesseseyi de idareye devam taraftarıdır. Üç, dört ay zarfında Tünele yeni kayış temin edilmediği takdirde Tünelin faaliyetini tahdid mecburiyetinde kalacağını yazmıştık. Haber aldığımıza göre İngiltereye Tünel kayışı sipariş verihniştir. Bunun muayyen müddet zarfında geleceği, binaenaleyh Tüneîin tatil tehlikesi geçirmiyeceği anlaşılmaktadır. Hükumet döviz müsaadesi verdiğindon tramvaya lüzumu olan diğer malzeme de sipariş edilmek üzeredir. Tünel kayışı temin edildi Iki gün içinde 27 eroıncı suc ustu yakalandı Büyük Harbde İspanyanın bitaraf kalışını hoş görmek icab eder. İspanya ile müttefikler arasında öyls tarihî manialar vardı td bunun böyle olınaması imkânsızdı. Bu manialan aşmak kabil değildi. Bir İspanyolun hahzasında Napoleon'un İspanyayı istilâsı ve şibib cezire harbi öyle unutulmaz ve a« hatıralar bırakmıştı ki yüz sene sonra dahi İspanya ile Fransa arasında hiç bir zaman bir his birliği uyanamazdı. Bu, bir daha canlanmamak üzere maziye kanşmış bir histi. (Arkası var) Alphonse açık hava sporlannı seven matem günü olması dolayısile şehrimizdeki İranlılardan bazıları dün dükkânlannı açmamışlardır. Her sene Validehanuıda yapılmakta olan ruhanî ayin de bu sene yapılmamıştır. Yirmi kişilik bir süvari ^nütıezesi donmuş derenin sağ tarafında, dallatı karla örtülü ağaçların arasından hızla köye girdi. Müfrezenin başındaki sa kallan uzamış, genc zabit, üzengilerin üzerinde doğruldu. Heeey!... Arkadaşlar, köylüler!.. Diye seslendi, cevab olarak bir kapı açıldı, ihtiyar bir köylü kadın gözüktü. Zabit, atını ona doğru sürdü: Analık!.. Bu köyde başka insan yok mu, muhtar, hoca falan?.. Kadm: Yok oğul, dedi. Hepsi de askere gitti. Horoz bile yak köyde.. Hep kan, kızan kısmı kaldık,. Zabit çehresini buruşturdu: Zavalhlar, dedi. Düşman da geli yor. Ne olacak şimdi?.. Ve atını ilerdeki harab mescide doğn> sürdü, bir kaç pencere açıldı. Korkak, mütecessis bazı ihtiyar, genc, kadın, Kız, çocuk çehreleri gözüktü. Süvari ler mescidin avlusunda atlardan indiler. Soğuğa rağmen terlemişlerdi. Zabit, bir sigara yakü. Sonra etrafına bakındı: Yeni bir asrî mezarlık Belediye İmar müdürlü|ü asrî mezarlık için bir plân hazırlamış tır. Bu plân a nazaran asrî mezarlık şehrin blr nevi ağaclık sahası olacaktır. 450 dönümlük bu arazi üzerinde geniş bir kabristan vücude getirilecek ve burası tamamile mütenevvi ağaclarla süslenecektir. Bu sahanın şimdiye kadar bir kısmı hazırlanmıştı. Dün de diğer bir kısmıpın asfalt inşaatı müt«ahhide ihale edilmiştir. Asrî mezarlık kısım kısım aynlmış ve mezarlık sahaları parça parça satılığa çıkarılmıştır. Hayatta iken buradan yer satın alanların sayısı çoğalmıştır. Belediye buralarda mermer sandukalar da yaptırmafc için icab edenlerle temas edecektlr. KUçUk hlkâye A n k a r a y a mühim miktarda lâstik geldi Son iki gün zarfında şehrin muhtelif semtlerinde eroin ve esrar satan 24 kişi suç üstünde yakalanmıştı. Bunlarm hemen hepsi ufak mikyasta eroin satanlardır. Yakalanan 24 kişiden hemen yarısından fazlasımn ayni suçtan muhtelif sabıkaları vardır. Bunlardan Firuzağada yakalanan saAltı sene evvelki cinayete bıkalı köfteci Mustafada 12 gram, Fatihte Kırkçeşme sokakta oturan Metdair tahkikat hiyenin evinde de 34,paket bulunmuşAltı sene evvel Kasımpaşada birlikte tur. oturduğu Fatma Nadideyi iple boğarak evinin bahçesine gömen ve iki sene sonra ölen bakkal Zekinin cinayeti etrafmda, son günlerde tahkikat başlamıştı. Zekiyi bu cinayete teşvik ettiği Ankara 7 (Telefonla) Basra yo idiasile İhsan ve suç delillerini imha lile ticari mübadelelerin inkişaf et ettiği iddiasile Tayyar, birinci sorguya tiği görülmektedir. Bu yolla ithal gönderihnişler, tevkif edilmişlerdi. Dün edilen mühim miktarda otomobil her ikisi de serbest bırakılmıştır. Tahkikata devam olunuyor. lâstiği Ankaıa gümrüğüne geldi. Bingazi ağır gemi toplannın atfşi al(ında yanıp yıkılıyordu. Gece yakleçırken kasaba enkaz yığınına dönmıiştü. Kahraman İtalyan deniz topçusu, açık bir şehrin yurdlarını tahrib etmek, halkını öldürmekte müstesna bir muvatfakiyet ve şehamet gösteriyordu. Bu büADL1YEDE yük kahramanlık, elbette İtalyan do« nanmasınm altın kitabına plâtin harfBir cinayetin muhakemesine lerle yazümıştır. Gece, şehrin nüfuzln eşrafından Mansur Kâhya, idare meclisi başlandı azasuu toplayarak onların reyile şehri İstanbul birinci ağırceza mahkemeİtalyanlara teslim etmeyi kararlaştırdı; sinde, dün yeni bir muhakemeye başsahilden fener göstermek suretile tcylanmışhr. Tahsin Durmazgider adlı lim işareti verildi. İtalyaniar da ateşi maznunun, bir geceyansı, Eyubsultankestiler. Ertesi gün 20 birindteşrin 1911 la Defterdar arasındaki yolda arkadaşde İtalyan askerleri mukavcmet görmelarından Osmanı çakı ile öldürdüğü, den Bingaziyi işgal ve örfî idare ilpn Hamdıyi de yaraladığı iddia olunmakettiler. tadır. Tahsin Durmazgiderin o gece hayli içtiği ve arkadaşlarile bh para Fakat işgal Bingazi kasabasınm dukavgasmda bu suçları işlediği mevzuu varlaıı içine münhasır kaldı. Buraya bahistir. Kendisi kısmen inkâr, kıs koşup gelen Türk zabitlerile bir avuc men de ikrar etmektedir. Muhakeme Şünusi, İtalyanlan, bütün Trablu&garb nin devamı, şahidlerin çağınlmasına Bingazi sahillerinde birkaç limana hapkalmıştır. settiler. Balkan harbi çıkıp da Osmanlı Imparatorluğu İtalya ile acele sulh akSahte pasaportla gelenler detmeğe mecbur oluncaya kadar, onlar, tevkif edildi bu sahillerde, arhlılarının top menzili Sahte pasaportla İstanbula gelen A haricine çıkamadılar. 1911 den 1914 e loia Şmit ve Mikail Herman adlı iki kadar 6 0 7 0 bin kişilik bir ordu ile ecnebi, dün adliyeye gönderilmişler, uğraşarak dahilde bin zahmetle işgal Sultanahmed üçüncü sulh ceza mah edebildikleri bazı karakollan da İtalkemesinde sorguya çekilerek, tevkif yanlar, o senenin mayısında, harbe giredilmişlerdir. dikten sonra, tekrar kaybettiler. Daha 1914 sonbahannda Fizanlılar, İtalyanlara karşı kıyam etmişlerdi. 1915 yazında büyük Sünusi Şeyhi Ahmed Şerif, evvelâ küçük yelkenlilerle, daba sonra Alman denizaln gemilerile kendisine iltihak eden Türk zabitlerinin kumandasvnda, Türk üniforması gijmiş 10,000 kişilik bir Türk Sünusi ordusu teşkil etti. Bu kuvvetlere Enver Paşaum karde.şi Nuri Paşa kumanda cdiyurdu. Mücahidin ordusu yavaş yavaş 30 bin kişiye çıkö; sonra buraya Nuri Paşanın yerine Şehzade Osman Fuad Efendi gönderildi. Onyedi kızlar Orhan Rahmi Gökçe MAARÎFTE Jtneffüslerde de ders vermek usulü kalkacak Ders senesi sonunun yaklaşması dolayısile, programını bitiremiyen bazı orta mekteb ve lise muallimlerinin, öğleden sonraki etüd saatlerinde ve îıattâ teneffüslerde talebeye ders verdikleri görüldüğünden. çocuk velüerinin haklı if'azını mucib olmuştıır. Maarif Vekâleti, etüd saatlerini, bilhassa evde çalışma vaziyeti naüsaid olrrnyan talebelere bu imkânı vermek Ve umumiyetle çocukların dinlenmesini ve serbest mesaisini temin etmek maksadile kabul ettiğinden, isteyen muallirain bu saat'eri işgal etmesi Vekâletin takib ettiği prensipe aykırı olarak görülmektedir. Yapılan şikâyetler üzerlne maarif müdürlüğü de mesele ile alâkadar olmuş, bu hususta tahkikata başlamıştır. IKTISAD Deri ve kösele tevziatı Yeni gelen deri ve köselelerin tevziatı için fiat murakabe komisyonu tarafından verilen karar mucibince millî sanayi birliği ve deri ithalât birliği mümessillerinin iştirakile dün fiat murakabe teşkilâtı âmiri Muhsin Bacm riyaseti alünda bir toplantı yapılmış ve tevziat esaslan kararlaştırılmıştır. Dünkü ihracat Yeni ilk mektebler hazırlanıyor Maanf müdürlüğü, şehrin ilk mekteb iMiyacınl gozönünde tutarak önümüzdeki defs yıhnda aç'lacak mektebler için şündiden hazırhklara başlatnıstır. Vefa karakolu karşısmda mülî eıAlâke a'd olan binaile, Beşü;tasta Bartürbesi ci ?ITK'PH esM •jı;sıuiLn[B Dün şehrimizden 400,000 liralik ihracat yapılmıştır. Bu ihracat çeşidli maddelerden muhtelif memleketlere olmuştur. Ah, dedi. Bir yudum sıcak bir şey Dün Almanyadan, demir eşya ve diğer bazı maddeler ile Rumanyadan olsa... Askerler atları ayaz tutmıyacak bir kâğıd ve muka a gelmiştir. köşede toplamışlardı. Bir aralık, ayni ÜNlVERStTEDE ihtiyar kadın gözüktü. Onu başkalan da İmlâ Iugati için bir komisyon takib ediyorlardı. Gelenlerin ellerinde, taslar, tencereler, kaşıklar, feardaklar, koltuk altlannda ekmekler vardı. kuruldu Tereddüdsüzce yaklaştılar: Yeni imlâ lugatini tanzim için. lâzımgelen esaslan hazırlamak üzere Çorba, dağ otlanndan yapılmış çay, Ankarada kurulan komisyondan başka bulgur, nohud... İstanbulda Edebiyat Fakültesinde de Askerler toplandılar. Zabit, düşünceli mütehassıs profesörlerden mürekkeb idi. bir komisyon teşkil edilmiş ve faali Haydi siz yiyin çocuklar, bana biı yete geçilmiştir. Orta mektebler için kahve getirilsin kâfi... Vaktimiz de yok, bu sene tecrübe edilmekte olan gra vazifemiz de mühim.. . mer taslağından alınan neticelere göre Küçük köy çocuklan, mescid kapısıngelecek ders senesi başmda asıl kitab da, genc kızlar, duvann arkasında topyazılmış komisyonların tesnniıç, onlara bakıyorlardı. . y Kahve BözünU duyan genc bir kız pit edecekleri esaslardan da istifade etıldı: d Bizün kahve daha iyi.. Nohudu az.» Üç yıldanberi saklıyorduk; belki bir misafir gelir diye Ve koşarak; uzun, beline vuran saçlarını sağa sola savurarak kayboldu. Zabit ikinci sigarayi bitirmişti ki, kahve geldi. Bunu getiren genc ve güzel bir dağ kızı idi. Zabitin gözleri yaşardı. Sıtma tutmuş gibi titriyor, başı şiddetle ağrıyordu. Düşman geliyor, Diye düşünüyordu. Kahveyi sür'atle içti vs askerlere bir işaret fıriattı. Hep6i de, mihanikî bir sür'at ve intizamla atlarına sıçradılar, Mesçid avlusunda; bir «Allaha ısmarladık» dalgası duyuldu, cnu nal sesleri takib etti. Zabit, en geriden geüyordu. Bu defa ayni ihtiyaı kadır«ın sesini duydu ve durdu. Kadm başmı ağır ağır salladı: Oğul, sana bir diyeceğim var!.. Söyle anacığım.... Kadm, hayvanın sağnsına dayandı, gözlerini zabitin çehresine dikti : Anladım, alın yazımız çok ka raymış... Düşman geliyor değil mi? Zabit, bu bakışlar karşısında mukavemet edemiyeceğini anladı ve gSzlerini karlı tepelere doğru çevirdi. İhtiyar kadın devam etti: Ah oğul.. Kendimize yanmıyorum. Kızlanmızı ne yapacağız? onlar ne olacak!.. Hele bir düşün; onlar ne ya parlar?. Ve, ileriye doğru seslendi : Kızlar, kızlar!.. Beş, on genc kız, sür'atle geldiler, fakat zabit artık onlara bakmıyordu. Bak oğul, şunlara bak.. Bu diyarın en güezlleri, bizim köyde yetişirdi... Zabit, içinden: Of Allahım, diye inledi, keşki biı kurşun yiyip ölseydim de buııian duymayaydım... Söyle oğul!.. Çağır askerlerini!» Ne olacak?. Hepimiz şuraya dizilelim; bağrımıza çekin kurşunlan, ondan sonra bırakın, gidin.. . Ve, kızlar, bir hıçkırık tufanı içinde bağırıştılar: Öldürün bizi, onlara bırakmayın.. Zabit gayriihtiyarî haykırdı: Susun intihar ederim, bunu yapamam... Yapamam.. Aslâ! Ağlıyordu. Süvariler de dönüp gelmiş, göz yaşlan içinde kızlara bakıyorlardı. Zabit nihayet kendini topladı ve sordu: Kaç kız var?. İhtiyar bir kadın, evvelden saymış gibi; On yedi, dedi, on yedi.. Öbür tarafına bakma!... Çabuk, derhal toplansınlar.. Atlanmızııı terekesinde götürürüz.. On dakika sonra matemli bir helallaşmanm göz yaşlan içinde, genc kızlar süvariler terkelerine binmiş, aynlıyor ve arkalannda meçhul bir âkıbete tesUm olan yaşmaklı ihtiyarlar, çocuklar ağlaşıyorlardı. *** Zabit, dürbünü ile karşı dağlara baktı. Düşman süvarilerinin gelmekte olduklanna hiç şüphesi yoktu. AtJan yorulmuştu. Esasen aç olan hayvanlar, iki kişiyi zorla taşıyor ve gittikçe mecallerinin kesildiği görülü yordu. Bu gidişle, belki de bir, iki saat sonra hayvanlar hüsbütün yo'.dan kalacaklar ve hepsi de düşmanın eline düşeccklerdi. Zabit mütemadiyen düşünüyordu. Bir dere kenarında mola vermLşlerdi. Türklerle Siinusiler 1915 ve 1916 da Zabit, hiç olmazsa yarım saatlik bir hedefierine kısmen vardılar. Llahilde uyku ihtiyacmı şiddetle hisâediyordu. tek İtalyan kahnamıştı. Gat ile Gada Arkadaşlar, biraz kestireUm mes'dakiler, Tunusa iltica etmişlerdi. Gene o dağ kızı: Cebeldekiler esir, toplan iğtinam edil Biz de sizi bekleriz, dedi. Bizim mişti. İtalyanlar, gene sahilde gemi uykumuz yok zaten... toplannın himayesi altma iltica ettiler. Askerler, başlarıru çantalanna kor Birer müstahkem ordugâh haline kokomaz uyudular. Dağ kızı arkadaj nulan Zuara, Trablus, Homus, bingalarına baktı ve fısıldadı: ziye sığınan İtalyanlar, bu ınevkiler a Ben ne yaparsam siz de onu yapm!. rasında yalnız denizden mır.asala 'teVe askerlerden birinin mavzerını aldı. min edebiliyorlardı. Homus'un yanıbaDiğerleri de ayni şeyi yaptılar. Derenin sındaki Mısrata körfczi ise, onların içine indiler. Dağ kızının çehresi sa burnunun dibinde, Türk Sünun kuvrdrmıştı: vetlerinin ihtiyaclannı temin eden bir Kızlar, dedi, Zabitin nasıl düşünikmal limanı hizmetini göıüyurdu. düğünü görüyorsunuz.. Hayvanlar ar Bütün Büyük Harb böyle geçti; 1922 tık bizi çekemiyor. Yolumuz burada kalacaktır. Düşman yetişirse, onîarm haîi >e kadar aynı vaziyet devam etti. 1322 ne olur?.. Bizim yüzümüzden onlar da den sonra, İtalyanlar tedricen, Trablus' ' mı esir düşsünler? Halbuki onların gö garb ve Bingaziyi ele geçirdileA Bu ararülecek işleri vardır. Bizim gibi, bin da, Mareşal Graziani, Bingazi mıntakalerce kızı onlar kurtaracaktır. Gelin suıda 1932 ye kadar ugraslı. Yaptığı helallaşahm; bizden olanlar <on yedi n:e7alimi anlatmıştım. 80,000 kişiyi sürkızlar, dağlarda kalmıs» desirüer dükten ve teslim olanlan bile idam etVe bundan sonra, mavzerin dipçiğini tikten sonra, buralan yerli halkıru belyere, namlusunu çenesinin altma da ki yan yarıya azalttı; ancak böylelikle yadı. Çıplak ayak parmağını tetiğe yak Bingazi mıntakasına hâkim oldu. laştırdı: Evet, ne kadar güç almışlardı, ne İşte böyle yapacağız. İki saniye ikadar kolay verdiler. 1911den 1932 ye çinde tamam. Onlar da atlarına biner, kadar 21 senede aldıklan bu yerieri iki kurtulur, giderler. ayda teslim ettiler. Mareşal Grazi.ini, 9 Tek itiraz ohnadı .Sessizce ve çarca hirinci kânun gecesi Siren'ie hurnıa ve buk helallaştılar. Arkadaşlarının tarif muz bahçeleri arasındaki karargâhuıda. ettiği şekilde hazırlandılar. Dağ kızı; rüyasmda Kahireye giriyordu; fakat «Tamam!» diye bağırdı. On yedi mavzer ııefis Kiyanti şarablannın verdiği mahdereyi karıştıran bir ses dalgası ile pat murluğu geçmeden Bin»azi\i vcrme^e ladı, on yedi genc kız yapraklan kana mecbur oldu. Bu sür'ate diyerek yok! boyanmış beyaz birer gül gibi yerlere Halbuki içimizde 30 ikincikâutm sah.tlu scrildiler... Derneyi terkeden İtalyanlarm bir h»f(a Zabit ve neferler heyecanla fırladüar içinde takriben 300 kiloınetreje ya'ın ve meseleyi anlaymca, birbirine bakarak bir geri sıçrajnşla Bingaziyi vermelerini, başlarmı eğdiler, bir şeyler mırıldan ağır bir ric'at telâkki edecek kadar lıakdılar. Müfreze, gene yola düşerken ra sızlık edenler var. Ne yapsınlir. adanıbit, dere kenarında; caği7İar, bir günf'e 300 kilometre kaça Çocuklar! dedi, on yedi kızları sei a k d e lâm'ayalım. .ve namlular havaya çev ' S i l l e r d i >a! rildi. Göklerdeki on yedi kız ruhuna, I on yedi d l l 1 selâm gönderüdi,

Bu sayıdan diğer sayfalar: