9 Şubat 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

9 Şubat 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 9 Şubat 1941 Çöplerin toplanmasmda muntazam bir usul takib etmeli! Ç Şehir ve Memleket Haberleri ) Yazan: W. ChurchİU tngiltere Başvekiti Cebelütiank da, her ne kadar eski ısbrabı veraüyorsa da, Ispanyol zihniyetinde faâlâ zayıf roliinii oynamakta berdevamdır. Fakat biıtiîn bunlann fevkinde asıl nefret Birleşik Amerikaya karşı duyulan kindir. Öyle bir kin ki mağrur bir milletin sinesinde Amerika dakj son müstemlekeyi de kaybetmekle bir kat daba artmıstır. O zaman İspanyaıia aristokrasi Alman taraftan, orta tabaka halk Fransız aleyhtan idi. Kral o günlerde hakh olarak şöyle söylemişti: «Müftefiklere ancak ben ve halk tabakası muhabbet besliyoruz!» Bu şartlar altında Ispanyanm bitaraf kalmasmdan daba fazla birşey taleb ahes olurdu. Bu suretle hareketle İspanya da refah yüzü görmüş eMn. 13 üncü Alfons Acaba tarih onn «asıl muhakeme edecek? Ben şu kadarını söyliyebilirim ki Kral Alfons memleketi ve milleti için var kuvvetile çahşmıştır Şehrlınteiıı ekserl mahallelerinde haîkımız, evlerinde toplanan çöplerden günü gününe kurtulanuyor. Çöp kamyon ve arabalan malardan muayyen saatlerde geçmiyorlar. Geçtiklerl zamurad man fla her evln, apartımamn bir baş olarak mı kapısı çalınıp haber verilmediği icrayı hükmet için bir çoklan muzahrafat dolu miştir? Acaba o teneke ve varilleri kaldınmların İspanyayı mı dükenarlanna 'bırakmak mecburlşünmüş, yoksa vaktini hoş geçi • yetinde kalıyorlar. Gerek ruzgâr, gerekse kediler, köpekler bu mü. n p şahsî zevk ve levves maddeleri öteye berlve emeUer peşinde dağıtıyorlar. Sokaklar kirleniyor, mi koşmustur? mikroblar teneffüs ettiğimlz haYoksa buniarm vaya karışıyor. haricinde olan, ne Binaenaleyh çöplerin afle yttonu, ne öbürünü valannda toplanıp kokmalarma, düşünerek düsiincesiz ve kaygusıız 'yollarda, caddelerde savrulup yayılmalanna ve binnetice şehir abir hayat rnı sürhalisinin sıhhat noktai nazannmüstür? Kısaca dan büyük bir tehlikeye maruz devleü idare mı kalmasma mâni olmak için alâetmiş, yoksa sırf kadar makamlar tarafmdan çöpicrayı saltanat mı lerin mahallelerde muayyen 6aeylemiştir? Ye biz atlerde ve muntazam bir usul dabir milletin taniresinde toplanılmalan temin e. hini mi gozden dilmelidir, diyoruz, geçiriyoruz, yoksa sırf bir şahsın ta Içki düşmanı gencler dün yemin ettiler Yeşilay gencKk teşkilâtı tarafından tertib edilen dünkü müsamere çok hararetli oldu H E M MIH1NA İslâmın katolik kılıcı inyor Mussolini'nin, birkaç sene evvel, libya müstemlekesini ziyaret etüğini elbette hatırlarsınız. Bu seyahat, galiba, Libya sahillerini bir ucundan öbür ucuna kadar dolaşan ve şimdi Ingiliz motörlü ve zuhlı birliklerinin bir yıldırım harbi yapmasma yarayan meşhur otostratın yani asfalt otomobil yolunun açılma merasimi münasebetile papılmıştı. Mussolini, o zaman, Sezarian andıran bir dehdebe ve ihtişamla Trablusgarba gitmiş ve bu şehirde, büyük bir tantana ile kendisbıi «islâmın kılıcı» ilân etmişti. Kendisine, o zaman, bir de murassa Arab kıhcı hediye edilmişti. Eliade bu kılıc olduğu halde, bir Arab aü üzerinde görünmüş, resimler çıkartnuştı. Belki Trablusgarb ve Bingazi şehirlerinin büyük meydanlannda bu şekilde heykeller de diktirmiştir. NALINA rUımi mi yazıyoruz? Bu suallere ancak tarih cevab verebilecektir. Fakat ben de şu kadarını Lokantalar istediklri gibi söyliyebilirim ki Kral Onüçüncü Alfons, bütün bunlann arasında, hiç şüphe yok tarife yapabiliyorlarmış! ki memleketi ve milleti için varkuvv*Bir gazete, Belediyenin lokanta tile çalısan ve bütün hareketlerinde memleketini gözündpn ayırmıyan bir si ve içkili mahaller tarifelerine zam Kral bana hayatına yapılan bir çok yapacaŞ^nı yazmıştı. Keyfiyeti Besuiksdleri bizzat kendisi anlatmıştı. >astt ve kiyaset adamı idi. lediye İktısad müdüründen sorduk. CArkası var) Bunlardan bir tanesini, çok enteresan Bize şu cevabı vermiştir: olduğn içm nakledeceğim: « İçfciII mahaDer sahlblerl bize Bir kalpazan muhakeme Bir resmigeçidden avdetinde önüne, müracaat ederek meze fiatlartnm ediliyor elinde bir tabanca ile bir suikasdd çıkıartmış olmasmı bahane ederek tavermiştL Böyle zamanlarda polo çok işe Çatalcada kalp para yaparak sü rıfelerin tezyidini istemi$lerdi. Evjaraınış, iyi bir polo oyuncusu olan Al rerken yakalanan Ahmed oğlu Ah velâ lokantalarda yemek listeleri fons atını hcmen şaha kaldırarak mu med Şimşlrin mevkufen muhake serbesttir. Her dükkân istediği gibi faakkak bir öliimden kurtulmuştu. mesine, İstanbul birinci Ağırceza tarife yapabilir. Meze karın doyu Alfons, bütfin debdebe ve ihtişamma mahkcmesinde dün sabah devam e racak bir şey degildir. Esasen müşteriye verilen şeyler de rağmen İspanyol tacının haricî ve zahiri dilmiştir Müddeiumumüikçe, suç degildir. Binaenaleyh süslerine kapılmış değildi. O her zaman sabit olduğu kaydlle, ceza isteniı pek fazla için sade bir insan kalmış ve her zamaa miştir. Muhakeme, müdafaa yapıl zammı kabul etmediğimiz gibi tetkik dahi etmedik.» hoşsohbet ve şen bir adam olarak yaşa ması için kalrmştır. mıştır. Kral Alfons dairaa güleryüzlü ve herkese kendini sevdiren bir şahsiyet olarak göıe çarpar. Kral olsun kral olmasın, onunla her kim temasa gelmişse, daima, onu sevmiş ve aramıştır. O, Ametikaya da gitse orada da kendini sevdirecek ve buna mukabil kendisi de oradan çok hoşlanacakür. Çünkü biraz serazad hayat onun hoşuna gittiğj gibi, Amerikalıların da o tip insanlardan hoşlanacakları muhakkaktır. İngiltereyi sık sık ziyaretinde tıpkı bizim buradaki eğBir spikerle mülâkat Yazan: lence hayatımızda yetişmiş gibi genc zaRivayet ederler «11/ bitler arasına karışıp onlarla her türlü *•*+ sportif oyunlara, danslara devam eder ki, radyo, aile içine ^ \ ^ * gireli kan koc ^ di. kavgası artmıs tahliye etmis,, ha berikiler. Bir tahliye Fakat İspanyadaki inkılâb ve krallı Yanlıg söylemiyotahakkuk etti ya! ğm sukutu da için için hazırlanmakta rum, Kan koca Bu sıra bir kanarye sesi işitildi ve artmış. idi. Buna esas sebeb parlunanter siste kavgalan hatifteki muhatabım istasyonunun hüerkekler min halkla olan temasını kaybetmesi ne Çünkü viyetini vermeye başladı. ticesinde hakikaüerle olan temasın da radyo ile çok meşBir spikerle bu tarzda görüşmek ilk gul oıuyor, kanlabu suretle elden çıkanlmış olmasından defa başıma geldiği için pek hoşuma nnı ihmal ediyoribarettir. Ancak sunl bir disipline lâbi gitti. larmış. ve gene sun"î surette birbirlerinden ayBen bu rivayete Mahalle bekçisîndn: nlmış olan partilerin birbirini takiben kadınların zekâsına Dün (mahalle vücude getirdikleri zayıf hükumetler olan hürmetim sebebile . .u .^ak isteimzasını ve kabinelerin arasında vaziyete hâkim miyorum. Çünkü üç lâmba, iki bobm bekçisi) tasıyan bb? mektub olacak dirayette ve kudrette devlet ada den yapılnuş bir oyuncağın kadınla aldım. Mektubda mı bulunnıaması da bu işlerde başlıca relcabet edeceğine inanmak onların çöyle deniyordu: tabir mazur görülsün pek horoamillerdendir. «Sayın yazgan(î) zoğlu, yalınkat şeyler olduğunu kabul Bizim okumuşlr Uzun zaman sürüncemede kalan Fas etmek olur. Ben bu fikirde değilim. harbleri, asırlardanberi İspanyol süku Ama kabul etmek lâzımdır ki, tadyo ğumuz azdır. Lâkin nunu ve saadetini bir ülser gibi kemir eve gireli erkeklerin mühim bir kısmı zenaatımız bekçilik nıekte idi. Zaman zaman bu harbler İs da beraber içeri girmiştir. Şu halde olduğu için zararpanyaya büytik kayıblara da mal oln radyoya hiddetle değil minnetle bak sız ramazan manileri düzeriz. Küçüktenberi babamdan aldığım derslerle yordn. Diğer taraftan İspanyol devlet mak lâzımdır. adamlan, İngilterede olduğu gibi krala Böyle bir hâdise olmuş olsa bile ben de bu işte biraz idman ettim. Şimsadakat göstermek şöyle dursun, bütün bugünlerde bayanlar, bayları mazur di ramazan değil ama zoraki onıc tufcabahatleri onun omuzlanna yüklemek görmelidirler. Zira hâdiselerin ehem tan memleketler çok. Belki hoşunuza eider diye size bir mani pönderiyorum. fe bir an dahi tereddüd eden tiplerden miyet ve sür'ati erkekleri radyo baBeğenirseniz ne âlâ! Beğenmezseniz değillerdir. Kral bunlara aldırmamakla şmdan ayırmıyacak kadar kuvvetlidir. yırtıp atarsınız. Ben de bu nevi ereklerdenim. Muvaziyeti ıslah etmiş olmadığı gibi, halayyen neşriyat saatlerinde şurayı bukin da sabır ve tahammiilü giinden giiInçiliz geldi dayandı. Yârim iıykiıdan uynvıiı. ne tükenmekte idi. Hatta bu memnuni rayı kurcalar. bir şeyler öğrerjneye Tov atildı rnnl.nr v<"«l«. yetsizlik Büyük Harbde bitaraf kalmak çalışırım. Dün akşam da gene mutad üzere Afrika kana boyandt. lizere İspanyol refah seviyesinin yükselmeane ve İspanyollann zengin olmala radyoyu karıştırırken orta Avrupa isBardia. Derne, Bingazi. nna rağmen şiddetle devam ediyordu. tasyonlarından birine mensub bir spiKimi fehid, kimi gaâ. kerin görüşmesine tesadüf ettim, Ç'ölden stTcıyt görünce; Bu adam mihverin galebesınden, İnAlfons, bir gün geldi ki; kilîse ve Ne jaşist kaldı ne nazi. riihban sınıfile ordunun ve İspanyada gilizlerin açlığından, Akdenizde İtalyan gene başhbaşına bir kuvvet ve kudret hakimiyetinden, Amerikanm gafleticEritra, Britra; Yani deniz, önü kara. olan topçu zabitan ve kıtaatınm, yani den, zaferin kendilerine aid oldugunAgordat düştü; korkanm bu üç kuvvet arasmda artan zjddiyet dan bahsedip dururken dayanamadırc; İfin fonu tarpa sa.nl Ve ayuşamamazlık karşısında çok rniiş bilmem hangi şarkınm: tUyan ey yâri tivekânm uyanh kül bir mevkie diişmiiştü. Memlekette Dizi dizi tayyareler; Mısramı söyleyecek oldum. Ra'dyodan kokleşmiş ve âmme hürmetini kazanDüfman bağnnı yareler. fısıldar bir ses: mış parlunanter bir sistem mevcud olHabes yrğiiler nni'ınde; Uyandık azizim, uyandık. Lâkin ınadığından bu zıddiyeti ve anlasmazKaçıyormuş âvâreler. . lığj, Kral Alfons bir kaç kere yatıştu uyur gibi görünüyoruz. demez mi? Hemen cevab verdim: Romantn ha.ya.li boldu. mış, fakat, sonunda bu kuvvetler onün Aman dikkat edin! Belki işitirler! Giiveni beşind koldu. ie o da boyun eğmeğe mecbor kainuştı. , Hsyır mikrofonu kapadım. EizbiLâkin Dimyata giderken; . Şimdi artık şu sual sornlabilir? Kral, zeyiz. Evdeki bulgtırdan oldu. Kral Alfons olaıak mı, yoksa bir insan Oh ne âlâ! Demek eörüşebiliriz. olarak mı tarih muvacehesinde muhakeNerdj Nis, nerde Korsika Beş dakika için. Çünkü fasıl? ıne edilmelidir? Otuz senelik bir salta o kadar. Tarabiustan haber çika (ermenice yok natın sonunda, yani reşid olduğu giinden demek) İsminizi bağışlar mısınız. Ben Sulh istyormiLş diyorlar 46 yaşına kadar geçen otuz sene zarfuı (Felek). Umaıım sahiye çıka! daki icraatın elbette ki hesabı verümek Yalancıyano Bezgini. 13 numaralı gerektir. ;stasyon başspikeri. «Kafadan gayrimtisellâb^ '»r Son günlerde, Madriddeki sarayında Teşekkür ederim. Lâkin dostum yapyalnız dostsuz ve muzaheretsiz düş Afrika vukuatmın hakikî şeklini dinHarbin her şeymanlan tarafmdan ihata edilmiş bir Ieyicilerınize den ev\'el dimağlar söylemiyorsunuz. Sidi halde mahpus kaldığı zaman onun hali Barranidehberî Binsaziye ka:la> bütün üzerine tesirler hakikaten fed bir hal iktisab etmişü" Libya İngilizlerin eline düştü. Haberi yaptığında şüphe Fakat şurası da muhakkaktı ki, kendi niz yok mu? yoktur. Lâkin bu dahi artık bir devrenin kapandığını ve Nasıl yok iki gözüm! Hepsinl bi tesir şükredilir bu iübarla ona gitmek düştüğünü idrak ki daima menfi liyoruz. etmiyor, değildi. E neden halkınıza haber vermi ve tahrib edici olmamaktadır. BuOnu müstebid bir devlet adamı mı, yorsunuz? yoksa mahdud bir meşrutî hükümri;ır o Herkesin bildiği şeyi haber ver nunla beraber bir» çoklarınm bu yüzden muhakemelerinin larak mı mubakeme etmeliyiz? Otuz meye ne lüzum var? zavıfladığma şüphe yoktur. Yaaaa! Orada vaziyet nasıl' yıl, Avnıpa ailesinin en eski mensubla Değişmiş bir şey yok! Harbe girBir Fransız gazetesi harb esnasında rından olan İspanyol millefini bu adam lıakikî manisında idare etmis miydi? meden ev/el tahmin ett'&imiz seylerin bu gibi çatlak dimağlann rie çibi fiiahud o polo oyunıına meraklı, bir hepsi tahsMtuk etmek Ü7=re. Ordular kirler ve icadlar ileri sürdüklerini yasporcv idi de sadece talih onu dünyava Afrikavı ta.hliye edecek diye tshmir zıyor. Sıze birkaçını nakledeyim: İngilterede harb icadlannı tetkik bir kral olarak mı getirmisti? O acaba ediyorduk. bürosuna şu teklifler yâpılmıştır Hangi ordular? «rf bir talih eseri olarak mı otuz sene Britanya ordulan. Üstüne tayyare dafi topu koy•nillelinin başında kalmış, başvekiJden Iy" ama tahliye eden onlar de makta kullanılmak üzere bulııtları basvekHe. nanrdan nazrra intikal eden ğil " dondurmağa mahsus bir ecza. devlet mekanizmasuun harekeünde sa1 Evet! Ufak bir fark. Ha onlar Düjmaıun gece ususlarına yardım Doğra dcgîl mî? MussoUni, 1911 den 1932 ye kadar dökülen müslüman kanlan henüz kurumadan ve Libyada tayyare, tank, darağacı, sürgün kamplan gibi şiddet ve zulüm vasıtalarile sindirihniş olan müslunıanların kendisine için için dis gı« cırdattıklannm farkına varmadan, kendi kendine rislâmın kılıcı» unvanını vermekle müslümanlığın muhafın ve hamisi obnak, daha doğrusu böyle görünmek sevdasına kapılmıştı. Bu riyakârhğa, bilmem, kendisi inanıyor muydu? Herhalde, veryüzünde, tek müslüman buna inanmamıştı; hatta İtalyan parasile her akşam Bari radyosunda Yeşilaym dünkü müsameresinde bulunanlar çığırtkanlık eden Arab spiker bile. « Seyfi mesluli islâm . İslâmın çekiller tarafından bir komedi temsil ediDün, Emlnönü Halkevinde Ye etmişlerdir. miş kılıcı» denilen Hazreti Halidin unKâtibi umumî Fehmi Atancın bir lerek toplantıya nihayet verilmişşilayın genclik şubesi mensublan vanını kabullenmekle bütün islâm âlemusahabesini takiben Yeşüaylı genc tir. mini peşinden sürükliyeceğini zannet tarafından güzel bir müsamere termek kadar acayib bir hulya, İtahan tib edilmiştir. diktatörünün aklma nereden esır.işti? İstiklâl marşını müteakıb cemiyeHaçlı sefcrlerini duıduran büyük Türk tin reisi Fahreddin Kerim, kuru kahranıanı Salâhaddini Eyyubinin türmun gayeleri hakkında bir konuşbesini ziyaret ederken Mekkeden dönen ma yapmış, bundan sonra Yeşilaya bir hacı gibi beyaz bornoslar giymi» olan girmek üzere müracaat edenlerin sabık Kayzer Vilhelm blle, bu kadar ayhemen hepsi orta tahsil devresine kırı bîr hayale kapılmamıştı. O zamanmensub yüz küsur genc «ahneye çu lar, fakir bir sosyaüst gazeted olan Sinkarak, hastalık halinde doktor reyor MussoUni, iktidar mevkiine çıkınca, çetesile olması müstesna alkollü içbaşının nasıl döndüğünü bu hareketile ictler Itullaıuruyacaklanna yemin bütün dünyaya ispat etmişti. Şeytana külâh Kurşun hırsızı giydiren esnaf bir kahveci Akla gelmedik • ihtikâr vak'alan tespit ediliyor Bulunduğu hanın damındaki kurşunlan sökmüş Bir spikerle mülâkat Mahalle bekçisinden: «Kafadan gayrimüsellâh» lar BURHAN FELEK eden ay ışığmı karartmaya mahsus bir siyah şua (ışık). Düşman pilotlannm gözlerhü kamaştıracak •ua'i şimjekler. •• • Denizaltıların yerini keşfrtmek için teıbiye edibniş martı vesair deriz kuşları kullanılması. Patladığı zaman düşman sipcrlerini istilâ edecek yılanlarla dolu mermiler. Obüs çukurlarını doldurmakta kullanılacak içerisi çak'l dolu gü<leler Amerikanmkiler de Ingilizlerden ajağı kalmamaktadır: Me"=elâ geçen harb sonlarına dotru bir Amerikalı patladığı zaımn içinden fırlayan ucu çengelli eelik ?eridlerle tayyarelerin pervanelerini dıırduran bir obüs için patente almıştır Bu icadı 1930 da diğer bir Amerikalı mucid daha ziyade mükemmelleçtirerek, celik şeridlere ufak paraşütler Uâve etmeyi düşünmüştür. Daha pek yakında bir mucid. zırhhların üzerine, havadan gelen bombaları yânlara fırlatmak icin kuvvetli vantilâtörler konmasım An\erika bahrîyesine teklif ettniştir. Cemilere çok kuvvetli elektrik mıknatıdan koyarak taMelbahirleri çekmek ve bunlar üzerine dehşetli bir elektrik deşarjı yaparak imha 3tmek tek'if ediliyor. Bunları gördükten sonra bizim Con Ahmed Beyin bütün bu mucidierder hiç te aşağı kıymette olmadığını düşünmemek mümkün olmuyor. Bu gibi icadlarla her memlekette muhtelif daireler meşgul oluyor. Bizde Bakırköy müessesesi bakM B. FELEK Bir telefon muhaveresi, modem hayatın en meraklı hâdiselerindendir. Konuşanlardan birinin yarunda bulunup da, iştirak edilmeden dinlenilen muhavereyi kasdediyorum. Dün, yüksek bir felsefe mevzuu etrafında, derin bir makale yazmakla meşgul olduğum sırada, bulunduğum odada bir telefon muhaveresi oldu. Aneak yarısı işitilen böyle bir muhavere kadar, insanı, çalışmağa teşvik eden bir şey yoktur. Sadede geleUm. Ticaret Vekâleti Fiat Murakabe bürosu, dün Meydancıkta bulunan bir kumaş ticarethaneslne cürmü meşhud yapmıştır. Bu cürmü meşhudda yüzde, yüz yirmi beş kârla satılan kumaşlar bulunmuştur. Meselâ bu firmaya 6 liraya mal olan bir yerli kumaş, kardeşlerden biri terafından diğerine 12 liraya satılmış ve sonra firma da yüzde 25 kâr ilstüne koyarak 15 liraya satışa çıkartmıştır Bu suretle büyük bir zincirleme ticaret meydana çıkarümıçtır. Dün bu müessesede zabıt tutularak cürmü meşhud evrakı tekem mül ettırilmiş ve ihtikâr filen sabit olmuştur. Mesele yarm Fiat Murakabe komisyonunda tetkik oluna caktır. Manifatura ihtüuun Bundan bir müddet evvel bir baba oğlun harbden sonra büyük ve gizll manifatura stoku yaptıklarınm meydana çıktıgını yazmıştık. Bu hususta yapılan tetkikat sonunda Du baba oğlun depoları meydana çıkarılmıştır. Şimdi bunların fatura ve evrakı bir komisyon tarafından tetkik olunmaktadır. Lüks mağazanın marifetî Beyoğlunda bir lüks mağazada ayakkabıların yüzde yüz kâria satılırken yakaîanıdığuıı yazmıştık. Bu mağaza harbden evvel de bu ayakkabüarın yüzde yüz kârla ve hatta daha pahalı satıldığı iddiasını ileri süımüştür. Bunun üzerine bu fiatlar maliye şubesine bildirilerek bu ticaret hanenin harbden evvel muamele verglsini bu fiat üzerinden verip vermediği sorulmuştur. Vergl bu fiatlar üzerinden verilmemişse bu müessese hakkında vergi kaçakçı lığından da takibat yapılacaktn". Müddeiumumfliğe verilen ihtikâr maznunlan •Fiat Murakabe bürosu, dün yeniden bazı kimseleri ihtikâr suçile Cumhuriyet Müddeiumumiliğine vermistir. Bunlar sabun fiatlarında Fatiht* Bozdoğan kemerinde oturan ve Tahtakalede Balkapanı hanında kahvecilik eden Hüsnü, kurçun hırsızlıgından yakalanmıştır. Tahkikata göre, Hüsnü, geceleyin hanın damına çıkmış, dama kaplı g?niş ölçüde kurşun tabakasını cökmüştür. Beş yüz elli kilo ağırlığm daki kurşunları bir kenara isüf etmiş, fakat bu aralık görülerek, suç ilstünde ele geçmiştir. 58 yaşmda olan kahveci Hüsnü, dün sabah Sultanahmed birinci suih ceza mah'kemesinde sorguya çekilirken, <damda bir patırtı duydum, o sebeble bakmağa çıktım, kurşunların meçhul bir hırsız tarafından söküldüğünü anladım Bu işi ben yapmadım» demiştir. Şahid dinienilmiş, neticede Hüsnünün bir ay, on gün hapsine ve tevkifine karar verilmiştlr. O, islâmın kılıcı, müslümanlığın hamisi unvanını takındı da ne oldu? Zorla askere alınan ve bu kılıcın sihirli kumandası altında Mısın, Süveyşi, Sudanı, Arabistanı, Irakı, Hindistanı fethedecekleri umulan Libyalı müslümanlar, İngiliz ordusunu görür görmez silâhlarını atarak teslim oldular. Uzak çöllere firar ederek İtalyanlann elinden canlarını kurtarabilmiş olan Sünusî mücahidleri, şimdi, tekrar memleketlerine dönecekler, belld de Libyanm öteki yansı Trablu<sgarbı da kurtarmak için, İngilizlerle beraber tekrar silâha sanlacaklardır İslâmın katolik kılıcı bir tek darbc indirmeden kınbnıştır. Açık muhabere Bay Orhun Belli'ye: Boşnak Bosnah müslüman demektir. Yugoslav tabiiyetinde ise ecnebi sayıbr, Türk tabiiyetinde ise tabiatile bizim yurddaşımızdır, tamamile Türk muamelesi görür. Mahalle mümessillerinin bir faydası olmadığı anltfşıldı Muhtar tabirinin münhasıran köylere matuf olduğu ve bazı hususta bunlara verilmekte olan ikramiyelerin mahalle mümessillerine şümulü ojamıyacağı Dahiliye Vekâletinden alâkadarlara bildirilmiştir. Diğer taraftan Dahiliye Vekâleti mahalle mümessillerinin ne derece faydalı olduklarını vilâyetten sor muş ve verilen cevablarda muvazzaf olmamalan dolayısüe şimdiki halde bunların pek faydalı olma dıklan büdirilmiştir. Dahiliye Vekâleti bu meseleyi tetkik etmekte olup bunun neticesinde bunlar hakkında bir kanun lâyihası hazırlanacaktn*. ihtikâr yapan Şişlide Abidei Hürriyet caddesinde 221 numarada bakka) Lamo, Şişli Halâskâr Gazl caddesinde 146 numarada Sava oğlu Vasili ve Abidei Hürriyet caddesinde 181 numarada bakkal Panorinle Yenipostane karşısında Yeni Valide hanı altmda Altm Çapa kundura mağazası sahibi Muhsindir. ŞEHtR İŞLERI Ekmeğe on para zammedildi Un fiatma çuval başma yirml kuruş zammedilmesi üzerine bunun ekmeğe de tesiri dokunacağını yazrııştık. Pırıncılann müracaati üzerine Belediye İktısad müdürlügü ekmeğe on para zammetmiş ve bu karar Daimî Encümence kabul edil miştir. Bu suretle ekmek bugünden itibaren 14,5 kuruşa satılacaktır. Ikinci bir nümune daha yapıldı Ticaret, Züaat ve Sıhhat VekâIetleri tek tip ekmek çeşnisi üzerinde müştereken tetkiklerde bulun • maktadırlar. Geçenlerde yüzde 15 ilâ 20 çavdarlı bir ekmek nümunesl yaptuılarak Ankaraya gönderilmişti. Şimdi ikind bir nümune daha imal ediler&k Ankaraya gönderilecektir^ Telefon muhaveresi SECMEMiKAyELERi İ İ VAROCLUI Peki! Gelmeğe gayret ederim. (Bana dönerek) bu ahizeyi, elde böyle tutmak da insanı öyle yoruyor ki... Biran evvel bitir... Ne münasebet! Telefonla konuşmağa bayılırım .Yalnız, sizi meşgul ediyorsam üzülürüm. Belki bir işiniz vardır. Misafir mi? Hayır, hiç tereyağ koymam. hepsi ayni ağızdan çıkmak ve hepsi, avazı çıktığı kadar haykırarak söylenmek şartile, şu aşağıki şayanı dikkat mülâhazalardan mürekkeb lâkırdı silsilesini dinlemek mazhariyetine erdim. Bulunduğum odaya, ayni müessese Telefonda, vuzuhla, ağır sesle konuşde çalışan bir kadın girdi ve, şehirde o mak icab ettiğini, kadınlara kat'iyyen turan Madam Bagleyi telefonla bulup, anlatamazsınız. kendisile görüştürmemi söyledi. Evet. E, nasıl oldu bu iş? Kadınların, telefonu kendi ellerile açmakian hoşlanmadıklarına, bir çok defa Ne diyorstuıuz? dikkat ettim. Sebebini bilmiyorum ama, bu böyledir. Yook, zannetmem. Telefonu çaldım. Merkez( karşıma çıkU. Öfkeli bir ses: Hayır, hayır, öyle demek isteme Allo! dedi. dim. Kaynarken, yahud tam kaynama Merkez mi? ğa başladığı zaman koymalı diyorum. Tabiî! Ne olacakmiş? Bagley tiearethanesini verir misi Ne? niz, lutfen? Pekâlâ. Ayrılmayın. Bir sıra iğne ardı gidiyorum, sonra Sonra, müthiş bir diş gıcırtısına ben kenar dikişini tutturuyDrum. zer bir takım çatırdılar oldu ve nihayet, inc> bir kadın sesi: Evet, olabilir. Fakat, koton kruaze Beni mi istiyorsunuz? diye sordu. ile, yahud valansyenle, yahud ona benCevab vermedim, ahizeyi yanımdaki zer bir şeyle yapmak daha iyi olur kadına uzattım, gidip yerime oturdum. Daha gösterişli oluyor. O zaman, garibeler garibesi bir şey, yalnız sual tarafları işitilip cevabları işi Kırk dokuzuncu fasıl; sonra altmış tilemiyen bir muhavere başladı ve ben, dördüncü ve doksan yedinci fasılda bupek eğlenerek bunu dinlemeğe koyul lursun. Bunları sık sık okumamız lâzım. dum. Bir ölüm sükutu içinde geçen vakfeler. arkasından, hayret ve sevinc dohı, Belki, ama, ben fîrkete yahud üzüntülü, kederli bir nida. Hiçbi rum. rinin sebebi malum değil. Muhatabrn ne dediğini işitmediğiniz için, duyduğunuz Ne dediniz? lâkırdıların ne başı var, ne kuyruğu, Ö Ne zamandanberi? İlk defa işitiyorum. Şaştun, kaldun! Olacak i* değil Daha başka kim? Evet, mükemmel olur. Fakat, bütün yemek. kitablarında, mevsiminde yemelidir, diye yazar. Esasen ,o hig hoş Başımıza taş yağacak! Hem de, ki lanmaz, hele konservesi olursa. lisede mi oluyor bu iş? Aman yarabbi! Annesi de orada mı imiş? Ben olsam utancımdan yere geçerdim. İşin içinden nasıl çıkmış? Pek emin değilim, çünkü notası şimdi önümde değil. Aşağı yukan şöyle bi'şey: Tra la la la lam... Sonra, ayni şeyi bir daha tekrar edeceksiniz. Anladmız değil mi? Evet, hele andantimo İle pianissimo muvaffakiyetli olursa, harikulâde bir tesir yapıyor. Bana kalırsa, pek pahalı. Demetine elli meteliktan fazla verdiğimi hatırlanuyorunİM Kapatıyor musunuz? Sahi Pekâlâ. Allahaısmarladık öyle İSP Evet, Allahaısmarladık. Saat dörtte. Muvafık. Hazırlanuım. AUahaısmarladık. Binlerce teşekkür. AUahaısmarladık. mi? Yoo! Kat'iyyen! Taptaze... Nasıl? A Ooo! Muhakkak. Lokum vermeli. man, ne memnun oldum! *AllahaısmarlaNcbet şekeri çok fenadır. Esasen, Uk dık! Telefonu kapadı. dişini çıkarmasını beklemek lâzım. Amaan! Kolum öyle yoruldu ki! dedi. Nasıl? Bir erkek, telefonla konuşurken, bir defa Allahaısmarladık der, o kadar. Ka Kat'iyyen! Devam Mssasının başında yazı yazmakla meş dınlar öyle değil. Ama, hak vermeli. Huşunetten hoşlanmazlar. gul. Kat'iyyen rahatsız olduğu yok.

Bu sayıdan diğer sayfalar: