16 Şubat 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Şubat 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 16 Şubat I94İ İki tramvay Dün birbirine girdi, saatlerce münakale durdu Dün sabah Aksarayda bir tramvay kazası olmuştur. Aksaraydan Ortaköye hareket eden 75 numaralı tramvay, Lâleii carnii önlerinde motörü bozularak durmuştur. Vatman, arabayı her hangi bir kazaya sebebiyet verme mesi için geri almak istemiş, fakat arka vagonu bu sırada geriden gelmekte olan 68 numaralı Sirkeci Topkapı arabasına bindirmiştir. Çarpışma şiddetli olmuş, OrtaköyAksaray tramvayınm römorku Ue Topkapı Sirkeci tramvaymın öndeki vagonu bir hayli hasara uğramıştır. Camların kırılması neticesi bir kaç yolcu hafif surette yaralanmıstır. Fakat yocular pek çok halecan ve korku geçirmişlerdir. Üs.te lik de hâdise, bu hatta. tramvay münakalâtmın inkitaa uğramasına sebebiyet vermiştir. Bozuk arabaların sefere çıkarıl ması, kazadan sonra bir de saatlerce halkm yolundan alıkonulması her halde tedbirsizliğe delâlet eder. Dün bu kanaatle bize müracaat edpn bir çok kariin fikirlerini tasdikten baska yapacak bir şey bulamadık. idarenin nazarı dikkatini celbederiz. • f Şehir ve Memleket Haberlerl ) Yazan: W. ChurchiU tngiltere Başvekili Bernard Shaw hayatımın ilk antipatilerinden birini teşkil etmişu. Hatta tyazılıp da bir türlü nesriyat âleminin ziyasına ulaşamıyan bir eserim sadeco ona tevcih oluııtnuş, müthiş bir hücumdan ibaretti. Bu eseri Hindistanda küçük riitbede genc bir zabit olarak vazile görürken 1897 yılında yaznuştım. Fakat bu da durup dururken vukua gclmemişti. Shaw o müstehzi üsiubile küçük bir harbdeki beceriksizliğini bahane ederek İngiliz ordusile alay ediyordu. Aleyhine yazdığım eseri tabettiremediğimden onunla güriişüşümüz arasında dört beş sene geçmişti. Validem artist ve tiyatroculukta ileri giden mehafille ilaima temasta idi ve onlarla çok görüşürdü. Bir gün beni de beraberine alıp Bernard Shaw ile öğle yemeğine göturrnustü. Meşhur nıuharriri çok şen ve hoş Bohbet buldum. Yalmz sebze ve yemiş yiyor, sudan başka birşey içmiyordu. . Merak ettün ve kendisinden bakikaten hiç çarab içip içmediğini soracak oldum: « Yavrum, dedi, su içmekle bile Içim içime sığmıyor, bir de şarab içersem büsbütün kabıma sığmam!» Bernard Shaw Ona şiddetle hücum eden bir kitab yazmıştım Bilâhara onunla yaptığım mülâkatlar hak kındaki fikirlerimi tamamen değiştirdi İrlandada geçen genclik seneleri Shaw'a din ve asatet mefbumlan üzerinde garib dü şünceler telkin etmiştir. Ailesinin fazla dindarhğı ve bir baronla olan sıhriyeti dolayısile bu iki meflıuma, yani din işlerile fazla meşgul olmak ve kokozluğuna rağmen îine asilzadelerin pozunu takınmak hususundaki tarzı hareketleri onun üzerinde fevkalâde makus tesirler husule getirmişti. Öyle ki otuz yaşına girdiği zaman ne birine, ne de diğerine kat'iyyen inanmaz olmııştu. Bu iübarla, onun bu iki müesseseyi fena halde hırpalaması ve alaya alması hep bu çocukluk devrelerinden alma izlere atfolunabilir. Bir asilzadeye kurbiyet dolayısile mahalle çocuklarile oynarnasına müsaade olunmıyan George Bemard daha o zamanlar asalet iddialarına karşı hınc beslemekte idi. Otuz yaşlarında zeki, ateşli ve kalemi çok kuvvetli bir muharrir olarak kabul edildiği zaman Shavv artık Londra sosyetesinin en yüksck tabakasına da kabul olunmuş gibiydi. Musiki, resim ve edebiyata olan tabiî meyil ve istidadını bilgi ve tecrübe ile de kuvvetlendirmişti. Artık herkes ondan umumî toplantılarda, nutuklar, konferanslar taleb ediyordu. Shavv'un, Manrîst nazariyelerle ilk teması ve onlara ilk meyli 1889 yıllarına raslamaktadır. Daha sonralan Shaw, Sidney Weff'e meylederek Karl Marx'i büsbütün yere batırmıştır. Bu iddiacı adamın bütün yazılarında Allah isminin geçmediği, daha doğrusu sadece bir konuşma tarzında ve ifadede kullanmakla beraber, uluhiyct manasile Allah keliınesini kullanmadığını ve onun yerine (hayat kuvveti) keliınesini icad ettiğini göriiyoruz. Ve kendi kendimize sormakta haklıyız: Acaba sosyaliznı nazariyelerine inkılâb etmiş uluhiyct böyle tni ifade olunmak icab edi yordu? (Arkası var) Pamuk ipliği tevzü tanzim eiiliyor Bütün fabrikalar; Yerli Mallar Pazarları emrinde çalışacaklar; eksik kalacak miktar için itha'âtı da hükumet deruhde etti İktısad Vekili Hüsnü Çakır dün sabah Arikaradan şehrimize gelmişür. Öğıendiğimize göre Vekilin bu seyahati bilhassa pamukipliği sanajü, mubayaatı ve tevziatı için Koordinasyon heyeti tarafından ittihaz edilmiş olan mühim kararla alâkadardır. Şehrimizde bulunan İktısad Vekâleti Sanayi tetkik heyeti reisi Şevket Süreyya da ayni işle meşguldür. Dün Yerli Mallar paz&rları merkezinden Şevket Süreyya ve Sümer Bank Yerli Mallar müesseseleri müdürü Ahmed Ozbakırın iştirakıle toplantı yapılmış ve Koordinasyon heyeti kararına göre pamukipliği toplama ve tevziat işine verilecek şekil tamamen ihzaı" olunmuştur. Oğleden sonra bu hususta İktısad Vekiline izahat verilmiştir. Pamukipliği işlerini tedvire Yerli Mallar Pazarları müessese müdürlüğıi memur edilmiştir. Bu suretle Yerli Mallar Pazarlarmın işi büyük bir ehemmiyet kesbetmiştir. Memleketimizde halen 3 devlet fabrikası ve 10 hurusî fabrika pamukipliği imalâtile meşgui olmaktadır. Bütün bu fabrikalarda Yerli Mallar Pazarlarmın birer mümessili bulunacaktır. Bu mümessiller taayyün etmiştir. Derhal vazifelerine hareket edeceklerdir. Dünden itibaren bu fabrikaların bütün stokları Sümer Bank Yerli Mallar müesseseleri müdürlüğü emrine alınmışUr. Bundan sonra bu fabrikalar tamamen Yerli Mallar emrinde çalısacaktır. Pamuk ipliğinin dahilde temin edilemiyen kısmmın haricden teminini de hükumet deruhte etmiştir. İplik tevziatı sınaî müessesata münhasıran İstanbulda Yerli Mallar Pazarları müesseseler müdürlüğü tarafmdan yapılacaktır. Fakat el dokuma tezgâh iarı için Yerli Mallar Pazarlan toptan ve perakende şubeleri olmıyan yerlerde Ziraat ve Halk Bankaları şubeleri, Ma nisada da Manisa Bağcılar Bankası tevziat yapacaktır. Buralara iplik sevkiyatı başlamıştır. iktısad Vekili istanbulda NALINA IHEM MIH1NAİ Amerikaya nasihatler!.. A 10,000 çuval kahve 7000 i İstanbul, 3000 i de İzmir mıntakalarıra tevzi edilecek Ticaret Vekâleti, memleketimize gelmek üzere olan 10.000 çuval kahvenin 7000 çuvalının İstanbul Kahve İthalât Birliği, 3000 çuvaiının da İzmir Kahve İthalât Birliği emrine verildiğini bildirmiştir. Bu birlikler kendi mmtakalan olan vilâyetlere tevziat yapacaklardır. 5000 otomobfl lâstiğinin tevzii Son parti eşya ile birlikte şehrimize gelen 5000 otomobil lâstiğinin tevzii ile meşgul olan komisyon, Ticaret Vekâletine müracaat ederek bunlardan resmi dairelerle vilâyetlere tevzi edilecek miktarın tespitini istemişti. Filhakika bu lâstiklerin tevzi edilmemesi yüzünden halen bazı arabalar gara]lara cekiidiği gibi vilâyetlere aid tevziatm şehrimizde yapılacagmı zanneden bazı araba sahibleri de bulundukları yerlerden kalkıp İstanbula gelmlşlerdir. İstanbul Vilâyetinin Ticaret Vekâletine vaki müracaatl üzerine dün Vekâletten gelen cevabda tevziata aid cetvelin ğönderildiğini, pazartesi günü İstanbula gelecek olan bu cetvel dairesinde hemen tevziata başîanılması bildirilmiştir. Vilâyeltere takslm edilen kısımlar ise oradaki acentalara ffönderilecektir. Tefti§ heyeti reisi tetkikat yapıyor İktısad Vekâleti heyeti teftişiye reisi Mustafa Nuri Anıl dün şehrimize gele rek tetkikata başlamıştır. Aldığımız malumala göre, İktısad Vekâleti heyeti teftişiye reisi İstanbulda bilhassa pamukipliği tevziatı işinin Yerli Mallar Pazarlarına verilmesinden evvel tevizntta görülen bazı usulsüzlükler ve bu hususta yapılmış olan ihbarları tetkik edecektir. Veklâet teftiş heyetinden bazı müfettişlerin de bu mühim mesele ile meşgul olacakları anlasılmaktadır. Tramvay idaresi 20 otobüs satın alıyor Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar dün sabah Lstanbul Tramvay ve Elektrik idaresine giderek Umum mü dür Hulki Eremle idare rüesasının bir toplantLsma riyaset etmiştir. İçtiınada Nafıa Vekâleti Şirketler komiseri Mustafa Arine birlikte bugün Ankaraya giderek tek bilet tarifesi ve İstanbul tramvayma aid diğer işler hakkında Dahiliye ve Nafıa Vekâletlerile temas edecek olan müdiri umuminin takib ve intac edeceği işler görüşülmüştür. Bundan maada evvelce otobüs satmak üzere Tramvay idaresine müracaat eden bir firmanın daha ÜCUZ teklifte bulunması üzerine kendisile anlaşılamamış olan Leylant ismindekl İngiliz îırmasının tekrar vaki müracaatl tetklk edilmi.ş ve yirmi otobüsün hemen celbi hususunda bu firma ile bir anlaşma hasıl olmuştur Yapağı mubayaatı Cevabın hoşluğu, telmihin güzeltiği, tieni sustnağa mecbur kılmıştı. Belki de onun aleyhinde yazı yazdığundan haberdardı da bana bu cevabı vermişti. Harbden sonra Shaw ile birkaç uzun mUlâkatım vardır ki bunlan hiç unutamam. Onunla politika işlerindcn. bilhassa İrlanda meselesinden ve sosyalizmden konuşmııştuk Hatta bu mülâkatlann onun nezdinde de pek nahoş bir tesir bırakmadığını zannediyorum, çünkü bana eserleri arasında en çok sevdiği ve beğendiği «Kadınlara sosyalizın rehberi. adlı kitabından bir tane hediye etmişti. Ve kitabı verirken «bu kitabı okumamanız için en güzel bir yol, size bir tane hediye etmektir demişti. Bunda âteşin muharrir yanılmışü. Çünkü bu cevval. çâlâk ve ruhan tenkidd yarattlmış insanın bana verdiği kitabı okumamama imkân yoktu. Yeni ihracat hazırlıkları İngilizlere zeytinyağı ve Almanlara tiftik satılacak Ticaret ve İktısad Vekâletlerinden yapılan davet üzerine bütün mensucat fabrikatorları Ankaraya gitmiştir. tNihayet, Amerikanın siyaseti, her Öğrendiğimize göre, yurdun diğer türlü harb tehlikesi haricinde bııîunaı» yerlerinden gelen mensucat fabrikatorbir milletin, harb uçurumuna yuvarlarınin da iştirakile Ankarada toplantı lanmak için elinden gelcni yapmasxnyapılacak ve hükumetin tamamen mudan ve reiah, iktısadî emniyet içinde bayaa etmiş olduğu yapağı stoklarının yasayan bir memleketin her ne pahane miktannın hususî mensucat fabrikasma olursa olsun kendi kendisine bir larına tahsis olunacağı, bunlarm fabriiktısadî jelâket hazırlamasmdan baska kalarca mubayaa flatı ve alış tarzı üzebir şey değildir. Şimalî Amerika gari' rinden görüşülecektir. besi bu harbin en büyük manasızhkYapağılarm mubayaasma memur edi larından biricîir.» len Sümer Bank tacirler elinden mal Amerikayı harbden tahzir etmege çalan almakta devam etmektedir. Fakat lışan ve ona nasihat vermeğe kalkışan mubayaa fiatı kat'î olarak henüz bildi bu yazıyı kim yazıyor, biliyor musıııilmemiştir. nuz?... Nafile yorulmaym; bulamazsınız. Bunu yazan. İtalyanm cığırtkanhk vasıtalarından biri, hatta birincisi olan Stefani ajansınin diplomatik muharriridir. ziz okuyucularım, şu satırları lutfen okuyunuz: ~sAmerikanın siyaseti hak' kmda, en az söylenebilecek şey, bu politikanın şimalî Amerika halkınm menfaatlerine mugayir oîduğudur. Amerikahlar, Avrupa ve Ajrika nvücadeleleri diştnda kalmak imkânına sahibdiler. Çünfcü coğrafya ve Avrupa' nın Afnkaya. doğru yayılma temayülü, onları muhafaza ediyordu. lAmerikalılcr, Avrupa ve Ajrika kavgalarınt sükunetle ve rahatça seyir ve sonra ticaretlerine başlamak üzere her feyın bitmesine intizar edebiîirîerdi. Halbvki aksine olarak Amerika, zihinlerdcki heyecan neticesinde harbe doğru sürüklenmektedir. Amerika, herhangi bir hâdise veya Mr. Ruzvelt'in bir sabırsızlığı yüzünden her an harbe girebilir, 'Amerikan miîleti, kendi iktısadl buhramn% kendisi hazırlamak için, malt, teknik ve sınaî büyük bir gayret sar' fetmehtedir. Amerikanm bütün kuvvetleri muazzam bir harb endüstrisi yaratmak için seferber edilmiştir. Fakat bu endiistri, ancak harb bittiği za~ man tamamlanmak tehlikesine maruzdur. Herhalde, bu sanayiin, birkaç ay sonra mü^terisini kaybetmek % tehlikesi ile karft karşıya olduğu muhakkaktır. Bu vaziyetten mecburen, 1927 29 buhranından çok daha büyük bir ikhsadî buhran doğacak, hayat pahaManacak, işe yarar stoklar azalacak, esham ve tahvilât düşecek; bunlan da tnemnuniyetsizlikler ve içtimaî hareketler fakib edecektir. MAARİFTE Eğitmen kursuna alınacak talebe Nisanda baslıyarak olan eğitmen kurslarına 1665 talebe „ ahnmasına karar verilmişti. Yapılan tetkiklerden kurslarda bu miktardan daha fazla yer olduğu anla^ıldığmdan, ahnacak talebe sayısı 2500 e çıkarümış, buna göre hazırlık yapılması İçin Maarif Vekâleti vilâyet maarif müdürlüklerlne yeniden emir ver miştir. I Bernard Shaw"un biyografyasını yazanlaıdan Edward Shanks, onun hakkında şu satırları yazmışür: «Bernard Shavv'un İrlandada doğduğundan zijade, 19 uncu asır içinde şöh rete eriştiğini hatırlamak daha faydalıdır» Ben de bu mütaleaya tamaraen iştirak ederek diyebilirim ki onda İrlandalılık tesirlerini, çok müşkülpesend bir eraştırmadan sonra bulmak kabildir Bu tesirlerin herhalde ikinci hatta üçüncü p'nnda geldiği nıuhakkaktır. Unutmamalıdır ki 19 uncu asrın hep büyük harflerle yazılan bir çok yeni hareketle'ri onun üzerinde büyük tesir ve izler bırakmıştır. Bundan maada, zekâsını ve yazı yazmak kabiliyetini ispat edinciye kadar Londrada Shavv epey zaman yani sekiz on sene, sefalet çekmiş biı insandı. Bu zaman zarfında anııesinin gönderdiği para ile geçindiğini bizzat kendisi de itiraf etmektedir. Mııharrir ilk şöhretini 1892 de yazdığı «Dulların Evleri» adlı piyesile yapmıştır Halic vapurları için yeni kararlar Belediye, Halic vapurları seferlerinin zararal idamesinin devamma imkân olmadığını Münakalât Vekâletine bildirerek idarenin ya yakın sahiller (eski Akay) vapur işletme idaresine bağlanılmasmı, yahud şehir sahillerinde vapur işletmek hakkı Belediyenin olduğundan yakın sahiller vapur işletme idaresinin de Belediyeye verilmesini istemistir. Diğer taraftan Belediye müesseseyi zarardan kurtarmak için bazı tedbirler almıştır. Bu meyanda idareye rekabet yapan otobüs seferlerinin kaldırılarak daha gerilere alınması ve Eyüb gibi ahaîisi fazla olan iskelelere doğru seferler yapılması kararlaştırılmıştır. İdarenin iki vapuru da yeniden tamir edilmiştir. Bu suretle oradan kaldırılacak 24 otobüs, daha gerilere ve sehrin kalabalık semtlerinde çalısacaktır. Talebe Yurdları kontrol edilecek Yapılan tetkiklere göre, şehrimizdeki talebe yurdlanndan bazılarınaa murakabe tes.kilâtının zayıf olması yüzünden, talebenin gece geç vakte kadar dışarıda vakit geçirdiği, çalışma vaziyetinin bozuk olduğu. bu arada temizliğe ve yemeklere dikkat edilmediği anlaşılmıştır. Bu hususlar etrafında Maarif müdür lüğü alâkadarlarm nazarı dikkatini celbetmiştir. Ayrıca Maarif müfet tişleri de yurdları teftiş edecekler, vâzifelerinde ihmal edenler hak kmda takibat yapacaklardır. Geçmiş olsun sultanım! Avrupa gene flörtlendi Nedimin mezarı uğraşmak abestir ama çoğu hakikatGeçmiş olsun sultanım! lerin insana rüyada göründüğünü düYazan: Görüşmeler, konuşmalar yolunda. Siyasî flörtler, randevular, davetle harıl harıl. Her tarafta bir muhabbet, bir sevgi, bir aşk ve sevda ki' Romeo Jülyet hsltetsin yanında. Bu sevdalarm vuslat hasretini çektiği şey nedir? Yenir mi yenmez mi? Ganlı mı, cansız mı? Nedir o bil! Gönül rızasile ne yenilir, ne yutulur! Yemeden evvel canlı, yedikten sonra cansız!.. BÜRHAN FELEK 5'iyip kadehler tokuştular. Ayrıldıkları zaman iki taraf birbirine memnun ve sevdazedeler gibi meftun nazarlarla bakıyorlardı. Meraklı ve mütecessislerin ağızlannı kapatmak için de mülâkatın pek samimî bir hava içinde cereyan edip her iki taraf arasında görüş birliği olduğu da bir beyanname ile tebarüz ettirildi. ı şünerek bu mektubu kısmen derce razı olduk. «Dtin gece olemi rn.enam.da şair Nedimi gordiim. Çirhin fakat pek Jtrin bir adam olan Nedim bana: Berhudar ol evlâdım. Ben, Baki merhumun «Kadriîii sengi musallada bilip ey BafcU <rDurtıp el bağlayalar karşına yarân saj saf." İngiliz koorporasyonu ile İngiltercye yapılacak ihracat için yeni mukaveleler akdl makfiadlle şehriVILÂYETTE mize gelmiş olan İzmir ithalât ve ihracat birlikleri umumî kâtibi Atıf Adliye Vekili, Valiyi ziyaret bugün İzmire dönecektir. Dün, İnetti giliz koorporasyonunda son temasŞehrimizde bulunan Adliye Vekili lar yamlmıs ve İzmirden İngiliz lere 5.000,000 kilo zeytinyağı satıl Fethi Okyar dün Vilâyete gelerek ması için yeni bir mukavele yapü Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdarı mıştır. Bu ihracat serbest dövizle ziyaret etmiştir. Adliye Vekili ya kmda Ankaraya gidecektir. Adliye yapılacaktır Vekâleti istinaf mahkemelerinin Almanyaya tiftik gidiyor teşkili dolayısile usule taalluk eden Almanyanın memleketimize sat bazı kanun lâyihalarmı hazırla tığı lokomotifler bedeli ile karşılaş maktadır. tırılacak olan 1.200.000 liralık tiftiğin verilebileceğl Almanlara bildi Sirkeci meydanı yeni şeklini rılmistir. Almanlar bunun ilk paralıyor tisi olan 200,000 liralık miktarını Sirkecide Beşir Kemal eczanesi derhal alacaklardır. karşısında ve Viyana oteli önündeDemir mubayaatı Ki sahada bulunan binaların yıkılAmerikadan mübayaa olunacak ması işi ikmal edildiğinden şehirciolan ve akreditifi açılmış bulunan lik mütehassısı bu mahal için bir demir ve madenî malzemeye aid proje hazırlamış ve İmar müdürü de mahallinde tetkikatta bulun komisyoncularm tekliflerl düne ka muştur. dar yapümıştır Fakat bu teklifler Yakında Beşir Kemal eczanesinin içinde maksada muvafık olanı gö önündeki tramvay kavisi ıslah edirülmemiştir Bütün mesailerini İn lerek yıkılan mahalle doğru getirigiltereye hasretmiş olan Amerikan ıecek ve Sirkeci rıhtımına giden yol da asfaltlanacaktır. Belediye firma ve gruplarmın pek azının müsaid fırsatlarla bu caddedeki mümessili teklifte bulunmuştur. Ya mütebaki binaları Demirkapı istirın yeniden bazı temaslar yapüa kametinde tamamile kaldırarak Sirkeci garırm etrafını açacaktır. caktır. Elbette hatırlarsmıv ki harbe girmeden evvel, İtalyaya aynen bu şekil ve manada, hatta daha makul ve daha kuvvetli nasihatler verilmişti; fikat İtalyayı idare edenler, öyle bir büyume, öyle bir is« tilâ hırsına kapılmıslardı ki gözleri dünyayı görmüyordu. İtalyanm denizle çevrilmiş olduğu, denizaşırı müstemlekeleri bulunduğu, en mühim ihtiyaclannı deniz volile tedarik ettiği ve Akdenizin se. İtalyanlann gece gündüz kendisini Fiat Murakabe bürosu, bir müddettenberi üzermöe tetkiitat vapı «Bizim deniz» diye kabullenmelerine îan mühim bir manifatura lhtikârı rağmen, ingiliz donanmasına gönül vermiş, fettan bir kadın olduğu söylendi. nı nihayet tamamen meydana çıFakat karagömlekli İtalyanm ihtiraskartmıştır. Evvelce manifatura titan gözü dönmüş, kulakları tıkanmıştı; caretile hiç bir aîâkalan vokken bir döğüş boğası gibi saldıracak yer arıharbden sonra gizli depolarda mayordu. Nihayet, dokuz aydır bütün dünnifatura stokları vücude pretiren bir ya ile serbestçe yaptığı ticareti, muharih baba ve oğla aid olan manifatura milletlerin yerine kaim olmak suretila larm satışlarına aid yapılan tetkik cihan piyasalarında temin etmeğe başlaler ikmal olunmuş, müteaddid sa dığı güzel mevkii tepti ve böylece 1911 tışların faturasız yapıldığı ve bir denberi dünyanm en çok tecavüz ve isçoklannın fahiş fiatla satıldığı tes tilâ harbi yapmağa mecbur edilmiş mil« pit olunmuştur. leti olan İtalyan milletine müreffeh ve Fiat Murakabe bürosu bu gizli mes"ud bir hayat temin etmek fırsarı, stokları bulmuş ve vaziyed etmiştir. «Korsika, Nis, Tunus, Cibuti, Mısır. Süveyş!» naralan içinde boğulup gitti. Baba Oğul iki muhtekir! Depo ettikleri manifatura eşyası piyasaya verilecek Bunîar yarmdan İtibaren piyasa nm ihtiyacı nispetinde tevzi olunmağa başlanacaktır. Kitab ve mecmua ihtikârı Beyoğlunda bir maruf kütübhanenin kitab ve gazete satışlarında ihtikâr yaptığmın ihbar edilmesl üzerine açılan tahkikat dün İkmal olunmuştur. Bu kütübhanenin Fransız frangı kurunu 5 7 kuruştan hesab ettiği faturalarla tespit olunmuştur. Halbukl dün Kambiyo müdürlüğü Fransız kurunun 3 kuruştan hesab ediieceğini bildirmiştir. Her iki ihtikâr hâdisesi de bugün Fiat Murakabe komisyonuna verilecektir. Stefani ajansınin diplomatik muhar» ririnin Amerikaya nasihat verdiği gün, Arnavudluktaki İtalyan ordusu küçücük Yunanistanın küçük fakat kahraman ordusuna 7000 esir vermiştir. Ayni giinde, İtalya, Afrikanın şimalinde, merkezinde, şarkında her nerede bir cepbe varsa orada mağlubdur. Ayni giinde. İtalya, Akdenizde, Ege denizinde, Kızıldenizde, Hind Okyanusunda mağlubdur. Adis Ababadaki ve Habeşistandaki İtalyanlar. kendilerini bekliyen kara felâket karşısında korkulanndan titremektedirler. Bu diplomatik muharrir, şimali Amerikaya verdiği nasihatleri 1940 hariranının ilk günlerinde neden İtalyaya vernıedi? I Bir diğer flört te Salzburgda oldu. Fuhrer'in daveti üzerine iki Yugoslav nazırı Salzburga gittiler. Maksad Bilernedin mi âşık? bu devlet adamlarınm birbirlerine olan Mihver reçetesi üzerine yapılmış muhabbet ve sevdalannı ızhara vesile yeni Avrupa nizamı. Nasıl şeydir bu hazırlamak, diye merak ediyorsan birkaç nümune Yugoslavya ile Almanya sevgi ve verebiliriz aşktan birbirine yanıp rutuşuyor, bilBunlarm en yakmı Rumanya. miyor musunuz? Bak ne rahat! Ne asude! Ne mes'ud! Yakmda bunlarm da bir beyannaCece sokağa çıkanları bir tek kurşun meleri çıkar. Bütün meseleler hakkınebedî istirahate kavuşturuyor. Otel. da görüş birliği olduğu ilân edilir. misafirhane. bar, kumar masraflarını Buna şüphe eden var mı? Bu kara dMinmeye h?cet yok! Bir frenk gazetesi (300) franga bir sevdanm ne hânümansuz bir şey olcenaze alayı ilân ederken: «Bu kadar duğunu bilmiyen var mı? Bu kadar ucuz gömüldükten sonra bu pahalı ateşli bir âşıkla görüs birliği yapmazamanda hayat yükünü çekmeye ne mak kimin haddine? lünım var!» Dediği gibi bu kadar ucuz öldükten sonra yaşamaya değer mi? Nedimin Avrupa gene f1"~l'<»",i; Kaodillo, Duçe ile, Suner. Moskado ile, Darlan, Suner ile, Kaodillo. Peten ile sevişiyorlar. k"klaşıyorlar. O kadar ki yedikleri ayrı gitmiyor. Atesler içinde yanan Avrupaâfin sakin bir köse^i"1de, şirndi üzerinde bir sessiz kenarında I îstanbulu sevenler cemiyeti bir toplantıda İstanbul şairi Nedimin Üsküdardaki mejarını yaptırmaya karar v?rmişler. İçtimaın vuki' bulduŞu günün ge cesi, bu toplantıya iştirak edenlerden ismini vermek istemiyen bir zat rüyasında «Nedim» i <?örmüş ve aralarında bir muhavere '^'îreyan etmiş. Bu zat bize gönderdiâi bi> mel.tubla bu rüyasını naklediyor. Gerçi bu hakikat âleminde rüya ile Sık ve girift portakal ağacları, suları sapsarı nehrin kenarına kadar sıra sıra devam edip gidiyordu. Açık yeşil renkteki yemişler, koyu yeşil yaprakların arasında uzaktan bile pek iyi farkolunuyordu. Fakat, eski paravanlardan birinin üstünde bir resimken canlanarak yere atlamış hissini Dediği kadar da tafcdtre nail oianmveren San Toyi'nin zümriid bakışcîımdı. .Allah razı olsun hiç değilse ir ları portakal ormamnın bulunduğu tatihalimden asırlar sonra beni hatırla rafa hiç dönmüyor, hep onun karşıyarak ebedî sığınağımı tanzim etmeyi sında, Çinlilerin Salkonayi dedikleri düşündünüz. Buna ne kadar teşekkilr küçük ormanlığın çapraşık ağacları üetsem azdtr. Lâfcin âştkı olduğum ve zerinde dolaşıyordu. Çünkü Salkonayi bu aşkvmı meşhur kasidemde baştan aşağıya altm ve gümüş kanadlı Ey felek ins&f! Ey mihri cihânârâ a kelebeklerle dolu idi. man! Sang Toyi'nin kocası Kao Lung Bir naziri vâr ise söylen konulsun ya sabahtan akşama kadar bütün günlenına rini bu küçük ormanda kelebek areluıdeki Diye terennüm ederek emsalsizliğini kasında koşmakla geçirir, haykırdığım İstanbula da himmet edi kepçe ağla o minimini hayvanları yakalayıp kanadlarma iğne saplayarak niz. sıraya dizmekten, kolleksiyon yapmak Efendim! Biz de bu maksadlu İs tan sonsuz bir zevk duyardı. tanbv.lv. nevenler cemiyetvni kvrduk ya! Ko Tan'm tamamen aksi bir şah Güzel, nurum! Lâfcin İstanbulu siyet... Ko Tan iri vücudlü, geniş kb'y sever gibi sevmek ve saat kurar omuzlu idi. Yang Çe ve Hoang Ho nehirlerinin boyunca binbir sefer yapgibi cemiyet kurmak kâfi değildir. mış, memleketi baştan aşağıya dolaş Peki üstadım! Ne yapalım isti mıştı. Her seyahatten anlatılacak yüzyorsıınuz? lerce macera ve hikâye ile dönü Her şeyden evvel bu güzelim şehri yordu. San Toyi bu kahramanın kahani sinema dediğiniz oynak hayallerin rısı olmak ne kadar isterdi. Genc kız, aldığı terbiye icabı babayapıldığı stiidyolardaki oyuncak evlere benzer binalardan kurtann. Onun ta sma karşı gelememiş, kalbinin feveranlarını, ruhunun isvar.lannı benliğinrihî şohret ve tabiî güzelliklerine uyde boğmuş, Kao Lungla evlenmeğe gun yapılar yaptınn! Nedir o kiibik razı olmuştu. tabir ettiğiniz mıraı iskemlesi gibi haîjî 5{C *{; Gerideki saionda Yan Ling ile filneler! Vazgeçin bu sevdadan! Bu so'zlerden sonra çekilip Kâğıdhane dişi oymacısı Şan şatranc oynuyorlardı. San Toyi'nin babası bir aralıV taraflarına doğru gitti. Ben de uyankızından tarafa dönerek: dıktan sonra bu mektubla sizi haber Yahu. bu çocuk nerede kaldı? dar etmeyi düşündüm...» Diye sordu. San Toyi gözleri merak ve yüzü B. FELEK Çln hlkâyesi Kör keîebek Ahmed Hisayet hüzün dolu cevab verdi: I darbe indirdi: Nerede kalacak babacığım, küçük Haydi saçmalama, dedi, yemek ormanda keletek peşinde... vakti böyle fena şeyler konuşmıyalım! İhtiyar Şan başını sallayarak söze Kao . Lung bir akşam gene küçük karşıtı: ormandan gec vakit avdet etti. Fakat Salkonayi netameli bir yerdir. bu dönüş. hiç te diğerlerine benzemiKao Lung orada bu zamanlara ka yordu. Ayakları dolaşıyor ve ancak dar dolaşmakla pek ihtiyath hareket ellerini sağa sola, yukarıya aşağıya etmiyor!. ssllavarak istikametini tayin edebiliyorAradan ancak on dakika geçmişti. du. Küçük hizmetçi Şa Mi onu Kao Lung camekânı koltuğunda, bahçe kapısında karşılamış ve yederek kepçe ağı omzunda sevinc ve neş'e odasma getirmişti. San Toyi kocave gözlerine dikkatle içinde geldi. Günü pek verimli ol sının yüzüne muştu. Dünyanm hiçbir tarafında eşi baktı. Kao Lung'un çehresi asabî içinde idi. Nazarları bir bulunmıyan çok nadir cinsten kele takallüsler noktaya dikilmişti. bekler yakalamıştı. Canım, sana ne oldu? Ha, dedi, yolda Ko Tan'a teDiye sordu Hiçbir cevab alamadı. sadüf ettim. Bir gün bizi ziyarete geÇünkü dili de tutulmuştu. Delikanlı lecek... San Toyi'nin gözleri birden par bir söz söyliyemeden, neye uğradığını ladı. Kao . Lung karısındaki değişik anlatamadan o gece son nefesini teslim etti. liğin farkına varmadan devam etti: Bu münasebetle ona kıymettar San Toyi derin bir hüzün ve yeis kolleksiyonumu göstereceğim!, içinde hayatının en büyük matem devSan Toyi oturduğu yerden kalktı. resini yaşadı. Fakat arasıra, yaz gelYüzünü buruşturup dudaklarını büze diği zaman Ko Tan'ın döneceğini ve rek: onunla serbest, başbaşa kalabileceğini Ko Tan kelebek kolleksiyomı düşünmekten de kendini menedemiyorfilân gibi şeylerle kat'iyyen alâkadar du. olmaz!. *** O ister olsun, ister olmasm... Sakin ve mehtabh bir gece... San Benim yegâne zevkim bu... Eğer ru Toyi açık pencereli yatak odasında hun ebedî olduğu bir hakikatsa ve karyolasının üstüne uzanmış karşıki aAllah beni öldükten sonra bir başka ğaclarm üzerindeki ziya oyunlarmı seybiçimde tekrar bu dünyaya yollayacak rediyordu. Birden yanıbaşında hafif sa, dilerim ondan bu âciz kulunu bir kanad çırpmtısı duydu. Hemen ikinci sefer kelebek olrak yaratsın... yerinden fırladı Kulaaına çarpan pıGenc kadın, birden kocasının yanı tırdınm içeriye giren büyük ve altm na koşarak sağ elile agzına hafif bir renkli bir kelebeğin kanadlarını çırp masmdan başka bir şey olmadığını gördü. Ruhu garib bir korku ile burkuldu. Merhum kocasının bir sözünü hatırladı: «Eğer tekrar bu dünyaya gelmekliğim mukadderse, dilerim Allahtan beni bir kelebek şeklinde yaratsın!» Muhakkak, Kao Lung'un duası kabul edilmişti ve şimdi o kendisini kontrola gelmişti. Hayvan odanm orta yerinde serbest uçuyor, fakat önüne bir mâni çıktığı vakit hiç tereddüd etmeden ona doğru koşuyordu. Hayır... Bu uğursuz böceğin tehdidlerine daha uzun müddet tahammül edip heyecanlanamazdı. Eline eski kimonosunu alıo kelebeği takibe başladı. Hayvan evvelâ koridora kaçtı. Oradan aşağı kata inen merdivenin sahanlığına doğru uçtu ve duvara kondu. San Toyi kimonoyu çarpmanm tam zamanı olduğuna kanaat getirmişti. Bütün hızile parmaklığm üzerine yüklenerek ipekli entariyi karşıya fırlattı. Ne yazık ki bu hareket ona muvazenesini kaybettirmişti. Taşla vurulmuş bir kuş gibi birden aşağıya yuvarlandı. Koşup gelen babası ve küçük hizmetçi zavallıyı taban tahtalarının üzerinde canfiz buldular. Ertesi sabah iri ve altm renkli kelebek Yan Ling'in de nazarı dikkatini celbetmişti. Cebinden mendilini çıkarıp sallavarak onu dışarıya kovmak istedi. Fakat hayvancağız pencereye doğru gidecek yerde kendisini duvara çarptı ve ihtiyarın ayaklarınm ucuna düşüverdi. O sırada fildişi oymacısı Şan içerf Kİrmişti İnce bir kâğıd parçasının yardımile böceğin cesedini avucuna alarak muayene etti: Tuhaf şey. dedi, hayatımda ilk defa kör bir kplebeŞe tesadüf edi^orum.^ Baksana birader, hayvanda gözden kat'iyyen eser yok!

Bu sayıdan diğer sayfalar: