24 Şubat 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

24 Şubat 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Şubat 1941 Radyo başında Muhtelif vilâyetlerde «Kudur ey lüccei zulmet mütehevvir, çügın «Gülerim kahkahai ye's ile çığhklarma» T.Fİkrt Lânetle ölümler olarak mateme sırdaş Yangınlan dünyaya kusarken; Milyonla ve milyonla ezilmiş, çürümüf baş Kağtil ademin ökçesi altında susarken; Aksetti uzaktan bir uğultu: Azgın, şımarık, sanki kudurmuç gibi bir ses Bir radyo içinden uluyordu... Ürpermede sayhanla yerin tistü ve altı Bildim seni zâlim ve şeâmetli çağıltı! Hiç durma, karanhklara gir, hıncını anlat; Mademki ezeldenberi her yerde musallat tnsanhğa zaten bu çopur yüzlü düçünce; Mademki zamanlar ve mekânlar bile bir hiç Bir kerre bu gayyaya düşünce! Mademki gönül bayrağı zaten yere diişmüş; Mademki şu yılgın beşerin ruhuna üşmüf Binlerce ve binlece cinayet; Her gün yeni bir maske takan eski hiyanet Söv, say gene sen nutkuna hiddetle devam et!.. Yak yerleri, yık gökleri bir şimşek olup çak Her an daha kızgın, daha hâin, daha alçak! 5JC îJC 2]C İlmi konferanslar Ç Şehir ve Memleket Haberleri~) İstanbul Londra asfalt yolu Yol, Topkapıdan Sirkeciye kadar temdid edilecek , Gunden güne bitkin, kötürüm, sıska ve ıslak Milyarla ve milyarla ezilmiş tarı yaprak Yerlerde, çamurlarda serilmiş sürünürken, Her sâka çiçekten yeni kandil, yeni bayrak Takmak dileyen, cilveli oynak Neş'eli, allâk < Lâkin gene taşlar gibi gürbüz Koynunda bfitün kış, gece gündüz Tap taze nisanlar uyutan koskoca toprak, Şâyet biliyorsan bize söyle Birdenbire nerden, ne zaman, hangi sebeple Fırlattı da bir e! seni nefretle fezâya Saplan dedi her lâhzada bin kahra, kazâya? Olsun sana önder dedi kan çehreli Kâğbil Delsin de senin bağrını her gün nece kâğtil Sen dön gene hep şu semalarda hedefsiz Sen koş gene hep böylece şaşkın ve şerefm! Her tiirlü şenaat sana gülsün ve tükürsün Hem sonra desin: «Sevgili hürsün!» Şâyet haberin varsa bu işden Kasdin ne bu çılgınca, bu mücrimce gidişten? Fikrin ne bu canîce uçuştan ve coşuştan? Bilmem ki ne müddet daha sen devrileceksin Korkunç uçurumlar dolu divâne yokuştan? Sürdükçe ademerde sukutun Artıp duruyor işte felâketli sükutun! Bilmem ki kimin cürmü, kimin zulmü, günahı Çekmiş bu kızıl çöllere bir kapkara perde El'an gece mahkum ediyor nefye sabahı Kan pıhtısı dolmuş bugünün ertesi nerde? FAZIL AHMED AYKAÇ Şehrin içinden Cemreler düşerken... Soranlar olacak: «Cemre de nedir, yeni icad bir tayyare bombası mı ?» alkevlerinin dokuztıncn yıldönümünü kutlulama töreni, dün, muhterem Başvekilimia Doktor Refik Saydamın bir nutkile açüC H. Partislnin, ümî hareketleri dı. Bu kısa fakat kuvvetli sözler, Halmemieketimlze yaymak maksadile, kevlerinde vaziie almış olan Türk mübir kaç senedenberi Üniversite pronevverlerine Başvekilin mutad nezakefesör ve doçentlerine verdirmekte tile yapılmış güzel bir irşaddır. olduğu konferanslar çok faydalı neHalkevleri ve Halk Odalan Tiirklütkeler verdiğinden, bu sene" de ayİstanbul Beledlyesl, Londra İsğiin ve Türk inkılâbının kültür kaynanl gaye ile geniş program tertib etğıdır. Cumhuriyet Halk Partisinin, Türk mlştir. Bu programa göre, muhte tanbul asfalt yolunun Topkapıdan istanbul Vilâyetine bağlı köyler rilmek üzere müşterek köy fidan lif vUftyetlerimizde elli konferans Sirkeciye kadar temdidi için bir de köy kanununun tatbikatına ve lıkları ve köylerde meyvalıklar ku kültür ve sosj.al hayatına kıymetli bir proje hazırlamaktadır. Bu yolun şehediyesi olan bu müesseseler, dokuz verilecektir. hir hududuna vardığı Topkapıda kalkınma faaliyetlerine 1937 yılın rulmaktadır. Geçen sene 35 köyün muhtelif şube üzerinde çahşırlar. FaaŞubat ayına aid konferansları Kale önündeki kapmm etrafı bü danberi hiz verilmiştir. Vilâyete örnek meyvalığı tesis olunmuştur. liyet programları iki kelime ile «halka vermek üzere, on beş profesör ve yük bir meydanlık haline Ifrağ edi bağlı 16 kazadan 11 inin köyleri Bakırköy, Silivri, Yalova ve Çatalca iıiznıet. tir, denilebilir. Halkevlerini bidoçent konferans mahallerine ha lecektir. Burada Edirne İstanbul vardır. Bütün köy sayısı 305 tir. kazalarında müşterek köy îidanlık. rer halk mektebi ve hatta daha ileri gireket etmiştir. Diğer aylarda veri asfalt şosesi ile Edirnekapı Rami Şimdi bunlardan 155 inde köy ka ları vardır Köy sandıklarına gelir derek halk üniversitesi telâkki etnıek lecek konferansların listesini aşağı yollarmın ara yerinde hasü olan nunu tatbik olunmaktadır. KöyJer temini maksadile 47 köyde söğüdlük asla yanlış değildir. Onlar, halkın seviya yazıyoruz: ve kavaklıklar yapılmıştır. Bura yesini yükseltmek, millî birliğini ve imamüselles şekildeki arazi bir orman nüfusunun mecmuu, 125,000 dir. Köy bütçe ve muamelâtı, köy ge larda yüz binlerce ağacla karşıla nını kuvvetlendirmek, halka içünıaJ Profesör Ömer Lutfi Barkan 4 lık haline konulacaktır. Şehircilik martta Kırklarelinde «millî kurtu mütehassısı, bu plânı hazırlamakta lirleri, oknl, yol, bayındırlık, ziraat, şılmaktadır. yardımlar yapmak için kunılmuş millet Binaları köylü tarafmdan yapılan cvleridi'r. Halkevi, Türk ruhunu eritip luş hareketlerlnin İktısadî esasları», ve mahallînde tetkiklerde bulun sağhk ve diğer kalkınma işlerinin Rektör Cemil Bilsel 11 martta maktadn*. Br sahada vücude geti yanısıra birer küçüîc belediye mahi ve" makineleri Ziraat Vekâletince yeniden döken bir inkılâb potası olmak «Tanzlmatın başaramadığı dava», rilecek ormanlık için alâkadarlar yetinde olan köy idarelerinin idarî verilen selektör evleri mecmuu, ge vazifesini üstüne altnıştır. Türk, orada profesör Kâzım İsmail Gürkan 19 dikilecek ağaclan tespit etmekte ve kanunî bakımlardan muntazam çen sene 6 ya varmıştır. Köylerdeki kendi kendini öğrenir, tarih, gii çalışmaları gözönünde tutulmuş iptidaî el dokuma tezgâhlarını ge zel san'atlar, spor sahalannda dünümartta Eskişehirde «çocuk düşür dir'.er. tur. Köy muhtarlarile kâtibleri için niş taraklı ve kamçılı tezgâhlarla nü göriir, bu gününü bilir, yannını hamenin ferdî ve içtimaî neticeleri», Edirne ile İstanbul arasuıdaki her yıl kurslar açılmaktadır. Kurs değistirerek, muhtelif nevi bezler nrlar. ^IHM^^^. doçent Refii Şükrü Suvla 24 martta faaliyet larda, köy işlerini idare etme usul dokunmasını köylüye öğretmek için Kütahyada «dünya şeker istihsaliHalkevleri, halkı ve bilhassa köylüyü Edirne (Hususî) Edime İs leri öğretilmektedir. Köylere başka kurslar açılması kararlaştırılmış, ilk ne harblerin tesiri», doçent Yavuz tenvir ve irşad yolunda gittikre kemiyet tanbul asfalt yolunun ağaclandınl gelir kaynaklan aranarak, mahallî kursa Küçükçekmecede başlanmışAbadan 5 nisanda Eskişehirde «yeve keyfiyeti artan çalışmalarile memleması hareketine bu sene de devarr vergi nispetleri her yıl azaltılmak tır. Vilâyetçe,* köylerde yapılan büni dünya nizamında Türkiyenin vakete hizmetierin en bUyüğünü yapmak oıunmaktadır. Gerek Trakyada ve tadır. Köy bütçe ve iş programları, tün el işleri örneklerile ileride damevkiindedirler. Fikrimizce, faaüyetin ziyeti», profesör Besim Darkut . 10 ?erekse İstanbulda mevcud fidan mahallî imkân ve ihtiyaclara göre imî bir köylü el işleri sergisl açılen ziyade teksif cdilmesi ve en fazla enisanda Balıkesirde «bölge iktısadî ıklardan gönderilen fidanlar son gözetiliyor. Vilâyetin 940 köy bütmak mutasavverdir. 7 kazada da vaz!yeti>, doçent Sabri Esad Siya eünlerde bu yolun henüz ağaclan releri yekunu 522,038 lirayı bulmuş birer köy dokumacılık birliği kuru hemmiyet verilmesi iâzım gelen şuba köycülük» olmalıdır. Türk köyii ve vuşgil 15 nisanda Antalyada «Türk dınlmamış bulunan kısımlarınm iki tur. lacak ve bunlar sonra sonra koope kövliisü, Türk münevverinin, üzerindo edebiyatında tabiat», Hamdl Tan tarafma ekilmektedir. Her yıl, eskl köy mektebleri bıra ratif haline geçebilecektir. en büyük itinalarla çalışmakla mükelpınar İzmirde «millî kurtuluş hare144 köyde köy konağı yaptırılmış lef olduğu temiz ve bakir sahadır. Türk İki, üç yıl evvel ekilen fidanlar kılarak yerine yenileri yapılmaktaketi ve edebiyat», doçent Nüzhet dır. Maarif Vekâletince kabul olu tır. 90 köyde köy içi yolları kaldı topraği gibi sonsur bir feyiz ve bereket Gökdogan Eskişehirde «bugünkü bugün epey gelismiş bulunmaktadır. Bu fidanların yetişmesi ve mu nan plân mucibince yaptırılan o rımlanmıştır. Tamir de yapılarak, vadeden bu sahadaki çalışmalardır ki astromi», profesör Muzaffer Esad kullaruı bina kısmı köylüler tara Oöçhan Manisada «sağlam bir genc hafazası için büyük bir dikkat ve fından inşa olunarak, çatıya aid yeniden açılan köy dışı yollarının millet ve memlcRe.ti nura, refaha ve sauzunluğu, 1143 kilometredir. Muh adele kavuşturacaktır. Halkevi, mekteb itina gösterilmektedir. lik yetiştirmesi», doçent Hüseyin Asfalt yola gelince; bir aralık kı< masraflar Vilâyet bütçesinden ö telif köylerde 192 köy köprüsü yap ve kıslayı tamamlıyarak köylüyü v« Naili Sıvasta «Cumhuriyet devrinde denmektedir. Köylünün okuma Ih tırıldığı gibi 12 köyde spor, 196 köyköylerimiz», profesör Sadi Irmak dolayısile durmuş olan faaliyet, ha tiyacını karşılamak üzere köylerde de Cumhuriyet alanı açümıştır. köyü aydınlatmak gibi yurda, tarihimizde eşi görülmemiş azamette bir hizmetta vaların düzelmesi üzerine yeniden Balıkesirde «tabiat ilimlerinde ilerokuma odaları acılmasma çalışıl Köylerin bir çoğuna yangın söndüriemenln lüzum ve çevresi», profesör başlamıştır. Knlell Edirne arasın makta, bııralara Vilâyetçe bastırıl me vasıtalan tedarik edilmistir. 161 bulunmak vazifesini üzerine alnuşür. Başvekil Doktor Refik Saydam da, Hilmi Ziya Ülken 17 nisanda An da devam eden bu Inşaata bu sene mı? broşürlerden başka köy bütçe köyün sımrlan çizilmiştir. Diğer Halkevleri faaliyetlerinin talyada «medeniyet tarihinde Ak biraz daha hız verilerek sonbahara lerinden muhtelif gazete, mecmua köylerin smır ihtilâflannın da halll nutkunda ckapah yerlerden geniş meydanlara bükadar sona erdirilecegine muhak deniz», doçent Cemil Dikmen 18 nive kitab satm alınmaktadır. için uğraşümaktadır. yük topluluklara» intHcali Iüzumundan sanda Edirnede «memleket müda kak nazarile bakılmaktadır. Köylerdeö içme sularmın sıhhî bahsederken hiç şüphesiz, en ziyade, köVilâyetin on senedenberi üzerinde faasında kimyanin rolü», doçent durduğu ve köylüyü kasdetmiştir. Çünkü ADUYEDE boğa işi,bir mevzu olan damızlık şartlara uygun olması, tahlilî ve su Türk canıiası içinde en geniş meydan Vehbi Eralp 19 nisanda Antalyada artık halledilmiş sayıl yollannın tamiri, İçme su kuyuları«lâiklik nedir, ne gibi ihtiyaclardan maktadır. Boz ırk denilen sığır nevl, nm bileziklendirilmesl, •ustlerlnin köy, en büyük topluluk köylüdür. tki lira para cezasına doğmuştur?», profesör Mazhar Osbugün her köyde mevcuddur. Vilâ örtülmesi, gübreliklerin temlzlen İntihab dairemizi gezdiğimiz zaman, man Uzman 25 nisanda Elâzığda mahkum oldu " yetçe Silivride kurulan damızlık bo mesi, kjiçük su blrikintilerinln ku halkm ve köylünün en fazla ileri sür«zehirîenme hakkında», doçent Sara Çemberlitaşta, fazlaca Içtiğl içki | a deposunda her sene açılan hay rutulması, sıtma mücadelesi sağhk düklcri bir dilek de, Halkevi ve Halk Akdik Konyada «hayat mücadeletesirile gürültü patırdı eden Yusuf van sergilerinden yavrular satm a işleri faaliyetl program ve tatbika Odasi idi. Fakat, muhterem Başvekilisi», profesör Ziyaeddin Fahrl FınVar adlı blri, Adliyeye gönderilmiş lınmakta, beslenip büyütülmekte tına dahildir. Sıtma mücadele mm mizin pek güzel işaret ettikleri gibi dıkoglu 27 nisanda «Türkiyede katlr. Meşhud suç kanununa göre he ve kövlere dağıtılmaktadır. Refor takası çevresindekl köylerde. köy Halkevi ve Halk Odası demek sadcce dm hukukunun tekâmülü», profe men dava açılarak nöbetçi Sultan me edilen boğaların yerine bu sulülerce mücadeleve her türlü yar bina ve para demek değildir; bunlar da sör KemaleJdin Birsen 28 nisanda ahmed iklnci sulh ceza mahkeme retle daima gene boğalar yollan dım gösterilmektedir. 210 köve, içinlbette lâznndır; fakat asıl elzem olan Manisada «medent hukuka göre sinde muhakeme edilmistir. Netice maktadır. Ağaclandırma, ağac ye de en lüzumlu ilâcların bulunduğu ruhtur. ralışmadır. Bu ruh ve o rnbun müruru zaman», profesör Osman de 2 lira para cezası ödemesine ka tiştirme mevzulanna gelince, Bü sağhk ecza dolabları gönderilmiştir. raratüğı çalışma olmadıkça en nıuhteUzman 30 nisanda Erzurumda «be rar verilmiştir. yükderedeki Meyvacılık istasyonu 145 köyde umumî halâ kazdırılmış şem bina da, en dolukasa da içi kof birer !edî ve medenî terbiye hakkında». le Beykoz Fidan istasyonundan her tır. 16 köyde fennî mezbaha inşa e kalıbdan ibaret Kalma?TOnun için, biprofesör Tevfik Berkman 2 mayıssene köylere ağac verilmekle bera dllmiştir. Bunlardan köy sandıkla nayı ve parayı çalışmaya takdim etta Antalyada «röntgen şuaları ve Bir tramvay kazası hakkında ber, ayrıca köy bütçeleri tahslsatile rına ehemmiyetli bir gelir temin o memek, gerektir. .Paramız yok, birtamız modern tıbda ehemmiyeti», doçent Elektrik ve Tramvay idaresinden de yemlşli ve yemişsiz ağac yetişti lunmaktadır. >ok, çalışamıyoruz» sözü hiçbir zaman Fahlre Battalgil 2 mayısta Sıvas şu mektubu aldık: bir mazeret ohnamalıdır. Halkevlerini ta «hayyanlarda sosyal hayat», «Sayın gazetenizin 16'2^941 taidare eden münevverier için, faaliyet şiYaralananlar Yangın başlangıcları profesör Ömer Barkan 5 mayısta rlhli nüsh9smdaki (iki tramvay dün an «içine sığamadığunız bu mütevazl Kasımpaşada oturan Ayramın Tophanede Bostanbaşında CezaSamsunda «Türkiyenin nüfus da bîrblrine girdi, saatlerce münakale binada, şu mahdud varidatla dünyanın ir sokağında Jarosun evinden yan kızı 17 yaşında Fortona, Beşiktaşta en azametli saraylarını dahi yapabilevaları», profesör Samim Günensay durdu) yazı hakkmda izahat: Adanada «medenî kanuna göre ve 15/2/941 tarihinde saat 10,17 Ak gın çıkmıs, ateş başlangıcda sön tramvaydan Inerken düşerek, ba cek bir azim ve irade ile çalışacağu» kaşından yaralanmıştır. lâyet», doçent Refii Şükrü Suvla 6 iaray Ortaköy hattmda işliyen dürülmüştür. ran olmabdır. Yaratıa ruhlar, kasala•k Beşiktaşta oturan Mehmedin rın ve binalann nihayet mahdud olan mayısta Samsunda «dünya altın ;ramvay arabası Aksaraydan hareGalatada Arabcamiinde Mekmeselesi karşısında yeni nizam», ketinde 211 numaralı direk hizasın teo sokağında 33 numaralı apar kızı 4 yaşmda Güler, evin önünde çerçevesinden taşanlardır. Asla unutprofesör İbrahim Hakkı Akyol 9 da vatman. arabasmm kuvvet al ımanda, Nesimin 4 numaralı dai oynarken yere düşüp, başından ya tnanıak lâzundır ki Türk istiklâl harbi, mayısta Aydmda «memleketimizüı raadığını görünce, bunu motörler resinden yangın çıkarak, ateşin si ralanmıştır. kurtuluş mücadelesi ve inkılâbı, bol •k Kuzguncukta İskele caddesln varhklar ve zenginlikler içinde değil, su derdl», profesör Ali Fuad Basgü deki h?r hangi bir ârızaya hamle rayetine meydan verilmemiş.tir.. de oturan Mığır kızı 70 yaşında Kütahyada «Türkiyede millî h&ki derek arabasmdaki yolcuların hep•• Pangaltıda Şair Nigâr soka Makrohi, evinin merdiveninden yu bilâkis her türlü darhklar ve yokMiHıık* miyet prensipi», profesör Hâmil Na sinl indirmiş ve yakınında bulunan lar içinde yapılnuştır. Binbir mahrumiğıiıdaki 5 numaralı dükkândan çı varlanmış, sol ayağı kırılmıştır. ret, binbir zafer doğurmuştur. Hiç bir fiz Pamir 10 mayısta Denizlide «Tür depoya sevketmek üzere arabasma klyede yeraltı suları», profesör Fah ;eri hareketi yaptırdığı esnada ar ikan yangınm da önü almmıstır. Haydarpasa Nümune hastaneslne yokluk başarmak heyecanımızı kırmamahdır ve kıramaz. Halkevleri, bu herl Arel Aydında «insan bedeni», kadan gelen Topkapı Sirkeci tram Dükkânın 500 liraya sigortah oldu yatırılmıştır. ğu anlasılmıştır. Tahkikat yapıl profesör Şinasi Arel 14 mayısta A fayının motrisine çarpmıştır. •k Galatada Sarnıçlı handa kun yecanı, uğurlu vazifelerinin kutsiyetinmaktadır. danada «tababetin sporla alâkası», duracı Ahmed Nalbandoğlu, iş sı den ahnahdırlar; Yavuz Abadanm EminArabalar sefere konulmadan fren rasmda elindeki kundura'cı bıçağı önü Halkevinin yeni binası açıhrken profesör Sadi Irmak 15 mayısta ve makine aksamının gözden geçinın ayağına çarpmasile yaralan söyledîği gibi mtıhali mümkün, mümZonguldakta «yeni ve eskl nesiUer rilmesi usulümüze rağmen bilâhare Iskambil oynarken... dinü muhakkak kılmalıdırlar. Nİtekim, mıştır. arasında bir mukayese», profesör sefer esnasında bu gibi ârızalarm Fatihte İbrahimçavuş mahalle Başvekilin geçen seneki irşadını gözSuad İsmail Oürkan Trabzonda voıkuu arasıra ve nadiren görülmekönünde tutarak çaiışan 30 Halkevinden «dlş etlerinin ehemmiyeti», profesör tedlr. Vatman bu ufak: ârıza ile yo sinde oturan Saimle Mehmed, SaEdirnede bahar 27 si büyük gayretler sarfederek vaziFahreddin Kerim Gökay 16 mayıs luna devam edebilirdl, fakat her raymeydanında 10 numaralı kahEdirne (Hususî) On günden yetlerini düzeltmişlerdir. ta Trabzonda «çocuk terbiyesinde ihtimale karşı ihtiyath davranarak vede iskambil oynuyorlarmış. Bu yüzden aralarında münakaşa baş beri Edirnede havaların bahardan dikkat edilmesl lâzım psikolojik e arabasmm yolcularmı boşaltmıştırMnvaffak olmak için, muhterem Basfarkı yoktur. Güneş o kadar parlak sasiar», protesör Kemaleddln Birsen Binaenaleyh bu arabada yolcu bu amış, kavga halini almış ve sonve hava o derece ılıktır ki, tabiat vekiün işaret ettiği gibi aziz Milli ŞefiBalıkestrde «baçkalannm filinden "unmadığı gibi Topkapı Sirkeci a derecede öfkeye kapılan Saim, o ve hele ağaclar şimdiden uyanma mizin etrafmda şuur ve imanla birleşedolayı mes'uliyet», profesör Zeki Ze rabapınm yolculanna da hiç bir za yun arkadası Mehmedin vücudüne ğa ve tomurcuklanmağa başlamış rek fedakârlık ve feragatle çalışnıaınu kâfıdir. Çünkü Büyük Millî Şeften ilren 30 mayısta Kastamonuda «züh rar gslmemiştir. Arabalardakl ha üstüste bir kaç defa çakı saplamış tır. hom olan bu şuur ve inıan birliği, her revl hastalıklar, korunma ve tedavi sar da ehemmiyetslzdir. Bu hâdi ır. Muhtelif yerlerinden ağırca yaBu gayritabiî vazlyet daha 3 5 millî işin birind muvaffakiyet şartıdır. çareleri» isimli birer konferans ve seden dolayı ancak 10 dakika mü ralanan Mehmed, Gureba hastane gün sürer ve arkasından bir poyraz receklerdlr. aakalât durmuştur. Keyfiyeti saygı sine kaldırılmıştır. Saim de yaka eserse bu seneki meyvalardan hayır Ue büdlrirlz> yoktur. lanmıştır. müteaddid konferanslar hazırlandı istanbul Vilâyetinde köy kalkınma faaliyeti Üç senedenberi yaptlan işler çok faydalı oldu w NALINA İHEM MIHINA Halkevleri Mehmedin manevî babası köy muhÇiftlikte bir telâş vardı. Muhtarm çoKUçUk hlkâye tarıydı. Ellisini geçkindi ama, bir gene banı Osman don gömlek koşarak gddi: BÜmem babe kadar dincdi. Analığı da kırkında varBazı mizah ga Elbiselerim çalınmış, çarıklanm ariniz var mı? şudı. Ne yüzüne bakılmıyacak kadar çirzetelerl, muharlblınmış, şimdi ben ne giyer de davan Edirne (Hususî) Bir müddet lan, ne de taduıa doyum olmıyacak kabatın ylrml be lerin karargâhı dağlara çıkannm... şinde iklnci Cemna hususî muha tenberi şehrimizde lyi peynir buh dar güzeldi. Mehmedin anası öldüğu Diye derd yanıyordu. Herkes şaşırdı. Leman Ahıskal re düşüyor. Marbirler bile gön ranı hüküm sürüyor ve bazı bak zaman İnci daha dünyada yoktu. Muhkallarda yağsız peynirlerin sürü tar Mehmede acımış, karsı Mehmedi Koskoca çiftlikte çalınacak yol'.u gömtın beşinde de dermişlerdlmişti. Gelen doktor İnciyi muayene et I iyileşiyordu. Bu hal babası, anası kamüne devam olunuyordu. U«~*« ~zır. 3 .: J J U« ,. >] ^ari^Al^ «J.. n: son Cemre... Malum ya, bun evlâdJık olarak elmıştı. Üç yıl sonra U ve şehre, hastaneye götürdü. Tr*~..: : dar. doktoru da sevindiriyordu. Bir gün ıekle delik çarıktan başka şey mi yokDiüıyanın ne rahat, ne başı dinç ti . . . 1 tu? Çobana bir şeyler uydunjp işma Son günlerde bu nevi peynirler da İnci dünyaya gelmişti. lann birl havaya düşer, öteki suya, ve ne havadissiz zamanı imiş o günü de postacı İncinin adresıne Dir doktor, her şeyi göze alarak muhtara gönderdiler. Öğleye doğru eve gelen de piyasadan kalkmıstır ve buna seüçüncüsü de toprağa... günler... Kartal leylek harbi bize Şimdi büyüdüler. O vakitler Mehmed taahhüdlü mektub getirdi. Üç gün bu sordu: muhtar Mehmedi sordu... Gören olmaYeni yetişenler arasında, ;imdi günün bütün işlerini unutturmnştu. beb olarak da buzhanelerdekl ve ısede, İnci de ortada okuyorlardı. On mektub bekletildi. Nihayet geriye gön Baba... Bir yuva kurmasını herkes mıştı. Odasına baktılar. Yoktu. ElbisebeJki soranlar bulunacaktır: Çoğumuz, leyleklerin manevî müt tücear elindeki peynir stokunun a dokuzunu bitirmek üzere olan Mehme derildi. Ertesi günü muhtar köye dön ister. İncinin bugün evlenmesi doğru lcri, kitablan, her şeyi odanıtı ortasm Bu Cemre dediğiniz de nedir? tefikleri idik Çünkü onlara acıyor zaldıgı gösterilmektedir. değil ama, nişanlanabilir. Sen buna ne daydı. Cebindeki paralan, hatta mendin, rahmetli babası gibi geniş omuzları, c'ü. Gözleri yaşhydu Yeni icad bir tayyare bombası mı? duk. Kartal gibi yırtıcı bir kuşa Diger taraftan et buhranı da es ufacık sarışın başı vardı. Köyün de İnci ağır hasta... dersin? düi bile. Cocuklarm haklan var. Çünkü, karşı yuvasını müdafaa eden bu u kl vaziyetini muhafaza etmekte ve güzel delikanhlarındandı. İnci ile be Dedi. Bu acile üzülen köylüler mekMuhtar şaşmnıştı. Bunu beklemiMuhtar anlattı: • göklerden bu ara, belâdan başka zun bacaklı kuş. gitgide hoşumuza koyun eti, Belediye tarafmdan 60 raberce tarmandıklan dağ yollarında tubu demeyi unuttular. yordu: bir şev düşmüyor ki!... gitmeğe başlamıştı. Kartal leylek kuruş narh konmuş olmasma rağ koşuşurlar, rrmak kenarında oturarak Çoban Osmanın elbiselerini Mehnıed Nasıl olur? Mehmed mektubun geri gelişine içHalbuki, bizlm çocukluğumuzda harbine dair tafsilât veren muha men, kasablar tarafmdan kesilme [ölgelerini seyreder, suyun akuşına kaalmış. Yaylaya doğru tırmanmış, git Eğer sözlüsü yoksa, ben İnriyi lendi. Bu sefer de babahğına bir mekCemre, adeta sihirli bir kelime idi. bir telgraflan, resmî harb tebliğ mektedir. Kesilen sığır ve dana et pılmış tahta parçalarmı, su tepeciklemiş. Yolda rastlayan Kasablana Ömere sizden isteyorum. Adamakıllı iyıleşinUzun kışı, ağn ve sızı içinde geçi leri gibi elden ele dolaşıyordu. selâm bile vermemiş. Gözleri yaşhyrnış leri ise pek lyi değildir. Kuzu eti rini taşa tutarlardı. Köyün en gencin tub yazarak vaziyeti sordu. Yardım e ceye kadar beklerim. debileceğini bildirdi. ren ihtiyarlar, biraz kımıldanabil Kadın ne diyeceğini şaşıröı. Hemen henüz yoktur. Çünkü kuzuların bir den en ihtiyanna kadarı bunlara sözlü Ah, keşke gökyuzünde hep böyle Hele bir anasrna danışayım. Gene doktor İnciyi dikkatle tedavi mek için Cemreleri dört gözle bek kartallarla leyleklerin cengini sey aydan evvel kesilmesine imikân gö iözile bakarlardı. Köyün muhtarile kabir atlı seyirttiler. inci bunu duyunca Diyerek muhtar yürüdü. Eve geld:. deUrecekü. Doktora koştu, anlattı. Kenlerlerdi. rülememektedir. nsı buadan habersizdiler. İ!a kardeşin ediyordu. Mehmedin çekingen dunaşları retse imişiz! 7anında doktorun cana yakın sıcak Karısile başbaşa verdiler... Uzun bovıu disini bırakıp uzaklaşmasını htedi. Dokavişmesi onlar için hem günah, hem Kasım yüz. ortalık düzdü. Kasım İşte, şimdi de gökyuzünde harb kanlıhğı vardı. Hele bu sıralarda Meh düşündüler. Mehmede de sormaya ka tor ertesi sabah köyden ayrıldı, şehiryüz ellide de yaz belli olurdu. Ley oluyor. Fakat bu sefer carpışanlar içimizden geçireceğimiz »ualler ma de ayıbdı. medden mektub da gelmiyordu. Her rar kıldılar... Bir mektub yazdılar. deki hastaneden istifa etti. Yaşayışı, lum: leklerin geliş gklişi, kırlangıçların lnışlar değil, kuş insanlar... *** halde hastahğı duymuş olacaktı. Bir iki cMehmedim, senden bir soracağımu havası, suyu, kuşu, çiceği, böceği vs yuva kuruşu, bülbüllerin ötüşü, gül Dünya yuvarlağı, ateşten bir çem Harb mi? Sulh mu?.. Harb mi, Aradan yıllar geçti. İnci Iisenin son ağlamak istedi, yutkundu, durdu... Solerin açılışı hep birer mühim mev berle sarıldıktan sonra, kartallarla sulh mu?.. sınıfında iken Mehmed de Hukukun nunda bunlarm boşluğuna kendini i var. İnci kardeşindir. Sana sormadan sevgilisi başka olan bu köyden güçsim hâdisesi sayılırdı. yapamadık. Doktor inciyi isteyor. Sen lükle uzaklaşü. leylekler değil a, gökte seyyarelerle Halbuki, vaktile onu yalnız sev üeünü bitirmişti. O yaz çok eğlenecek*** Yarabbi, şu harb başlamazdan sabiteler birbirlerine girseler, acaba gili ile ne gün buluşacağımızı öğ erdi. Fakat Mehmed yash görüniiyor nandırdı. İlkbahara doğru da hastane ne dersin?» evvel, biz ne kadar mevzu fıkarası kimde başmı çevirip bakacak hal renmek için elimize alır ve büyük du. Babahğına, analığına ve nihayet İn den çıkarak yaylaya gitti. Mehmed, doktordan yana lâflar duyIkî ay sonra doktordan mektub gelimişiz meğerse... Bu arada Mehmed durmadan babah muştu. Mektubu alınca çaşâladı. Çok di: var' bir ümid içinde kanadlannı tane iye içindekileri söyleyemıyordu. Hem Bir aralık Kirmasti taraflarınHiç bir mevsim hareketi artık bi tane yolardık. nasıl söylerdi de. İçtiği sudan tutun, ğına yazjyordu. Fakat üzülürse diye kosa cevab verdi: «Şimdiye kadar Mehmedi aradım. da mıydı, nerede idi, kartallarla zi alâkadar etmiyor. «inci de isteyorsa mes'ud olsunlar.» Leyleklerin ne gün geleceği hiç vağındaki kunduraların tek çivisine İnciye de göstermiyorlardı. Hele bir Buldum..." Erzurum dağiarmın eri,Umez leylekler muharebeye tutuşmuşlar*** Pilân şehre kaç bomba düştüğü birimizin umurunda değil. Şimdi, kadar babahğına borcluydu. Ne muhtanesinde: yüksekh'kteki yaylalarında, bir zengidı. Şimdi o hâdiseyi kaydeden ga nü öğrenmek merakı yüzünden düyalnız yılanlann kovugundan çıka tar. ne de kansı böyle düşünmezlerdi Anaraı kandır, gönlünü yap, köye İlkbahann güzel günlerinden biriydi. nin davarlannı güdüyor, çobao olnıus.» zeteleri arayıp bulsam, slze hayli sen Cemreleri hesahlayamaz olvarayım... inciyi göreyim, diye yazıcakları zamanı bekllyoruz: Zuhuru ama, Mehmed kuruntu ediyordu. Bu Çiftliğin meydanlığında nişan kurulMuhtar ve kansı hemen bir mektub gülünç sahneler seyrettirirdim. duk! sebeble, kararını verdi... Mektebi bi yordu. hayyc velhaşarat! muştu. Herkes gülüp oynayordu. Yal hazırladı!ar, Mehmede ^önderdiler. • ' /Sanki ciddî bir harb'oluyormuş giBabahğı karısım kandıracaktı ama, nız Mehmed görünürlerde yoktu. Bir İmparatorluğunun zahire ambarı Hızırla İlyas bilmem bu sene de tirmeden köye gelmiyecek, İnciye dizur uzun beklediler, daha bir cevab. bi, iki tarafır cepheye sürdüğü kuv Pransadan «açız! Açız!> feryadları her vakitki sfibi birbirlerine kavu yemediklerini mektubk bildirecek, ana kadın daha çabuk davrandı, tesirli söz ara gencler arasında harmsndah oynar gelır.edi. • vetler hakkmda sütun sütun hayalî vükselirken «feryadı andelib> « kuler söyledi... Mehmedin mektebden ay ken göze çarpmıştı. Sabaha kadar zeyşacaklar mı? 'ğından kızını isteyecekti. Ben köyden ayrıhrken İnci b.ıreds, malumat.. «Kartallar şu 'kadar as lak verilir mi? Fakat. Hızır ve İlyastan evvel ?u Fakat mektebler açıldığı zaman Meh rılmasmı istemedi. Mehmede cevab ver bek, hora, lâz oyunlan yapıidı ve her Mehmed ötede, yaylada çile doldurukpr çıkarabilir..». «H*vır, leylekler Yakmda. papatya tarlaları icinde diinva su'^° kavussa ah ne iyi omed bir haber aldı... İnci hasta!f>nmıstı diler. Mehmed de bir daha yazmadı. kes şsfskla beraber yorgun arğın evi vorlardı. Aradan iki yıl geçti, hiç bir daha kuvvetli görünüyorlar> kabi dolaşacağız. Fakat bu sarı kafalı çi*** lacak, ne iyi!. Babası fehre haber salmış, yaylı gönne gitti. haber alamadım. Gönül isteyor ki İnci linden bir takım indl tahminler.... çekleri, yaprak yaprak kopanrken, 1 Salâhaddm GÜNGÖR dermiş, şehir doktorunu köye getirt i Yaylaya çıktılar. İnci günden güne < *** çobanına kavuşmuş olsun. f Yazan razan \ Edirnede et ve peynir buhranı SALÂHADDİN GÖNGÖB j Çoban n A AH K

Bu sayıdan diğer sayfalar: