4 Mart 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

4 Mart 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURîYET 4 Mart 1941 İDoğrudeğilmi?!, Kadıköy ve Üsküdar tramvaylarının yeni tarifesi C Şehir ve Memleket Haberleri ) Karara bağlanan üç dava Ihtikâr yapan iki müessese para cezasma mahkum oldu Milli korunma kanununa muhalif hareket davalarından üçü, dün İstanbul ikinci asliye ceza mahkemesinde kalara bağlanmıştır. Mahmudpaşada 18 numaralı dükkânda zücaciyeci İditiya, Fiat Murakabe komisyonunca tespit edilen kâr haddinden fazla fiatla satış yapmaktan, 25 lira para cezasına mahkum olmuştur. Dükkânı da bir hafta müddetle kapatılacaktır. Yenipostane civannda 60 numaralı dükkânda, 25 kuruştan satılması lâzım gelen elektrik ceb fenerlerinin yassı pillerini 32 buçuk kuruşa sattığı iddia olunan Kevorkun, 25 lira para cezası odemesine ve dükkânının bir hafta müddetle' kapatılmasına karar verilmiştir. Kevorkun bu pilleri fazla fiatla sataıı Salamon Eskenazi birkaç gün evvel aynı mahkemede aynı şekilde cezalandırılmış, Salamon Eskenaziye çok fazla fiatla satan Yako Gabay ve 3aruh Gabayın da beşer yüz lira ağır para cezası ödemeleri ve ikişer sene müddetle Eskişehire sürgün edilmeieri karar altına ahnmıştı. Dünkü kararla, bu zincirleme işin üçüncü saihası da bitmiştir. Tarakçılarda kardeşi. Güstav Henni ile birlikte manifatura, saat ve saire üzerine ticaret ve komisyonculuk yapan İsviçreli Edvard Henni'nin, manifatura stokuna dair zamanında beyanname vermediği iddiası ileri şürülüyordu. Güstav Henni'nin o sıralarda Uludağda istirahat ettiği ve beyanname ilânını zamanında göremediği noktasından hakkında birinci sorguca muhakemeden meni kararı verilerek, yalnız kardeşi mahkemeye yollanmıştı. Edvard Henni de, o sıralarda Erenköyündeki sayfiyeçinde jimnastik yaparken bir kaza geçirdiği ve hasta yattığı, bu sebeble ilânı zamanında görmediği cihetinden, dünkü muhskemede beraet kararı kazanmıştır. Yeni tip ekmek Belediyenin aldığı nümuneler tetkik edilîyor Yeni tip ekmeğin düzeltilmesi ve francala unu imalâü üzerinde muhtelif makamlar meşgul olmaktadır. Ticaret Vekili Mümtaz Ökmen yeni tip ekmek hakkında dün Vilâyetten izahat almıştır. Diğer taraftan Toprak Mahslleri ofisi umum müdür muavini Hâmid de şehrimize gekniş ve ekmek işi üzerinde meşgul olmağa başlamıştır. Dün, ekmek meselesi üzerinde biri Toprak mahsulleri ofisinde, diğori Vilâyette iki toplanü yapılmıştır. Toprak Mahsulleri ofisinde yapılan içtimada değirmenciler de bulunmuş ve francala imalâü için kullanılacak un üzerinde görüşmeler yapılmıştır. Toprak Mahsulleri ofisi francala imalâtmda kullanılacak unu elde edebilmek için lâzım gelen buğdayı bizzat kırdırmak ve bunun yüzde 50sini francalalık, yüzde 35ini de ekmeklik ayırmak niyetindedir. Şehrimizde 22 francala fırıru vardır. Bunlann sarfiyatı 200 çuval undur. Lüzum görülürse francala sarfiyatı tahdid olunacaktır. Diğer taraftan Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar yeni tip ekmeğin bir kuruş kadar daha ucuzlatılması rmkânlan üzerinde çalışmaktadır. Vali ve Belediye reisinin riyaseti altında yapılan içtimada Vali muavini Lutfi Aksoy, Belediye Sıhhat müdürü Osman Said ve fırıncılar cemiyeti reisi Ahmed Rıza bulunmuştur. Bu içtimada ekmeklerin daha iyi çıkanhnası üzerinde görüşübnüştür. IHEM NALINA MIHINA] Yazan: W. Churchill tngiltere Başvekili Lord Curzon'u recede öyle bir 37 ilk defa olmak ünüfuzu nazar mev zere Hariciye müs cuddu, adeta kateşarlığma ikinci palı odalann için tayini sıralarında de ve kapalı kutanımak şercfine rulartn dibinde ne nail olmuştum. olduğunu apaşi 1895 te Devonshikâr görebilirdi. re'deki kâşanesinBu nüfuzu nazar de verdiği ziyafetkarşısında, ilim lerden birine dazekâ, çalışkanlık, vet edilmiştim. Bu güzel söz söylesıralarda gene bir mek, içtimaî sevimııhafazakâr hüye, sıhhat. neşe, kumet iş başına seıret ve daha getirilmis bulunubirçok evsaf daiyordu. ma ikinci plânda Bunu takib eden kalmaya mahkum senelerde Lord olagelmiştir. Nü Curzon'la Hindisfuzu nazar sahibi tanda valii umumî olanla bu hasletIken müteaddid ten mahrum olan defalar görüşmüş iki insanı bir müve ben de herkes sabakaya kostugibi onun samimi nuz mu, ilkinin. ve hoşsohbet meclisinin bir müdavimi ikinciyi solda sıfır bırakacağına asla şüp olmuştum. Kendinden çok daha genc he caiz değildir. İşte bu kaideye tebaan însanlarla, bilhassa genc zabitlerle san Lloyd George Lord Curzon'u istediği gifci ayni sınıf insanlarla konnşuyormuş bi ve istediği yere imale suretile öyle gibi arkadaşça, açık ve samimi dostluk güzel idare ediyordu ki, bundan bizzat rabıtalan tesisinde Lord Curzon mutlak Lord Curzon'un dahi haberi oltnuyor' Te muhakkak surette çok isabetli dav do. ramrdı. Bu görüşmelerin birinde benim •** de pek yakında Avam Kamarası kürsüCnrron, mektub yazmaya son derece BÜnden sesimi memlekete duyurmak merakb bir insandı. O kadar ki, bu işte fırsatına nail olacağımı da ilk haber ve son derece behre peyda etmişti. Eski zarenlerden biri •, olmuştu. an kâtib ve istidacılan gibi, adeta kaNe garib bir tecelHdlr ki, Insanlan an leminden kan damlar şekilde temiz, cak yakından tammakla onlar hakkın dürüst ve uzun mektublar yazmak iptida bir fikir peyda edilebileceğini hepi lâ halinde tecelB eden bir itiyadı idi. pıiz bildiğimiz halde, gene hepimiz u1903 tarihinde Londrada nakahet devSaktan merhaba kabilinden tanıdığımız resini geçiren ilk kansı Leydi Curzon'u Insanlar hakkında da tiirlii tenkidlerden ziyaretimde bana kocasından aldığı geri durmak şuurunu gösterememekte tam yüz sahifelik bir mektubu göster•yizdir. Hele Lord Curzon gibi umumî mi?Ö. Bu da sizlere gösterir ki muhhayatile hususî hayatı arasında müthiş terem Lord mektub yazmak hastalığına bir fark mevcud olan çahsiyetler bak müptelâ idi. kında sür'atle hiikiim vermek pek sakat 1915 yılında kablneden istifa ederek bir istir. Fransadaki riperlerde harbe gittiğim zaOnu hususî hayatında tanıyip sevme man Lord Curzon'la, ben Çanakkalenin mek imkânsızhğına mukabil, umumi ha tahliyesi aleyhinde idik. Fakat ben yatta azamet ve gururundan dola>i nice Londradan aynldıktan sonra Fransız siBevmiyenler vardır ki, bu ikinciler, Lord perlerinde ondan aldığım yinni sahifelik Curzon'un daima kötü taraflarını mey mektubu bugün dahi unutamam. Sizlere dana çıkarıp iyi taraflarını örtbas etmek gelince; benimle birlikte bu kadar uzıın fcinde fevkalâde muvaffak olmuşlardır. mektublarda söylenecek pek çok dddî Bu insanm nasıl olup da daima deli mevzu bulunamıyacağına nazaran, bunkanblığını ve hoşmeşrebliğini muhafaza lann ekseriya manasız seylerle dolu oleden mizacı yanında adedi dört beşe duğuna kanaat edebilirsiniz. Ömrümde .şimdiye kadar ehemmiyetli varan kâşanelerinde dostlanna ve ahpablanna verdiği mükellef »yafetler addettiğim mektublardan hiç birini «tmeyanında bir de pzak yakın kime olur mak veya kaybetmek itiyadında olmasa olsun hastalıkta ve sağlıkta yardım dığım halde, Curzon'un bu mektubunu dan ve alâka göstermekten kaçınmıyan çok aradığun halde bir türlü bulamadım. bir tabiati de vardı ki bn bütün meza Şimdiden sonra hoş bulunsa da hükmü yasının fevkinde bariz bir şekilde göze yok ya!... çarpardı. Arkadaşa uzak yakın tanıdık Lord Curzon'un bariz zayıf taraflarmvcya ahpaba, ihtiyara, düşkfine; yardım dan blrl suydn ki, bir davayı ele ahp etmemeyi, hayarta en kötü Hr huy te o dava etrafuıda fikirlerini, tecrübelelâkki eden Curzon, belki herkese fazla rini, bilgilerini kemali dikkat ve itina ile yardım ettiğinden dolayı da bir nevi ortaya koyduktan sonra artık her işin nankörliikle karşılaşmaktaydı. Çünkü olup bittiğine, ve herşeyin yolunda gibu hayat tuhafhr, yardım etseniz çok deceğine kanaat getirmesi idi: Haibııki defa, teşekkiir yerine nankörliikle kar nice mesail vardır ki en iyi niyetlere şıiaşırsınız. Etmeseniz, size karşı isyan rağmen ve en mtikemmel bir tarzda ederler. hükumetin ıttıiaına arzolunmakla .hiç birşey kazanılmıs olmaz. Esas onun tatİşte böylece Lord Cnrzon kâh şiikran. bikarma çecilmesinl temln meselesldir kâh tenkid ve kâh hoşnudsuzluk yaraki, buna i? Iisanında fikri takib dentarak fakat bir tiirlii tam bir sempati mektedir. Veya korku yaratamadan yolunda de(Arkası var) vam ediyor, fakat hiçbir vakdt liderHk Lord Gurzon Lloyd George İki devlet adamı arasındaki düşmaıüık ve neticeleri Lord Curzon' nun büyük bir hastalığı: mektub yazmak Kadıköy Üsküdar Tramvay şirketınin yeni bir tarife hazırlamakta olduğunu iki üç gündenberi gazeteler yazmaktadırlar. Verilen malumata göre bu yeni tarifenin tanzimine başltca sebeb olarak şu mesele gösterilmektedir: Gerek tlsküdardan, gerekse Kadıköyiinden tramvaylann o iskelelere vasıl olan vapurlar yolcularını boşaltır Doşaltma3 hareket ettirilmeleri arabalarda kalabalık bir halk kütlesinin toplsnmasını mucib oluyormuş! Tramvay şirketi yolcularm izdihamdan rahatsız olmamalarını temin için yeni tarifede arabaların hareket zamanlanru bilhassa vapurlarm muvasalat ânlarına tesadüf ettirmemeğe dikkat edecekmiş! Kadıköy Usküdar tramvay şirketi, müşterilerini arabalarda s.ı>;şmaktan kurtarmak gibi hayırlı bir düşünce ile yeni tarife tanzimine kalkışırken acaba onları büsbütün penşan etmek gibi bir hataya düştüğünün farkında mıdır; bu tromvaylann yüzde doksan beş yoîcularını varAırla gelenlerin ve vapuflara gidenlerin teşkil ettikleri inkâr kabul etmez bir hakikattir. Bunlarm vapurlardan çıkükları zaman açıkta dakikalarca tramvay bekleyip yağmurda soğukta hastalanmak tehlikesine maruz kalmaları mi, yoksa arabaarda biraz sıkışmak zahmetine katanmaları mı daha iyidir. Diğer taraftan bu şekilde kalabalığın da eskisinden daha az değil, bilâkis fazla okcağı muhakkaktır. Çünkü aynz tramvay yolcularile birlikte dığer perakende yolcular da binecklerdir. Binaenaleyh Üsküdar Kadıköy Tramvay şirketinin bu yeni tarife sevdasından vaz geçmesi ve eski hayratı da bozmaması halkın menfaati noktasından daha faydahdır, diyoruz, Niçin mağlub oluyorlarmış? aşistler, mağlubiyetlerine, her gün, yeni bir sebeb buhıyorlar. Daha evvel, «Ne garib ordudur, bu?. başlıklı bir yazımda söylediğim gibi, Libyada sıcaktan, susuzluktan, kumdan, ilerliyememişlerdi. Arnavudlukta Arnavudlann ihanetinden Arnavudlar hesabına esefle söyliyelim ki böyle bir mukaddes ihanet vaki olmamıştır kardan, soğuktan sökememişlerdi. Habesistanda yağmurdan bunalmışlar, dağlardan aşamamışlardl. Havada fırtınaya, denizde dalgaya tutulmuşlardL Bütün bunlar, kâfi gelmemiş .olacak ki şimdi de, General Franko'ya yaptıkları yardımlardan dolayı kansızlığa uğradıklarını ve ondan yenildiklerini iddia ediyorlardı. İspahyol generaline yapılan yardunların sebebini ise Stefani ajansınm diplomatik muharriri şöyle izah ediyor: Doğra değil mi? MÜTEFERRIK Nafıa Vekili şehrimizde Naua Vekili Ali Fuad Cebesoy dün sabahki ekspresle şehrimize gelmiştir. Nafıa Vekili Haydarpaşa istasyonunda İstanbul Nafıa erkânı tarafından karşılanmıştu*. Vekil sabahleyin bir müddet Nafıa müdiriyetinde meşgul olmuştur. Ali Fuad Cebesoy bu seyahatinin tamamile hususi mahiyette olduğunu söylemistır. Vekilin bu gün Ankaraya avdeti muhtemeldir. ADUYEDE İki katil maznununun ' muhakemesi Aksarayda kaynanası Asiyeyi bıçakla öldürmekten maznun dokumacı Ali Emiroğlunun muhakemesi, müdâfaa şahidleri çağırılmasına bırakılmıştır. Beyoğlunda Nazmiye isminde genc bir kadını tabanca kurşunile öldürmeğe teDahiliye Vekili fehrimize şebbosten maznun kundura boyac.sı \e çalgıcı Ali Sovatın muhakemesinde de, geliyor katilden mevkuf kahveci Abdürrahmün Dahiliye Vekili Faik Öztrak bu sa son müdafaa şahidi olarak dinlenildikbalıki trenle Ankaradan şehrimize ge ten sonra, Müddeiumumilikçe dosya lecek va bir müddet sehrimîzde kala mütaleaya abjımıstır. Gelecek celseye caktır. kadar, Müddeiumumî, iddianamcsini hatş Bankasının yeni istanbul zıriayacaktır. İş Bankası umum müdür muavinlerinden Halis Kaynar, Türkiye İş Bankası İstanbul şubesi müdürlüğüne tayin olunarak dün işine mübaşeret etnıiştiı. Kendisi kıymetli bankacıl?rımızdandır ve bankacılık tahsilini Amerikada yapmışür. Halis Kaynara muvaifakiyetler dileriz. Birkaç sene evvel, Eyübsultan clvarında Pirincci köyüne bir gece ban arkadaşlarile at üstünde gelerek, parasuu ele geçirmek maksadile köylülerden Mustafayı kurşunla öldürmekten suçlu Resul Çatlar, idama mahkuın olmuştu. Arkadaşlarmın da dörder ve yedişer sene hapsi kararlaştınbmıştı. Maznunlardan birkaçı da beraet etmişti. Temyiz mahkemesi, kararın diğer kıMahalle itfaiye ve sıhhî sımlarını tasdikle, yalnız idam cezasıimdad heyetleri na aid kısmını bozmuştur. İstanbul biPasif korunma hazırhkları münasebe rinci ağır ceza mahkemesinde düa yetile evvelce her kaza ve her nahiyede niden celse açılmıştır. Bozma kararına birer itfaiye ekipi teşkil edilmişti. Bu uyulup uyulmaması hususunda, geiecek teşkilât kâfi görülmemiş, şimdi de ma celsede karar bildirilecektir. halle itfaiye ve sıhhî imdad heyetleri İki kardeşin muhakemesi teşkiline karar verilmiştir. Askerlik yaMeyvahoştaki Halde kabzımal Haülşını ikmal etmiş veyahud henüz askerlik yaşına vasıl olmamış olanlardan ve le kardeşi Hayri, dün muhakeme edilyahud da kadınlardan her on ev için mişlerdir. Mevkuf Halil, arada çıkan birer itfaiye veya hastabakıcı yeüşti kavgada Haydar adlı birini üç kurtilecektir. Şimdiki halde bunlann isim şunla ödürmeğe tam teşebbüsten mazleri tespit edilmektedir: Yakmrla bun nundur. Gayrimevkuf Hayrinin de, sonlara vazifeleri öğretilerek itfaiye ve radan kavgaya iştirak ettiği iddia o'usıhhiye ekipleri âmirliklerine bağh o nuyor. Dün şahid olarak tüccar kâtibi larak çahşacaklardır. Diğer taraftan ev Necati ve diğer bazı şahidler dinlenilvelce yapılmış olan sığınakların adedi miştir. Muhakeme başka şahidler için kalmıştır. ni tezyid için tertibat ahnmaktadır. çubesi miidürü Bir idam kararı nakzedildi fifatını takmamıyordu. •*• Lord Curzon'un Hindistan valiüği, hayatının en parlak safahatını teskil eder. Orada yedi sene cihanm en büyük toprak bütünlüklerinden birini teşkil eden bir ülkede şahane bir şekilde icrayi Ealtanat eylemiştir. Bu zaman zarfında ondan evvelki valilerin yapamadıklan bir çok Işleri basardığı gibi elini neye gürdü ise, orada muhakkak surette bir nmran eseri, bir güzellik ve bir başkalık viicude getirmiştir. Gerek Hindistana karşı gitgide kuvvet bualn daha mülâyim siyasetin inkişafında, gerekse Hindlilerin terakki ve inkişaflannda, kiiltür. Ve içtimaî yardım sahasında, Lord Curron'un Hindistan umumi valiliği esnaEinda emsalsiz terakkiler ve muvaffakiyetler kaydolunmnştur. Öyle ki tngiliz, Bind münasebetleri tarihinde, Curzon nnutulmaz bir devreyi' açan insan olarak kalacaktır. Fakat gene bütün bunlara rağmen, ne bazindir ki, bu devre dahi kedersiz ve tehevvürsüz nihayete erememiştir. Valii . umumi ile başkumandan Lord Kitchener arasında müthiş bir kavga koprnuştu. Haklı taraf hiç şüphesiz ki Lord Cur•on'du Fakat entrika, manevra kabiliyeti ve düzenbazlık hususlannda ihtiyar asker o kadar kaşarlanmıştı ki tam Llpyd George tabiyelerini kullanmak sureiile Lord Curzon'u pek kısa bir mücadeleden •sonra alt edivennişü. Bu mücadele ve niza, Lord Curzon'un danlarak istifasile neticelendi. tn»ıltereye döndüğü zaman bütün dostlarını ve bilhassa en samimî dostu Mr. Balfoıır ıın dahi onun aleyhine dönmüş olduğunıı görerek büsbütün inkisara uğradı. *** Şimdi artık Armageddon'a geldik çathk. Hayatının bu safhasında Lord Curzon öyle bir insanla karşı karşıya geldi ki onun şahsiyetile taban tabana bir zıddiyet teşkil ediyordu. Lord Curzon'la Lloyd George kadar birbirine benzemiyen Ud şahsiyet hakikaten nadirdir. Mizac, düşünce, muhit, terbiye ve mefhum itibarile birbirlerinden o kadar farkb idiler ki, onlan bu hususta birer muhasım addetmekte bir beis yoktur. Bütün çocukluğu asilzadelere ve asalete karşı bir isyan halinde geçen ve bu itibarla dört beygirli araba kullanan Lord Curzon ve ailesine hakikî ve candan bir düşman olan Lloyd George Lord Curzon'a nazaran çok daha «görücü> bir insandı. Bu görücülük, yok mu; hayatta öyle bir haslettir kî, bir insanda bu olmadı mı, onun büyük mikyasta muvaffakiyete ulasması ve büyük çapta bir adam oiması hemen he"ioi imkânsız bir bale ge'ı ' 'eMr l 'ocl George'da adeU insiyakî denecek de Kalb sektesinden ölüm Fatüıte Çamaşırcı soka^ında 7 numaralı evde tekbaşına yaşayan malul mütekaid Mehmed Tevfik, ev<n teşlığmda öımüş olarak bulunmuştur. Kalb sektesinden öldüğtt muhtemel göriilmekJe beraber, cesed, her ihtiraale karşı Morga kaldırılmıştır. Etekleri tutuşan kız öldü Sultanahmed civannda Pertevpasa yokuşunda 47 numaralı evde oturan 14 yaşında Esma, mangaldaki ateşten eteği tutuşarak, vücudünün muhtelif yerlerinden yandığını, hastaneye kaldınldığını yazmıştık. Esma, aldığı yaralann tesirile dün ölmüstür. Kocam huysuz bir adamdı. Fakat halimden şikâyetçi değildim. Çünkü her mihnete tahammül etaıe dersini annemden almıştım, Hem onu seviyordum da, Gece, horladığı zamanlarda bile, ona kin bağlamak ehınden gelmiyordu. Bir kızım vardı. Bütün emellerimi onun başına bağlayarak yaşamaktan memnundum. O, benim herşeyimdi. Neşem ve saadetimdi. Evimin dört duvarı arasmda işlerimi yaparak, kocamı öfkelendirmemek için daima uyanık, ve dikkatli davranarak yaşayıp gidiyordum. Kocam bazı geceler geç gelirdi. Şehrin sesi dinerdi. Sokak lâmbalan susan kaldırımlara soluk ve uykulu ışıklar döker. di. Elime bir kitab, yahud bir iş alarak onu beklemeğe koyulurdum. Gene onun geciktiği gecelerden biri... Kapı hızlı hızlı çaiındı. Bu vakitsiz ziyaretçi, kocamın uzak akrabalarmdan biriydi. Müthiş korktum: Bir felâket mi, bir kaza mı oldu diye merdivenlerden deli gibi indim. O buz gibi ellerile bileklerimi tuttu. •Yukanya çıkahm. Herşeyi anlatırım.» diyordu. Ben kocamm başına bir şey gelmesi ihtimalile altüst olmuştum. Garib bir sesle: Kocam çok mu seviyorsun Kâmran? diye sordu. Sonra ayağa kalkarak: Sokak kadınlarının birinden birine atlayan bir adam için bu kadar telâş manasız, dedi. Nekadar safsın. Kocan seni sevmiyor, istemiyor, belki yakında metreslerinden birile evlenecek... İşittiğim şeyler müthişti. Fakat bu kara haberin verildiği saat de münasebetsizdi. Bunu merak ederek: Şimdi bu evi terkediniz diye haykırdım. Söylediklerinizi kocamdan öğrenmeği tercih ederim. O beni işitmiyormuş gibi: Seni nasıl sevdiğimi hâlâ farketmedin mi Kâmran, diye sızSndı. Örrırünün en güzel parçasını bu duygusuz a Yeni tip ekmekleıin kontrolu neti*İtalya, İspanyanm yaTİımına fcojcesinde 200 kadar nümune alınmıştır. muşsa, bunun sebebi lngiltereden fcorfcbunlar tahlil edilecektir. , mıış olmasıdır.m Dün akşam saat yediden sonra IsHayret değil mi? Halbuki o zaman, tanbulun muhtelif semtlerindeki fırın Stefani ajansı da, diğer bütün karalarda ekmek bulmak kabil olmamıştır. gömlekli çığırtkanlar da, İspanyaya yapılan yardunın Sovyetler Birliğine ve komünizme karşı olduğunu yıllarca bağırıp durmuşIardL Bugün Sovyetlerle yalancıktan aralan iyileşmiş olduğu için, dönüverdiler. Fakat, General Franko'ya ? yaptıkları yardım bahsinde doğruyu söyleseler, Mademki günun birinde Almanya ile beraber Sovjetlerle dost ve komünizmle sarmaşdoiaş olacaktınız, o halde, Fiat Murakabe komisyonu dün mm neden ıspanyadaki komünistlerle müVali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar, cadele için bu kadar can ve mal feda asfalt yol inşaab hakkında şu izahatı taka Ticaret müdürlüğunde toplanarak ettiniz? şayanı dikkat bir tekliu tetkik etmişvermiştir: Suali karşısmda kalmak tehlikesi var. « Asfalt yollar hakkında bilhassa tir. Bu teklifi yapan bir kundura firmasıdır. Bu firma, 460 kuruşa mal etson haftalar içinde yapılan neşriyaü İtalya, Franko'ya 83 milyon İngiliz litakib ettim. Şehrimizin trafik vaziye tiği ayakkabıları eğer kendisine yüzde rası kıymetinde harb malzemesi vcrmiş; 10 kâr verilirse, seri halinde kadın ve tine nazaran bir kısım ana caddeleri crkek ayakkabıları yapabileceğini ve sonra, tenzilât yaparak bunu 61 milyon asfaltlama hususunda evvelce verdiğigünde 100 çift çıkarabileceğinı bildir Ingiliz lirasına indinniş. Tenzilâtlı famiz kararın tadil edilmesi icab edip miştir. Komisyon, getirjlen nümuneleıi turada şunlar varmış: Bir çok denizaltı etmediğini yapılan. neşriyatı gözonünde tetkik etmiş ve daha geniş tetkikat genıisi, 1939 sahra topu, 10,000 makinelituıarak mühendisler ve fen heyetimizle yapılmasına karar vermiştir. Ayakka tüfek, 240,745 tüfek, aralannda 4264 bü daha tetkik ettim. Bilirsiniz ki bur bıcılar cemiyetinden gelecek nümune kamyon ve 134 sür'atli tank bulunan şehrin velev birkaç ana caddesini olsun lerle beraber bu teklif de gözönüne 6668 motörlü vasıta, 6105 varil benzin, 931 radyo, 110 katır, 763 tayyare, 1414 asfaltlamakla başlayacak imar programı alınacakür. tayyare motörü ve 16,000 ton bomba. ilerideki inkişaflara göre o şehrin alaKasablann müracaati Ayrıca küçük harb gemileri de verilcağı çehre ve vaziyet üstünde ehemmiKasablar dün Fiat Murakabe komis mişse de bunlar, ikramiye kabilinden veyetli ve esash bir dönüm noktası te yonuna mürâcaat ederek toptancılarla rildikleri için, faturada sadece haüra kalâkkı edilebiUr. Yaptığımız tetkikatta perakendeci kasablar arasındaki ondaiık bilinden zikredilmiştir; tıpkı fazla mal vâsıl olduğumuz kanaat alelitlâk asfaltı meseleleri üzerinden Belediyede yapuan alan müsteriye bazı açıkgöz dükkâncımahkum edecek halde degildir. Bizde içtimada verilen kararın komisyonca da ların cabadan verdikleri ufaktefck gibL şimdiye kadar tatbik edilen üç nevi resmen kabulünü istemişlerdir. KonıisAnlaşılan geçenlerde General Frankoasfaltlama vardır: 1. Mekadem şose ü ,yon, bu meseleyi aynı cemiyet mensub yu, bu faturayı eline tutuşturup .Öde zerine soğuk asfalt kaplama (en ucu ları arasında bir iş telâkki etliğinden borclarını!» d*emek için İtalyay» davet zudur), 2. Makadem şose üzerinde beş karşılıklı itimad ve emniyetle rîallini etmişler! santim kahnhğında bütün asfalt, 3. To tavsiye etmiştir. peka sistemi denilen bu asfalt makaEvvelâ, İspanya. komünist olmasm didem şose veya beton üzerine iki kat ye bu muazzam malzemeyi verip memÜniversite talebe birliği leketlerini ve ordulannı zayıflatanlar, olarak döşenir. nizamnamesi sonra, ne yüzle mağlubiyetlerinin sebeTaksim Harbiye yolu gibi mevsimÜniversite talebe birliğinin nizamna bini kendi yaptıkları bu yersiz israf» siz başlanması dolayısile müteahhidin de rnesi Dahiliye Vekâletinde tetkik edil at/edebilirler? Buna ctürkçede özrU kazararını mucib olan yoldaki arızalar mekte idi. Bu hususta Üniversite Rek bahatinden büyük. denilir. Fakat mesele Balıkpazarından Eminönüne çıkan kıtörlüğünden istenen izahat Vekâiete özrün kabahatten büyük olmasında dcsımdaki bazı tahribat yüzünden bir kıgönderildiğinden birliğin müsaudcsi ö ğildir. Çünkü, İtalyan mağlubiyetinin sım ana caddelerde tatbikına • karar nümüzdeki haftaya kadar gelmış bu hakikî sebebleri arasında, İspanyaya verdiğimiz asfalta veda etmeııin mulunacbktır. Fakülte cemiyetlerıne ve yardım işi pek tâli bir ehemmiyeti haizvafık olamıyacağı kanaatindeyim, birliğe aid seçimin yapılması için bü dir. Mesele şu iki hakikat etrafında topDemir tekerlekli nakil vasıtalarınm as tün hazırhklar ikmal «dilmiştir. BirJi lanıyor: falt caddeler yerine parkeli yollardan ğe, ileride müsaid bir bina tedarik edi 1 İtalya, bir taraftan İspanya Iç hargeçirilmesi için sejTİsefer ideresi tet lınceye kadar, Üniversite dahiiinde bir bine karışmamak için toplanan beynelkikat yaptı. Yakında buna dair karar yer ayrılacaktır. milel konferanslara iştirak ettiği halde, larımızı bildireceğiz. Seyriseferin alacağı diğer taraftan asla sözünü tutmıyarak Üniversitede derslere yeni kararla bir ikisi müstesha, diger Franko'ya azim yardımlarda bulunmuşasfalth yollanmız daha az tamirle mutur. (İtalya, gönderdiği askerleri ve bunbaşlandı hafaza edilebilecektir. Demir tekerlekH lardan orada ölen ve yaralananlan hatıÜniversitede dün derslere başlanmışvesaitin yaptığı tahribat yalnız tekerra kabilinden olarak faturaya yaımamış; tır. Işıkların karartılması dolayısile, lilekten değil, aynı zamanda hayvanların bu zavallı insanlann, 110 katır kadar da san kursları geçen sömestr için gündüifrazatmdan hasıl olan kimyevî tesirle mı değerleri yok?) ze ahnmıştı. Lisan mektebi kurjar içııı de vukua geliyor. Atlı arabaların par2 Baktnız, bir dlktatör, mllletinin yeni bir program hazırlamaktadır. Hukeli yollardan geçirilmesile bu kimyeparasını, malmı, canını nasıl keyfl iskuk fakültesinde askerî talebelere mahvî tesirden de bir dereceye kadar kursus olmak üzere, askerî ceza ve usul tediği gibi tasarruf ve israf ediyor. Hem, tulmuş olacağız.» muhakemeleri kanunları okutulmasına bu diktatör, 30 sene evvel, İtalya TrabVali bundan sonra bütün Avrupa şe karar verilmişti. Bu derslerin üçüncü lusgarba saldırdığı zaman harb aleyhtahirlerinde ve Balkanlarda yapılan mü sınıf askerî hukuk talebelerine okutul n, tecavüz aleyhtan. diktatörlük aleyhtan. millet parasının ve canmın israfl cellâ asfalt yollardaki güzelliği izah ede masına başlanmaktadır. aleyhtan bir adamdı. rek şehrimizin bundan mahrum kalmaEdebiyat fakültesi talebeleri, bu söAman yarabbi, insanlar nekadar değisına imkân olmadığını söylemiştir. mestrden itibaren haftanın muayyen şiyorlar! günlerinde profesörlerile beraber müTramvaydan yuvarlandı zelerde, tarihî ve bediî eserlerin bulunBeşiktaşta oturan sobacı Yusufun 10 duğu yerlerde etüdlerde bulunacaklaryaşındaki oğlu Bürhan, Beşiktaşta tram du*. Fakülte dekanlığı, talebe gruplavay basamağından yere yuvarlannus rının çalışma programlarını tespit etmişIKTISAD tir. başından yaralanmıştır. Asfalt yollar Halk ayakkabıları 460 kuruşa halk ayakkabısı yapılabilecek VaH yapılan neşriyata cevab veriyor KUçUk hikâye Ölüme hasretim!.. dama harcıyorsun. Gel, bu adamdan vaz geç Evlenelim. Göreceksin nekadar mes'ud olacağız. Sokak kapısı açılıyordu. Kocam gelmişti. Hiçbir suçum olmadığı halde titremeğe başladım. Ne var? Bu da nesi? Ne oluyor burada? Bu ses korkuncdu. Lâkin öteki gayet sakin bir sesle: Biz birbirimizi seviyoruz. Aradan çekil. Saadetimize engel olma. Diye söze atıldı. Müthiş bir tokat şakırtısı... Sonra öfkeden çılgına dönmüş kocam üstüme yürüdü. Defol sefil dedL Seni gözüm görmesin... Beni dinle. Ben masumum diye ağlaya ağlaya ayaklarına kapanmak istedim. Beni tekmelerle itti. Gürültüye uyanan yavrum beşiğinde ağlayordu . . Anne, anneciğim diye ağlayordu yavrum. Ah bu ses, hâkim bey, ah bu ses... Tam on dört yıl var ki kulaklamndan gitmiyor. Kadın .alnında toplanan ter damla cıklarını parmak uclarile sildi. Gözleri cam gibi parlayordu. Bakışlannın arkasında mahvolan bir ömrün elemi ağlar gibiydi. Tekrar derdini dökmeğe koyuldıı: Ağlayan evlâdıma koştum. Onu bağrıma basarak koğulduğum evden çıkacaktım. Karanmı sezen kocam müthiş bir yırtıaılıkla üstüme atıldı: Ona dokunma. Çocuğu kirletme namussuz, diye gürledi. Sanki göğsümün içine bir avuc kıvılcım atılmıştı. Yahud sivri uclu bir bıçak sokulmuştu da kalbim yerinden sökülüyordu. Beni yavrumdan ayırma, buna hakkın yoktur diye hıçkırıyordum. Beni katil mi edeceksin? diye üstüme yürüdü. Ötesini hatırlamıyorum. Gözlerimi açtığım zaman hastanede idim. Henüz medenî kanun çıkmadığı için bir sözle kocamdan boş düştüm. Geceyarısı, karısını akrabadan da olsa bir erkekle yakalayan erkek vazifesini yapmış oluyordu. 'Günahı olmadığı halde araştırıp soruşturmadan kimsesiz bir kadmı sokağa atmak, canının parçasından ayırmak onun meşru hakkı idi! MUkerrem Kâmll Su de, mekteblerde hademelik yaparak geçinmeğe çalıştım. Bu, uzun, tahammül edilmez, faciah bir hayattır hâkim bey. Bilhassa ilk yıllar, çok, çok fena geçti. Biraz yüzüne bakılır bir kadın, cemiyet içinde himayesiz kalırsa düşmemek için korkunc mücadelelere girişmeğe mecbur oluyor. Kucaktan kucağa geçmemek için el kapılarında sürünürken daima onu, benim kumral saçu, ipek yüzlü yavrumu düşündüm. Nerede idi? Yaşıyor muydu? Mes'ud veya bedbaht mıydı? Üvey anne elmde ıstırab mı çekiyordu? Yoksa bu kocaman dünyanın meçhul bir köşesinde minimini bir toprak yığmı altına mı bırakmışlardı onu? Sokakta gördüğüm her kumral kız çocuğuna titreye titreye bakardım. Sakın benim kızım olmasın diye... iki yaşında bıraktığım yavrumun hayalimde şekillendirdîğim sevgili başı, benim hasretim, ıstırabım ve hüznümdü. Hastaneden çıktıktan sonra ne onu, ne de yavrumu görebildim. Şehri terketmişti. Uzak, yakın herkes aleyh'me dönmüştü. O adam benden ne istemişti? Onu ancak bayramlarda, ailece kıynıeti olan bazı günlerde görürdüm. Nasıl olup da beni bu çirkin tuzağa düşürmüşYıllarca çocuğumun gülüşlerini, göztü? yaşlarını ve sevinclerini başkalarının Artik manen bitmiş bir insandım. Bu çocukları yüzünde okumağa çalıştım umulmadık felâket beni derdli de et Bilmem hakim bey, sizin de bir kızınız mişti. Düşüp düşüp bayıhyordum. Öteki var mı? Ve bilmem yıllardanberi yürebir müddet peşimj bırakmadı. Her teklifi ğimde yanan büyük ateşin hızını ölçekarşısında ondan sadece, münhasıran cek vaziyette misiniz? çocuğumu istedim. Onu bana iade etmeBen artık bittim hâkim bey. Ölüme si mümkün değildi. Yıktığı yuvamı tamir hasretim. Susadım ölüme. Çalışmağa. edemez, alnıma yok yere süriilen lekeyi sürünmeğe takatim kalmadı artık. Satemizliyemezdi. Yegâne mazereti bana bırsızlanıyorsunuz belki. Bu cinayeti nikarşı duyduğu şüphe götürmez aşkı idi. çin işlediğimi anlatacağım yerde, kalbıNe yalan, ne yalandı bu!... Bu, adi bir mi dilim dilim önünüzde doğrayışımı arzudan başka bir şey değildi. belki manasız buluyorsunuz. Azkaldı Çaresiz kalmca ben de memleketi ter Bitiriyorum. O gece, o müthiş geceyi kettim, Kapı kapı dolaşarak, bastaneler anlatacağım şimdi. O eve ahçı oiarak almışlardı beru. Müşküipesend olmadığım için henıen işe başlattılar. Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkarken besleme kız, genc, güzel bayanın, epeyce yaşlı olan bayla metres hayatı yaşadıklarıru anlatıyor du. Dışarıdan kahkahalar, gürültülü sesler geliyordu. Misafir bastırmıştı. Biraz sonra emir vermek üzere evin erkeği mutfağa geldi. O idi hâkim bey. Hayatı bana zindan eden adamdı o. Beni görür görmez sarardı. Sonra yüzünü buruşturarak: Nekadar kötüleşmişsin, dedi İnsan kılığından çıkmışsın. Hep inadm yüzünden... Ona bir şeyler söylemek istiyordum. Fakat ağzım açümıyordu. O şaşktnlığımdan eesaret alarak: Dilini tut. Yoksa fena olur sonun dedi. Eskileri kurcalayayım den:e.. Sonum fena mı olurdu? Bu tehdid beni çileden çıkardı. Hayatınun iyi tacafı onun uğursuz ellerile müebbeden kapanmamıştı? Kan başıma çıktı. Ocakta kaynayan sodah bulaşık suyunu tenceresile kaparak başmdan geçirdim. Sonra ekmek bıçağile üstüne yürüdüm Ötesini söylemeğe lüzum yok. Yüzü haşlanmıştı. Yaraları ağırdı. Üç gün sonra hastanede öldü. Ve ben son gün, bir cemiyet düşmanı olarak, bir katil etiketile polisin önünde yürürken hasretle, hicranla etrafıma bakıyordum. Ne bir daha göremiveceğim güneşi, ne sulan, ne şunu, ne de bunu çörmek için... Beni ölüme ulaştıracak bu yolda yürürken her gördüğüm kumral genc kızın yüzüne bakarak acaba benim evlâdım olmasm dive hevecanlanıvor ve ölmeden önce belki bir kerecik onu görebilirim ümidile titriyordum Ne ham bir hayal... Kadın hâlâ ayakta idi. Dinleyiciler arasmda birkaç genc kız aŞlavor. bir vaşlı kadın gö*üs ge"'":vor<Ju Mı'H^eiumumi ayağa kalktı ve kanun düile konuşmağa Dünkü ihracat Dün şehrimizden 25&,000 liralık ihracat yapılmıştır. Bu meyanda Fînlandi yaya, Almanyaya tütün, İsveç ve İsviçreye darı, Almanyaya da islemeli i çark terlikleri ihrac olunmuştur. 1600 çuval kahve Gümrüklerde bulunan 1600 çuval îngıliz korporasyonuna aid kahvenin ithali için mutabakat hasıl olmuş, 1200 çuvalı İstanbul ve 400 çuvalının da İzmir mmtakasına veriimesi takarrür etmiştir. Dün, İstanbul şehri için yalnız kuru kahvecilere 100 çuval kahve verilmiştir. Altın fiatları Altın dün birdenbire yükselmeğe başlamıştır. Dün bir Eeşadiye altını 2385 kuruştu. Hükumete aid gayri menkuller halka satılacak Vilâyet, Belediye ve Hazîneye aid gayrimenkullerin listesi Maliye Vekâleüne gönderilmiştir. Hükumet bu gayrimenkullerin uzun vadeli tediye şartlariie halka satılmasına karar vermiştir. Bunun için bir kanun lâvibası hazırlanmıştır. Yakında Büyük Millet Meclisine verilecektir. CUMHÜRIYET Nüshası 5 kunıstur. Haric için 1400 Kr. 2700 Kr. 750 > 1450 » 400 > 800 > 150 » Yoktur. Abone şeraiti Türkive için SeneUk Alu avlık Üc avlık Bir avlık Dikkat Gazetemlze eönderilen evrak ve vazilar nesredilsin edilmesin iade edilmez ve ayamdan mes'uliyet kabul olunmaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: