7 Temmuz 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

7 Temmuz 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Temmuz 1941 CUMHURÎYET S O IV Merhum Kâzım Dirik Harbe girmiyen devletîerin harb hazırlıkları ovyet Alman barhinin kopnasındaıtberi göze çarpan en miihim nokta, henüz harbe girmek fırsatını eWe edemiyen büyük devretrerin, yani Japonya ve Amerikanın harb hazırhklarına e» büyük genişüği verdikleri ve her iktimale karşı son derece uyanık davrandıklarıdır. Sovyet Alman harbinin kopması, harbin bu «nemleketlere neıaınasaıı, önune geçilmez bir zaruret haline getirmiş, ve her taraf bu zaruretin tahakkuk edeceği anı, mümkün mertebe kuvvetii elarak karşılamak için kat'î tedbirler almak ihtiyacını hissetmişiir. Bu yüzden henüz harbe iştirak etmemiş oian memleketlerde geceH gündüzlü siyasi faaliyetler vukn bulmakta ve bunlar askerî mahiyetteki hazırlıklarla kolkola vererek ilerilemektedir. Filhakika bugünkü umumî harbin arük bütün dünyayı sarmak istîdadını kazandığı dünya haritasına bir göz atmakla tavazzuh edebilir. Avrupa baştanbaşa harb yanjnnlan içindedir. Af'ika bir harb sahasıdır. Atlantik Okyanusu, bombalann ve torpillerin deniz diplerine yuvarladığı milyonlarca tonluk gemi mahsnl ve imalâtı yutmustur. Asyada Japon Çin harbi senelerdenberi devam ediyor. Britanya imparatorloğunun Asyadaki dominyonları vc müstemlekeleri İngiltere ile birlikte harbetmekte ve İnKİlterenin zaferi için harb gayretlerini İngilterenin gayretlerine katmaktadır. Çin Japon harbi Avrupada patlak veren harbe bağh olmadığı için onu bu iki nıemlekete hasretmek ve Avnıpayı kasıp kavuran yangmdan ayırmak mümkündür. Fakat Sovyet Alman harbinin kopmasından sonra bu iki yangını birbirine bağlamak için bir takım teşebbüsler vuku bolduğu göze çarpıyor. Bu tesebbüsler muvaffak olduğu takdirde, harb yangını aşağı yukan bütün Asyayı kaplamış olacaktır. Nıtekim bu teşebbüslerin ısrarla vuku bulduğu girülır.ekte ve muvaffakiyeti de her lâhza ihtimal dahilinde bulunmaktadır. Nihayet harbden uzak kalmış gibi görünen bir tek kıt'a Amerikadır, fakat Anıerika da, iki Okyanusun himayesi altında yaşadığı halde emniyet içinde olmadıgını hissediyor ve biı taraftan siyasî istiklâlini konımak, diğer taraftan iktısadî hürriyetinî garanö altma almak için gece gündüz silâhlamyor vc bunu millî siyasetinin ana meselesi sayarak bütün gayretlerini sariediyor. Şimdi günün meselesi Japonyanın Sovyetlere karşı harbe girerek Avrupa harbini Asyaya sirayet ettirip ettirmiyeceğidir. Japonyanın, karan gcrçi henüz ifşa olunmamıştır. Fakat bu kararın verilmiş olduğu ve vakti hulul edince ifşa edileceği anlaşılıyor. Bu karar, yalnız Sovyet Birliğine mi karşı harbe iştiraki tazammun ediyor, yoksa Sovyet Birliğini bırakaıak ingiltere ve Amerikaya karşı hareketi mi icab ettiriyor, yoksa Sovjet Birüğile beraber İngiltere ve Amerikayı mı istihdaf ediyor? Bütün bu noktalar meçhuldür. Sarih ve aşikâr olan nokta, bir taraftan Japonyanm, diğer taraftan Amerikanm mütemadiyen askerî hazırlıklarla meşgul olduklan ve harbin bütün dünyaya sirayet etmesi ihttmaline karşı tedbir aldıklandır. Japon ricali de, Amerikan ricali de bu hazırlıklann ikmali lüzumundan bahsetmekte ve tehlikenin büyüklüğunü anlatmaktadır. Elhasıl harb harici kalan iki büyük devletin de işi gücü. harb hazırhğıdır ve bn hazırlığın vereceği netice ise, ergeç harbe iştiraMir. Anlaşılan bu iki devletten evvel Japonyanm alacağı vaziyet, diğerinin vaziyetini tayin edecektir. Japonya, Mihver devletlerile birlikte harbe girmeğe karar verdiği takdirde Amerikanın da İngiltere Ue birlikte harbe girmeğe karar vennesi beklenir. Şayed Japonya. şimdiki müstesna fırsattan istifade ederek Çin harbini tasfiye ile iktifa eder ve bu harbi tasfiye etmenin kendisine hazırlayacağı geniş imkânlardan istifadeye karar verirse Amerikanm da harbe girmek hususunda is+ical göstermemesi muhtemeldir. O halde harbin yen'den yayılması meselesi Japonyanm hattı hareketine bağhdır ve bu yüzden Japonyanın vazîyeti, her zamandan fazla ehemmiyetle takibe lâyıktır. Merhum Umumî Müfettişin cenazesi Izmirde büyük merasimle defnedildi İzmir 6 (a.a.) Trakya Umumî Müfettişi ve eski Izmir Valisi General Kâzım Diriğin cenaze merasimi dün büyük bir halk küüesinin işürakile yapılmıştır. Cenaze merasiminde Başvekilimiz Dr. Refik Saydamla Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği, Dahiüye Vekili Faik Öztrak, Edhne, İstanbul, Manisa ve Bahkesir vilâyetleri ta'afından gönderilen çelenkler göze çarpryordu. Cenaze; halkm elleri üzerinde taşınmış ve namazı Kemeraltı camisinde kılındıktan sonra Altındağ mezarlığma defnedihniştir. Merasimde Vali muavini, komutanlar, Belediye Reisi; meb'uslar; Parti ve Halkevi başkan ve azalan; şehrimizdeki konsoloslarla binlerce halk bulunmuştur. Terimler meselesinin halline doğru Yazan: Hammın köpeğini severken... rta Boğaza kadar giden bir vapurla yolculuk ediyoruz. Akşamlan Allah eksik etmesin biraz kalabalık oluyor. Beş kişilik srralara altışar, hatta biraz sıkışarak ve biraz sıkılmıyarak yedişer de orurduğumuz oluyor. Ayakta kalanlann da hesabmı tatarağası tutsun. Güverte, orta salon ve bodrum kamara masaliah hıncahınc. Göıümüz yok! Allah versin de Şirket fazla kâr etsin! Çünkü zavallı müessescnin senelerdenberi hep ziyania çahstığı soylenir durar. Vapurlarda duracak yer kalmadığına göre bu ziyanın kâra nasıl döneceği de aynca düşünülecek bir şeydir. Neyse maksad o değil.. dinleyin! Vapurun kalkmasına beş dakika kala baldırıçıplak, modern bir hanım elinde çantası ve kucağında fino köpeğile geldi karşımızda kanapeye iüsti. Znten kadmlar böyledir. Evvelâ .çöylc kalçasile biraz ilişir» beş dakika sonra siz onun vaziyetine girersiniz; o sizin yerinize yerleşmiştir. Neyse efendinı. Beyaz keten bir tayyör giymiş bu akça paçka, zararsız taze yerleşti. Kucağındakj köpek şirîn bir şey. Vapur kalktı. Biraz sonra yammda oruran ve köpekten ziyade hanımını merak eden yolcu, çürüşnıeğc yol osun diye köpcği sevdi.. Kadınlar, köpcklerinin sevümesini, kocalannın sevihnemesini pek isterler. Bu bizim köpekli madam da bunlardan biri sıfatile eülümsedi ve köpeğin başını okşadı. Yanımdaki DOD Juan bundan cesaret alarak: Isınr mı diye sordu.. Bu lâf doğrusu bana ayıb gibi gcldi. Kadın cevab verdi: * Zannetmem! Ve bu sözden cesaret alan bizimkl, hayvanı nuncıklamağa basladı. Gab'ba Eseği dövemiyen semerini döver» fehvasma uyarak ve hesabca biraz ileri gitmiş olacak ki; mıncıklanan köpek birdenbire bir hınlb ile yolcunun elini kaptı... Beklenmiyen bn hiicum karşısında yolcu birdenbire ürkerek: Hay anasını! diye bağınne» tablî hep giildük. Kadın da güldiı. Gülünc vaziyete düsrüğftıden dola>i hiddetlenen ve elinin acınle hiddeti dübâlâ olan yolcu kadına çatti: Size ısınr mı dive sordum. Ne diye bana ısirmaz dediniz? Ben size ısırmaz dcmedim. Zannetmem deditn. Dediniz ama, bakın elim kan içinde. Siz de iHşmeseydinfc! Hayvanınızı iyi terbiye etmeden ne diye vapura... Yoo! Beyefendi! Benim hayvanun erbiyesiz değildir. Siz kendinizi terbiye ediniz. . Ben terbiyeliyiın hanun! Sen ağzını topla! • Aaa! Köpeğe ilisıneseydiniz ısır mazdı. Hem kel hem fodul.. Bu sözü işitir işitmez adam büsbütün ateşlendi. Kel de sensin, fodul da, odun da... Ben senin köpeğini şimdi polise teslim ettireceğim. Muayene etsinler. Ya kuduz da ben kudurursam. Benim köpeğiınin ısırmasma ne hacet! Siz zaten kudurmussunuz. Hiç bir kadma böyle muamele edilir mi?. Ben size ne yaphm?.. Ben ne yaptım?. Tam bu sırada kadının başucundakl ağ rafın üzerinde duran bir paketten fes rengi bir damla basına damlamaz mı?.. Derhal haber verdik. Eyvah! Yirmi liralık şapkam mahvoldu. diye feryad ederken köpek ısıran ve müstakbel kufluzluktan knrkan zat yerinden kalkıp ilk iskeleye çıktı.. Kadın feryad ferjada: Bu paket hangi münasebetsizin! diye bainnr. köpek: Cav cav cav! Cav cav cavî diye havlarken fakat kimse içinde viste oldi'eu anlasıian n^kete sahih ck"iadı. Nihayet yolculardan biri izah etti: O paket. elini köpek ısıran beyin di! ömer Rıza DOĞRUL Beıı, çay bardaklannı toplar, aşağıya inerim. Çamaşır suyu da ısınmıştır. Remziye, onun omzuna dokundu: Bakkalla kasabın borclannı düşünme... Ben, cumartesileri, öğleden sonraları ıskartalar için fabrikada kalıyorum Fena mı, yarım gündelik işliyor. Geçende, epey iş çıkarmıştık. Enspektör bile şaşmış. Kâtib de insafa geldi. İkjşer buçuk lira ikramiye yazdı... Kurnaz bir gülüşle uzaklaştı: Eğer güvenmediğım bir yer olmasa. acılır mlydım? Edibe teyze, masayı toplamıştı: Söyledim, gene de söylerim. Bir koruyan Allah var. Gene kız, çektiğî sinir buhranlaruıın yorgunluğu ile içi yana yana söyledi: Tövbe Yarabbim? Ohnasın mı, teyzeciğim? Olmasm mı? . . . , . . , Remziye, yemekten sonra, Lemanm yanına oturmuş, ellerile battaniy esini düzelterek yumuşak, tatlı bir sesle, bir masal, bir hikâye anlatır pibi anlatıyordu: Ben, yarm öğle tatilinde, Nuriyeyi alır, parçacılara giderim. Hemen alacağımdan değil. Blr fikir edineyim. Tatilde, az vakit var, aceleye gelecek Geçen yazılarımda ilim dilinin edebiyat yahud yazı diline bağh olduğunu, hiç olmazsa bu dile I dayandığını göster•• "'»•""'"»"««««»llllttlHlltHHHIllflilltlimmniimifflmıınııııraır meğe çalıştıktan sonra terimler meselesine gelmiş ve bunların halline doğru gidilmezden evvel geçirilmesi zarurî münakaşa ve nazariyat safhalarında görülmesi tabiî olan ihtilâflann nevilerine sadece işaret ederek meselenin yeni ihtiyaclara ve İnkılâb ruîıuna göre halline gidllmek zarureü olduğunu ve esasen Dil Kurumunun ilk ve ortamektebler için uzun gayretler iarfile hazırladığı terimlerin büyük bir ekserıyetle yeni ihtiyaclara ve inkılâb ruhuna uygun olduğunu memnuniyetle ilâve etmiş ve üniversitenin de bu temele göre kendi öz terimleri üzerinde İşbirliği yapılmasıBerlin 6 (a.a.) D. N. B. nin öğ na Maarif Vekâletinin yüksek delâletleVişi 6 (a.a.) Fransu nazırlar heyeti dün akşam bir toplantı yapmıştır. Top rendiğine göre, 4 temmuzda Kıbrıs ü rile bir senedenberi devam edildiğini lantıdan sonra neşredilen tebliğe göre, zerine yapıldığı bildirilen taarruzda söyleraiştim. devlet sekreteri Benoit Mechin; An Lefkoşe tayyare meydanı da en ağır Millî halk ihtiyaclarından ziyade imkarayı ziyareti hakkmda malumat ver çapta bomblarla ve büvük bir muvaffa paratorluğun mahdud ve karışık mükiyetle bombardıman edilmiştir. Tayyare mistir. Amiral Darlan; Dahiliye Nazırı nevverlerine ve bunlann içlerinde gelişiifatile, umumî idarelerde komünist tah meydanmın şimal kısnundaki yolun her tikleri islâm kültürüne göre yapıbnış oiki tarafında dizili duran tayyrelere irikâtile mücadele İçin alman tedbirleri lan eski ilim dili ve bunun bağlı bulunanlatmış ve bundan başka 14 temmuz sabetler olduğu müsahede edilmiştir. duğu yazı ve edebiyat dilleri millî şuuKeşif tavyarelerinin aldıklan fotografmillî bayramının kutlanması hakkmda un uyanmasından ve bu rulıun emsallara bakılırsa düşman, pek büyük haittihaz olunan tedbirleri bildirmiştir. siz bir kahramanlık ve tarihî büyük atasarlara uğratılmıştir. larile tahakkuk ettirdiği örnek inkılâbKıbrıstan verilen malumat dan sonra arük muhim ve esaslı bir istiLefkoşe 6 (a.a.) Kıbrıs adası, dün hale geçirmesi zarurî ve elzem olmuştu. gece yeniden düşman tayyarelerinin hü Dil Kurumu bu ihtiyacla doğduğu gibi cumuna uğramıştır. Lefkoşe üzerine iki bugün de Mjllî Şefimizin yüksek tevecMüğla 6 (a.a.) Dün öğleden sonra dizi bomba düşmüştür. Diğer bombalar cühlerile ayni ihtiyacı hedeflne götürüp saat 17,45 te burada çok şiddetli bir Famagusta açıklarında denize düşmüş mesaisine devam etmiş ve ayni zamanda yer sarsmtısı olmuştur. Hasar yoktur. lerdiı. Ne hasar, ne de insanca zayiat faaliyetlerini genişleterek ilmî müesseolduğu bildirilmektedir. selerle işbirliği yapmak suretile vazifesinin ehemmiyet ve . nezaketini hakkile Vaşington 6 (a.a) Ruzvelt, dün takdir ettiğini gösteren bir misal vermişHydparktan Vaşingtona, Beyaz saraya tir. dönmüştür. Ruzve't, Beyaz saraya muGarb kültürü ve millî idealin tesirlevasalatını müteakıb, millî müdafaa ve rile türkçenin yapısında son yirmi sene haricî siyaset yüksek müşavirlerile gözarftnda yazı ve edebiyat dillerinde vürüşmelerde bulunmuştur. Ruzvelt, * ezcud bulan değişiklik o kadar büyük olcümle Hariciye Nazır muavini Sunner muştur ki bunun ilim diline de tesir eWelles'i, Harbiye Nazırı Stiıpson'u, Bahderek ondan yeni blr yapı istememesi riye Nazır muavini Forrestal'i, ordu kabil değildi. Gerek Dil Kurumunu, geGenelkurmay Baskanı General Marrek üniversiteyi ve gerek bunlann arashall'ı ve bahriye harekât dairesi reis smda yapılan işbirliğini şuurlu bir vumuavini Amiral İngersoll'u kabul etBerlin 6 (a.a.) D. N. B.: İngiliz kufla tevazün ettirmek gibi ehemmiyeüi miştir. hava kuvvetleri cumartesiyi pazara bağ bir rol oynamağa Maarif Vekâletini sevMuğlada çocuk yuvası açıldı lıyan gece, garbî Almanyada bir kaç keden amil bu millî ve âcil ihtiyacdır. Muğla 6 (a.a.) Dün burada Çocuk mahalle yangm ve infilâk bombaları Bu sırada Vekâletin başında Türk yazı Esirgeme Kurumunun kurduğu çocuk atmıştır. Bir çok sivil ölü ve yaralı ve edebiyat dilinden başka ilim ve felyuvasının açılış merafimi yapılmıştrr. vardır. Halkla meskun mahallelerde ba sefe dillerinde de temeyyüz etmiş bir Törende vali ile Parti, belediye, hâlkevi zı evler yıkılmış veya hasara uğramış şahsiyetin bulunması aynca bir talih reisleri ve bir çok zevat hazır bulun tır. Harb ekonomisine yapılan zararlar eseridir. muştur. Yuvada halen kimsesiz dört pek azdır. Gece avcı tayyareleri, müMeselenin tam ve ideal bir surette halçocuk vardır ve yuva on yataklıdır. tecaviz tayyarelerden jkisini düşürmüşledilmesinin uzunca bir zaman İstediği tür. İngiliz tayyareleri bir muhakkak olmakla beraber buna varBerlin 6 (a.a.) Alman tebliği: Fransız balıkçı kayığı Ingiltereye karşı mücadelede, Alman mak için işe başlamak ve şimdilik mümdenizalüları Atlantik fe ceman 33.800 kün olanı yapmaktan başka çıkar ve batırmışlar tonluk 6 ticaret genılsi batırmışlar ve ratik bir çarenin olmadığı da muhakParîs 6 (a.a.) Petıt Parisien gaze diğer bir gemiyi torpi:lemişlerdir. kak tır. Bu hususta bize yol gösterecek tesinin yazdığına göre bir balıkçı kayığı Alman savaş tayvareleri İngiltere su bir örneğin türkçenin geçirdiği tarihî ve Atlantik sahillerinde bir İngiliz tayya larında dün gece ceman 11.000 tonluk medenî mazinin hususiyeti itibarile mevresi tarafındfen batırılmıştır. Kayığın sa iki vapur batırmışlardır. ' cud ohnaması meselenin çetinliğini artırhibi ve bir denizci ölmüştür. Alman av tayyareleri, hava muhare makla beraber katlanılması icab eden Alman ve İtalyan konsolos belerinde hiç bir zayiata uğramaksızın güçlükler irade ve dikkatimizi son deManş üzerinde 4 İngiliz av tayyaresi recede gerginleşürdiği için bunlara koIarı Avrupaya getiriliyor ayca ve zevkle tahammül edebileceğiz. düşürmüşlerdir. Vaşington 6 (aa.) Öğrenildiğine İslâm kültür dilleri ilim terimlerini Şimalî Airikada. Tobrukta İngiliz göre, Amerika Birleşik devletlerinden tanklarının bir çıkış teşebbüsü Alman lâtince ve yunancadan hissolunmıyacak çıkarüacak olan Alman ve İtalyan kon italyan topçu ateşi karsısında akim kal derecede azaldıklan için, yeni Avrupa Eoloslukları memurları, 15 temmuzda mıştır. milletlerinin yaptıklan gibi, bütün teAlman savaş ve pike tayyareleri Tob rimlerimizi bu eski dillerden alınacak Amerika transatlantiği ile Lizbona hareket edeceklerdir. Amerika transatlan ruk limamnı bombalanışlardır. Bir ti kelimelerle yapmağa an'anelerimiz mütiği dönüşte, Almanya, İtalya ve işgal caret gemisine ve liman tesisatına isa said olmadığı gibi yazı dilimlzin bugünaltındaki memleketlerdeki Amerikan betler olmuştur. Düşman sahil batar kü tekâmülü ve şivesi de elverişli değilkonsolosluklarının 86 merr.urunu Ame yaları tahrib edilmiştir. Tahrib tayya dir. Fazla olarak ne münevverlerimiz, rikaya getirecektir. Ameıika vapuru lerimiz Habbata civaunda İngiliz nak ne de mekteblerimiz bu eski dilleri hiç halen griye boyanmış ve ismi West liye kollarmı dağıVnış'ardır. ;örmedikleri İçin bilmediğimiz ve hâkim Akdenizde, Alm^n savaş tayyareleri olamadığımız membalardan esaslı ve point'a değiştirilmış bulunmaktadır. 4 temmuzda Kıbrıs adasmın şark sahi ciddî bir istifade temin etmek ümid ediBir Alman memuru daha linde Famagusta lirnanının tesisatmı emez. O halde kendi kaynaklanmıza intihar etti Nevycrk G (a.a.) Nevyorktaki Al bombardıman etmişlerdir. Ağır çapta gitmek, büyük ve esas işi burada yapamsn konsolosluk memurlarından Julius bombalar limanda buiunan iki büyük rak gerisini eski kültürümüzün bugünticaret gemisine ve irkâb iskelesine i kü ihtiyaclarımıza elverişli olan miraslaOtto, cumartesi günü banyo odasında sabet etmiştir. Adauın bir tayyare mey riie garb kültürünün beynelmilel olmuş asıh olarak bulunmuştur. danında düşman barakalaıına bombalar unsurlarından tamamlamaktan başka bir Doktora göre Julius Otto, Avusturyaya düşmüştür. çare yoktur. dönmek hususunda isteksizlik gösteriyordu. Hatırlardadır kl Vaşingtondaki Abnanlar iki gemi batırdılar Görülüyor ki, mesele, bir taraftan isAlman büyük elçiliği memurlarmdan Berlin 6 (a.a.) 6 temmuz gecesi 4 Mestiz de geçen sah günü bir tabanca bin tonilâtoluk bir ticaret gemisi Aırran lâm mazisinin yaşayabilecek kazanclannı, bir taraftan büyük Türklük camikurşunile intihar etmişti. savaş tayyareleri tarafından Pembıoks asının ideal haklarını, bir yandan da Akhisarda tayyare madalyası nin cenubu garbisinde batınlmışür. 7.000 garb kültürü camiasile daha kolay mütorilâtoluk diğer bir ticaret gemisi de nasebet ve istifade temin etmek vasıtaalan vatandaşlarırmz o kadar ağır hasara uğramıştır ki derAkhisar 6 (a.a.) Türk Hava Kuru hal yana yatmış ve yavaş yavaş batmağa lannı telif edebilecek hayli güç bir senteze bizi davet etmektedir. Meselenin rnuna yüksek yardımlarda bulunan 37 başlamıştır. ideolojik esasları bu suretle düşünülüp vatandaşa madalya verümesi münasebeAlmanlar 7 tn^iliz tayyaresi gözönüne konmadarı pratik safhaya getile dün Halkevinde bir tören yapıl'diişürdirler çilemez; geçilse bile yapılacak şey şuurmıştır. Heyecanlı vatanseverlik tezahürz ve muvakkat olur. lerine vesile olan bu toplantıda kuruBerlin 6 (a.a.) Alman gece avcılan, mun şimdiye kadar başardığı işler tak dün gece Almanya üzerine akın yapan O halde bu ideolojik esaslann bize dirle anılmıştır. 7 ingiliz tayyaresini düşürmüşlerdir. ilim dilimizi beslemesi lâztm gelen Profesör M. Şekib Tunc kökleri gösterdiğini kabul etmek lâzımdır. Böyle olunca asıl muvaffakiyet her üçünün de hakkı verilmek suretile yapılacak sentezlerde olacaktır. Mesele hakkındaki bütün temayülleri tatmin edecek olan sentez de ancak böyle bir sentezdir. Bu, nasıl yapııabılir? Muayyen bir jenisi olan her dil gibi Türk dili de kendine mahsus olan jenisi dahilinde tekâmül edebilir. Gene her dil ahenktar bir bütündür. Dilde yapılacak ıslahat, terimler de dahil olmak üzere, onun en salim selikasına, bütünü kavrıyan zevkine göre olmak lâzımdır. O halde ilk ve u mumî rehber bu zevk ve selika olacaktır. Bunun için ihtısaslarına göre terimler vazedecek olan âlimlerin evvelâ bu noktaya dikkat etmeleri icab eder. Avrupa kültüründe ileri gitmiş olanlar bugün bir tane olmadığından hepsinin kendi dil şivelerine göre vazetükleri terimleri dilimizde de kullanmak lâzım gelince herşeyden evvel türkçenin selika ve zevkini incitmeden tasarruflar yapabilmek için Anglofil, Cermanofil veya Frankofil temayüllerin müdahalesine meydan bırakmaktan sakmmak birinci şarttır. Aksi takdirde Türk şivesine aykırı ses ve telâffuzlarm anarşisinden kurtulmak kabil olmaz. Bu nokta çok mühimdir. Çünkü ilim adamlarmın ihhsaslannı yaptıklan memleketlerin dillerine karşı hasıl olan tabiî teveccühleri böyle bir tehlikeye müsaid olmak îstidadmdadır. Halbuki herşeyden evvel türkçenin kendi tabiat ve istiklâli dairesinde inklşaf etmesi mevzuubahstir. Geçirdiği tarihî sebebler dolayısile de tekemmül etürilmesi için sarfediiecek gayretlerin bir hususiyet göstermesi lâzımdor. Macarca, fince veya almancanın ayni gayeye erişmek için tuttuklan yolu türkçeye aynen tatbik edemeyiz. Çünkü bu dillerin geçırdikleri tarihî safhalar ve müteessir oldukları medeniyetler ayni olmadığı gibi yapılan da bir değildir. Dilcilerin vazifesi, türkçeyi, bu farkları tebarüz ettirecek surette tahlil ettikten sonra tekâmülüne en müsaid olan yola sevkedecek çareleri göstermektir. Nitekim Dil Kurumunun büyük çaptaki himmetleri ve sayın refikım pro fesör Ragıb Hulusinin bu vadideki mesaisi şükranlara lâyık bir gayret ve vukufla temeyyüz etrnektedirler: İlmî tahlille türkçenin jenisine hâkim zevkin birleşmesi ve ihtiyaclann tazyikı, istenen ideal tekâmülü ergeç temin edecektir. Mücerred fikir ve mefhumların ifadesinde bakımsız kalmış olan bir dil bu tarzda yapılacak devamlı çalışmalarla az zamanda ciddî ve esaslı bir tekâmülü muhakkak idrak eder; bunda hiç şüphe yoktur. Elverir ki metodlu ve zevkli çalışmalar maruz kalacağı güçlüklerden yılmıyarak mütemadiyen ilerlesin. Terimler vaz'ı işinde dikkate alınacak bir nokta da bazı fen şubelerinde beynelmilel meslek münasebetlerile alâkadar olarak mevcud bulunan ve mecburiyet halinde olan zaruretlerdir; makine ve teknik, teferruata doğru o kadar baş döndürücü bir sür'atle inceliyor, meslektaşlar arasındaki münasebetler öyle İçli dışlı bir hal ahyor ki terimleri tercüme işinde hiç bir memleket her yerle atbaşı gidemiyor: Neolojiler (yani yeni terimler) bir memieketten ötekine bir sel, bir tufan gibi sızıveriyor. Ekseriyeti aynen almarak pek azlart tercüme ediliyor. Bunların hepsini tercüme etmek taassubunu göstermek istiyenler bile ifrata gidemiyorlar. Çünkü hergün yeni yeni cihazlar, vidalar, zemberekler, burgular, yaylar icad edildikçe, keşfedilmiş maddeler ve bunların evsafı bulundukça bütün bunlar isimlerini de birlikte bir diyardan ötekine naklediyorlar. Bugün bir şoförümüzü bile çağırıp arabasmm aletlerine ve bunlarm parçalarma ne gibi isimler verildiğini sorsanız koca ve gayet orijinal bir terimler listesile karşılaşırsınız. Hiç bir tercüme dairesi bunlan dilimize çeviremiyecek, çevirse bile hayatla giren terimler yerine tercümelerini devir ve teslime muvaffak olamıyacaktır. Bİnaenaleyh dilimizde kendi gelen ve yerleşen beynelmilel terlmlere yer bırakmağa zaruret vardır. Fransa Nazırlar Meclisinin içtîmaı Kıbrıs adası gene bombalandı Ankaradan dönen Alman ajansı. tayNazır M. Mechin, yare meydanmda ziyareti hakkında büyük hasarat yapıldığını bîldiriyor izahat verdi Mnğlada çok şiddetli zelzsle pa musikisine aid notaları Avrupa dan getirtiyoruz. Bunlan tekrar burada basmağa imkân yok. Değil biz, hatta başka nice büyük merkezler bile meselâ Almanyanın nota matbaalarile rekabet edemiyorlar. lUasen neşri Alman nota matbaalarının imtiyazı altmda bulunan binlerce şaheser oradan başka bir memlekette kanunen tabedilemez de. Böyle olunca, o Avrupadan gelen notalar üzerindeki yüzlerce terim de aynen dilimize giriyor ve bunlar türkçeleştirilemiyecektir; imlâlanru bile değiştiremiyoruz. Nitekim Almanlar bile, matbaa galibiyeti ellerinde bulunduğu halde, yüzlerce italyanca musiki tabirini aynen kullanmakta, tercüme etmemekte ve yeni neşriyatında kullanmaktadır. Biz mızıkacılar çok garib bir vaziyetteyiz: Küçüklere kolay tedrisatta bulunabilmek için nazarî İki üç yüz terimi tabiatile türkçeye çevirerek kullanıyoruz; fakat bunlara iki yüz kadar italyanca, iki yüz kadar da almanca tabiri benimsiyerek katmağa mecbur bulunuyoruz. Bu yabancı sözleri çevirsek ve fayda hasıl olmaz, çünkü hiç biri yaşamaz, tutunmaz. Kâfi derecede tecrübeler yaptık.» dedi. M. Ruzvelfîn istişareleri Hava harbi Tecrübeli ve vukuflu bir müzikoloğun bu doğru hükümlerini kendi branşında hemen her ilim adamı tecrübe etmiştir. Bilhassa tecrübî ilimlerle teknik ilimlerdeki bütün terimleri tercümeye kalkışmak imkânsız ve faydasız olduğu için bunlar hakkında beyhude emek sarfetmiyerek tercüme işini hayırlı olabilecek yerlerde kullanmak sâyü emel k.anununun emrettiği bir vazifedir. Elhasıl, terimler meselesinin halline doğru giderken dilimizin tarih, selika ve zevkini gözönünde bulundurmağa ve bunun İçin de herşeyden evvel türkçenin selâmetini düşünmeğe, yabancı dillerin yaptıklarım aynlle tekrarlamak meyline kapılmamağa, beynehnilel münasebet ve ihtiyaclann zarurî ve elzem olan iştiraklerin« riayet göstermeğe dikkat etmek mecburiyetinde olduğumuzu unutmamak lâzımdır. Ayni zamanda bu ıslahatta takib edilmesi icab eden ideoloji ve ideal hakkmda bir şuur ve karaı sahibi olmaJa muhtacız. ingiliz tayyareleri Almanyaya akmlar yapıyorlar « ^ M. Sekib TUNC [*] İlk yazılar 22 ve 29 haziran tarihli nüshalanmızda çıkmıştır. Habeşistanda 9 İtalyan generali daha teslim oldu Kahire 6 (a.a.) Habeşistanda yeniden 9 İtalyan generali tesüm olmuştur. Habeşistanda ttalyan kuvvetleri neden teslim olmuşlar? Roma 6 (a.a.) İtalyan ordulan umumî karargâhmın 393 numaralı tebliği: Şimalî Airikada, Tobrukta topçumuz iki düşman bataryasını tahrib etmiş ve limanda demirli bulunan gemilere ateş açmıştır. Mihver hava teşekkülleri liman tesisatına, demirli bulunan gemilere, istihkâmlara ve bataryalara taarruz ederek yangınlar çıkarmışlar, infilâklara sebeo olmuşlar ve küçük bir gemiyi batırmışlardıii Pek alçaktan urmak suretile Sidi Barrani civannda bir düşman hava üssüne karşı yapılan taarruz esnasmda av tayyarelerimiz kamyonları ve barakaları ateşe vermişlerdir. Düşman Bingazi ve Derne üzerine hava akınları yapmıştır. Şarkî Airikada kaiırmanlardan mürekkeb küçük bir grup haline gelen Galla Sidomadaki kıt'alarımız yiyeceksiz ve cephanesiz kaldıkları için, imkân nispetinde çarpıştıktan ve daha dün Gore civarında düşmanlara pek mahsus zayiat vermesile neticelenen bir muharebeye giriştikten sonra askerî şereflerini muhafa?a ederek kuv^'etleri gittikçe artan düjmtna teslim olmak mecburiyetinde kalmıslardır. B FE1.EK Belgradda 13 komünist ve Yahudi kurşuna dizildi Belgrad 6 (a.a.) Salâhiyetli kaynaklardan öğrenildiğir.e göre, zorbalık ve sabotaj hareketleri hazırlıyan 13 komünist ve yahudi currartesi günü kurşuna dizilmişlerdir. Pariste 31 komünist tevkif edi'di Paris 6 (a.a.) Polis, geniş bir koGondar ve diğer mmtakalarda mu münist propaeanda nvrkezhıi basmış ve Bilmünasebe muhterem bir müzikolo31 komünist tevkif etmistir ğumuzla konuşuyordum; bana: «Avru harebe devam etmektedir. Bahar geünce, yaz gelince. buniarın acısını çıkartınz; dedi. Ama nasıl? Bunu düşünmüvordu. Zaten. inanarak da söylerremiştı. Fakat birşey... Birşey söyiemek istiyorJu. Ama, ne söyüyebilirdi? İçini dökebiilr miydi? Bağıra bağıra ağhyacaktı. Leman, bir bınç güder gibi coşuvermişti Bahar geünce, krlara çıkaîım i»bta.. Br.ğlara gideüm. Artık, korkmayız, yanmızda erke^imiz var. Remziye. kumaşı aldı, masanın üzerine kovdu, bozulan sinirlerini ayar etmek ic:n oyalanıyordu: Elbette Lemanci|ım... Bağlar. burnumuzun dibinde... Biz, kalkıp gitme*e üşeniyoruz. Bunların hepsi oiacak... Şimdi, pijamalık, senin elini öpüyor, Lemsncığım... Yarm, vücudüne göro, ölçer biçer kesersin. Acelesi yok. Ağur ağır dik. Sana da bir eğlence olur. Leman. dizlerinden battaniyeyi sıyırmış, kalkmağa davranmıştı: Abla. kalkayım, dedi. Neden Leman? Kumaşı, masa üzerinde açalım. Gozüm alışsın. Remziye, hemen kardeşinin ko'.unu tutmuştı. (Arkası var) ama, ne yapayım? Buradan geçen parçacıdan almak istemiyorum. Hemen sdz olur. Ikramiyeyi şu sırada alışımız da pek isabet oldu. Fabrikadakiler de, bana harcadığımı, artîk biraz tabiî görürler. Ablasının tatlı, yumuşak sesi. Lemanın sinirlerini uyuşturecağı yerde, aksi tesir yapmış, anî bir isyan doğuruvermişti: Sen, çok ince düşünüyorsun abla! Mahalleden çekin... Fabrikadan çekin... Hırsızlık etmiyoruz. Namusunla kazanıyorsun. Artık, paramıza da mı sahib olamıyacağız? Önce. bir kendini gösterdin, vallahi beğendim. İçin için korkuyordum ama; beğeniyordum. Ne oldu? Mahalle, sindi! Sen, ksfa tutunca, bekçilerin bile tavırları değişti. . Remziyenin ellerini avucları içine aldı, yalvardı: Hiç kimseden, hiç bir şeyden çekinme. İnsan çekindikçe üstüne saldınyorlar. Sen, üzerlerine yürürsen, geriliyorlar. Remziye, kardeşine hak veriyordu: Bunu, ben de arüadım. Fakat... Sesi dalgındı: Kendi saadetimi, saadetimizi kıskanıyorum, göze gelmekten korkuyorum. AŞK roman Leman, ablasuıın ellerini bırakmıştı: Ben de korkuyorum! 4 Remziye, fabrikada eski bir gazete kâğıdına sardığı paketi açü Leman, gülüyordu: Kaç kat sarmışsın abla! Remziye, gülüyordu: Yeni paket, göze batar. Leman, başını eğmişti. Ablası, paketi uçtı, onun yanına oturdu: Bak bakahm, beğenecek misin? Kumaşı açıyordu: Pazen alayım, dedim. Kış geçti; yazın, terler. Poplin alacaktım, çok pahalı. Elimi yaktı! Bu da fena değil... Leman, parmakları arasında kumaşı Bir UÇURUMU 911 muayene ediyordu: Kalın saten... İpek gibi... Örneği de güzel... Remziye, bir hayal âleminde idi sanki: sesi, uzaklardan geliyordu: Evden fabrikaya, fabrikadan eve... Dünyamızı unutmuşuz Leman... Dışarda, insanlar var, Leman! Bizim gibi yüreği çarpıntıh, düşünceli, somurtgan insanlar değil; gülen, keyif süren, yaşayan insanlar var... Parçacıları dolaşırken, köylüye döndüm. Kış sonu, bahar yaklaşıyorya, dükkândaki alış verişi görme... Ablasuu dinlerken Lemanm kulakları uğuldamağa başlamıştı: Bahara hazırlanıyorlar! Onun gözlerinin yaşardığım gören Kemziye, titredi: Niye ağhyorsun? Leman başını ablasmm umuzuna dayamıştı, hınçkırıyordu: Öyle tath söyliyorsun ki... İçim kabardı... Remziye, onun saçlarını okşuyordu. Ağla... Açılırsm.... Bahar gelse, bir şeyciğin kalmıyacak... Leman, yavaş yavaş doğrulmuştu: Evde, yalnızhk da insanı sinirli ediyor. Remziye, bu cevabı beğenmedi: Kardeşinin sesindeki yas, Remziyenin Eskiden söylesen: Evet! Evet ama, alkını başına getirmişti; kumaşı bırakşimdi değil! Fikri var, birkaç saat konutı: şabiliyorsun. Işte biz de hazırianıyoruz. Leman. gözlerini siliyordu: Lemanm gözlerinin içine bakıyordut Fikri ağabeyim, hiç konuşkan de Maşallahm var, biliyor musun? Yanakların pembeleşmeğe başladı. Can ğil.... Benim, evimden çıktığım yok. Ne JI caniı bakıyorsun. Soğuklar, gün geç bulur da konuşurum? Hep, fabrika, tikçe kırılıyor. Sen, odadan sofaya, soia mehalle. ev... Avucunda buruşturduğu mendılini dan odaya.... Hatta, güneşli, ılık günlersallayordu: de aşağıya git... Evin içinde dolaş... Bunlardan başka dünyalar, âlemAblasmın şefkat dolu bakışı, şefkat dolu sesi, Lemamn gözlerini yaşartmış ler de var. Abla! Remziye, birden ayağa kalkmıştı: ü: Elbette var.... Ara sıra. denemiyor değilim... Ama, Fazla söyliyemedi, o da ağhyacaktı. gözlerim kararıyor, dizlerim titıivor, Dişleri arasından: clduğum yere yığıhreriyortmı. Mahmud Yesari

Bu sayıdan diğer sayfalar: