18 Ağustos 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

18 Ağustos 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 18 Ağustos 1941 • Garb tarihinden ı Garblıiann batıl İtikadları Garbda hurafe Toplayan: Maraklı sahifeler Hamdi Varoğlu J riçesi Elisabeth'in •^ Cenevrede katli gibi * hâdiseler, hep beyaz kadın hayaleti gordüğü vehmine kapı çalıştırılıyor haberleri Sovyetlerm harb doktrini Mahkuınlar Yazan : Sovyet Rusyanın içtimai rejimi Maıksist felsefesine istinad eder. Bu felsefeye göre, harb, kuvvet politikasmın devamından başka bir şey değildir; bu bakımdan, harb müstakil bir hâdise addedilemez; iktısadi âmilin harekete getirdiği beynelmilel politikanın inkişaf halkalarmdan birini teşkil eder. Haıb, kapitalist dünyasına has olan ve smıflardan müteşekkil cemıyetler bünye ve nizammm tabiî neticesini teskil eden mübayenet ve muarazaların bir hal vasıtasıdır. Komünist cemiyeti, sınıf'.ardan müteşekkil olmadığı için, artık harb görmiyecektir: çünkü harbleri tahrik eden muhtelif sınıflarm mevcudiyati. istihsal vasıtaları üzerinde hususî mülkiyet, rekabet, istihsal anarşisi gibi sebebler tamamile ortadan kaldırılacaktır. Rekabetin ve istihsal anarşisinin kaldırılması, yıkıcı iktısadi buhranlara ve tahribkâr harblere meydan vermiyecektir. Kızılorduya aid tetkikler: 1 İHEM NALINA MIHINA! On sene! 13 e neden dolayı " lanların, bu ölüın uğursuz damğası vurulduğuna dair ri i] vek'alarından evvelki tesadüfi ifşaatile > vayetler pek muhteliftir. Hepsi birbirin birbirine eklenerek, efsaneye hakikat den daha çürük temellere dayanan bu çeşnisinfVermiştir. rivayetler ortaya çıkmadan evvel, bu ingilizler, Büyük Britanya hükümdarzararsız rakam, şimdiki nasibinin tam larmdan birinin vefatı yakınsa Windsor zıddı bir ikbal mevkiinde bulunuyordu. sarayının bir taraçasmda, MarieStu Üsküdar cezaevinde yatan mihkumMeselâ, ilk Fransa Kralları, inandıkları art'ın tayfı dolaştığına inana gelmişlerlardan 30 kişilik bir kafilenin, Vilâyetin fcir çok hurafeler arasında «13» raka dir. Kraliçe Viktoria'nın ölümünden bir nezareti altında Maltepe asfaltı tramvay mına büyük bir ehemmiyet verirlerdi. kaç gün evvel de, bir dikili taştan, u yolunun tamirinde çahştırılmasına başHükümdar düğünlerinde yeni evlilere fak bir parçamn dü^tüğüne dikkat edenlanmıştır. Kendilerine bu iş için 40 kusaadet temenni edenlerin başlıca hedi ler, Kraliçe öldükten sonra da, keha ruş gündelik verilmektedir. Istanbul ceyesi on üç tane sikke idi. netlerinin doğruluğuna efkârı umumi zaevindeki mahkumların nafıa işlerinde Geçmiş asırlardaki garb cemiyetini yeyi inandıranlar olmuştu. çalıştırılmaları için de hazırlık yapılhurafeye inanma bakımmdan tetkik eİtalya Krah ikinci Victor Emmanu maktadır. decek olursak, 13 rakamının ve daha bu el'in garib bir itikadını anlatırlar. Vicna benzer ufak tefek yanlış itikadlarm, tor Emmanuel, ayak parmaklarmdan o devirdeki koyu cehaleti gösteren gizli birinin tırnağmı bütün sene kesmez, u Çağlayan kasrında hırsızlık kuvvetler korkusu yanında pek sönük zatırıruş. Kânunusaninin birinci günü : Kâğıdhanedeki Çağlayan kasrı bir kaldığını görürüz. bir santimetreden fazla uzamıs bulunan Sihir ve efsun, Hükümdar sarayların bu fazlalığı keser, kuyumcusuna verir, müddettenberi tamir edilmektedir. Bu 3a, almış yürümüştü. Gizli kuvvetlerin bir mücevher kadar parlak hale koy sırada binaya aid pirinc çubuklar, deverdiği korku ile gene gizli kuvvetlere durduktan sonra kıymetli taşlarla çer mir parmaklıklar. ceviz korniş^er, bilHgınan ve onlardan yardım bekleyen çeveletir, sevdiklerine hediye edermiş. lur trabzan topuzları kısmen ziyaa uğtaçlı başlar, bu işde bizzat sihirbazları Bir Konteste, bu mücevherli tırnaklar ramıştır. Yapılan tahkikatla bunkrm aşırıldığı anlaşılmış ve kasrı muhafabile yaya bırakabilirlerdi. Hayli meraklı dan tam on dört tane varmış. bir silsiledir. Rivayet ederler ki, bir falcı, Krala, bir zaya memur bekçilerden üçü zcn altına alınmıştır. Tahkikat, genişletilmek• ' Tarihe adı Regent (naib) diye geçen tarihte, syakkab:ları ayağında olduğu tedir. halde öleceğini söylemiş. Ayakla alâkaHük d'Orleans, kaybın esrarına nüfuz tetmek merakına düşmüş bir Prensti. dar bu tırnak tılsımı, falcının haber ver Bir motör makinisti yaralandı jAJlahı inkâr edip seytana inanan bu diği anî ölüme karşı bir manevî siper Fener iskelesine bağh Tayyarıbahri Ifc'rens, bazı gece sabahlara kadar büyü vpzifesi görüyormuş. Victor Emmanumotörünün makinisti Mehmed Tiryaki. el'in, koltuğunda otururken, kunduraları ganağı kaynatır, İblis davetleri yapar; fcstifcbalde olacak hâdiseleri bardakta, ayağında olduğu hp.lde son nefesini ver makineyi işletirken manivelâ kolu elinden kurtulmuştur. Makinist, kolun sol itiuvarda seyretmek hulyasile avunurdu. diğini de kaydetmeden geçmiyelim. Hükümdarların batıl itikadlarından baldınna hızla çarpması neticeiinde. fîegent'in ölümünden uzun bir zaman jscnra, sarayın duvarı içinde gizli bir yer bahsederken, başlı başına bir tarihçesi yaralanmıştır. Balat Musevi hastanesine •Üen, bir takım acayib alât ve edevat, bulunan meraka değer bir yüzüğü de yatırılmıştır. büyü kitabları, bizzat dükün el yazısile unutmıyalım. Kadın kavgası yaalmış remiller, hayvan kadidleri, kaMadridin, kalabalık parklarından biSarıyerde Boru sokağında 13 numata tasları, hulâsa büyücülüğe müteallik rinde bir Meryem heykeli ve bu heykeçeşid çeşid avadanlık çıkarılmıştı. lin boynunda, altm bir zencirle asılı ralı evde oturan İbrahimin karısı Necmiye Akyürekle Yenimahallede oturan Fransa tahtının en bahtsız Kraliçesi bir yüzük vardı. bahkçı Şevketin karıs; Saliha, gezmpğe Bu yüzük, Meryem heykelinin boynubakkındaki batıl itikad rivayetleri araçıkmışlar ve kırda karşılaşmışlardır. Bu Einda, bir tanesi çok manidardır. Marie na asılmadan evvel, Kraliçe İsabelle tasırada koyun otlatmak meselesinden rafmdan oğluna hediye edilmişti. Aradan Antoinette, mütemadî bir korku içinde kavgaya tutuşmuşlardır. Saliha, kocayaşamağa başladığı sıralarda, geceleri bir gün geçmeden, yüzüğün yeni sahibi man bir taşla Necmiyenin başını yarçok geç yatıyor, yattıktan sonra da gö tahtsız kaîdı. Yüzük, Kraliçesi Mevedes'e geçti. Bir ay sonra, Kraliçe, hayata mış, yakalanmıştır. Büne nadiren uyku giriyordu. veda etti. Kral, bu sefer, ayni yüzüğü Bir gece, her zamanki gibi, odasında Gömlek hırsızı 6abahlamıkla meşguldü. Tuvalet masa kız kardeşi Maria'ya hediye etti. Çok Tahtakale pazarmda sergi kuran Kirsının üstünde dört tane mum yanıyordu. geçmeden o da öldü. Yüzük, bir kere kor Karakâhyanın işportasından dün bir daha Rralın malı olmuştu, o da, ne yaKraliçe. yanmdaki nedimesile konuşuyor, o güne aid bazı hâdiselerden bahse pacağını bilemediği bu kıymetli, fakat çift keten gömlek asırdığı iddia olunan diyordu. Birdenbire, dört mumdan bir uğursuz mücevheri, karısının büyükan Kaya, meşhud suç nöbetçisi olan Sultanesi, kendi kendine sönüverdi. Nedi nesi Kraliçe Christine'e hediye etmişti. tanahmed Üçüncü Sulh Ceza mahkeme, sönen mumu yaktı; fakat onun yan Üç ay sonra onu da gömdüler. Nihayet, mesinde muhakeme edilmiştir. Kaya masile öteki mumların arka arkaya elden ele dola.=an meş'um yüzük, Mer hakkında tevkif müzekkeresi kesilmiştir. Bir müdafaa şahidi çağırılacaktır. sönmeleri bir oldu. O zaman, Kraliçe. yem heykelinin boynuna asıldı. müthiş bir korkuya kapıldı ve şu sözleri 6Öyiedi: «F.ğer, dördüncü mum da sö nerse, buna, meş'um bir alâmet nazarile bakacağım». Çok geçmeden, dördüncü mum da söndü. Marie Antoinette'in fena halde korktuğunu görenler, bu dört mumun dördünün de ayni kalıba döküldüğü için, hepsinde, ayni noktada bir fitil bozukluğu bulunması ve o noktaya gelince mum ların sönmesi tabiî olacağını izaha çalışmışlarsa da Kraliçeyi inandıramamış lardL I Tramvay yolunun tamirinde istihdarn edilenlere 40kuruşda Abidin Daver teorisi bütün bu mülâhazaları tamamile ihmal eder. Bu teorinin en iyi mümessilleri bile. eserlerinde ordunun sosyal karakterini tayine lüzum göımezler. Burjuva askerî muharrirler, askeri umumî olarak, ebedî asker ve değişmez tabiatli insan olarak mülâhaza ederler Askerî tekniğin hussuiyetlerini tahül etmedikleri gibi, müsellah kuvvetlerin teşkilâtındaki karakteri de umumiyet itibarile tetkik etmezler ve bunların harbi sevk ve idaredeki kat'î manasını izah eylemezler. Muharrirler, harbin maddî maksadlarını da, ona sebebiyet veren ve onun şeklini ve karakterini tayin eden politikayı da tahlil etmeği ihmal ederler. Deniz ve at yarışları Heybeli Burgaz arasmdaki yarışa 141 sporcu girdi. At yarışları da heyecanla takib edildi Eminönü Halkevi tarafuıdan tertib edilen Burgaz Heybeli arasmdaki yüzme yarışı 141 yüzücünün iştirakile fevkalâde bir mükemmeliyet içinde yapılmıştır. Bu rakam, uzun mesafeli yüzme yarışlarının bir rökoru olmuştur. Yarışı pek büyük bir kalabalık takib eür.iştir. Beykozdan İbrahim 35 dakikada birinci, Beykozdan Vedad ikinci, Galatasaraydan Kemal üçüncü olarak bitirmiştir. Birinci gelene bir kupa verildiği gibi, en çok yüzücü ile iştirak eden Galatasaraya da bir kupa hediye edilmiştir. Birinciden on beşinciye kadar derece alan yüzücülere de madalyalar verilmişiir. Habsburg hanedanının kendine has bir batıl itikadı vardı. Hanedan azasmdan birisi bir felâkete uğrayacağı zaman, ya sarayın içinde, yahud bahçesinde, bir beyaz kadın hayaleti gördüklerini Eanarlardı. İsveç saray halkı da, kendisine göre bir beyaz kadın hayaleti yaratmıştır. Asıl garibi, bu beyaz kadın hayaletinin görünmesile, gerek Habs burglarda, gerek İsveç Kral ailesinden ban kimselerin öîümleri arasında hakikalen bir münasebet bulunduğu zehabı hasıl olabilecek tarzdaki hâdiseler sileilesidir. Habsburglardan olan Marie 'Antoinette'in tesirile, bu hayalet masabna inanan Fransa Kralı On Altmcı Louis'nin ölümü; Avusturya Imparato Muhtelit: istanbuldan Kris, Bayan Grodeski 62. 64, Ankaradan Vedad Abud, Bayan Filipss galib gelmişlerdir. Lik maçlarına hazırlık Futbol ajanlıgı yeni mevsim maçlan için 14 eylulde açılış şeîılikleri namı altında geniş bir futbol faaliyeti yapacakur. Bütün takımlann iştirakile geçid resmi yapılacak ve iki muhtelit arasmda bir maç yapdacaktır. Istanbul lik maçlanna 21 eylulde başlanacaktır. Fuarda yapılacak güreş maçlan Doğru değil mi? Cenub vilâyetlerimiz halkı radyodan istifade edemiyorlar Dünkü at yarışları Al yarışlarının altıncı hafta müsabakaları mutad kalabalık önünde ve oldukça heyecanlı bir şekilde yapıldı. Koşular şu şekilde nihayetlendi: Birinci koşuda; İsmail Hakkı TekçeCenub vilâyetlerimizden tatilîerini rıin Savaşı 2.23 dakikada birinci, Niyageçirmek üzere İstanbula gelen vazinin Bozkurtu ikinci, Nezirin ışığı ütandaşlar Ankara radyosundan hakçüncü oldu. Ganyan 120, plâse 100, 140, kile istifade edemediklerini söy ve 150. ikili bahis 200 kuruş verdi. lüyorlar ve: İkinci koşuda; Prens Halimin Elhanı « Radyo nsşriyatı Istanbulda ol2 dakikada birinci, Suad Karaosmanın duğu gibi cenub vilâyetlerinde de Havesi ikinci, Tevfik Âli Çınarın Delive bilhassa Hatayda akşam'.arı kanlısı üçüncü oldu. Ganyan 125 kuruş 20.30 dan ve bazan daha erken saverdi. atlerden itibaren birdenbire bozuÜçüncü koşuda; Fehmi Vuralın Tarluyor ve gırtlağı sıkılmış bir adamm zanı 2 dakikada birinci, Prens Halimin çıkardığı sesler halinde bir hırıltı Me'.iketülhavvası İkinci, Şevketin Kuşeklini ahyor. Ne musiki fasıllarmrusu üçüncü oldu. Ganyan. 200, plâse dan, ne ajans haberlerinden, ne de 125 ve 100 kuruş verdi. konuşmalardan ve saireden Dİr şey Dördüncü koşuda; Prens Halimin Roanlamak kabil olmuyor. 19 ve 31 metmansı 2,37 dakikada birinci, Ahmedin relerden yapılan kısa neşriyatı Ksranfili ikinci, gene Ahmedin Goncası 8,30 a kadar dinleyerek müstefid oüçüncü oldu. luyorsak da bundan sonra radyoKaranfil, Istanbulda bu mevsim ilk muz bizler için muttarid bir gürültü defa dün mağlub oldu. Ganyan 2,75, membaından ibaret kalıyor.» diyorplâse 125 ve 100 kuruş verdi. lar. Cesinci koşuda; Fehmi Simsaroğlunun Radyo, vatandaşlara hem hoşça Buketi 1,22 dakikada birinci, Salih Tevakit geçirrmek, hem de onları memmelin Çobankızı ikinci, Fehmi Simsarleket ve dünya ahvalinden haberdar oğlunun Demeti üçüncü oldu. etmek için kurulmuş bir müessese Üçlü bahis 45.50 lira, çifte bahis 25,50 olduğuna göre bir kısım halkımızm lira, ikili bahis 7,25 kuruş, plâse 175 ve ondan mahrum kalması elbet de 100 kuruş verdi. tecviz edilemez. Ankara radyoiunun, Floryada yapılan tenis uzun dalga ile birlikte 19 ve 31 metre kısa dalgalarla da neşriyat yapmaçlan tığı malumdur. Acaba • yabancı dilAnkara ve Istanbul tenisçileri aralerle yapılan neşriyat yalnız 19 metsmdaki son karçılaşma Floryadaki yeni re kısa dalgaya hasre^ilip Tarkiye sahada yapılmıştır. için yapılan umum neşriyat 31 metAhnan neticeler şunlardır: re kısa dalaadan verilerek, yahıd Tek erkek: İstanbuldan Muhiddin başka bir hal sureti düşünülerek bu 6S, 61, 62 Ankaradan Şefiğe galib. mahzura bir çare bulunamaz mı, ttanbuldan Kris 64, 64 Ankaradan diyoruz, Mehmed Karakaşa galib. Çift erkek: İstanbuldan Suad, Semih 60, 63, 60, Ankaradan Şefik, Kerim Siftine galib. j Izmir fuarında yapılacak güreş maçlanna iştirak edecek olan Istanbul takımı, pazartesi günü 11 kişilik bir takımla Izmire hareket edecektir. İzmirde güreşler 20 ve 21 ağustosta serbest güreş olarak yapılacaktır. jVTeclâ, o gece verilen baloda, konfeti ve serpantin yağmuru, şampanya köpükleri arasında yorulmuş, kendinden geçer gibi olmuştu. Kendisine mütemadiyen; Bayan bir tango! Yahud: Bir vals lutfeder misiniz? Diye teklifte bulunan gencleri kıramamış, biraz da kendisini avuttuğu düşüncesile durup dinlenmeden dans etmişti. Fakat; vakit geceyarısını hayli geçip de sabah yaklaşınca, ertesi gün yapılacak bir çok işleri olduğu için, daha fazla kalmanın doğru olmıyacağını düşündü. Esasen, davetliler de birer, İkişer gidiyorlardı. O da, evine döndü. Sür'atle soyundu ve gelişigüzel karyolanın üzerine uzandı. Yorgunluk, mutaddan çok sonra yatmak, derhal uykuya dalmasına sebeb oldu. • ¥* Kapının zili çalındı. Neclâ, bunu duyar gibi oldu. Ancak; yorgunluğu yavaş yavaş alan uyku, o kadar tatlı idi ki, bir türlü kendine gelemedi. Sağdan sola döndü. Fakat; bir müddet sonra, kapınm zili, yeniden ve devamlı bir şekilde çalmağa başladı. Neclâ, kulaklarının bu gürültüyle dobnası üzerine uyandı. Ancak, bu sefer de kendine gelmeğe muvaffak olamadı. Bu defa da soldan sağa yer değiştirdi. Ama, uykuya geçemedi. Çünkü, kapının zili, durmadan kuvvetle çalınıyordu. Gözlerini uğuşturarak kalktı. Acaba, saat kaç! Diye kendi kendine mırıldandı. Zorla açmağa muvaffak olduğu gözleri, masa saatinin dokuzu gösterdiğini farketti. Terliklerini ayağına geçirdi. Sırtına sabahhğını aldı; kapıya gitti. Açmadan; Kİmo?. Askerlikte vuku bulan şekil değişiklikleri, onun kullandığı vasıtalarda, (yani mevcudlarda ve tekaik malzemeinkılâbın neticesidir ve Marksizm, harbin biyolojik olduğu na de) görülen bunlar da, memleketin içtimai veya ikzarivesine şiddetle hücum etmektedir. Bu felsefeye göre, insan cemiyeti icin İJsadî rejimine tabidirler. Sovyet askerî edebiyatına göre, Sovdeki mücadele, asla tabiî bir hâdise değildir: yalnız ve sadece bu cemiyetm yetler Birliğinin askerî doktrini, bu bozuk tesekkülünün bir neticesidir. Irk memleketin rejimine has yeni iktısadî nazariyesi de, yani yüksek ırkların, be ve içtimaî şartlardan istifade etmekten şer cemiyetinde. önüne geçilmez bir su ibarettir. Bu doktrinin esaslan şöyle rette yüksek ve hâkim bir mevki iş hulâsa edilebilir: gal etmeleri düşüncesi de, içtimaî Dar1 Sovyetler Birliğinin harbleri tevinizmden ilham alan biyoloji nazariye dafüî bir karakteri haizdir; bu devlesinin şekillerinden biri ve Darwin nazatecavüzî bir harb yapmasma sebeb riyesinin burjuvazi menfaati namına yoktur. (Halbuki Lehistan, Finlandiya, tahrif edilmiş bir şeklidir. Harb, bir iç Baltık devletleri ve Rumanyaya karşı timai hâdise olarak biyolojik hayat ka taarruzî harbler yapmıştır.) nunlarına muhalif olan bazı kanuniara 2 Yeni içtimaî heyette, sınıflar oltabidir ve ayrılmaz bir surette sınıf madığı için, tam bir birlik vardır ve kavgasına bağlıdır. Harbin asıl esası. bu birlik, devletin mukadderatına topsiyasî karakterinde mündemicdir. yekun iştirak eder, dahilî tezadlar ve Marksizm harbin tabiat ve mahiye ihtilâflar olmadığı için, hiç bir dağılma tini böyle tetkik ederken sulhperestliği ve infisah mayası ve tohumu yoktur. ve burjuva quietismi'ni (1) müthiş bir 3 İçtimai tesanüd sayesinde bitip hata olarak telâkki ediyor. Sovyetler tükenmez insan ihtiyatları elde bulunBirliği, sınıflar arasındaki kavgaları ildunnak kabiliyeti vardır ki bu da, yükga ve emekçilerin hakimiyetini +0510 sek manevî kıymet sahibi milyonlarca ettiği için. iktısadi inkişafını temin makaskeri harbe sokmak imkânını verir. sadile harbe müracaat mecburiyeHnde 4 Kapitalist devletlerinkinden çuk değildir. Bununla beraber yeni içtimaî nizam, kapitalist reiimi ile tezad ve üstün, muazzam bir istihsal kudroıi muaraza halinde olduğundan. önlerine mevcuddur ki bu da ordunun en moçıkan iktısadî meseleleri harHer, isti dern teknik vasıtalarla bol bol teçhizini lâlar ve sömürge siyaseti ile hallermek temin eder. istiyen devletlerin tehdid ve hücumuna Sovyet askerî muharrirlerine göre, 19 maruzdur. uncu asrın başında, Büyük Fransız İhAskerlik ve harb san'atınm bu çeşid tilâlindeki Fransız ordusunun oynadığı bir telâkkisi. bu sahada ebedî prensip rolü, Kızılordunun zamanımızda vt lere meydan bırakmaz; çünkü harb ve beşer cemiyetinin inkişafı itibarile daha muharebe metodlarını içtimaî bünyc ve yüksek bir seviyede oynaması munizamm ve teknik terakkilerin tr.bii kadderdir. Sovyet ordusu, yalnız, memsayar. Marksizme göre, içtimaî şekil'e leketin maddî kaynaklanna istinad etrin ve teşkilâtm değişmediği yerlerde miyecek, Rus fenninin kudretli yardıhasıl olan «ebedî hakikatler» arasmda mına da dayanacaktır. Sovyet devleti askerlik ve harb san'atınm prensipieri ise, yeni cemiyeti, insan dehasımn büde ayni surette «ebedî> mahiyetini a tün fetihlerile zenginleştirmek azmindelırlar. Bîr devletin içtimaî bünye ve ni dir. Bu yeni cemiyet. ferdin inkişafını güttüğüne göre, onun zamı değişmedikçe muvazzaf ordunun temin gayesini bünye ve nizamı da, tabiyevî usulleri vereceği insan malzemesi, orduda insade hiç bir değişikliğe uğramaz. Büyük nın tekniğe kafî hakimiyetini temin Fransız İhtilâli, eski feodal cemiyeti te edecek ve insanı, meydan muharebelemelinden yıkınca o zamanki an'anevî rinin en üstün unsuru haline sokacakaskerlik doktrininin temellerini de sars tır. Kızılordunun her mensubuna, momıştır. Hulâsa Marksizme göre asker dern askerî tekniği tanıtmak, zamanımız lik ve harb san'atınm değişmez. ebedî tabiye ve sevkulceyşinin karışık kaideprensipieri yoktur. Sovyet askerî mu lerini öğretmek ve bu orduyu en müharirlerinden Boçarof'un yazdığına gö kemmel teknik vasıtalarla teçhiz etrıtk re. esas olan. baskm veya çevirme ya ve böylece Kızılorduyu kapitalist devparak düşmam imha için harbi cüretle letlerin ordularından daha mütemayiz sevk ve idare etmek değildir: cephe bir hale sokmak Sovyet askerlik sar.'anin başlıca mmtakasmda üstünlük te tının esas umdesini teskil etmiştir. min etmek ve siklet merkezi yapmak Kızılordu, taarruz fikrüe yetiştirildeğildir, esas olan kıt'alann tahribkâr faaliyetlerini tatbikteki düşmam imha miştir. 1936 tarihli muvakkat seferiye etmelerinde veya yıpratmalarındaki, i taümatnamesinin düşmam muharebeye lerleme veya çekilmelerindeki, cephenin icbar ve onu meydan muharebesinde mühim noktalarında üstünlüğü elde et yenmeği emreden ikinci maddesinin somelerindeki ttarz» dır; başka bir tanu «düşmana, her göründüğü yerde, birle mühim olan nokta, kıt'alann ken hususî emir beklemeden cüret, cesaret diüklerinden işleyiş tarzıdır. Bu ise.ve şiddetle hücum edilmesini» âmirdir. kıt'alann sosyal haline. keyfiyetlerine Yeni Rus askerî nazariyecileri, azimveya sayılarına, ellerindeki malzemeye kâr ve kat'î faaliyet taraftarı olmakla ve tahakkuk ettirdikleri sivasî fikirlerin beraber, Alman Generali von Seeckt muhteviyatına baahdır. Burjuva harb (fon Zekt) in yıldırım harbi hakkmdaki fikirlerine iştirak etmemektedirler. (1) Quietisme Şemseddin Sami mer Rus nazariyecileri, harbin bir ittifakkr humun lugatine göre, «Hakka takarrü harbi olacağını ve uzun süreceğini dübün ancak Allah aşkile hasıl olduğuna şünüyorlar. Fmnze Yoldaş, modern orinanan bir hıristiyanlık tarikati» dir. dulann memleketin umumî vaziyetine J j talyan Terbiye Nazın, bir İtalyan II gazetesine yazdığı yazıda «Harbin U on sene devam edebileceği kanaati telkin edilmelidir» demekte ve İtalyan milletini uzun bir harbe hazırlanmağa davet etmekte imiş. Hariciye Nazırı ve Sinyor Mussolini'nin damadı Kont Cianonun gazetesi de, bu görüşe iştirak ediyormuş. bağlı büjKik bir mükavemet kudretini Bu harb, nekadar sürecektir? İtalyan haiz olduğu kanaatinde idi. Ona göre, nazırının dediği gibi, hakikaten on sene düşman ordusunu, muayyen bir zamcjı sürebilir mi? Bu hususta, doğru bir tahiçin tam bir hezimete uğratmak, mağ nıin ve hesab yapmanın imkânı yoktur. lub edilen kıt'alar, iktısadî ve manevî Cieçenlerde, İngilterenin VTaşingtondaki bakımlardan sağlam bir cephe gerisine büyük elçisi Lord Halifaks da 20 seneistinad edebildikleri takdirde, kat'î za lik bir harb için hazırlanıyoruz, demişferi temin etmez. Ancak hasım askerî ti. Bu sözün manası. elbette harb 20 yd kudretinin topyekun sarsılmasıdır ki ni sürecek demek değildi; mücadele, 20 yıl haî ve kat'î zaferi mümkün kılar. Bu devam etse bile, dövüşeceğiz demek istiitibarla harbin sevk ve idare plânı, yen İngiliz inad ve sebatının bir ifadesi yalnız. düşman kuvvetleri büyük kısmı idi. nın, bir tek kat'î neticeli meydan muŞimdi, İtalyada, harbin on sene süreharebesinde imhası meselesini nazan ceğini söyliyerek İtalyan milletini uzun itibara almakla kalmamalı, hasmın asbir harbe hazırlamak istiyenler geçen kerî kudretinin tamamile imhasıru issene, bugünlerde zaferden bahsediyortihdaf eden mücadelenin alabileceği dilardı. Mısırı Zaptederek Süveyşi kapaya ğer şekilleri de tetkik ve mütalea etmecaklar, Cebelitanğı abluka edecekler, lidir. Maltayı alacaklar ve Akdenizi bir İtalBoçarof. harbi şöyle tasvir ediyor: yan gölü haline getirerek tarihi «Mare «Milyonlarca insandan mürekkeb ve Nostrum» iddiasını tahakkuk ettirecekgayet karışık ve müessir teknik va ler, İngilizleri Akdenizden ve Afrikadan sıtalarla mücehhez ordular, mücadelcye siirüp çıkaracaklardı. İtalyanm harbe muhtelif ve güç şekiller vermek mec Kİrdiği 10 hazirandan İngilizlerin Libyaburiyetinde kalacaklardır: Her sınıflan da taarruza geçtikleri 9 birincikânuna ve her cinsten birliklerden teşekkül e kadar, İtalyan gazeteleri ve radyolan den gruplar; hücum kıfalarile cepheden hep kısa ve kansız bir harbden, kolay ve yapılan taarruzlarîa beraber mühim mo yakın bir zaferden bahsetmişlerdi. törlü b'irlikler tarafından tatbik edilen O zamanki İtalyan harb edebiyaü, cenah hareketleri; bunların düşmanm İtalyan milletini «harbetmeden muzafgerilerine yapacakları derin akınlar ve fer olmağa. hazırlamıştı; şimdi İtalya hareketler gibi. harbe girdikten 14 buçuk ay sonra ise, «Kara birliklerinin muharebeleri, ka 10 sene sürecek bir harbe hanrlanmak labalık ve kudretli bir havacılığm hü lâzım geldiğinden bahsediliyor. O ifıatcumlarile ve düşmanın uzak gerilerine tan bu tefrite düşmenin sebebi ne ola havadan indirmelerle müttehid ve müş ki? Harbin nekadar süreceğini riyazî terek olacaktır. bir kat'iyetle hesab etmek şöyle dursun, «1914 18 harbinde görüldüğü taızda asağı yukan bir tahminle kestirmek bile bir siper ve mevzi harbi, artık bun mümkün olmadığına göre, İtalyan devdan sonra ne ayni şekillerde, ne de ayni let adamlan neden on yıldan bahsedigenişlikte yapılamaz. Kudretli makineli yorlar? Bu, karşı tarafı yıldırmak için ve motörlü vasıtalarla mücehhez olan ise, İngilizlere, harbin bu kadar uzayamodern orduların hususî karakteri eri cağuıı söylemek, onlan meyus değil, gözönünde tutulursa, bu orduların, ma mcramın eder. Çünkü, İngilterenin, bünevra harbine müsaid her türlü şartları tün harb plânlan ve zafer ümidleri u haiz oldukları görülür. Müstakbel harb. zun bir yıpratma harbine istinad etmekhassaten bir manevra ve hareket harbi tedir. Esasen, İngiliz milletinin seciyesî karakterini haiz olacaktır. de, böyle bir harbe uygundur, İngilizler «Emperyalist devletler, harb içinde, sakin, soğukkanlı, sabırlı ve inadcıdırgayet mühim bir siyasî mesele karçı lar. İtalyanlar ve Fransızlar gibi ateşli smda kalacaklardır ki o da şudur: Or ve aceleci değildirler; saman alevi gibi dularını teşkil eden muazzam işçi küt çabuk parlayıp çabuk sönmezler. Bu lelerini hakimiyetleri altında tutabil bakımdan harbin on yıl sürecegini söymek. lemekle onların ümidini ve maneviya«Böylece, müstakbel harbde, siyaset. tını kırmak kabil değildir. Bu kehanet, kelimenin en geniş manasile harekâun İtalyanJara değil; İngilizlere bir müjdesevk ve idaresinde muazzam bir ehem dir. miyeti haiz bulunacak ve kudretli bir İtalyada harbin on sene süreceğinîn âmil olacaktır. Sovyetler Birliğinin vaziyeti bu bakımdan gayet kuvvetli ve söylenmesi, bu memlekette, kısa ve kanelindeki imkânlar hududsuz telâkki e sız bir harble kolay ve yakın bir zafer kazanmak fikrinin tamamile terkedildidümektedir.» ğini göstermektedir. İtalya, 1912 denbeABİDİN DAVER ri. en çok harbeden Avrupa milletidir. Türkiye ile harb, Trablusgarb halkile harb, Büyük Harb, tekrar Iibyahlarla İRT1HAL harb. Habeşistan harbi, İspanya iç harIstanbul Belediyesi daire müdürü bi ve nihayet ikinci büyük harb, İtalyan Södeddin Tunc ile mülga duhuliye mü milletini hayli yormuş olsa gerektir. Odürlüğü kontrolörlerinden Fahreddin nun için bu son maceranm on sene siiTunc'un babaları Belediye varidat mü receğini öğrenmek şimdi artık en sağdürlüğünden emekli Ahmed Rağıb lam sinirli İtalyanlara bile hiç de hoş Tunc müptelâ olduğu hastahktan kur gelmiyeceği tahmin olunabilir. tulamtyarak dün gece vefajt efemiştir. Cenazesi bugün Pendikten kaldırılarak namazı Kasımpaşa Piyale camiinde kılınarak Kulaksızdaki aile kabrine defnedilecekür. Haluk ve herkese kendini scvdiren zavallıya rahmet ve aile efra Köylerde yapılan mektebler dına sabrü cemil dileriz. İstanbul köylerinde yapılan mekteb*** lerin ders yılı başına kadar tamamlanması için alâkadarlara emtr verilmişEsbak Anadolu Kadıaskeri Hacı tir. Bu sene Cumhuriyet bavramında Şükrü Efendinin gelini, mütekaid Miyeniden 35 köy mektebi açılacaktır. ralay doktor Ziya Refık Gelenbeğ'in eşi; Halid ve Raşid Gelenbeğ'in valiCezalandırılan esnaf deleri ve İstanbul Barosu reisi avukat Evvelki gün 90 esnafa belediye ceMekki Hikmet (Geîenbeğ îîe Yüksek İktısad ve Ticaret mektebi muallimle zası kesilmiştir. 2 fırından tartısı ekrinden Zeki Mazlum Alaybek'in yen sik 94 ekmek alınmış, bu fırıncılar gesi Bayan Ganime Nedime irtihal ey hakkında ceza zaptı hazırlanmıstır, lemistir. Miraç gecesi Genazesi, Sişlideki ikametgâhından İstanbul Müftülüğünden: kaldırılarak Feriköy aile kabristanına 20 ağustos 941 çarşamba günü receb defnedilmiştir. Merhume sulehâdan idi ayının yirmi altısına müsadif olmakla Cenabı Hak kendisine rahmet ve guf mezkur çarşamba akşamı (perşembe ran, kederli aile ve ehibbasına da sab gecesi) Leylei Mirac olduğu ilân olurü cemil ihsan buvursun âmin. sarkan ellerini tuttu, avcunun içine aldı. Minnetle gözlerine bakü ve sağ elinin ince parmakları üzerine dudaklarını değdirdi. Ayağa kalktı. Bir şeyler arayor gibiydi. Gene kadın, bunu farketti ve sordu: Birşey mi arayorsunuz? Evet! Şapkam, şapkamı burada bir yere koymuştum. Gene kadın etrafa bakındı. Şapka, görünürlerde değildi. Birden, oturduğu koltukta bir rahaisızlık hissetti. Kalktı. Her ikisi de, şapkanın zavallı halini eyni zamanda gördüler. Neclâ, bu hareketinden fevkalâde utandı. Kemal, gülüyordu. Yanına yaklaşü: Biliyor musunuz, dedi, bir kadının bir erkeğin şapkası üzerine oturmak ne demekmiş? Bunun bir manası mı var? Bilmiyor musunuz? Hayır! : = Küçük hikâye Beklenilmiyen kısmet! Doğru değil mi? j Diye canı sıkılarak sordu. Bir gürültü da duymuş olacaksmız. Haciz İşini, bu oldu. Sonra, çok nazik bir erkek sesi: parayı ahncıya kadar tehir etmek im Biz maliye memurları. Hacize gel kânı yok mu? dik bayan! Hiçbir suretle buna imkân yok Diye cevab verdi. Bu sözleri söyliyen Neclâ Hanım. Çaresiz haciz yapmak ses, ona yabancı gelmedi. Uyku serse icab ediyor. mi, fazla bir şey anlamadığı halde, sırf Neclâ, fena halde bozuldu. İşleri, belo sesin yabancı olmamasından duyduğu ki yakmda yola girecekti. Fakat, bubir cesaretle kapıyı açtı, Karşısında, üç günîer bir türlü iyi gitmiyordu. Hergün adam gördü. Bunlardan sesi yabancı yeni bir aksilik çıkıyordu. Kemalin önü gelmiyen, birkaç ev ileride oturan komsıra yürüyerek orta salona geldiler. şuların büyük oğlu Kemaldi. Her zaKemal, şapkasını çıkararak bir kanapeman, kendisine büyük bir hayranlıkla nin üzerine bıraktı. Neclâya bazı kısa bakar, bütün halile aşk dilerdi. sua'Ier sorarak cevablarını aldı. Birkaç Neclâ, yan uyanık bir halde: defa misafir olarak geldiği bu evi, ilk Benden ne istiyorsunuz? defa görüyormuş gibi etrafa dikkatle Demek İmkânını buldu. Kemal, gü göz gezdirmeğe başladı. Yahud öyle göründü. Kemal böyle hareket ederken, liimsiyerek ona bakıyordu: Vergilerinizi, dedi, vaktinde tediye Neclâ fevkalâde asabî bir hal içinde idi. etmediğiniz için, haciz muamelesini Can sıkıntısından ne yapacağını bilmiyordu. Yan baygınlık geçirir bir halde yapmak için buraya geldik. Neclâ, buna hayret eder görünerek: kendini, oradaki kotuklardan birine bıraktı. O kadar kendinden geçer gibi ol Ya, öyle mi? muştu ki, Kemalin şapkasmm üzerine Dedi. Ne yazık ki öyle. Daha evvel, size, oturduğu halde, bunun farkına varmadı. borcunuzu ödemeniz için birkaç defa Kemal, evin eşyalarını gözden geçikanunun emrettiği şekilde müracaat e riyor görünerek, düşünüyordu. Ne yapdildi. Şu dakikada bile borcunuzu öder mah, nasıl hareket etmeliydi? Çünkü; seniz, fazla rahatsız etmeyiz. o, bu kadmı seviyordu. Bu biçimli vü Nekadar borcum var öğrenebilir cudlü, kabarık sarı saçlann çerçeveledimiyim? ği yüzünde bir çocuk masumiyetile göz Kırk dokuz lira. leri parıldıyan kadm, onun hayatınm Neclâ, başını salladı: biricik varhğı idi. Onu, böyle müşkül Kemal Bey, dedi, vaziyetimi bili bir mevkide görmek ona en büyük azabı yorsunuz. Kocam öldü. Belki, bulundu yüklüyordu. Bu kadın gülmeli, eğlenğu müesseseden bir ikramiye alaçağımı meli ve neşe kaynağı olmalıydı. Bunu, Seyfeddin Grhan Ben, bir hikâyede okumuştum. Bu hareket o demekmiş ki, şapkaya oluran kadın, şapkasına oturduğu adamın izdivac teklifini kabul edermiş. Neclâ cevab vermedi. Gözlerlnde sa Cevabuıızı bekliyorum, dedi. Zannederim, hareketimde nekadar samimî adet vadeden bakışlarla geno adama baktı. Kemal: olduğumu takdir edersiniz. Neclâ, ağır ağır başuıı çevirdi. Gözle Daha fazla kalmıyayım, arkadaşlar ri titrek ışıklarla pırıldıyordu. Bakış bekliyorlar! ları, ayakuclanndan yukarıya doğru Dedi ve gene kadının önünde iğildi. Kemalin bütün vücudünü gezdi ve gü Neclâ, sağ elini uzatarak onu çenesınden zel, biçimli yüzünde, zekâ ve enerji ifa kaldırdı. Kemal, bu eli tutarak öptü ve de eden gözlerine takıldı. Bu gözler, ne odadan ayrıidı. Kapıda bekliyen arkakadar tatlı bakıyorlardı. Onlara, daha daşlarının yanına döndüğü vakit: fazla bakamadı. Sanki, o bakışîarın te Bayan borcunu ödedi, dedi. sirinden kurtulmak için, ağzından: Hep beraber uzaklaşırlarken, Neclâ; Kabul ediyorum! İlk fırsatta size Kemalin, ezilmiş şapkasım bir çocuğu olan borcumu ödlyeceğim! sever gibi okşadığım gördü. ü vakit; Kelimeleri döküldü. Kemal. hemen ona, neler borclu olduğunu ra'rnt rahat iğildi, Neclânın, koltuklarıa kenarına düşüiiebildi. düşünmek asabını fena halde sarstı. Ağır ağır geldi, Neclânuı karşısında durdu. Gene kadının mahmur yüzüne alâka ve sempati ile baktı. Ha'.inden, bir şeyler söylemek istediği anlaşıhyordu. Birkaç defa yutkundu, nihayet hafif bir sesle, adeta utanarak: Sizi, bu halde görmek İstemezdim, dedi. Fakat, para verilmezse, haczi durdurmağa imkân yok. Eğer, razı olursanjz, bu borcu ben ödiyeyim. Neclâ, alt dudağmı disleri arasına alarak sıkıştırdı. Cevab veremedi. Başını. yan tarafa çevirdi. Boş nazarlarla lâalettay:n bir noktaya bakıyor, düşünüyordu. Zihni karışıkü. Böyle bir tekliü kabul etmekle, ne dereceye kadar doğru veya yanlış hareket etmiş olacağını hesablamak istiyordu. Kemal, onu düşüncelerinden ayırdı:

Bu sayıdan diğer sayfalar: