8 Ocak 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

8 Ocak 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Sehir "Vaafeli iktısad,, haberleri Odun ve kömttr Devrin iktısatçıUğt j sıkıntısı Kilosu 12 kuruşa kadar kömür satanlar var Belediye, odun fitalarına yeniden zam yapacak CUMHURİYET 8 lkincikânım 1942 ÜN.ÜN MEVZUU Rus suvarisi Kızılordu, Almanlara karşı 400,000 kişilik bir süvari kuvveti kullanıyor Şark cephesin de, karakış, Al manlardan ziyade Rusların lehine bir durum yaratmıştır. Alman ordusu, geri çekiiiyor ve Kızılordu, sonbaharda verdiği yerleri tedricen geri alıyor. Bizzat Alman kaynaklarmın verdikleri haberler den de anlaşılıyor ki Ruslar, bir kış harbi içm daha iyi hazırlanmışlardır ve Rus askerleri, kışın, Almanlardan daha iyi harbetmektedirler. Alman ordusunun, bir kış harbine iyice hazırlanmamış olduğu, Aiaıan milletinden, şu gunlerde, orduya kışlık çamaşır ve elbise hediye etmesinin istenilmesinden de anlaşılmaktadır. Herşeyi inceden inceye düşünen ve hazırlıyan Alman genelkurmayının neden kış harbine vaktile hazırlanmanuş olduğunu anlamak mümkün değıidir. Bunu ileride öğreneceğiz. J NALINA IHEM MIHINA Niçin yanhş çıkar? ünyanın en büyük ordularına, siviUer başkumandan olduktan ve bunlar. miî>onlarca askerin idaresi gibi büyük bir işi ve mes'uliyeti üzerlerine aldıktan sonra, siv'lier neden askerî muharrir olmasın diye bu sürunda çıkan yazım üzerine sevgili ve kıymetli arkadaşım Peyami Safa «Abidin Daverin askerî dehası» başlıklı bir fıkra yazdı ve zarif üslubile l>enimle alay etti. Fakat aziz dostum, bu lıoş alay arasında mülıim bir noktaya da temas ediyor. Benim askerî tahmiııleıimi ve iddialannu hâdiselerin yalancı çıkardığım söylüyor. Doğrudur; tahm'nlerinıin hepsini değilse de, bir kismınl hâdiseler jalancı çıkarmıştır. Fakat yalnız benim mi? Benim gibi haddini büen bir amatörii, hatta meslekten yetişme, kıymetli yerli ve ecnebi askerî mııharrirleri bir tarafa bırakaiım; en güride, en meşhur serdarlann ve dâhi kumandanlann bile bir çok tahırinlerini ve iddialartnı hâdiseler ya'.ancı çıkarmıştır. Harb tarihi. buna dair tümen ruraen misallerle doludur. Almanya evvelâ EsM buhran yanguıı söndürmek hiç biri 1930 da ve sonra bir iktısad lıyan ve 1933 e kadar sistemi yaratmak devam eden buhran kadar şiddetli olma ^ mecburiyetinde idi. mışür. Çünkü hiç biri 193033 buhranı Yangını söndürmek için Naziler, halgibi bir şeyi mahvedici bir mahiyet al kın saün alma kudretini arürmak humadı. 1930 dan evvelki buhranlarda, iş susuna esas itibarile sadakat gösterdiler. çiler bir fasıladan sonra tekrar ekme Yataız bu kudreti halka doğrudan doğru. ğe kavuşabiliyorlardı. ya vermemek suretile, halkın satın alaBuhran, iktısadî bünyenin rahatsızh bibnek kudretini bilvasıta artırmak suğını ifade eden bir tabirdir. retile usulde, kendilerinden evvelkilerŞehirde çekilen odun ve kömür darStanley Jevons'un, buhranların 10 se den aynldılar. «İş bulma için dört se hğı, son günlerde büsbütün hâd bir devnelik bir ara ile, muntazam bir surette nelik plân» bu düşünceden doğmuş ve reye girmiştir. Büyük depolar da dahil gözüktüğünü müşahede eylediği gün bu düşüncenin neticesi olmuştur. Yalnız olduğu halde, aranan yerlerin hemen hiç denberi buhranları ifade için «devre» bu. dört senelik plân iktısadî düşünce birinde, İhtiyaca yetecek kadar odun tabiri kullanılmağa başlamıştı. Bu mü lerde büyük değişik'ikler vücude gel bulunamamaktadır. Mahalle aralanndaki şahede edilen intizam yalnız buhran miş olduğunu da gösteriyordu. Bu de oduncular karışık odunun kilosunu üç, laruı aşağı yukarı 10 senede bir gözük ğişiklikler iktısadın, insan dimağı tara hattâ üç buçuk kuruşa kadar sattıklaıi mesine münhasır değildi. Buhran de fından muayyen bir İstikamete doğru, halde,' müracaatleri karşıhyamamakta, nilen hastalığın ârazını (alâmetlerini) muayyen bir plân dairesinde güdülebi ve odun istiyenlere «kalmadı> cevabmı gösteren hallerde dahi bir rakkase in len büyük, pek büvük bir makineden, vermektedirler. Baa oduncuların, depotizamı gözükürdü: Eşya fiatlannm yük bir aletten başka bir şey olmadığı ka iardan az miktarda getirttikleri odunlar, eelmesi, esham ve tahvillerin kıymet naatinde İfadesinl buluyordu. Hâdiseler, halk tarafından adeta yağma edilmektelerinln yükselmesi, işçi gündeliklerinin bir nazariye vücuds getirebilmeğe im dir. Bu yüzden, vaktinde odun tcdarik yükselmesi, ondan sonra birdenbire eş kân vermiyecek kadar bir hızla cere edemiyenler, çok güç bir duruma düşya fiatlannm düşmesi, borsada alınıp yan eyliyordu. Bu istical Alman rehbe müşlerdir. Fakir halkın başlıca yakacak latılan kıymetli kâğıdların kıymetleri rine «Ne sosyalist iktısad doğması, ne maddesi olan mangal kömürü üzerinde nin düşmesi ve işçi gündeliklerinin düş liberal iktısad dogması vardır. Ancak de büyük bir İhtikâr göze çarpmaktamesi yani bir çıkıştan sonra bir düşüş, borclu, vazifeli bir iktısad vardır» sö dır. Mahalle aralarındaki kömürcüler, •ski buhranlann farkını teşkil ederdi. zünü söyletti. Vazifeli iktısad tabirin kömürün kilosunu 10 12 kuruşa kaBu alâmetler istihsalle ihtiyac ara den; bir halka en yüksek ve en İyi ha dır çıkarrmşlardır. Bu flatı veremiyennndaki, tasarrufla istihlâk arasındaki yat şartlarını temin etmek hususu ken ler, evlerine elleri boş olarak dönmekmünasebetin ve muvazenenln bozuLnuş disinden vazife olarak beklenen bir İk tedirler. olması şekllnde izah edilirdi. İstüısalle hssd kasdediliyordu. Cibali ve Ayakapısı, Yenikapı ve Aİstihlâk birbirine yakın olunca IbuhBüyük buhran esnasında vazdyet şu hırkapı depolarında şehrin en az üç ran olmazdı. İstihlâk istihsale yetişemerkezde idi: Bir taraftan memnuni ayhk ihtiyacma yetecek kadar odun mezse buhran vücude gelir; istihsal vayetle çalışmak istiyen amele; işlemek mevcud olduğu gibi civar köylerden ve dtalannm çokluğu istihsal edilen madistiyen müesseseler ve işlenebilecsk Karadeniz yolile Bulgaristan sahil Iskedelerin faymetlerini koruyamıyor ve o maddeler vardı. Diğer taraftan dıha iyi lelerinden yetecek kadar mangal kömükıymetler düşüyor denilirdi. Neüce olarü gelmektedir. Odun ve kömür darlırak fabrikalar kapanıyor, işçilere yol yaşamasını İstiyen yani daha fazla istihlâk eylemesini istiyen sayısız müs fının önüne geçilmesi için Vilâyet ve veriliyor ve bu hal yeni bir yükselişin tehlikler vardı. Bütün hüner iş kudre Belediyece ciddî tedbirler alınmak übaşlamasına kadar devam ediyordu. tini, hareketsiz, âtıl duran müesseseleri zeredir. Bir muharririmiz, dün bu mev193033 bühranına kadar bütün buhve iptidaî maddeleri birleştirebihnekten zu etrafında İstanbul Vali muavini Ahranlar (1815, 1825, 1836, 1848, 1857, 1866, med Kınık'la görüşmüştür. Ahmed Kıibarettl. 1873, 1882, 1890, 1893 ve 1920) hepsi gePara, istenilen bu birleşürmeyi vücu nık demiştir ki: çici olmuştur. Fakat 193033 buhranında rakkase durması lâzım gelen nokta de getirebilecek vasıta idi. Bidayetlerde, « Şehre getirilen odunlar, pahahya da durmuyor, daha İleri gidiyor; mut yalnız ve yalnız mübadeleyi kolaylaş mal oluyor. Yaptığmıız incelernelerden tasıl gidiyor ve bir türlü ilerlemesin tırmağa hizmet eden, yanyan para bü f 'e ettiğimlz neticeye göre, bu pahade durmuyordu. Dünyada 60 milyon in tün imkânlan içinde saklıyan bir cev lılığa başhca âmil, nakliye masraflarının ean işsiz kalmıştı ve her sene 2,5 mil her olmuştur. Pararun içinde »akladığı ağırlığıdır. Bu bakımdan, odunun, evyon kişi kurtuluşu ölümde arıyarak in imkânlann hepsl daha tamamile mey velce konulan nark üzerinden satılmadana çıkartılmamıştjr. sına imkân göremiyoruz. Şimdiki halde, tihar ediyordu. Para, iktısad üzerinde blr «hlr gibi şehre halkın ihtiyacını karşılıyacak kaBirçok izah tarzile karşılaşan bu fedar odun celbedilmek İçin odun fiatlâketi durduracak bir çare bulunamı tesir eder. Yani lkt:sadî bünyeyi sıhlarının bir miktar artırılmasına zaruret yordu. Almanyada sosyalistlerin bu'.duk hatte tutabilmek için, o zehrin verivardır. Bu larureti. Ticaret Vekâletine terı çare, amelenin ratın ahna kudreti Iebileceik ve «llnabılecek miktarını doğru olarak •tayin etmek lazımdır. bildirdik. Gelecek cevabı bekliyoruz> ni arhrmak suretile, yani işçilere yükOğrendiğimize göre, oduna yapıîacak sek jründelik vermek suretile, alış veri Doktor, verdiğl ilâclara kanştırdığı zehşe bir canlılık vernek tasavvurundan rin miktannda bir hataya düşerse has zam, çeki başma 6 0 7 0 kuruşu tecavüz ibaret olmuştur. Fakat düşünülen bu tanın haîi kötüîeşir ve hatta ölür. Pa etmiyecektir, Yeni narkın teîbitinden .ranm da tesiri aynile zehrin tesiri gi sonra halkın aradığı yerde, İhtiyacını çare aranılan ilâc oîamamıştır. birdir; iktısad motörünü işletebilmesi için karşılıyacak kadar odun bulması temin Almanyada millî sosyalistler ilrtidar miktann ehemmiyeti çoktur. Motörün edilecektir. mevkiini işte böyle bir elemli ve felâharekete geçmesi için halkın, İktısadî kptli devrede ele gecirmişlerdi. sevk ve idareye itimad beslemesi de lâRen'rop diyor ki: «Bir ev tıı'uşurken zımdır. Başka türlü kimse «ennayesini Denizyolları umum müdürii yangın sebebleri hskkmda uzıın boylu gelip, yaratıcı işe yatırmaz. vazifesinden çekildi düşünmeğe imkân yoktur. En yakın su Parayı düşürmek slyaseti hiç Mr yerkcvasma yapışılır ve evvelâ ynnsın sönDenizj'ollan İşletıresi umum müdürü dürülmeğe başl?nır: ondan sonra yan de, işslzliği önliy^bilecek devamlı bir Ibrahim Kemal Baybora dün vazifesincare olarak gözükmedi. Amerikada ysgına mâni olac?k, sirryettcn koruyacak den ayrılmıştır. İbrahim Kemal Baybora ve yangrnın çıkmaa sebeblerile gpyrini pılan tecrübeler Almanlara göre şu nok Denizyolları Işletmesinin yeniden kunazarî olarak tetkik edecek bir enstitü tai nazardan skim kalmafa mahkumdu: ruîuşundanberi bu idsrenin başmda uvücude eetiriUr.» Btnaenaleyh bugünkü Devîet şeklile iktısad şek'i birbirini tut mum müdür olarak bulunmaktayh. Derralıdır. Liberal blr devlet usulile otonizyolları umum rrüdürlüğüne Çanak[*] İlk yazılar 20 ikinciteşrin ve 1 bi ritrr bir iktısad usulü birleşemez. ka!ede bulunan emekli deniz AUvıyı Harincikânun 1941 tarihli sayılanmızda çıkBu Alman iddiasını Fransanın teVzib lim Vehbi tayin olur.muştur. mıştir. p^o^jİTne^ne ge harb imkân vermedi. R E B E K A ( B E B E C C A ) Halkalıda çıkan yangm Laırmee OLIVIER Joan FONTAINE Bn akşam S A R A Y WALLACE Sinemasmda Eglendiren., Heyecanlandıran... Ve hayrette bırakan müthiş kahraman (UNUTULMAZ KAPTAN FURY) CARBŞEYTANI BEERY'nin LEO CARILLO ve ANN RUTHERFORD ile beraber fevkalâde bir tarzda yarattıkları Dunkü sayımızda gece geç vakit aldıSımız bir habere atfen Halkalı Ziraat mektebinde bir yangın çıktıgını yazmış^ık. Öğrenöiğimize göre, mekteb hademeslndon birinln yanlışîıkla gaz yerlne lâmbalara benzan doldurmasından ileri gelen bu yangın başlangıcının, pasif korunma ekiplerinin ve mekteb talebesinin de müdahalesl sayesinde ikinci kat döşemesi ve tavanı yandıktan sonra süratle önü alınmıştır. Mektebin diğer katlarmda ve muştemilâtmrîa zarar yoktur. Hâdisenin bu kadarla kalmış olmasından duyduğumuz memnuniyeti de ilâve ederek vaziyeti tavzih etmiş oluyoruz. FUmlnde mutlaka görünüz. Bir orduya karşı bir adam.., Aşk sayesinde değisen haydud.,, Hissî, müessir ve gayet kuvvetli bir fılm, Profesör M. Kemalin konferansı Profesör doktor M. Kemal Öke bu rkşam saat 18 de Beyoğlu Ha'.kevinde «Bir milletin varlığında kardkter ve müşterek ideplin rolü» mevzulu bir konferans verecektir. YEŞİLAY MÜSAMERESİ 13 ikincikânun salı günü akşamı saat 21 de Mektebler bugün açılıyor Birincikânunun 29 und.nberi ta'il buîunan orta ve ilk tedrisat müesseseleri bu sabahtan itibaren normal tedrisata başlıya caklardır. ^7ak'a bir otelde geçer. Otelin terası. Vakit akşam. Uzakta gölgeler içinde, kıpırdısız, sakin bir deniz. Gökte parlamıya baslıyan yıldızlar. Rüzgâr çiçek kokuları dolu. Otel sakinleri küçük hasır masalara yerleşmişler. Akşamın sükunu İçinde sesler yavaşlamış, başlar birbirine yaklaşmış. Terasm bir köşesinde iki kişi oturuyorlar. Biri yaşlı, tatlı balışlı, sevimli bir ihtiyar. Diğeri ürkek tavırlı, sanşm bir genc. İhtiyar koltuğuna yaslanarak, mütebessim: Demek bu sabah geldin, Cemıl? Ne lâtif yer degil mi? Sakin, rahat, manzarasına da diyecek yok. E, peki ben görmiyeli sen ne yaptın bakayım' Eğlenceli bir şey hatırlamış gibi gülmiye başlar: Senin şu macera ne oldu, Allah aşkma? Hani tanıştığm bir kız w d ı . O zaman anlattığına göre, sevişmenize rağmen ikiniz de mahcub tabiatl; olduğunuz için bir türlü aşkınızı itiraf edemiyordunuz. Sarışuı genc olduğu yerde kıpırdar, cevab vermiye hazırlanır. Fakat ihtiyar adam, birdenbire terasm kapısma doğru dönerek, içeri giren güzel bir kadına dikkatle bakmıya başlar. Kadın beyazlar giyinmijtir. Derin ba ÇEMBERLİTAŞ SİNEMASINDA MÜNİR NUREDDIN KONSERt '. Şehir Tiyatrosu tarafından Saz Caz San'atkâr Naşid Özcan ve arkadaşları tarafından temsil dan süvari, ekseriya, yaya olarak harbetmek mecburiyetinde kalacaktır. Bır süvari komutanı olan Mareşal vesaire bulunur. Kızılordu şefleri, süvarı Eudıenni, süvari birliklerinin başbca erlerini, bir otomatik tüfek ve bir ta vazifelerini şoyle belirtmiştir: Düşmanm banca ile teçhiz etmeği ve süvari tüme yakm gerııerınde harekâtta bulunmak nine 3 bindirilmiş piyade taburile 35 VP kat'î bir hedefe karşı tesadüf veya 40 obüs topu, tanka ve tayyareye karşî taarruz muharebeleri yapmak. müteadoid bataryalar vermeği düşünüMareşal Budienni'ye gore, süvarinin yorlardı. Bunu yapmağa muvaffak ol her an nıuharebeye hazır buiunmaa muşlarsa, Rus süvarisinin ateş kudreti gerektir. Bu da, yığınak yapılırken yüİşte geçen harbden bir kaç misal: çok artmıştır. rüyüş esnasında ve muharebe meydam 1014 ağustosunda, Fransız cephesindeki Kızılordu, hazarda mevcud 30 süvari na yaklasırken büyük birliklerin dağı hudud muharebcîerinde, Fransa bakutümenine, ihtiyatlardan teşkil ettıği 10 tılmasıle kabil olur. Süvari, keşif ve em mnndanı General Joffre ile kurmayınm 6Üveri tümenini daha ilâve ederek sü niyet vazifelerini ayni zamanda yapmak lahminlcri ve hesabları tamamile yanlış varısini 40 tümene çıkarmıştır. Kış yak rneoburiyetindedir. Süvariden, motorlü çıkmıştıı. O harbde. Alman ordularına laşırken 80,000 kişilik bir süvari kuv biriiklerden ve topçudan mürekkeb bır kumanda eden General von Moltke'nin veti daha seferber edilmiş ve böylece öncü, gözonünde tutulan sevkulceyşî ve Marn'da. General von Falkenhayn'ın 400,000 kişilik muazzam bir süvari küt tabiyevî manevrayı setretmek ve ana Verdön'de. Maresal von Hindenburçia Kızılordunun kış harbine daha iyi lesi. Almanlara karşı harekete getiriı istıkamelin emniyetini korumakla nıü General Lüdendorffun 1918 baharındaki kelleftir. hezırlanmış olması ise tabiidir; çünkü aüştir. tahminlcrini, iddialannı, hesablarmı ve Rusya, kışının şiddetile meşhur bir Sovyet Eskerî edebiyatı, süvari ile ha piânlannı bâfîi'eler yalancı çıkarmistır. *** memlekettir. Doğduğu gündenberi soğuva kuvvetleri arasındaki sıkı işbirliğine Çanakka'c dpniz ve kara muharebeleKızılordunun süvariyi kullanış şekliğa ve kara alışık olan bu milletin, ordubüyük önem vermiştir. Bu işbirliği yal rinde İnçiliz Fransız baskutnandanlık. su da ayrıca kışa karşı tedbirlidir. ne gelince, 1936 tarihli sefer talimatna nız keşifte değil, biihassa büyük süvari lannın bütün hesabları ve plânlan yanKusyanın bir kürk memleketi olduğunu ınesi süvarinin vazifelerini şöyle hulâsa birlıklermin akınlarında ve diğer mu lıs çıkmıstır. da unutmamak gerektir. Sonra 193340 etmektedir: harebe vazifelerinde de mevcud o'malıBu harbden misaller: Fransız başkukışmda Finlandiyaya karşı yaptıkları «Süvari, büyük bir hareket kabiliyedır. Düşman motörlü ve makineli bir mandanı Geneıal Gamün ile Fransız çeün sefer, Ruslar için, çok faydalı bir tine, kudretli bir tekniğe ve muazzam 'ikleri, süvarinin en korkunc düşmanı genelkurmayının bütun tahminleri, idders ve lecrübe olmuştur. bir atılganlık kuvveüne sahib olduğu ddukları için süvari kendi emniyetini, diaiarı, hesabları, plânlan yanlı; çıkKızaklı tanklar ve diğer icadlar, Si için, kendı başına her türlü muharebe nava kuvvetlerinin temin edeceklen ha mıstır. Alman başkumandanlığının 1940 beıyadan ve Uzakşarktan gelen soğuğa şekillerir.ı başarmağa muktedirdir. Süva hakimiyetinde bulmalıdır. Bu mak yazuıcîa Ingiltereyi istilâ plânları yandayanıklı birlikler, Kızılorduyu kfndi vari, motörlü ve makineli birlikler de sadla düşman hava meydanlarına tesirli hş çıkmıştır. İtalyan başkumandanlığıclemanı olan karlar ve buzlar içinde, dahil olmak üzere, bütün büyük birlıkdarbeler indirmek gerektir. Yürüyüş ha nın Yunanistanı ve Mısın istilâ plân. Almanlardan üstün bir hale sokmuştur. lerle işbirliği yapabilir. Süvarinin faaliyanhş çıkmıştır. İnçiltırenin hücumlarma lan Kışın benzinin donduğunu bilen Ruslar, yeti cephenin yarılmasını geliştirmek hndeki süvarinin hava Ortaşark orduları başkumandauının madeni beygir kuvveti yerine tabiî bey için hassaten düşmanm kanatlarına ve karşı müdafaası, yürüyüşün kışımlar Girıdi müdafaa plânları yanhş çıkmıştır. gir kuvvetini ikame etmişlerdir. Alman gerilerine tevcih edilmeli, hücumlar ve haiinde yapılması ve süvariye kudretli K:zılordu başkumandanlığının Alman ordusunda süvari sınıfı hemen hemen takiblerd» kullanılmalıdır. Süvari hü hava müdafaa siiâhları verilmesıla ka ordıılarını hudud civarındald meydan kâmilen motörld taşıtlara bindirildiği cumları, düşman ateşle mukavemetini büdir. muharebelerinde durdurnıak plânı yanhalde, Rus ordusunda, büyük atlı bırhk hazırlamadan evvel ve yahud bu mukaHulâsa. Ruslara göre, hava silâhı, sü hş çıkmıştır. Alman orduları başkuler muhafaza edilmiştir. Sıfırın altında vemet bozulduğu zaman yapılmalıdır. varinin en iyi arkadaşıdrr. Ve bunun mandanlığının şark seferini sekiz hafta30 derece soğukta motörün kanı olan Süvarinin hücumu, her zaman ve daima içindir ki süvari kolordularmın bir hü da bitirnıek, kış bastırmadan Moskovayı benzin donmuş, fakat at denilen güzel tesirli bir topçu ateşile ve mümkün ol cum tugayı ve bir de av tugayı ile tak ve Kafkasyayı almak yolundaki tahminhayvanın damarlarındaki asil kan don iuğu takdirde tanklarm ve tayyarelerirj viyesini tavsiye etmektedirler. leri. iddiaları, hesablan ve plânları yanmamıştır. Zırhlı otomobillerin tekeriek yardımile himaye edilmelidir. Biihassa Kızılordunun, Almanlara karşı, elin Iış çıkmıştır. Uzakdogudaki İngiliz filoleri kara gömülüp patinaj yaparken buz büyük süvari birliklerinin hareketleri. deıii büyük süvari kütlelerinden bu suna kumanda eden Amiral Filips'in nallı beygirler donmuş sular ve toprak hava kuvvetleri tarafmdan ciddî surette sevkulceyş ve tabiye prensipleri daire Malaya'ya çıkarma yapan Japon'arı delar üzerinde yürüyüp gidiyorlar. niz kuvvetlerile ezmek yolundaki hebesienmeüdir. Zamanımız muharebele sinde istifadeye çahştığı anlaşılıyor. sab ve ümidleri feci surette yanhş çıkHarbden evvel, Alman ordusunda sü rinde ateş kudreti çok büyük olacağmABİDİN !)AVER mışfır. vari olarak bir tek atlı tugay vardı, buna karşı Kızılorduda muazzam bir süHarb böyledir; Fransız Harb Akadevari kütlesi buîunuyordu. Daha hazarda Garib mevzuu... Şen ve güzel müziği.,, Muazzam mizanseni,,, misinin sabık kumandanı General Du30 tümenden mürekkeb olan bu kütlenin Fevkalâde tarzı temsili ile.., four, çok doğru olarak .L'imprevu est büyük kısmı her biri 23 tümenden WILLY FORST OLGA TSCHECHOTVA ILSE WERXER LIZZI la loi de la guerre» der. Harb, umulmımürekkeb 7 sÇvari kolordusuna ayrılWALDMÜLLER'in harikulâde bir «mrette temsil ettikleri ve her seansta yan ve beklenmiyen meçhullerlc dolumışü. Büyük Harbde 120 alay ve hesalonu dolduran, GUY DE MAUPASSANTm eseri dur. Dünyanm en yüksek askeri dehan men bir o kadar da müstakil bölük teNapolyon bile tahminlcrinin, hesablarımin etmiş olan Kazak birliklcri, bir nın ve ümidlerinin hâdiseler tarafmdan muddet Uga edüdikten sonra tekrar teşyaiancı çıkanldığuu görmüştür. İki milkt! ediîmiş ve böylece, Rus suvarisi çok letin iradelerinin çarpıshğı bir içtimat artmıştır. hâdise olan harbde, bir tarafın kazan» 3 ÜN'CÜ VE SON HAFTA GÖSTFRİLECFKTİR Kızılorduda süvari «sevkulceyşi süvamasında ve ötcki tarafın yenilmesinde ri> ve «büyük birlikler süvarisi> olmak önceden bilinemiyen ve görülemiyen üzere ikiye ayrümıştır. Sevkülceyşî süşeylerde, bilinenler ve göriilenler kadar SENENIN BUYUK MUVAFFAKIYETİ vari, kend' kuvvetli silâhları ve vasıtatesirli bir amil olur. larile, başkumandanlığın emrettiğı muhYüzde yüz meslekten yetişme mütetelif sevkulceyşî hareketlerde ku'lanılır. hassıs muharrirlerin tahminleri dc ekseBuyuk b;rlikler süvarisi ise, tumenler riya doğru çıkmıyorsa, bunu tabiî görve kolordular emrinde bölük, gıup ve nıck lâzım gelir. Çünkü, muharririn, oralay haiinde hizmet ederler. dular ve devletler gibi açık ve gizli isBir Rus süvari alayı beş atlı bölükten Türkçe sözlü ve Türk musikisi tihbarat servisleri, uzak ve yakın keşif ve bir makineli tüfek bölüğünden (bu birlikleri yoktur. Halbuki tahminlerin bölokle dörder ağır makineli tüfekli beş doğru çıkması için iki tarafın hakikî dutakım vardır) bir istihkâm takımından, rumlarmı kuvvetlerini bilmek gerektir. bir kimya harbi takımmdan ve uçaksaHalkımızın coşkun alkışlarile devam ediyor. Harekâtı idare eden komutanlar, kendl var makinelitufeklerle bir topçu batarMüzik. Yeni şarkılan söyliyen: ordulan ve vasıtalan hakkında tam mayafindan mürekkebdir. Her alayın bir lumat sahibi olduklan gibi dü<maa nakliye kolu, bir sıhhiye ve veteriner hakkında da azçok birşeyler bilirler. teşküi, binicilık öğretmenleri, bir erbaş Buna rağmen de hcsab ve plânlannda okulu, bir sij^sî servisi ve kulübü varyamlıp dururlar. Gazeteye yazı yazan dır. Alayların mevcudu 480 kıhc, 40 haen kudretli mütehassıs ise bunlann hiç fif makinelitüfek, 20 ağır makineliturek, birini bilmez; ekseriya merhuller üzeBu akşam saat 9 dan itibaren, herkesin sabırsızlıkla beklediiğ büyük fiUn 4 tane 76 lık 1927 modeli sahra topu, rine istidlâller yapar. Onu yamltan bir İran şairi Nizami'nin Hamse'sinden iktibasen meşhur Türk şairi 4 uçaksavar makinelitüfekten mürekşey de, propaganda maksadile orta>a aŞeyhi'nin ölmez eserinden: kebdir. (Bu malumatı aldığım eserde tılan ve kontrolu kabil olmıyan mubaher takımda 2 ve her alayda 40 tane V. lâğah ve yalan haberlerdir. Muharrir, B. bulunduğu da yazılıdır; fakat bu V. içuıden zafcrini istediği veya zaferine E işaretiie gösterilen silâhın ne olduğu inandığı tarafın lıu gibi haberlerine de söyîenmiyor.) inanmağa meyyaldir. Bütün bunlar öjle Her süvari tümeni, 4 alaydan, 6 batarsartlardır ki askeri muharriri şasırtır va v«ıh bir sahra süvari topçu alavından, bazı tahminlerinj boşa çıkarir. Bu şart10 hafif, 16 orta tanktan, 16 zırhlı otolar altında, dünyanm en meşhur askemobilden, iki muhabere bölüğünden, 1 rî muharriri Clansewitz bile, mezannatlı istihkâm bölüğünden, 1 kimya harbi dan kalkıp askeri tahminler yapsa hâTÜRKÇE SÖZLÜ VE ŞARKHJ bölüğünden, 10 uçaklı 1 tayyare bölüdiseler onn dahi yalanlar; nerede kaldı Şarkın en nefis aşk efsanesi, Sasanî saraylarının ihtişamı... ğüı.den, sıhhiye, veteriner ve nakUye bİ7İm gibi amatörVrin baa tahminlerini 30 kişilik fevkalâde saz heyeti: teşkillerinden mürekkebdir. Süvarj ko>3İancı çıkarmasm? Şarkılar: Numan, Suzan, Güzin. Semiha; besteler: Bestekâr kanunl Ahmed. lorduları, 23 süvari tümeninden teçekkül eder ve bunlarda ayrıca motörlü tıi^avlar. hücum tay>'areleri. ağır topçu Abidin Yazan Daver B E L A N İ Ş A R K SİNEMASINDA Harunürreşidin Gözdesi Yalnız İ P E K Sinemasmda SADEOOİN KAYNAK MÜZEYYEN SENAR E L H A M R A SİNEMASINDA îmmmmmm Avrıca: RAKKASE TAMARA . Davetiyeler cemiyet merkezinden ve sinema gişesinden ahnabilir. Merkez: Sirkeci Hüdavendi^âr caddesi. I = Küçük r.ihâye İki mahcub Perlde Celâl kışlı gözleri vardır. Çekingen ve sakin tavırlıdır. İhtiyarla gencin oturduklan m?.saya bakmadan geçerek, uzakta; başka b;ı masaya doğru yürür. Bu masada yaşhca İki kadın ve genc bir erkek oturmaktadır.. Beyaz elbiseli kadın onların arasına oturur. İhtiyar, gözleri hep beyazlı kadının üzerinde, yavaşça mırıldanır: Cemil şu beyazlı ksdına dikkatli bak. Ne güzel, ne ince bır kız; on beş gündür burada. Her zaman ortada görünmez. Ancak böyle akşam üzerleri çıkar. Sabahları da yanındaki o esmer dellkanlı ile yürüyüşler yapar Ikislnin de birbirlerine lâkayd olmadıklarına, hattâ daha ileri giderek birbirleri için yanıp tutuştuklarına yemin edcrim. Sarıçın gencin uzaktaki masaya bakıp birdenbire sarardığını farketmiyerek devam eder: Ne yapalım ki onlar da senin gibi mahcub. On beş gündür tanıstılar, konuşuyorlar, ne kız oğlana açüdı, ne oğlar kıza. Böyle genc olmak, sevişmek. sonra da utanıp, tereddüd ederek, susmak, aşkım itiraf edememek! Ne saçma değil mi? Sarışın genc bir yeri sancıyoımuş gibi, garib bir bükülme iyinde kekeler: Fakat, efendim . Öbürü hâlâ konuşmaktadır. Evet, evet sen de böylesin. Cesaret cğlum, aşkta cesaret lâzım. Yoksa böyle raahcubiyet, pısırıklık. Bak şunların haline. Nasıl, dikkat ediyor musun? Bakışmaları, gülümsemeleri, saranp solmaları görüyor musun? Biçareier! İşte kız kalktı, gidiyor. Erkeğin gözleri «kal» diye, yalvarmada. Dünyanm faıkında değiller. Masalarındaki insanları bıle unutmuşa benziyorlar. Yanlarmdaki yaşlı kadınların müstehzî tebessümünü farkettin mi? Onlar da benim gibi ışin farkında. Sarışuı genc birdenbire ayağa fırlamışür. Titremesini sakbyamadığı bir sesle bır şeyler söylemeğe, müsaade almıya davranır. Fakat ihtıyar adam onu unutmustur. Beyazlı kadına bakmakla meşguldür. Beyazlı kadın kapıya doğru yürür. Çıkacsğı esnada başını çevirir ve birdenbire heyecanlanarak, yüzü kızarmış. telâşlı, döner, onlara doğru yürür. Masaya yaklaştığı zaman sarışın gence hitab ederek alçak, ürkek bir sesle mınldanır: Cemil, sen burada mısın? Hani odandan çıkrruyacağını söylemiştin? Dıtiyar hayretle onlara bakmaktadır Sarışın genc gözlerini yere dikerek cevab vermez. Beyazlı kadın devam eder' Ne o, bana kızdm mı? Ne yapayım, yol yorgunusun, uyursun diye düşündüm. Biraz dolaşmıya çıkmışlım Sahile kadar indim. Sonra buraya uğradırn. Karşıdaki masayı işaret ederek: Orada oturuyordum Tanıdıklarla. Otel ahbablan. Seni takdim elmck isterdim. Beni on h*ç jündür hıg vaj Y A R I N A K Ş A M S I N E M A S I N D A İmparatorluk devrinde Avustarya Macaristan.. Fırtmada aşk.. Vatanperverliği uyandıran heyecanlı vak'alar. Muhteşemfcirmizansen,, Emsalsiz bir lüks,, Şahane bir flim. İbrahint Özgü^jve Ateş Bösekleri'nin Konseri Memleketimizin en mümtaz ve artistik musiki aletlerinin içtimamdan müteşekkil bu heyetin konserleri büyük bir alâka uyandırmakta ve taMir alk'olırı toDİannaktadır CMARIA TtONA Baş rollerde: YüdızlaJB^yıldızı PAULA WESSELY ve dâhi aktör VILLY BIKGEL Saat 8.3Jdâ VATAN ye AŞK nız bırakmadılar. Çok iyi ınsanlar. İhtiyar koltuğunda kımıldar, mahcub, şaşkın, kaçmak ister gibi bir harekei yapar. Beyazlı kadın kapıya doğru yürür: Ben gidiyorum, geliyor musun Cemil? Yemek salonundayım. Uzaklaşır. Sarışın genc, içini çeker. Ihtiyara doğru eğilir, titrek bir sesle mırıldanır: Sizi dinliyerek, kararsızlıktan vaa geçmiş, cesaret gösterip aşkımı ona açmıştım. Anlıyorsunuz değil mi? Evlendik. On beş gündür bıırada istirahatta İdi. Nasıl gene benim, mahcub;vetim, kararsızlığımla eğlenebihr misiniz? Ve dişlerinin arasından tükürür gibi söyler: Fakat biz kan koca hâlâ o eskl rrahcııb. cesEretsiz insanlarız. Nasıl mı? O, aşkta ayni mahcubiyet oyununu başka.larma oynamakta devam ediyor, bana jîelince bir türlü cesaret gösterip ayrı'mayı tek'if edemiyorum. Haydİ şiındi Allaha ısmarladık. Ve ihtiyarı, o sevimli tebessürnü dudaklarında donmuş, perişan, şaşkın b;l halde bıraVzarak, sendellyen adımirll yürüyüp gider. Peride CELÂL

Bu sayıdan diğer sayfalar: