10 Ocak 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

10 Ocak 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.Jırhlı, tayyare r ; Ja HAVACILIK [ Bîr denizciye zarurî cevab *] Kruvazörler tizerindekl mUmkün pon tagnşgcilerinin zırh kalmlığı 70 80 DemotfaJ zırhlılamilimetrede kaldıkrından^bir kaç taça vasati tonajdanesini batırması tiki bombalar bunBerine, «Japon tayMütehassıs tayyareci lan deler. geçer. yareleri Demokrasi emekli yüzbaşı Nelson'un zırh güzrrhlılannı hangi vertesindeki gibi vasıtalarla batıraiçin bildiler» diye kısa bir mülâhazada bu 120 150 milimetre kalınlıklar lunmuştuk. Kendisinden mektub aldığım 1000 : 1500 kiloluk bombalar kullanılkıymetli denizcilerimizden bir genc ar ması lâzımdır. 1914 tekinden iki defa kadaş; öz olarak, (tayyare bombasile mu daha büyük bir ağırlık feda ve umumî fcarebe gemisi batmamıştır ve batamaz) jğırlığı bir tek güverte üzerinde temerdiyor ve iddiasım zlnde kuvveti formül küz ettirmek gibi çifte ve lehte şartlara lerüe izaha çalışıyor. Sonunda; bızi böyle mukabil, tayyareye fazla yük tasıtmak bir netlcenin doğruluğunu isbata davet ve yüksek irtifalardan husust nişan aediyor. Aklımın erdiği kadar bu genc ietlerile sıhhatli bombardımanla» yap tırmak avantajlarını temln etmek mümerkadasa cevab vermeğe çalışacağım. ; tayyare bombasile muharebe gemis ba kün gibldir, sarurız.. tar. Eatınlmış olanlar vardır. Ve gün3000 metre irtifadan atılacak bombalalük gazete sülunlanna geçmiştir. Bu gürın delici rindelerini yukarıda vermişUün havaya karşı en kuvvetli müdafaası tik. Bomba salma lrtifaının artırılması clan nrhlılann batınlması mümkündür. takdlrinde de muayyen çaph bir bomŞu var Jri; gemilerin tam zırhlı olduklan n ı kabul edeceğimiz gibi, tayyareden banın tesirlerini arayıp bulmak da müm•ülaeak bombanın da egoistliğe kapıl kündür. Aşağıdaki cetvel balistik emsali tnryarak tam isabe.t ettiğini kabul et vahide müsavi olmak üzere hav* mukavemetinin, sür'atin tâbii olarak tahavvütcemiz şarttır. lâtını. gösteren Gavers kanununa göre Bir merminin delme kudreti; Fransada hesab edilmiştir. (Cetvel: II) * e bir çok Avrupa memleketlerinde Aln. ' feay JaJcob de Marre tarafından tecrii250 kiloluk bomba için •fcelerle hazırlanmış şu düsturla ölçülcnektedir: Bomba Zetnin Delinen atılan üzerinde kalınhk L D2 15 14 . . lrtifa sür'at lfı30 • IV • a . e 3000 m. 96m/m 232 m/s Borada: P = kilogram olarak bomba4000 264 114 e m ağırlığı. T = metre saniye olarak 5000 129 288 Tunn hızuu. • = merminin desimetre 6000 307 143 çapı. • = nrhın desimetre kalmlığı. 7000 324 154 B = zırh ve merminin ayni tablatte ol Rmbasile hatırılabilir mi? Yazan: Sehir Birinci Inönü zaferi haberleri İstiklâl harbimizin ilk muzafferiyeti Bir matbuat davası CUMHURİYET 10 lkmcikâmm 1942 NALINA MIHINA] Kırıma yapılan çıkarmalar ızılordu ve donanma, Kınm yarunadasının doğusısnda Kerç ile Kefeye yaptıklan çıkarmadan sonra, yanmadanın batısmda ve Sıvastopol kalesinin şimaiinde Öpatorya'ya da çıkarma yaptılar. Kınnıın bütün tayyare meydanlan Almanlann elinde olmasına rağmen, yapılan bu çıkarmaların bir manası vardır ki o da, iyi tertib ve azimkârane tatbik edilmiş bir ihracın tayyare hüeumlarına raemen muvaffak olabileceğini göstermesidir. Demek ki günün birinde, İngiliz ve Amerikahlar da Avrupa kıt'asmm batısma çıkabileceklerdir. Karadenizdekj Rus harb filosu ve nakliye gemileri nıahdud oldukları ve Kırım yarıroadası sahlleri de pek uzun olmadığı hal.'.e, Suslar böyle bir ihrac yapmak imkânmı clde etmişlerdir. İngiltere ve Amerikanın harb ve nakliye gemileri Ruslarmkile nisbet kabul etmez derecede boldur. Norveçin şimal burnundan İspanya kıyılarma kadar uzanan saha ise binlerce mil uıunlıığundadır. Avrupa kıt'asının batı sahilleri de baskınla çıkarmalar yapmağ:* elbette Kınm kıyılaruıdan daha müs>aiddir. 21 yıl evvel bugün kazanılmıştı Bugün Istikiâl harbimizin ilk zaferi olan «Birinci Incnü» nün yıldönümüdür. Birinci Inönü muharebesi, ly21 senesi ikincikânununun 6 ncı günü sabahı Yunanlıların Bursadan Yenişehir istikameündeki taarruzlarile başlar. Ikincikânunun 9 uncu günü, esas kuvvet'.er, İnönü mevziinde muharebeye tutuşmuş ve iki gün devam eden çatin bir çarpışmadan sonra, gavaş 10 ikincikânun akşjmı ordumuzun galebesile neticelenmişlir. Yunan crdusu, o gece umumî ricat karan vererek «ikincikânun sababından itibaren çekilmiştir. Zaferin yıldönümü dün değil, bugündür. Büyük Tvlillet Meclisi matbaası tarafmdan 192? de basılmış olan «23 nisan takvimi» nde Bitir.ci İnönü zaferinin 10 ikincikânun günü kazanıldığı yazılıdır. Arif Ahıskal Son Telgrafın Tasvîri efkâr aleyhine açtığı davaya dün başlandı Abidin Daver rar muhaıebe aievlendiği vakit, iki ordu içte bu kuvvetlerle karşılaşnuşlardı. Düşman, tüfek bakımından bir misli üstündü. 18 hafif makineli tüfeğirrJze karşı 270 tüfeği, 55 ağır makineli tüfeğimıze karçı 120 tüfeği ve yalnız 28 topumuza karşı da 72 topla kat kat faikti. Bu müthiş ateş kudreti üstünlüğüne rağmen, Türkün iman kuvveti galtb geldi. Askerlerimiz, aslanlar gibi dövüştüler; düşman maddi üstünlüğü »ayesinde bazı yerlerde ilerliyebirdi. Ordumuz, 10 11 geccsi Beşkardeş OHubalı hattına çekilmeyi ve ertesi gür.ü için kat'i muharebeyi burada vermeyi kararlaştırmıştı. Fakat düşman kumandanlığı, mağlubiyeti kahul etmij olduğu icin, ayni gece ricat emrini vermiş ve Yunan ordusu çekilmeğe başlamştı. ması halinde sabit emsaL Kalın zırhlar Için bu emsal 1,25 olarak alınmaktadır. O halde; bu formül bize kâfi derecede bir sıhhstle muayyen çap, ağırlık ve vuruş sür'atinde bir merminin zırh ile menni tabiatının tatbikatını karakterize eden «R» emsalinin kıymetini bilmek şartile, tam deleceği kadar zırh kalınlığının ne kadar olduğunu verlr. Ve topçu mermisine de, tayyare bombasına da tsibik olunur. İkl kat nrh güvertelerin, mermilertn rnuayyen zinde kuvvetlerine karşı, mecmu kalınlıkta bir tek zırh güverteden daha az mukavemetli oluşu yeni lnşa edilen bir çok kruvazörlerde bütün zırh kEİınhğmın bir tek güverte üzerinde teırerküz ettirilmlş bu'.unmasına sebeb olmuştur. Buna nazaran asrî zırhlı bombaya mukavemet edecek midir? Şimdi zırhlaına hususunda müır.kün terakkilerin bombalar üzerindeki terakkiye ga'.ib gelip gelmiyeeeğinl tetkik edebiliriz. Her h=lde bugün hizmerte bulunan gemiler için en basit bir tetkik ile tertib edilmiş bombalar karşmnda bile pasif himayenin kifayeslzliğini tanımak lâzımdır. Meselâ: 3000 metre irtifadan birbirine p fcenzlyen ve ( "5") nisbeti benzer kıymette bombalar alalım. P = kilo olarak bomba ağırlığıdır. (a) da desimetre * ) nls• beti (8) olsun. Böyle bir halde bombalann tam delebilecekleri kadar kalınhk aşağıdaki cedyelde gösterilmiştir. Bu cetveldeki miktarlar Jakob de Marre formülündeki R emsali İçin 1,25 alınarak bulunmuçtur ki, bu emsal kalın zırhlâra mahsustur. (Cetvel: I) I. Bomba Delinen ağırlığı kalınlık 500 1000 1500 2000 Kg. , > > 100 m'm 129 149 . 166 bomba çapıdrr. Bunlarm bu ( P Son Telgraf ve tkdam grazeteletl sahibi Etem Izzet Benicenin Tasvlri Efkâr gazetesi aleyhine açtıgı hakaret davasma dün ba^lanmıştır. Duruşma, suçlulann mukabil \'esikalar lbraz etmelerl için aym 13 üncü salı gününe talik edilmiştir. Davanın sebebi şudur: Geçen Şeker Bayramında Kızılay gazetesi İtdam müessesesinde basümıştır. Bayramertesi çıkan Tasriri Efkârda ise Peyaml Safa bir fıkra yazarak Ikdam gazetesinin Kızılaja karşı dürüst hareket etmediğinl ve Kmlay ismini şahsİ menfaatine alet ettiğini söylemlş ve fıkrasmm başma da (Kızılay istismar edilemez) serlevhasını koymuştur. Dünkü muhakemede sorgusu yapılan Peyami Safa, yazının kendisi tarafından yazıldıgını söyledikten sonra şu müdafaada bulunmuştur: < Kızılay gazetesini her.bayram blr yevml gazete münakasa yolile üzerine alır ve Kıalay namına neşreder, münakasa şartnamesinde o gazetenin Tîızılay lsmlnden istifade ederek kendi lehine reklâm yapması yasaktır. Halbuki Etem Izzet Benice, o günkü Kızılay nüshasında gazetecilik teamüllerine aykırı olarak birinci sahifeye Hatayda blr hitabede bulunan Millt Şefimizin resmini kovmamış. bilftkis kendl yazdıgı bir haricl slyaset makalesinin içine kendi resmini koyarak altma da Son Telgraf gazetesinin başmuharriri Kars meb'usu güzide edib Etem İzzet Benice ibaresinl de oturtmuştu». Bundan başka, gene ayni gazetenîn Görülüyor ki; 4500 metreden yukarıda birinci sahifesinıie büyük harflerle bir 250 ve 500 kiloluk bombalar Nelson'un havadls verilmektedir. Bu havadise gö125 150 milimitre kalınlığındaki zırh re puya îkdam (razftesl başmuharriri Abidin Daver, tkdam gazet°si muharrirgövertesine kâfi gelmektedir. Böylece tayyare bombası, en baslt şekli lerinden Şükrü Baban ve diger bazı mualtmda, en iyi müdafaa edilen zırhlıyı harrirler Ankara caddes:nde birbirlerile tahribe bu tahribin ancak zırh güverte konuşurlarken bir otomobilin lâstiginlerin delinmesi sayesinde elde edileceği den flrlıyan bir taşın Osman Cemal Kaygılınm g6?üne isabet ettiği bildirülddia edilse blle gene kâfidir. mektedir. Bu havaciis külliyen asılsızdır *** ve münhasıran orada tkdam gazeteslnBundan başka, arkadaşımıza muayyen de yazı yazan muharrirlerin isimlerinin bazı noktaları izah etmek mecburiycün tftdsd edilmesi lcin gazeteye dercedildeyiz: miştir ki, bu da Kızılay gazetesini istis1 Pike bombardıman tayyareleri rr?r etmek demektir.> saatte bin kilometre sür'at yapamoz. Cihad Baban. arkadaşlannın sö*ne (Aerodinamik duvarı) sür'ati 800 kilo Ilâve edecek bir şey olmadıîını anlatmetrede durdurmustur. Pikecilerin taşı mış ve mahkeme tensib ederse, hâdisedıklan bomba beş yüz kiloluk değildir. nin blr vukııf ehli tırafmdan sırf paze2 Pike bombardıman tayyaresi bom tpcilik teamülü bakımından tetkikini basmı hangi irtifadan salacak olursa olsun, bombaya vereceği ilk hız (700) mettddia makamı, kazıya utradıklan re irtifadan atılmış ayni çap ve ağırîık mevzııubahls olan eshasm mihkemeve taki bombanın hızındadır. Bomba salı sahid olarak celbini htemis, fakat mahnış irtifaı bu yedi yüz metreye eklene keme hem Cihad Babanın ve hem iridia makammın taleblerini reddetmistir. rek zinde kuvveti hesab edilir. Bunıın üzrrlne durusma suchılar ta3 Uçan kaleler, Brest limanmdaki iki Alman zırhlısına karşı yaptık^n rafmdan ibraz edilecek yenl hakaret debombardımanlan alçak irtifalardan yap lillerini tetkik etmek üzere talik edilnıışlardır. Esasen bu tayyarelerln tavan ıniştir. ları 11000 metre değüdir, 7000 metredir. 4 Denizcllik ve havacıhk her şayden Merhum Tevfik Kut ruhu önce fcrağat ve fedakârlık mes'cğid'r. için Mevlid Pikecilerin normal irtifaı 400 metre olduğu halde çok daha alçaklardan taarruz fstanbul Maarif müdürü Tevfik Kutun ederler. İstisnasız olarak memleket tay vefatınm 40 inci günü münasebetile yareciliği İçin bunu kabul etrr.el.yiz. Ja 10 1 942 tarihine raslıyan cumartesi güpon tayyarecllerinin böyle bir fedakâr nü Süleymaniye camiinde ikindf nama'ıktan geri kalacaklarmdan şüphe>e zını müteakıb ailesi tarafmdan Mevlid düşmek; bayrağı ve milliyeti ne olursa okıttulacagından arzu edenlerin teşrifolsun, bir kahramanın toprak sevglsine lerl rica eöilmektedir hürmetsizlik olur. Kayakçılar bu akşam geliyor 5 Torpido tayyareciliğî ayn ve huB3>Tamda Uludağa giden kayakçı kasusî imtiyazı olan bir san'at değildir. Av, filesi bu akşam saat 19 da Mudanyadan bombardıman ve keşlf gibi iş bölümünden doğmuş blr tayyare tipidir. Torpido çehrimize gelecektir. Kayakçıların hepsi tayyarecilerini (benim diyen babayiğit sıhhat'edir. lerin yapaTnadıklarını yaparlar) düşünAdliye Başkâtibi öldü ceslne yakın bir tarzda ayırd etmek de, Istanbul adliyesi başmüfettişligi başbu meslekten uzak ve yabancı oldu^u kâtibi Fehmi Orta, dün sabah vazifesi nuza işarettir. başına geldikten bir müddet sonra pul Mütehasssıs tayysrecl emekli Yüzbaşı almak için vezneye gitmiştir. Vezneden pul ahp kaleme dönerken birden koridora yuvarlanmıştır. Adlî hekim Enver Karan başkâtibin kalbine ku\ıet verici çınnga yapmış ve hasta Cerrahpaşa hastanesine yollanmış, fakat orada ölmüştür. Adlî hekim ka!b durmasınd3n öldüğüne rapor ve gömülmesine ruhsat vermiştir. e kadar gelen raporlara nanazaran İM günlük fcanlı ve fiddetii mu harebelerde kıtaattmızın dilirane mu~ Yunan ordusu ise 472 subay, 15816 er, kavemeti sayesinde, düşmanın zayiatı 12.500 tüfek, 270 hafif makineli tüfek mühlinmeye uğrıyarak 1011 ikincikâ120 ağır makineli tüfekle 72 toptan nun 921 gecesi şimali garbiye doğru mürekkebdi. 10 ikincikânun sabahı tek ricat ettiği anlaşılmışUr.t Yazan : Birinci İnönü İstiklâl harbimizin ilk zaferi olduğu gibi Cumhuriyet ordusunun da ilk zaferidir. Ayni zamanda, mücadeleyi Kuvayi Milliye çetelerinin münferid kahramanhklarile deği'; milli bir ordunun esaslı ve plânlı bir seferile kazanmak mümkün olacağı yolundaki doğru fikrin de zaferidir. Çünkü İsmet Inonü, Birinci İnönü zaferini kazanıncıya kadar, yurdu ve istiklâli çete muharebelerıle kurtarmak kabil olacağım iddia edenler de vardı. Yunanlılann İzmire ayak bastıklan 15 mayıs 1919 danben muvaffak olamadığı görüldüğü halde, bu yanlış düşünce üzerinde îsrarla duraluyordu. Kuvaji Milliye çetelerinin bütün kahramanhklarına rağmen durduramadıkian düşman, Ebedî Şefimiz Atatürkün ve arkadaşlannın ısrarile o günlerde kurulmeğa başlamış olan yeni Türk ordusu tarafından durdurulmuş; böylece çetelerle mücadele taraftarlan suFtıırularak bütün gayretler muntazam bir ordu teşkili üzerinde teksif edi'mişti. Ancak ondan sonradır ki İkinci Inönü, Sakarya ve nihayet 30 ağustos zafen kazanılmıştır. Böylece Birinci İnönü, bütün İstiklâl Harbi zaferlerinin temelı olmuştur. ¥¥* Bu muharebede, bütün birliklerimiz ve bilhassa 58 inci ve 70 inci alaylarımız çok kahramanlıkla çarpışarak istiklâl Harbinin ilk şanlı zaferini kazanmışlardı. Bugün o şerefli savaş gününün yıldönümünde, bu zaferi kazanan bütün çehid ve gazileri hürmet ve minnetle anarız. *** Birinci İnönünün kahraman kumrmdanı ismet İnönü, bugün, bütün Türk rr.illetinin basbuğudur. Onun bayTağı ve emrl altındayız. Bütün barışseverliğ.mize ragmen, yarın tekrar dövüşmek zorunda kalırsak, Türk milletinin İnönü Son gü:ılerde İngilizler de, Norveç kıgibi mucizeleri tekrar yaratacağına dost yılarında bazı küçük mikyasta çıkarda, düşman da emin olabilir. malar yaptılar ve muvaffak da oldular. Kahramanlığın timsali olan Türk mllleti, sulhu sevdiği kadar harbi sevmeyi Kimbilir, belki de İngilizler, ileride yapmağı düşiindüklerl büyük ölçüde 11 İkincikânun günü, Garb Cephesi de bilir ve bütün tarihi, bir şehanet çıkarmalar için, şiradiden talimler ve destanı halinde bunun şerefli bürhakomutanı Millf Şefimiz İsmet İnödeııemeler yapmaktadırlar. Nihayet, İnnünün orduya verdigi takib emrl çöyle nıdır. gilterede yetiştirilen ordu, Amerika orbaşlıyordu: ABİDİN :)AVER dusunun da iltihaküe kıt'aya ihrac yapabılecek kudret ve kuvvete erişebilir. Bugün S A R A Y WALLACE sinemasında Bütün heyecanlan uyandıran film... Sicilinde binden fazla ölüm vak'ası kayıdlı bulunan, sergüzeşt ve macera devi... Bir orduya karşı gelen adam... BEERY'nin CARPŞEYTANI Filmini mutlâka fförünfîz. Bir kahramanlık filminde bir ask macerası. Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine. BUGÜN Matinelerdcn itibaren KADKÖT LEO CAR1LLO ve ANN RUTERFORDia beraber yarattığı Almanlar. bu ilkbaharda doğu cephesinde tekrar taarruza geçtikleri laman, Alman ordusunıın ve hava kuvvetlerinin büyük kısmı Ruslarla mesgul bnlunurken İngillzlerle Amerikalüann Avrüpanın garbına ciddi veya oyalama çıkarmalan yapmalan mümkün olabilir. Böylece 1941 yazında ve sonbahannda Iâkırdısı feçtiği halde yapılamıyan Sovyetler Birliğine doğrudan doğruya yardım gerçekleşebilir. Peyami Safaya cevab Azizim Peyami, Fıkram gene bana, benim hiç blr «aman İddia etmediğim nazarl kahramanlığıma tahsls etmişsin. 1909 dan 1924 e kadar *Utün askert yazılanmı neşreden blr gazetede kl sahiblerl pek tltiz, çok dlkkatll ve iyi gazeteci ldller steıdl, bütün askerl tahminlerlmin boş çıktığını, sen 20 senelik dost ve arkadaşımm İddia etmeslni hayatın tuhaf blr cilvesl addedlyorum. Çünkü bilirim. Bir kere inadm tuttu mu, benden çok sana yaraşan sübjekttf temayül tarafm agır basar; Nuh der, Peygamber demezsln. Meselft, ben, çimdl iki kere iki dört eder, desem; sen, hemen «yanlış; çünkü Abidin Daver riyaziyeci değildir; hesabdan, matema' tlkten anlamaz» diyecek kadar inadınm lradesine itaat edersin. Bak, slvlllerin başkumandan olmasını bile hoç görüyor da bana askerî yazı yazdırmak istemiyorsun. Halbukl komutanlıkla muharrirlik arasında dağlar kadar laric vardır. Ben, tahmlnlerimden ne kadannın doğru, ne kadannın yanlış çıktıgını ve sebeblerini de bilirim. Bunu, çok dikkatli olan aziz okuyuculanm da bilirler. İnadına kapılmayıp da munsif olduğun zaman, otuz üç senedir askerl yazalaı yazan ve mütemadiyen de okuyan bir muharririn, İddia ettlğin gibi bol bol saçmaladıgı takdjrde, bir çok gazetelerlo mecmualann onun yazılanna talib olmıyacağım ve tutunamıyacağını sen de teslim edersin. Eğer böbürlenmekten hoşlansaydım, askeri yazılarım hakkmda bizzat asker okuyucularımdan aldığım ve senden öğrendiğim gibi, hepsinl sakladığım mektublardan bazüannı neşrederdim. Bu askerler elbette yazılanmı senden daha iyi takdir edecek vaziyettedirler. Zaten ben bu yazüanmı okuyuculanm için yazıyorum. Gazete sahifelerinln daraldığı ju zamanda, kendlmden bahseden sütunlar doldurmağı artık manasız buluyonım ve muhterem okuyuculanmdan özür dillyorum. Sen istersen benden bahsetmekte devam edebilirsin aziz dostum. İsmet İnönü Birinci İnönünde, yalnn dış düşmanı değil, iç düşman Çerkes Etemi de yenmiştir ki çete harb ne taraftar olanların başında da kerdeşlerile beraber, o, geliyordu. İnönü meydan muharebesi, artık foyası meydana çıkmış olan Çerkes Etemin tenkilile uğraşıldığı sırada başlamıştır. Orau, Etemin tenkiline ikincikâr.unun birinci günü başlamıştı; aym 6 ncı günü sabahı, Etemin mağlub kuvvetleri şiddetle takib edilirken Yunanhlar, Bursa ve Uşak cepheler.nden harekete geçtüer. Yunanlıların böyle müşterek bir harıle yapmaları önceden düşünülerek ona göre tertibat alınmıştı. Düşman taaıruzunun başiadığı haber alımnca. Etemin takibi bırakılarak bütün kuvvetle Yunanlılann karşılanmasma karar verildi ve ordu, ona göre tertiblendi. Düşmanın büyük kısmı, Eskişehiri almak üzere Bursadan hareket eden kol olduğu için, ordumuz da, her şeyden evvel Eskişehir yolunu düşmana kapamak kararını vermişü. Bu bölgedeki yani Bursa ile Inönü arasındaki düşman kuvvetleri karşılarında oynak bir müdafaa yapan setir kıt'alanmızı bu'dular; onları ite ite İnönü mevziine kadar geldiler. 9 ikincikânun günü, İnönü mevzünde başııyan muharebede, sajn, silâh, cepane ve malzeme bakımlarından düş.nandan yarı yanya, hattâ daha zayıf olan Türk ordusu, Türke has kahrarnanlıkla harbetti. Türk ordusu, 417 subay, 8500 er. 6000 tüfek. 18 hafif makineli tüfek 47 sğır makineli tüfek, 28 toptan ibaretti. 4000 insan, 850 tüfek, 8 ağır makineli tüfek ve 800 kıhcdan mürekkeb bir kuyvet de sağdan soldan muharebe meydanına gelmekteydi. Bazı piyade eılerinin süngüleri bile olmadığını söylemek silâh ve malzemece n« halde bulunduğumuzu göstermeğe yeter. OPER A Sinemasmda Güzelliği ve heyecam dillerde deslan olan haftalardanberi bekledlğiniz LAURENCE OLrviER ve MERLE OBERN'in yarattıkları emsalsiz a?k filmi ÖLMEYfcN ASK 12/1/942 Pazartesi günü akşamı i rviREDDi\ . . . . EN GÜZEL TABLO . . . BİR ABİDESİ . . . ve arkadaçlan konsorinin biletlerihl »imdlden tedarik ediniz. İstanbulun gunlerdenberi alkısladığı şahane film . , . TABİATİN ŞAHLANAN RENKLERİN BİR İSYANI BEZEKDİĞİ SAN'ATIN YtJKSELEN DOROTHY LAMOUR'un TAYFUN Bugün L A L E Sinemasında Bugün saat 1 de tenzüâtlı matine A. sfislediği en nefis şaheser: Bugün E L H A M R A sinemasında (*) Fransıa , mütehassısı C. Rougeron'un bombardıman tayyareciliğî eserinden notlar alınmıştır. A. AHISKAL FERHAD ile ŞİRİN TÜRKÇE SÖZLÜ ve şarkıh büyük Şark filmi Şarkılar: IttJMAN SÜZAN GÜZİN SEMİHA Bugün S Ü M E R Sinemasında Mutlâka görmeniz lâzım gelen çok güzel bir film: CENUBÎ GÖK Ayrıca: RAKKASE TAMARA Busün s?at 1 âe tenzilâth matine. ADALAREV YÜZÜNÜN SİHRAMİZ GÜZELLİĞİNİ . . . GÜZELLİĞİNİ . . . KADINLAIUNIN HAVAY GECELERİ Baş rollerde: Havay'in musikisini. şarkılannı. gitaralarmı v e açkmı gösteren JOHNY DROWNS ve MARY CARLISLE f Bugün saat 1 de tenzilâth matine I P EK Sinemasında Muazzam bir filmin son 2 günti HARUNURREŞID'u G ÖZ DES İ Tarihin en büyük ve en kanlı aşk macerası... Muazzam sahneler... Zengin ve ihtişamlı saraylar... Yeni şarkılar ve müzik Yeni ve nefis şarkılar TÜRKÇE SÖZLÜ SADEDDİN KAYNAK MÜZEYYEN SENAR Bugün saat 13 te tenzilâtlı matine A K Ş A M saat T A R I N 9 da YENİ FİLM CHARL CHAN: KARANLIK . SEHİR Bu harbin başlannda geçen miithiş bir sergüzest... Heyecanla... Merakla... Hayretle görülecek sahneler. Oaçları, başının üsıünde bir altın külçeyi andırıyordu. Yuvarlak ve beyaz omuzları, kollarının şeklini yurr.uşatan, onlara sakin ve edak bir letafet veren, sırtının asil ve kibar çukurunu meydana çıkaran, kusursuz göğsünün İki 3'anını süsiiyen mükemmeliyette idi. Sahne, ön tarafmdaki tahta siperin düğmesine bastı. Adam. salonun loşlugölgelediği yere sıra sıra dizilmiş elek ğuna bir nazar fırlattı. Mubalâğalı aytrik lâmbalarının saçtığı bol ziya, yu dınhk ortasında kapıya doğru ilerlerken karıdan projektörlerîn döktüğü kuvvetli dizlerinin kuvvetinin kesildiği, bacaklarmın birbirine. dolaştığı çok açık göışıklarla parıl parıl parlıyordu. Kadm, bu yapma güneşin .ortasınde rünüyordu. Birden durdu: Allaha ısmarladık; dedi. beyaz ve sihirli bir çiçek gibi açıhp saKadın cevab vermedi. Erkek çıktı. Bir çılıyor, çok mağrur ve güzel görünüsilâh sesi... yordu. Kadm ürpermeler içinde kollarmı haOnun önünde kısa boylu, yüzü esrar ve hülya dolu bir adam duruyordu. Göz vaya kaldırırken inen perdenin arkalerine karşısındaki güzellikleri doya do smda bütün sahne ânide kayboldu. Seyirciler, dinmek bilmiyen alkışlar ya içirmekten doğan bir saadet sarhoşarasında: luğu içinde tir tir titriyordu. Beri tarafta, tahta siperin gcrisinde Bravo, bravo! diye haykırıyorlardı. salonun uzun loşluğunda seyirciler heO sırada kadm ve erkek elelele vereyecandan güçlükle nefes ahp veriyor rek perdenin önüne geldiler ve halkl lardı. saygılı reveranslarla selâmladılar. Suflör mırıldandı: *** Ne olur, tek bir... Her temsilden sonra şanonun getisinAdam hafifçe kımıldadı ve dudakla deki artistlere mahsus küçük salonda rını belli belirsiz açıp kapadı: karşı karşıya oturup dınleniyorlardı. Ar Ne olur, tek bir kelıme... lık meşhur olmuşlardı. Bütün münekKadm soğuk ve kayıdsız eevab verdi: kidler, bilhassa son sahnenin başka hiç bir çlft tarafından bu kadar mükenımel Defol! Beyaz elleri tekallüs ederken, alt du oynanamıyacağını, erkeğin ümidsiz'iği, dağı dişlerinin arasında sıkıştığı için git kadınm gururu ve kayıdsızlığı temsüde ideal bir tip yaratmış olduklarım yatikçe morarıyordu. Delikanh, avcıınun İçinde sakladığı rö zıyorlardı. volveri meydana çıkardı: Salonda belki yorgunluktan hiç konuşmuyorlar, küçük kadehlerdeki ye Demek, dedi, hiç bir ümid yok... Kadın. masanın üstündeki bronz hey şil likörlerini içtikten sonra ka'Vıyorkelciğin arkasına yerkştirilmiş beyaz zil lar ve ayrılırken birbirlerine nereye î = Eulgâr hikâyesi Aktörler arasında gittiklerini sormuyorlar, esrarlı ve müphem bir el sıkışile yekdiğerlerine veda ediyorlardı. Aktörün sahne dışmda da ayni rolü bir başka şekilde oynadığı, aktrısi derinden sevdiği ve daimî bir ıstırab içinde yaşadığı pek iyi anlaşılıyordu, Her gece kadın, kapıda kendsini bekliyen erkeğin koluna giriyor, sokağın yarı karanlığında ikisi yavaş yavaş eriyen birer gölge gibi uzaklaşıp kayboluyorlardı. *** Bir gün aktör, her vakitki gibi hareket etmedi. Küçük kadehin jçindeki yeşil likörü içmek için ağzına götürmeden evvel yukarıya kajdırdı: Şerefine! dedi. Kadın, gitmeğe davrandığı zaman da mırıldandı: Ne olur, azıcık daha otur!.. Aktris şaşırdı. Alt dudağım dişlerinin arasında sıkıp morartarak sordu: Ne var? Anlatacağım... Sözleri, tahta duvarlarda, mukavva tavanda derin akisler yapıyor, sesi heyecan ve halecandan titriyordu. Bu âna kadar halimden. tavrımdan hiç bir şey sezmedin mi? Kadın ona, evvelâ ne demek istediğini açıkça sormak arzusuna düçtü Sonra birdenbire vazgeçti. Çünkü karşısın Çeviren: Nurl Reflk dakinin lâtife ettiğine kaildi. Bu lâktrdılar ona, oynadıkları piyesin bir başka sahnesindeki bir cümleyi hatırlatmıştı. O cümlenin piyesteki cevabını ttkrar etti: İnanamıyorum, daha doğrusu inanoıak cesaretini kendimde bulamıyorum. Aktör, kirpiklerinde yaşlar beürerek: Anna! diye haykırdı. Kadın gülmek istedi. Fakat gözleri garib ve acayib bir şeicilde büyümüştü. Erkek, aktrisin beyaz ve sıcak elini tutarak tekrar etti: > Anna! Kadın sağ ayağını yere vurdu. Karşısındakinin lâtife etmediğlnı anlamıstı. Lâkin, ona suflörün dıkte ettiği cümleden başka verecek cevab bulamıyor, zihninın mekanizmasını İşletmeğe bir türlü muvaffak olamıyordu. Çünkü şu anda bütün varhğı hex akşam onu kapıda bekliyene aiddi. Nihayet: Eğer bir macera arıyorsan, diye bağırdı, başka kapıyı çal... Ben senin bildiğin kadınlardan değılim! Ve hiddetle kalktı. gitti. Seyirciler dinmek bilmiyen alkışlar *** arasında: Projektörler, tehdidli ateşler dolu göz Bravo... Bravo!.. lerile sahneyi deliyorlar, tahta siperin Diye haykırıyorlardı. lâmbalan var kuvvetlerile yanıyorlar, yalnız avizeler ortalığa sakin ve ihtiPerde inmiş. fakat öteki geceler gibi şamlı bir ziya saçıyorlardı. Kadın yu kendilerini seiâmlamıya hiç kimse çıkvarlak inhinalı vücudile, başında altın mamıştı. külçenin göz kamaştırıcı güzelliğile her akşamki yerinde mağrur ve kayıdsız oturuyordu. Erkek onun önünde acayib bir büyünün tılsımı altmda ezilmiş gibi titriyordu. Seyirciler, müthiş bir canavarm karanlık ağzını andıran salonda güçlükle nefes alıp veriyorlardı. Suflör mırıldandı: Ne olur, bir... Aktör bu mırıltıyı işitmedi. Gözleri kadına dikiimiş, baştan aşağıya bütün uzuvları titriyordu. Kadın, boğuk ve hakaret dolu bir sesle haykırdı: Defol!.. Demek hiç bir ümld yok™ Aktör bunu da İşitmedi. Gözleri yarı kapalı, elinde' rövolver, kapıya doğru yürüdü. Harab ve ümidsiz bağırdı: Çok zalimsin! Aktris başını önüne lğdi. Bir müddet ellerine baktı. Sonra titriyen oarmaklarını masadakl düğmeye vaklaştırdı. Erkek dışan çıkmadan tabancayı şbkağına dayadı: Öyleyse Allaha ısmarladık! Dedi. Kadın piyesin aslında meveui olmıyan bir çığlık kopardı. Yerinden kalkmak için acele blr hareket yaptı. Fakat silâh patlamış, salonda korkunc akisler yapmış, aktör anide yere yıkılmışü.

Bu sayıdan diğer sayfalar: