April 9, 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

April 9, 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYANIN EN YÜKSEK SAATİ VACHERON et CONSTÂNTIN C ENEV B E Türkiye mümessili Z. SAATMAN Sultanhamam 18 inci yıfsayT: 6337 umhuriyet tSTANBUL CAĞALOĞLU Telgrai ve mektub adresı: Cumhuriyet, İstanbul Posta kutusu: îstanbul No. 246 Telefon: Basmuharrir: 22366. Tahrir heyeti: 24298. İdare ve Matbaa kısmı 24299 24290 RESAD ENİS'İR eserleri: *N Gece Ko Kaıtıııt Gonkitardu Her kitab 75 kuq^Ar Persembe 9 Nisan 1942 SEMİH LÛTFİ Ktf|BEVI Bomba Davasmda Meraklı Bir Celse Suçlu Pavlof fesadcılara dair ifşaatta bulunacağını söyliyerek evvelâ Abdurrahmamn bazı noktaları aydınlatmasını istedi Plânlar ve Talımiııler apoleon'un hiç şaşmadan guttuğu prensiplerden biri de şu imiş: Muharebelere önceden hazırlanmış plânlarla girmemek. Plânı muharebe içinde guniı günune. saati saatine çizerek hemen tatbik etmek. Tarihte adı kazıh en jüksek üç bes «skerden biri olan bu komandan, sefere çıkarken çantasında hiçbir zaman ince noktalanna kadar tasarlanmış bir plân taşımazmış. Hiç kimsenin hesablıjamıyacağı kadar çok ve çeşidli safhalar gösteren muharebe, Napoleon'a göre, ancak her duruma ujgun kararlar alan ve aldığı kararlarv derhal başarabilen bir sef tarafından kazanılabilir. Hakikî bir as Bomba ile berhava olan Ömtr Tokadın ker. masa basında dâhicesine plânla,r ha Tiıcudünden kalan parçalar bir kavanoı içinde dün Ankara Afırceza nrlıyan adam değildir. Çünkü hajat gibi h»rb de mahiyeti icabı olarak bizim iramahkemesine fetirilmiştir. demize uymıjan, bizim kontrolumuzdan kaçan bir hâdisedir. Askerlik tarihi, en akla gelmez, en umulmadık unsurlar yiiziinden koca koca plânların mahvolduğunu gosteren misallerle dolu değil midir? Önceden çizilmiş plâna fazla bel bağladıklan için yeni vaziyetler karşısında toparlanamıyarak yenilen meşhur komandanların sayısı az mıdır? Napoleon'un bu prensipinin nekadar doğru olduğunu iki buçuk senedenberi daha iyi anhjonız. Hakikaten, şu harb başladı baslıyalı ileri süriılen tahmin ve düşünce koleksiyonlarına bir göz atacak olursak, harb mantığı karşısında insan mantığının aczini yerlere serilmiş bir halde açıkça görürüz. Mihverin plânı, Demokrasilerin plânı diye 1939 danberi o kadar teferruath noktalar uzerinde yazılar jazıldı ki bunl*nn doğru «ıkması için, tabiat hâdjseleri de dahil, yeryüzünde herşey bir kronometre şaşmazlığı ile yürujüp gitmeli, meselâ, havalar eylulun bilmem kaçında bozacaksa, kısın soğukluk derecesi, şu rakamdan aşağı düşmemeliydi. GayeleH harbi kazanmak olan muharibler, şüphesiz bir çok şey düşünujor, tasarlıyor ve başarmağa çalışıyorlar. Belki arasıra tatbikı uzun zaman istiyen plânlara da başvurduklan oluyor. Fakat gizli tutulan bu plânlar, su veya bu Yeni Delhi 8 (a.a.) Crıpps ile Hind tarafça anlaşıhncıya kadar, ekseriya, harbin gidişi içinde kendiliğinden eskiyor kongresi arasındaki goruşmelerın yeni ve başarılamıyarak ortadan kalkıyorlar. bir şekil aldığı soylenmektedir. Kongre ıcra komıtesı toplantısından sonra bir 1939 da, harb henüz basladığı sıralarda Hind mıllî hükumetinin kurulmasını heçojle dijenler vardı: def tutan bir anlaşmanın ıhtımal dışında Almanj a Sudet meselesinde olduğu olmadığı söylenıyordu. Müdafaa mesegibi bu sefer de blof yaptı. ingiltere ile lesıne gelınce, kongre icra komitesinin Fransanın bojun eğeceklerini sanarak yeni bir formulü muzakere ettiği ve bu istemiye istemiye harbe girdi. Uzun za formulun gerek kongre zımamdarları ve man dajanacak bir hazırlığı yoktur. De gerek Cripps tarafından kabul edilebilir mokrasiler Maginot hattının arkasında mahıyette olduğu sanılmaktadır. sadece bekleseler bile iki üç sene içinde Ruzvelt'ın mümessili Johnson, yeni Almanj ajı teslim olmağa zorlıjabilirler. formulun kabulıle neticelenecek olan Halbuki iste hakikat: Harb baslıyalı iki buçuk seneji geçmiştir. Almanja hâ munakaşalara önemli surette iştirak etlâ çok kuvvetlidir ve Berlinde vesikasız mıs deniliyor. Kongre içtünaım yarına bırakmıştır. sa'ılan patatesin kilosu Londrada vesika ile satılaıı patatesten belki daha ucuz Nehru İngiliz tekhflerinın bazı noktalanna yeniden ıtıraz etmiştir. ingiliz plâdur. 1940 bahannda şöyle söjliyenler olu nının reddedıleceğini gosteren bazı belırtıler vardır. yordu: Maginot hattı Demokrasilerin belNehrıi Mihvere aleyhtar kemiğidir. O yıkıldı mı, ne Fransası daYem Delhi 8 (a.a.) Nehru, dun akjanabilir, ne de İngilteresi. Ve harb bitşam bir nutuk soylemiş ve bu nutkunda mis sayılır. tecavüze mukavemet luzumu uzerinde Hatta bu düşünceye uyarak Maginot ısrar eylemiştir. hattına ismini veren meşhur Fransız Neluu demiştir ki: Harbiye Nazırının kemiklerini Panthe< Japonların Hındistana bizi kurtaron'a tasırmak istiyenler bile çıkıyordu. mak için geldikleri hakkındakı iddialan, Bunlar: Fransa, İngiltere ve bütün Demok manasızdır. Ve tamamıie yalandır. Burasi âlemi varbğını Maginot'j a borclıı nu, Japonların Çinde ve Korede yaptıkları fenalıklar kadar mükemmel surette dur! Dij"orlardı. Bunlara göre sanki De hiç bir şey ispat edemez. Hüıdıstana mokrasilerin plânı, Maginot hattının ar karşı yapılacak her turlü yabancı istılâ kasında Almanja açlıktan teslim oluncı hareketlerıne karşı koymayı kendime vazıfe bılirim. Kongre demokrasiiere ya kadar beklemekten ibaretti. Halbuki harb bu mantığa gore yürii karşı sempatılerini ve saldınşçı memlemedi. Almanja Maginot'yu jıktı. Fran ketlere, Almanyaya olduğu kadar Jasa ortadan çekildi. fakat ne İngiltere, ponyaya da muhalefetini sarih surette ne de Demokrasi âlemi silâhı elden bı gostermiştir. Hindistan halkını, paniğe kapılmamağa, bir yerden bir yere kaçrakmadı: hâlâ da bırakmıjor. •"941 de Bus seferinin başlangıcmda da mamağa, fakat nerede ise orada kalmağa ve metanet göstermeğe davet edij'onım.» (Arkası sahife 3 sütun 7 de) Ankara ağır cezasında dünkü celsenin en dikkate şayan safhası: Suçlu Pavlof, suçlu Abdürrahmandan sorulmasını istediği şeyleri okuyor ve Abdurrahmsmn cevabı, Miiddeiumumilik makamı önünde duran tercüman vasıtasile tercüme edibyor Hindistanda anlaşma emareleri Mahkemenin talebi üzerine Millî bir Hind hükumetinin karulıtıası ihtimalleri kuvvetleniyor Abdürrahman Sayman Yugoslavyadaki komünist arkadaşları ve nasıl çahştıkları hakkmda yeni izahat verdi Dava 15 nısana bırakıldı ni Mahkeme suçlu Rusların istedikleri kadar avukat tutabileceklerini bildirdi. PavloFun sorgusu gelecek celseye kaldı Ankara 8 (Telefonla) Atatürk Bulvanndaki infılâk hâdisesi maznunlarınm duruşmalarına bu gun Ankara ağır ceza mahkemesinde devam edildi. Salon pek erkenden dınleyicılerle hmcahınc dolmuştu. Muhakemeye tam saat 10 da başlandı. Dort maznun çağırüdı. Elindeki bomba İle berhava olan Omerin komur hallne gelmiş cesedinden kalan parçalar, büyukçe bir kavanoza yerleştirilmiş ve salona getirilmişti. Abdürrahman, bu korkunc izler karşısında muteessir görünüyordu. Mahkemeye, her ihtimale karşı başka bir tercüman da celbedilmişti: Eşref Demircan, Ankara Belediyesinde memur; 319 doğumlu ve Ankaralı... Tercümeyi doğru yapacağına, usulen yemin etürildi. Mahkemece naib tayin edllen Hayrünnisanm tezkeresinden, maznunlardan Komılof'la PavloFun tercüme esnasında bütün ifadeleri ve kelımeleri harflyyen zaptetmek istedikleri İçin, İlk duruşmayı müteakıb yapılan tercüme muamelesinde, sadece Abdürrahman Saymanın 19 sahlfelik ifadesinin tercüme edilebilmiş olduğu anlaşıldı. Nehru diyor ki: "Japonların bizi kurtarmak için geldikleri iddiası manasız ve tamamen yalandır !„ Izmir' limanında dün yapılan esirler değişimi işinde hizmet aldığı anlaşılan körfez vapurlan İngiliz ve îtalyan esirleri dün Izmirde mübadele edildi Yaralı ve malul harb felâketzedelerinin değiştirilmesi büyük bir intizamla* fakat hazin bir şekilde yapıldı • İzmlr 8 (a a.) Anadolu ajansının hususî muhabiri bildiriyor. İngiliz ve İtalyan malul ve hasta esirlerinin mübadelesi bu sabah yedıde başlamıştır. Kendilerile temas eden ilk Türk mümessillerine sorduklan ilk sual «ışık karartma yok mu?» olan ve olmadığım öğrenerek uzun zamandanberi İlk aydın ve son esaret gecelerini geçiren esirleri nakledecek olan vasıtalar, Devlet Denizyollarının Bayrakk vapuru, iki büyük sal, romorkörler, motörler, bu harb bedbahtlannı yurdlarınm birer parçası olan kendi gemilerine götürmek için hareket etmiş ve hazırlannuştı. (Arkası sahife 3 sütun 5 te) Suçlulardan Abdürrahman Saymen ve Süleymaa Sav, dünkü celsede muhakemeyi dinliyorlar bıt ve ifadelere vâkıf olmadığımdan şimdiki müracaatimle mahkemenin talikını istiyorum. Esasen Turk ceza muhakemeleri usulü kanununun 215 İnci maddesinde Müddeiumumî, celbedeceği şahidleri maznunlara evvelce bildireceği gibi, maznunlar dahi celbinı istedikleri şahidlerin isimlerini Muddeiumumiliğe vakiinde bildırir, denilmektedir. Bu şahidlerin isimleri de Müddeiumumilikçe bildirilmemiştir. zapta geçmesi kanun iküzasmdan olduğunu söylemişti. Böyle bir kar.unun mevcud oluşundan çok mutehassis oldum. Yamız ricam şudur ki İfadelerira tamamen ve aynen zapta gecirilsin. Bi« ze tercüme edilerek okunanlardan an« lıyorum ki, baa kısımlan hatalı olarak zaptedilmiştir Bu yanhşhkların tashihini rica edeceğim. Reis: Mahkeme huzurunda söylenen şeylerin hepsi değil, fakat 6zü zapta yazılır. Zapta yanlış geçtiğinı iddia ettiğmiz kısımlar düzelebilir. İstidanın kabul edilmediğine gelince, ceza muhakemeleri usulü kanununda muayyen hususat İstida İle adlî makamlara bildırilir ve istida muameleye konulur. Bazı işlerde taraflara kolayüklar için kaleme gelip bir zabıt tutturmak suretile de resmî müracaatler, itlrazlar, hatta sulh mahkemelerinde temyiz İstidalan dahi kalemde beyan şeklinde külfetsizce yapılır. Her İstediğiniz İş için İstida vermeğe mecbur değilsinız, (Arkası sahife 2 sütun 4 te) Pavlofun dilekleri Dâhi Sinanın 354 uıtcu yıldonumu Pavlof ve Kornilofa, bu tezkere dolayısile diyecekleri soruldu. Pavlofun, elindeki kâğıda gdz gezdirerek söyledikleri, tercüman tarafından şöyle tercüme edildi: Mahkemeye verdığim bir istidada İlk celsedeki İfadelerin, ancak ayın altısmda tercümesine başlandığmPavlof, diğer bazı noktalar hakkmda dan. bu suretle Abdürrahmanın ifadele da müracaatleri olduğundan bahisle ezrinden bir kısmını gördüğünden ve di cümle şunlan söyledi: ğerlerinden haberdar olmadığından bahPavlofun, tercüme etrafında setmiştir. noktai nazarı Bu İstida İade edildi. Mesele, gerek Turkiye Cumhuriyeti, gerek Sovyetler Birinci celsede bana maznunlardan Birliği, gerek dünya efkârı umumiye Abdürrahmanla Süleymanı tanıyıp tasini alâkadar ettiği cihetle mahkeme nımadığım sorulmuştu. Kısaca «tanımıde okunan ve zapta geçen evraka aşi yorum» demiştim. Mahkeme, bana mazna olmak istiyoruz. nunları tahrik eden fesadcıların kim olduğunu da sormuştu. Bu noktalara da Reis: İstidayı hangi makama verdiniz? bu gün temas ederek bunların kim olduklarmı İfşa etmek İstiyoıum. ŞuraPavlof; Cumhuriyet Müddeiumumiliği va srnı da kaydedeyim ki, hâkim geçen sıtasile mahkeme kitabetine verdim. Za celsede muhakemede olup bitenlerin Iskenderiyeye ağır bir hava baskını 52 kişi öldü, 80 kişi yaralandı. Maltaya da görülmemiş şiddette bir taarruz yapıldı Alman tayyarelerinin siddetli bir taarruzuna uğrıyan İskenderiye limanından bir manzara: Birinci plânda askeri liman, solda Kralın Be'sel'ayn aatayı ve ileride plâj görülmektediı • • Kahire 8 (a.a.) Pazartesı gecesi İfkenderiyeye karşı yapılan hava taarruzu esnasında 52 klşlnın ölduğıi ve 80 (Arkası sahife 3 sütun 7 de) Bugün. dâhi Türk mimarı Koca Sinanın ölumünün 354 üncü yıldönümüne raslamaktadır. Bu münasebetle, Edirnede, Sultan ?elün camimde, bugün içm bir ihtifal tertib edilmiştir. İhrıfalde, merhumun mimarl dehası belirf'erek vücude getırdığı olmez abidelerden bah(Arkası sahife 3 sütun 5 te) Dünkü mahkemeden intıbalar: Ortada, Müddeiumumî ve muavinile Pavlofun sozlerini not eden mutercimler, satda, Pavlof ve Kornilof adliyeden çıkarlarken, solda suçlu Pa\Iofun yakından abnnuş başka bir pozn

Bu sayıdan diğer sayfalar: