6 Mayıs 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

6 Mayıs 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 6 Mayis 1942 Askeri vaziyet II I TÜRKOLOJİ BAHÎSLERİ Çin Japon harbi Japonların Çini tamametı tecrid etmeleri için Hindistaıusı şimalnde Assamın teşkil İki taraf anlaşhğınettiği köşeyi de almaları lâzımdır dan dava sukut etti (Baştarafı 1 inci sahıfede) isgal etmek ve Fransız Hindiçinisile Cinlilerin beş >ıl devam eden nıuka anlasmak suretile buradan Çine giden vc.ıetlerinin temelini başbuğlan Şan jolu da kestıler. Bunlar, Japonja bu KayŞek'in tutuşturup alevlediği ve harbe kaıışmadan evvel olmuştu. sonra da guzel idare ettiği millî Çin haJaponv a, jeni dunja harbıne karısreketi teşkil eder. Fakat ŞanKay mak uzere Amerika donanmasına Pearl Şek, bir nasyonalist mucahid olraasına Harbour darbesini indirirken ve Ma'.ezrağmen bizzat Çin komunistlerile Sov janın doğusunda ingilterenin Uzakdoyct Rusjadan istifade ctmcnin jolları ğu donanmasının bas gemileri, iki sanı bulamamış l e bilhassa Ingiltere ile vaş zırhhsım batırırkeu onun başhca Amcrıkadan silâh, malzeme ve para bir hedefi şuphesiz Çini tecrid etınekti. alamaınış olsajdı suphe j o k ki, çoktan Fakat Çini karadan tecrid işi BirnıanP^iponlar tarafından alt cdılirdı. Demek j a j ı ve batta Hindistanm şimal doğu olujor ki, Çin mukavemetini vucude Assam ejaletini işgal etmeden tamamgetiren ve beş jıldanberi kokleştirip lanamazdı. Onun için Japonlar, g^çen bir dereceje kadar tcşkilâtlandıran ilkkânunda Amerika ve İngiltere\e ŞanKayŞek bu muazzam işi bir ta karşı harb hareketlerine başlar baslaraftan Sovjct Rusjanın ve. diğer cihet maz bir taraftan Filipinlere asker çıten AngloSaksonların jardımile yapa karırken diğer cihetten Siyam'la anlaşbilmiştir. maya koyuldular. Siyam, Birmanya haRusjanın Çungkinge vardımı, şiiphesiz birinci derecede onun Japonyaja karş olan eski dusmanlık ve rekabeünden ileri gelijordn. Bundan başka, Sovjet Rusjanın Çin kalabalıklarını bolşevikleştirmek sij ascti, onu ŞanKayŞck le Çin komunist teşkilâtına yardıma eevkediyordu. Çunku cğer Japonlar Çin millî harekctlerini bastıracak olurlarsa Rusyanın cmeli tamamile zayi olduktan başka onun Çinden alnuş bulunduğu doğu Turkistanla dış Moğolistan bile J a ponların istilâsına uğrıjacaktı. rekâtına temel olacakb. Nitekim ojle oldu ve Japonlar ilkonce cenubî Birmanjada ilerlijerek Birmanja Çungking taşıt jolunun başı olan Rangoon'u aldılar. Singapur düştükten sonra da orta Birmanyaja doğru buvuk askcrî harekâta giriştiler. "Para,, davası Fetva mecmualarının J millî Tarihte anâsır müsavatı esasma ıstınad ettlrllmış imparatorluk yoktur. Gerek Esklzamanla Ortaçağın askerî, gerek son zamanların ıktısadî lmpaıaforluklarmda ırk, dll, dın vejahud mezheb baklmlarından hâkim bir mıllet vardır; yalnız bu hakiTİyetin şeraltı zamar.ln hukukî telâkkılerıne gore değışlr. Avrupa tarıhlne bakı'acak olursa, yalnız imparatorlukıarın değil, buyuk kuçak butun devletlerin bu vazıyette olduklan gorulur: Avmpada hıristlyan mezheblerınln bile musavatı ancak Ondokuzuncu asırda takarrur edebılmış bır netıce vazlyetlndedır! Meselâ Ingllterede vıcdan humyetıle muhtelıf dlnlerın mdsavatı ancak 1828 tarlhlnde kat'î bır esas şeklinı alabılmışür! Avustuıya İmparatorluğunda da katohk olmıyan hlristıyan mezheblerl İçin hususî kıllseler açılmasma Onseklzıncl asrın sonlarında musaade edılmıştır: Bu glbı hırisüyanlar o tarlhten evvel «Çan kıılcsi ve caddcje açılır kapısı» olmamak şaıtıle bellrsız mabedler yapabıllılerdi (1)' Bilhassa yahudllerin hukukî vaziyetı daha ağırdı: Meselâ Ortazamanlarda Avrupa j'ahudılerı hıristıjanlardan ajırd edılebllmek için slvrl kulâh, sarı kordelâ vesaire gıbı bır takım kıyafet tuhafhklarlle kendllerini belli etmek mecburıyetinde tutuluyorlardı! 1736 tarıhlne kadar Fıankfurt yahudılerlnın ana caddelerle meydanlaıa çıkmalsıı bile yasaktı! Aımanyada yahudılerın hukuk musavatlndan istıfadelerı ancak 1864 tarıhınden ltlbaren başlıyabıldl! Tablî butun bu dın ve mezheb musavatsızlıkları hakıkatte birer millî hakımijetln dlnî ve hukukî tezahurlen demektı: Meselâ Avusturja İiıparatorluğuna hâkim olan katolık Alman unsurıle Almanyanm protestan Alman'ığını birblrınden ayrl ıkı milllyet halmde tutan başlıca fark ışte bu mezheb ıhtllâfından lbaretU. Fakat Fransız Buyuk Ihtılâhnden çıkan demokrası nazariyelermin hukuk telâkkılerine teslri, Ondokuzuncu asrın başlarından ıtibaren ferdler gıbı cemaatler ve unsurlar arasmdskj farkları da gittıkçe lzaleye başlıyan blr amıl oldu. Tabıî bu vazıyetten en çok sarsllacak devletler, murekkeb olduklan anâsır ıtlbarıle blrer mozaık şeklinde bulunan ımparatorlukalrdı: Bunlann en barız orneği de Osmanlı İmparatorluğuydu. {HEM NALINA MIHINA] Bir? bu eksikti... Japonlann bir hafta evvel La^yo'yu zaptetmcleri Rangoon'dan buraja gelen demiryolunun son buyuk istasyonunu almalan demektir kl, Birmanyadan Çungking'e giden şose buradan basladığı için millî Çin mukavemet merkeziJaponyanın Çini tamamile mağlub vc nin ikmal yolu burada bir daha kesilIstilâ etmesi halinde Rusyanın a j a n miş oldu. Mandalayın duşmesi de Ranları yalnız bunlarla kalmıjacak, ağlebi goonÇungking jolunun Birmanjadaki fhtimal, onun doğu Asya eyalctlerile butun kısmının artık Japonlann hiıkbizzat Siberja ve Turkistan dalıi teh mune geçtigini ifade eder. likeye maruz kalacaklardı İşte Sovjet Mandalay alındıktan sonra buradan Rusja, bu mulâhaza ve endişelerlc Çanİrravadi nehrinin batısından BirmanyaKayŞek'e silâh, uçak vesaire vermek Çin hududunun şimal bolgesindeki Vsuretile yardun ediyordu. Fakat onun bu yardımları 22 haziran 1941 de Alman yitkyina'ya giden demiryolunun artık taarruzuna uğradığındanberi yok olnıuş bir hukmu kalmamı*. demektir. Fakat Hindistanın Kalkuta merkezinden Ganj vejahud sıfır derecesinde azalmıştır. ve Brahmaputra nehirleri boyunca Çin Amerika ile İngilterenin UzakdoğuHind Birmanya hndudlannın blrleştiği da baş rakibi Japonja olduğu için onun koşenin içlndeki Bibrngab şehrine giden Çini istflâ ederek bujujup kuvvetlendemiryolu ile Çine sevkiyatta devam etmesine tabiî sejirci kalamazlardı. Çünmek belkl kabil olacaktır. Buradan ku Japonların, butun Çin dijarile batı Çnngking'e giden yolnn halini bilmed : gi. Pasifiğin kcndılerine aid olmak iktıza miz için bu hususta kat'i bir şey soyleettıgini ve mustemlekeci devlctleıin bunemez. Fakat geçenlerde Ruzveitin bir ralardan tamamile çıkmalan lâzım olduğıınu iddia ettikleri çoktanberi ma sır olduğunu soylediği Çin taşıt yolnnun Iurr.du Japonya Çin seferini açtığı sı bu olması mumkundür. Ihtimalki de rada Ingiltere, Avrupada o derece meş Cinliler Rangoon . Mandalay Laşyo gııldu ki Japonjaja karsı jalnızbasına Tali Çungking yolunun kesilmesi ihtibir deniz harb hareketine girisemezdi malini dikkate alarak asıl Hindıstana O vakit Bırlesik Amerika ile Ingiltere giden yolu açmaga çalışmışlar ve muarasında bugıınku isbirliği olmadığı gibi vaffak olmuşlardır. Gorulujor ki, Japonlann, Çini tamaYeni Dunja efkârı bir Japon harb.ııe asla hazırlanmıs değildi. Onun için bu mile tecrid için Laşyo'dan Bahmo'ya, oiki buyuk devlet, Fransa ve Holanda ile radan Uyitkyina'ya ve daha şjmale gibirleşerek Çin . Japon silâhlı ilıtjlâ derek Hindistanın şmial doğu Assam efınm basladığı daha bes yıl evvel Ja yaletinin teşkil ettiği koşeyi de zaptetjronjaya karsı harekete geçemediler J a meleri iktiza etmektedir. ponlar zatcn onların bir sey yapamıjaOndan sonra da eğer Şan . Kay caklarını hesabladıkları için Çine jii Şek inkıyad etmezse, onu Çungking'de rumuslerdi. vurmak icab edecektir. Japonya, Çin meFilhakika Uzakdoğu ve Çinle ilgili selesini ancak boyle halledebilir ve Çin devletler, Japonları Çinde kendi men meselcsini halletmedikçe onun, ne de faatlerine teaddi ettikçe protesto etmek olsa. bir eli ve bir ayağı orada bağlı katen ve ajni zaraanda ÇanKajrŞek'ı lacaktır. tutup ona evvelâ HongKong Kanton, H. E. ERKİLET sonra Hindiçini ve en nihavet BirmanNOT: Teşkilât, Ulim ve terbiye saya uzerinden silâh ve malzeme gon hasında Osmanlı ordusuna buyuk yarar. dermekten başka bir sey yapamadıiar. lıklan dokunan Muşlr Fon der Golç Fakat Rus jardımlarma katılan Anglo Paşanın blum yıldonumü münasebetile Sakson ithalâtınm millî Çinin muka. 1 mavıs 1942 tarihli Cumhuriyette çıkan vemetinde dahil ve tesiri pek buvuk yazımda askerliğimiz İçin onun teknik olmuştur. sahadaki yenileştirme hizmetlerinl teOnun için Japonlar yıllarla Çinin baruz ettirmek istemiştim. Yoksa Türk denizlerden tccridine çalıştılar. Evvelâ odusunun eski, şanlı ve tam millî bir cenubî Çinin butıin sahil vilâyetlerini ordu olduğnna ve onun halis bir Turk Isgal etmekle HonçKong İngiliz lima yapısı bulunduğiına klmsenin bir şupnmı Çinden ajırdılar. Hainan adasım h»si voktnr. ISrANBUL MUHITİNDE ŞAHESER FİLMLERİN HAFTASI Sınema severlerin takdlrlenne mazhar olacak senenın iki buyuk fılmi b'r programda BUGUN MATINELERDEN ITİBAREN <Para> isunlı pıj»es:n ıntıhal edılmış olup olmadığı tarzındakı munaka§alar dolajısıle, Necıb Fazıl Kısakureğm Peyami Safa ile Peyamı Safanın yazısını neçreden «T^s\ ıri Efkâr> gaze esı ımtı\az sahıbi Zı\ad Ebuzzıja \e neşrıyat muduru Cıhad Baban aleyhlerme açtığı hakare' davası dun bıtmıstır. İstanbul 2 nci aslıje ceza mahkemesınde bakılan da\anın dünku muhakeme celsesmde, da%'acının avukatı İhsan Mukbıl Ben, mahkemeye taraflarm aralannda anlastıklannı tespıt eden bir lstida vermistır. Bunun uzerme hâkim Resıd Nomer, da. vanın dıls'uğund bıldırmış'ir. Mahkemeye venlen istidanın metn şudur: <Aslıye lkıncl ceza yüksek mahkemesin» Muhterem hâkim, Necıb Fazıl Kısakurekle Peyami Safa aşağıdakı esaslı noktalar uzennde an laşmışlardır: 1 Davanın sebebi ve esası, Peyam Safanm ıntıhal ısnadı ıdı Peyamı Safa mahkemede muteaddıd defa bojle bir ısnadda bulıınmadığmı sovled ğınden davanın mesnedı kalmamış olmakla beraber, Peyami Sıfa, makalesinden boyle bir mana Istıhracına mahal olmadığmı beyan eder Pevamı Safa, iki eser arasında Intıhal hukmune vardıracak munasebetler olmadığım kabul eder. 2 Bundan başka, Pejaml Safanın makalesinde kaydettıği benzerlıklerl dıledığı gıbi tef'irde hur olduğunu Necıb Fazıl Kısakurek kabul eder. 3 Peyami Safa, Necıb Fazıl tarafından da\a mevzuu olarak kabul edılen ha karec yazılannm vaktüe Necib Fazılın kendısine yaptığı lıakaretlere tekabül ettiğini ve ayrıca bir delâlet ifade etmedıgıni belırtır. 4 Neclb Fazıl, yukarıdaki maddelere gore artık bir dava mevzuuna yer kalmadığını kabulle davasmdan feragat eder> Meskenlerin ısıtılması işi bir karara bağlandı! Şehir Meclısi dunkü toplantısında Nafıa Encumenının kalorıfer tesısan hakkında hazırlamış oldugu 16 maddeden murekkeb talımatname, madde madde muzakere edümıştır. Talımatname kabul edılmış, janlız birıncı maddede bir tadıl yapılması munasib goruimuşıur. Beledıye zabıta talımatnamesıne hususı meskenler de dahıl olmak uzere kalonferlerın bırmcıteşrin başından nısan sonuna kadar, icab ederse Beledıye reıslığının ılanı ile tespıt edüecek zamana kadar bakılması hususunda bir madde ilâ\esı hakkında yapılan tekhf munakaşaları mucıb olmuştur. Bu mevzu uzennde soz alan bazı kimseler, Şehır Meclısının hususi meskenlen ısıtmak hususunda Beledıje talımatnamesıne bir madde ilâvesının salâhije'i hancınde olduğunu \e hususı ıkametgâhların bu hususta murakabe edılemıjeceğıni ılen surmuşlerdır. Zabıtaı Beledıje talımatnamesıne ılâve edüecek bojle bir maddenm ancak umumî mahillere şumulu olacağım iddıa etmışlerdır. Bazı hatıbler ve encumen, bu fıkrin aksıni ilerı surmuşler \e bu me\zu uzennde muhtelıf fıkırlerı bejan etmışlerdır. Buna rağmen maddenm aynen ipkası eksenyetle kabul edılmıştır. Ekmek karneleri nasıl çalınıyor? Şlşlı nahıyesı dahılmdekı bır kısım ekmek karneleri etrafmda tahkıkata başlandığını ve ora ıaşe memuriarınuı ıfadelerı almdığmı yazmıştık. Tahkıkatla, bu ışın suçlusunun ŞışU Halkevi odacısı Nıyazı olduğu anlaşılmıştır. Nıyazı jakalanmış ve zabıtaca Millî Korunma muddeıumumıhgme yollanmıştır. Kaıısıle blrlıkte Halkevi bınasında jatıp kalkan odacı Nıyazı, ajnı bına ıçerısındekı Şışlı ıa=e memurluğuna aıd iki odaya gecelerı anahtar uydurmak suretile girmis ve bır çok karne, bu arada muteaddıd ağır lşçi karnesı ele geçırmıştır. Kendısının son zamanlarda Bejoğlunda eğlentı yerlerinde hal ve vazıyetme nazaran goze çarpacak derecede bol para harcaması suphe uyandırmış, üzeri aranmıs ve 180 karne ile 870 lıra ortaya çıkmıştır. enl ÇEMBERLİTAŞ sincmasında 1(VATERLO KÖPRUSÜ) ve (REBEKA) saheserlerınin iki büyuk yıldızı LAURENCE OUVİER ve VİVİAN LEİGH'in ISTIRAB SOKAK muştereken temsıl ettikleri buyük aşk ve ihtiras filmi GECESİ 2 Sinsma severleri sürekli ve meraklı heyecanlara boğacak KURDLARI Bastan başa macera ve sergüzeştler dolu emsalsiz bir film n î l f | f A T • Izdıhama meydan vermemek için lutfen tam seans saatlerinde teşnf olunması ve sıra usulüne riavet e^erek eiseden bilet a1ınması rica olunur. fTURAN Şehzadebaşı Sinemalannda : B U G Ü N matinelerden itibaren iki biiyük film birden 1 Bsyoğlunda 5 hafta ojmatılafi bu senenln rekorlar şaheseri, dıllere destan olmuş bınbir gece masallarmdan AZAK"^ Çarşıkapı lur» Silâh taşımak hakkı da müslıimanmij'etinin gozle gorulen hukukuna asır iara munhaslrdı: Mushm mdsellâh, gaylardanberl alışmıştı. (Abdulmecid) m cu rımuslm gayrımusellâhtı Zımmllerln »shukuku blrdenbıre ka'dlran musavat lâm kıj'afetlne gırmelen ve sllâh taşıfermanlanna karşı memleketm muhte yabılmeleri ancak sej'ahatte eşkıja korlıf yerlerinde çıkan vak'alar (3) ve ez kusl'e j'apıldığı takdırde muai tutulacumle Istanbuldaki «Kuleli vak'ası» hep blhrdı (11): •Zejdi zimmî bir dijâra giderkcn ışte bu asırdlde hakımiyet ıtlyadınm esnâi tarîkte eskijâ havfinden bejaz netıcelerlydi. Halkın hem dinî, hem millî gururj sarık sarınup âleti harb takallüd e j nu okşıyan ve Avrupadaki emsalınden lese Zejd'e taarruz olunur mu? «Elcevab Olunmaz » pek farkı olmıyan bu hakımiyet teza(All Efendi) nm şu fetvası da bu mahurleıınln ıçtımaî hayatta gozle gorulen şeklllerı aslrlardanberi bırçok fet hljettedır (12): «Zejdi zimmî ticaret içun sefer etvalarla tesbit edılmişti. Tanzımata karşı o zamanki halk arasında uyanan mu tikte jolda eşkıjâ havfinden mu&lim halefet cereyanlarmın tenvlrı İçin, her ziyj ine girse Zej d'e taarruz olunur mu? şejden evvel blr kere bu fetvaların «Elcevab Olunmaz » hâkim ummetle malıkum unsurlar araFakat ajTii membaln ajni sahifesinsında tesbit ettiği içtlmaî ve hukukî dekl şu ıkincı fetvaya gore şehır sofarkları gozden geçırmelldır. kaklarında kıyafet sahtekârlığı yasakMeselâ klliselerın umumî lstlrahaü tır: •Zejdi zimmî bir beldede müslim ihlâle hskları olmadığından dolayı çan çalmalarl yasaktı; onun ıçln çan ku7İjjine girup beldei mezbure esvâkınleleri umumıyetle Tanzimattan sonıa da ol zijy ile gezer olsa Zejd'e ne lâyapılabıldi. (Dorduncu Mehmed) ve zım olur? «Elcevab Men'olunur.» (Ikincı Ahmed) devırlermın meşhur Şeyhulıslâmı (Çatalcalı Ali Efendl) nın Buraya kadar gozden geçirdığimiz şu fetvası İşte bu vazlyeti tesbit edi fetvalarla «Fetâvâyı Abdurrahim» ln yordu (4): bırlncı clldınln 81 ıncı sahlfesmdeki •Muslimîn ve kefere muhteliten sâ aralca haşiyeye gore «zimmî» nln lâbi kinler olup içinde câmi'i şerif olup tutulduğu mukelleflyetler şoyle hulâsa mısr (:= bujuk şehir) hukmunde olan edılebılır: Hususî kıyafet, ayrı mahalle, karjei kebîrenin keferesi karyei mcz. ata bınememek, sl'âh taşıjamamak ve bure içinde olan kenî>>ei kadîmelerin harac vermek . Yahudılerın sarl, hırısden taşrava işitılecek mertebede nâkus tıyanların mavi sarıkla aj'ird edılmek ve darb ider olsalar hâkim kefereji ol vcch at yerine katıra bındlrılmek âdetı İlk uzrc nâkus darbından men'e kadir olur defa olarak Hlcretln Seklzlncı asrında Mısırdaki Turk Koiemen sultanlannm mu? emlrlerıle ortaya çıkmıştır (13). Iste bu «Elcevab Olur » an'aneden dolayı zımmilerın beyaz saPapasların Tanzimattan sonra her ve rık sarmaktan memnuıyetleri hakkında sile ile her taıafta yaptıklan tarzda ve da muhtelıf fetvalar vardır. Her halde halkı rahatsız edecek surette âyınler ve şurası unutulmamahdır kl bızde anruhanî alaylarla sokaklardan geçmelerl cak Tanzımata kadar devam eden bu de Tanzimattan evvel yasaktı (5): hakimıyet telâkklsı o tarlhten sonra «Ahalisi muslim ile kefere olup için Avrupanın muh'ellf memleketlerlnde de câmı"i şerıf olan bir karjede vakı' daha bırçok seneler muhtelıf tezahurkenîsenin keşişleri putlarmı tezjın edup ler gosterıp durmuştur. kenîseden taşra çıkarup ve ekseri evIsmail hami DANİŞMEND katta tahta çalmak ile muslimîn muteezzi olup hâkimuşşer'e i'lâm ettıkleSOX rindc hâkimuşşer' ol zimmîleri vechi (1) Bu misaller için bk: (Max Kemmübejjen üzre putlarını tezjin idup Tanzlmatın İlânına kadar Osmanlı İm taşra çıkarmaktan ve tahta çalup refi merıch), «Tarihteki garib vak'alar», (S. paratorluğu denllen camlada hukuk lti savt itmckten men'e kadir olur mu? Ah) tercemesl, 1936 Ankara tab'ı, s. 103barıle hâkım bır unsur veyahud bir 129. .Elcevab Men'i vâcibdir.» mıllet yoktu, fakat hâkim bır ümmet (2) A. de la Jonquiere, «Histoire de Musluman mahalleslnde gayrimüslim vardı. «Musavatı islâmijye» kaideslne TEmpire Ottoman», 1881 Pans tab'ı, s ıstinad eden bu ümmet halumiyetl, dev ev satın alamazdı (6): 519. «Zeydi zimmî bir beldede muslimîn letı kuran ve lmparatorluğun hâkim un(3) Bunlar için bk (Henri Mathieu), surunu teşkil etmesi lâzım gelen Turk mahaiiesinde menzil iştirâ ejlese hâkim «La Turquie et ses differents peuples», Zejd'e menzili bir muslime bey'eyle dekutlesının tabıi ve tarıhî hukukunu lhc. 2, (Dentu) neşrl, Parıs, s 319320, lâl eden bır vaziyet demektı: «Kelimei j u cebre kadir olur mu? not 1. «Elcevab Olur» şehâdet. geılren her ferdln sıyasî ve (4) «Fetâvâyı Ali Efendi», 1283 İsFazla olarak, her nasılsa bir müslümedenî hukuk ıtıbarlle bir Turkten hlç tanbul tab'ı, c. 1, s. 151152. man mahaiiesinde ev sahibl olan bir bır farkl kalmaması, musluman Turk(5) «Fetâvâyı Abdurrahim», 1243 İslerle Turk olmıyan muslumanlar ara gajTİmusllm lçm evlnin ırtıfalnı mus tanbul tab'ı, c. 1, s. 7980. luman evlerinden daha fazla yukseltsında mutlak bir musavata yol açmıştı! (6) «Fetâvâyı AH Efendi., c. 1, s 152 Bu vaziyette mılli hakımıyeüni kaybe mek de yasaktı (7): (7) Yenlşehırh Afcdullah Efendi, «Beh•Zejdi zimmî bir beldede muslimîn den Turk unsuru, Islâm şenatmln tescetulfetâvâ», 1289 istanbul tab'ı, c. 1, bit ettiği dinî hakimiyeti diğer muslu mahaiiesinde olan menzilini muslimîn s. 168. menzillerindcn ziyade terfi' ejlese Zeyman anâsırıle ortaklaşa paylaşıyor de(8) Ayni eser, c. 1, s 168. mekti! Islâm fıkhına İstlnad eden bu din terfi' ettiği bina muslimîn menzil(9) «Fetâvâyı Abdurrahim», c. 1, s. erine müsavi olunca hedm olunur mu? hukukî nizam içınde «zimmî» denllen 8081. «Elcevab Olunur.» gayrimuslımlerın hıç bir yerde eırsal (10) Ayni eser, c. 1, s. 81. Eski bir musluman mahallesine «zimllne tesaduf edllmlyen ferdî, aılevî ve (11) Aynı eser, c. 1, s. 81. dınî hukuku bır taraftan islâm şeria mî. ler yerleşıp mahalle mesçıdi cema(12) «Fetâvâyı Ali Efendi., c. 1, s. tlnin ve bır taraftan da «imtivazâtı atsiz kalacak olsa, mesçidi şereflendirmezhebijje» fermanlarımn hlmayesın mek için zimmileıin hepsi blrden tard 154. (13) Mdnecclmbaşı, «Sahâifülahbâr», de olmakla beraber, sıj'asî ve ıçtlmaî ve ıhrac edılebillrdl (8): haklar bakımından bunlarla islâm un«Bilâdı islâmijyeden bir beldede vâ Sair Nedım tercenesi, 1285 İstanbul suru arasında musavat yoktu Bu sı kı' muslimîn sâkin olduklan mahallede tab'ı, c. 2, s. 635 ve «Tarihi Nişancı yasî ve içtlmaî musavatsızlık Tan olan menalleri zimmîler istirâ idup sâ Mehmed Paşa», 1279 İstanbul tab'ı, s. 90 Akıl Hıfzıssıhhası cemiyeti zımata kadar devam ettl. Tanzlma kin olmalariyle ol mahallede vâkı' meskongresi tın en muhim hususıyeti, bilhassa çidi şerifin cemâati kalmajup muatİstanbuldan kahkaha 1856 ıslahat fermanile bu hale nlhayet tal olsa beldei mezbured« hâkimuşTürkiye Akıl Hıfzıs=<hhası Cemiyeti verlp Turklerle dlğer musluman un şer' olan Zejd ol zimmîleri mahallekongresi cuma gımü saat beşi çeyrek treni geçiyor. surlar arasmdakı hukuk musa\atına den ihrac idup muslimîn olmadığı başgeçe Etıbba Odasmda yıllık kongresıni Sokaklarda... Tramvaylarda... gajTlmüs'ımlerİn de teşrıki suretile o ka mahallede iskâna kadir olur mu? akdedecektir. Toplantıyı cemiyet başCaddelerde . . . Kadın, erkek tarlhe kadar millî haVlmİyet yerıne «Elcevab Olur » kanı profesor Fahreddın Kerim Gokay bütün halk me\cud olan dınî hakımlyeü hukukan Tıpkı Aiıupada oldağu gibi, Turkiyeaçacak, doktor Huseyın Kenan Tunakan G Ü L Ü Y OR: ıptal etmiş olmasıydl (2). Bu vazij'ette de de dın ayrılığlnm kıyafet ajrıhğlle «Bugünün hâdiselerinde ruhıyatm yeDünya kahkaha şampıyonları «zimmîler. eskldenberi haız olduklan belll edılmesl şer'an mecburljdl (9): r b mevzulu bir konferans verecektır. imtiyazâtı mezhebij ye» lerini muîıa«Zejdi zimmî islâm ziyyi ile gijnüp Dr. İbrahım Zati de Kolonıyal hapısafaza etmekle beraber müslumanlarla si kuşanup beline gumuş divid takınup nelennden bahsedecektır. yasî ve İçtlmaî musavata da naıl ol dukkânda oturup gbren müslümaular duklan halde, muslumanlar yalnlz eski bilmejup müslüman sanup çelebi ve hakımiyet imtlyazlannı kaybetmekle ka efendi dejıi çağırup izzet ider olsalar Hazin bir ölüm ( TÜ R KÇ E ) lıyorlardı! Halbuki bu hakimiyetın ha Zejd'e ne lâzım olur? Bay Ali Nusret Pulhanın kuçük oflu yatta gozle gorulen maddî tezahürleri «Elce\ab Ta'ziri şedid ile eh!i Alkan fecı bir kaza netıcesmde hayata vardr Kıyafet, İbadet, ev, mahalle veislâm ziyjinde olmadan zecrumcn' gozlerıni yummuştur. Hâdıse esnasmda B U G ÜN =alre hususiyetlerinde halk, ümmet haki. olunur.» seyahatte bulunan Bay Ali Nusret, I s | Ayrıca : Dünya genclığıni dalgalar Bu memnuiyet kadın kıjafetine de tanbula avdetıle beraber bu felâketle halinde coşturan karşılaşmıştır. Ana ve babaya sabır ve (•) Bundan evvelkl yazılar 6, 23 şu şamildi (10): tahammul temenni eder, çocuğa rahmet bat, 7, 18, 27, 31 mart ve 20 nisan ta«Hindi nasrânîyye ehli islâm ziyji dılenz. rıhlı saj ılarımızda çıkmıştır. ile mutezejyie olup yesil nezkeb ta G Yazan : Ismail Hatni Danişmend s n kmsa hâkim Hind'i v echi muharrer uzre tezeyjiden men'e kadir olur mu? «Elcevab O apon ordusu sozcüsumın orta > a attığı bir iddıaj a gore, Bırleşık ingiliz Çin kuvvetleıı, Bırmanjadaki Japon ıierleyışıni durdurnıak içm, zehirli gaz kullanmışlar; su depolarını, kuyulan ve nehirlen zehirlemişlermiş. Japon sozcusü, bazı vak'alar da zıkredıjor: 122 nci Çin tumeni 12 nısanda Mandalajm 200 kilometre cenubunda «Devletler hukuku kaideierine aykın olarafc» zehirli gaz dolu mermiler atmıstır. ingiliz Çin kuvvetleri de, gene ayni bolgede, Magave muharebesinde, çok miktarda zehirü gaz kullanmışlar; fakat ruzgâr değıştiği için gazler, tersine donerek Ingihzlerle Çinlılere zarar venniş. Japon hukumetı, bu jasak silâhm kullanılmasını bujuk bir dikkatle takıb edeceknıiş. Acaba bu Japon iddiası doğru mu? Ingılızlerle Cinliler zehirü gaz kullandılar mı? Yoksa Japonlar, bojle bir silâh kullanmağa hazırlanıj orlar da, mahud «mislile mukabele» prensipini ortaja atabılmek için bir bahene mi bulmak istiyorlar? Bunu zaman gosterecektir. Zelurli gaz, geçen harbin bir icadıdır; fakat bu harbde, şimdive kadar, hiç bır muhaub tarafından kullamlmamıştır. Bununla beraber, her ordu ve memleket maskelerini ve diğer zehirli gaz« karşı kojma tedbirlerıni hazırladıkları gibii binlerle ton zehirli gaz de depolarda zavalh insanlan boğmak ve yakmak için emir beklemektedir. Daha geçen harbden evvel, bazı mermilerin içindeki barutlardan hasıl olan asid pıkrik gazleri, istihkâmlar ve harb gemilerinin taretleri gibi kapalı yerlerde, muharibleri boğuyordu. Galiba, geçen harbde kullanılan zehirli gazleri yapıp kullananlar, bundan ilham almı?lardır. Muttefiklerin iddiasuıa göre, geçen harbde, ilk defa zehirli gazi Almanlar kullanmıslardır. Bu, Haber isminde bir Almanm icadıdır. Bır Alman subayınu» harbden sonra neşrcttiği hatıralarında, doğu cephesinde, Ruslara karşı kullanılan zehirli gazlerin korkunc tesiri hakkında verdiği tafsilâtı okumuştum. Meşhur ingiliz askerî muharriri juzbası Liddell Hart da bir kitabında şu malumatı verir: Almanlar, 27 birinciteşrin 1914 günu, batı cephesinde, gazle doldurulmuş 3000 mermi atmışlardır; fakat bunların tesiri o kadar az olmustu; ki kimse farkına varmamıştır; bu ilk tecrube ancak harbden sonra; Alman neşrij atından oğrenilnustir. Sonra 31 ikincikânun 1915 te, Almalar, Polonjada Ruslara karşı, gozjası dokturen gazler kullanmışlar; fakat hava çok soğuk olduğu için, gazler tesirsiz kalnuştır. Ikinci defa, doğu cephesinde boğucu gazler kullanmıslardır. Batı cephesinde ilk defa 22 nisan 1915 te Ypres'te, madenî üstıivanelerden bosaltılan zehirli gazler, yeşil san renkli bir bulut halinde bir Cezaylr tunıenile bir ihtijat tumeninin siperleri iısıune çokmiış; askerler ve hayvanlar ok^ure oksure müthiş bir korku içinde gerije doğru kaçmağa baslamıslardır. 6 buçuk kilometre genisliginde bir cephede olulerden ve klor gazile boğularak kıvrana kıvrana can çekişenlerden başka kimse kalmamıştır. Almanlar, bu gedikten içeri girmişler; fakat yedi kilometre ilerledikten sonra durmuslardır; çünkü Alman askerleıi de zehirli gazlerden korkmuşlardır. Esasen, Alman baskumandanlığı da, jehirli gazi sadece söyle bir tecriibe etmek istediğinden bunun muthis tesirinden istifade etmek için, buyuk bir taarruz ha7irlamıs değildi. İnsanlık, ve medeniyet adına temennl edelim ki zehirli gazler tekrar ortaya çıkmasm. Zavalh insanların ötcki silâhlardan çektikleri yeter. LORELHARDİ MEKTEBDE Millî ve Âlemdarda KOLEJLİLER REVÜSÜ Ali Baba ve 40 Haramiler 2 G A N G S T E R BU AKŞAM TÜRKÇE SÖZLÜ TÜRK MUSIKİLİ Muhtesem mızansenı, fevkalâde temsıh, goz kamaştırıcı dekorlarıle slnema severlerı teshir edecek senenin en buyuk, en cazıb ve en harrkulâde TÜRKCE sozlu Şark efsaneler şaheseri KADIN Bastan basa meraklı ve heyecanlı Amerikan slnema romam Yer bulmak lcın 'utfen tam seans saatlerinde gelinmesı. A N N S O T H E R N M ffl f C1 V (Çamsakızı) Cf Ll Cl IV Sınemasmda L EW A Y R E S ve MAUREEN O'SULLİVAN ( A1»R1 \ Ayrıca: R E N K L İ Tarafından nefis bır surette yaratılan KIZ MAUS EĞLENCELİ VE HİSSÎ S\HNELERLE DOLU BÜVUK FİIM MİKÎ Numaralı krltıikHnn erkenden aldınlması rica olunur. tamır goren şosenın ortasında, sarı kumun ıçme oturmuş, uç çocuk f 03 un oynuj orlardı. Hâlâ gozumun onun. deler, oyle zannedıj orum kı, onları mutemadıyen goreceğım; nasıl kı, bu ojun sahnesmı takıb eden hâdısejı de unutmama ımkân yok. Çocuklardan bır tanesı, yedı sekız yaşlannda, pembe j uzlu, Ayağa kalktım, gordu 0 um manzara, benı bakışlan saf, ırı mavı gozlu, darmadağı olduğum yere mıhladı. nık sıjah saçlan ensesme \e yanaklanŞoseden, bıraz evvel çocuklann oyun na dokulmuş bu: kızdı. Otekı, dort beş oj nadıklan yerden, ırı bır beygırın çekyaşlannda, tombul, kırmızı yuzlu, san tığı, sıjah tentelı, bujuk, ağır bır yuk saçlı, yırtık pantalonu bır askı ile omuz. arabası geçıyordu. Ellerlm şakaklarımda, larma tutturulmuş bır oğlandı. Üçun ağzım, ses halıne gelemnen bır feryadı cusu, kıvır knır kumral saçlar, manasız yukseltmek ıçın alabıldığıne açık, bu ın gozlerıle, yaşı belü olmıyacak kadar korkunç manzara\a bakarken, avni zammımmı bır bebek. manda, başka bır şey daha gordum. ANe ojnuyorlardı, bılmem. Galiba hıç rabacı, tentenin altına uzanmış, horul bır şey. Kırli ellerıle kumu kanştım or horul ujuyor; çocuklardan ıkısı, arabayı lar, guneşte vmarlamyorlar, kedı ya\ru. gorunce yolun kenanna çekümısler, en lan gıbi, o tatlı bahar havasımn ze\kını kuçuklerı, hâlâ olduğu j'erde, uzerme çıkarmağa çahşıyorlardı Yanlarında bu doğru gelen tehlıkeden habersız, kumlan yuk yoktu. Ufacık koy, iki geçelı kavak karıştırmağa devam edıjordu. Ben fırlaağacı dıkılı dumduz jolun sağında ve so mağa vakit bulamadan, beygır, çocuğu lunda metruk gıbı gorunen bır kaç ku çığnemeğe hazır bır vazıyete gelmiş bulubesıle, tatlı bır uykuya varmış sanı lunuj'ordu. lırdı. Fakat. ben, müthiş bir çiğnenme sahKöyün bıricık hanının öniındeki ağa nesme şahid olacağımı sanırken, hay cın golgesme oturmuş, japtığım uzun vanın durdnğunu, çe\rek sanıye kadar bıs'klet j'olculuğunun yorgunluğunu dın. bir zaman içmde başını çocuğa doğru Isndırıyor, uyku kestırıyordum. eğdlğını, onu koklar gibi blr hareketten Birdenbıre, keskin çığılıklarla sıçradım sonra, ön ve arka ayaklanm iyice aça f Kiiçük hikâye K aza • Nakteden Hamdi Varoğlu rak, mınımmının uzerinden, arabasüe rar vursaydı, tek bir defa daha vursaydı, ustüne atılacak, onu altıma alacak, boberaber geçtığını gordum. Çığlıklar koptu, kapılar, hızla açılıp ğacaktım. Bunu hıssedıyordum, emmkapandı; oglanla otekı kız, şamar yağ dım. Vurmazsa, onu affedecektım An munı al'ında cı>3k cıjak ağlarken, ben lıyordum ki, iyi bır iş yapmış, tatlı muzı sapsan bır kadın, saçlan uçuşaras amelem sayesmde, onun yüreğmde, ilk koştu, bebeğı, yerden, sapsan kaldırdı defa olarak blr insanlık damannı ihArabacı, bu gurultuden uyanmış, aşağı tızaza getırmiş olacaktım. Ileride, o, bu atlamış, arkasına donub bakınca olanı ıhtızazı başka fırsglarda da duyacaktı. Vurmadı... Bakışlanmdaki acaıb alevı bıtenı anlamıştl Kırbacma yapıştı, ağzına gelen kufuru sa\urarak haj'vanı görmuş, ba^ına gelecek akıbeti sezmiş olsa gerekti. Birdenbire yumuşadı, kırdovmeğe başladı. Ancak o zaman mudahale ettim. Fır bacını tentenin altına fırlattı, hayvanı ladım İçımden, bu adamı boğmak ar durdurdu. zusu geliyordu. Fakat, nasıl oldu bilmem, Döndüm, şlmdi yolun ortasına toplandaha yanına varmadan, bırdenb're su mış bulunan kalabalık arasmdaki hankunet bulmuştum. Koluna dokundum cının kansma seslendım. İki kadeh şayaias bir sesle: rab ısmarladım. Sonra, hayvanın yanma Arkadaş, dedlm, bu hayvanı dövme; gittim, başını ellerimin arasına aldım yüreğımde çırpman bir his taşkınlığlle gel, bemmle şurada bır kadeh şarab iç. Arabacı dondu, haj\anı rahat bıraktı; uzun uzun okşadım. Arabacı, dedlm, hayvamna biraz yuhâlâ ofke parıltılan saçan gozlerıle şup. heli şupheli yuzume baktı. Bır sanıyelık laf verebılir miyım? Adam, adeta utanır gibi blr tavırla: zaman zarfmda, aramızda, izahı imkân Sıa bilirsinlz, efendim, dedi. sız bır dram sahnesi geçti. Hayvana tek J Kadın, elmde ıkı kadeh şarabla gelmişti. İçtik. Beygıre yulal getırmesml soyledım Hancı kadın, bir sepet de yulaf getlrdi. Arabacı, hayvanın ağzından gemini çıkardı; sepetı elımde tutarak, yulafı bevgıre yedirdım. Sepet boşaldıktan sonra, arabacı, hayvanın gemmi tekrar taktı ve araba yola duzuldu. Ben, arabacıya elımi uzatırken, avucumda tuttuğum parayı da venniş: Al şunu, demiştim, yolda bir kadeh şarab daha içersın. Adam, o kadar mahcubdu ki, yüzilme bakamıyordu. Arabanın uzaklaşmasını seyretmek için bir lâhza daha orada durdum. Bır ânza olmuş olacak ki, az bır mesafe gittıkten sonra, arabacı hayvanı tekrar durdurdu, yere atladı. Hayvanın boynunda bir şeyler yaptığıra, bir şeyi duzelttığıni gordum Ve bu iş bitince, tekrar yerme otunıadan evvel, beygirın yelesini okşadı Bovnunu sev£i. Sonra, arabava tekrar bindi. Tentenin altmdan bir kırbaç uzandı; havada, çok yüksekte, beygirin ta tepesinde, tesvık ve himaye eden bir k u v v t şıbı dondu, t r STkı gıbi neş'e ile şakladı. O zaman, derin bir nefes aldım vo yerime dönüp geldim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: