23 Ağustos 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

23 Ağustos 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Ağustos 1942 CUMHURÎYET H A Harb Iraka da sıçırıyacak mı? Nafıa Yekilimiz Eskişehire gitti Vekil Eskişehirin yol ve su işlerini gözden geçhiyor yerinde bulmuş ve inşaatın keşfinl Nafıa müdürüne emretmiştir. Ali Fuad Cebesoy, Eskişehir imar plâmnın yapılmak üzere olduğunu halka müjdelemiş, bundan sonra kurutulmakta olan Alikan bataklığını gormüş ve büyük Sakarya elektrik santralmın kurulacak olduğu Çağlayanda tetkikler yapmıştır. Devletin hakkı Nuri Demirağ Hava Okulunda ve vazifesi Bugün büyük bir tören yapılacak olan bir iş (Başrnakaleden devam) imalâtile duruma hâkim olmak imkânına malikiz. Yukarıki maddelerle müştakları haricindeki hatta bunlarla beraber diğer iktısadî işlerimiz için fiat murakabe kanunlarile Millî Korunma kanununun hükümleri mer'iyet mevkiindedir. Murakabe teşkilâtının ticarete zorluklar verdiğine aid bazı şikâyetler vardır. GünlordenbcTİ memleket içinde ve son günIerde tahsisan İstanbulda tetkikler yapan Ticaret Vekili doktor Behçet Uz, bu işlerin düzelecek tarafları var mıdır, varsa onlar nereleridir ve yeni ne gibi tedbirlcrîe iktısadî işlerimiz daha iyi yürütiilebiiir, bunlar Uzerinde sağlam fikirlcr ve kanaatler edinmeğe çalıştı. Şimdi bu mnlı'ımat haroulesile devlet merkezimize dönüyor. Ankarada parlak bir askerî tören (Baş tarafı 1 inci sahifede), büsler ve otomobillerle adeta akın akın Ipodromu doldurmağa başlamışlardı. Saat dörtte İpodromun bütün tribünleri dolmuş bulunuyordu. Misafirler, Yedek Subay Okulu talebeleri ve bu işe ayrılan j subaylar tarafmdan istikbal edılmekte ve kendilerine yerleri gösterilmekte idi. j Bu sırada Başvekil Saracoğlu ve sayın refikası İpodromu şereflendirerek yerlerini aldılar. Başvekilimizi takiben Millî Müdafaa Vekili Ali Rıza Artunkal, Dahiliye Vekili Receb Peker, Hariciye Vekili Numan Menemencioğlu, Münakalât Vekili Amiral Fahri Engin gelerek kendilerine tahsis edilen yerleri işgal etüler. Iman ordularınm Kafkasyada kat'î bir zafeT kazanmaları ihtimali, ortaya yeni meseleler çıkarmağa ve harbin daha sonra nerelere sıçıaması muhtemel olduğunu Eskişehir 22 (Hususî muhabirimizdüşünmeğe sebeb oldu. Acaba harb, Kalkasyadan sonra Iraka den) Eskişelıir bölgesinin yol ve su işlerini gözden geçirmek üzere Nafıa sıçrar mı? Irak Başvekili Nuri Essaid Paşa l u Vekili All Fuad Cebesoy bu sabah şehrisuale cevab veren beyanatında Alnıan mize gelemiştir. Refakatinde mütehasterın Kafkasyayı aşarak Irakı tehdid e sis zevat bulunan Vekil, otomobille Sivdeceklcriui sanmadığım söylemekle be rihisara giderek burada Sakarya üzeraber bu ihü.r.ali gozönünde tuttuğunu rinde bir köprü kurulmasına dair teklifi da ilâve c'.rr.ekte \e böyle bir hâdise vukuu takLİıinde Likın takib edeceği hattı hareketi anlatı^aktadır. Irak Baş\ «.'kilıne göre Almanlar Kafkas>ayı aştıktan sonra Iıakı tehdid ettikleri takdirde Iıak hükumetinin yapacağı Q.y. .¥/,, iş, derhal Almanyaya harb ilân ve Moskova 22 (a.a.) Sovyet öğle tebIrakı müdafaa etmek olacaktır. kuvvetleriıruz Irak Başveiuiinin bu çok sarih beya liği: 21 ağustos gecesi natı, bir çok bakımlardan ehenımijeti Kletskaya cenub doğusile Kotelnikovo çevrelerinde ve Piatigorsk cenub doğuhaizdir. Çünkü vaziyeli Irakın vaziyetinden da sile Krasnodar cenubunda düşmanla ha çok nazik olan Mısır dalıi bu kadar çarpışmışlardır. Cephenin başka kesimsarih sözler söylememiş ve harb Mısır lerinde hiç bir değişiklik olmamıştır. hududu içinde ve İskenderiyenin kulağı Moskova 22 (a.a.) Sovyet geceyarısı dibinde ccreyan ettiği halde, Mısrr hüku tebliği: 21 ağustos günü kuvvetlerimiz, • meti ve Mısır halkı harbi benimsemek Kletskaya eenub doğu çevrelerile Kotelihtiyacını hissetmemiş, bilâkis Mısır hü nikovo şimal doğusu ve Piatigorsk cenub kumeti şefi Nahas Paşa, çöl harbinin en doğusile Krasnodar cenubunda diişmanla buhranlı safhaya girdiği sırada, siyasc çarpışmışlardır. tinin Mısırı harbden ve harb tahribatınCephenin başka kesimlerinde önemli dan korumak olduğunu söylemiş ve İn bir değişiklik olmamıştır. gilterenin Mısndan asker istemediâ'ıni Harb gemilerimiz şimalde Barentz deve istemiyeceğini ayrıca tasrih etmiştir. nizinde bir düşman mayin gemisile iki Mısırın vaziyeîi çok nazik olduğu hal kıyı koruma gemisini batırmışlardır. de bu kararı vermesine ve bu kararla Baltıktaki donanmamıza mensub başka daha evvel vermiş olduğu kararları nak harb gemileri de bir Alman sarnıc gemizetmiş olmasına mukabil, Irakın harbi sini batırmışlardır. benimseyeceğini gösteren bir vazijet alDon dirseğinde kanlı muharebeler masının sebebi ne? Londra 22 (a.a.) Sovyet yüksek İngiltere ile Irak arasındaki ittifak kumandanlığının verdiği tafsilâta göre nrı? Fakat İngiltere ile Mısır arasıudaki Slalingradın cenubuna düşen Don dirseittifak da bunun tıpkısıdır ve bu ittifak ğinde çok kanlı muharebeler oluyor. Mısırı haıbe sürüklemcğe vesiie teşkil Mareşal Timoçenko çok kuvvetli takvietmediği gibi Irakı da harbe sürüklcınek yeler getirmiştir. Don nehrini geçen Aliçin vesiie teşkil eimiyebilir. Bunun için manlar, üç günlük çarpışmadan sonra Iıakm harbden korunmağa karar ver geri atılmışlardır. Nehrin şark kıyısında mesi kâfidir. O halde N.ıri Essaid Pa kalan Almaniann temizlenmesine devam şanın beyanatını anlamak için daha baş edılmektedir. Ruslar, 40 Alman tankı tahrib eylemişlerdir. ka bir sebeb aramak icab eder. Malum olduğu üzere Alman ordularıKafkasyada, Kr c 'î:iodann cenubunda nın Kafkasyayı aşıp Irakı tehdid etme Ruslar gene ricat eylemişler, yeni mevlerinin ayrı bir ehemmiyeti vaTdır. Se zilere çekilmişlerdir. Üç günde iki bin bebi, kendilerini Irakın meşru hükumeti Almcn öldürülmüştür. saymakta devara eden eski Irak Başvckiii Varşovanın bombardımanı Reşid Âli Geylâni ile arkadaşlarının vaLondra 22 (a.a.) Varşovaya y3pılan zijetidir. Reşid ÂIj Ue arkadaşları ingilhava akını hakkmda Moskova radyosu tere ile bir müddet muharebe ettikten şöyle demektedir: sonra İngiliz kuvvctlerinin galibiycti 20 ağustos gecesi Rus hava kuvvetlekarşısında mcmleketlerinden aynlmaça mecbur olmuşlar ve • Almanyaya iltica ri, Varşovada ve doğu Prusya ile yukarı etmişlerdi. Bu eski Irak ricalinin yaptık Sılezyada bazı askerî hedefleri bombalaıı radyo neşrijatı, onların yakında Ira lamıştır. Düşman harb sanayiini hedef ka dönmek ve şimdiki Irak hUkumetini tutan bu akına mühim bomta teşkilleri atarak işba^ma geçmek emelile hareket iştirak etmiştir. Varşovada dördü büyük cttikleıini gustermektedir. Alman ordu olmak üzere 14 j'angm çıkanlmıştır. larınm Kafkasyayı aşmalarının bir maııası da bu Irakh ricalin memleketlerine dönmek için teşebbüs etmeleri ve bu hususta Almanyadan muzaherct görmeleridir. Reşid Âli ile arkada.şları buna muvaffak olduklan takdirde Iraktaki bugünkü hükumetin, ve bu hükumetle beıaber kral naibliği yapan prensin Irak ta kalmalan bahis mevzuu olamaz. Onun için şimdiki hükumet erkânile devlet reisi naibinin mrnfaati, Almanyanın Kafkasyayı aşamamasındadır. Fakat böyle bir hâdise vukuu takdirinde şimdiki hükumet, Irakı müdafaa içln •İngillzlerle birleşmefe mecburiyetinde kalacaktır. Çünkü bugünkü rejimin bekası, bu müdafaaya bağhdır. Yani ,nasıl Reşid Âli ve arkadaşlan İngiltere ile harb ettilerse. Nuri Essaid ile arkadaşları da Almanya ile harb etmek fikrindedir. Acaba Irak halkı bu hususta hangi tarafla beraberdir? Bunu incelemek sırasının hulul etmediği muhakkaktır. Korgeneral Hiisnü Kılkışın güzel nutku Nuri Demirağ Hava okulunda, bugün uçacak tayyarelerin motörleri birer defa daha elden geçirilirken Yeşilköydeki Nuri Demirag Hava okulunda bugün, saat 14,30 da okulun kuruluşunun yıldönümü münasebetile büyük bir hava töreni yapılacakrır. Gok okulunun talebeleri üçlü ve beşli gruplar halinde müteaddid uçuşlar yapacak, Galib Demirağ, 3000 metreye çıkıp iniş tecrübeleri gösterecektir. Motörlü tayyareler, 150 kilometrelik bir mesafe dahilinde (YeşiHcöy Pendik Şıle Yeşilköy) uçuşlar yapacaklardır. Bundan başka plânör uçuşlan, akrobasi hareke.leri, paraşütle erzak atma tecrübeleri ve motörü durdurarak iniş tecrübeleri de yapılacaktır. Bugünkü törende bulunmak üzere şehrimizdeki mülkl ve askerî erkân okula davet edilmişlerdir. Halktan da arzu eden herkes, bu törende serbestçe bulunabilecektir. Nuri Demirağ Gök okulu talebeleri, eylul ayında büyük bir memleket turnesine çıkacalkardır. On iki tayyareden mürekkeb bir filo, Yeşilköyden hareketle, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Konya, Adana, Elâzığ, Malatya ve Divriğe gidecek ve Divrıkte üç, dört gün kalındıktan sonra İstanbula dönülecektir. harp }' f Uzakşürk fc harbi îebliği Bıılun bu faaliyetlerden şunu anlıyoruz ki hükumet memleketin iktısadi işleıini, eıbabını ve halkı en az sıkacak şekiUerde yürütmek kararında ve gajTelindedır. Tüccarı tüccar kontrol etsin suzlerinden anlaşıldığına göre hükumet (Baş tarafı 1 tncı sahlfedeı hâlâ biilün bu işlerde alâkalı meslek sazikredilen 700 Japon adaya perşembe hiblerile halklan büyük mikyasta yardım gecesi ayak basmıştır.» göreceğine inanmaktadır. Hepimizin Amiral Nimitz'in Makin adasma karşı menfaati vc memleketimizin selâmet ve yapılan Amerikan taarruzu hakkında enıniyeti hükumeti bu inanclarında alneşrettlğı tebliğ, Amerikan kuvvetleri danmamış göTmektir. nin burada işlerini bitirdikten sonra Buraya kadarı madalyanın hep iyi taçekildiklerini bildirmektedir. Adcda va rafıdır: Azami iyi niyetli bir hükumetle zife alan Amerikan kıt'aları deniz u elbirliği eden hamiyetli bir milletin yekçak üssüne, radyo merkezini ve depolan diğerine dayanarak dünyaya gösteretamamile yok etmişlerdir. cekleri gayet kuvvetli manzara. Bu çok iyidir ve bunun gerçekleşmesinde memleketin menfaati kadar şerefi de alâkalıdrr. Ancak şunu da pek iyi bilelim ki memlekete halkı sıkmıyan güzel bir rejim veren Şükrü Saracoğlu hükumetinin tek tedbiri gelişigüzel böyle bir rejim açrnış olmaktan ibaret değildir. Eğer bu rejimde gösterilen bütün güzel niyetlere rağmen bir takım soysuzlaT halkın ilıtiyac maddeleri uzerinde iddihar ve ihtikâr yollarile ojnamağa kalkışırlarsa ayni Saracoğlu hükumetinin hatta şimdi mevcud mevzuata dayanarak indireceği yumruklar çok ağır olacaktır. Yapılan çarpışmalarda 80 Japon öldürülmüş, küçük bir taşıt gemisile bir topçeker batırılmıştır. Bu hareketin mahiyeti gozönünde tutulduğu takdirde, tebliğde de bildirildiği gibi Amerikan kayıbları çok mutedil olmuçtur. Almanya: 1942 den sonra ise bu da kâfi görülmemış ve zırhlı arabalara 2,8 lik birer de dafi top konmuştur. Müstahkem mevzilerin zaptmda istihkâmcılardan, müstahkem olmıyan fakat kuvvetle tutulan müdafaa mevzilerinin düşürülmesinde de zırhh piyadelerden çok büyük faydalar elde edildiği süyleniyor. Wünsdorf'taki zırhlı vasıta mektebinde muhtelif sınıfların iştirakile yapılan bir manevra seyretük. Takvlyeli bir zırhlı piyade taburu, şiddetle müdafaa edilen bir düşman mevziini hücumla zaptetmek vazifesini başardı. Bir çok hava subaylarının da bizimle beıaber seyrettiği bu manevra, modem harbin bütün vasıflarını küçük bir levha halinde gözlerimizin önüne sermişti. Tatbıkatı rr.egafonla bize bildiren binbaşıran söylediğine göre, taarruz hareketi cephenin sol yanmda daha çabuk muvaffak olmuştu. Burada düşman mevzilerine gıren zırhlı piyadeler, sağ cenahtaki hareketin inkişafını beklemeden derhal zırhh arabalara atlıyarak büyük bir hızla düşman hatlarının içerilerine doğru atıldılar. Onların vazifesi, önceden tespıt edilmiş bir mevkie kadar ilerleyip orada tutunmaktı. Sağ cenahtaki hareketin İn. kişafını temin etmek vazifesi gerıdekilere düşüyordu. İki cephede büyük bir taarruza geçen Çinliler 5 çehri geri aldılar Çungking 22 (a.a.) Çinden gelen telgraflara gore, Çekiang ve Kiangsi eyaletlerlnde Nkiankaisen'deki karşılık taarruz gittikçe genişlemektedir. Kuangfen müstahkem şehrile dlğer üç mühim demiryol merkez şehrinin geri almdığı bugünkü raporlarda bildirilmektedlr. Kalngşang Çekiang hududuna doğru ilerliyen Çir< fiuvvetleri Kaingşangda büyük yangınlar olduğunu ve Japonların şehri boşaltmak üzere olduklarını bildirmektedir. Çio öncüleri şehrin 24 kilomstre kadsr yakınına gelmişlerdir. „ Son gelen raporlar, Çin karşılık taarruzunun tam hızla devamını kaydeylemektedir. Brezilyanın Mihvere harb ilânı (Baştarafı 1 incl sahifedr) ve Sumner Welles ile 20 dakika görüşmüştür. Elçi Hariciye Nazırlığmdan ayrıhrken gazeteeilere «Şu anda Brezilya büyük elçisi olmaktan iftihar duyuyorum.> demiştir. Berlinde malumat yok M. Molotof Cevad Açıkalını kabul etti Moskova 22 (a.a.) Sovyet Rusya Harıciye Komiseri M. Molotof, Türkiye büyük elçisi Cevad Açıkalını kabul etmiştir. Gandhi'nin gazetesi kapatıldı Bombay 22 (a.a.) Neşredilen bir teblığ, sivıl itaatsizlik hareketlerıne aid olarak bazı münasebetsiz makaleler nsşletmiş olmasmdan dolayı Gadhi'nin sahibi bulunduğu hafralık Harijan mec Berlin 22 (a.a.) Yarıresmî bir kaynaktan bildiriliyor: Batan gemi hâdiseleri hakkında Brezilya hükumetinin aldığı vazıytte dair Alman Hariciye Nazırhğmın resmî hiç bir malumatı yoktur. Berline hiç bir resmî Brezilya notası gelmemiştir. Alman makamları gereken vaziyeti almak hakkını muhafaza ediyorlar. Bazı demeclere bakılırsa bu vaziyatin yakında almması bekleniliyor. Üsküdar Halkevinde 26 ağustos için hazırlanan program ömer Rıza DOĞRUL Mudanya iskelesinden denizö diişenler Bu sene Mudanya hattında geçen senelere nazaran daha fazla kalabalık vardır. Esasen bu ciheti gözönüne alan Devlet Denizyollan idaresi dünden itibaren tarifeyi değiştirmiş ve bu hat üzerinde her gün posta işletmeğe başlarnış'ir. Dün Mudanyadan saat on ikide kalkan Trak vapuru da pek kalabalik olduğu için vapura giren yolculardan iki erkek Izdiham yüzünden denize düşmüşlerse de çabuk kurtarılmışlardır. Gene bir yolcuya aid bavul da vapura kcnurken denize gitmiş, bu da denlzden alınmıştır. Bundan başka yolculardan Salih adında bir tacırin de yedi yüz lırası çaImmıştır. Salih parasının çalındığını Vapur hareket ettikten sonra yolda fark etmiştir. Binsenaleyh paranın yolda mı veyahud iskele üzerindeki kargaşalık sırasında mı çalındığı henüz malum değildir. Bu hususta tahkikat yapılmaktadır. Üskudar Halkevi, çalışkan ve müte'ekljlr reisi Reşad Kaynarın ateşh himmetlerıle, SG^yal faalıyeüerinde daıma tedir. enılıkler bulmakta ve başarmak:adır. Osloda bir infilâk Bu cümleden olarak, Reşad Kaynar, Socklıolm 22 (a.a.) Oslo polis ve Malâzgırd muharebesüe buyuk Dumluemniyet müdurluğü binası bir infilâk pınar taarruzumuzun 26 ağustosa tesaneticesinde harab olmuçtur. Bir ços düf etmesini fırsat ittihaz ederek, bugunü geniş bir torenle kutlamak için kimseler ağır yaralanmıştır. hazırlanmakla beraber ajrıca'bir san'at Yugoslavyadaki isyan hareketi yaratümasma da imkân bulmuştur. hareketleri Zurich 22 (a.a.) Basler Nachrichten gazetesinin Berlin muhabinr.in bildirdiğine göre, askerî mahkeme kararile doğu HırvatLst3nda Stara Pasova şehrinde 10 kişi kurşuna dizilmıştir. Bunların hangi suçla İtham olundukları açığa vurulmamıştır. Belgradın bir kaç kilimetre ilerısmde Tuna üzerinde Semein şehrinin her tarafında, bu ayın ilk haftalarında komünist unsurlar ve taraftar gruplar isyanlar çıkarmışlardır. O gun, çevrenin resme meraklı genclerinin hazırladıkları tablolardan mürekkeb bir resim sergisi açılacaktır ve jurt tarafmdan, seçilen eserlere «26 ağustos mükâfatı» verılecektir. Türk istiklâl ve hürriyeti uğrunda yapılan bu şanlı savaşların, hürriyetin düi demek olan san'at tezahürlerile canlandırılması güzel bir fikir ve şüphesiz gütel bir hâdise olacaktır. Bu f:krin, kendine îâyıK mukabelelerle karşılanacağını temenni ederiz. (Baştarafı 1 ınci sahifede) marşlarını arka arkaya çalıyordu. Meıasimsiz yemeklerde bile mızıka, bize dair eserler dinletmeyi ihmal etmiyordu. Bir yerde Mozart'ın la major piyano sonatından son hane olan Alla Turka'yı orkestra ile çaldılar. Bu dikkat bilhassa bcni son derece mütehassis bıraktı. Alman subayile karşı karşıya geldik mi, candan bir arkadaşlık havası derhal ruhları kaplıyor, insanlan farkında olmadan birbirine yaklaştırıyordu. Geçen Büyük Harbde aramızda bulunmuş, Türk oıduHakikati halde iddihaT ve ihtikâr dün sunun dünyaca meşhur kahramanlık vaolduğu gibi bugün de, haita bugün daha sıflarını yakından .gormüş subaylarla tafazla ve çok da ağır birer cürümdürler. nıştım. İçlerinde, vaktile öğrendikleri Mcmleketimizde daha evvelki fazla sıtürkçeden beş on kelimeyi hâlâ unutkıcı rejimde karaborsanın fazla darbemıyanlar vardı. Eski silâh arkadaşlığuıın Ienmemesi, belki adalet nazannda sıkılıtatlı hatıraları, konuşmalarımızı renkğın bir nevi mazeret gibi telâkki olunlendiren başlıca mevzulardan birini leşmasından ileri gelmîştir. Fakat bugün kıl ediyordu. için artık vaziyet o değildİT. Hükumetin • ortalığa genişlik verici çok iyi niyetli Salâhiyetim dışmda olmakla beraber, siyasetine rağmen buhranlı vaziyetten istifade etmek istiyen açgözlüler görülürse Alman ordusundaki talim ve terbiye siselbette brnlar en ağır cezaları hak ctmiş teminin dinamik ve rasyonel prensiplerıni yakmdan görüp takdir etmemek imkânolacaklardır. sızdır, diyebilirim. Muhtelıf sınıflara ayNe gibi ağır cezalar? Bunların nasıl cezalar olacaklannı an rılan er, erbaş ve subayların tâbi tutullamak için kendimizden değü, yakın bir duğu yetiştırune şartları, uzıın tecrübekomşumuzdan misal getireceğiz. Evvelki leıın verdığı neticelere gore sistemleşügünkü gazetelerin neşrettikleri şu Sofya rilmiş, bir çok ihtısas şubelerine taksim telgrafmı bir de burada beraber okuja edilmistir. Modern harbin askerden ıstedıği geniş bilgi ere, asıl ihtısas sahalım: smdaki kabiliyetini düşürmiyecek şe« Sofya 20: Tırnova mahkemesi ihtikâr yapan üç kişiyi idama malıkum kilde verilmektedir. Bu itibarla küçiık etmiştir. Karaborsaya karsı mücadeîe et birlıklerde çok şey bilen ayni sımftan mek üzere hükumetin ittihaz eyicdiği eratı toplamaktansa, muhtelif sahalarda yeni kararlardan sonra ilk defa olarak ılıtısas sahibi olan bir çok sınıflara mensub eratı küçük birlik kadrosu içine sığidam hükmü verilmiş bulunıraktadır. dırmağa çalışılmaktadır. Eskiden tümen«Diğer taraftan bu sabah dört komüler, müstakil muharebe birhğı telâkki nist idam edilmistir.» edılirlerdi. Şimdi kadrolarına ilâve ediVe ilâve edelim ki Almanyada Im ka len silâh çeşıdi bakımmdan alaylar müshil cüriimlerin cezaları, mücrimlerin ka takil bir muharebe birliği seviyesine falarını balla ile uçurarak tatbik olunu yükselmektedirler. yor. Son bir kaç senenin muharebelerinden İşlerin bizde hıı tatbikafı znrıırî kılacak veçhile yürümemesi pek temenni. o alman dersler neticesinde istihkâm sınıfına ve zırhlı piyade diye tercüme edelunur. bileceğim (Panzer Grenadier) kıt'alarına Fakat mrası çok kat'î I ilinmclidir ki büyük ehemmiyet venlmektedir. Taarbütün iyi niyetli hürriyet rejim'ne ruzda istihkâm birlikleri, topçu ateşinrağmen Sararoğlu hükumeti dalıi. hakkı den sonra düşman müdafaa mevzılerine ve va7İfesi oldııçu veçhiîe, isleri yakıntekbaşma saldıran, mayinleri toplıyarak, dan takib etmekte ve murakahe vazifetelörgüleri keserek, kurganlara yaldaşıp sinin zerre?inden feraçat etmemiş hııluninfilâk maddelerile onları susturarak, maktadır. Bizde de hâkimİTİn kıllan icabında yol yaparak, köprü kurarak arkımrt'amaksızın hükmedecekleri ağır cekadan gelen esas kuvvetlere yol açrnak zalar devri, eğer <r»!e icab ederst». Iuvazıfesini taşıdığından bu sınıfa ayrılan günden yarma hulul etmiş olabilT. erlerin vücud ve zekâ kabiliyetine bilO zaten bilkuvve mevcuddur. hassa dikkat edilmektedir. (Panzer Kendi hesabımıza biz Saraccğlu hüku Grenadier) denijen muharib kuvvet ise, metinin meırlekete madalyanın bu ters tanklarla beraber ve tanklann himayetarafını da haber «vermiş olmasinı pek sjnde düşmcn mevzilerine hücum eden muvafık buluruz. yeni bir sımftır. Polonya seferinde ilk YUNUS NADÎ defa kullanılan bu kuvvetler, o zaman kamyonlara bindirilmiş olarak muhareIrak Başvekiü, Hariciye be sahasma gbnderiliyor ve orada kamycndan inen »irlikler tankların yanmda Vekilimizi tebrik etti düşman mevzilerine hücum ediyorlartlı. Ankara 22 (a.a.) Irak Başvekili ve Polonya tecrübelerinden sonra, hatta Haricye Naeırı Nuri Paşa Essaid tara makinelitüfek ve piyade mermisine karşı fmdan Hariciye Vekilimiz Numan Me bile himayesiz duran kamyonlar bırakılnemencioğluya Hariciye Vekilliğine ta mış ve tanklara refakat eden piyadelere yini münasebetile gönderilen samiml mahsus içine bir manga alan zırhh aratebrik telgrafına Hariciye Vekilimiz te balar yapılmıştı. Fransa muharebelerinşekkürlerini telgrafla bildirmiştir. 1 . • /*V Saat tam 16,25 te Yedek Subay 'Okuluna alay sancağını verecek olan garnt zon komutanı Korgeneral Hüseyin Hü nü Kılkış, at uzerinde merasim meydanına girdi ve ihtiram vazîyeti almış olaa kıt'aları teftişe başladı. Saym Korgeneral, her bölüğün önünde: Merhaba asker! Dedikçe, sert ve keskin: Sağ ol! Nidası goklere yükseliyordu. Bu teftişten sonra İatiklâl Marşı dinlendi, Yedek Subayın bir bölüğü, alay sancağmı Korgenerale verdi. General Hüsnü Kılkış, sancağı öptü ve bir topun üzerinde hazırlanmış olan mikrofonun önünde şu hitabeyi irad etti: « Yeni kurulmuş olan Yedek Subay Okulu alayı ve onun yiğit komutanı, Bu Türk sancağını Türkiye Cumhur Reisi İsmet İnönü namına bu alaya ve bu abyın komutanı olan size tesliın ediyorum. Bu şerefli sancağı size verirken Cuınhur Reisinin selâm ve sevgilerini de bildirmekle bahtiyarım. Bu sancak alayuııza Türk milletinin emanetidir. Bu sancak Türk yiğitlerinin dalgalanan örnegidir. Onun rengi ve ayyıldızı Kosova meydan muharebesinin hatırasıdır. O hatıra akan kanların, goklerda bile kutlanan bir damgasıdır. O size her Türk zaferlerini hatırlatacaktır. O Bİzin başınız ucunda dalgslandıkça kahraman atalarımızın ruhları sizin ruhlarınızın içine sinecektir. Türk sancağının şerefini korumak millî bir borcdur. Askerî bir ödevdir. Sizin kahramanlığınıza güvenerek bu sancağı size emanet ediyorura. Alayınız kutlu olsun! Sancağınız mutlu olsun!» Komutan kurmay Albay Ali Rıza Gürcanın heyecanh hitabesi NADfR NADI At yarışlarında yedinci hafta koşuları At yanşlarının yedinci hafta koşulan bugun Veliefendide yapılacaktır. Yarış ıslah encümeni bu haftaki koşular için şu şekilde bir program tanzim etmiştir. Birmcl koşu: Dört ve daha yukarı yaşta yerlı yarımkan İngiliz at ve kısrakları arasındadır. Handıkap koşusunun mesafesi 1600 metredir. Yarışa; Neriman 60 kilo, Alceylân 55 kilo, Perihan 50 kilo ile gireceklerdir. İkinci koşu: İki yaşında safkan İngiliz erkek ve dişi taylar arasındaki satış koşusunun mesafesi 1100 metredir. Yanşa; Rein, Vido, Yıldırım ve Gürsoy iştirak edeceklerdir. Üçüncü koşu: Üç ve daha yukarı yaşt;ki safkan İngiliz at ve kısraklarına mahsus centilmen koşusudur. Yan ş 2400 metrelik bir mesafe uzerinde yapılacaktır. Kumisarj, Dandi, Özdemir ve Gonce arasındaki yanş haftanın sayılı bir koşusu olacaktır. Dördüncü koşu: Üç yaşmda safkan Arab erkek ve dişi taylar arasında handikap yarışıdır. Hızır 65, Dabi 59, Rind 58, Can 54, Ceyhun 53, Vecize 52, Ferhad' 51, Ceylân 49, Koşar 48 kilo ile koşacaklar* dır. Beşinci koşu: Dört ve daha yukarı yaşta safkan Arab at ve kısrakları •»rasında handikap yarışıdır. 1800 metrelik yarışa; Bora 68, Tarzan 62, Kroş 52, Bahtiyar 50, Murad 48, Kısmet ve Tarhan gireceklerdir. Çifte bahis; 2, 4 4 ve 5 inci koşular üzerine oynanacaktır. İkili bahis ise; 2, 4 ve 5 inci koşulardadır. ken, ay batarken onlar hep açık gök kubbesinin altında. Büyük olan, lâhuti olan varlık hakikatte tabiat değü, onların aşkıdır. Bu aşk, ebediyen değişen güzelliğile sonsuz zenginliğini ilân eden tabiat sahnesine bile zoraki sığıyor. Hakikatte batı kızıllığı, tan pembeliği diye bir şey var mıdır? Hayır, bu güzellikler ancak görenlerin, bilenlerin gözünde, gönlünde mevcuddur. Gönlü ışıksız olanlara ne denizde gümüş servi, ne karada altın kahkahalı güneş. İhtiyar Bizansın üzerine kurulduktan sonra kendi de lhtiyarlıyan, fakat kimsenin çözemediğl ezelî bir şıir kanunile ebediyen gene ve gözlerden yaş getirecek kadar güzel olan şu ruh karıştırıcı, dokunaklı İstanbula göklerden ilâhî bir dinleyiş kuvveti inse. İlâhî bir işitme kuvvetli, fezanın bu noktasında biraz duraklasa, İstanbulun yedi tepesinde Nuranla Sermedin ^udaklarının ölüm iniltisi kadar tesirli bir iç çekişle birleştiğini duyardı. Karade Hüseyin Hüsnü Kılkış nutkunu bitirdikten sonra sancağı, Yedek Subay Okulu kumandanı değerli kurmay Albay Ali Rıza Gürcana tevdi etti. Okulun muhterem kumandanı, sancağı heyecanla öperek aldı, ve mikrofon başında hitabesine şöyle başladı: c Saym komutanım, büyuklerim; Büyuk ve asil milletim ve onun Ulu Şefi Başbuğum Inonü adına, alayıma tevdi ve emanet ettiğiniz şanh ve sevgıü sancağımızı kalbimin en coşkun heyecanını duyarak alıyorum. Bugün benimle beraber alayımın, okuldan yetişen ve onun varlığından kuvvet ve ilham alan bütün yedek subayların, ordumuzun ümid ve kuclret kaynağı olan Türk genclerinin, ayni heyecan içinde mağrur ve mes'ud olduklarma eminim. Koklü ve zengin tarihinde eşsiz kahramanlık ve hamaset sahifeleri dolu, medeniyet ve insaniyet alarunda yüksek ve • mümtaz vasıflarla meşbu büyük ve ssil ulusumuzun, namus ve haysiyetimize teslim ettiği bu değerli emanetin kırmızı kanadlan kalblerimizi sardı. Kanımız onun rengini asla soldurmıyacak, iman dolu göğsümüz ona siper, başımız mesned olacaktır. Yaşasm büyük ulusumuz, Yüce Şefimiz ve Başbuğumuz, yaşasın kahraman ordumuz.» Kurmay Albay Ali Rıza Gürcanın gür bir ses ve samimî bir heyeaanla söyledıği ve halkın alkışlarile sık sık kesilen bu nutuktan sonra söz alan okul talebelerinden Orhan Mete bir hitabede bulundu. Bundan sonra bir talebe sancak hakkında bir şiir okudu ve şiddetle alkışlandı. Bunu takiben geçid resmi başladı. Göğüsleri iftiharla kabartan ve çck muntazam yapılan bu geçid resmini müteakıb bütün davetliler hazırhnan büfede izaz edildiler. Yedek Subay Okulu kumandanlığının, hayran olunacak kadar muntazam ve güzel idare ettiği bu tarihî merasim, okul hesabına başlı başma bir tekâmül nümunesi teşkil etmiştir. Başta değerli komutan sayın Albay Ali Rıza Gürcan olmak üzere şanlı Yedek Subay Okulumuzu bütün kalbimizle tebrik eder, kendlsine emanet edilen mukaddes sancağı, büyük vatan hizmetlerinde şerefle taşımasını dileriz, K'zılay Kızılay cemiyeti tarafmdan neşredilmekte olan «Kızılay» mecmuasının 6 ncı sayısı. fevkalâde zengln mundericat ve resimlerle çıkmıştır. Bu nüshada tamnmış değerli muharrirlerin kıymeth makaleleri, harbde ve sulhta Kızılayın ve Kızllhaçın faaliye'.i tıbbî etüdler, güzel iki hikâye ve çolc güzel resimler ve daha bir çok yazılar vardır. Okujuculanmıza bilhassa tavsiye ederiz. Turan çantasını yere bıraktı, bir an için şaşkın ve düşüncesiz durakaldı. Her nedense aşçının ta\Trındaki müphem sıkmtı ona da geçmiş gibiydi. Nümayişli bir yürüyüşle çakıllsrı çıtırdatarak ağır ağır ilerledi. Köşkün arka bahçesinde Nuranla Sermed, Sakız güllerinden bir çardağın gölgesine gizlenmiş gibiydiler. Omuz omza bir demir masaya yaslanmış, ayni gazeteyi birlikte okuyorlardi. Ayak sesi üzerine evvelâ Nuran« çardaktan fırladı. Garib bir surette değismiş lamıyordu. Kendi kendine: cAcemi çayolan yüzü pembeleşti, basık bir sesle: lak seni!» dedi. Dakikalar geçtikçe sıkmtısı artıyor, blr küçük çarpıntı baş Yabancı değil, Sermed! dedi. gösteriyordu. Nuranın sevdası şerefine Sermed de ağır ağır çardağm golgebir kalb illeti kazanmadan yallah! diye sinden ışığa çıkmıştı. Sanki saçları pıdüşündü ve kalktı. Nuran inkisara benrıl pırıl yanıyor, tatlı bakışh gözleri, zer dağınık bir sesle yemeğe neden kalmahcub gülümslyen dudaklar arasında madığını sordu. Değil hatta yemeğe, şa'şaah dişleri, sanki tepeden tırnağa gece yatıya! Hüseyin Ağanın İçeri bir bütün vücudü taşkın bir güzelKk ve çanta taşıdığmı gormüş ümidlenmişti. neş'e nuru içinde tutusuyordu. Turan şuurile anlıyamadı, fakat benüğinde Gitmek karannı verir vermez kendine gizli kadınhk insiyakile hissetti, kav gelen, bülbül gibi dillenen Turan maradı. Beşere nasib olan en büyük sa zeret buldu. adeti bulup kanlarma karıştırmış okn bu çiftin etrafındaki hava, hayat pahasına elde edilen bir telezzüzün zerrelerini pü ; kürüyordu. Turan birdenbire beceriksiz, görgüsüz bir köylü çocuğu oldu l^aldı. Daha tabiî, daha aşina görünmek için bocalıyor, bir türlü zamana melâina uygun bir üslub bu ^.•4 FIRTINASI EROL Güzel, güzel. Görme Selçuk! Bu adam derhal Hollyvvood'a gidebilir. Emin ol, dünyada bundan güzel bir erkek yoktur. Selçuğun sesi gene gergin yaylardan ahenkli bir inleyişle kurtulan oklar gibi bahsi kesti. Güzelliğini sormuyorum. Memnun mu, yani mes'ud mu? «Elindeki saadetin kıym*!tini biliyor mu?, diyeeektı. Çekindi. Fakültede işi vardı, fazla duramazdı. Akşama daha etraflı görüşürler, şimdilik pardou, îjs 5jî 3p Eyüb Halkevinde biçki ve dikiş dersleri Eyüb Halkevinden: Bu^yın yirmi dördünden itibaren Evimizde biçki ve dikiş dersleri verilmesine başlanacağmdan devam etmek istiyenlerin Evimiz kâ'ibliğine müracaatle kayıdlannı yaptırmaları. «Cumhuriyet» in edebî tefrikası: 60 Yazr : S Â F İ Y E desine dar attı. İlk işi bir teîefona koşmak oldu. Üniversitade Selçuğu arıyordu. Selçuk, Selçuk, sana dehşetli havadisler! Sakm bu akşam Nurana gitme, sakın. Telefonun öbür ucunda bir kaç lahzalık bir sükut oldu. Sonra Selçuğun kısa suali küçük ve keskin bir bıçak gibi düştü: Sermedle banşmış mı?. Tursna halecanla tıkanarak hirbirini tutmıyan bir sürü şey anlatıyordu. Selçuk bu tarz konuşmağa hiç tahammül edemezdi. Kız kardeşi her yeniliğe kendini kaptıran, her vesiie İle muvazenesi sarsılan bir insan gibi ileri geri konuştu, konuştu Fakat Solçuk aldırmadı. Bir şey söylemiş olm?.k için, «Sermed nasıl?» dedi. Turan köpürüyor, içten taşıyordu. VEFAT Diyarljakır meb'usu Dr. Ahmed Şükrü Ömedin annesi FATMA ZEHRA ÖMED vefat etmiştir. Cenazesi 22/8 '942 nci cumartesi günü Sinanpaşa camiinde ikindi namazanı müteakıb cenaze namazı kılındıktan sonra Feriköy mezarlığmdaki aile kabrine defnedılmiştir. Allah rahmet etsin. Bürhaneddin Tepsi skeçleri Saü günü Bakırköy, perşembe günü Yeşilköy Halkevleri bahçelerinde saat 22 de Üstadıâzam Abdülhak Hâmidin asarından inşadlar ve Seniyenin klasilt ve estetik dansları. Şampiyon çıktı Her hafta intişar etmekte olan spor ve at yanşları gaze'esi «Şampiyon» un 14 üncü sayısı haftanın at koşulannın tam bir programı ve tahminlerle birlikte çıkmıştır. Alâkadarlara tavsiye ederiz. Bugün Kadıköyüne terziye iniyorum da çanta aldım; Nuran, seni yoklamak istedim. Hem sen de bize Suadiyeye gel. Annem sana darılıyor; zaten heyheyleri üstünde, bir de sen kızdırma. Bahçe kapısına kadar üçü berabaf yürüdüler. Turan kendini tramvay cad Gene ilk birleşme günlerini hatırlatan ateşli bir aşk havası İçinde yaşamağa başladılar. Gene gönüllerindeki öldürücü İptilâ, dağ tepe, çayır çimen, bütün tabiate sığamaz oldu. Gece gündüz geziyorlar. Işıktan gölgeye, gölgeden mehtaba geçiyorlar. Güneş doğar nizle Marmarayı kavuşturan sularda onların hayalini, çıplak yüzerken, yaRAŞİD RIZA TİYATROSU hud küçük sandallarda gezerken, baHalide Pişkin berabeı zan meş'aleli balıkçı kayıklarında, ba Harbiyede. Belvu bahçeslnın Alahırka zan dalgaları biçak gibi yaran yelkenkısmlnda bu gece saat (21,30) da lilerde seyranda görürdü. Y U M U R C A K (Arkası rar). Vodvil 3 perde

Bu sayıdan diğer sayfalar: