25 Eylül 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

25 Eylül 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İSTANBULUN Osmanlı kültür hayatı nasiî yaratıldı? 12 ' = E ^ = Yazan : = ^ = = Hasan Cemit Çambel ] Cemiyet ve iiim hudiseleri Sehir haberiGri Ahmed Mithat Efendide Karne yolsuzluğu 7 memur ve 14 fırıncı Millî Korunma mahkemesine verildiler CJMHURfYET 25 EyT» Ortalıkta pirinç yok! diyorlar. Bakkala gidip soruyorum. Ellerini 5nlüğüne süerei keyiflj keyifli cevab yetiştjriyor: Şimdi yerli Bombay geldi!.. Taze Geçenlerde türkcağına da kanidir. nmımımımmmgm* Y a z a n i P r o f . ^•••^'••••^i^^ çülük telâkkisini anOnun istediği şey mal.. Yüz altmış kunışa.. Kaç kilo isterlattığımız Ahmed yabancı keBmelerîn sin? Mithatın, şimdi izah Piysaada kumaş kalmamış^ diye telâsa ku\rvetli bir •temsil edeceğimiz türkçeciameliyesine tâbi tu düşenler oluyor. Büyük mağazalardan lik endişesi, ar^d&n * ^. tulmasıdır. Ona göre birinin tezgâhtanna korka korka yaklageçen üç çeyrek asır bojunca yavaş yamiili kütübhanemiz için tercüme ettiği şıyorum: vaş gerçekleşmiş bir dava halindedir. Elbiselik kumaşınız var mı? bir çok eserlerin membaı olan fransızca Gerçi Orhan Bey Osmanlı devletinde hayır müesseselerine vergisi o kadar bolOnüme top top, renk renk, geşid çeşid Ekmek karrtesi yolsuzluğuna aid ol Ahmed Mithatın tam manasile «kırk konuşulan türkçenin lüzumundan fazla bu hususta bir nümune addedilebilir: teşkil ettiği ilk medreseye profesörler du ki ona «Fatih> lâkabından başka ambar» teşkil eden yan faaliyetini, baş mahlut oiduğu da inkâr edilemez. Üni• Fransız lisanının bizim türkçeden kumaşlan seriyor; buniar arasında gömak üzere İstanbul Millî Korunma (müderrisler) tayin etmis ve Yıldınm tHayır eserlerinin babası» unvanuu da tanbaşa bir türkçecilik hareketi gibi versitede bir zamanlar umumî tarih, din şimdi elimizde bulunan kadar dahi zen züme ilişen bir paltoluğu işaret ediyoverdüer. Onun bu meziyetlerinin cazi Müddeiumumiîiğmce bir müddettenberi gözönüne almak çok doğrudur. Kalemi ler tarihi profesörlüklerinde bulunmuş gin olmadığı ve bütün bütün Yunan ve runu Beyazıd hâkimlerin (kadılann) gelirini geniş ölçüde yapuan tahkikat bitmiş, 7 tanzim etmişse de, ulema sınıfını ilk önce besi bütün İslâm memleketlerinin âlimnin her kımıldanışmı «halka doğru!» pa olan mütefekkirimiz, bu aşırı derecede Lâtin ve Cermen lugatlerindcn ibaret Kaça?. lerini eırafına çekmis, ve İstanbul, çok karne sayım memurile 14 fınııcı mahke rolasile kullanan muharririn, kütkye o mahlut oluşu, tarihi bir görüş içinde iken biüslah yalnız Fransız millerine deteşkilâtlandıran, hâkimlerin ve profesör Elli iki lira metresi. meye verilmiştir Bu yolsU7İuktan dolalerin makam sırasını ve bu iki idare geçmeden, İslâm dünyasının bir flkir ve kuma aşkını telün etmek yolunda bazan aydınlatıyor ve şöyle diyor: ğil, elyevm umum dünyaya lisanı umuHesab ediyorum: Demek bir palto mesleğinde ilerleme usulünü iik taTiTİmj san'at merkezi oimuştur. Altmış yıl son yı; İstanbul 1 inci Millî Korunma mah siyasî sahada seciyeli hareket eylemeği «Vakıâ Osmanlılar Asyayi vustadan mî oldjiğu halde bizim Osmanlı lisanı yapürabilmis olsam yalnız kumaşrna 1 kemesine verilen 21 kişinin muhakemeeden İkinci Mehmed olmuştur. Fatih İs ra, Mısırda Memlukilerin hâkimiyeti yıkı bile feda ettiği ileri sürülüyor. Oğlu Dr. geldikleri zaman bcraber getirmiş ol yine Osmanlı milleti için lisanı umumî yüz elli liraya yakın para lâznn. tantrulu fetheder etmez başlı kiliseler hnca, Kahire, en lusa bir müddet içinde, sine yakında başlanacaktır. Kâmilin haftalık bir mecmuada geçen dukları lisanı muhafaza etmiş olsaydılar halini kesbedcmemek sureti mümkün deCevab olarak, herifte: «Sen bu kumaşSayım memurlarının, fırıncılardan lerde neşreylediği bir makaleden öfren da badehu terakkiyaü medeniye nUbeden sekizini camie çevirerek, her birini eski parlaklığını kaybederek, yeni Metğil teslim olunamaz.» tan palto yaptıramazsın!» manasına gebir yüksek mekteb (medrese) ile donat ropole, İstanbula, devretmiştir. O za kame kuponlarını eksık aldıkları halde diğimize göre kendisine cMithat» adım tinee lisanın dahi terakkiyatım gene Fransızcanın yapışından gelme ilk te len bir baş sallaması.. mış ve o kilisenin varidatını o mektebe man Bagdad, çoktan, bütün İslâm kül fazia aimıs gibi bordro doldurup vazife takan Mithat Paşanm «her pahaya gaze türkçe dairesinde aramış olaydılar şimdi sirlere vasıta olan Şinasi, türkçeye <sıBalıkpazarma uğruyorum: Barbunya vermiştir. Fatih camiinin inşası bitince türü için çote ehemmiyetsiz bir vilâyet lerini suiistiaıal ettikleri. ileri sürülmek tecilik yapmak» tavsiyesine bütün haya kendilerine pek büyük teşekkürler eder fır» ı sokarak «kelâmları parçalamış..., balığından istakoza kadar türlü denia şehrt derecesine inmişti, tedir. Fınncılar hakkında ileri sürülen tınca sadık kaldı (1). Bu sadakatin, Ah idik. Ne faide ki o zamanlar İran ve Afcunun etrafında da bütün «tetimmelebu suretle lisanımızı bayağı umumileş mahlukları.. Patih şehzadeliğinden saltanatının iddia da, alâkah iaşe dairelerine paket med Mithatı lekelediği, meselâ «Üssü rabistandan celbine mecbur olduğumuz rile» sekiz yüksek mekteb (medrese), tirmiş» tir. Onun <bu himmeti sayesinde ^ ç a sardalye?. ve Eyüb camiinde bir yüksek mekteb sonuna kadar, yalnız şehzadelere ve içerisinde götürdükleri karne kuponjan İnkılâb» da Namık Kemale müteveccih fuzelâ ve irdebâ Arab ve Acem Hsanın eİ3revm erbabı şebabınızdan bir çokları Ateşbalığıru mı sonıyorsun? YÜ2 muhtemel halefi ve oglu İkinci Beyaada nı, mevcud miktardan fazla gösterip O ithamlann bulunduğu da iddia edilmemiş <medrese) kurmuştur. Devletin bütün dan alızine lüzıım gördükleri şcyleri nın eli kalem tutabilmeğe başlanus» bu yirmiye verdik! hukuk ve idare kadrosu bu yüksek ilim değil, dogrudan dogruya kendi şansma fisten fazla fazla un almak ve dolayısüe, değildir (2). Bu gibi meseleleri Ahmed türkleştirmek şöyle dursun, belki lunuyor. Fakat iş bu kadarla kalamaz. Fakat, ateşbalığını, bu ateş pahasına müesseselerinden yeüşirdi. Fatibin ka bağlı muayyen âlimlerin (hocalann) ekmek istihlâkinl tahdid kararının esası Mithatın meslek ve siyasî ahlâkı hakkın türkçemizi dahi eümizden alarak arabi Ahmed Mithat, Şinasinin izinde devam yiyenler de az değil. Manasiz olduğu nunlarla mektebieri teşkilâtlandırmakta, kltab okumak ve dlnletmek suretüe va na aykırı harekette bulunmakbr. Mah da krymet hükmü verecek olanlara bı Ieştirmişler ve yahud farisileştirmişlerdir edilmeshıi, hatta daha ileri gidilmesini kadar guiünc bir teselli: ve profesörlere hukukun en yüksek ma »fe görmelerini usul ve adet etmiçti. O kemeye verilen sayım memurlan En rakıp mevzuumuza dönelim. Bütün ya ki «İşin gelişatı», «Günbepün. vesair bu istiyor. Ancak bu suretledir ki mevcud Piyasada iyi tereyağı bulmak kabil kamlannı açmakta gösterdiği bütün bu zamanın en ileri gelen bir düzine âlimi sar Çetintaş, Fehmi Uyanık, Tarık Yallı, zıları, işlenmiş ve halka doğru yönelmiş kabil tabiıatın ranıanımızda dahi istimal türkçe fransızca gibi bir «lisanı umumî» değil! diye işin içinden çıkıyoruz. Terearasından ayrılan bu seçkin simalar a Salih Yalkı, Mehmed Özkay, Melih Oldikkatler kendi saltanaü zamanında bir türkçe uğrunda savaş temsil eden edilmesi gibi bir büyük fesadın tohumu halini alacak, ve «bayağı umumileşecek» yağı belki iy değl ama h.erhalde tereilimlerin vardığı üeri merhaleye, ve â rasmda Molla Gurani ile Molla Hüsrev cayto, Süleyman Soylu isimlerindedir. Ahmed Mithat, yalnız muharrir ve nn daha o zaman ekmişlerdir.» tir. Görülüyor ki muharririmlz türkçenin yağı bulmak pekâlâ kabil!. limlerin parlak durumuna şehadet eder. başta gelir. Bu iki Türk âliml, Fars inşa Fırıncılar da Taksimde İstiklâl cadde romancı olarak türkçecilik yapmakla Kangal kangal sucuklar mı, hevenk hemüelliflerinin, taklldine çalıştıklan hal sinde n n n sahibi Şevki Ferah, tezgâhBu tarihi hâdise neticesinde vücude serpilmesi meselesini, sırf hsan bakımmOnun şairlere karşa dikkati daha az dede bir türlü erişemedikleri ve bundan tarı Ziya Obay, Taksimde ve Tarlabaşın kalmamış, bir mütefekkir ve lisaniyat â gelen kitabet lisanının alm yazısı çok dan değil, daha ziyade harsî inkişaf ba venk güllâçlar mı, ne aradınız da bulağildi ve saraymın mürüvvet kapısı âlimdolayı da ye'se düştüklerl büyük dünya da iki fınn sahibi Niko Yevcalos, Asma limi sıfatile bu hususta bazı düşünceler garibdir: fNe Arab ve ne Acemin, ne de kımından gözönünde tutmaktadır: Muh madınız? lere olduğu kadar, san'atkârlara da açık ileri sürmüştür. Biz burada yalnız bu üstadı ve Hind Sultam Mehmed Şah kmescidde Fiatlarına göz kapamak şartile böyle Türkün anlamadığı bu lisan, yalnız bir telif kaynaklardan gelme unsurlan kayfırıncı Mustafa Şemşek, dururdu. Behmen'in vezirl «Hocai Cihan> ile ki Yüksekkaldırımda fınn idare memuru düşünceleri belirtmeğe çalışacağız (3)kaç zat arasmda tedavül eder bir lisaru naştınp buniardan yabuz Fransa için de bolluğa en norrr.al zamanlarda ancak Abbasller zamamndanberl, islâm âle tabet san'atında rekabet eden büyük Hasan Çaiar, ayni fınnda işçi Ali Çakar, Gerçekten 1942 Türkiyesini meşgul hususî halini giymiş, azlığın çokluğa tâbi ğil, «umum dünya» İçin bir «fisanı umu raslanabilir. Şurada burada: tninde, nerede bir koruyucu çıktı ise, üslubda İki üniversel muharrirdi. Molla Tünelde Galibdede caddesinde fırın müs eden güzel ve sade türkçe poütikası, obnası darbımesel hükmünden iken bu mî» vücude getiren kudretin bir başka Rakı bühranı var... diye sızîarıanfikir ve san'at hayatı, orada gelişmeler Hüsrev her defa Ayasofya camiine gir teciri Mes'ud Okul, Topkapıda fırıncı 1871 Turkiyesim de duşündürtüyor Ah azhk çokluğu kendisine tâbi etmek da nev'i, neden türkçe meselesinde kendini lara raslıyoruz. göstermiştiı. Hele ilâhiyat ve hukuk â dikçe, cemaat yana çekiîip divan durur Muhiddin Ayırıcı, Galatada fırıncı Yor med Mithat Efendi, kendisinden evvelki vasuıa düşerek nihayet milleti adeta li göstennesin? limleri, hayatlannı nafaka derdinden ve mlhraba doğru ona yol açardı. Halkm gi Taloridis, Galatada fınna Anesti Ni sadeleştirme an'anesini salâhiyet ve mu sansız bırakmıştır» İçtimaî ve siyasî taİçki satan büyük dükkânlardan birine Şinasinin bıraktığı yerden hareket etazak, sakin, sessiz bir huzur ve emniyet bu hürmetlni gören, Fatih, yanmdakile kolaidis, tezgâhtarı Lambro Goru, gene vaffakiyetle ele alrak şöyle düşünmeite rihimizin se>Tİ, bir gün bu «lisan» a, mek suretile «Osmnlıcanın ıslahı. hak uğruyorum: içinde, ferağatli ilmî çahşmalara vak re: «Bu adam zamanımızm EbuHanife Galatada nrıncı Yorgi Kasabidis, Lü'.eci dir: «Edibler beyninde aralık aralık Os İtalyan ve Yunan, Fransız lisanlarından Rakı?. kında bazı teknik fikirlere sahib olan fedebilmek için, böyle kültür koruyucu si'dir» derdi. Bir sünnet düğününde hendekte fınncı Ali Ferah, tezgâhtarı manlı kitabetinden bahsolunup da her da yabancı unsurların katılmasını icab Hemen soruyor: Ahmed Mithat Efendinin bu fikirlerini lanm ararlar ve bunların kanadlan al Molla Güraniyi sagına, Molla Hüsrevi Nuri Burktur. Kiloluk mu, yarım kiloluk muT. halde sadeliği külfete tercih eden zevat ettirdi. Buniardan İtalyan ve Yunan te aynca ele alacağız. soluna aldıgı için. bu muameleyi kendltına sıgınırlardı. Faiih, zamamn kudYalnız, söz aramızda fiatlarda küçük tan birisi: < Canım! Yazılar bu kadar sirİBri «Osmanlılann gemicilikte ve sanne bir hakaret sayan Molla Hüsrev Bur retli kanadı idi. Kendisi de şair ve çok (1) Bk. Yeni Adam Mecmuası, 1942, bir fark var: Seksenbeşlüder yüze, yüz muğlâk yazılacağma biraz açık yazılsa atta» ki terakkisi, Fransız tesiri ise <tesaya çekilip orada açtığı bir medresede kültür sahibi olduğu için, ilim ve san'at altmışlıklar yüz yetmiş beşe!. Yiyecek maddeleri tercihan da her okuyan anlıyabüse, yani yazıîan rakkyatı ahiremizin gösterdiği lüzum» sayı 392. kendisi ders vermeğe başladı. adamlarının cemiyetinden hoşlanırdı. (2) Bk. Süleyman Nazif: İki dost, 1925, Bulgura hasret kaldık. Ah bir parşeylere o kadar arabî ve farisî lugatler dolayısile vaki oldu. Ahmed Mithat, içtinakledilecek Âlimlere, kazaskerlik, müf tüiük gibi, işgal Bu büyük âîimler yarmda MoTla Zeyça ramazaniyelik bulgur olsa... mı dekaülmasa da herkesin anlıyabileceği gibi maî vakıalara aid olan bu fikirlerile me Sf 51 ve İş Mecmuası, sayı 25, Sf. 70. ettikleri devlet makamlannın tahsisa~.ini rek, Hocazadc, Kâtibzade, Riyaziyeci MiMünakalât Vekâleti, Türk limanla şöyle kabaca bir osmanlıca yazılsa!» de seleyi teşrih etmiş oluyor. Şimdi ıslah ve (3) Bk. Ahmed Mithat: Osmanlıcanın diniz? verdiği gibi, otuz Osmanlı şairine de, rem Çelebi, gene Riyaziyeci ve Astronom rında ve sahil kasaba ve şehirleri am. diği zaman bu zata edilen mukabele: tedavi sırası gelecektir. ıslshı, Dağarcık, Cüz: 1, Sf. 30. Asmaaltı dükkânlarına şöyle bi r uğrayaşadıkları müddetçe nıaaş verir, zama Ali Kuşçuyu unutmamalıdır. barlannda toplanarak İstanbul, İzmir. . mak yeter: Çuvalı tartünp verin hamalın Kabaca yazıimak nasıl mümkün oBir lisanı teşkil eden kelime unsurlamn birinci muharriri Hindli Hocal d Altanış hntukçu Padişahtan maaş alan Samsun, Mersin gibi nüfusu kalabauk lur? Arabî ve farisî nasıl terkedilir? Ossırtına!. Pek pahalı da değil, kiloîu dok6 ay hapse mahkum oldu rının safiyeti hakkında müellifin ne dühan'a ve son büyük Fars şairi Molla otuz şairle §an ve şeref mücadelesi ya merkezlere sevkedilmek üzere bulunan sanla doksan beş arası..manlı lisanından arabî ile farisiyi çıkaYeşilköyde Nuri Demirağın, fabrikaCami'ye, her yü bin duka gönderirdi. pardı. yiyecek maddelerinin tercihan nakilleri rırsak lisanı tamamile terketmiş oluruz» şündüğünü yukarıda göstermiştik. Böyle Sözün kısası, hangi şeyin tatlğından Cami'ye Horasandan Mekkeye seyahat Yalnız hukukçular deşil, paşalar ve ni temin edecek deniz vasıtalannın bir sözlerinden ibaret olduğu görülmekte bir düşüncenin, ıslah meselesinde her smdan tamir eUirmek üzere aldığı bir şikâyet ediliyorsa, cebinize parayı koy hangi bir radikalizme mâni olacağı aşi otomobil lâstigirü satarak bedeüni ye. için beş bin duka gönderdi ve gelip sa vezirler de, Fatih zamamnda. kendileri ! program dahilinde hareketlerinin tanduktan sonra yanıma gelin. Size her İ3dir. kârdır. Esasen gerçekten san'atkâr olan digi iddia olunan Hilmi adlı bir şoför rayında yerleşmeği tekltf etti. Bu mesa ni aşkla tahsil ve tetebbüe veıdiler ve zimir.i alâkah dairelere tebliğ etmistir. tediğinizi afcîımzdan geçeni geçmiyeni, Ahmed Mithat, böyle bir radikalizmin li 6 ay hapse. 17 lira para cezası ödemeğe Meseleyi bu suretle vazeden muharrir jını götürmeğe Germiyan'lı Hoca Ata eserlerile ve basanlarile parlak surette yorulmadan, didinmeden, ayaküstü şöyTramvay vatman ve şimdi davanın lehinde ve aleyhindeki san müessesesi karşısmda manasız ola mahkum olmuştur. ullahı memur etmişti. Pakat bu aat Şa isbat ettiler ki, yüksek memurlarda ilim, le bir çupıda tedarik edivereyim Yaleıa delilleri birer birer ele alacaktır. Yabiletçilerine zam ma çok geç varmış, ve Cami Horasana İmparatorluğun refah ve saadetinin bir bir şartla: Pazarlığa girişmiyecek istenigitmek üzere daha evvel, oradan hareket teminatıdır ve bir muharib veya devlet Vatman ve biletçiler, son defa yapılan bancı unsurlardan kurtulmuş bir türklen fiatı hemen ödemeği goze alacaksıadamı nimle donanırsa, mezlyeti bir kat fevkalâde zamdan yüzde 10 nispetinde çenin ckaba» olacağı tarzındaki düşünce etmişti. nız. Fatihin. medreselere, îmaretlere ve daha artar. istifade etmişlerdi. Bu zam eylul aym «İlk nazarda yolunda gibi görülür. ÇünPiyasada kuş südünden gayrı değil kü biı Türkistandan getirmiş olduğumuz dan itibaren yüzde 25 e çıkarümıştır. bilâkis kuş südü de dahil olduğu haldeasıl ana lisanımın kaybetmiş bulunduhepimizi gırtlağunıza kadar doyuracak Pirinç fiatları ğumuzdan şimdiki halde Msanımızdan amal var. Dün piyasada pirinç fiatlan bir mik rabî ve farisî lugatlerini çıkarmış olur Siz yabuz paradan haber verin: tar duşmüştür. Toptan satış fiatı 140 isek Osmanlı kamusunun bütün bütün Bulunamıyan şey, pahahhğı karşılıYeni ve KÖrülmemiş 2 Eİizel filim birden: kuruş'.ur. bosalacaği derkârdır. Ancak lisanımızın yöcak derecede kazanılamıyan paradırıslahına mâni olan şey yalnız bn ise anŞerefli mazisüe İstanbul sinema seKuyuda boğulan çocuk Atalarımızın dediği gibi: «Varsa pulun, verlerinin rağbetlerine mazhar olan Kasımpa^ada Yeniyolda oturan Bay. dan bu kadar meyus olmak icab etmczcümle âlem kulun.. Yoksa pulun, kapıdır Muhitte yaptıfı kültür, spor ve diğer Şark sineması ahvali hazıra müşkttlâAcaba dünyada bir lisan var mıdır ki yolun!» Rex Herrison Karen Verne (Huny Charlie. Huny) sahadaki hamlelerile halkm saygı ve tma ragmen hiç bir fedakârlıktan çe ram, bir yaşındaki çocuğunu evde yahıız mahlut î>lmayup da sırf kendi malı olan bırakmış, çocuk emekliyerek bahçeye Salâhaddin Güng'âr şükramnı kazanan Üsküdar Haikevi 26 kinmiyerek 1943/1943 sinema mevsimi tarafından oynanmış son derece gülünc ve neş'eli çıkmış ve kuyunun yanına giderek ora. elfazı kullansın?» eylul Dil Bayramı münasebetlle de di için: .Iscera ve casusluk filmi güzel bir komedi filmi Böylece saf bir li=an bnli^mıyacağı larda dolaşırken birdenbire kuyuya düZeytinyağı stoku ğer Halkevlerimize nümune olacak, yeUfa, Tobis, Bavaria, Terra, Kontinan ştip feci bir surette boğularak ölmiiş fikrinden hareket edildikten sonra lisan Edremid ve Ayvalıkta geçen sene ınahrinde bir teşebbtlsü muvaffakiyetle batarihinden misal getiriliyor ve şu iki tal Paris, Filmexport şirketlerinin pro tür. sulünden mühim miktarda Beytinyagı şarnuçtır. Üsküdar Ce2aevindeki mahlisan üzerinde duruluyor: Arabca, sansdüksiyonlanndan titiz bir itina ile en stoku vardır. Bunlar 25 . 30tonhıkbüMes'ud bir nikâh kumlann ıstırabla geçen günlerinde büvuk ıHimlerini intihab ettiğini saygı kritçe. Evvelkisi fesal:aüle, safiyeüle yük fıçılar içinde bulunmaktadır. Zeykendilerine teselli verecek en büyük ar değer müşterilerine bildirir. Emekli deniz yuzbaşılanndan Mehmed meşhurdur. Fakat acele etmiyelim. Çüntinyagı fiatlan, tenekeli olmak üzere kadaşm kitab olabileceginl düşünen Ali Aksunun kerimesi Nermin Aksu kü «bir çok arabca kelimeler arabî ile Bu füimlerden bazüan: toptan 160 . 170 kuruş arasındadır. Haikevi burada bir kütübhaae açmağa ile Dr. İrfan Özellinin oğlu Rıdvan iberî beyninde müşterek olduğu gibi yu1 Wiener Blut (WiUy Fritsch, MaSenenin İlk proeraml: karar vermiş ve hazırlıkiannı ikmal eÖzellinin akidleri dün Kadıköy evlenme nancadan bir çok lugatler dahi ta'rib ederek temin ettiği üç yüz kadar seçkin ria Holst, Theo Lingen, Hans Moser, dairesinde İcra edilmiştir. Gece de Göz dilmiştir.» Lisanlarm anası demek olan, eseri kütübhane kolu reisl Cemal Yene Reji Wüly Forst). tepedeki köşklerinde akraba ve dostları fakat ölü olduğu için «şimdi ulema taraNüshası 5 kuruştaı, 2 Anuşka (HUde Krahl). ' rin delâletile Üsküdar Müddeiumumlliarasmda törenleri yapılmıştır. Yeni ev fından ihyasına çalışılan» sanskritçe ğine teslim etmiştir. 3 Kahbe dünya CWerner Kraus). lilere saadetler dileriz. Bir klzın doğuşu. Büyümesİ. Aşkl. İzdivacl. Elem ve lstlrabı. nihaiçin de böyle bir safiyet iddia edilemez: 4 Anasmın günahı (Kristina SöDün kendisile görüşen bir muharriri«Eğer tarih..., andan ilerusunu keşf için yet ölümü ile sona eren bütün bir ömrü. 1400 Ki 27i>0Kz, Senelib Ramazan 14 Cuma mize Üsküdar Müddeiumumisi İzzet şöy r.erbaum, Eugen Klöpfer). dahi bazı senedat ve delâil göstermiş ol750 » 145« . Aib avllk Hakikî hpyattan allnmış, hakikî bir hayat ve lstlrab romanl. le demiştir: a sa Sanskrit lisanınm da meTıazlarını bu5 Beni sev (Marika Rökk, Heesters). 400 . 800 » Üc ayhk •5 labileceğimiz derkârdır.» € Cezaevinde Üsküdar Halkevi tara6 Rembrandt, Yaşıyan ölüler (GiBir aylık 150 • Yoktor, O Türkçülük fLkrine nekadar yakmdan fından kurulan kütübhane 26 eylul Df sela TJhlen, E. Balser). aşina olduğu görülen Ahmed Mithat, Bayramı münasebetile mahkumlara a1 . * > 1 P 2 8 İH )2 21! 3 5 D 11 7 Titanlk. Vasatî şiphesiz ayni aşinalığı türkçecilikte de çılacaktır. Gazetemize eönderîleo evrak ve yaalar 8 Bir kadm gözüle (Olga Çekova Ezanî l v K) 1 11 10 07 6 03 gösterecektir. Gerçi bütün lisanlar mahBu husustaki enerjik faaliyetinden do ve kın). neşredilsin edilmesln iade edîlmez ve luttur, fakat 1871 de yazılan ve hatta zivaından mes'ulivet kabnl olunmas. layı Ev reisi avukat Reşad Kaynara ve 9 Hayat yolu (Werner Kraus, Luise mesal arkadaşlanna teşekkür etmeği bir Ulrich). r v ü n gece kaibimin hikâyesine son böyle yalnız onu düşünerek, onu seve. borc bilirim.» 10 Kismet (Heirich George, Gisela verdim. Bu, şimdilik bana pek rek, nihayetsiz bir hasret İçinde yaşıvaÜsküdar Halkevimizir. bu orijinal, Uhlen). fazla bir ıstırab vermedi. Yalnız derin cağını anlatıyordu. içtimaî yardım ve kültür hareketini takcKarımı severek aldım, diyordu. Ona 11 Vedasız gece (Hans Söhnker, bir şaşkınhk içindeyim. Kafamda, amcdirle karşılarız. bağlıydım. Yıllar saadetle geçti. Fakat liyattan çıkmış bir hastanm klor formun A. Dahmann). siz, siz gözlerimi olduğu gibi kalblmi da tesirinden kurtulurken duyduğu yor12 Kızıl çiçek tOlga Çekova). kamaştırdınız. Bana hakikî aşkın ne olgunluğa benzer bir şey var. Belki İîeMeccanî lisan dersleri 13 Fahişenin kızı (Yvette, Kate ride bir gün içe İşliyen bir yaranm sızısı rimin İçine batuyordu. Sevmenin tat kat küçülme korkusu, gurur gibi şeyler kederde, refahta ve sefalette daima be duğunu tanıttınız. Şimdiye kadar İçimi Dorsch). Beyoğlu Halke^nden: raber olacağımıza yemin eden gene sen ısıtmış olan her şey söndü. Yahıız «izi duyulabilir, belki sine sine yanan bir min ediciliği benliğimde çarpıyor, se. önüme dikildiler. Bana karşı hâlâ nazikti. Yaşayışırna din, Şimdi ayni kadma, hayatm boşlu seviyorum. Ölürcesine, deliler gibi sizi Türkçe. ingilizce. almanca. fransızca, kor gibi, umulmadık bir anda bir has vilmenin verdiği baş döndürücü hazlaria dikkat ediyor, dinlenmem, eğlenmem ğundan, yaşama yorgunluğundan bah seviyorom. Fakat ondan aynlamam. Ve. melî elektrüj derslerine 1 ikinci'eşrin Konferans ret parlıyabilir ve hastalık müzmin bir ssrhoşluklar geçiriyordum. 42 tarihinde başlanacak:ır. Dersler hal gösterir. Yahud da bilinmez, kimbi Bir akşam terasta oturuyorduk. Ko için eskisi gibi itinalı davranıyordu. sediyorsun. Hayır, mevcudiyetinden u . rilmiş bir sözüm, birikmiş hatıralariKuz Üsküdar Halkevinden: meccanidir. Kayıd ve kabul 15 birincilir, bu yorgunluk tabiî seyrini muhafa cam dalgın dalgın yüzüme bakıyor, hiç Hattâ bazı geceler, dünyayı unuttuıan sanılmış bir kadın olarak seninle kai var.» 27 eylul 942 pazar saat 16 da Evimiz za edcrek yıllar içinde bir gün gelir, konuşmuyordu. Arkadaşlarımdan bir bir coşkunluk içinde, İhtirasla, heye mıyacağım. Her şeye rağmen seni tereşrln 942 tarihine kadar dsvam edeGözlerimden yaşlar İniyor. Dudakîakaçınm verdiği baskınla günü ondan u canla çırpmarak, en kudretli bir aşkm kedeceğim,» salonunda profesör Mazhar TJzman (Ar bT bütüa körleşir, gider. ektir. İstiyenlerin nüfus hüviyet cüzrunı kanatıncıya kadar ısırıyorum ve zak geçirrniştim. Yorgundum. Oturclu. tezahürlerile beni şaşırtıyordu. Fakat O akşam yemeğe inmedim. Erkenden kocam öldürücü yumruğu indiriyor: lam, iki fotoşraflarile Halkevimize mü tan sinir hastalıklan) hakkında bir konDün gece, kocamı sevdiği kıza bırak ğum yerde gözlerim kapamyor; heınen bir kere saadetimin bir ucuna kıvılcım yatağıma girjjm. Dışarıda insana büyük cAncak onun ölümü...» :acaat eylemelerini rica ederiz. ferans verecektir. Herkes gelebilir. mak için kendi haklanmdan vaz geçoracıkta, gecenin göğsü üstünde uyuniak düşmüş, yanmaktaydj. hislerin elemini duyuran muhteşem bir Daha fazla dinliyemiyorum. Dizleı im mek icab etti. Bu terkediş budalaca bir İstiyordum. Sonroları beni kollarına aldığı zaman gece uzanmaktaydı. Göklerin göğsüne titriyor. Dalgalar soğuk mınltılarla aferagat meselesi değildir. Darbe korkunc Bir aralık Celâlin yaklaştığını, ellc. ütekini tahayyüî ettiğini anladım ve onu saplanan yıldızlar, yıkanmak için parça yaklarıma kapamyorlar. Bir kaç gün ?vbir hızla indi. Belki öldürebilirdi, fakat ıimi ateş gibi yanan avuçlarımn arasına bldünn^yi düşündüm. parça parça inen ay ışığı ve dal veline gelinciye kadar karısınm etrafmdayandım. Hem karar vermek için uzun aldığmı farkettim. «Haydi seni yatıraSon gün gelip çatmıştı. Toplanıyor galann dinmiyen çırpınışları, bana da pervane gibi dolagan adam, şimdi vahesablara girişmeğe lüzum yoktu. Bir yım diyordu. Yorgunsun.» emrivaki karşısmdaydım. duk. O dalgın ve mustarip, yüzü kor daima bir aşkın bir ıstırabla sona erece bancı bir kıza, saadetinin onun ölümüne Uykulu, uykulu, vaktin henüz erken ği vehmini fısıldıyordu. Daha on beş bağlı olduğunu söyliyebiliyor. Bir an evvel, mevsimin bir kaç hafta olduğunu söyliyerek, kendisinin ne ya kunc bir sarılıkla bavulların arasında İçimde derin bir kinle, bir kırıL'la Buzlu kapall şişe bira, Inhisar şarabl, halis kahve, alakart yemek ve dolaşıyor, yerleştirmekten ziyade esyayı gün evveline kadar beni saadetten sar. sını geçirmek üzere sahil otellerinden pacağıru sordum. Ürkek bir sesle biraz hoş eden o en güzel kalb rabıtasının öiü odama dönüycrum. Bir an kendimi öltabldot, mükemmel servis. ». birine yerleştik. Eşyası temiz ve zarif çıkıp dolaşacağını söyledi. O zaman kanştınyordu. Birdenbire: «Düşünüyomüne ağlamak istiyordum. Bundan sonra dürmeyi, hayatın iğrençliğinden sıynolan odamızın önünde, denize doğru bü tuhaf bir şüphenin içime ürpertiler ve rum ki, dedi. Hayat pek yavan. Her şey Marmara ve Adaların manzaralartnl açlk daraça ve kapalı salonlaboş, Şehre dönmek, tekrar İşe başıamak, yaşamaktan tad alacak mıydım? Sevdi lıp çıkmayı düşünüyorum. Sonra, ölr»eyük bir çıkıntı yapan balkonu vardı. rerek dolduğunu hissettim. rmda seyrediîefcilen ve hoş bir vakit gecirilen aile gazinosudur. ğim, mevcudıyetine son derece alış,tt. den de onlann saadetlerine yardım edeBuradan suların sesini dinlemek, gün Ben yattım, o da çıktı. Fakat uykum artık yeni bir şey vermiyeceğini, aslâ ğım adamın eksikliğini daima duymak bileceğimi ispat etmek arzusile titrıyoyeni ve güzel bhy şey getirmiyeceğini batışlarının ilâhî renklerini, mshtabın, kaçmıştı. Nereye gittiğini merak ediyorrum. bana mukadderdir gibi geliyordu. denizin kıvrımlarında gümüşten oyala dum. Ve sonra içimde bir ses, ne bubile bile zamana bağlanmak öldürücü Kocam, ertesi gün acayib, manası V>bir şey. Yaşamaktan yorulduğumu hlsYataktan çıktım. Bir şey düşünmeğe rını seyretmek pek hoştu. Mes'uddum. dalalık, diye benimle eğleniyordu. Bu lay anlaşılmaz bir tezkerecikle karş taİçimde tatlı, bayıltıcı hisler çırpmıyor, kadar yıldan sonra hâlâ toy âşıklar gıbi, sediyorum. Belki de ölüm daha tatlı ve muktedir olamıyarak hazırlandun. Işık. şıyor. Henüz ona nerede olduğumu bil. huzur verici. Ne dersin Perihan? Sen lı caddeyi, gülen, konuşan kalabalığı. yaşamanın harikulâde güzçl bir şey ol vehimler, tecessüsler, çarpıntılar.... dirmek İstemiyorum. Geçsin biraz» duğunu adeta her ioluk alışımda tekkumsalı geçtim. Onlann daima buluş Kalbdeki ba§lar çözüldükten sonra, şek,Hâdiseler çabuk çabuk yekdiğerine hiç yaşama yorgunluğu hissettin nii?» 9 rarhyordum. Bana büyük bir aşkm ta bağlandılar. Çok geçmeden kocamın bir Omuzlarımı silktim. Ona demek isü tuklan kayalığın yakınında soluklarımı le aid olanları koparıp atmak daha kodını duyurduğu, ölçüsüz bir saadetin şenc kıza âşık olduğunu öğrendim. Ön yordum ki: «Sekiz yıl önce dizlerinıe keserek beklediro. Konuşuyorlardı. Kız, laydır sanıyorum. Bütün dünyanln en meşhur eseri olan ve milyonlarca basllan bu kitab sırrını belirttiği İçin Allaha şükrediyor. ce içimi büyük bir isyan bürüdü. Kıs kapanarak, göz yaşlan İçinde hayatın evli bir adamı sevmenin bir felâket olİşte böyle, kaibimin hikâyesi sona er(Dost Kaianmsk) muharriri Karnegie'den ÖMER RIZA DOGRUL'un dum. kanclığın aîevli parmaklarmı kalbirne manasını bende bulduğunu, bensiz ya duğunu söylüyor; öteki, kızm elleri el d: denilebilir. Eğer hayatımıza olduŞu nefis kalemile tercüme edilmiş ve üçüncü basımı çlkmıştlr. söj'lemiştin. Ölünciye lerinin içinde, acıklı bir sesle ölünclve gibi, kalblerimizin bir his ucunda çırpıKocam, sekiz yıl evvelki afkın hızm dolanmış hissettim. Bszan ağladım. O pamıyacağmı Nefis cildli 150 kuruştur. AHMED HALİD KİTABEVİ ! dan bir şey kaybetmemiş olarak gözle lelden çıkıp gitmemizi düşündüm. Fa kadar vadini veren sendin. Sevincde ve kadar bu aşka bağlı kalacağııu, bundan nışlarına da bir son mukadderse™ i urkçuluk ve 1 urkçecılık Ziyaeddin Fahvi Fsndikoğiu 3 Eğer cebinizde paranız varsa! Bugütı matînelerden itibaren üsküdar Haikevi, Usküdar Gezaevinde bir kütlibhane açfr A R R SİNENASI Taksim sinemasında Parisin Son Günleri KAPTI KAÇTI Bu gece SARK Sinemasında HAYÂT YOLU CUMHURIYET şeraili Akşam i J WERNER KRAUS LUİSE ULRİCH Slâvefen UFA Jurnal (Dünya havadisleri Dikkat Küçük hikâye Yaşama yorgunluğu Mükerrem Kâmil Su MARMARA GAZİNOSU üsyazıdda: MARMARA Sineması üstünde •• fSOZ SOYLEMEK Ve İş Başarmak San ati

Bu sayıdan diğer sayfalar: