24 Kasım 1943 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

24 Kasım 1943 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURlYET İki olay Oniki ada ve Yanan adaları *^ talyamn Müttefiklere tesüra olması üzerine bu mera'eketin yarısından fazlası Almanyanın işgali altında kaldı, yansından a n da Müttefiklerin eline geçti. İngilizlerle Amerikahlar, İtalyayı işgal eden Almanlan, bu mcmleketten atmak için uğraşıyor ve adım adım ilerliyor, Almanlar da Müttefikleri kendi hududlarından uzak tutmak için Müttefiklerle dövüşüyorlar. İtalyamn bu muharebeye ne derece kanştığı, hangi tarafın İtalyadan daha fazla istifade ettiği heniiz belli değüdir. Görünüşe göre İtalya, yabancılar arasında bir döviiş sahnesi teşki] ediyor; memleket bu yüzden yanıyor, yıkılıyor, boynunu bükerek istikbali bekliyor ve kendi dahilî işlerile meşgul olarak Kral Emmanuel ile Veiiahdini atıp atmamak, BadogUo'nun jdaresi altında yaşayıp yaşamamak meselele rile. yahud Mussolini'nin heniiz hükümran olduğu sahalarda yaptişı işlerle, şahsî düşmanlannı tepelemek için aldığı tedbirlerle kendini «vııtuyor. Dinyeper dirseğile Smolensk garbında Baştarafı 1 inci tahtfede ruzlan püskürtmekle meşgul oJmuşlardlr. Düşman ağır kayıblara uğramıştır. Kuvvetli bir düşmen baskısı altuıda kıtalarınıız bazı meskun mahalıeri boşaltmak mecburiyetinde kalmlşlardır. Pripet nehrinin aşağı mecrası kesimln. de kuvvetierimiz bölge merkezi Bragin İle 40 kadar başka meskun mahalüi işgal etmlşlerdir. Smolensk batısında cereyan eden müdafaa savaşlarlnda müteaddid birüklerimlz fevkalâde temayüz etmişlerdir. Burada Sovyetlerin 34 piyade tümeni ile altı zırhlı tugayı beyhude yere müdafaa mevzilerimize karsı hücuma geçmişler, insan ve malzeme bakımmdan misli görülmemij kayıplara uğramışlardır. Başmakaleden devam Karne kepazeliğine aid tahkikat bitmedenî Tetkîklere başSanmış... ün ffeçmiyor ki, gazetelerd* okumıyalım: «Piyasada zeytinyağ fiatla»rinda görülen yükseliş üzerine Fıat, Mu. rakabe Bürosu teüîiklere başlamışcır.» Yahud: «Bazı tüccann peynir fiatlannı sebebsiz yükselttikleri görüerek tetkildere başîanmıştır.> Ve yahud: <Son günlerde canlı hayvan müvaredatının çokluğuna rağmen et fiatlarında görülen yükseliş üzerine Fiat Muralsaba teşkilâtı harekete geçerek lncelemelere Buna bnzer daha beş, on tane misal buraya yazabilirim. Zaten buna lüzum da yok. Hepiniz benim gibi bu haberlerl gazetelerde okuyor ve şüphesiı acı acı giilüyorsunuz. Evet, acı acı gülüyoruz. Çünkü bütiin bu tetkikler ne bitiyor, ne tükeniyor, ne de fiatlar ve onlan yükseltenler hakkında bir tesir yopıyor. Anlaşılıyor ki ,bu ve buna benzer ban teşkülerimiz artık kuruluşunun gayesinl taoıamen kaybetmiş, bir takım memurlarm aylık almalarına ve halk pahahlıktan şikâyet ettiği zaman da bu misalini yukanya naklettigim şekilde çazetelereı «Sinameki fiatlannda görülen sayritabii yükseliş üzerine kontrol bürosu tetkiklere başlamıştır.» tarzmda havadis vererek yüreklere guya su serpmege yarayan bir makanizma halini almıstır. Bugün hiç bir fiat ve hiç bir mal İstanbul piyasasmda ciddî bir kontrola tâbi değildir. Bunun aksini iddia etmek bedahete karşı konuşmak olnr. Satılan nıallann cinsleri kötü ve kanşık, fiatlan baştan yukandır. Esnaf çarşıda istediği gibi oynamakta ve müşteri bu insafsız kütle ile başabaş çekişmektedir. Ne uzağa gidiyoruz efendim. VaktUe Belediye çavuşu dediğimiz eski Belediye niernurlan eüerinde kesafet ölçen derecelerle sokak sokak dolaşarak sütleri muayene eder, hiç dğilse sütçülere bir göz dağı verirlerdi. Şimdi tstanbulda su karısraamış süt bulmak için ancak inek rarae. sinden sağdumak lâzımdu*. Artık bu da harb davası, Avrupadan malzeme gelmemesi ve nihayet mütehassıs memurların askerliklerini yapmakta oluşlarile tevil edilemez ya! Bakmıyorlar vcsselâm. Uç tane süt^iiyü yaJıalayıp tepelemiyoruz. İstanbnl halkı bu suretle yan yanya. su kanşmış süt içmekte ve böylece sütün kilosunu bir liraya a l . maktadır. Denilebilir ki: Bugrünkü fevkalâde şartlar Belediye teşkilâtına o kadar çok vazife vüklemiş. tir ki, hangi birine bakacagını şaşırmaktadır. Bu da doiru söz! Lâkin efendim, bu kontrol denilen şey, beş vakit namnn çibi muayyen ve birteviye yapılır şey de» ğildir ki, günün birinde bütün teşkilât sütçülere yüklenir, bir başka gün. k a . sablara bakar, diger bir gün yafccılarla Dgraşır ve bunu «tetkikler başlamıştır» dlye gazetelere haber vererek dcgil. a n . sızın yapar. Bakmız, tesirt durraı,ol. maı mı? Bu yzılan okuyan alâkalıiann bir guzel şarkı dinler gibi zevk alaoaklarmı sanmak bönlük olur; lâkin hayat naha. lılı&ı re çarşıda başıhozuklnk o hale RCImiştir ki, bunları göriip de susmak bir Sn7eteci icin hayat pahalıhfına tahîimmül etmekten daha zor bir çile oluy hoş grörsünler. tK. FELEK D İtalyanın bu vaziyct içinde yaşadışı sırada Almanlar, Oniki Adada da yerleşmeğe ehemmiyet verdiler ve Müttefik. lerin bu adaları işgal etmelerine meydan vermemek, Müttefikleri işgal ettikleri yerlerden sökiip atmak için çalıştı. lar ve muvaffak oldular. Müttefikler, İtalyanın teslim olmasından ve Mareşal Badoglio'mın Almanyaya harb ilân etmesinden sonra, bu ada. lann kendilerine kolaylıkla teslim olacağını ve bu adalardaki İtalyanların bu işi tcmin edcceklerini sanıyorlardı. Bu sanış, son derece kuvvetli olduğu İçin İngilizler, Lcros, İstanköy ve Sisam adalannı işga] etmişler, bu sayede diğer acaların kend>.:'ğinden teslim olmasını beklemişlerdi. İngilizlere göre bu adalar işgal olundu£u lakdirJe, diğer adalarda, bilhassa Rodosta bulunan ve Almanlara nisbetle kahir bir üstünlük teşki 1 eden İtalyanlar derhal f.»aliyete geçerler, Almanları atarlar vc İngilizlerin bu adaları kolaylıkla işgal etmelerini temin ederlerdi. İngilizlerin bu ümidle har''.et ettiklerini, kendileri de saklamıyorıar. Fakat bu ünıid gerçeklcşmedi. Çünkii Almanlar, daha tez davrandılar, ve nasıl İtal. yayı işgal etmek hıısusunda vakit geçir. medilerse, Oniki Adayı da ele geçirmek hususunda da ayni sür'atlc davrandılar, bu adalarin müdafaasına el koydular ve bu adaları canla başla müdafaa etmek azminde olduklarını gösterdiler. Almanlar 1941 de Giridin ve bütün Vunan adalaruıın işgaiini tamamladıktan sonra, onlarin Kıbnsa ve Suriyeye çıknıalan beklenmiş ve İngilizler bu yüzden telâşa diişerek bu havaiiye asker yığma. ğa, Irak ihtilâlini sür'atle bastırmağa ıığraşmışlardı. Fakat Alraanlar Balkan işlerini yoluna koydukta.ı ve adalan işgal ile Ege denizinin ağzını tıkadıktan sonra Rusyaya dönmüşler ve onunla harbe tutuşmuşlardı. Maksadları, İngilizlerin Bulgaristan, Yunanistan yolile, yani Balkanlar yolile, yahnd başka bir suretle yeni bir çıkarma harcketine teşebbiis etmelerine, Rusyaya yakın bir yoldan yardımda, yahud Balkanlara karşı bir t<şcbbüste bulunmalanna imkân. verme. tnekti. Almanlar hâlâ bu iki ihtimale mcydan vermek istemedik'eri için Oniki Adayı da İtalyanların elinden almışlar ve burayl müdafaaya en büyük rhemmiyeti vermişlerdir. Bu yüıden Ege Miittefiklere karşı kapah kaliyor ve Akdenizin bu bölgesi Almanların ellnde bulunuyor. Acaba, Müttefikler, bn adalan ele ge. çirmek ve Egeyi açmak için kat'î ve büyük bir harekette bulunacaklar ml? Bunun daha fazla yanna kaldığı anlaşılıyor. Berlin 23 (D.aD.) Alman raporlanFührer'in umumî kararşâhı 23 (TP.) na nazaran Kiyef taarruzu şiddetini muAlman ordulan başkumandanlığlnın tebhtfaza ederek devam etmektedir. ZitoNikopol köprübaşında' ve Dinyeper mir şimal doğusunda yeniden ban madirseğinde düşman dün taarruzlarmı kuv haller ele geçirilmiş, Kiyefe giden yol vetlendirmiştir. Bütün gün süren şiddetii Alman silâhlarının tehdidi ve hatta hasavaşlar neticesinde düşmanln gedik aÇ kimiyeti altlna geçmiştir. Bu muharebelere iştirak eden kuvvet. jı teşebbüsleri kâmilen püskürtülmüş, açılan bir kaç gedik mukabil darbelerle lerin başında General Teufel bulunmaktemizlenmiş veya çevrüerek kapatümış tadır. Korosten kesiminde Rus taaruzunun ür. Çarpışmalarm henüz devam ettiği bir gedik etrailnda Alman zırhlı birlik şiddetini kaybetmesi Al:nan kumandanlerinden birl taamız eden takrlben 100 lığuıca Kiyef taarruzunun şiddetine Sovyet tankından 82 sini tahrib etmiştir. hamledilmektedir. Esasen So\yet tebliğBu bölgede cereyan eden muharebelerde leri Alman mukabil taarruzuna lâyık oldün topyekun 146 tank tahrib edilmlştir. duğu ehemmiyetl vermekten çekinmeÇerkassy dolaylannda mevziîerimize mektedir. Kiyef cenubunda muharebeler girmeğe muvaffak olan Sovyet kıt'alan aynı şiddetle devam etmektedir. mukabil taarruzlarımlzla tekrar geri atılSovyetlere göre mıştır. Moskova 23 (a.a.) Sovyet tebliğinJn Kiyef batısmdaki taarruzlarımlza düşman inadla karşı koymaktadır. Sovyetle ekinde bildirildiğine göre, Zitomir bölrin müteaddid mukabil taarnızlarnl kır gesinde cephenin bir kesimna mühim dıktan sonra, tümenlerlmiz yeni baştan miktarda piyade ve tank kuvvetleri tahhazrrlık vazlyeti almış ve düşmanin de çid eden düşman müdafaa hatlarımm rinliğine tanzim edilmiş bir müdafaa yanmağa teşebbüs etmiştir. Yapılan şidmevziinl yararak İki alaylnı yoketmiştlr. detll muharebede Sovyetler bütün AlGomel'in cenub baüsında klt'alarımız man hücumlarınl püskürtmüş'.er ve mevbaa bölgelerdeki falk düşman kuvvet îilerinl muhafaza etmiş'.erdir. Tarafımızlerinln artan tazyikı üzerine geri mevzi dan yapılan tank muharebeleri, topçuler e alınmıştır. Şehrin şimalinde bir çok muzun ve tanksavar toplarımlzın ateşdefalar hücuma kalkan Sovyetlere karşı leri neticesinde 80 e yakm Alman tankı yapılan muharebeler ordumuzun müda hasara uğrtılmış veya yakllmıştır. Mevfaada kazandığı muvaffakıyetlerle neti zilerimizin önü düşman subay ve erlerinin cesedlerile dolmuştur. celenmiştir. Alman tebliği Afanan taarruzu Kiyef htikametinde gelisiyor Refah davası Ankara 23 (Telefonla) Refah da. vasmın bugünkü celsesinde Refah şilebinin hareketi sırasmda Mersinde tele. fon memuru olan Muammerin ifadesi okundu. Muammer Tümamiral Mehmed Ali Ülgen ile Izzet kaptan arasmdaki muhaberenin nasılsa kulîğma çalinmış olan kısımlarında sallarm hazır clup olmadığmdan bahsedildiğini söylüyordu. Amiral, konuşmada sal bah3İ geç. mediğini, Izzet kaptanın kendisine krom yüklemek istediğini söylediğini tekrarladı. Maznunlardan Refik AyantcT has. talığına dair rapor göndermiş ve duruşmanın tehirini istemişti. Duruşma birincikânumm altısına bırakıldı. M. Beneş Moskovada gürüHttye bogan denia muharebeleridlr. Salomon adalanndan BougainrfOe eirannda Japon hava kuvretlerüe Amerik» deniı kuTretleri «xaaınna yapılan büyük bir karşılaşmada, Japonlar, havsalaya durgunluk verecek kadar ; üksek sayıda Amerikan harb gemisi batırdıklarını ilân etmişler, memleketlerinde fener alaylan Urtib ederek o ilân ettikleri zaierlerl kutlanıışlardı. Fakat Ame. rtkahlar bunu şiddetle yalanladılar. Bougainville civannda öyle söylendiği gibi bir deniz çarpışması olmadığını, hiç bir Ameıikan barb gemisinin batmadı|ını iddia ettiler. Bu vaziyet karşısında hakikati öğTenebilmek için dünya efkânmn uzun miiddet beklemesine liizum kalmıyacağı•ı, TJslu Okyanustaki hareketlerinin gelişimine bakarak yakında her şeyin anlaştiacağnnı bir kaç gün önce burada yazmıştım. Dün gelen haberler, ortalıga oldukça aydınlık serpiyor. Salomon adalarınian bin kilometre kadar doğuda bnlunan Gilbert takım adalarına Amerikalıiar asker çıkarmışlar ve oralarıııı Japonlar. dan temizlemek maksadile savaşa başlamışlar. İmdi, bir bafta önce Salomon adaları uğrnnda on saffı harb gemisi, yedi uçak gemisi ve sayısı hatınmda kalmıyan bir siirü kruvazör, muhrib ve saire kaybeden bir devletin, bu felâketten hcmen bir kaç gün sonra gene Japonlarda bulunan bir başka takım adalan uğrunda, feniş bir hareketi göze alması mümkün müdür? Askerlik ve denhcilik bilginleri böyle bir suale karşı ne buyururlar; bilmem ama, mantıkca düşünecek olursak, bn kadar büyük kayba ugnyan bir donanmanm bn kadar kısa bir zaman içinde yeni Wr taarrur teşebbüsüne girişmesi her halde mümkün olmamak lâzımdır. Şn halde ya geçen haftaki Japon iddialan çok mübalâgalı idi, yahud da Amerlkalılar Gilbert adabrına asker çıkarmamışlardır. Fakat o çcvrede savaşlar oiduğnnu Tokyo da kabul ediyor. l)pmek kl, Usln Okynnusa dair Japonlar tara. fından flert sürülen rakamlann doğru olmadı|ina inanmak mecburiypfi ile karşı karşıya bulunduğumuz kendiligindpn anlaşılıyor, Bu işte anlaşılmıyan t«* nokta. h'r hafta içinde tekzibe ugrıyacak b!r iddiarı Japonlann ne diye ortaya atfıkbndır. M Mallar Pazarmı dolandırarak 7000 metre kaputbezi alıp satan iki posta rnemuru yakalandı Baştarafı 1 inci sahifede tezkere yazılmış ve tezker altına da resbürosu memurları taraîmdan öğrenikniş ve alman tertibat neticesinde, bir çok kişi ele geçmiştir. Tahkikata göre, İstaru bul P. T. T. müdürlüğü radyo nıeımıru İbrahim özbaş ve Üsküdar P. T. T. memurlanndan Emin Erçağlar aralarında anlaşarak, Üsküdar P. T. T. müdürlüğünde çahşan Ayşe Yalçınerin delâletil?, müdürlüğe aid resmî mührü elde etmişlerdir. Yerli Mallar Pazarlan mağazası şefliğine, mutemed Rıza Şene 7040 mere kaput bezi verilmesini bildiren bir mî mühür basılmıştır. Bu suretle metresi 62 kuruştan istedikleri bezi almışlardır. Bezi, metresi 150 kuruştan Yusufyan hanında, Ahmed Hüsnü oğlu isminde bir maniîaturacıya satmak ve kendisinden 6000 lira kaparo almak l&teınişlerdir. Alım, satım safhasında. uzun btr pazaçlığa girişmişlerdir. Hâdiseden dolayı Osman Gjültekin, All Çeçen, Hasan Avan, Sadeddin Sedad adlarında bir kaç kişinin de ifadeleri alındıktan sonra, dosya. Emniyet müdürlügünden Adliyeye yollanmıştır. Yerli Almanlar Sisamda 6000 Gi. Ali Ihsan Sâbisin davaları esir aldılar Berün 23 (TP.) Resmî: Leros ada. sıııciaki düşman deniz üssünün bi'.âkaydü şart te*lim olmasmı müteykıb Sisam adası da tarafımızdan zaptedilmiştir. Bu adada bulunan İnglUz ve Badogiio kuvvetlerinden bir kls.Taı son günler zarfmda bitaraf bir mem'.ekete iltica et. mişlerdir. Tüır,en komutanları tarafından terkedilen takriben 5000 kişılik bir birlik halen adaya çıkan kıt'alarımız tarafından liîâhtan tecrid olunmaktadır. Baştarafı 1 inci tahijcde nin istidaya iliştirildiğini yazıyordu. Ayni zamanda, bazı generaüeri kendisini müdafaa mahiyetinde şahid göstenyordu. Diğer taraftan, «Bu ne sıkılmazlık» makalesini iktibas etmesinden dolayı Ahmed Emin Yalmana şiddetle hücum ediyordu. Kendisinin bundan yirmi bir sene evvel «Vakit> gazetesinde şimdikine taban tabana zıd olarak fevkalâde lehinde, şahsı hakkında takdirlerle dolu yazılar yazdıgına işaretle. bu yazılar>ian parçalar belirtiyordu. All İhsan Sâbis, Maltadaki hayatma dair de müdafaa şa Baştaraft 1 Incı sahitede hidi olarak Velid Ebüzziya. Ahmed Neponlar burada hava meydanları kurrnuş sim:. meb'us Halil ve Sabitin isimlerini sayıyordu. lardı. Pasifik'te Baştarajı 1 tnci sahitede ması lâzım geldiğinl yazmaktadır. Bu raecmua, Sovyetler Birliğinin işgal edeceği memleketlerde kahir bir hakimiyet tesis etmeği ve Avrupayı bclşevikleştirmeği arzu ettiği hususundaki iddiaları şiddetle protesto etmektedir. Sözü geçen mecmua, işgal edilecek menıleketlerde bulunan bütün halkın mukadderatlarl hakkında son sözü söykmek hakkına malik olmalarını ısrarla istemket ve bilhassa İngiliz Amerikan Sovyet işbir. liğini esaret altlna alman Avrupadaki milletlerin kurtanlması ve ihya edilme. si için bir teminat teşkil ettiğini de kay. detrr.ektedir. JJA.ntR NAPt Lübnandaki son vaziyet Kahire 23 (R.) Fransız kurtuluş komitesinin Lübnandaki yeni mümessili, bugün Lübnan mecliîinin yeniden faa. liyete geçeceğini ve son buhrana sebeb olan kararın ilga olunduğunu ilân etmiştir. Böylece Liibnan, son buhrandan önceki vaziyete donmüş oluyor. Kabine. de bir takım taclilât yapılması muhte. mel görülmektedir. Sabık Fransız mümessilinln buhrana sebeb olduktan sonra Başvekilliğe getirdiği Emil Edda, meçhul bir yerde saklanmıştır. Lübnanda umumî grev devam etmektedir ve ahali hükumetin işbaşına gelmesini beklemektedir. İstida ve buna ek şahidlik vesftası oJ a p o n l a r a göre kunduktan sonra, emekli generalin veTokyo 23 (TP.) Japon uır.ı v.A ka. küleri. bu davalann Ankaraya nakline rargâhlndan bildirildiğine göre, Gilbert muteriz bulunduklarınf ileri .ürdü'pr. takımadalarmdan Tarawa'daki düşman Fakat mahkeme, t«k istida ile açılan üç ihraç bolgeleri etrafmda şiddetli muhare ?azete aleyhindeki davanm da oraya beler cereyan etmektedir. Japon donanyollanmasma karar verdiSini bMirdi. masına mensub uçaklarm faaliyeti neti. cesinde şimdiye kadar orta büyüklükte Havzamıtkurtuluş bayramı bir uçak gemisile bir muhrib batırılmlştır. Ayrıca 2 büyük uçak gemisi hasara Havza 23 (a.a.) Havzanm kurtuluş uğratılmıştlr. Ağır surene hasara uğrı bayramı bugün Havzahlarla civar köyyan orta büyükiükte diğer bir uçak ge lerden gelen binlerce halkm içten gös. misine de kaybolmuş nazarile bakılabilir. terileri ile kutlanmıştu. Bu münasebet. Bu muherebeler esnasmda düşman 36 le Umumî Müfettişliğinin de yardımı uçak kaybetmiştir. Aynca Japon kara ile belediyç taraîından Havza fatihi ordusu tarafmdan da 89 düşman uçağl Kurtbey için yaptırılmış olan anıtla tadüşürülmüştür. Japon kayıblan 15 u mir ettirilen meşhur kervansarayın açıçaktan ibarettir. lışı da yapılmıştır. Japonlar zehirli gaz mi kullamyor ? Almanyada demiryol münakalâtı tatil olundu Londra 23 (BBC.) Gazette de Lausanne'in verdiği bir habere göre, pazargünündenberi Almanya demiryoUarında yolcu münakalâtı tatil olunmuştur. Ecnecl devletlerin mümessilleri dahi seyahat etmek imkânını bulamamışlardlr. İsviçre gazetesi bu halin Almanyada ikinci defa vuku bulduğunu ve 1939 da Almanyanm Polonyaya taarruz ettiği günlerin arifesinde böyle bır halin görüldüğünü yazmaktadır. Daily Telegraph'ın mütaleası Stockhoim 23 (TP.) Beneş'in seyahati hakkında «Daily Telegraph» gazetesinin verdiği malumata nazaran, Kremlin'de jmzalanacak olan ittlfak mu. ahedesine diğer devletlerin iştiraki de mümkün olacaktır. Bu suretle doğu Avrupadaki küçük hükumetler tarafından kurulacak bir federasyona karşı Moskovada gösterilen muhalefet de bertaraf edilmiş bulunmaktadlr. «Daily Telegraph» gazetesinin yazısmdan anlaşıldığı na göre, Beneş, muhtelü küçük Avrupalı devletlerin mültecl siyaset adanılari'.e Moskova arasında mutavassıt rolünü oy. nıyacaktır. Muğla ve Zarada zelzeleler Muğla 23 (a.a.) Evvelki gün D.ıtça, Marmaris ve Köyceğiz kazalarmda zelzele olmuştur. Köyceğizde arahkla sarsıntılar olmaktadır. *** Zara 23 (a.a.) Bu sabah saat 4.32 de şimalden cenuba doğru 3 saniye ?ü. ren şiddetli bir yer sarsmtısı olmuştur. Hasar yoktur. Çungking 23 (a.a.) Pazartası akşamı Ankara 23 (Telefonla) Gok Türk ntşredilen tebliğde kaydedİ'diğLna göre, Japonlar orta Çindeki cephede Şankten hükümdarlarl tarafından yedinci asırda ve Şankten'in şimal batısında geniş öl orta Asyadaki Orhun nehri vadısinde dikilmiş olan abidelerin Danimarkalı âlim çüde zehirli gaz kullanmaktadlrlar. Wilhelm Thomsen tarafından okunuşu. nun 50 nci yıldönümü ddayısile per1933 Türk borcu tahvilleri şembe günü Halkevinde bir kutlama töAnkara 23 (Telefonla) % 7 faizli reni yapılacaktır. 1933 Türk borcu tahvillerinin ayın yirm: Müthiş canî bir kadın beşinde yapılacağı evvelcs ilân edilmiş Berlin 23 (E.P.) Alman polisi, 5 olan başa baş ödenmesi 1944 yüı maylsıkişiyi zehirliyerek öldüren ve 5 kişiyi nın 23 üne bırakıldı. de zehirlemek teçebbüsünde bulunan Elâzığ ve Siird valilikleri 37 yaşında Helene Möller isminde bir Ankara 23 (Telefonla) Elâziğ Valisi kadını tevkif etmiştir. öldürülenlerden Hüseyin Hüsnü Uzgören tekaüde sevke üçü kadır.ın kocası bulımuyorlardı. Bu dilmiştir. Siird vali vçkili NccmeddLn kadm 1937 senesindenberi 5 defa ev. Ergin Elâzığ vali vekilliğine, Çankaya lenmişti Kadın bu hareketine sebeb okaymakaml Cemaleddin Siird vali vekil larak kocalanndan fena muamele gör. liğine tayin olunmuşlardır. düğünü ileri sürmektedir. Orhun yazısının okunuşunun yıldönümü i ANCABEYEGORE Tek tip elbise Istanbul ayakkabıcüarı ile terzile gittikçe yükselen malzeme fiatlan. ha dolayısile ağırlasan hayat pahahlığf karşısında ayakkabı imal ve dikiş ü c retlerinin azaltılmasl için tek tip ayak. kabı ve elbise yapılmasım Ticaret Vekâletine teklife karar vermişlerdir, Halen tstanbulda elbise dikiş leri 50 liradan 150 liraya ftadar yül mektedir. Bir çift ayakkabmın yalnuf" imaliyesi için 30 . 40 liraya kadar el emeği istiyenler vsrdır. ömer Rıza DOĞRUL Şarkışlalılar bir köprü yaptırıyor Ankara 23 (Telefonla) Şarkışla kazasının Ağçekışla nahiyesine bağlı Ortaköy civarında ve Kızılırmak üze. rinde köprü yaptırmak üzere Şarkışla halkı bir cemiyet kurmuşlardır. Kızılır. mağm kişra geçid vermiyen bu kıstnın. da yazm da köprüsüzlük yüzünden boğulma hâdiseleri olmaktadır. YENİ ESERLER Parme Manastırı Stendhai'in şaheseri ve «Kınnıa slyah> ın eşi olan «Parme Manastın Chartreuse de Parme» güzel bir üslubla tüTKçeye çevrümiş ve Arif Bolat Kitabevi tarafından neşredilmiş bulunuyor. Bu eser, lezzet ve merakla okunacak bir romandır ve büyük edebî bir kıymetl olduguna da şüphe yoktur. Küçüis müstebid saraylarda geçen aşk, cinayet, riya ve türlü saray entrikalan ile dolu esrarengiz bir hayat gözümüzün önünde atap gidiyor. 19 uncu asnn başında Müananun aristokrat bir ailesinden dünvaya gelen ve Napolyona hayran olan F a b r i ^ de Dongo isminde bir gencin hayatınur'j bir tarihçesi olan bu cazib romanda Stendhal kahramanlarır.m ruh ve karakterlerini inceden inceye tahlil etmiştir. Bu roman, aşk, macera, muharebe, hapis, zehirleme gibi bir çok safhalan'^ bir araya toplamış olmak itibarile de ca : zibdir. ' ; Hüsemaddin AslangBz tarafından yapılan tercümesi, mevzuun icabma sröre, uygun bir üslub ve tfade ile yapılmıs 6L i öugundan bu kitab zevkle okunuyor.5 Tavsiye ederiz. Türkiye Tıb encümeni Encümen umumi heyeti 24 ikinciteş.rir. çarşamba günü saat on sekiz buçukta Etibba Odasında toplanacaktır. Arzu eden hekimler gelebilirler. Nerelerdesin Amcabey, artık pek seyrek görünmeğe başladın... Bu kadar ihmal de fazla dogTusu!... , ... Beıeket versin mecmuana!.. Cumartesi günleri olsun yüziinü görebiliyoruz, ama gözlerimiz her gün seni anyor... ... îyi, hoş ama apartımanlarm ... Geçenlerde Cumhuriyet'te bir karikatür çıkmışh: Kaloriferi ihtiyacı olan kömür tam verilmeyanmıyan apartımanda hastala di. Bu derde hangi doktoru çağırnan bir adama Dr. Lutfi Kırdan malı?.. çaŞırmalı, deniyordu... Bakın benimie de hiç konuşmuyorsunuz, dedi. Sizi sıkmıyorum ya. Bunu söylerken o da kısılan keskin bakışlarla Münireyi takib ediyordu. Zehra sıkıntılı bir tebessümle: Sizi diniemekten hoşlanıyorum, dedi. O kadar güzel konuşuyorsunuz ki! «Evvelce nasıl bir adam!» diye defalarca düşünülmüş meşhur bir şahsiyetle Yazan: PERİDE CELÂL konuştuğumu düşündükçe!. Beni tutan, konuşturamıyan bu heyecandır gaüba. Sadık Ziya memnuniyetini gizliyemiçin öyle ürkek, uzak gözlerle baktığı. nızı ve niçin o kadar acı gülümsediğinizi yerek yavaşça: Beni mes'uti ediyorsunuz, dedi. Siz anlamak isterdim. Karanhk. durgun ba. harikulâdesiniz!. Arada sırada ziyaretikışlarınızın arkasında neler geçtiğini bilmekî. Bunu merak ettiğimi gizliye. nize gelmeme müsaade eder misiniz? Yanıbaşlaruıda bir ses: mem. Halbuki siz eğer isteseniz bu sa. Her zaman gelebillrsin dostum, delondaki bütün kaduılan sinirden çıldır. di. Zehra da, ben de bundan memnun tacak hareketler yapabilir, onları kısoluruz. kançlıktan öldürebilirsiniz. Fakat uslu Bu Celâl Tahsindi. Sarı blyiklarınm bir çocuk gibi kenarda kalmayı ve ucu hafif kalkmış, müstehzi tebessümiie yalnız seyretmeyi tercih ettiğiniz görü. gülümsüyordu. Sonra biraz eğilip karl. lüyor. sınm omzunu tutarak: İşte bakm bunun içindlr ki sizi rahat Dikkat et, kadmların üzeıinde tebırakıyorlar, bunun içindir ki akıaba siri müthiştir, diye, mıv.dandı. Kendinnız Münire Hanlmla daha fazla meşgul den korkuyorsan onu davet etme.. oluyorlar. Zehra hayretie kocasma baktı. Fpkat Zehra dalgm, mütebessim bakıyordu. ikisi de. muharrir ve Celâ] Tahsin gülüMünire kalabalığın içinde oradan oraya yorlardı. Genc kadın kocasmın alay etkoşuyor, herkesle çoktan tanışıyormuş tiğini anladl. Bununla beraber adamın gibi rahat tavırlar, gülÜTisemeler İçinde sesi hakikaten tesirliydi. Sevimli, zeki konuşuyordu. Vücudüne yapışan siyah bir hali vardı ve Zehra ona kocasından bir elbise giymişti ve atkadan, yürüdü çok daha fazla şeyler söyliyebileceğini, ğü zaman yuvarlak kalçaları, geniş o onunla çok uzun konuşabiıeceğini hissemuzları, uzun boyu İle hakikaten İn diyordu. Biraz sonra kalabalığın arasında bir sanda elâka uyandırıyordu. fasıltı geçti. Derhal üzeri yeşil çuha küMuharriıı A. Bu bir doktonın işi değil bayım. konsültasyon gerek: Dr. Alataş'ı, Dr. Lutfi Kırdar'ı, hattâ Dr. Behçet Uz'u çağırmalı!... çük, portatif masalar, fişler. kâğıdlar ortaya çıktı. Kadınlar, erkekler kaışık bir halde masalann etrafmı aldılar. Muharrir Zehranm yaniDdan kalkmıştı. Zehra onun biraz sonra başka bir köşede Münire ile konuşmaya daldığmı gördü. O konuştukça Münire asabî asabî gülüyor ve uzun, beyaz ellerini sık sık kızıl saçlan üzerindea geçiriyordu. Sonra Nail Beyin 1"" Neclâ yaklaştı ve Zehrayl kolundan tutarak oynıyanlarin yanına götürdü. «Benim yanıma oturun, diyor. du. Uğur getireceksiniz. Hem sonra öğrenmiş olursunuz.» Oyun uzun zaman devam etti. Zehra İçinden «Artık bitse, artık bitse» diye, dua ediyordu. Yomlmuştu. İhtirasla kâğıdların üzerine eğilrr.iş yüzlere bakmak ona sıkmtı veriyordu. Celâl Tahsin oynıyanlarin arasındaydı. Bazan kalkıyoı, yanına geliyor. omzunu okşayıp bir İki kelime söyledıkten sonra gene gidL yordu, arada sırada oyunu terkedip, gizli bir şey konuşmağa eider gibi öbür salonlara geçen vo bir köşede kaybolan çiftler de vardı. Bu esnada kâğıdlar ince şıkırtılarla masalara düşüyor, fişler oradan oraya sürülüyor ve Zehra başinm uğuldadığını, ağzının zelv.r gibi olduğunu hissediyordu. Bu ne kadar devam etti? Artık son zamanda kendini İyİce kavbetmiş. söylenen sözlerl, Neclânın ikide birde oyun fcakkmda verdiği İzahatlan duymaz olmuş. tu. Davetliler arasmda muharrir Sadık mak ve onu dağlara götürmek, kadm. Ziyanın karısı da vardı. Uzun, kuru, lığım hatırlatmak istiyorum. Bea ka iri kemikli bir kadındı. Konuşurken rımı yumuşak, tatiı bir tebessümle, bakarşısmdakiııe azametli, mağrur, garib na muhtaç, bana dayanmı^ görmek is. "fffli»* nazarlarla bakıyordu. Çok kültürlü, terdim. Ne güzel şey bu değil mi efen. münevver bir kadm olduğu söyleniyor. dim! Fakat o büyük davalann peşmde. du. Tahsilini Avrupada yapmijtı. Genc Erkeklerin halledemediği meselelerle kızlığında bir iki tercüme ile ismi ga. uğraşıyor. Bilmezsiniz bazan karşılıklı zetelerde görunmüştü. Bu vesile ile konuştuğumuz zaman onun bir yanlı. Sadık Ziya ile tanışmış, kuru, kısa bir şııu yakalamak, hırpalamak için nasü ROMAN asktan sonra evlenmişlerdi. Belkis ha. fırsat gözlerim. Onun kafasına hayran nım ismi Belkişti. . Zehraya fazla olduğumu gizliyemem. Hayran olmamak sana nüfuz eden, kadmca harikulâde dikkat etmez görünmüştü. Bir köşeye onu biraz küçük, biraz bilgisiz, fakat bir mâna... çekîlmiş, meşhur bir tarıhçi olduğu. tam mânasile kadın görmek isterdim. Birdenbire sustu. Münire yaklaşmıştı. nu söyledikleri ak sacU, miyop bir Kafaların anlaşması kâfidir sanıyor inadamla hararetü bir münakaşsya dal. san.. Hiç de öyle değil. Bununla bera. Eündeki çay kadehini uzatarak; işte çamıştı. Fakat muharrir Zehranın etrafm. ber Belkisi bu bcyalı, renkli kuşlara yınız diyordu. Zehra, muharririn ona keskin bir bada dolasıyordu. Nihayet bir aralık yak. tercih ettiğimi itiraf etmeliyim. kış fırlatt.ğmı gördü. laşarak gizli bir şey söylüyormuş gibi: Bunlar, uzaktan bakılmca gösterisli, Münire uzaklaştığı zaman Sadık Zi. Nasıl, misafirlerinizden tnemnun cazibeli kuşlardır. Evet kuşlar.. Yakla. ya yavaşça: musunuz hanımefendi diye fısıldadı. şmca, oh, o zaman sesleri korkunçtur, Bu akrabanız hanım dedi. Entere. Fakat dudaklarınızdaki bu gülümsemek müHhiştir. Ne hatalar, ne cehalet!.. san bür tipe benziyor. Onun hayatmı aksini söylüyor. Ne kalabalık, ne boya Zehra sıkıntısım unutur gibi olmuş, bilmek isterdim. Biz muharrirler meve ne elektrikli hava değü mi? işte dalmış dinliyordu. Bu adamın sesinde raklı adamlarız ve herkese hayatının bunlar bizim modern hanımlarımiz. Ko bir şey vardı. öyle bir şey ki insanı romanmı araştırarak bakarız, bunu bi. nuşmalara dikkat ediniz. Her koşeden büyülüyor, başka bir âleme götürüyor. liyor musunuz? Meselâ siz? Şöyle otu. bir terzi, yahud bir ber'oer adresi du. du. Muharrir: ralım rica ederim. Çaylanmızı içer ve yacağmıza eminim. Bu güzel kuşlar Size hayramm diye, devam edi konuşuruz. renklenmekten, süslenmekten başka bir yordu. Bu sükutunuz, bu tebessümüL. Zehra itiraz etmiyerek onun göster. şey düşünmezîer. nüz, bu gözlerinizle!.. Ah Celâli kıskan. diği köşeye yürüdü. Bu adamı dinleîıftımı niçin itiraf etmemeli. Ben izdi. Biraz daha sokulmuş, genc kadınm mekten hoşlamyordu ve sonra öbürle, vaçta bedbaht olmuş bir insanım. Kagczlerini arıyarak devam ediyordu: rinden kurtulduğu için memnundu. Evet, bütün bu süslerden, zarafet. rımı sevmeme, ona hürmet etmeme Oturdukları zaman Sadık Ziya çayı lerden anlamıyan erkekleşmiş bir ka.rağmen.. Bir erkeğin kadmın yalnız ve uzatılan severek mes'ud ile dudaklarını ıslatarak iın da pek hog bir şey değil biliyorum. kafasım, fikirlerini çerez tabağmı elile reddederek devam Vleselâ benim karım.. Konuşurken r.a olarnıyacağml, başka bir şeyler arıya, j l sinirli, nasıl hasta dikkat ediyor cafını düşünemiyerek aldandım. Bunu etti: ederiq». Fakat siz, sizde öyle i n . . Evet, meselâ siz?.., Etrafffiua o i . nusunuz? Bazan bStün kitablanni oauşu Ölüm Yolcuları Işık matbaası tarafından neşrediltnek! ta olan seçme macera romanları serisLİ nin ikinci kitabı. «Ölüm Yolcuları» İ&.] mile satışa çıkanlmıştır. Seyfeddin Or. hamn naklettiği bu kjtabı okuyuculan^ mıza tavsiye ederiz. Bütün kitabcılarda • bulunur. İstanbul Belediyesi ŞEHİR TÎYATROSü B U A KS A M Saat W.3O da DRAM K1SMI KADINLAR MEKTF.Bİ KOMED1 K1SMI İKİ EFENDİNİN UŞAĞI Pazaı günleri saat 15,30 da (Arkast var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: