29 Şubat 1944 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

29 Şubat 1944 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎTET 19 Şubet 1944 HEM Sehir İKTİBASLAR /\ Oscar Wilde'in hayatı haberleri Zaf erden sonra Amerika \Edebiyat tarihine dair jj NALINA MİHINA Harbin hodbin ve zaam mantığı. I ç fikir hayatı Burhan 3m ş onu Yazan: Toprak Sabih Alaçam mahkum oldu Eski mahkumiyetile beraber dört ay hapis yatacak Roosevelt'in sağ kolu olan Harry Hopkins: "İngiltere ve Rttsya ile elbirliği yapabilecek miyiz?,, sualine cevab veriyor Bu harbden sonra, bdz Amerikslılar, dünyanin en zengin ve en nüfuzlu milleti olacağız. Şüphe edilrnesin ki, «ateş kes« emrl veriîdlği zaman, bütün büyük devletler araslnda yalnız biz, topraklarlraızl olduğu gibi kalmış, yurddaşlarımızl kar. nl tok ve sapasağlam, ekmek stgjetlmizl, hâlâ ağzlna kadar dolu bulacağlz. Gene, yedi deniz üzerinde, dünyanin en büyük harb ve ticaret fîlosuna ve herhangi milietten daha fazla tayyareye biz sahib olacağız. Fakat, herşeyden üstün oan nokta şudur ki, bu harbden, demokrasi müesseselerine hiç zarar gelmemiş, mukadde. ratlnl kendi temayüllerin« göre tayinde hür bdr mlllet olarak çlkacağız. 0 zaman, bu essiz devlet, müttefiklerile birlikte, sulh konferansma, dünyanin mukadderatlnl yuğunrak için iştirak edecek. O zaman dlş siyasetimiz ne ola. cak? Amerlkanln, naenfaatperest düşüncelerle hareket edeceğini zannetmiyorum. Sulh konferanslna şerefimizi ve kudretimizi tamamlle müdrlk, uzlaşmaa taraftar, fakat roetin, milletlmizln refchmı istiyerek, fakat bu refahın, dünya refahlna bağll olduğunu düşünerek gitmemiz lâzimdır. Yarınin eulhunu yaparken, aydın İş adamlarl gibi hareket etmeli, menfaatimize uygun olan, fakat slrf kendi faydamlzl hedef tutmıyan bir dünya nizaml kurmallylz. 1 jdretknizl müdrik o»maliylz; fakat, onu hak ve adalet uğranda kullanmakta tereddüd etmemeliyiz. Büyük Bntanya, Rusya ve Çin'ıe ayni zaTnanda, diğer Birleşmlş milletlerle beraber, dünya sulhu ve hürrlyeti için «avaştığimızl hatlrlsmalı, hiç bir güceniküğin, bu olayl örtmesine meydan vermemellyiz. Harbi birlikte ysptlk, sulhu da beraber yapmamiz lâzimdır; ancak, bu, bizi, realist olmaktan alıkoymiyacaktır. *** Geçenlerde bh dostum, bana: «Rusya İle nasll elbirliği yapabiliriz? diye sordu. Rusya, dünyayı bolşevikleştirmek üzeredir. Siz, Washingtonda yaşlyan sade İnsanlar, birer gafilsiniz. Rusya, bizim bütün kanunızl emecek, sonra da bizi aldatacaktlr. Rusyaya yardlm edece. ğimiz yerde, ona karşl korunmalıyız.» Rusya, bizimkinden ayrı slyest görüş sahibi, kuvvetll bir devlettir. Fakat, bizim gibi, o da, milletinîn hayat şartlarlnl düze'tmek, kudretlni ifade etmek ve clhan hayatlnm gelişmesina yardlm etmek Isteğile hareket ediyor. Harbden evvel, büyük bir sanayi medeniyeiimn İnkişafmı temine çallşiyordu; şimdi mevcudiyeti uğrunda harbediyor; yarın, gene endüstrisinln gel:şiml ve mUletinİTi hayat seviyesini yükseltme işme sanla. caktir. Bugün onunla elbirliği yaplyoruz, her i ü millet için de çok hayatl önemi olan bir elblrliğHnin, gelecekte de devam edeceğine kanaatlm vardlr. artan bir tehlike, Brltanya imparator tirmek Istiyorsa, faallyeünl İdame ı luğu tehlikesi var. Dikkat!» Büyük Brl. rundadır. Faka, fakir milletlerin, Birtanyada da, bazı kimse'.er, şöyle dayor le?lk Amerika idaresi altlnda kalklnraalar: cAmerikall taciri, sulh masasmda ğa. çallşmağa ve refaha kavuşmağa başfeözden kaçırmlyallm. Bizi. elinden gelse, ladlklarl bir dünyada, İngiltere, bütün bir deri, bir kemlk blraklr.. dünyaya hizmet edemez. Bunu, Rusya da Fakat, İngiltere ile Birleşik Amerika yapamaz, biz de yapamayiz. Şartlar mü. da, hükumetler de, milletîer de, blri said olacağı için, herkes, muhtac olanlabirlerinden korkmuyorlar. Bazı kimse ra hizmet edebllecektir. ler, yüz seneden fazla blr müddet, AtMHletlerİn, kendi kendilerinl idare lantikte, tedafü! hiç bir deniz manevrssl etmek hususundaki emellerinl zaptetmeyapmadığımiz söylemişîerdlr. ingilizler ğe lmkân kafcrıiyan b!r dünyada, İngil. de, bizden gelebilecek herhangl bir ta tere gibi. demokrasi davasına bağîanır.lş arruzu Sniemeği düşünmüş değillerdir. büyük blr mllletln, yeni topraklar elde Amerikan milleti, Rusyaâan ve Çinden etmeğe çallşması, aklin kebul edeceği ayrı olarak. İngiltere ile blr anlaşma bir şey değildir. yapmak istemlyor. Fakat, karçlllkll, Haylr, İngiltere, milletlerin hflrrlyedoftluk ve Inanca dayanan münasebetler rlne ve muhtariyetlne saygl göstermek tesis etmemiz lâzimdır. Buna muvaffak ve arazi genlşletme işine hiç bir suretie olaeağtmıza emlnim. kalkışmamak hususunda, bizimle birKültürü ve dill ayni olan lkl millet likte, Atlantik beyannamesle, taahhüde araslnda husule gelebilecek her türlö ginriştlr. gücenikllğe ve anlşmazllklara rağmen, îr.giltere henüz zengindlr. Norveç ve bugün biliyoruz kl, İngilters, bizimle Holanda gibi, denlzle yaşar. Gemilere elbirliği etv <rk arzusundadlrlar. Onun sahib olmasl lâzimdır. Bu harbden son. c da kendi : aatlerl vardır, bizim de ra. mevcud malları taşlmak İçin, lhtiyackendi menfaaîlerimiz. Bazan. bu men dan da fazla geml bulunacaktır. Bizlnı faatler çatlşiyor. Fakat. hüsnünîyet sa İhtiyaclarlmızdan artan gemilerl, dostyesinde, bunlar, uzlaştırllmaz şeyler d«. larlmlza, satmak değil, klraya vereblle. ğildlr. oeğız. YeryüzCndeH hava uslerlmiz hakkınDeniz ticaretl, faallyetlerlmizln 3nerni, Büyük Britanya ile bir anlaşmaya 11 bar klsmlnl teşkil eder. Birleşmiş mtlvaracağımlzdan zerre kadar şüphem letlerln her birine ayıracağlmlz gemi yoktur. Hem, bu anlaşma, her ik; mem miktarl, genlş bir elblrliği zihnlyetile leketin menfaati dahilİTide olacaktır. halledümesl gereken meseielerdendir. Yarlnln dünyaslnda, ticaret, hem hava. American Maaazine'den 3^. hem denfeden yapllacaktir. Yalnız savil hava üslerlnden degil, ayŞirketi Hayriye de ni zamanda askert hav« üslerinden dc zam istiyor bahsetmek istiyorum. Dünya sulhunun Şirketi Hayriye vapur ücretlerine bir muhafazasl, gerçek blr kudret ister. Bu sefer, dostlarîmiı ve biz, bu kuvvete miktar daha zam yapılması İçin tariıe komisyonuna müracaat edecektir. s.hib olmak nlyetincieyiz. Her altı ayda bir toplanan dtriz müBüyük Brltanya, tlcarette bizim rakibimizdir. faîtat, bu, harbden sonra, dün nakalâtı tarife komisyonu, halen topya tlcaretine hâkim olacağı manasina lantılarına başlamıs olduğundan, Şirkeselrr.ez. Onun çallşması, mal imalir.e ve ti Hayriyenin bu müracaat!, komisyonda bu mallarl, yeryüzünde satmağa lnh'sar tetkik edilerek bir proje halinde Vectmiştir. Eğer mevcudiyetini devam et kâlete blldirüecektir. Can ve gSnülden istedtğiniz vakit sizt bekler lıulacaksınız.» hiden dünyalar ıstırabîa kuruldu ise, aşktn ellerile kurulmuştur.> Bütün hikmetlerini tersine cevirdiği, kaTİkatürize etmek için dehaslnı lnsafsızca kullandlgl İsâ peygamber, onun içm şimdi, beşeriyetm en büyük şairi, üstadJ olmuştur. Artli İsâ'dan, ruhtan, İnclllerden, dünyada hiç kimsenin erişemiyeceği, ilâhî bir lisanla bahsed«r. İsâ'nln muclzelerinl, ilkbaharln gelişi kadar tatll ve onun kadar tabiî bulur, Ruh meselesine ger'nce: «Th<5ophile Gauthier gibi «Ben kendisi için dış âlemin var olduğu insanlardan blriyiml» diyen, o hakikî paien, adeta bir spritu. aliste olmuştur: «Bir çok sebebler yüzünden ruhun düşmanl idlm. Fakat onu, bir dost gibi beni bekler buldum. Ruhla allş verişe girişilince, İsâ'nln dediği gibi, İnsan bir çocuk kadar sadeleşiyor. Yalnıı, pek az kimsenin, ölmezden önce <Kendi ruhuna sahlb olabihnesi» çok acldlr. Emerson «İnssnda, kendi öz hareketinden daha nadir hiç bir şey yoktur.> diyor. Bu, tamamlle doğrudur. İnsanlarin çoğu, ken. dilcrinden bambaşkadlrlar. Düşünceleri başkalartaln düşünceleri, hayatlarl komîk bir takL'd ve htirasları da bir naklldir. İsâ yalnız en büyük ferdiyetçl değlldl; beîki tarihin birlnd ferdiyetçi. si idi. Bazılan, onu alelâde bir İnsaniyetperver zannettiler.» İnclllerln tefsirinde, bütün tarihto namll bir kâfiri olan O. Wilde; tnciUer. den ve İsâdan, hlrlstiyan velisi olarak en büyük şair sayılan, Ascızli Fransua gibi bahsetmektedir: «Noel'de, yunanca blr İncll bulmağa muvaffak oldum. Her sabah, hücremi ylîısdlktan sonra, înciUerin herhangl bir yerinden, on İki Syet okuyorum. Bu, güne başlamak İçin çok güzel bir usul. İncilleM yunancadan okumak, İsl'nın, belki harfi harfine kullandığı tabirleri kul'rnmak düşüncesi, bendeki zevki kat kat artırlyor.. «İsâ'nih ahlâki; tam ehlâkm olmaa icab ettiği şekilde, sadece serr.patidir. Yalnlz şu kelimeleri söyleseydi Bu günahkâr kadmln, günshlan affediltr.iştîr. Çückü o, çok sevdi. Bunlarl söylemek, ölmeğe değerdi.. diyrjr ve biraz lleride de, sunları İlâve ediyor; «Yeni peygambere yani İsâ'ys. gunah işlerken yakalanan bir kadınl getirip, taşa tutarak. öldürmekten İbaret olan kanunun hükmünü söyliyerek, ne yapmak lâzlm geleceğini sordukiarı valdt, o; hiç bir şey duymarm'i gibi, parmağl ile kum üzerlne çizgiler çizmeğe devam etti. Cevab vermesi için «lklştırıllnca, başml kaldırdl ve «İçlalzde günahkâr olmiyan, ona ilk taşl atsln!» ded!. Böyle bir cümle söyleraek yaşaraak zahmetine değer. Yirminci asrm İlk gün!erlnde 8'en; sosyallzmin, komünizm'n, lâikliğin, din. sizliğin, nihayet güzel sanatlarda bir sürü izmll cereyanların doğduğunu gören, asıln en büyük zekâkrindan b!rinin, hakikî hayat ve hakikî m«5eleler ksrşısinda aksüîâmellerlni yani tekimülünü göstermek İçin, yaptığim bu bitmez tükenmez nakillerden sonre, ar. tık büyük günah&ârln, ılndandan çıkinca, plşman olduğu için geçmişteki haya tln tam zlddlnl yaşlyacağlnl tasavvur «tmek İcab eder. İki yıl zlndanda geçen haystî, aylarca kitab ve kalem yasağl, yalmz'lk, müthiş angaryeler, blr tarafa blraküsa bile, yaînlz 13 ikinciteşTÎn 1895 te, Londradan hapîsaneye götürü. lürken çektiği Istlrab, onu baştan aşağlya değişirmeğe kâfl idi. Faciasındaki iğrenc, adi ve her türlü fiçlubdan mahrum kaderinin. yarım saatlni anlatmayl gene kendislne bıraklyorum: «O gün, saat ikiden iki buçuğa kadar Clapham Junctlon istasyonunda, âleme eğlence olarak, mahpus kllığlyle ve bi. 'eklerîmde kelepçe ile bekled:m. Akla gelebilecek her türlü eşyanin araslnda, en gülünc ve galiz olanl ben idim. Beni görenler gülrr.eğe başllyorlardl. Gelen her tren. mütecessislerin saylslnı çoğaltlyordu. Hiç bir şey onların eğîencelerini daha ileri götüremezdi. TEbiî, kim ol. duğurru bilmedikleri müddetçe, iş bundan ibaret kaldı. Kim oldugumu öğrenince. büsbütün keyifleri yerine geldl. Yarım saat: ikinciteşrmin kül renkli yağtruru altlnda, beni kötüliyen halkla çevrili kaldlm. Bana; bunu yaptlklanndan bîr yll scnra, hâlâ hergün ayni r.aatte, ayni müddet ağllyorum. Be'.ki bu; size göründüğü kadar acl deŞildir. Zindsr.da olanlar için, göz yaşl günlük denenselerdendir. Zindanda ağlanmıyan şün, yüregln mes'ud olduğu bir gün değil, katllaştlğl blr gündür.» Fâni hayat bura<ia bitmiştir. Wüde günahlamun cezasınl çekaaiştir. Lâkin mı müthiş tecrübeden beşeriyete De Profundis yadigâr kalmlştır. Önçeleri gencliğe verdiği nasihatlerde: cMümkün olduğu kedar sun'î olmak, hayatta İlk vazife budur. İkinci vazifeye gelince, daha onu henüz kimse bilmiyor.> diyen Wüd«; «jinıdi birinci vazifenin sun'ilik olmsdlğlnl, her şeyin aşk ve lstırabda başlaylp bittiğini anlamıştlr. Artık aşka ve Uttraba aid en güzel düşünceleri, on. daa dinliyebiliriz. ...Jstirab çok uzun bir andır. Onu mev Bİmlere ayiramayiz. Sarsılmaa bir kuiret tarafından', en ince teferruatı bile düzene konmuş bir hayatın, felee uğratan hareketslzliği içinde, demirden bir forjnülün gevsemez kanunlarına uyarak yiyor, içlyor, uyuyor, dua ediyor yahud dua etmek üzere yere diz çöküyoruz. «Zindana gireli üç aydan fazla zaman geçü, Hücremin kaplsina «sıll ve üze. rinde adlm, mahkumiyetim yazılı gunlük iş oetveÜm, mayıs ayı olduğunu bildiriyor.» Tablati, bahan o kadar çok seven, dünyanin en azlü ferdiyetçisini, paien1. inı bu halde görmek ve onun eğzından bu sözleri işitmek insani şaşırtiyor. Fakat daha ileride nakledeceğİmU parça hayretimizi büsbütün çoğaltacaktır; «Istlrab aşktan başka herhangl bir elin dokunmasile kanayan bir yaradir. Hattfi o xaman bile acıdan olmasa da gene kanar. Istırabin bulunduğu he r yer mukaddestir. Bir gün bunun ne demek olduğu anlaşilacaktir. Bundan önce hayattan bir şey anlaşllmiş değildir.» Burada gene sözü müellife biraklyorum. Zira onun, alndaada, katiller arasında geçirdiği tekâmüiu anlatabiimek İçin, şimdiden sonra yalnlz onun fikirlerlni nakledeceğlm: •İtirai etmeliyim ki kendi kendimi ben ylktlm. Küçük veya büyük; insan a^.cak kendi elile yikılabllir. Belki şimdi bundan füphe edecekler bulunrnasina rağmen, söylemeğe hazirim ve söylemeğe çallşlyorum, kendirne acımadan bu müthiş ve zehirll ithaml hayklrıyorum: Âlemin bana yaptığl nekadar fena olur. sa olsun, benim bana yaptığim daha müthiştir.» «Tanrılar bana hemen herşeyi vermişlerdi. Lâkin ben şehevî, budalaca uzun lsürahat devirlerinde gaflete daliyor. dum. Başı boş, Dandy, moda adaın rolü oynamakla eğleniyordum. Ebedî bir gencliği mahvetmekten garib bir zevk duyuyordum. Yükseklikte bulunmaktan blkarak yeni zevk aramanln peşinde derinliklere indim. Arzu sonunda bir hastallk, yahud bir delilik veya ikisinin de birleştiği bir hal aldı. Zevkimi nerede buldu isem aldim va geçtim. Unutuyor. dum ki günün en küçük hareketl«ri seclyeyl yapar ve ylkar. Zevklerın bana hâkim olmalarına göz yumdum ve korkunc bir felâkete düştüm Şlmdi bana yalnlz bir şey kaldı: Mutlak surette her şeye boyun eğmek.» «İşte nerede ise iki seneiir zlndanda. yim. Vahşi bir ümid3İzlik beni altina aldı. Görülmesi bile acl bir yese, büyük ve iktidarsız bir isyana, kasavete, İğrenmeye, yüksek segle hıçkıran kahra kecdisini İiade için hiç bir ses bulamlyan sefalete, dilsiz bir cleme düştüm. Fakat kendlroi sllmek ve kaderime boyun eğmek... Bana kalan son ve en iyi şey. Bu; vardlğlm en son keşü, yeni bir tekâmülün çlklş noktasdlr. İçimden geldi; onun için tam zamanmda geîdiğini biliyorum. Eğer bana başka biri bundan bahsetseydi, onu benimsemij'ecektim, Hayatın, yeni bir hayatin unsuTlarını taşıyan ve her şeyiu içtnde en garib olan biricik nimet!.. Bütün vaılıklara veda edenek ele geçlrilebilir. Ancak her çey kaybedllince ele geçtlğine icanilabi. lir> Bununla beraber Wilde bu kanaatîerini yazarken, ferdlyetçiliğinden asla fedakârlıkta bulunmuş değildîr. Kafaslnda şimdi onun yalnlz bir şey hâkimdir. Var olmak için kendini vermek ve bcşkalan. ax sevmek lâzimdır, Lâkin kendimizden eızdlrlltnlyan hakikatin klymetine inanmaı. Ve aşk hakklnda çu harikulâd« gü«el cümleyi »öyler: «Aşkı can ve gönüL den istediğiniz vakit, onu sizi be3der bulacakslniz!» Artlk şark mutasavvuflarmın haklkattni şimdi kendisinde duymakta ve her »eyi anlaylp affetmektedir: «Başlma gelenlerin hepsini, kend.nade İyiye çevirn>eliyim. Tahtadan yatağl, mide bu. landiricı yemeği, sızlıyan parmaklarin ucu duygudan mahrunı kalınciya kadar çözdürülen halatları. günk başlayıp günle biten iğrenc angaryalarl, adetin tabil gördüğü sert emirieri, lstırabı kaba göst^ren partal elbiseleri, sükutu; İnzivayi, ayibı ruh tecrübelerine döndürffielıyim.» cBedenin tek bir a!ça!işi ve ezilişi yoktur ki nefsi ruhanılsştirmesi.'i!» «Istlrab, lnsanln erişebileceği er. yüksek heyecan olacsğlna göre, her büyük sanatm da mevzuu olduğunu görüyorum. Sevinc ve kahkahamn arkaslnda kaba, sert. kaşerlennrş bir mizac o'.ab!iir. Lâkin ıstırabin arkasır.da, ıstlrab vardlr. Azab, zevkin zlddlna olarak maske taşimaz.» <Sanatta hakikat bir şeyin kendifile olan birliği, dlşm içi ifade etmesi ruhun vucude. vücudün ruha âenk oluşudur. Bu yüzden. lstırabla ölçü'.ebilecek haki. kat yoktur. Dünyalar lstırabla kurulnıuştur. Hayatm slrrl ıstlrab çekmektir. Her »eyde glzll o l a n budur. Ve eğer sa Devlet memurlarma intisab iddiasile menfaat teminine tejebbüs etmekten suçlu Sabih Alaçamla bu iiile i^tirak etmekten Beytoğlurda pansiyon sahibi Saniye Güney'in. muhakemeleri; tstanbul üçüncü »sliye ceza mhakemesince dün ak^am bitirilmlştir. Mahkeme; panfdyoncu Saniye Güney'in yanında kiracı Turgud Eron'un, pansiyoncu tara. findan Sabih Alaçamla tanıçürıldığını ve Turgud Eron'un Emniyet Müdürlüğündeki blr lşinl halletmek vadile Sa. bih Alaçamm ondan 300 llra isediğini, bununla emniyet erkânma ziyafet çekeceğinden bahsettiglnl ve paraya mahsuben 50 lira ahrken cürmü meşhud halinde yakalandiğını sabit görmüştür. Sabih Alaçamm flç ay hapsine, o. tuz lira ağır para cezaai öderr.eslne, evvelce radyo kanununa muhalif hareketinden dördüncü asliye cezaca tayin olunarak tecil edilml» bir ay hapis ce. lasınm da çektirilmesine, ayrıca 1400 kuruş muhakeme masrafi. ahnma^ma karar vermiştlr. Diğer taraltan; meş. hud »uç kanunu mucibince hakkmda tevkif müzekkeresl kesilmiştlr. Pansiyon sahibi Saniye Güneyln, Turgud Eron'u Sabih Alaçamla işin içyüzünü bile bile tanışrtırdığı anlajılamadığından, onun da beraeine hükmolunmuştur. Büyük mikyasta eroin satan bir şebeke yakalandı Kaçakçüık büroıu memurları kokain kaçakçıiığı yapan bir gebeke ele geçir. mişlerdir. Mardlnde tlcaretle lstlgal eden Salih Civan ve Bahri Yavuz jsimlerinde iki şahıs şehrimize gelmiş, ömer admda blrine muracast ederek iki kilo eroin alroak Utediklerini söylemişlerdir. Bunun üzerine ömer, bu iki tüccarı Pan. galtı'da bir pastahanede Halil ve Salih Şener admda iki fîahısla taniftırmıjtır. Halü elinde üç kilo kokain bulua. duğunu söylemis, iki tüccarı malı göstermek üzere evine davet etmijtir. Mardinü Salih, kokainden anlamadığm. dan Niko admda bu i.jin erbabı bir adamla Halilin evine gitmig, fakat mah beğenmediginden almaktan imtina et. mistir. Zabıta bu kaçakçüık işini haber almış. Yorgi üe Halili yarım kilo kokami 1500 liraya satarlarken auç üstü yakalamışlardır. Salihin Sirkecıde Kazasker hanındaki yazıhacesinde yapılan arama. da kokain diye sattıkları asit benzoük bulunmuş ve kokain $i$elerine yapıstırılan etiketlerin sahte olup Haliiin evin. de basıldıkları îesbit edilmiştir. Bu aralık Salih ve Bahrinin lirar etmek istedikleri haber elınmıj ve derhal yakaian. mışlardır. Bavulları arandığı zaman, Salihinkinde bir Brovning tabancası, 8 fişek, B3hrininkiQde üg Brcvning şarjör, mezkur kokain. 58 kutu 15 er tüblük atabrin, 7,65 çapında 1C0 fijek bulunmuftur, klncl Dtinya Harbbaln, tarihin kay. detUgi en bttyük harb oldngnna şttp. he yoktur. Eski «tbirlerle ifa4e etmek lftnm frelir»e dünyanin 4 bocaftın. da, 7 ikUmde, 72 boçuk mület harbedU yor. Coğrafya kltablannda lnsanlan be yaı, sarı, siyah, kızü diye dört ırka v» renje aymrlar. Yeryüıttnde bunUnıı derece derece aeık veya koynlan d» r»r. dır. Şn Cihan Harbtode, bn renfirenk inaanlar, blrbirlerlle boSuşnyorlar; hattâ kml derilfler bile. Amerikan ordusnnda blr hayli kml derill asker, kendi renkleu rlnde bir seneralın kumandasında Japonlara karşı harbetmektedirler. Bütün bn milletlerin bir kısmı istiye. rek, blr kısmı d* Istemiyerek bn harbe girmlşlerdir. İkinci kısımda taarrozs *£nyarak mecbnren Bİlâh» sanlanlar, ya hnd da siyasi ve lktisadt, bazan da as. kerî tazyiklerle harbe karıçmak zorands kalanlar vardır. 1939 eylulünün blrincl frfinfi Ataany». nın Lehlstana taarrnzile başhyan harb, yedi başlı efsanerî canavarlar gibi, önttne gelene saldırmıştır. Şimdlye kadar, nasılsa köşede bncakta kalabilmlş çlanlar da bn canavarm kanh pençesine düşmek tehlîkesine maruzdnrlar. Harb ejderf, buzlar arasmda kendi hallerinde yaşıyan •akin Eskimolardan Pasifik Okjanusu. nnn sıcak adalartnda oturan ve insan etl yiyen vahşilere varıncıya kadar, bütün milletleri ve kavtmleri kan ve ateş için. de bırakmadan lnine dönmemek istiyor. Onn ininden çıkaranlar da, bln kere plş. man olmnşlardır. Harbe giren mflletler, çok hodbin ve zallm oluyoriar. tstiyorlar kl koın^nlatı da, hattâ dünyanin öteki ncondaki mll. letJer de, kendileri «ribi dövüşsünler. Mo. harib mOletlerin yoln üstünde bulunanlar bn kan ve ateş sell İçinde boğnldular. Yol üstünde olmıyanlar da şn veya bu şekilde cehenneme atıldılar. Kimisi za. fere gidcn yolnn çi£nenen kaldınmı; kl. mlsi tafer arabasına koşolan at oldnlar. Harb müthiş blr çarka benziyor. Kendinl ona kaptıranlar, sonnna kadar bir daha knrtnlamıyorlar. Bunun en mükemmel mlsali ttalyadn, D YAPRAK DÖKUMÜ Komedi Kısmında SON H A F T A Şehir Dram Tiyatrosunda C i M Ri Harbe siren bir millet, bn harbin miIM bir zaruret oldnfeuna lnanmalıdır kl can. la başla dUvUşsün. Tecavnc harblnde de, müdafaa harbinde de, bn, böyledir. «Harb için harb» lihniyetl ve devrl gecmiştir. Durup durnrken spor yapar gibi harb edilmeı. Mül! bir gaye için harb edillr; haklı bir dava lçin harbediür; ynrdu ve istiklâli konımak İçin harbedillr. Ancak böyle bir harb, kutsal btr harb olm* ve ancak, o zaman, bir millet canla başla harbeder. Bnnun en lyi misallnl, Sovyet Rnsyanın Flnlandlyaya karşı yaptıgı (e. oavüz harblle ştmdl Almanyaya kar«ji yaptı&ı müdafaa harbi arasındaki büyük farkta bnluraz. Fakat, ynkanda da dedijimlı gfbL n n , harib devletler, isterler ki nzak yakın, her •mfflct. kendi saflarında harbetsin ve kanını döksün. Bo, harbin hodbin ve lallm mantıjıdır. Yeni lntikam harble. rinln tohumunu atan âmiller arasında bn mantık d» vardır. 2415 Dünya sulhu bakımindan karşılıklı faydamizdan ayrı olarak, sırf iktısadî cepheden förülürse, Rusya üe elbirliği yapmak bizim menfaatimiz icebiarındandlr. Yakinda, memleketimizde oturan bir kaç Rusla konuştum. Onlarln bana söyle dlkleri şeylerden çlkardlğım hükme göre, harbi takib eden sene zarfında, RusSuçlularu» hepsi Adliyeye verilmij lar, bizden, 750 milyar dolarllk mal ala. lerdir. caklardlr. Bu mallar, elektrik teçhîzatı, makine, tezgâh, müteharrik edevat ve Parti Genel Sekreteri saire olacaktır. Rusya, Almanlar tarafınşehrimizde dan tahrib edilen geniş sanayi bölgeleParti Genel Sekreteri Memduh Şev rini imar etmek gibi muazzam bir meseket Esendal dün sabah Ankaradan şeh le karşlsindadlr. Ondan sonra gelen :kinrimize gelmiştir. Genel Sekreter Istas ci bir mesele de, bundan bir kaç sene ycnda Paxti erkânı taraîmdan karşı evvel henüz başlamlş bu'.unduğu, milyonlcrla ve milyonlarca yurddaş İçin lanmijtir. yeni endüstriler vücude getirmektir. Bu muazzam, maddî kalklnma, Rus. Kadıköyünde Söğüdlüçeşmede gece yayı, elli sene, belki daha fazla meşgul yarısına doğru bir kulübeden yaagm edecektir. Rusya, yalnlz bizden değil. çıkmış, kulübe ile beraber içeıisinde İngiltereden ve İhracat mall istihsal yatan marangoo Mustafa da yanmıştır. edebilen her memleketten mal satln alMustafanın sarho§ bir halde kulübesin.ak mevkllndedir. ne gelerek yattığı anlaşılmıştır. Uyuk. Dostum, bana şu mukabelede bulumîu: lama suasında içtiği sigaranm yatağa «Desenize, bizi yaralasm diye bir canadüstüğü ve gilteyi tutuşturduğu sanılvar beslemekle meşgulsünüz!» maktadır. Mustafamn cesedinin gömülParalaylcl canavarlar fakirlikten \e mesine müsaade olunmujtur, zulümden doğar ama, bunlara sebeb, isKanlıcada iki kızkardeşe ter kendi idarecilerl olsun, ister başka milletîer olsun. Refsh içinde yaşlyan, yapılan taarruz sıVhatli memleketlerin, başkalarına salEvvelki gece yarısı Anadoiuhisarm dırmsğa lhtiyacl yoktur, meğer ki kendan Kanlıcadaki evlerine giden Saime dileri tecavuze uğramasmlar. Rusya ile ve Neriman adlarında İki kızkardeş; elbirliği etmek bizim menfaatimiz gere. yolda üç kişinin taarruzuna uğramış ğincedir. İkinci şlk. vücude getirdiğirniz lardu. Mütaarrızlardan Sabahaddin Sa koca ordunun, bahr.yenin, ve hava bekleyip, İmenin üzerine saldırmıştır. Receble kuvvetlerfrün ysnıbaşlnda kullanmadan ylpratMustala da Nerimanı sürükliyerek be. kaynaklariTrjlzl, ri taraftaki ağaçlar altma doğru götür maktan ibarettir. Bundan, Rusya da za. müşlerdir. O sırada yoldan geçen Meh. rar görecektir. Biricik msntlklı çare, med ve Ahmed isimlerinde iki yolcu, Sovyetler Birliğile elbirüği etmek. onungene kadmlarm haykınşmalarmı du la mür.asebette bulunmak, dost olmak yarak imdada gelince mütaarnzlar ve onun silâhlarile kendi sllâhlarimızl, kaçmıştır. Sabahaddin çok geçmeden birbîrimize karşl kulanmak iüzumunu ele geçmiştir. Recebla Mustafa da ya. duymlyscak bir halde tutmaktır. kalanmak üzeredir. Vaki taarruzun deSnra, Çin gellyor. Çin; dost edinerek recesi tayin olunmak üzere tîiarruza kayba uğradlğımlzl zannedenlere ksrşl uğrıyanlar muayeneye gönderilmi}ler. şu noktayl belirtirim ki, Çin, sulhun dir. Tahkikata devam clunmaktadır. ilk sercesi zarfmda, bîzden, tnkriben 250 nıilyar dolarllk mal alacaktlr. Eande ol. Kahve ve çay tevziatı sa, daha da fazla alacaktır; biz de, kenhıhisarlar Istanbul BaşmCdürlüâundsn: di rriHetiıriizİn ihtiyclarlnl tarr.amîle 1 îstanbul Belediye hududları da. karçillyacağlmlza emin olsak, ona daha hilinde bulunan dar ve değişmez ge fazlaslnı vermek İsteriz. llrlilerle halka verilen mart ve nisan Dostum, bana: «Bu suretle, Japonya 944 aylarına aıahsus ekraek kartları. gibi. ikinci bir Asya canavarım silâhnm sol köşesindeki (N) harfli kuponla lardırmlş olacağız, dedi.» 30/4/944 aksamma kadar büyük ve ço Çin bizim dostumuzdur. Çin milletlle cuklara bir defad iki ayhk olarak her mizac birliklerlmiz vardır. Çine seyahat şahsa 25 gram çay ve (II) harfli kupon eden herkes bunu bilir. Asyada üstün la yalnız büyüklere 150 gram kahve millet olmağa namzeddirler. Ancak. sa. dağıtılacaktır. nayiden yana zaylf olduk'arl müddetçe 2 Kahve ve çay tevziatı şehrin sulhu idare ve muhafaza edemiyeceklerher semtinde bu maddaleri satan ba dir. Pssifikteki âcil menfaatlerimiz, bu yiler tarafından yapılacak ve (N) harf. merr.leketle aramlzda, İktlsadt sahada li kupon hâmilleri çay istihkaklarını ar da, daha başka alanlarda da dostça ve zularına göre ekstra veya birinci nevL slkl münasebet'.er idame etmemizi zarurî kıüyor. den alabileceklerdir. MuEatabtm, dedi kl: «Şimdi 'te, gltgide I Mart 1944 yarınki ÇARŞAMBA gününden itibaren Kadtköy O P E R A Sireması BİR HARİKA FİLMİ GÖSTERMEĞE BAŞLIYOR. HatlrasL görenlerce ölmiyecek, olan ALOMA bir sinema mucizesi olarak yaratan JEAN HOLE, lştirak eden VİCTOR MAC LAGLEN ve sehhar FRANSES KARMEN taraflndan emsalste bir itina ile çevrilen Hazin bir irtihal Îstanbul Umumî Meclisi szasından emekli Ordinaryüs profesör avukat Şevket Yunt'un eşi Denizeri »llesinden; RANA YUNT vefat etmiştir. Cenaze namazı 29/2/844 salı günü Bğle namazım müteakıb Göztepe Istasyon camil jsrifinde kılmdıktan sonra Sahrayıcediddekl «ilesl kab. rine defnolunacaktır. Allah rahmet eylesin. Gümrük Müdürlerinden merhum AU Rizanın eşi Bursa Merinos mütehassısı veteriner Fuad Başkurd ile tüccardan Sîıad ve Nihad Başkard'un ve Aliye Volkan'm valideleri NIYALTER BAŞKURD vefat etmistir. Cenazesi bugünkü 29/2/ 944 salı günü Ayaspasada Selimehatua Mezarlık sokağında Mustafa Ismail apartımanındaki ikametgâhmdan kaldırılaıak Teşvikiye camünde öğle na. man badeleda Asrî mezarlığa defnedllecektir. Cenabıhak rahmet eylıye (3433) *** Yüksek Deniz Ticaret Okulu geometrl öğretmeni emekli binbajı Mehmed Sö. zer eşi, Mersin merkez bankası müdürü Fikret Sözer, üniversite Tıb Fakültesi Cziyoloji asistanı Dr. Füruzan Sö. zer ve Topkapı sarayı müzesi minyatür ressamı Mihriban Sözer'in snneleri cŞADİYE SÖZER» 28/2/944 de Allahın rahmetine kavujmuş ve Karacaahmed mezarhğında e. bedi istirahatgftiuna tevdi edüm:jtir, Allah rahmet eylesin. *** Avukat Galib Bektaş vefat etmiştlr. Cenazesi bugün Veznecüerdeki evinden kaldırılarak Cğle vakti Beyazıd c=mli şerifinde namazı kalındıktan sonra E. dirnekapı Şehidliğindeki aile maitseresine tevdi edilecektir. Ç I P L AK Â Ş I KL A R BASTANBAŞA AŞK, HEYECAN, MÜZİK VE ADALARIN GÜZEL SAHNELERİLE DOLU ŞAHESER. Bir sarhoş yanarak öldü B U  K Ş A M SİİMER Sinemasmda B R ODW AY GEORGES RAFT PAT O'BRİEN JANE BLAİR Gangsterlerin hayat sürdüğü lüks batakhaneler... Zevk... Sefahat... Eğlence âlemleri, macera. sergüzeşt gecesi.» NeW.York'un şaşaall gece hayatl... Aşk ve saadet gecesi... Elem ve cinayet eecesi... Seyredenleri gaşyedecek senenin en büyük aşk ve macera şaheseri. Yarın Akşam M E L E K Sinemasında Asrî hayatından en büyük meselelerinden biri... Cemiyette kadınln rolü nedir?.. Beğendirmek?~ Hükmetmek?.. Gönül kapmak?.. Katherin HEPBURN ve Spencer TRAGY tarafından mükemmelen temsdl edilen GÜNÜN liAIMM filminde en facialı aşk romanlnl yaşatacaklardlr. Yerlerlnizi evveîden aldlrinlz. Dsğil Oscar Wilde, hiç bir in&an yoktur ki, bu rezil aklbetten sonra ayni kalabilsin; Nitekim. kendisi de artık feragatın tam zlddl olan idealı istemekte. dir: «Aradığlm sanatta mystique, hayatta mystique, toblatta mystique o'.andır. Bunu rr.utlaka bir j'erde bulmallylm.> Fakat heyhat! O kadar çok İnandlğl zekâsl gsç kelırıştl. Ariık iradesi, onu bu güzel ideale götürecek kuvvetten mah. rumdu. Ufuklar uzak, vasıta yoktu. Bir Türi mutasavvufunun dediği gibi vakit kimyadlr. Blr insani ebediyen mahvetmek İçin. bazan Israf edilen bir an bile kâfidir. Şuursuz ve çok uzun süren bir gafiet mevsimi, seciyeyi, iradeyi, şuuru kökiinden sarebllir. Wilde için de böyle oirruştu. Bu üâh! sözleri yazdlğl zindandan çiktl. Daha korkuno bir zindana girdi, yani eski itiyadlarina kavuştu. Fa(^) tkinci yaa 23 şubat tarihli sayi kat ölmeden çok daha Snce ruhu ve deKeyfiyet sayın halka ve bayilere jlân kendisini mazdadır. ,, olımur, ACI SENFONİ ALELÂDENİN FEVKİNE ÇIKAN PEK ROMANTİK BİR ESER TÜRKÇE SÖZLÜ Mevlid Bay Mecid Ibogil'in vefatmm 40 ıncı gününe tesadüf eden 29 şubat 1944 bu. günkü salı günü ögle namaanı müteakıb Beyoğlu Ağacamlinde Mevlldi Şerif fa. raat edileceğinden arzu eden aevatın teşriflsri rica olunur YAKINDA ŞARK'ta S İ N E M A S I N D A •• AR B U Ü u N Mutlu bir nikâh G E C E AGI K U Ş U Baş rollerde : HANA VİTOVA ve SVATOPLUK BENES Derin bir aşkln aclkll hikâyesi PEK Y A K I N D A (Orijinal kopya) SENFONİ Tevfik Âmlr Kocamazm torunu ve Türk Ticaret Bankası Ankara şubesl müdürü Pertev Âmir Kocamazın kızı Feyza Âmir Kocamaz ile eski vaülerden doktor Reşidin oğlu tüccardan Cezmi Şa. hingiraym nikâhları dünkü pazartesi günü iki tarafm akraba ve dostları huzurile Beyoğlu evlenme daireslnde ic. ra kılmmıştır. Gene evlilere saadetlsr temenni ederlz. .

Bu sayıdan diğer sayfalar: