14 Şubat 1945 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Şubat 1945 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

IKTIBASLAR Sehir Âlmanyamn içinden çökmesi kabil mi? Son hâdiseler, Nazi partisine karşı mukavemet haraketlerini Almanyada çok artırmıştır. Fakat Nazi partisi halsı demir bir pençe aitmda muhafaza etmektedir. Nazizm, İtalyan faşizmoıden farklı olarak, yıkılmıyacaktır. Onun demiıden mahfazası Gestapo kuvvetile yapılmıştır. Yalmz Ge;tapo.iun faal kuvvetinin 500,000 kişiyi bulduğunu söyjyebiliriz. Ge;tapo bütün ihtimalleri dikkate alarak tedbirierini çoktan hazırlamıştır. Şimendifer garlarının nazik yerlerinde iyi gizlenmiş mitralyözlsr ateşe hazırdır. Mühim şehirîerin köşo'caşları. yolların kavuşak noktaları da aynı şekilde emniyete alınmıştır., S.S. kıtalarına mensub adamlar otomatik silâblarile muhataralı noktaları işgale amadedirler. Gestapo Nazi partisinin muhaliflerine karşı açtığı amansız mücadelede, ortaçağlarda Ispanyadaki korkunc tethiş sistemi havasmı, halk nazarmda devamlı bir suretta yaşatmaktadır. Tevkifler geceleri, yahud sabah karanhğında, ruhlarda derin tesirlsr bırakacak şekilde yapılır ve tevkif olunup götürülenlerin ailelerine, bunların «kıbetleri hakkmda katiyyen malumat yerilmez. Tophı Idamlar yapıldığı zamaniar. bu Işe kara muhafızlar, yahud S 5 . ler memur edilirler ve böyle idamları yapan kıtalar mahkumlara karşı fevkalâde eert ve kalbsi2 davranmağı âdet edinmislerdir. Idam takımlarını teşkil eden S.S. !erin tedric! bir idmanla taş kalbli olmaları temin olunmuşrur. Bunlardan çoğu, şark cephesi gerilerinde Rus, Polonyalı v« Alman yahudilerini toplayıp sokaklan temizletmek üzere kontrol gibi hizmet etmişler, bu d*vreyi muvaffakıyetl« basaranlar birer kişilik idamlarda da kau kalbliliklerinl ispat ettiktsn sonra toplu idamlara memur edilmişlerdir. İdam kıtalarma mensub olanlar arasmda, böyle bi* ıdman geçirmiş olmalarına rağmen, toplu idamlara dayar.amayıp sinir buhranları içind« isyan edenler olmuştur. Böyle dehşetli bir rejim altmia yıldınlmış olan Alman halkı içinde nazizme düşman olanlarm hakikî miktarmı söylemek tabiatile k&bil değildir. Yalnız muhakkak olan bir sey varsa, o da halkın mühim bir kısmının hissen naziler aleyhinde olduğudur. Aynı ekseriyet, nazilerden ve harbden kurtulup sulha kavuşmağı d» ister. Yalnız o ekseriyet içinde pek zayıf bir Rzlık Hitler'in yerine ne istediklerini bilir. Diğerleri, nazizmin kalkmasını candan istedikleri halde o kuvvetin yerine ne gibi bir idare mekanizmasının getirilebileceğine dair ükirleri yoktur. Bugün Alnıanyada olup bitenlere ecnebilerin akıl erdirmelerine imkân yoktur. Harbin bu safhalarında Almaııyada 150,000 ki^idîn fazla bir kütlenin yeraltı mahzenlerinde, kanun harici bir durumda gizli yaşamakta olduğunu söylersem kolay inanılmaz sanırım. Bütün casus ve Gestapo teşkilâtmın gayretlerine, toptan idamlara rağmen, bir kısmı yahudi, fakat mühim kısmı halis Alman olan nazi aleyhtarları 150,000 gibi yüklü bir yekunla üade edilen bir heyet teşkil etmişlerdir. Bu yeraltı insanlarının çoğu, hava bombardımanları yiizünden hasıl olan idare mekanizmaBI boşluklarına kendilerini uydurmak «uretile polisin ve Gestaponun pençesinden yakayı kurtantıaktadır. Nazilere karşı olan mukavemetin artmasında, papazların da büyük rolleri olmuştur. Katolik ve protestan rahibler, nazizme karşı yaptıkları müşterek mücadsle sayesinde mezheblerl arasındaki telâkki farklarını ve ayrıhklan dahi unutacak hale gelmişlerdir. İM mezhebe mensub papazlarm bu yakınlığı, katoliklerin protestan kiliseler;nd« vaız vermeleri ve kendi kiliselerinden kovuîmuş protestas rahiblerine katolik âleminin yegâne istinad yeri olan Roma kilisesinin yardımile göze çarpmaktadır. Esssen katolik killsesinin gayreti sayesindedir ki, Almanyada vicdanf ve fikrl hürriyetin az çok devamı mümkün olmuştur. Almanyada buarün bir din cereyam kalmışsa, bunu, küissye mensub olanların nazirm aleyhinde kahramanca tavır ve hareketlerile vaızlarmm bir netiresi olarak kabul etmek gerektir. Meselâ, Graf von Galen tarafından nazizm aleyhinde söylenmiş o'.an mühim vaızm kopya edilmiş bin'erce nüshası gene ayni dinî teşkilât mariletile elden ele dolaşmış ve polis nazizm aleyhindeki bu propagandamn yayıJmasmı önliyememiştir. Şurası da uikkate şayandır ki, vaızda tıklım tikiım dolan kıliseler ( her ' hakkında Gestapo cebrî bir harekete ' geçmeğe cesaret edememiş, hattâ nazizm aleyhindeki ır.eşhur vaızı veren Gaîen'in kilisesi dahi kapatılamanv.ştır. | Ahali bakımından bu durumda huluI nan Almanyada nazi şeflerinin ikbal • devreleri de sık sık değişiyor. Bir za. manlar Goebbels ilk plânda geliidi. Bir müddet ikbalinin en yüksek basamağında kaldıktan sonra aşağı yuvarlanan Goebbels'in menkubiyeti çok sürnıedi. i Şöhret ve mevkii en parlak zamanındaki dereceyi bulamadı. Fakat parti için[ de dikkati çekmeğe başladığı zamaniardaki halini buldu. CUMHURIYET 14 Subat 1945 r '*w»^ haberleri Mitoloji bilgilerine Şoförler kurumundan olan ihtiyacımız şikâyetler Akşam gazetelertnden birinin muharrlrleri mitoloji ihtiyacı, daha doğru su mi'olojik bilgiler ihtiyaeı etrafında bir kaç muîahabe ve fıkra yazdılar. Böyle bir ihtiyac var mıdır? Varsa neden doğuyor ve ne suretle karşılanması lâzım geliycr? gibi sorgu'ar, ÜZPrinde gerçekten durulması gerek olan meselelere temas etmektedir. Muharrirlerimizi işgal eden bu sor1 gular. kanaatimce. arttığmı gördüğümüz Yunan ve Lâtin klasiklerinin tercümelerinden ilham alınarak ortaya atılıyor. Bu tercümeleri okuyan veya bunlarla aiâkalı felsefe ve problerr.lerile meşaul olan genclerımiz, bir takım esâtîr ad'arile karşılaşmaktadırlar. Halbuki bu usturelerden her biri, Garbh genclerin çocukluk, ilk genclik hatıralari'.e örülü bir fikir hazinesi içinde bulunuyor. Zira ilkçaŞ medeniyetinin gerek Yunanlı, g^rek Romalı olan mitleri, bir Fransız veya oir Alman genoinin doğduğu günden itibaren aile muhitinde âşinahk peyda ettiği manevî ncsnelerden ibarettir. Meseiâ okuduğu bir diyalogda adına yemin edildiğini gordüğü Zevs'in hal tercümesini bilir. Ilk ve orta mekteb kültürü ona bunu yalnız öğretmiş değil, ajmi zamanda sindirmiştir de. Hu":âsa Garbli münevverlerin, hattâ umumiy«tle A'vrupahnın uzviyetine, nüfuz etmiş bir mitler sistemi mevcuddur. Cemiyetin organizmi içinde Apollo'lart, Promete'îeri, hakikî bir müslümamn cennet ve cehennem fikirlerine âşinalıhğı nev'inden bir ruh haletile bilir ve hisseder. Nihayet yüksek tahsilde bir de bunların Ondokuzuncu asırda yeni bir içtimaî ilim kolu olarak ortaya çıkan mitoloji vasıtasile ilm! bilghini kazandıktan sonra bir mesele kaima7. Bunun içindir ki GrekoLâtin kültürünün ortaçağda için için ve adeta uyuklıyarak, renesanstan sonıa da, rehberlik yaparak Garbda devam ettiğini söyliyenler hiç de yanılmıyorlar. Z^ten ilkçağ kültür çevresi, coğrafyasile, bir bakıma etnik unsurlarile Avrupada daima devam edegelmemiş midir? işte yeni yılın baslangıcında klas'.kleı tercümesi ve gencüğin bunlardan istifade tarzını düşünenlerin ortaya attıkları meseleyi bu çerçeve içinde ele almak lâzımdır. Bu takdirde şöyle bir tarih felsefesi messlesile karşılsşabiliriz: Garbda organık bir gelişme netıccsinde Avrupa gencliklerinin fikir terbiyesine nüfuz îtmiş olan ilkçağ usfureleri zevki, bizde sadece herhangi bir mitoloji kitabmm yazılması veya tercümesile uyandırılsbiür mi? Hâdiseler Düşünceler İHEM NALINA M1HINA Yeni bir Türk filmi flnkii Cumhuriyette rpsimli ilânım görmü? olacağınız Hasret adlı yeni yerli filim, ev\elki akşam ilk defa, davetlllere gösterildi. Münir Nureddin gibi, çok kıymetli bir ses san'atkânnın da rol aldığı bu Türk filmL Boln vilâyetinde Aband gölünun o pek gilzel tabiati içinde çekilmiştir. Gölün etrafını saran çam ormanlan, gölün snlaruıı örten nilüfer {içekleri, güneşin ısıklarile pınl pırıl yanan sulan, çok iyi ve temi» alınnuş resimlerl ile filmin dış manzaraları, müstesna bir güzcUik arzediyordu. Hasret filmi, iç turizm bakımından, Aband gölü ve dolayısile Bolu için mükemmel bir propaganda mahiyetindedir. Filmin manzaralarını görüp de Münir Nureddinin temsil ettiği Istanbullu bestekâr gibi Aband gölünden ilham almak için, Boluya gitmek istiyenler ve gidecekler her halde aı olmıyacaktır. Hasret filmine muhit olarak o bir Cennet havuzuna benziyen Aband gölünün ve etrafının seçilmesi. filmin güzelliğinde ve muvaffakiyetinde en mühim âmil olmuştur. Filmin müziğini ve bestelerini yapan Sadi Işılay ile sesinin harikah güzelliğini hep bildiğiniz Münir Nureddinden, Şehir Tiyatrosu artistlerindcn Talât Artemel'den ve öteki san>tkârlardan bahsa lüzum görmüyorum. Çünkü onlar tarunmış, meşhur olmuş, beğenilmiş ve scvilmiş şahsiyctlerdir. 3u filmde, Oya Sensev admda genç l i r Türk sinema yıldızı doğuyor. Bu genç kızı, şimdiye kadar ne sahncde. ne de beyaz pcrdede gürmüş değiliz; Oya Sensev, ilk defa Hasret'de, kadın baş roiünü oynuyor; hem de takdire dcğcr bir tabiilikle. Sahncde ve bilhassa filimde, en güç şey tabiiliktir. Yazan : Prof. Kurumun 600 üyesi clağanüstü toplantı istiyor Ziyaeddin Fahri Fmdtkoğtu tiği «Alitoloji» yi görürsünüz, Eserm kabı üzerinde fransızcadan nakledıldiğine dair bir kayıd varsa da Fransı? müellifinin ismi zikredilmiyor. Zannedersem eser, çoğumuzun yabancı kaynaklardan bol bol istifade ettikten sonra benimsiyerek ve kendimizi «müellif» diye göstererek yaptığı neşriyat nev'indendır. Fakat Nurullah Atanm tevazuu, birkaç eserden istifade suretile vücude getirilmiş eseri benımsemeğe mâni olmalı ki «Fransızcadan naklettiği> ni söylemek zaruretini duyuycr. Eğer vaziyet böyle ise doğrusu kendim de dahil olduğum halâe bir çok'. için nümunelik ah'âkî bir davranış! Garb medeniyetinin felsefî ve edebî hareketleri kadar gündelik hayatmda da izleri bulunan GrekoLâtin dünyası esatîrini tanıtan eserlerin en ilkini acaba bizde kim . vücude getirdi 0 Benim maftimatıma göre bu zarureti ilk duyan Rum vatandaşlarımızdan o'.up bir aralık Akalemimizde da (vıni Meclisi kebîri maarifte) azal'.k yapmış olan Konstantinidi Efendidir. Osmarlı vata»daşımızın asıl maksadı bir «Tarihi Yunanistanı kadlm> yazmak ise de bu tarihin, mıtolojik bilgilere jer vermeden anlaşıl.imıyacağım p^k iyi biliyor. Bundan tam yetmiş beş sene e\tvel devrin MaarÜ Nezaretince neçredilen eserin mukaddemesindeki şu satırlara bakınız: «Mileli kadimei me=kureden eski Yunanîlerin mebadü medeniyete bir hayli emek ve hizmetleTİ sebkat etmiş ve iç'.erinde pek çok hukema zuhur eylediği misillu zamanı hükumetleri ahvali âltmin tagayyür ve teceddüdünü mucib olan nice nice vukuatı cesîmeye mastar olmuş olduğu halde milleti mezkurenin ahval ve asârına dair lisani türkîde bir tarih mevcud olmadığmdsn...! Bu satırların arkası sıra kendisine Maarif Nezaretince tsipariş buyurulmuş> olan eseri neşrettiğini anlatıyor. Eserin icab edon verleri. Yunan usturelerine aid malu Otomobilciler ve Şoförler Kur.unv.inun bugünkü yönetim şeklinden memnun olmıyan otomobi! sahibi ve şoförierden 600 ü İstanbul İline bir dilekçe vererek kurum genel kurulunun olağanüstü toplanmasını, gerek kurum işlerinin gerekse şehrin taşıt işlerinin düzenlenmesini dilemiş ve dilek uygun görülerek duıum kuruma bildirilmişti. Fakat, kurumun yönetim kurulu bu 600 im^a saGoebbels'ten sonra Goering'in yıldızı hibinden bir kısmmm kuruma ilgi gössöndü. Graz civarında yarı menfada gi termediği, bir kısmının da ay'.ıklarını bi bir hayat sürmeğe mecbur edilen vermediklerini ileri sürerek bu dilekGoering'in de bir müddet sonra yeniden çeyi olağanüstü toplantı için kifayetli ıkbale eriştiğini gördük. Gizli polis teş görmemiştir. kilâtı ve S. S. lerin şefi olan Himmler, Durum böyle iken dün umulmıyan bir nazi şefleri arasmda iktidar mevkiini olay ortaya çıknıiştır. Kurumun bir kıen devamlı ve en haris bir surette mu sım üyeleri ayhklarını yatırmak istehafaza eden adamdır. Kurduğu teşküât mişlerdir. Fakat her nedense bu istek sayesinde Hitler'e kadar herkesi göz kabul edilmemiş, mesele büyümüş. nihahapsinde tutan bu mutaassıb fırkacıyı, yet ayhklarrnı veremiyenler, Beyoğlu Alman halkımn ekseriyeti, hakilâ ma zabıtasına ve sulh mahkemesine baş hiyetile tanımaz. Fakat nedense ona vurmuşlardır. Bunun üzerine Beyoğlu «Cellâd» lâkabını yakıştırmışlardır. sulh mahkemesi yargıcısı, OtomobilciAlmanyanm en kuvvetli ve salâhiyetli ler ve Şoförler Kurumuna glderek tesyapmıştır. Bu suretle olay adamlarından biri jüphesiz Bormann'dır. bitl delâil Bu adamın malik olduğu salâhlyetleri adliyeye düşmüş bulunmaktadır. ve iktidarının hududunu Almanyada Dün bu hususta kurum yönetim kupek az kişi bilir. Hess'ten sonra onun rulundan izahat istedik. Işin belki de bütün salâhiyetlerini almış bulunan bir anlaşamamazlıktan doğduğu ileri süBormann Hitler'in tağ kolu ve mühim rüldü. Fakat işin nasıl hallolunacağı teşebbüslerinin yegâne delegesidir. hakkında şimdilü kurum idare kuruNazi partisinin şampanya ticaretinden lu da bir fikir ileri sürememektedir. çekip siyasete karıştırdığı Ribbentrop da Alman dış siyasetinde sözü geçenlerden biridir. Hattâ Işlerin içyüzünü bilen bazı Almanlar, bu harbi doğuran taarruzda Ribbentrop'un büyük hissesi olduğunu kabul ederler. Alman şeflerinin en sevimsizi mesai işlerini tanzim eden Doktor Ley'Hir. Çenesinin aitmda üç hörgücü Üe tulum gibi şişko ^ c u d ü herkesi iğrer.diren Ley mukaddesat namma birşey tanımaz. Bu yüzden crta çaptaki naziler Doktor Ley'l politika hayatından ,ızakîaştırmağa çok calısmışlar, fakat muvaffak olamamışlardır. Hitlerin etraftnı sarmış olan lı»anlar işte bu karakterdedirler. Bunların Prasında Hitlerin şahsiyeti ve husi.ısî fikirierinin tesiri kat'îdir, diyebillrİE. Her mesele onun arzu ve kanaatlerine göre halledilir. Ve her meselemn hallinda onun günlük mizaa mühm b!r rol oynar. Bazı vak'alarda hazır'anmış prcjelerin günlerce tatbikına geçilemediği görü'.müştür. Bu gibi beklemeler hemen hemen daima, Hitlerin o «ıralardald sinirinln projenin tatbik vaktini sormağa müsald olmayışından ileri gelmiştir. Asker! şef olarak, Hitlerin muazzam plânlar tasavvur etmesi ve o plânları icra ettirmek hususundaki inadına da karşı gelmek parti şeflerinin hatırmdan geçmez. Hitlerin mütehassıs bir asker olmadı§ı halde tasarladıgı büyük plânların teferrüatına kadar hâkim olmak isteyişi ve ordu basamaklanm hiçe sayması yiizünden komutanlarla bir çok çekişmeler olduğu da şüpheslzdir. Neyyire Ertuğrulun mezarında Dün büyük san'atkar Neyyire Ertuğrulun. ölümünün ikinci yıldönümü idi. Bu münasebetle öğle namazmdan sonra Teşvikiye camiinde ruhuna ithaf edilnıek üzere Mevlud okunmuş, bunu müteakıb san'at aıkadaşlan Asrî mezartttaki kabrini ziyaret ederek aziz hatırasmı anmışlardır. Bu genç istidadı bulup Türk filim semaşında yeni bir yıldız doğmasma ön ayak olanlar tebrike değer. Filmin bazı kusurlan yok değil; fakat bu kusurlar, şimdiye kadar seyrettiğimiz bütün yerli filimlere nisbetle, hakikaten pek azdır. Bu bakımrian Hasret yerli filinılerin en iyisi ve en muvaffak olanulır. Yalnız filmin ndı ile mevzuu arasmda kâfi derecede münaGayet basit, fakat metodik bir tarz sebet göremedim. Köy delikanlılaruıın da yazılmış bir «Mitoloji Kam'osu» nu oyun sahnesini biraz lüzumundan fazla mülî kütübhar.emizde görmek iste uzun buldum. riz. Felsefî ve edebî tekâmülümüz Iç resimlerin Aband gölünün sihirli için mitoloji kültüründen beklsnebile dış manzaraları kadar güzel olmayişın» cek bir yardım vavsa ancak bu suretle tabiî buluyorum. Çünkü, bu. bir stüdyo belki elde edilebilir. meselesi bir vasıta bolluğu ve zengin(1) Bk. Meden! Kanunun on beşinci yıldönümü nüshası, İş Mecmuası neşriyatmdan, N. 31. lik meselesidir. Amerikan filimlsrine nlışmış olan gözlerimizin yerli filimlerde stüdyo kusurlarını görmemesine imkân yoktur. Fakat benim gibi, Holivud stüdyolarının korkunç sıfatile ifarie edebileceğim zenginliğini yakındaıı görenlerin bizim fakir stüdyolarırnızda çekilen filimlerin bu çeşid kusurlarını mazur görmcmelcrine imkân yoktur. matla dolduxulnrm?tur. Bir nümune 0larak bugünkü Hellas \ukuatinin sık sık bahis mevzuu ettirdiği Atine'ye is mini veren ustuvelerin hikâyesini nak'edelim: «Atir.a, akıl ve sanayi mabudesi ve Zevs'in kerimesi olup guya Zevs'in beyninden pürsilah olarak çıknnış... Poseidon ile Atina arasmda şu paytahta bir isim vermek için ihti:âf vaki o'makla içlerinden her kangı5 şehre en ziyade faydalı bir şey hu1 çule getirecek isim vaz'ına salâhiyeti olacağına karar verildi. Anın üzevine Atina, alâmeti sulh olan bir atı yerden çekip çıkardığı cihetle salâhiyet Atina taraf.nda kalmış ve o dahi şehri mezkura Atina namını vermişti (Sf. 266).> Yetmiş beş yıl evvel bir Osmanlı vatandaşmm tatmine çalıştığı ihtiyac, hiç şüphesiz bugün daha sistemli bir çalışma ile karşı'anmahdır. Bence ortamekteb ve liselerdeki tarih derslerinde rehberlik edecek bir «Mitoloji kamusuı düşünmek kâfidir. Böyle bir «Karr.us» un yazılmasım ise merasimle/ ve masraflarla teşekkül edecek resmî heyetlerden ziyade, için ehli olan bir veya birkaç salâhiyetlinin şahsî himmetinden beklemek ve bunu üniversiteierimizde eski Yunan kültürile aiâkalı yerli ve ecnebi ilim adamlarmın tasvibinden geçirmek daha doğrudur. Böyle bir «Kamus> için Maarif Vekâle'inin bir müsabaka açmasını da düşünmek mümkündür. Muharrirlerimizin bir taraftan da artan kksikler neşriyatını iyice anîatacak '.eknik bir cihaz sayıİ3n mitoloji kültürüne ihtiyac hisjetme'.eri herhalde tam zamanında duyulmuş ve ortaj'a atılmıştır. L O U t S B R O M F Î E L D Adliye Bakanı A Rıza Türel, dün Adlıye U müfettlşlerlnden Şaklr Paslnlerle birlikte İstanbul Adliye dalresinde lncelemelerine devam etmiştlr. Bu arada, İstanbul Cumhuriyet Savcısı S üıuht Arsanla muhteHf adli lşler etrafında tekrar konuşmujtur. Adliye Bakanının tetkikleri İşte her sahibi olan Hitler ve etrafındaki adamle memleketimize giren yabancı kanunYeni pazar yerleri açılacak lannm ne yapıp yapıp bu harbi devam Şehrln muhteilf mahallerlndekl pazarlar. lar, zamanla «bizim> olacaklardır. Akettirmeğe çalışacakları da su götürmez da gıda maddelerlnln daha ucuz satıldığı siyonumuz bu gayeyi hedef edinmeabir hakikattir. nt gören Beîedlye, bu meydanlann çoğal dir (1). Almanyanm iç durumu ve onu idare tılmasma karar vermtştlr. Muhteilf yerlerde Meselejn bu şekilde ele almca blr yapılacak etüdler nettceslnde yeniden ş, edenler böyle olduklarından" bu harbe baçka sorgu karşımıza çıkıyor: 1945 se10 pazar yerl daha açılacaktır. meşhur bir Amerikan yazıcısmm ağziBundan msada Oedlkpaşada büyük blr nesi başmda Türk muharrirlerinin ilele, Hitlerin ve nazi şeflerinin hususî h»l yapılacaktır. Beîedlye Fen müdürlüğu ri sürdüğü bir nokta, 1945 ten çok önce harbidir, demek doğru olur. bunun içln fclr proje hazırlanmıştır ele ahnmamış mıdır? Herhangi bir Amerikalı yazıcı Max Wermer diyor kütübhanemizin kataloğuna eöz gezdiEt fiatlan düşüyor ki: .Bu harbde Almanyayı kıskıvrak , Evvelki gün Mezbahada 5IMJO koyun ve rirseniz bazı eser ve müellif ad'.arına bağlamış olan şefler iç çöküntüyü so 2iK»O kuzunun blrden keslllşl ye havalarm raslarsmız. Bu eserleri tarih sırasî'.e nuna kadar önlemeğe çalışacaklardır. mcak gtdişi lcuzu flaf.nl 170 100 kuruşa sıralarsanız liste sonunda Nurullah A.düşürmüş, koyun etl satılmamış, kasab Bu muharebe Alman milletinden ziyade dükkanlarındakl etlerln blr kısmı bozul tanın bundan on üç sene ewe\ neşretHitlerin ve adamlarırun ayrı ayn şahsî mağa başlamıştır. Beledlye, dun Sıhhat harbleri olmuştur.> müdürltlğüne emlr vererek kazalardakt BeBu bakımdan millet ne '.sterse istesin kontrola ve bozuk etlerln Imhasma meHitler ve parti şefleri kendi harblerini mur etmlştir, sonuna kadar sürdüreceklerdir. Isveçte çthan Svensk Dagbladet'ten Istanbulda açılması kararlaştırıîan ır.esBununla beraber tarih felsefesl gözlek ve teknik okullar.r.a ald hazıri.klara ba.;:anmıştır. Plâna göre olstanbul Kız lüğü ile ortaya ^ıkan bu meseleyi fazSanat EnstltüstU adı ile açılacak olan laca kurcalamağa lüzum görmeden bir enstitü TUrkiyenln en büyük okulu ola kısım muharrirlerimizin dileklerine işcaktır^ Blrl Üsküdarda. dljeri de Tophane tirak etmek istij'oruz. Gerçekten gencde. olmak üzere lkl erkek Banat enstltüsü. dem'.rcllik, motörculük, geml Inşaat ve e lerimiz, tercüme her çeşid eserlerle yalektrlkçiMk okullarile kız enstltuleri ve tl kından temasa geldikleri ilkçağ mitlacaret llses! açılacaktır. Bu okullara aıd bi rini, hiç değilse mektebdeki bilîi yo'u nalari Maarir müdürlüSÜ tarafından tesbit ile öğrenmelidirler. Belki de ge>cck edllmektedir Bunlardan blr kısmı almdi nesillerde. bugünkü nesillerin bilgifi Smdan, görü>n lüzurn üzerine ders yılı bir zevk ve bir duygu haline eelecek. bltmeden faallyete geçecektlr. Ayrıca Beykozdaki Kasır da Maarlf Ba mekanik terbiye uzvî neticeler doâuracaktır. Nitekim bütün sosyal hayat:Kanlıgıııa devredllnıişttr, Beykoz orta okulu şlmdlllk bu Kasra ta mız için de bu düşünceden ilham alrmsınacak, lleride burası büyük tlr yatlll o yor muyuz? Hele hukukçularımız takul halme konacaktır mamile bu düşünceye bağlı değiller mi? Maçkadakl eekl Italyan sefarethanesl de Maartfe devredl'.diğlnden bu blnanın blr kıs Bu sıralarda Medenî Kanunumuzun on mı Oüzel Sanatlar Akademlslne, blr kısmı beşinci yıldönümü vesilesile çıkan ikı Konservatuvara eynlacak ve burad» de. eserin ruhunu da bu noktaya bağ'.amak durumda bu kadar otorlte v&mlı blr sergl açılacak\ır. mümkündür: Garbdan mekanik tesir Istanbulda yapılacak meSlek ve teknik okulları Amerikan filim sanayünin ve sanatının bütün kudret ve ihtişamı zenginliğindcn ileri gelmektedir. Bu zenginlik, senaryo muharririnin, rejisörün, san'atkârın, filim operatörünün, ses mülıonMemleketimizde HİNT RÜYASI ve GECE KULÜBÜ adile gösterilen fîlm disinin, dckoratöıün. bestekârın, musilerin alındıkları .Rains Came» ve «İt All Came True» adlı romanîarile tamnan •kişinasın, varyete artistinin, makiyajrıbugünkü Amerikan edcbiyatmm en meşhur romancısı Louis Bromfield'in bu nın en kıymetlilerini, en meşhurlaıını romanında bütün büyük klâsik eserlere hâkim olan iki unsur vardır: Bizzat dünyanın dört köşesinden kendisine yaşanıp hissedilen bir hayat ve insan ruhunun cemiyet içindeki ıstırabları.. çekmektedir. O filimlerin yapıldığı stüdBromfield, Tolstoy ayarında bir ifade kudretine sahib olduğunu bu eserile isbat yolar, bizdeki gibi bir salaştan veya etmiştir. Çeviren: Vahdet GÜLTEKİN. Fiatı: 100 kuruş. bir fırın eskisindcn ibaret değildir. O filimler, her biri Yeşilköy kadar büyük Çıkaran: TÜRKİYE YAYlNEVt İstanbul. köylerde, içinde at koşturacak kadar geniş kapalı salonlarda ve görülrnemiş bir dekor bolluğu içinde çekilmekteHi.. NewYork sokaklarma, caddelerine aid manzaraların biie yerinde değil; ısık şartlarma en uygun vaziyetlerde dekordan yapılmış stüdyo sokak ve caddeleadlı. maruf Amerikan Insulin'i piyasaya mebzulen gelmi rinde çckildiğini düşünmek, Amerikan Her eczane ve ecza deposundan tedarik edilebilir. filimlerin neden mükemmel olduğunu göstermeğe kifayet eder. Dış manzaıalar ve sahneler filme alınırken scnenin 360 gününde gökte parlıyan berrak Kaliforniya güneşi de kâfi gorülmiyerek ku\"vetli projektörler yakılmakta, yıldızlarm tepesine fotograf atölyelerinde İKİ BÜYÜK FİLM BİRDEN \ olduğu gibi pcrdelcr çekilmektedir. \ Yarını dakikalık bir sahne, en az beş altı defa filme çcküerek makara tiresi : gibi filim harcaıvmakta, 10 bin, 20 biıı J U D Y GA R L A\ D G E O R G E M U R P H Y | metrclik filim alındıktan sonra. bundan Aşk, fedakârlık, musiki ve hevecan kavnağı 10002000 metresi ahkonulmakta, ötesi atılmaktadır. NAZİDEKİ ASK (The Man Who Had Everything) Sayın doktorlarımıza ve alâkadarlara İNSULİN Bugün LILLY matinelerden itibaren M A İt « A St A'da 1 SEVGİLİM İÇİN 2 L O N D R A Y O L C U L A R I Bugünkü harbin facialarını, dehşetini, unutulmaz yaralarını ve cephe gerisi faaiiyetini gösteren eşsiz heyecan filmi. ALEMDAR İKİ TÜRKÇE SÖZLÜ ve N İ L L İ ' d e HOKKABÂZ K Ö Ş E P O W E L L ledtye doktorlarını kasab dükkânlarını Bugiin Matinelerden İtibaren ŞAHESER BİBDEN ı . S E S TİYATROSU OPERETİ . Binlerce güzide ailelerin hayranhkla seyredip alkısladığı büyük operet Y A L P A 3 BU saat KAHKAHA SON HAFTA Dün îabah çehrl lnadcı ve toplu blr sls tabakası bürümüş, saat altı buçuktan on blr tiıçu£a kadar vapurlar lşlememta halk Iskelelerde blrlkmlj kalmıştır. Bu defa sls yalnız denlzl değll, karayı da kaplamış, tramvaylar lSrnbalarmı yakmak mecburlyetlnde kaldıklan glbl taksller de 6n lâmbalarını yakmak suretlle kazaya meydan vermek lstememlşlerdlr. 8!sı Takstm meydanında göz gözü görmiyecek kadar keelf olmuştur Bu durum devam ettlği takd'.rde taksllere ve dlger nakll vasıtalarına sarı lamba kullanmak mecburlyett konulacaktır, Sahte ayn! yardım kuponu lçinin tahktkatı genişletllmektedlr. Baskı iş'.nde alakası görü'.en, Istanbul Basımevi Işçllerinden bazıları nezaret altına almmıştır, Sahte kupon lşlnde lçerlden bazı kimselerln de alâkadar olduğu muhtemei görülmekte ve tahkllcat bu noktadan genişletllmektedlr. Aldıîımız haberlere göre Bursa Meır.leket hastanesl başheklmliğl esklsl glM operatör İb.ahlmde bıraktlmıştır Dün sabahki sis ÂLKAZAR'da Üniversal Film Şirketinin 944945 altın serisi şaheseri 1 LOREL HARDİ 2 K A R A N L I K H E D T L A M A R R Güzelliğin, cazibenin baştanbaşa kahkaha yaratan komedi. I Bu şartlar altında yapılan Amerikan I filimlerinin yanında, bütün öteki memi leketlerin filimciliği tabiatile sönük kalmaktadır. Bizinı, fazla filim gitrnesin diye koıka korka rcsim çeken mütevazı ve fakir filimciliğimizin vaziyeti gözönüne alınınca, Hasret filminin iç manzaralarmda görülcn bazı kıısurlan mazur görmek. hattâ bu kadarını yapabildikleri için bu eseri vücude getirenleri takdir ve tebrik etmemek kabil değildir. GEGE CANAYARI (Night Monsten) BELLA LUGOSİ LİONEL ASTER heyecan ATAVİLL edilen NİL Esrar.. tarafından misline ender tesadüf korku.. dolu büyük bir polisye romanı. Ilâveten : ffİLLİAM ve aşkm eşsiz timsalî. K A D I K O Y Aynî yardım kuponlan tahkikah OPERA'da TARZAN NEWYORK'ta YYEİSSMÜLLEB MAUREEN Türkçe saf OHARA Sözlü şehblerdeki Ormanların vahşi ağuşunda doğan bir aşkın büyük heyecamm ?ö?teren bir sanat incisi H ALE ' de ÇOBAN KIZI MtJNİR NUREDDİN SAFİYE ve AYLÂnın ilâhî ses ve nağmelerile kalblerde en yüksek heyecan yaratan TÜRKÇE SÖZLÜ ve ŞARKILI emsalsiz şaheser. MELEK SinemaFinda Filmi A K Ş A M Bir kahkalıa en güzel. en tufanı. büyük eğlenceli film, ve bir en artistten bu sene miikcmmel görebileceğiniz TEHÜKELİ HUDUD Meşhur kovboy Charles Starretin en hevecanh sergüreşt filmi. Kızıır. Gülürr.serir. rahatsızhğını cl(î<!pn yüksek blr hazakatle re kısa zanıanda teciavi eden ır.eşhur asablye müt«hassiEim;z ordlnaryüs profesör Dr. Fahreddln Kerinı GökaylR tedarlde deŞerll yardıralarmı gördüğümüz muavlnlerl Dr. Kenan ve Dr, i Sabahaddtne derln mlnnet ve ştlkranlarımızı 6unanmt Muğlalı Şevlcl Onay (>ETİM)4PER0f Lİk BİR F&CU PİYESİDİR İNSİCAM . İ Teşekkür Ç İ F T E yaratanlar IJEVVİS A Ş K STONE CECİLİA PARKER ESTHER WİLLİA>IS Bursa Başhekimliği AZÂK . Bugün Matinelerden İtibaren Fusatı kaçırılmıyacak iki şaheser fiîmi birden â Tu/atrc aeıvrjen YElİMpİYesinl okuıııınuZ. MİCKEY ROONEY Senenin en güzel komedisi oîan bu şaheseri muhakkak görünüz. Numaralı yerler bugünden satılmaktadu. Halkımızın büjük alâka ve hayranlığını çeken geçen haftakl büyük koro ve orkestra konserl son defa olarak ıg0.915 pazar günü saat 1 \ de tekrar edllecektlr. Numaralı bllctler Saray Slnemasında satılmaktadır. Koro konserinin tekrarlanması Pangaltı Y E N İ 2 F İ L M Sinemada B İ R D E N Pek yakmda UÇAN DONANMA Yaratanlar : GEORGE BRENT OUVİA de HAVİLLAND JOHN fırtınası. TAMAMEN RENKLİ PEYNE Senenin yegâne aşk ve ihtiras ER MEYDANI Seanslar: 2,15 5,15 8,15 Görünmiyen Zincirler Seanslar : 3.30 6,30 9,30 MODERN K1ZLAR CUMHURIYET Nüshası 10 kurııştur. Abone şeraiti Türkiye Haric için için Bir aylık Üç aylık Alb aylık Senelik 300 800 1500 2800 ÇEMBERLİTÂŞ SİMEMASIHDÂ Bugün matinelerden itibaren iki film birden SÖZLÜ ) I NAMUS MÜGADELESİ ( TÜRKÇE DORİS DURANTİ tarafından yaratılmış büyük Tunanlstana yardım eşyası götüren Konya vapuru, yükünü boşaltmıştır. Konya Pireden altı yüz ton muhteilf eşya alarak blr kaç güne kadar hareket edecektlr. Konya vapuru 600 ton eşya getirecek B U G Ü N Matinelerden itibaren Mevsimin iki büyük şaheser filmi birden : TURAN Sinemasında m* dram filmi. 2 CANAVAR Baştan nihayete kadar heyecanla Baş rolde SİMONE SblON KENT dolu aşk SMİTH KADIN ve sergüzeşt filmi Meşhur sinema yıldızı JATK HOLT • aa müracaatlerl rlca olunur. Eyüb Halkevl başkanlığmdan: Halkevlerlnln \ 3 üncü yıldönümü dolayısile 25204." pa?ar günü Evlmlzde resim fofotgraf gravür. karlkatür ve kltab sergllerl açılacaktır. tştirak etmek HtiyenİPrSn 232045 cuma günü akşamına kadar eserlerlle birlikte Evlmlz İdare memurluğu' Eyiib Halkevinde açılacak sergiler 1 NAMUS MÜCADELESİ Türkçe Sözlü mevzuu ve hayattan almmış bir eser. İKİNCİ ZAFER HAFTASI BAŞLIYOR: BAHAMA GEOİDİ MADELEİNE CARROLL STİR',İ\(İ HAYDEN Kr. 600 Kr . 1600 . . 2900 . . 5400 . 2 ŞEHRAZAD MARİA lamamen fabiî renkli Dikkat Gazetcmize gönderüen evrak ve vanlaı neşredilsin edilmesin lade edilmez v« ziyaından mes'uliyet kabul oluumaı. MONTEZ JOHN HALL * SABU TITRHAN BEY Bugüne kaiar yapılan filmlerin en eüzel bir sahe=;°ri.

Bu sayıdan diğer sayfalar: