10 Temmuz 1945 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

10 Temmuz 1945 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Temmuz 1943 CUMHURIYET Müftefiklerarası elbirliğinin şiimul dairesi genişieyecek mi ? Almanyanın idaresi Anglo Saksonlarla Sovyetler arasmdaki ihtilâflar "Kalkmma Partisi,, Bajtarafı güneş tutuldu Baştarafı 1 inci sahifede sini geçirdiği bu odada, türlü çalışmaları hakkmda cidden faydah izahat verirken gözüm saatte idi: Nekadar soğukkanh insanlar. Ya güneş daha erken tutuluverirse! diyordum. Fakat onlar hesablarının sadakatine o kadar güveniyorlardı ki... arasıra telefon çalıyor, güneşin ne zaman ve nasıl tutulacağını soruyorlardı. Genc uzmanlar aynı katiyetle cevab veriyorlardı: Saat 16 yi 41 dakika, 57 saniye geçe tutulacak. Ortalık günlük güneşllk.. Duvarda meşhur Galile'nin şu kadar asır evvel, iptidaî bir teşkilât içinde tilmizlerine ders verdifini gösteren güzel bir tablo asılı. Ilmi hakikatler uğruna hayatını bile feda etmekten korkrruyan adam. gözümde canlanıyor... Rasadhane erkânı, bizim sabırsizlandığımıa görünce daha fazla üzmek istemediler. Hep beraber kalktık. Rasad merkezine doğru yollandık. Tam tepede bulunan dürbün dairesine çiktlğımız taman Istanbul olanca ihtişamile gözlerimizi çektl. Birbirl arkasina sıraladığırruz suallere rasadhane erkânı cevablar veriyorîardl: Daha 41 dakika 57 saniyemiz. var. 60 70 inci enlemde 100 120 kilometre enliliğinde bir kuşakta oturanlara güneş küpegündüz siyah bir perde arkasında gözükecek, başlangıç noktasında gurupta tutulacak. Fakat İdehoda onu doğarken kara görecekler. Bizde tam karanlık olmıyacak. Ay güneşin sag kösesinden hsmen hemen yukarısma doğru geçecek. Bu safhaları biraz sonra göreceksiniz, fotografla da tespit edeceğiz. Dakikala: yaklaştıkça rasad kubbeslnin içindeRi faaliyet de artıyordu. Aslstan Hasan, saman yıldızlanna dair tez yapan bir genc. Teleskopun başında dört dönüyor. Manlvelâlar çevriliyor. dürbün saatl güneşe göre ayarlanıyor. Müdür Kemal, lâzım gelen hazırlığı yaptınyor. Muhakkak ki yüzlerce rasadhanenin dürbünü şimdi gür.eşe çevrilmiş, biraz sonra müşahede edilecek durumu tesbite hazırlanıyorlardı. Gözler kronometrelerde. Dürbüne beyaz bir ekran takılıyor. Üzerine bir takım çizgiler çizilmiş; Işte, diyorlar. Güne; şu merkeze kadar tutulacak, bir hilâl halini ala cak. Bizim gibi bazı ziyaretçiler daha var. Müdür Kemale sordum: ' . Bu gibi olayları önceden nasıl tesbit ediyorsunuz. Bazı kitabları karıştırdı, anlıyamadığımız hesablar gösterdi ve: Size bir haber daha vereyim, dedi. Önümüzdeki aralık aymm 18 inci gününü 19 uncu gününe bağhyan gece bizim saatimizle 3 ü 37 geçe tam ay tutulması olacak; 4 ü 41 de ay tam kapanacak ve altıda tam ay tutulması bitecek. Izahatma devam ederken saatin geldiği haber verildi. Bütün gözler beyaz ekran üzerine daire halinde düşürülen güneş gölgesine çevrildi. Etrafta yıldız saatinin tiktakmdan başka ses duyuimuyordu. Bir düğmeye bastılar.. Üstümüzdeki kubbe hareket etti. Âyar tamam. Ekrandaki şekil netleşti. Artık saniyeier sayılıyor. Saat 16 yı 41 dakika, 57 saniye ihtizazlar başladı. Güneşin sağ köşesi hafifçe karar dı... Derken kararan kısım bir ceb balini aldı. Ceb gittikçe büyüyor. Bekli yoruz. Arasıra renkli camlarla güneşe bakıyoruz. Sağdan içeriye rasgelen kenara doğru siyahlık o kadar büyiidü ki güneş tam bir hilâl halini aldı. Rasadhane Müdürü: Çocuklar dikkat! Saat 17 j1 46 daklka, 14 saniye gsçe tam tutulma olacak. 15 saniye var.. 5 saniye var.. Tamam!. Reflekto'r açıllp kapanıyor. Son safharun da resmi çeklliyor. Bu sırada dışandan bir ses duyuldu: Kuzular meliyor! Gün?ş ziyası kırlarda yavaş yavaş parlaklığını kaybsdlp karardığı İçin akşam oldtıgn hlsslni verlyordu. Ağıllarına dönr.. saatl geldiğlni rannetmiş olacaklar ki koyun ve kııziılar melemege başlamışlarc1:. Leke yavaş yavaş dagılma&a yüz tuttu. Güneş sıkıntıdan kurtuluyor (!). Klm bilir etrafta teneke çalanlar, sllâh atanlar da vardı belld!. Saat 18 i 44 dakika, 45 saniye geçlyordu. Tutulma olayı e\Telce bildirüdlgi gibi sanljesl saniyesine geçmişti. îlmin, tabiate karşı bu zaferini bir kere de yakından görmenln verdiğl serfnçle rasadhanenin uzmanlanna veda ettik. Hâdfse/er/lrâsındd, Acelemiz yok. ırası geldikçe ben bn fıkraj yazarım. Tesiri göriilınüş olsa, böyle gazete sütunlarına geçecek kadar sırası gelmezdi. Demek tekrarlamak lâzım Adamın biri doğacak çocuğu için Uzunçarşıya bir beşik ısmarlamış. Eir de mecidiye vermiş. Bir haîta sonra ha?ıı olur demişler.. Hafta olmııs, on beş »un olmuş.. ay olmuş.. beşik hazır değil. Adamcağız gidip gelmedcn usanmış. lâkin öteki yalan söylemekten utanmanuş.. Bu gecikme öyle uzarnış ki kendisine beşik ısmarlanan çocuk büyümüş, evlenmiş ve onun çocuğu olmağa yaklaşınca bu sefer büyükbaba olacak olan ve ilk beşik siparişini yapmış olan adam varıp gitmiş. Yahu! Beşiği oğluma yetiştireme» din. Bari onun çocuğuna yetiştir.. Diyince beşikçi hemen öfke ile cebintîen bir mecidiye çıkarıp müşterisine atmış ve: Al param kuzum. Ben bu kadar »cele iş« gelemem! demiş. Bu kadar değil ama buna yakın ağırlıklarımız var. Öyle mallar biliyonım ki yapıldığı memleketten bize gelmesi için geçen zamandan fazla müddet gümrükte, birliklerde şurada burada bekliyor.. Bunun hikmeti ne? Meselâ Isviçreden ilâçlar geldi. Herkes fellek fellek arıyor. Sağlık Bakanlığı da radyo ve gazetelere ilânlar verip: Telâşlanmayın! Mal çok! Karaborsaya geçmemcsini de temln ettik.. dedL Dedi amma haniya? Bilmediğimiz bir çok şeyler vardır, Lâkin hikmetinl bir türlü idrak edemiyeceğimiz şeylerin başında bu mal geldiği halde bir türlü gümrükten çıkatnaması keyfiyeti gelir. Hele ilâç! Bir liiks madde değildir. Sıhhate ve hayata lürumlu şeydir. Bunu neden geciktivvrIer? Kim geciktirir. Hangi çöp atlamann eline geçmiştir acaba?. Faturasında nokta mı, konşimentosunda virgül mii eksiktir?. Şimdi tüccarın başına dert olan meselelerden biri de birliklerce fiat tayinidir. Bir adamın yüz binlerle liralık mab ve bu rnala ihtiyacı olan binlerle vatanda? birliklerin hani şu tüccara ve halka kolaylık olsun diye teşkil edilraiş olan meşhur olağanüstü 1 irliklerin keyfinc bağh olarak bekliyor. Birlikte bu işle meşgul olan zat falanca kalemi masrafa sokmak istenıiyor.. Ihtilâf çıkıyor. İkinci bir fatura veya Vekâletten sual gibi sebeblcrle e\rak haydi masanın gözüne.. Kimse birliklerle ugTaşmak istemiyor. Çünkii işi hep onlarla. Varın bir siparişine kanca takabilir, vcya bir madni aylarca fiat tayin etmeden bckktebilir. Soranı, sual cdeni yok! Zaten biziın idare makinesinin en sakat tarafı bu kontrolsuzluktur. Onun için hakkını arayıp uğraşacak adam az buluaur. Hepsi işi sessizce oluruna bağlamayı tercih ederler. Orası muam^le yapmadıV:ça gümrükte de galiba formalite ikmal cdilememektedir. Böylece bizim ticav.t ağır işleyen birkaç turnikcden gcçmeğe mecbur tııtuluyor. O >üzden tîe piyasaya mal çıkamıyor. Bunlardan biri de işte şu ilâçlar. Gcleli bir aydan fa?la oldu.. 'Hâlâ çıkmadı. Sağlık Bakanı: Neden çıkmıyor bunlar? diye haykırmazsa kimbilir daha nekadar bekleyeceğiz! Acelemiz yok Tesselâm.. Hele başka 2 inci sah;|e(ie «Ulus» un makalesi Nuri Demirağın kurmak istediği Millî Kalkınma Partisi hakkında, 9 temmuz tarihli Ulus gazetesinde, Mümtaz Faik Fenik imzalı ve «Millî korunma partisi değil de, kitabı mukaddes partisi» başlıklı bir yazı çıkmıştır. Muharrir, müteşebbisin, parti yemini için bulduğu formülün, «Allah benim belâmı versin!» şeklinde hulâsa edilebileceğini söyledikten sonra, bu yeminde sayılan altı suç için neden dolayı Hazreti Nuh zamanından kalma cezalar istendiğini soruyor ve «Bu mevzular, mukaddes kitablar zamanmdanberi incelene incelene medenî kanunlarda ve ceza kanunlarmda zaten en iyi şekillerini bulmuştur.» diyor. Mümtaz Faik Fenik, yemin hakkındaki sözleririden sonra, Nuri Demirağın, cihanın ancak serbest ticaret ve serbest sanayi sayesinde refah bulacağına dair olan mütaleasım ele alarak, bunun, Türkiyeyi bırakıp cihanı ıslah demek olacağını söylüyor ve hem sanayi kurmanın, hem de bu sanayii himaye etmemenin tezadını belirten bir takım misaller getiriyor. Muharrir, Nuri Demirağın işsizlikle mücadele, devletin sanayi ve ticarete müdahale etmemesi, mecburî askerliği kaldumak gibi prensiplerini ileri sürerek, devletin müdahalesi olmadığı takdirde işsizlere iş bulmak imkânı kalmıyacağını, askerlik işine gelince, bugün Churchili'in kızınm dahi yüzbaşı rütbesinde olduğunu hatırlattıktan sonra, kadınların iş hayatından çekilip evlerinde çocuklari'.e meşgul olmaları meselesi üzerinde duruyor ve diyor ki: «Kadınlara gelince, onlar, evde çocuklarile meşgul olacaklarmış. Her kadının en evvclâ ev kadını olmasını herkes ister. Fakat ailede bir tek kişi çalı?ır ve hcrkes müstehlik olursa, bütün yük aile reisinin başma yüklenir. Bu suretle refah azalır ve programa konan sefaletle mücadele prensipi de kend:Iiğinden ortadan kalkar, Ya hayatını bizzat kazanmak mecburiyetinde olan kadınlara, kızlara iş vermezsek iffetsizlikle nasıl mücadele edebiliriz? Mademki, «önce ahlâk, sonra vazifedir!> en büyük ahlâk da çalışmnyı bilmektir; herkesin çalışma knbiliyetinden faydalanmaktır. ünUn habcrlerine göre Ame Baştarafı 1 inci sahifede J Ruslar tarafından müsaade edilen, farika Cumlıur Başkanı Mr. Iann doldurdugu merml çukurlanna kat batı müttefikleri tarafından hâla Truman, Dış Işleri Bakanı düşerslnlz!. müsaade edilmemii olan Alman siyasî ve bir çok siyasî ve askeri müşavirlerle Amerikan işgal komutanı diyor ki partilerlnin statüsü meseleslnln de bubirlikte, biiyük Üçler toplantılanna işlunması muhtemeldir. Berlln 9 (a.a.) Alman baskentinin tirak etmek üzere yola çıkmıştır. Mr. Amerikan askerî valisi Albay Ho^elt, Şehirde siyasî mitingler yapılıyor! • Churchill ise, Üçler tonlantısından önLondra radyosu 9 (B.Y.U.M.) Mosc«, genel seçim savaşımn yorgunlukla Berlinde Birleşik Amerikaya tahsis edi kova radyosunun bildirdiğine göre, Allen çevrede Amerikan idareslnin lşlerından da dinlcnmek üzere Fransaya manyadaki faşist aleyhtan hareket son gelmiş bulunuyor. Mr. Truman bir çok mekte clduğunu gazetecilere bildirdik günlerde çok genişlemiştir. Bu münaseten sonra, şehrin Alman belediye relsisiyasî ve askerî müşavirlerle birlikte betle dün Berlinde bütün partilerden bareket ettiğine göre Mr. ChurchiH'in nin hâlâ. Mareşal Zukov'un emri altında mürekkeb heyetler Tlergarten'de bir olduğunu kabul etmek zorunda kalmışde, Mareşal Stalin'in de aynı şekildc miting j'apmışlardır. bareket edeceklerine hükmetnıek müm tır. Sovyetler Almanyadi» idarî Basın muhabirlerinin sual yagrnuruna kündür. Yapılacak iş, sulh esaslarını teşkilât kuruyorlar kararlaştırmak, ve dünya emniyetini tutulan Albay Howlet, genel kararglh Moskova 9 (R.) Berliner Zeitarafından çıkarılan işgal nlzamnamesağlam desteklere dayamak olduğuna tung'un yazdığ'.ğna göre, Brandenburg, göre her tarafın ihtısas sahiblerinden sine müteallik o!up Amerikan İdaresi Mecklenburg ve Saksonyada da idarî tarafından duvarlara yapıştırılan llftnen geniş ölçüde faydalanmak istediği ların Ruslar tarafından yırtüdığını da teşkilât kurulması hakkmda Sovyet işgöze çaıpmaktadır. gal oldukları başkomutanhğma bir müaçığa vurmuştur. Son günlerde ileri sürülen bir riracaat olrnuş ve Sovyet başkomutanı Albay Howlet, Amerikan İşgal çevrevayet, iiç büyiik şefin bir taraftan AvMareşal Zukov bu müracaati iyi karçısinde Alman polisinln Ruslardan aldıkrıtpada hüküm sürerek sulh progranıılamıştır. Bunun netic«sinde Brandennı hazırlamakla beraber diğer taraftan ları emirler üzerlne tevkifat yaptıgmı burg, havaîisi idarî teşkilât başkanhğıda l'zakşark ve Pasifik harbini de el bildirmiş ve İnglliz askerî mahfili aşçı na sosyal demokrat Dr. Stenge seçilsınm İrgllizlerin protestosuna rağmen birliğile neticelendirmek için yeni anmiştir. Dr. Slenge'nin muavinlerinden Alman polisl tarafından tevkif edildlginl laşmalar yapmak arzusile de hareket biri komünist, diğeri sosyal demokrattır. söylemiştlr. Mecklenburg vilâyeti idarî teşkilât reettikleıidir. isliğine gene bir sosyal demokrat setngiliz komutanının ^emeci Amerikanın tanınmış siyasî muharBerlin 9 (a.a.) Berlindeki İngiliz çilrniştir. Üç muavinlikten ikisi komürirlerindon Lindley, müteveffa Mr. noosevelt'in Sovyetler Birliğine karşı Lşgal çe\Tesl Başkomutanı General Hin nist, üçüncüsü de bağımsızdır. takib ettiği siyasetin en bellibaşlı he de, gazetecilere demlştlr ki: Saksonya idarî teşkilât başkanlığına dcfleıindcn bahseden bir yazısında < Berlinl işgal eden dört büyük Rudolph Friedrich seçilmiştir ki bu da btınları şu şekilde hulâsa ediyordıi: devlet, başkentin idaresi slyasetinde hlç sosyal demokrattır. Iki muavininden (1) Kızılnrdunıın Almanyayı azamî de bir fark olmamasını arzru etmektedir. birisi komünist, ikincisi ise sosyal derecede yıprarmasına imkân vermek, Genel karargâh tarafından hazırlanan mokrattır. Komünist muavinler arasın(2) Almanyanın tamamile yenilmesine siyasetin Ruslarla bir anlaşmaya varıl da evvelee Re'chtag ve Landstag azası kadar Rıısyanın harbe devam etmesi, ması için değlşikllklere tâbi tutulması olan kimseler de vardır. (3) Almnnyanın yenilmesinden sonra gerekeceğinde şüphe yoktur. Fakat RusTekzib olunan şayialar Bovyetier Birliğinin Tzakşark harbine larla her noktada mutabık deglllz. BuBerlin 9 (a.a.) Berlin bölgesindenun için karşılıklı fedakârlıklar yapıl ki İngiliz kıtaları komutanhğının resmümkün süratle girmesini sağlamak. Amerikalı siyasî muharririn bu snz ması lâzım gelecektir.> men bildirdiğine göre, Berlinde askerî lîri, Mr. Roosevelt'in Müttefikler araKızılordumin hemen bütün Berlinl hükümet ve idare meseleleri hakkında smdaki askerî elbirliğini, bütün barbi kontrol ettiğinl ve İngilizlerln ışık, elek Rus makamlarile yapılmakta olan mübitirinciye kadar dcvam ettirmek le trik, su ve garnizonun bütün iaşesinin zakerelerin akamete uğradığı hakkınhinde olduğunu belirtmektedir. Mr. temlnl hususunda hâlâ Ruslara tftbl bu daki şayialar hakikate tamamil* aykırıTruman'ın da, sayın selefinin siyasetini lunduğunu söyliyen İngiliz generali söz dır. Berçekleştirmek amarından ayrılmadı lerlne çunlan llftve etmlştir: Berlinde tevkifat ğına bakılırsa, onun da Müttefiklerarac İkl, Uç güne kadar yapılacak olan Londra 9 (a.a.) Berlinden ahnan sı elbirliğini, Uzakşark harbine teşmil 4 askeri çef roplantısında çehrin askerî bir telgrafta bildirildiğine göre, Ruslaiçin teşcbbüslerde bulunması bcklenir. İdaresi ve laşesi hususunda askıda kalan rın kontrolu altında bulunan Alman poBu yüzden yeni Üçler konferanşı. Av meseleler Uzerinde göruşülecektir. Bu lisi, Hitlercilerin »iyasî, içtimaî ve a.nerupa sulhunu kararlaştırmakla kalmı günkü hal anlaşmaya vanlmcaya kadar le teşkilâtları üyelerinin takibine ko yarak Uzakşark harbini daha fazln devam edecektir.» yulmuştur. On binlerce klşl tevkif edileüratle neticclendirmek için de Sovyet Di&er meseleler arasında kunılmasına mlstir. yardınıını temin için mümkün çarelere başvuracaktır. Fakat bu teşebbüslerin mııvaffak oltıp olmıyacağı hakkında. şimdiden kesin bir hüküm vermeğe imkân yoktur. Şüphe götürmez bir hakikat, Sovyetler Birliğinin l'zakşarkta Müttcfiklerle birlikte hareket ettiği Baştarafı 1 inci sahifede Baştarajı 1 inci tahijede takdirde l'zakşark harbinin kısalacağıdır. Fakat Sovyetler Birliğinin harbe heyeti başkanı Fuad Erclyeşl Beçmiş, cud hürriyet cephesini ortadan kaldırnrttırd'klarmı iştirak ermemesi takdirinde; İngiltere, Türk ingiliz ticaret ödeme ve mali mağa matuf faaliyetleri Amcrika ve Çin bu harbi tekbaşlarına anlaşmasmın birer ay uzatılması ve söyliyerek ithamlarını sırainmaktadır. İthamların en manidarı tlranlı mürbaşarabileceklerine kanidirler. Fakat uyuşmazhk mahkemesi kurulması hakbu takdirde harb de bölünmüş, sulh da" kındaki kanun tasarıları onaylanmış tecîterin» mavî bir ordu torjlamajî üzere bölünmüş olur ve hunların bölünnıesi tır. Bundan başka hâkimler kanununun bulundukları ve bu ordunun,. Müttebir takım anlaşmazhklara yol açabilir. 74 üncü maddesinin değiştirilmesine, or fik ku\rvetler İrandan ^>Tiidıktan sonra. Müttefiklerse aralarındaki anlaşma ve du mensublarile emniyet genel müdür bir diktatörlük rejimi kuracakîarım aahengi dcvam ettirerek hütün dünya lüğü ve gümrük muhafaza ve muamele çıklamakta olanıdır. sulhunu desteklemek istediklerine göre sınıfı kadrolarında çahşanlara blrer er Pravda gazetesl, İranda bazı çe%Telerherhalde bu meseleleri de tasflye ede taymı verilmesine, orman kanununun de daha şimdiden bir tethiş vejimi hüceklerdir. birinci maddesinin değiştirilmesine ve küm sürmekte bulunduğunu ve demokbuna bazı hükümler ilâvesine ve işçij r a t i r a n lılara karşı tazyiklere girişildiElhasıl büyük Uçlerin bn defakl toplantıları hem Avrupan'n mukadderatlle, siaortaları ldaresinin kurulmasma aid' ğm[ yarmatadır. hem Fzakşark harbinin mukadderatlle kanun tasarıları da onanmıştır. Vakıâ, Pravda'nm yazısı. tehditkâr olçok rakmdan ilgill olacak, ve San duğu belirtilen bu durum karşısında. Francisco'da varılan netlreleri temelleşMüttefik kıt'aların daha bir müddet tirme&e de yardım edecektlr. tranda kalmalarmın mut'.ak surette zarurî olduğumı yazmamakta ise de, LonBn ytiıden Büyük tçlerin toplantısı dra diplomatik mahfilleri, Sovyet gazejrün çeçtlkçe daha büyük ehemmiyet tesinin bu yazısından soira, böyle bir kazanmakta re toplantının büyük neti1 Ind sahifeda neticenin çıkarılmasmm tabiî olacağı celer vercnesl beklenmektedlr. ve ayni zamanda M. Stalin'le yaptığı kanaatindedir. Bununla beraber, Sovyet ömer Rıza DOĞRl/L görüşmelerde müteveffa Başkan Roose hükumeti bu yolda açıkça hiç bir teyapmamıştır İyi haber alan velt'e tercüman sıfatile refakat etmi1? şebbüs olan M. Charles Bohîen de refakat et mahfillere göre, Türkiye ve Boğazlar meseleleri halledilinciye kadar Kusyamektedir. Beyaz saray, Başkanm «eyahat ct nın böyle bir teşebbüste bulunması da mekte olduğu gemi ile dsimî telsiz tel muhtemel görülmemekted'j. Baştaraf\ 1 tnci sahifede graf temasını muhafaza ermektedir. camen aleyhtardı. Diğer taraftan Başkan Truman'm Berlin toplantı Niyagara şelâlesinden fıçı Brauchitsch, Almanların Yunanistandâ, smdan sonra ingiliz başkentini ziyaret içinde atlayan adam Baikanlarda ve Tunusta yaptıklan sa edeceği Londrada bildirilmektedir. Mr. vaşların da meş'um birer hata olduğuna Truman'ın ajTica başka Avrupa memOttowa 9 (a.a.) Özel surette yapıkani bulunuyordu. leketlerini ziyaret etmesi ihtimali de lan bir fıçımn lçine glrmiş bir adam, yüz bin seyirci önünde, Niyagara şelâleBrauchitsch başkomutanlıktakl Hr mevcuddur. sinden geçmiştir. Bu adam fıçınm içinde çok meslektaşlarmın kanaatleri hilâfıedeceği misak iki saat kalmıştır. Şelâlenin alt kısmınna 1940 yazı sonuna doğnı Ingilterenin Amerikanın teklif Washington 9 (a.a.) Başkan Tru da fıçıdan çıkanldıgı zaman, yalnız koLstilâsı teşebbüsüne taraftardı. Böyle bir teşebbüse girişildiği takdirde uğranıla man, Berlin konferansmda, Rusya, In lunda hafif bir ezik bulunuyordu. Bu cak kayıb'.arm ağır olacağmı kabul et giltere ve Amerika arasında, dünya gü tecrübayi yapmasmı meneden polis meMilletler murları, kendisine takibat yapılacağım mekle beraber, Mareşal, Ilngiltere mü veni hakkmdaki Birleşmiş dafaasım hazırlamadan evvel bütün anayasasmda derpiş edilen anlaşmalar söylemişlerse de, bu takibatm hangi kozları bu teşebbüse bağlamakla harbin çerçevesine girecek bir üçlü güvenlik suça istinad edeceğiBİ bildlrmemişlermisakı akdini elde etmeğe çahşacaktır. dir. kazanılacagım sanmakta idi. Millef Meclisi bugün latile başlıyor İranın Rusya ile arası açılıyor Truman Amerikadan Berline hareket etti Brauchilsch, neler söylüyor ? Kadınların iş hayatına girmelerinin elemeği stokunu arttırdığını da unutmamak gerektir. Ne ise bu prensiplsr üzerinde uzunboylu münakaşa yürütLondra 9 (a.a.) Reuter Ajansının miyelim. Prensipler meydandadır. Her j siyasi muharriri yazıyor: kesin bunlan dikkatle ircelemesi mümDün Yunan hükumeti, asayişi bozakündür. Fakat burada bana da bir sual Londra 9 (a.a.) Avrupadaki Rus sorulabilir: kuvvetierinin terhisine başlanıldıgı hak caklara karşı cezalar koymuştur ve Londranın iyi haber alan kaynaklarma Peki Nuri Demirağ bir parti kur fcında Moskovadan gelen haberler münagöre, bir hükumet darbesi etrafında mağa kalktıysa senin bu telâşın neye? sebetile bu terhisin Uzakdogiidaki Rus ordulan için bahis mevzuu olmadıgı Lon dolaşan söylentilere rağmen henüz hiç Hayır ben telâş etmiyorum, asla!. drada mürahede edilmekte ve Rusyanın bir hâdisenin çıkmadığı Atinada hükuNuri Demirag prensipleri arasında adaJaponyaya karşı harbe girmesi ihtimali metin aldığı yegâne ihtiyat tedbiri de ma göre iş değil, işe göre adam lâzım bundan ibarettir. yorumlanmaktadır. demişti. Ben onun için kalemi elime Sunday Chronicle gazetesl. Rusyanın Solculardan çıkan ve kralcıların şimaldım. Çünkü yazı yazmak bana eöre bir iştir. Nuri Demirağın işe göre adam Japonyaya karşı tarafsızlık politikasını diki hükumeti devireceklerini bildiren son haberler gerginlik ve kararsızlık! prensipini de takdirle tatbik eder pek yr.km bir gelscektehavası yaratmıştır. Çünkü, bu rivayetsek, o zaman partiyi herha'de Nuri De ni gösteren bazı belirtiler mirağdan başkası kurmiğa kalkmah ve bu meselenin önümüzdeki Üçler lerin yeniden Eam'ın girişeceği siyasi dır. Bakmız ben fabrika işlerile, ticaret Konferansmda teferruatile görüşülece faaliyetleri örtmek maksadile çıkarıap çıkarılmadığı hatıra g*lmektedir. işlerile uğra.şıyor ve taahhüdlere girm ğini yazrraktadır. Gazete diyor ki: , yor muyum?» Haziranın sonlarında ve temmuzun «Rusyanın ta,Tindakl bu değişiklik, ilk haftasında Yugoslavyanın gösterdiğı AvruDa konferansmın J a p o y a y ,""", . ° " , ,°~ . ~, General Mac Arthur'e karşı ,karşı *, sulh zaferls neticeleneceği ngüne a ' " " harbin .,., .»,., ,. 1, ..,ı ıunan aleyhtan propagandalar, siyasi kadar geri bırakılması lüzumunun Ma gerginliğin artmasına yardım etmiştir. bir suikesd teşebbüsü rasel Stalin tarafından da anlaşılmış Federal YugoslaNyanın bir parçası olan Manilla 9 (a.a.) Filipinli bir vatan bulunmaîindan ileri gelmektedir. Siber mahallî Makedonya hükumetine Yuhaini ile birçok Japon. geçenlerde ?.Tayada. büyük askeri manevralar yapılaca nan Makedonyasının ilhakı için yapılan nilla'da General Mac Arthur'ü öldürmegına dair Moskovada yapılan resmî yadaları da karışmaktadır. Bu propaganğe teşebbüs etmişlerdir. Bu teşebbüs ymlar ve Rus basınının Japonyadan daiara göre, Yunanhların elinde buluakim kalmış ve suikasdçilerin hepsi bahspderken kul!an:lığı hasmane li=an, idam edilmiştir. nan mahallî Slavlar kütle halinde ölPovyetlerin tavırlarında bir değişikük dürülmektedir. Yunanhların da ayni hasıl o'.dıığunu göstermektedir.> Pasifikte yeni bir Amerıkan şeyin Arnavudlar tarafından şimal EObserver gazetesl, Moskovada So^et pirdeki Yunanhlara yapıldığı hakkmdonanması hükumetile Çin Başbakanı M. Soong Londra 9 'a.a.) Amiral Mac Kcsn arasında yapılan görüşmelerin daha daki iddiaları da mevcud huzursuzluğu komutasında yeni bir Amerikan filosu faal bir pohtikanm başlangicı olduğunu artırmaktadır. Şurası açıktır ki, Yugosîa\ya Ege Makedonyasının YunanPasifikte harekete ge;miştir. ve Mareşal Stalinin de iştirak ettiği bu I lılar tarafından terki için uğraşmağa çörüşmelerln, So'vj'etlsr'n Uzakdoguda I azmetmiştir ve Yunanlılar da Mussoliharbe girmeleri için bir mukaddime ni'ye karşı muzaffer savaşlarmda Yuclabllcceğinl yazmakta ve şöyle demei:nan kıtaları tarafından işgal edilen tedir: şimal Epir'i muhafaza etmek istiyorlar. GÜMRÜKLEME «Ortada bunu teyid edecek hiç bir Yunan hududlarında bugün hüküm çey olmamakla beraber. Rusyanın kuzey işlerinde mütehassıslarımız size: Çin eyaletleri yani Mogolistan, Man süren istikrarsızlık Yunan iş rejimi meçuriya ve Kora için merkezi Çin hüku selesi etrafmdaki münakaşaları canlanmetinden bazı isteklerde bulunabîleceği dırmak tehlikesini göstermektedir. FilVAKİTTEN ve Çin hükumetinin elverişli bir cevab hakika Sovyet basını ve radyosu son vsrmesi halinde Rusyanın Çine iktısadi günlerde Yunan hükumetine karşı hüsahada ve diğer sahalarda yardım ede cumları tekrar ele almıştır. Moskova ceği fikri İleri sürülmektedir. Halbuki Yunan hükumetini oldukça fena görNAK*TTEN Japonlar Çlne yapılacak maddl her var ] mekte ve cenub Slav devletlerinin, dımı tarafsızhğa aykın sayacaklardır.> ! Yugoslavya ve Bulgaristanın, taleblerıkazandırırlar. ni teveccühle karşılamaktadır. Hayri Alp Sovyetler Birliği ve Uzakdoğu meseleleri Balkan meseleleri larının işlni görmekte.. B. FELEK Ölüm Bayan ANNA IVÜRtKOĞLÜ kua bir hastalığı müteatab vefat etmiştll Cenaze merasiml bugün saat 13 te Beyoglu Balıkpazan Ermenl klllsesinde lcra edl. lecektlr, İşbu llân davetiye makamına ka. Imdlr, Horen Mlrlkoğlu Mlllt Mücadeîenin Alasehlrde önderllğlnl ve Kuvayl Müliye komutarüığmı yapmış bulunan ve Aîaşehirln asll allelerlnden Hüseyln Paşazade MUSTAFA ŞAHYAK müptelâ olduğu hastalilctan kurtulamıyatak 17945 günü vefat etmlştir. Merhum hayatı boyunca memleketins dalma hayırlı hlzmetlerde bulunmuş muUltimizde her hususta büyülc , lzler bırafc. mış yüksek ruhlu bir şahsiyettl. Alaşehlr Mustifa Şahyar'ın şahsmda büyüls bir evlâdmı Itaybemlştlr. Kederll alleslne tazlyetler kendisine Allahtan rahmet dilerlz, ELÂZİZ NAKLİYAT Şti. İstanbul îzmlr Mersin İSKENDERUN Bundan evvelki kısımların hulâsası Mimar mühendis Turhan Tuna Almanyada tahsilini bitirerek 1931 senesinde yurda dönüyor. Ana, babadan fefkıt görmemiş adeta öksüz büyümüştür. Bütün kuvvetini vatan aşkmdan ve Tuna serhadli ecdadının hatırasından alan genc gurbet ellerde yaşamak, akademiyi titim.ek için her türlü zorluklara kahramanca göğüs germiş, gayesi u | m n d a yerine göre vahşi ve yırtıoı olmaktan da çekinmcraişfir. Türkiyeye dön'işünden CT . .. sonra da çnk uğraşmış, bir Türk minıannın hiç bir garblı mimardan geri; kalnııyacağını eserlerüe ispat etmeğl| hayatınm manası olarak duymuştur..1944 senesinde «Canzi isminde bir geno kadınla tanışıyor. îlk bakışta «ruhlann anî tanışması» mucizesini yaşıyor. Canzl'nin rikkatli, vakarh perdelerle dalgalanan sesi Turhanın kendi bagrından kopuyor gibidir. «tşte kendi hamurum, mayam, işte kendi iklimim!.» diyor.. C1GERDELEN EROL 3 tuk. Ben bu dansı Macaristanın yed"i yüz senelik süzme asılzade kızlarile, kat kat sülü eteklerinden kıvılcım'.ar savrulan, başlık kordelâları Hun kamçıları gibi şaklayan, topuklarile veri dovdükçe ölüme meydan okuj'an ateş p.srçası köylü dilberlerile oynamıştım. Hepsinin de ne kadar ruhsuz ve basma kalıb olduğunu Canzi kollarımda. okunu en uzak hedefe doğrultan bir yay gibi titriyerek gerildiği zaman anladım. Misafirler etrafımızda halka olmuştu. Islıkla tempo tutanlar, el çırpanlar vardı. Dünya yıkılsa altmda kalmayı göze alacak derece oyuna vurgun biriççiler bile kartları bıraktılar. Peştenin çiğanları, bu halkın bir anda infilâk eden taşkın cünbüşünü gözle görerek tutuşmuş gibi kaynayıp coştular. Fakat biz... Canzi ile ben muhitimizden bir kere daha ayrılmıştık. Şakır şakır sırmaları yukarıdan aşağı çağlayan, dizi dizi mücevherlerl yedi renkte damlayan bir ulu hakan otağı altmda yalnız başımıza raksediyoruz sandık. * * * Canziyi her gün, her dakika görebilmek için hayatımm altım üstüne gctirdim. Artık bastığım yerin farkmda değildim. Hiç kimse, hiç bir şey gözümde yoktu. Uyku tutmaz oldu. Fakat ben bir buçuk saat uykuyla tazelenmek marifeüne ermiştim. Vakti gelince sofraya oturuyordum, yediğim şey et mi, bahk mı sorsalar cevab veremezdim. Bununla beraber sıhhatim her zamandan daha iyi idi. Görülmemiş bir randımanla çalışıyordum. Taşıma vasıtalarından kolayca ayak çektim. Düşüncelerimin ahenğine vücudümü teslim ederek dünya yüzünde tek başıma geze'rcesine, yelkenlerini rüzgâra karşı germiş bir tekne gibi, süzülüp gitmek doyamadığım bir zevkti. «Öyle sermestim ki idrak etmezsem dünya \edir?. havası içinde yaşıyordum. Hayatımı altüst ettim, dediğim alışkanlıklarım hakkındadır. Canzi'nin bulunacağı yerlere, halkevlerine, sosyal yardım kurullarına, evlerinde oda musikisi yapan bazı ailelere devama başladım. Başta Ingilizlerle dostluğu ilerletmek lâzım geliyordu. Halk türküsünün dediği gibi «rSenin hatırm için herkese paşa dedim». Artık Canzi ile hep beraberdik. Vakitli vakitsiz evine girip çakabiliyordum. Bir taraftan da Haşmet'le tesadüfler hazırlıyor, bin türlü kurnazlığa başvurarak Canzi ile nasıl evlendiğine, niçin ayrıldığma dair lâf kapmağa çalışıyordum. «Bu mükemmel kadına ne kusur buluyorsun?» dedikçe Haşmet bana tuhaf karşılıklar veriycrdu. Yükseklerde uçan, üst perdeden EÖyleşen kadmlardan hazzetmezmiş. Ya ne yapsm? diye sesim geliyordu, yükseklerde uçmasm da alçaklarda mı sürünsün? Seninle konuşurken aşagıdan mı alsın istiyorsun? Tabiî bunlardan hiç birini söylemiyor, Haşmet'e hak verir gibi görünerek onu daha ziyade deşmek yolunu tutuyordum. Mademki huyu suyu bu kadar aykırı idi, neden evlendin? dedim. Haşmet, içinde birdenbire ihliraslar kıvılcımlanan bir bakışla yüzümç dikilerek: «Güzel olduğunu görmüyor musun, dedi, bizim gibilerin öksesi hep kurulu durur, sıra sıra büibüller düşer, biraz tutar azad ederiz. Fakat bu şahin ökseye gelmezdi, onunla evlenmeğe mecbur oldum. Sonra sertliğine tahammül edemedim. Gururuna payan yok. Hele bir dokun da gör ne hoş sadalar çıkar. O halâvetli gözler; yaban kedisi gözü gibi ışıldar, bebekleri adeta elife çekillr. Kaj ucları * * * Plevne kshramanı Oazl Osman Paşs mandumu Hüseyln Plevnenln kayınvalldesl sallhatı nlîvacflan BAYAN LUTFTYE İtaîyada tedhişler devam Hakkın raîr.metine kavuşmuştur. öğle ntu Italyada açlık mazı Kadıköy Ofmsnağa camllnde kılmdıke diyor tan sonra Beşlktaş Yahyaefendl dergâhına Londra 9 (a.a.) Romadan bildirilMilâno 9 (a.a.) Silâhlı 15 kişiden diğine göre, Italyada çok vahim bir yi defnedilecektir. * ** mürekkeb bir çete, kuzey Italyada Schio yecek sıkmtısı başgöstermiş ve Italyan Bursa eşrafmdan kuruyemlşçl Saml Oaceza evine hücum edarek siyan mah Başbakanı bir çok kimselerin açlığa nat'm eşl Cemal Baküs ve Bursalı All puslar üzerine ateş açmıştır. 17 kisi Sıtkı Aysan'm baldızı maruz bulunduğunu bildirmiştir. ölmüştür. Bursah NTRİYE CANAT M. Parri, işsizliğe karşı koymak için tutulduSu kalazar hastalığmdan kurtula. yay gibi şakaklara doğru fırlar, dudak bayındırlık işlerine çok miktarda para mıyarak dott yavrusunu ÖKSÜZ bırakarak, Guraba hastanesinde tedavl edilmekte lien lar katılaşır, tırnakları avuclarma gö tahsis etmek lâzım geleeeğini beyan et genç yaşında Ulu Tanrmm raiımetlne kamülür. Ve ne sözler, Allahım ne söz miştir. vuştu. Dün cenazesi hastaneden alınarak Merbezefendlde ebedi lstiranate bırakıldl. !er. Göğsümde sevdalı kumru gibi Silezya Almanlardan Ulu Tanrı rahmet eylesin, dem çeken kadın sanki o değil; bir ibboşaltılıyor * * * lis kesilir. Nasreddin Hocanın keçiboyDlyarbakır valisi merhum Faik Paşa vs Lüksemburg 9 (a.a.) Yukarı Sinuzu hikâyesi, bir çeki odun bir damla Menllk eşrafmdan Elfatln torunu, esbals bal. Eksik olsun, dedim. Bastım gittim. lezjanm Polonyalı valisi, Almarılara, bu şehremiııl muavini merhum Mazlumun ilin 1 eylul 1939 tarihine kadar Polon kızı ve Şevket Bagana'nra gellnl, Befikanm Canzinin dem çeken kumru, yerine «öre de yaban kedisi olabileceğini ben ] yaya aid bulunmuş olan kısmını terket annesl, süvarl Albayı Avnl Bağana'nm eşl LAMİHA BAGANA çoktan biüyordum. Ben, onun bir zer j meleri emrini vermiştir. Bu errür buresinin değişmesine razı değildim. Hat günkü tabiiyetleri ne olursa olsun, bü kendlsinl sevenlerl acılar içinde bırakaraH tâ bana sorsalardı ki munis halini mi, tün Almanlara racidir. 20 temmuzdan rahmeti rahmana kavuşmuştur. Cenazesl 107945 salı günü Kadıköy Kuşdlli caddikbaşlılığmı mı daha çok seversin, c e j evvel Polonya makamlarına başvurmayı öcsi 163 numaralı evinden öğleyln kaldınvab veremezdim. Yalnız, Haşmetle olan \ ihmal ed«cek olanlar göza'.tı edilecek larak Kadıköy Osmanağa camllnde öğle na. bu münakaşalarm ne gibi vesilelerle ler, sonra da Almanyaya gonderılecek mazını müteakıb Kazguncuk Nakkaştakl patlak verdİğini merak etmiştim. Canzi lerdir. Diğerleri ise, Almanyada ıste alle medleninde ebedt lstlrahatgâhına tevmisaller anlattı: Aşk üzerine münaka dikleri yerde oturmak imkâruna malik dl edilecektlr. Kederll ailesl efradına tazl. yetlerlmlzi sunanz. şa oluyormuş. Herşeyin ucuzunu ve olacakîardır. «asgarî maliyeti» arayan Haşmet «Ben aşk filân bümem, yeltenenlere acırım. Sakm beni seveyim deme, yaya kalır6in. Zevkten ötesi bana lâzım değib dedikçe Canzi «Zaten ben de tahmin etmiştim, yüzünden belli» cevabını verirmiş. Haşmet kızarmış, «Yani ben aşka lâyık değilim, ona el atmak haddim değildir öyle mi?> Canzi kocasmı küçümîerce dudak bükerek «Eh... onun gibi bir şey» dermiş. Türklük konusu da çok çekişmelere meydan açmış. Haşmetin kozmopolit düşünüşü benim için yeni bir şey değil, Almanyada seyıek görüşmelerimizde o daima, münasib bir iş bulursa, Türkiyeye dönmiyeceğini söyler dururdu. (Arkon Güneşin hayat veren ışıklarından vücudünüzü yakmadan hakikaten istifade edebilmek ve çok sıhhatli bir renge malik olabilmek için güneş banyosundan evvel cildinize ince bir tabaka (Roman devam ediyor) Coşkun bir Sigan orkestrası çağladı. Canzi ile ben kısa zamanda geçmiş olduğumuz «on sekiz bin âlem» den u yandık. Kendimizi İngiliz dostumuzun bilârdo odasmda bulduk. Gülümseciim. Onun da yüzü bir çocuğunki gibi nurlandı. Çardaş havası çalıaıyordu. Oynar mısınız? dedim. Canzi bir müddet başile ve ayağmm ucile tempo tutavak durduğu yerde 'nafif hafif ^alındıktan Sonra hiç bir saz söylemeden elini bana uzattı, bir çift kuş atikliğile ortaya uç K R EM NEVİN sürerek hafif bir masaj yapınız. nk defa güneşte on beş dakikadan fazla durmayımz. Sonraları tedricen bu vakti arttırabilirsiniz. HOSON DEPOSU

Bu sayıdan diğer sayfalar: