22 Temmuz 1945 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

22 Temmuz 1945 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtYET Hâdiseler Karşısmda Düşünceler Slav birliği Yaıan: Nııreddin Ardışoglu Sehir ÜNÜN MEVZULARI J haberleri Montreux andlaşması Yağ derdi Yarın Ankarada önemli bir toplantı yapılacak 22 Temmnz 1945 IHEM NALINA M1HINA Fatih devrine aid eserler ekiz yıl sonra Istanbıılun 509 üncü yıldönümünü kutlarken gerfV bu «Fethi mübiru e, gerekse Fatih devrine sid bir kütübhane viicude getirmek lüzonıundan bahsetmiştim. Gcrçi, fethin 500 iiucü yıldönünüınü kutlama işi ile meşgul olaeak teşekküle aid kr.nıın tassrısl ki şimdilik sadece bir proje halindedir çcşidlî eserler yayıııiamak snretile bu büyük olayı taıih ve iKm bakık u l I a m a y l t,üŞunî,lliftür. k a m ı n o l u p jür Harb sonu dünyasınuı en mühim da lonyalı değildi. Bug nehrinin doğusunvalarmdan .birisi de muhakkak ki Slav da Ukraynalılar ve Beyaz Ruslar ekbirliği ıpea>lesidir. Adriyatikten Ural spriyeti teşkil ettikleri gibi, batı sınırlara kadar .uzanan sahaları iskân eden laruida Almanlar büyük bir ekjeriyet Slav milletlıeri arasında umumî bir lıaıinde bulunuyorlardı. yakmlaşma ve işbirliği günden güne Halen Çekoslovakya devleti sınırUrı daha müsbet bir şekil aimaktadır. Başta dahilinde bulunan Çekler ve SlovikYurd içinde yağ meselesinin halli ve Mofkcva olmak üzere Slav başkent lara gelecek olursak, bunlar da Maza bu yıl zeytinyağı ve pamukyağına t<îtJerinde Slav Birüği Komiteleri faaliyet ryk'in birleştirici idaresine kadar da bik edilen dağıtma rejiminin devafn halincedir. Rusya ile Çekoslovakya, inia birbirinden ayrı yaşamif kavim edip etmemesi işini kesin bir karara Yueoslavya ve Folonya arasmda 20 lerdir. Çckoslovakyanın doğu ucunu bağlamak üzere Ankarada toplanmasına senelik dostiuk ve karşılıklı yardım tefkii eden Rutenya da tarih mukad karar verilen kongre Ticaret Bakanlınuıahedeleri alkdedilmiştir. Geçen mar1 deratı itibarile daima doğuya bağlı ğında yarın başlıyacaktır. Ticaret Baayı başlarmda hemen bütün Slav mem kalmıs ve son günlerde de Sovyetler kanı Raif Kaıadenizin başkanhk edecelekeilerinin ganderdiği heyetlerin iş Dirliğıne iltihak etmiştir. ği bu toplantıya yurdun her ypnından tirakile Sofyada toplanan «Slav Birliği Çekoslovakyanın harbden evvelki zeytinyağı, sade yağ, nebatî yağ ticahaftası> münasefcetüe yapılan tezahür nüfusu 15 müyondu. Bunun ancak üçie ! reti yapanlarm mümessilleri, yağ fabJer sriylenen nutuklar ve dinî âyinler ikisi Slav (Çek, Slovak, Ruten) olup j rikatorları iştirak edocektir. Ticaret bize Slsv birliği cereyanının umumî diğcr kısmı Alman, Macar ve yahudi Bakanlığı. son kararın tacir ve sanahatîarını tanıtmaîctadır. Slavhğı alâka lcrden tcşekkül ediyordu. yicilerin de iştirakile ve söz birliğil* dar eden her meselede, meselâ en göze 3 Güney grupu: Slavlar 7 nci a verilmesini uygun görmüştür. çarpanı Makedonya meselesinde, Mos sırdan itibaren anayurdlarından güney Istanbul yağ tacirleri ve fabrikatorkova. Prag, Belgrad veya Sofya Slav j doğu Avrupaya muhaceret etmişler ve larından seçilen beş kişilik heyet de menfaatlerini aynı kuvvetle ve mü= j buralara yerleşmişlerdir. Sırbları ve bugün Ankaraya haıeket edecektir. tereken müdafaa ediyorlar ve nihavet | Hırvat'arı, Bizans imparatorları buZeytinyağ tacirleri, Ankaradaki topson günlerde, Bratislava'da bütün alâ ) günkü Macaristan ovalarmda (Pano lantılarda zeytinyağı ticareünin önükalı memleketlerin murahhas heyetle nia) otuıan Avarlaıın güneye doğru müzdeki i^tihşal mevnminde serî.»est bırinin iştirakile toplarrmış olan «Slav aknıslarma mâni olrnak için 7 nci :ı>ır rakılnıasmı istcrr.eğe karar vermişler Birüği konferansı» bütün Slav milletle basiarında Tuna ve Sava bülgelerine dir. Istanbuldan gidecek sade yağcılar Tİ srasmda bir «dostiuk ve kar?ılıklı j yaı)eşt>ırmi:?kirdi. Bulgarlar ise, aynı da istihsal bolçelcrinde sade yagı fiatyardım paktı» hazırlamağı derpiş et Ksrm sonlarına doğru bugünkü vatan larının tesbitini isliyeceklerdir. mektedir. Eğer böyle bir bölge anlaş larına (eski Moesia) gelerek yerleşnıışNebatî yağ fabrikatorları i<;e fmdık ması tahakkuk eder ve böyle bir bir lerdir. Sırb Hırvatlar ve Bulgarlar, ve diğer yağlı mnddeler üzerinde speJik meydana gelirse, Oder nehrinden 14 üncü asra, yani Türk istilâsma ka külâsyon yapılmasına mâni olaeak ted(çünkü Slavlar burasını batı hududlan dar bırer kralhk halinde bu bölgelerde birlerin konulmasını taleb edeceklor oiarak kabul ediyorlar) ve Adriyatik yaşamışlardı. Güney Slavları arasmda ^ ^ » ^ «ierrizinden, şimdilik bir Slav kolonisi Slcvenler, Karadağlılar ve Makodonya dir. Bulgaristanla telefon ve telgraf elar Siberyayı da dahil edersek Pasi hlnr da yer almaktadırlar. Bunlar Bıfiğe kadar uzanan milyonlarca kilomet rincı Cihan Harbinden sonra meydana muhaberatı başladı Bulgarıst:ınla m( mleke::ıniz arasınd» re karelik topraklar üzerinde, nüfusu geien Yugoslav hükumeti dahilinde hemen 200 mllyonu aşan muazzam Dir buknmuşiardır. Yugoslavyanın harb telefon, tclgraf muhaberatı lctrar başlablok tarih ve siyaset sahnesine çıka den evvel nüfusu 14 milyondu. Halen mıçtır, Orta Avrupa vc Bnlfca:ı memleketlerl İçin yapılncak posta ve telgraf muhk•efktır. Bu hakikaten büyük, çok büyük Bulgaristanın 6 milyon olan nüfusile beratı Bulgarlstan üzcriadcn eekj t»yıd. Siçüde ırkî siyasî bir harekettir. beraber bütün güney Slavları 20 mü lara taftl olnıadan yaınİMi'iktndır. Bcsml lcanallar vasıtaslle yapılmakt» o . Umumiyetle kabul edilen bir nazari yonu bulmaktadır. lan telefon muhaberatı İse evvelki akşam yeye göre, Slav milletlerinin anavatanı Slav birliği cereyanı yukarıda hak u~crl blllnmlyen bir sebebdcn dolayı keEİlOder ile Dniepr arasındaki sahalardır. mlştlr. Slav ana kavmi burada yaşamış ve iarında kısaca izahat verdiğimiz bütün Ulaçürma Bakanlığ^ telefon muhaber»bı kavimleri bir araya toplamak ülkd5 inci asra doğru tarih sahnesine çıktınm tekrar tmlul lçlîı Bulgar hüknmetile südür. 19 uncu asırda Çarlık Rusya=ı temasa geçnılştlr. Muhaberatın bugün Bmıştır nm resmî siyaseti o'.an Slav birliği fik çılması beklpnmektedır. Bugün ise, Slav kavimlerini başlıca ri, bolşevik Ihtilâlinden sonra unutulŞehrimize kiiiliyetli kasablık üç büyük grupa ayırarak mütalea edi mu? vc ırkî inanışlarla emperyalizmi hayvan geliyor yoıu7. Bu gruplarm ayrılmasında baş rcddeden Marksist lidcrler Panslavizmi Son günlerde ı Istanbula küüiyetll mlkla coşrafî esaslar amil olmakla beraber, de hoş görmemişlerdir. Fakat but.uda kesınj hayvanı gönrtertlnıe^c ba^'aniic büyük Slav grupu arasmda etonolo cdn. Ikinci Dünya Harbinin akabm mıştır. Bu sevklyat, bu yıl Auadoludaki jık syrılıklarla beraber, iasan, dln ve rie aynı fikir «yeniden doğuşa» maîhar kuraklıktan Ucrl geloıekteülr. Hayvan gekültüi farkları da • vardır. Bu gruplar o:muîtur. Bunu bizzat vakıalar isp ıt Uşlnln artışı et flatlarının dtışmcsine sebeb olmuştur Bu durumun kıçın et >ıkıatısı şöyle sıralahmaktadır: edij'or ve bizzat Slav lideıleri kendilc doL,urac«ı"'i söylenmektedlr. 1 Doğu grupu: Doğu Slavları bü ri söylüyorlar. Sofyada Slav haftası Bclediye, et flatlarının 20 kuuış lndlrllyük Ruslan, Ukraynahları (küçük dL'vr.m ederken, bu mürasebetle Bulgar meslnl kabul etmlştlr. OnümüKdekl bafta, kosuıı 17(), kuzu ]vi) ve mgır etl İse 152 Rus) ve Beyaz Rusları ihtiva etmek başkentine gelen, Moskovodaki Slav tedır Bunlar arasında en mühimmi bü bir1;ği komitesi başkam Gcoral Gun kurutan srıtüacaktır. Dun gelen (i bln koyunla Istanbulda yük Ruslardır ki, 8 inci asra doğru II darcf şöyle demişti: mevcud kcslmllk koyun sayısı i»ıı blnl buimen gölü bölgesinde yaşıyorlardı. 9 un« BU ancak Slav milletlerinin blr nıuştur. cu asır ortalarında Skandinavyadan leçrr«csiıe refaha erişeceğimizi bilmsMotörle yolcu naUliyatı gjlen Vareg'ler bunlar arasmda hâkim Mıut.ıka Lln:.in reıslit;^ Kopru İle Kadl•hyi=.» bir sınıf teşkil ederek, tarihte ilk» dafa Bir Çekoslovak bakanı da bir kaç koy lskelelerl aıaMtida gccc crl yapılnuıkta olan motörle yolcu nakllyatı lşlnl tanzlm c.arak bir Slav devleti meydana getirgün e\\el söyîediği bir nutukta çöyle etmcğe karar vernıijtlr. düsr ve Kiyef merkez olmak üzere derr.iştn; Tedavi için ' gelen bir genc bir prenslik kurdular. Bu Skandinav« Bu harb Avrupada büyük bir yalı îatih kabilenin ajnı zamanda Rus otelde öldü S'av blokunun kurulmasile neticelenSlrkeclde Bahrlfofid otcllnde mlsaflr buismmı taşıdığı malumdur ki, bu nıi'tir. Kızılordu, Mareşal Tito'nun or lunan ve Çanakkaledeu tedavl İçin (ehrU ke'ime itaat altına aldıkları ve teşkid'isu, Polonya ve Çek kuvvetleri bir mlzo gelen Suad admda 'jj yasmda bir lâtlandırdıkları kavme de alem olmuşaray? geürse Avrupada Slavların kud (reaç dün sabah odasında ölu bulunmuştur. tur. Daha sonra Moskova prensliği ve Ccsedl muayeııe eden Adalet doktoru Kâre*i kendini gösterecektir.> Çarlık teşekkül etmiş ve 16 ncı asırmll Uusalaıı gömülmeslne l?lu vermistir. Güney Slavlsrımn mümtaz siması daı. 19 uncu asra kadar Rus askerî ve Çocuklu bir kadına tecavüz Mareşal Tito d Maskovada, Slav lider& «yasî kudreti büyük bir inkişaf gösteredenler yaka'andı lerinin yazılarını neşretmekte olan miştir. Bu suretle Asya ve Avrupa üÜsküdarda, Çıiıillparar mahalleslnde o«Skv» dergisinde haziran başlarmda terinde 20 milyon kilometre karelik hir turan Hurlye adıuda bir kadın gece geç çik?.n bir makalesinde şunları yaz vakit yanında lkl çocuğu ile blrlikte evlne »aha üzerinde muazzam Rus de/Maktadır: glderkon yoltia knrşısma lkl meçbul j a h u len kurulmuş ve 1917 de bolşevik )h^Çek, Slovak, Sırb, Hırvat ve Po çıkmıştır. Kadına tasaliut ctnıık ı.itı'yîn tilâHnden şonra kurulan Sovyetler lonyalı Slavların, son bir asırhk duru lkl genç, kadının feryad etmefl uzerlne Biniği bu devlete halef olmuştur. Buemeüerinde nıu\affak olamanıışlar( hattâ inceleyecek araya glrenlere bıçak bile jünkü Sovyetler Birliği yalnız müte mu meydandadır. Bunu çekmlşlerdlr. eanis bir Slav kütlesinin devleti değil ohırs&k Slavların birleşmek için sar Vak'ayı müteakıb kaçan ikl genç dün 6abüyük gayretleri anlanz. bah yakal»nmışlardır Bunlar, Usküdaıda, dir. Bu ülkede halen yalnız slavca de felt'kleri Toptaşı caddesinde oturan Hayreddin 11» SUvlar birbirlerile anlaşmak ve karğil, fakat bir çok diller (150 den fazla) d«?çe birleşerek büyük Rus milletile iş mahalle arkadaşı Tacedtlindir, Mutecakonuşulmaktadır. 1937 de yapılan nüvlzler Usküdar savcılıgına tesllm edllmlş. fus sayımına göre Sovyetler Birliğinin ve hayat birliği kurmak emelile yaşa lerdir. nüfusu 170 milyondur Bu nüfusun mışlar ve bunu kendileri için ülkü 31,000 dikiş iğnesi alnıışlar ed;nmişlerdir. 125 miîyonu Slavdır. Slnaer şlrketl menmrlarından Tahslnle Şimdi büyük Stalin'in sevk ve ida Turkân. çalıştıkları magazadan gizllce al2 Batı grupu: Batı Slavlan araresi • altmda Alman faşizmini ortaJan dıkları öl.(XK) tane makine dlkış iğnesicl, smda Polonyalılar, Çekler, Slovaklar kaldıran şanlı Kızılordunun tahakkjk piyasada el altmdan yüzda yuz kârla 6atve Ruten'ler bulunmsktadır. Bunların ettirdıği ideale kavuşmuş bulunuyoruz. tıkları kajdile. İstani)r,ı mılü kurunma savda büyük bir kısmı 8 İnci asırdan ıriInancmı kötüye S'a^lar arasındaki birlik ve kardeşlik rılığma verllmişlerdlr. baren bugün yaşamakta oldukları yerkullanma vp hırsızlık suçlarından da so. artık bir hakikattir.> ruşturma yapılmaktadır, lers yerleşmiş bulunuyorlardı. PolonNureddin Ardıı;oğlu Harb Okulunun 328 C. yahlar 10 uncu asırdan itibaren tarihte göıünmefe başlamışlar ve bir kralhk neş'etlilerinin yıldöniinıii loplantısı 32S C. neş'etll sınıf arkadaşları subay tesis etmişlerdi. Bu krallık Almanlann çıkışlarının otuz dördüncu yıldönümünü ve Litvanyahların tazyikı karfısmda geniş hatıralan içln 18 inci asır sonlarma kadar mevcudiGayrimenkuller hakkında kutlamak xe 15 ^unıartesl günilanmak 15 te CS temmuz 9 Baat yetini muhafaza etmiş, fakat daha sonTemyiz reislerinden Prof. Cevad Ab Istanbul Orduevlnde toplanacaklardır. ra muhtelif tarihlerde 3 defa taksime durralıim Gücün'ün, üç ay içinde mevuğramıştır. Birinri Cihan Harbinden cudu tükenen bu mühim eseri, ilâveli, «onıa bir cumhuriyet halinde tekrar tstanbul MUftlliğindentashihli ve ayrıca madde fihrisitll olaona vücud verilmiştir. Burasııun 2 1 temmuz ıııı.l tarlliine ve recebi şerak yeniden bastırılmıştır. harbden evvel nüfusu 33 milyonu burlfin on dördOne musadif salı akçamı rçaxFiatı, bez cildli 15 liradrr. şamba) gecesi Mübarek Leylel Berat olduluyordu. Ancak bu nüfusun hepsi PoÜNİVERSİTE KİTABEVt ğu liân olunur ve Boğazlar meselesî Yazan: HUKUK DAVALARI Mübarek berat gecesi îeri yürürlükte bulunmaktadrr. Türkiye bu hükümlere tam bir düıüstlükle harfi harfine riayet etmiştir. Bu harb girineiyc kacfar, ilim vc tarih adaır.îauIngiîttrenin müdahalesi üzerine Padi içi'ıde, ticaret gemisi kıyafetiııde fakat ınızın bu salıada çalı>ina!an, eserler şah ve Babıali bu nakliye gemilerinin ambarîarmdaki gizli silâh bulunan Al yazıp basdrmalan çok faydalı olur. Edi Boğazlardan geçmelerine müsaade mm gemilerinin Karadenizden gelerek sasen Fatih devıiai büiün vesikalaıı ile Boğazlardan geçtikleri yolunda Ingilt1;etrrenıek zorunda kaldılar. aydmlatmak için, birim Istanbul fetBirir.ci Dünya Harbinde, Rusya ve re tarafından yapılan şikâyetler üze hinin 500 üncü jıldöııümüuü mü bekrır,c bu gibi gemüerde araştırmalar yaMüttef:klerile harbettiğüniz için tabilemcmiz lâzımdı? atile Boğazları kapadık. 80,000 şehidin rılarak ambarlarmda silâh bulunan ^eBu başlangıçtan ionra, muhtcrem de Boğazlardan geçmesine müaziz hayatı ve yüz binlerce gazinin ;nuokuMicıılarıma Fatih jevruıc aid oiabarek kanı pahasına vatanımızın kaıb saaae edilmemiştir. rak yayınlanmış olan iki eserden bahgâhî ve baskenti olan Istanbulu koruSovyetler Birliği Isteklerini tam sa sctmek istiyorum. duk. Aziz I\Iillî Şcfinıiz, Mantrö zafe rahatle ileri sürmemişse de şimdiye kaBuniardan biri Sarıyer Halkevi ncşrinden sonra Büyük Millet Meclisinde dar yapılan yaymlardan yukSrıda da riyatının 2 nci sayısını teşkil eden • Fabeyanatta bulunurken «Boğazlarda soy'ıediğimiz gibi iki şey istediği anlatih Sultan Mehmed H devrine aid taystîdi ölülerden her evde bir hatıra şıbyor; rilıî Tcsikalar» adlı eserdir ki Rum vardır» sözile Tüık milletinin Boğaztarihçi VL. Mir1 Rus harb gemileri için Boğaz ratandaşlarımızdan lara vcrdiği hayatî ehemmiyeti pek miroğlu taıafından hazırlaıunıştır. lardan serbest geçiş; gü?el belirtmişlerdir. Bu eserde Fatilıin Venrdik dıikaîıği 2 Boğazların Türkiye ile beraber ile imzaladığı andlaşmalaıla Bumlar **# mLdafaası, yanı Boğazlarda üs. hakkındaki fermanları vcsair bazı veLazan barış andlaşmasmdaki BoğazBu teklifleri kabul etmemize imkân sikalar, türkçe ve rıımca oiarak toplanlar rejimi ki Sovyetler Birliği ile Yuycktur Sebebleri de basittir: nııştır. Bu vesikaların asılları rıımca goslavya bu vesikayı imza etmemiş1 Montrö andlaşması, Türkiye ile olflıığunu yazan muhaırir şöyle diyor: lerdir Boğazları gayriaskerî bir bölge Sovyetler Birliği arasır.da yapılmış «Esasen Fatih hazretleri zamanından haline sokarak her devletin ticaret ve, zamaruna kadar Sovjet Rusyanın istediği çeylerin, harb gomilerine barış ve harb zaman husus. bir muahede değildir. Milletler ikinci Sultan Selim ara£i b:r konferansta Türkiye ve SovEmJerunu Hümayunda (Gramitiki) namı Boğazlardan tam bir serbestlikle girip ların geçiş serbestligi veriyordu. u çıkmak ve Boğazları Türkiy* ile be1923 ten 1S36 ya kadar Boğazlar böy y^tierden başka ingiltere, Avustralya, ile Rum kâtibleri var ıdi. Bunlar, Fatih raber müdafaa etmek olduğunu yapı lecc Türkiyeye ve icabında Karadeniz Fransa. Yunanistan, Rumanya, Bulga ve İkinci Beyazıd ve Yavuz Sultan Selan ysyınlardan anlıyoruz. Fakat ista dev!et>rine karşı taarruza açık bir ka r.stan, Yugoslavya ve Japonya arasın lim ve Kanunî Sultan Süleyman ve da görüşülüp kararlaştırılmış ve imza ikinci Sultan Selim hazretlerınin Venilcn geçid serbestliğinin yalnız Kara pı h^linde bırakıldı. ed'lmiş mîlletlerarası bir andlaşmadır. ncdik ve Ceneviz Cumhuriyetlerf ile deniz devletlerinin harb gemileri için 1936 da Mantrö andlaşması, Türk Ba sebeble yalnız iki devlet kendi baş rumiyülibare oiarak akdolunan ahidclduğunu kestirmek güç değildir. Çünkü Sovyet Rusya, Lozan andlaşmasın Boğn7İ.ırının rnüdafaası hakkını Türk lanna bu andlaşmada değişiklik yapa nameleri ve muharreratı resmiyeyi kar leme ahnağa memur idilsr. Padişah daki rejimi, Boğazlarda bütün d«vlet devletine verdi. Gayriaskerî bölge kal mazîar. lere aşağı yukarı tam geçfd serbestliği dırıldı. Ticaret gemilerinin tam gejiş 2 Boğazların müdafaasını Türkiye tuğrası ile müveşşah ve müzeyyen overd'ği ve Karadenlze girmek Istiyen serbestliği muhafaza edildi, harb genv. bu h&rb içinde yalnızbaşına, kimsenin lan işbu muharreratı resmiyenin asıllerinin geçişi aşağıda hulâsa ettiğimiz 'ere açık bıraktığı içln istememişt y^rdımına lüzum görmeden, hattâ silâh lan Avrupa kütüphanslorinde ve muhbazı kayıdlara ve şartlara bağlandı: evraklarmda kulanmadan, siyaset yolile başarmıştır. telif devletlerin hazinei Barış zamanında harb gemilerinin mevcuddur.» Türkije bunu bugün yaptığı gibi yann Bogazlardan geçmesi için önceden Boğazlar hakkındaki Rus görflfü l a Fatihe, Fatih devrine ve Istanbula diplomasi yolile 815 gün evvel Tür da yapabilecek iktidarı haizdir. Icaten, Rusyanın dunımuna göre değişmif Türkiye silâh kuvvetile Boğa^ aid bazı resunierle süslü olan bu ekiyeye haber verilmesi ve bu gemilerin tir. Rusya kuvvetli oldukça Boğazlarm serde 20 ye yakın vesika yardır. tipleri, isimleri, adedlerl, gidiş ve do !arı müdafaa edebilir. açılmasını, zayıf oldukça kapanmasını 3 Boğazlar, Türk topraklarının ve nı1ş tarihleri, gidecekleri yerin bildistemiştir. Bu açılıp kapanma iatekleOteki esere gelince, bu rfa ilim ve Türk karasularımn ortastndadır. Hürllmesi lâzımdır. rinde de, kendisi için, daima serbest kümranlık haklanmız ve Istiklâlimiz, sanat bakımından FATİH DEVRİ alKaradenizde sahili olan devletlerin geç!ş hakkını elde etmeğe çahşmıştır. BoğdZİarda ecnebi üsleri te6İsine ve hiimü. dür. Istanbul Universitesi Tıb Osınanh impr.ratorluğu kuvvetli iken derizaHıları, bu deniz haricinde inşa burcîarda ecnebi ku\rıretleri bulunma Tarihi Ensritüsü Müdürü ProL Dr. A. meselesi diye bir »ey yoktu. edilmiş veya satm alınmışsa, vakit ve sına asla müsaid değildir. Böyle bir Süheyl Unver'in topladığı Fatih devrine Boğarlar, Türk topraklarının içjnden zamanında Türkiyeye haber vermek en 'kutsal haklarımızı ihlâl eder, aid resimlcr, yazılar ve vesikalaıı iheçen bir d«niz yolu, bir deniz geçidi şartile Boğazlardan tekbaşlarına gün ijtiklâhmizi, hükümranlık haklarımızı tiva eden bu eserin ön söziinden şu sa•1\ ve Türk hududlan içindeki nehir düz ve suyun yüzünde geçebilirler. Bu kanı bir sözden ibaret bırakır ki butırlan alıyorum: • O devir Avrupada Rönesansı doerden, farksızdı. Osmanlı imparatorlu gemller, Karadeniz haricindeki tezgâh nu kabul edecek tek Türk yoktur. ğurmuştur ve bizde bir :ti!â devri ya3'j Bcğazlara kayıdsız şartsız hâkimdi. lara ds tamir için aynı şartlarla gidip 4 Boğazlar Sovyet Rusyanın Kaşatmıştır. Biz Jstanbulu aidığımız zaAncnk Osmanlı imparatorluğu zayıf gelebii^rler. radeniz limanlarma giden bir yol ise man Avrupaya nazaran' cidden ileride Boğaılarda transit halinde bulunan adıktan ve Rusya kuvvetlendikten Türkiyenin candamarmın geçtiği bosonradır ki bir Boğazlar meselesi tü~ bütün ecnebi gomilerinin tonajı 15.000 i ğazıc'u. Bu meseîede Sovyet Rusyanın idik. Fatih ilim baiımından 31 senelik rem;ştir. Ve bu mesele de, Osmanh sayısı da 9 u geçmiyecektir. Yalnız enıoiyjetinden evvel Türkiyenin emai saltanatı zamanında ilme hükümranlık verdi ve âlimlerimiz hiç bir devirde dâfîa * büyük mparatorluğundan ziyade büyük Av Karadeniz devîetlerinin yeti bahis mevzuudur. Bu bakımdan rupa devletlerini ilgilendirmiîtir. Ren tonajda gemileri birer blrer ve yanla Boğazlar, herkesten ve herşeyden ev gönnediği bir serbesti ve ıefah içinde ilerledi. Lâkin XVI inci asırJan sonra vf dİFi açık denize «ıkmağa çahşan İakat r>nda ıki torpido vei Türkiye için en hayatî ehemmiyeti ilerliyemedik, bilâkis gerıledik. k'mscyı Karadenize sokmak istemiyen Hakikatte bu kayıd yalh'ız Ruj>*af:çin haiz bir bölge, bir vatan parçasıdır. «XV inci asır türkiyesi ueden bir asır Ru^ya ile onu Karadenize hapsetmeğe konu'muştur. 5 Bu bölgede bizim emniyetimiz Bunun ve kendileri mümkün olursa buraya Transit harb gemileri Boğazlarda u temin edilince Sovyet Rusyanın emni sonra yükselmesini kaybetti? şimdi meçhul kalan tarafı yoktur. Bu g'rıneğe çahşan İngiltere ve diğer dev çakîarını kullanmıyacaklardır. yeti de temin edilmiş demektir. Bu vaietler arasındaki asırhk çekişmeler, Transit harb gemileri, sakatlık ve z:fcnin, şimdiye kadar olduğu <?ibi topraklar üzerinde geçmişte her şahsın, Boçazlar meselesinin bütün ruhunu ârıza halleri müstesna lüzumundan burdan sonra da, Türkiye ve Türk bir işte olsun olmasın, hattâ kendi. vaeşkil etmiştir. fazla Boğazlarda kalmıyacaklardır. Bu kıvvelleri tarafından ifası Sovjet Rus zifesinde vatan menfaatini üstün tutmaşartlar, Türk hükumetinin daveti üze ya lehine ve menfaatinedir. Sovyetlor masmdaki ihmalleruıden mes'ul olduBu çekişmeler, Boğazlar rejimini zağu bir tarihî hakikattir. ma:> zaman değiştirmiştir. Meselâ Bi rine mahdud bir zaman için Boğazlara Eivliö'. nihayet başka hükümler (me«Türkiyede yükselme devrimizde her yapılan nezaket ziyaretler'i hakkında selâ Boğazlardan Karadenize, Karadarinfi Dünya Harbinden evvelki rejim, ferdin ileri feragatleri ve vatan uğrunTürkiyeden başka hiç bir devletin harb cari değildir. nizde sahili olmıyan bir devletin harb Karndeni?de kıyıları olmıyan devlet gemüerini geçirtmempk gibi) daha faz da çalışmaları baştâ gelmıştir. Daima gemilerinin Boğazlardan girip çıkmasıler, Karadenizde 30,000 tondan faz'.a la gsranti istiyorsa, bunları milletler ciddî çahşma ve faziletli feragat hislena müsaade etmiyordu. Bu srüzden rinin ilerlemiş bulunması Türk haşme19041905 teki Rus Japon harbind« gemi bulunduramıyacaklardır. Karade arası b!r konferansta istiyebilir. tinin temelini kurmuştar.» niz devletlerinin donanmaları, andlsşKusyrnm Karadeniz donanması,, Bo* * * Sayın profesör Süheyl Unver. ilim ve ğazlardan geçemediği için, Uzakdoğu manm imzası tarLhindekinden 10,000 Eu yazıyı aziz Millî Şefimizin Mon sanat bakımından Fatih devri hakkında ya fönderilen Baltık filosunu takviye ton fazlaya çıkarsa, bu miktar 45,000 edeınemiş ve Baltık fılosu da Çuşima tona çıkarılabilir. Bu spbeble Karade trc andlaşması Büyük Millet Meclisinin başka büyük bir eser de hazırlaraaktasavp^mda Japon donanması tarafından nİ7 devletleri her sene iki defa donan tasdikına sunulduğu sırada söyledikleri dır ki bu çalışmaları cidden takdir ve tebrike değer. ynk ediîmişti. O zaman Sultan Hamld, malarınm tonaiını Türkiyeye bildirmo nutkun şu parçasile bitiriyoruz: • Ajnca Istanbul Belecliyesi Yan İş«Biz, korkuya müstenid bir siyaset Rusyınm tazyikile Karadenizdeki Rus ğe nıecburdurîar. bilrriycruz. Biz sanıyoruz ki haysiyetli leri Müdürü Osman Ergin Fatihin 3S filosurun Boğazlardan geçmesine belKaradenizdekıyısı olmıyan devletleki de müsaade edecekti; nitekim Rus ir! harb gemileri bu denizde 21 günden \e kudretli adamlar birblrlerile iyi metre uzunluğundaki vakfiyesinin (oşeçinmek yolunu, insanî hislerle bula tograflarını 68 sahifelik bir escr halinsünüilü filosuna mensub bazı naklive fazla kalamaz. de, pek yakında neşretmek üzere olrînin çıkmasına razı olmuştu. Harb halinde, Türkiye tarafsız kaldığı bîliHer. Bunun gibi milletler de hayJaponyanın o zamanki müttefiki takdirde, bütün muharib devletlerin siyttli ve kudretli oiarak sulh davasm duğu gibi «Fatih devrinde İstanbul beldesi ve belediye idaresi tarihi. adh harb gemileri Boğazlardan geçemezler; dn berober yürümek çaresinl bulabilirkıymetli bir eseri de yazıp ikmal etmeğer ki Milleller Cemiyeti, taarruza ler. miştir. Hukukan Boğazlara kayıdsız hâkim uğrîyan bir devlete yardıma karar veilim adamlarımızm ve tarihçilerimiHeîen Grace Carlisle clduŞumuz zaman, yani teslih etmiş olc. duğıımtız bu zamarda dahi söylüyonjm zin bu gayretleri sayesinde, 8 yıl sonra, Türkiye muharib olduğu takdirde, siyasette müstakim, Fatihe ve Fatih devrine aid kıymetii harb gemileripin geçmesi tamamile kl, teynelmilel 5'ilhcu bir yol takib etmekten ayrılmı bir kütübhane vücude getirmek mümTürkıyenin reyine bırakılacaktır. Tür.Sız. Bizim bu siyasetimizi hoş gö kün olacaktır. kiye kendisir.i pek yakm bir harb t.?hlikesi tehdidine manız görürse, duru renîer, bizimlp beraber çalışmaktan isÇeviren: Hayrun lnsel mıı difer âkidiere ve Milletler Cemi tifaie edeceklerdir. Bizim bu slyasetiyetİDp bildirmck suretile gcne narb nıirden eyrı bir ^ivaset takib edeceğiAmerikada son yılların roman gerriierir.in gççm,>?ine müsaade etmi m:?! ımanlar, elbette iukisara uğrıyarekorunu kııan bir edebiyat Gelen ve giden Bakanlar raklprrlır.» yebilir. Baymdırlık Bakanı Sırrı Day dün 6abahabidesi. Fiatı 150 Krş, Millî Şefimizin 9 yıl önce söyledikleri ki trenle Ankaraüün şehrimize gelmiştir. * * * Şehrimizde bulunan Çalışma Bakanı Dr. İ N S E L KİTABEV1 bugün için de hakikatin ta kendisidir. 1936 temmuzuftdanberi BoğazlarJa Sadl Irmak da dün akşamkl ekspresle An\îontrS andlaşmasınm işte bu hükümABİDİN DAV'ER karaya bareket etmiştir. BoğazJarrn bugür.kü rejimini tayin eden Montrö (Montreux) andlaşması, 20 temmuz 1936 da saat 22 de irnzalanjnış ve 21 temmuz günü Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarmda guyriabkerî hale konulnıuş olan bolge)ere kadıraman Türk ordusu, halkın coşkun sevinc tezahürleri içinde girmişti. Türk diplomasisinin ve siyasetinin sadece ve yalnız haklı delillere dayanarak barış yolile kazandığı Montrö zafcrııün üstünden 9 yıl geçmiîtir. Bugün, siyaset âleminde Montrö andlaşmasmdan ve bu andlaşmanın çizdiğ BjğazJar rejiminden tekrar bahsediliyor. Boğazlar meselesi, birdenbire, dünya siyasetini meşçul eden meselelerin ön safuıa çıkmıştır. Çünkü Lozan barl» andiaçroasındaki Boğazlara aid hükümleri kabul etmediği halde, Montrö andlaşmasının altma imzasını koymus olan Sov>'£ller Birliği, şimdi bu andlaşma hükümİ€rinin esasmdan değiştirümesini istiyor. ABİDİN DAV'ER CANIM Tanırmağa lüzum yok! Onu herkes bilir. Beyoğlundâ, Mısırda mağazalan.. Antika ve güzel sanat • zevki vardır. Hoş sohbet, zeki, ağzmın, burnunun, gözünün ve bazan cebinin tadını büir bir adamdır. Canun Eİzi üzmiyeyim Sabahaddin Şefik.. rum. Bize bir turfanda karnıyank yaptırmış.. Servis başlamadan evvel no olduğunu anlamadık amma sonradan işi çaktık. Kar gibi beyaz.. Içinin harcmda da anlattığma göre, mantara kadar her türlü nefais mevcud imiş... Herkes porsiyonunu alıp da yemeğe koyulduğu sırada Haznedar Ağa söze başladı: Aman, dedi Şefik Bey evladım bu kanh yarığı gördüm görmedim akHah! İşte onun daveti üzerine bun lıma bir şey geldi... dan şu kadar zaman evvel bir yerde Sabahaddin, istediği zaman sahidenbir yemek yemiştik. Yemekte bir ikimiş gibi güler: âşinadan başka bellibaslı iki kişi vardı Aman ağa anlat şunu bakalıns.. ki size tanıtmalıyım. Birisi uzun zaman Dı ıh ıh Avrupada kalmış türkçesi ve kendisi Evendim bundan on, on iki sene hayli zayıflamış frenklerin dediği gıbiiki yaş arası bir hanım. Dört dil konu evvel (hanımlara bakarak) affedersiniz şuyor. Antikaya, edebiyata, doşeme da fnadam, benim bir mantinatom varıdı. Avrupada çok kalmış olan hanun yamaya meraklı.. Galiba bir eski paşa kızı. Kocası Avrupada ölmüş. Kendisi ismi galiba Güzide sordu. Pardon mösyö... Bu bir möble mihâlâ dul. dir?... Diğer tanıtacağım adam ihtiyar bir Haznedar Ağa gülerek4 Ermeni antikacı. Adı Mihran mı, Serkis Yogefendim, mobilya değildir, ammi, Levon mu.. Iyi hatırlıyamıyorum.. ma onun gibi bir şey... Yani sizin ağ Zaten onu bize Haznedar ağa diye tanayacağımz metresim vardı.. nıttüar:. Yetmişlik bir ihtiyar. Amma Güzeel... hâlâ dinç.. Iri iri konuşuyor. Frenk Pek de güzel değildi, lakin tath isimlerini Kalpakçılarbaşı şivesile =öykarı idi. lüyor. Hulâsası hoşça bir adam. Sabahaddin sordu: Ağa, kim bu? Yemeğe oturduk, bu mübarek Saba Dersem tanırsın, lâkin deeemera.. haddin de insana işkence eder. Oyle Canım hele hele! şeyler hazırlar ki yeseniz dokımur, ye Üstüme varma demem. Bırak da meseniz adamm içi gider.... ağnatayım. Evendim bu karınm bir meMevsim hatırımda kaldığına göre rakı varıdı, akide şekeri yemek. Herkış.. Lâkin nereden bulmuş bilmiyo gün yarım okka Hacı Bekirden tayını \MİK\(IM\ DİŞİ vandı. Ben de alıştun efendim şeker yemeğe... Bir gün ağzıma bergamat attım.. Kutuda da başka kalmamış.. Karı tutturdu: « Ulede bana vereceksin.. c Zo ağzımdadır evvel deye idin yemez idim.. < Zararı yok! Ağzından ver. Ben seni tiksinmem.. Uzatmaalım.. Ağız ağza verdik... Hanım söylendi: Quel amour! (Ne sevda!) &'et madam, ağız ağza verdik.. Ben dilim ile şekeri iterken.. Affedirsiniz. Ön dişlerim takmadır. Üç tane.. Onları itmişim Eh ne kadar olsa balgam da tatlıdır. Farketnıemiş. Dişi ağzuıa almasile yutması bir oldu... Sabahaddin: Neeeee? Amma Heznedar Ağa yeter... Duur.. Hele alt tarafma bak! Bizim diş gidince dilim ağzunda bir ferah döı'meğe başladı. Bergamat da ağzımda durooor. Yagını?hğı çaktım.. Hemen karıya söyledim: Fıstık! fFıstık der idim. Çünkü Üsküdarda Fıstıkağacında doğmuş idi) Yazan: han Feteh dedim. Dikkat et! Yağnışhğilan vermişim şeker deyi! dişimi Aman Hazne (O Ham« der idi) ben onu yuttum. Vahlar olsun.. Maf oldum.. Allahım.. Yetişin! dive oafladı bağırmağa.. € Zo acelen ne idi?» Ağzına alur1 almaz yutoooorsun Dedim iş işter geçti.. Kalktık efen dim, bizim tanıdıklardan doktor Biberc\yan vardır. Ona gittik... Patates yemeli! dedi. Kadın zabah akşam pâtates yemekten kamı çuvala döndü.. Lâkin münkünü yok çıkmooor efendim.. Hanım: Degoutant! (Iğrenç!) dedi. öteki anlamadı ve devam etti... Göîtermediğimiz operatör kahnadı. Röntgen ittik.. Bizim diş kursağm bil mem neresind* duruooor.. Aradan üç gün g«çti.. Altık (artık) hckimîer bu karının karnını yarmalı dedilerse, ben fena oldum... Şimdi ne zaman kanh yarık .„ Sabahaddin: Öf Haınedar Ağa! Şuna karnıyank destneü Ne ise! Sen ağnayıver.. Karının kamını yarmalı dediler.. Gel geleüm.. Karı ağlarHanım sordu: Sonra yardınız mı?. Yoğ efendim! Yarmadık.. Öldü mü yoksa?.. Hayır hanımefendi, turp gi'oidir.. Yaşoooor... Bırağın ağnadayım.. Bizim Haci Kisoroslar varsa onların bir tanıdıklan var... Tuzlaya gidin.. Yirmi bardak su Içirin. Ne varsa çıkar, dedi. Bir gün kalktık gittik efendim.. Bizim Fıstık başladı içmpğe. Üç bardakta bir kontrol lâzım.. Benim de gözüm eyi seçmez bilirsiniz. Geçmiş zaman iyi akhmda tutmadım lakin otuz bardak mı içti, kırk bardak mı.. Vira içoooor efendim. « Zo dülbüne döndün. Altık yeter dedisem de aldırış etmooor^ Bu Tuzla da bir belâ şeyıür. Teşet Tuzla suyu kurumabir sudıır. Çok içerse • gebe kadmlar dı ya!bile boşalooormuş dooor'ar... Gülüştük.. Hanım meraklı: Yemek devam edi Ama ne pis! Sonra :ıe oldu Hazyordu.. Sıra tatlıya ne Efendi?.. geldi.. Ağdah bir Efendim.. Otuz barJak İçti.. Beş ekmek kadayjfı ama altı defa da sözüm buradan dışarı heağzınıza lâyık.. O sılâya gittiralarda da unhl Hanım: maddeleıin alım satımı yasak! Sade Kim bu Hella?. yemesi mubah.. Kim kimse değil.. 100 nıımara.. Haznedar bayıldı.. Bir büyük porsi Off!.. Hsnımcığım. siz lafılan iğrenoor yon aldı. Onüne çekti ve hepimize hisunuz. Ya ben ne halt edeyim?.. Beş tab ederek: Müsaade ederseniz bunu ben radefa kontrol ettim.. hatça bir yiyeyim! Dedikten sonra eli Ne kontrolu? Yaniya, diş çıkb mı deyi kontrol.. ni ağzma götürdü.. Tuhaf bir jdam olTerrible (dehşet!) Infecte (müs duğunu bildiğimiz için hemen her hareketini talîib ediyorduk. Elini ağzma tekreh!) sonra.. götürdü ve Zeytin çekirdeğini avucuna Sonrası uzatmıyahm, duşleri bul tükürür gibi bir hareket yapüktan sonduk... Sapasağlam çıktı ra önüne üç tane takma dişten ibaret Hep birden: bir takım koydu.. Ben tiksindim ve de Oooh! dedik.. vam etti. Ben karmyarığı bitirememiştim.. Lâ Efendim; böyle ağdalı şeyleri yerkırdıyı değiştirmek lâzım.. Lâzrm ama ken çıkaroorum.. Cenabetler yolu öğHaznedar bırakmaz.. rendiier.. Yudarım deyi korkooorum. Çok iyi karı idi, nemi lazım? LaSabahaddin sordu: kin kısmeti çıktı.. Bir papaz iîe evlen Hangi yolu. Hazinedar ağa?. di... Barsak yolunu kuzumü. Bir kere gidip geldiler ya! Ben dayanamadım: Ne söylüyorsun ağa? Bunlar on Papazm dişleri takr.ıa mı? diye lar mı? sordum.. Hazned3r ağa cevab verdi: Ya ne sandın ıdı? Sapasağıam diş Hiç papaz dişi takma oluuur?. Turp gibi adamdır.. Neden sordun yav lerdir. Bu vakitte yeni diş vaptmlırrum?. | Demez mi? Hep sofradan kalktık... Hanımm ö Yanlışhkla onun da dişlerini yutğürtüsü hâlâ kulağımda. masın.. diye! Zo bırak yutsun! Caru sağ OISUIL» B. FELEK

Bu sayıdan diğer sayfalar: