25 Temmuz 1945 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

25 Temmuz 1945 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Temmuz 1945 CUMHURlYET Petainln muhakemcsi İngiliz seçimi ve Üç!er tcplantısı otsdam'dan gelen resmi ha berlere göre, Mr. ChurchUl 1 1 Mr. Eden ve Mr. Atlee, İngil terede yapılan seçimln netlcelerinl an lamak üzere bugrin Londraya dönecek ler ve ııeticeyi öirendikten sonra ona gore hareket edeceklerdlr. Şayed Mr. ChnrchiU iktldar mevkiinde kalmasını sağlıyacak kuvvetli blr çokluk kaıan mışsa, potsdam'a dönerek üçler mtiıa keresini neticelendirecek olan göriişme lerde hazır bulunacak, çokluk kazanmadığı takdirde, füphe yok kl, onnn hükumeti diişecek ve işçl partlsl yen: hükumeti knracak ve yenl httkumetin kurulması nznnca stireceği içln belki üçler konferansı çalışmalarım ileriye bırakmak zoranda kalacaktır. Haitâ Mr. rhurchUl'iıı zayıf bir çokluk kazanmış ohnasınm dahi, onnn çekilmeslni gerekleştirecetini sanırız. Çünkü zayıf bir çokluk .hükumeti Ikide blrde çok müşkül durpmlarla karşılaştırır. Hatti arasıra azlıfa düsürerek, mtihlm sarsınttlara uğratır. Mr. ChurchUl lse, ya knvvcdi bir ekseriyete güvenerek iş başında kalmık, yahud iktidar mevkUnl bırakmak İstiyecektir. Onun için tnpilterenln en belübaşlı fld partisl denkfcşmls. kuvvette oldnldannı gtfsteren neticeleri elde ederek seçlmden çıktıklan takdirde Iki şık karşısında kaiacaklardır. Birinc•'si elele vererek mlllî blr hSkumet kurınak ve böylece programlannı mlaştırar.ik çalısmak, ikincisi genel seçim! yenileraek ve daha kesln bir netlce almak iizere yeniden milletln oytffia başvurmaktır. Mr. Churchill baslretlj blr slyaset adamı oldufn ve biitün bu ihtimalleri pe^inden hesabladıjh için milll htikuRietln harb sonuna, yanl Japonya harI intn de son bulmasma kadar iktidar mevkiinde kalması ve bütiin harbin bltnıesinden sonra siyasl savaşlara jjifişHmesi lehinde bnlnnmnşta. Fakat bir taraftan şlmdikl Avam Kamarasmın doknz, on yıl işbasında kalarak esklmls ve bngiin halkın lsteklerlni lfade etmekten nzaklaşmiş sayılması, diger taraftan rouhalif partilerln tngfliz genel oynnnn d.ıha fazla sola temayül etml? olduğunu ve kenrlilerine kesin bir çokluk sağ|:yaca*ını hlssetmeleri Mr. ChnrchHTin arzosunu yenmlş ve bn ytiıden seçlm savaşına glrlşmekten başka çare kalmamıjtı. Netlce, hakikaten biitün dünyada merakla beklenınektedir. Bunun sebebl, İngiltere dıs. poUtikasının, iç politika defişikliklerine bağl, olması degildlr. çünkü İnsrilterenln dıa; politikası, iç politikamn gereklerine degil, fakat İngilis menfaatlcrinin gereklerine tâbldlr ve bn böyle oldufn için genel seçimin netloesl, ne mahlyctte olursa olsun, tngilterenin dış politikası ve tngilterenln bağlantılan ve taahhüdlerl ttzerind« muessir olmıyacaktır. Yanl îngillz seçlnıinln henüs anlaşılmıyan neticeslnin uyandırdıgı merak bu bakımdan değil ,daha başka blr bakımdandır. Mister Churchill geçen bes yıl içinde eşsiz bir nıillî önder olduğunu ispat etnıişiir. Amerikanın en tamnnuş yazar ve dü'ünürlerinden biri olan Mark Sullivan son günlerde yazdığı bir yazıda onu yalnız Ingilterenin değil, biitün tarihin daha üstününü görmediği şahsiye* saymakta ve onun Roma ve Yunaııın biitün klâsik şahsij etlerini daha çok küçük bir sahnenin önemsiz aktörleri sırasma düşürdüğünü anlatmakta'trr. Amerikada böyle karsılanan Mister ChurchiH'in, kendi memleketinde de böyle karşılandığı şüphe götürmez. O halde acaba millî önder olarak bu mevkii kazanan Mister Churchill, bir parti lideri olarak ortaya aüldığı zanıan, İngiliz milleti tarafından başka tiirlii mü, yoksa ayni şahsiyet olarak mı karşılandı? Asü merak edilen nokta budur ve y?rın, öbürgün bu merak tatmin edilecekiir. Aniaşılan Mister ChurchiH'in bir, Iki gün ayrılması Potsdam konusmalarmı tatil etmiyecek ve Potsdam onun veya halefinin iki, üç gün zarfında geri dönmesini bekliyecektir. Bakalım İngiliz milletinin Churchill h^kVmdaki hükmü ne şekilde tecelli edecck? Bastarafı 1 inci lahijeOt mlş ve dün soylediği son sözleri hatırlatarak 15 haziran 1940 ta Bordeaux'da yapılan kabine toplantKindan bahseylemistlr. İfadesine göre, Reynaud mütarekeye taraftar değildl. Petain lle Veygand lse kendisine muhallf bulunuyorlardı. Bunlar harbe kuzey Afrikada devam etmek lstemlyorlardı. Bu sırada Reynaud'nun «Chautemp* hadisesl» dedlğl hftdiae vukua getaıis, Ohautemps, Reynaudnun flkrlnde dmadıgını söylemişti. HalbuM Reynaud daiıa evvel Mandel'l ve kabinedekl sosyalist bakanlardan blr çogunu kendi flkrine meylet•rmlî bulunuyordu. Ifadesinin bu noktasında Reynaud, 1940 Tngiliy Fransız müşterek devlet idaresi teklifinin Churchill tarafından yapılmış âllcenab bir tekllf olduğunu 6öylemiş ve şöyle demlştir: «Bu idareyi, muarızlannm hosunı gitmese bile günün birinde gerçeklestirmek lâzımdır.» Şahld so'zlerine şöyle devam etmif tir: Chautemps de o zaman şu sözleri sarfetmişti: «Fransayı terketmek lçin dflsmanuı jartlannı sormahdır.> Bu esnada Reynaud oebinden blr kftğıd çıkarmış ve ikiye bölmüjtü. Bu kftğıdm sağ tarafına 13 isim yazmıştı Bunlar Chautemps'in teklifine taraftar olan bakanlardı. Sol tarafa da Reynaunun teklifine uyan altı bakanm ismini yazmıştı. Bunun üzerine Reynaud, Cumhurreisi Lebrune istifasmı vermis lse de Lebrun bu istiiayı kabul etme aıişti. Ayni akşam Reynaud Inglllz bü yük elçiliğine hükumetinin düşmandan 7artlaruıı sormağa karar verdiğinl s ö y lemek mecburiyetinde kalmıştı. Ertes) ?ünü ingiliz büyük elçisi yanmda General Spears bulunduğu halde gelip kendisini görmüş ve Fransız donanma. îinın İngiltereya gltmesi sartlle Fran îiz hükumetinin karannı kabul ettlglnl ;öylemlstl. Darlan, donanmanın Abnanlara kat1iyen verilmiyeceğine söz vermişti. Reynaud, bu hususta Darlan'ın sözünde durduğunu söylemek mecburiyetinde bulunduğunu ifade etmiştir. «Zira demiştir, donanmanm kendinl batırması İçin tâ başlangıçtanberi tedbirler alınmıştır.» Reynaud ifadesine devam ederek demiştir ki: « Bundan sonra, Jeanneney ve Herriot'dan hükumeti kuzey Afrikaya lakil hususunda fikirleri soruldu. Heı kisi de mutabık olduklarını söylediler. 3 esnada Petain istifasını bildiren mektubunu okudu ve mefctubu gene eebine koydu. O sırada de Gaulle batelefon ederek Fransız ingiliz birllgl hakkındakl tekUfi blldirdl. Bu tekLiften kabine arkadaşlarımı haberdaı ıtmem üzerine harbe devam meselesi »rtaya çıktı. Iki eski başbakan ve bacanlardan bir çoğu buna muhalif ldi ler. Lebrun bana mütemadlyen, İktidar mevklinde kalmanızı istiyorum, diyorlu. Ben de kendlsine şu cevabı verdlm: Muhaliflerime, Petaln'e ve Chautmps'e müracaat ediniz. Müteakıben [erlial başkanlığa tayln edilen Petain •ebinden blr kSğıd, kalem çıkardı. 3unda kendi kendlsine aldığı klmselerln ıdları yazılı idi. Bunlarm arasmda Paul ""aur? de vardı. Bu münasebetle Petain, !u Leon Blum'un hoşuna girmiyecekr> sözlertnl sarfetmlstir. Listede Laval'in adı yoktu. Bununla leraber, Laval Mareşal ile sıkı bir temas muhafaza edlyordu. Reynaud ifadesine devım edcrek deliştir ki: Bunun üzerinedir ki, Mandel'e ve ıana karsı takibat başladı. Mareşal bffre'nin hatıralarını hapishanede okudum ve o zaman öğrandim ki, Petain iyle bir bozguncu idi ki, Joffre cnu 'erdun'dan uzaklaştırmak için yüksek kumandanlığıa tayin etmisti. Ver[un münasebetile Reynaud, eski ingillz Başbakanı Lloyd George'un ru sözlerini zikretmiştir: «Petain ve îaig zaaf göstermeğe başlamışlardı. Toch bir dev gibi ortaya çıktı ve Petaln'i zafere götürdü.. Mahkeme baskanı Montgibeaus saat [4,30 da oturuma yarım saat ara vermiştlr. Oturumtın tekrar açılışında İfadesine levam eden Reynaud, mareşalm iktida'a geçer geçmez ilk işlnln cumhuriyetl laldırmak olduğunu söylemlş ve demlstlr kl: < Petaln'ln iki taraflı oyun oynadığından çok bahsedilmistir. İsterse iki ;araflı bir oyun olmuş olsun bu oyunlar tlçakçasına ldi. Petain şerefle oynamışır .Şerefsizlik merdiveninl Almanlann ılkılşan arasında basamak basamak tnmlîttr. tçte dun aeneral De OauHe'e sığınmıj olan adam budur.» Alahkeme ba^kanı sahlde teeekkür etmls ve sözU müdafaa avukatı olan baro başkanına vermljtlr. Müdafaa avukatı Payen, Paul Reynaud'nun ifadeslnl çok çlrkln olarak vasıflandınnıs ve eski başbakanın şa hldlik ifadeslnln blr ithamname olduğunu söylemlstlr. Mahkeme baskanı, jürl heyetlnln sabidden öğrenmek lstedikleri baska blr ?ey bulunup bulunmadığuu •ormuştur, Juri heyetinden saylav Pierre Bloch sahide şu suall sormuştur: «Bu mütarekede gizli maddeler var rrıiydı?» Reynaud »u cevabı vermistir: «Zannetmiyorum: > Bunun üzerine müdafaa. avukatUe şahid arasmda oldukça siddetll bir hâdise çıkmıs ve mahkeme baş&anı ıık sık müdshale etmek mecburiyetinde kalmıştır. Müdafaa avukatları Reynaud'ya karı: o derece siddetll hücumlarda bulunmuştur ki, jüri üyelerinden blri: «Bakmakta oldugumuz dava Petaln'ln mldir, yoksa Reynaud'nun mudur?> diye sormak zorunda kalmıstır. Potalr. muhakeme safahatını oturduğu koltuğa asab! asabî vurarak ve ayağlle yeıi döverek takib etmiştir. Londra 24 (B.B.C.) Mareşal Petaln'ln yargılanması devam etmektedir Mahkeme bugün, 1939 harbl koptıığu zaman Pransa Başbakanı olan Daladleryl de dinlemiştir. Daladler, bugün sözlerlnl bltiremedlgl İçln yarın da devam edecektlr. Daladier, Reynaud'nun sözlerini teyid etmls ve Mareşal Petain Ue Oenernl Weygand'ın hep bozpınculut ettlklerinl, 2S mayıs 1940 tan başlryarftk mütareke içln bagırıp çagırdıklarını söylemlştir. Daladler, harbe gtrdlgl raman 2000 tayyaresl ve S600 tankı bulunan Fransanın maddl kuvvet ekslkllgtnden başka blr sebeb yüaünden yenllmls anlatanıçtır. Üçler ve clnıtya Bojmafcaleden devam Mtitteükler armsında güvenliği Te isbirliğini kuvvetlendiıeceği ijin Japonyaya karşı kesin zaferin kazanılmasına da yardun edecektir. Bu sebeble Ba»kan Truman'ın Avrupa bansını, Japonyanın yenUmesinden sonraya bırakmak istediğine ve hele Rusyanın Japonyaya karsı harbde daha kat'î rol oyn.tmasına karşılık ban Avrupa Islerlnde tavizlerde buhınmasından korkulduğuna dair dolasan söylentilere tnanmak çok güçtur. Herkesin ahlikl lalabet, cecaret ve siyasî zekâsına inandığı Başkan Truman'ın, Mtittefiklerle isbirUği poütikasınm hararetli bir taraftan oldufeuna, bn nğurda Amerikan menfaatlerindea fedakârlık yapmağa hazır bulunduguna şüphe yoktur. Fakat Başkan'ın, Amerikanın milll davası hallne gelen San Francisco prensiplerinden, bansm bütünlüğünden her hangl bir fedakârlık veya tavizde buhınmak lstemesine bile ihfimal verilemez. Böyle bir taviz, yalnız uğrunda kan dökülen prensip ve ülkülere aykırı düsmekle kalmaz. Truman'ın Roosevelften daha sıkı bağlı bulunduğu demokrat partisinin pren«iplerine ve Amerikan halk efkânna lıürmetslzlik olur. Nitekim ülkficü Başkan, Beriindeki bayrak çekme törenindeki son nutkunda, Amerikanın maddS menfaatler, toprak düekleri p«finde ko^madığını, istenilen tek »eyin, dünyanın sulh ve refah içinde yaşamasından ibaret bulunduğunu açıkbyor. Başkanın sözlerinden, czaferi kazanmayı temin etmi» olan müthls makinenln sulh lçin de e&ustırılması> ve insanlık tarihinde uzun ve sürekli bir gelisme devresinin açılma» hususlanndaki azml, pek canlı ve özlu surette belirmektedir. Buna göre insanbğın istikbali adına Üçlcrin, ellerinde bulundurdnklan tarihl fırsatı, iyi kullanacaklannı nnımak, pek de bos bir hayal sayılamac Sistemlerde ve {örttslerde ayrıhklar, maksad ve nlyetlerin iyiliği ve birliğile telâfi edilebllir. Baskalaruun emniyetini tehdid eden bir devletin her seyden önce kendi güvenliğinln temellerini sarstığı «füstmUlfince ihtiraslan yenmek, haklı ve ölçülü bir menfaatler muvazenesine varmak kolaylastr. Bugün Avnıpa daha muhtae olduğu huznı ve güvene kavutmanuştır. Üçler toplantısı, çeeidli ve çaprasık meselelerdeki anlasmazüklardan doğan fırtınalı havayı daha yaüfhramamıştır. Belki bir müddet daha da yatıstıramıyacaktır. Bu durura karşısında miletimize ve hükumetimiz* diisen vazife ve gayretin ne mahiyetinde, ne, ölÇÜsiinde şimdiden bir değisiklik olabieceğini düşiinmeğe bile imkân yoktur. Millet olarak varlık ve istiklâlimizi ehlikelerden koruyan en tesirli çarede srar etmek yani milH mücadele ruhunn, millî birlfk şuurunu her zamandan daha nyanık ve canlı tutmak ödevindeyiz. Hükumet olarak da gevseklik ve tereddüde kapılmadan bütiin enerji re gayretlertmizi milll varlığımızı »elâmet ve refaha nlastıracak tedbirler üzeıinde toplamanuz gereklyor. Üçler top'anfasınm getireceği her ihtimale, alacağı her karara kartı Türkiyenin deği?miyen ve değismiyecek olan durumn, bu düsüncelerde toplanmaktadır. Sovyet talebleri büyükler konferansında tetkiki arzuya vanın Türk ricalini faşistlikle itham fayan ve muhtemeldir. etmesini reddetmekte ve bu hususta Sovyet hükumetinin, taleb etmesi ih azim göstereoeği anlaşılmaktadır.» eytinyağı işinin halledilmif timali olan en mühim değisiklikler püTimes'in Ankara muhabirinm olduğnna sanan'ar için durüzlü görülen Boğazlar ctatüsüne aid bir mektubu olacaktır. rum rahat da olsa hakikat oLondra 24 IB.B.C.) Bu sabah, Ti1936 andlaşması Türkiyeye Boğazlar :nes gazetesi Ankara muhabirinin bir bölgesinin askerileştirümesi hususunda yazısım neşretmiştir. Muhabir, Sovyet S o z ü l n »üş değildir. Halk yağsızdır. Ohak vermlj ve Türkiye böylece, 1923 hükumetinin Montreux andlaşmasının t e k i kasabalarda ne yaptıkîarını bilmeLausanne andlaşmasile milletlerarası kendisini daha tatmin edeoek ve em ) ^ . a n ı a . . Istan»"11. t ™ » J « A n k a r a * tahdide tâbi tutulmuş bulunan bu böl niyetini sağlıyacak surette tadilini is j gede tam hükümranhğını tatbik etmiş tediğini vc buna sebeb olarak herkesolur. Ben ığma inanmak tir. zejtinyağuun tevzie tâbi rutulnıasmı çe malum olan hâdiseleri gözden ge Türk hükumeti, harb esnasında and çirmekte olduğunu yazdıktan sonra bu sütunlarda ileri sürdüğüm zaman lapna hükümlerini matlub enerji «Türkiye, Montreux andlaşmasının im adam başına ayda bir kilo düşünınuştatbik etmiştir. Fakat Ruslar, bu hü zalanma günü olan 20 temmuz 1945 e tüm. Yarısı cıkb. kümlerin kendileri içln zararlı olduğu kadar vazifesini sadakat ve ihtimamla Bu işteki manzara şöyledir. nu ve bundan başka Türkiyenin yaban başarmıştır» demektedir. MuhaDir, sonMüstahsil hoşnud değildir, tüccar ticı bir devlete veya devletler birliğine ra Montreux mukaveles' hükümlerinin caret edememektedir. halk da kafi ınikkarp Boğazları tek başma müdafaa hu bu harb içinde yeter olmadığınm git tarda yağ bulamamaktadır. O halde buausunda gerektiğl kadar kuvvetli ol tikçe daha anlaşıldığını ve vazih bir na bir çare gerekiyor demektir. madığını iddia etmislerdir. şekilde meydana çıkmış olduğunu, muAyvakkta çıkan bir ;a«eteııin benim Boğazlarm müdafaası içine Sovyetle lcavele hükümlerinin hücumbotu gibi çahsıma uluorta saldırmasına rağmen rln de i|tlraki hususunda Moskovada küçük gemilerin Boğazlardan geçmesi ben samldığı gibi zeytinyağcılarm düşderplj edilen sekle aid, henüz müsbe neticesini doğurduğunu ve 1944 te bu manı bir adam değilim. Şahsunı tanıve vazıh bir jey yoktur. vaziyetin bir çıkmaza vardığını yaz tnış olanlar, bende böyle bir kusur taSovyetlerin, Boğazlar rejiminin tek maktadır. savvur edemezler. Benim düşman olrar gözden gecirilmesi hususundaki taMuhabir, «Almanlar, harb gemüerini duğum nokta halkın gıda maddesinl leblerine başka isteklerin de katıldığ: ticaret gemileri şeklinde maskeliyerek servet biriktirmeğe vasıta edinerek hasanılmaktadır. Ege denizine çıkardılar. Ingiltere bü yan pahahlatmaya çalışatılara karşıdır. Bunlardan blri, 1920 de Türkiyeye ia tün Müttefikler namına şidfletle protes Bu müstahsil midir, tüccar mıdır, bakde «dilen Kar» ve Ardahan vilâyetleri to edince Türkiye hükumeti Almanlarm kal mıdır, orasını bilmem. Yalnız ınemnin Rusyaya geri verilmesidir. bu göz boyama hareketine son verdi> leket Başvekilinin Millet Meclisinde bu Rusyanın Türkiyeye aid talebleri a demektedir. Muhabir, Montreux mukaadamlara karşı: rasında bu memleketin şimdiki hudud velesini «Vakti geçmiş bir vesika ola Onları unutmıyacağız! dediğini de larının tekrar gözden geçirilmesini iste rak» vasıflandırmakta ve ahkâmının mesi hiç beklenmemekte idi ve Rus yeniden gözden geçirilmesinin aşikâr unutmuş değiliz. Zaten bu yağ işi bir yağlı kuyruk ların, hususl mahiyet arzeden bu me olduğunu belirtmektedir. ohnalı ki elini süren tadına doyamıyov. selenin netlcelendirilmesi yolunda ısrar «Türkiyenin de mukavelenin yeniden Ayvalıkta 40 bin kilo yağı içine sızdıran etmemeleri imkânı da vardır. gözden geçirilmesini kabul ettiğine dair bir takım adamları tevkif ettiklerini öğSovyet tekliflerinin sarih şumulü ne bizi inandıracak emareler mevcuddur> rendim. Bunların tarım mensubu olduğu olursa olsun, bunlar bir çok gahalar dedikten sonra Boğazlar statüsünün yesöyleniyor. O tarım mensubu ki hükuda, başka devletlerin alâkalarını da niden gözden geçirilmesini mübrem bir mct tevzie tâbi yağlan ona toplatıyor. icab ettlrmektedir. Boğazlar rejimi yüz hale getiren hava kuvvetinin husule N'e ise bırakaüm onlar hesablannı veyıldan fazla bir zaman, diplomatik kon getirdiği değişiklikler olduğunu yaz redursunlar gelelim bahsimize: feransları bulandıran milletlerarası bir maktadır. Zira muhabire göre, Ege aZeyün sahibi der ki: mesele olmuştur. dalarındaki Alman üsleri Müttefîklerin Tuzlama zeytine fiat konmamışTürklye de dahll olmak üzere taraf adalara girmesine üç yıl mâni olmuşların hepsi, yeni şartlara uyg,un olmak tur. Adalardaki av ve bombardıman u ken yağlık zeytinin kilosuua 22 kuruj içln Montreux andlaşmasile kurulan çakları Boğazlara girip çıkmağa im azami fiat koymak reva değildir. Doğru lâf, cevab yok. il Boğazlar rejiminin tadili gerektiği hu kânsız bir hale getirebilirdi. Fabrikacı der ki: r susunda mutabık bulunmuş gibi görünBundan sonra muhabir, kendisinl vimekte ve bu andlaşmanm bahşettiği ge kaye etmek istiyen her hangi bir dev Elde kalem, hesab edelim. Masçid müsaadeleri yüzünden harb esna letin, Boğazlarla ilgisine temas ertikten rabmızı korumuyoruz. Vergiler ve ej sında meydana çıkan kararsızlıklar ve sonra emniyet mmtakasmdan ba/ıset koymalar bizi eziyor. karışıklıklardan en fazla müteessir olan mekte ve Balkanların, Trakyanın, hattft Verdikleri hesablar doğrn ise onlar Rusya da, haklı olarak, kendi taleb ve Anadolunun kuzey batısmm bu emni da haklı! delillerine çıkar bir yol bulunmasını yet mıntakası içine girm38İ lazımgeldiTüccar der ki: istemektedir. ğinl yazmaktadur. Muhabir, müphem Oniine gelen zeyÜnyagı tüccan olBoğazlarm müdafaa ve muhafazası blr şekilde ileriye sürülan Sovyet tek du. Cenub hududuna yakın vilâyet halsorumluluğunu münhasıran Türkiyeye liflerinden Türklerin kuskulandığuu, kından tenekeci, nalbur, hallaç gibi a» bırakan Montreux andlaşması sistemi, Türklerin bu husustaki düşüncelerinin damlar gelip tonlarla vağ kaldırdılar. andlaşmanın yapıldığı sırada Rusyanın açık olduğunu Türkiyenin arazisine ve Kimse bunlara: • • Sen bu yağı ne ja lam tasvibine mazfaar olmuş bulunuyor millî hâkimiyetine dokunulmadığı tak pacaksın?. demedi. Bunların bölgeledu ve şimdi tekrar gözden gecirilmesi dirde, bu hükumetin Boğazlar hususun rinde kontrol yok, müfettiş yok, sıkı talebinin d« haklı görülmesi ihtimali daki talebleri görüşmeğe hazır olduğu yok! Lstedikleri fiata Udılar.. Aşağı flvardır. nu yazmaktadır. Times'in Ankara nm attan fatura kestirdiler Türlü hokkaBu meselenin tesviyesinde en makul habiri, Boğazlar hakkındaki müzakere bazlıklar yaptılar.. Elde satılacak gibi yol andlaşmanm iki taraflı değil, bir lere Türkiye lle Rusyanm iki taraflı yağ kalmadı. Bizim ticaret bölgemiz oçok taraflı olmasıdır ve bilhassa genel olarak başlaması ve vsrilen karsrın lan büyük şehirlerde de yağ satışını hild d ğ t güvenlik meselesi olması bakımından alâkadar devletlere sonradan runulması hükumet yasak etti. Biz ne yapacağız!. bunun en makul hal yolu, burada ol hakkmda Rusyanın Türkiyeye te'kinBu da haklı lâf. duğu gibi baska taraflarda da, müşte lerde bulunduğunu Türkiyonin ise bu Halk da diyor ki: reken tutulacak üsler için Birleşmiş leklifi kabul etmekte mütereddid gö Zeytinyağ serbest iken piyasaya milletler veya dünya güvenlik teşkilâtı züktüğünü ve Montreux saukavelesini kâfi miktarda yağ çıkmıyordıı. Gözü adma bir andlaşma yapılmasıdır.> imza eden bütün devletlarle görüşmei açıklar itise kakısa yağun alıyor, üst taraftan olduğunu yazmaktadır. Makaleden diğer pasajlar tarafı parası varsa karaborsadan alıyor, Muhabir son olarak Türkiyenin blr yoksa avcunu yalıyordu.. Böyle mataha Londra 24 (B.B.C.) Times gazetesi bugünkü baçyazısmda Sovyetler Avrupa devletl olarak vaziyetin şu sı «var» denir mi? Birliğinin isteklerinden bahsederken rads şüphell bulunduğunu ve TürkiBu da pek haklu yenin en büyük şehri olan Istanbulun şunlan ilâve etmektedir: Şimdi ne olacak?tehlikede bulunduğunu «Sovyetlerin bir isteğl de, bugünkü emniyetinin Bana sorarsanız gerçekten evvelâ kayd«ttikten sonra «bunlar nazarı itiTüık idaresinden Sovyet Rusyaya muhasım olan unsurların çıkarılmasıdır. bara almdığı takdirde Boğazlarm Tür zeytinden başlamaLu. Sonra el koyrraSovyetler bu unsurların faaliyetine nıü kiye için ne kadar çok değerli olduğu ları zararet miktanna indirmeli. Ben gıda maddeleri üzerine vcrgi koymanın samaha edemiyeceklerini söylüyorlar. anlaşılacaktır» demektedir. aleyhindeyim. Muamele vergisi diy* bilmem ne TJ»ITH»TI bilmem hangi maliye mütehassısuruzan icad ettiği ağır ve acayib vergiyi kaldnmah.. Fabrikalarıa girdîsini ve çıktısını namuslu ve karnt tok memurlara kontrol ettirmeli. Fın' Baştara fı 1 inci sahifede Bajtarafı I tnei scMfed* dık, ayçiçeği, susam, pamuk gibi ötcverilmiştir. İzmir ve Manisa valilikleri bulunan Kure denlz üssüne akin etaniç ki yağlara da zeytinyağma tatbik edi« lecek muameleyi tatbik euneli. Ve eHellerinde mevcud bütün imkâniarı kul lerdir. Taarruz devam Guam'dan ayrıca blldlrUdlgtne Jöre mize sopayı alıp yağlarm ne resmen. Ianarak yangının yayılma:nası için faaliyete geçmişlerdir. Her üç bölgedekj başka bir Amertkan filosuna mensub ne kaçak olarak hudud haricine çıkma" yangınların söndürülmesinde esen rüz haflf blrlıkler, Japonyanin kuzey kısmı masma dikkat etmelL. gâr vazifeyi güçleştirmis ve büyüi ile Kamçatka yanmadası arasmda uzaBen size bir sey söyöyeyhn mi? Bn nan Kurlll tatam adalanndakl Japon kadar zamandır bir türlü halledemedigayretler sarfmı icab ettirmiştir. Yangmlarm ne suretle çıktığı henüz askert tesislerlne muvaffakıyetle hücum ğimiz bu yağ meselesini gördükçe işin etmls ?e hlç blr hasara uğramaınışlar kördüğum oluşundan dyad» kendi betesbit edilememiştir. dır. ceriksizliğime inanacağım, ve: Şuna, Orbanelindeki orman yangını Savaşm en hâd devresî bana verseler btr haftada hallederdmılı^ tehlikeli bir ?ekil aldı Londra 24 (a.a.) Japonyaya karşı diye ukalâlık edeceğim geliyor^ Mıntap Bursa 24 (Telefonla) Orhanelüıdevam eden savaşın en hftd şekllne glr kası malum blr mahsul.. Adedi malum deki orman yanguıı dün ııksama doğru Kalitesi ve çeşidi malunsçok büyümüs ve civar köy'ıeri ü« teh diği bugün bazj yenl alâmetlerle Mr ke fabrika» dide başlamıştır. Binlerce hektarhk or re daha belirmlştlr. Mtiteaddid asker maL.. Neden bfar rttrHi dfaenleneme» manı ihtiva eden bu yanguım söndü taçıt gemöeri Paslflk hareket salıasına canım, rülmesi için muhtelif yerlerden ekipler gritmek t'zeredlr. Avrupa harb sahasmHaüra gelir ki hiddeüeomeden, fifkedan dönen İlk Amerikan kıt'alan Magönderilmiştir. n'lla*ya gelmlşîerdlr. Bundan başka, Al lenmeden, dediği şuna veya bana doJ Vali geceyarısmdan ^onra yangın yeknnursa susturmadan Ud tane rine gitmiştlr. Yangma, kamyonlarla manyanıa ycnllmesi lşlnde en mOhim aeynnyağcryı dinleyebilsek ve dedikrolfl oynıyan meşhur, seklztacl Amerisöndürme teohizatile likerî kuvvetler lerini yapsak galiba zorlnğim yansıoM yollanmıştır. Orada çalışanıara veril kan hava kıt'asmin komutanı Osneral fazlasını asmıs olacağu. 3 James Dco'ıUle de ayni kuvvetle/e kumek üzere de on bin ekmek gönderilmanda, etmek İçln OMna\ra*ya gelmlştlr. B. FELEK • '? miştir. Tokyo radyosu. bu sabah yaptaâı yaYangın devam etmektedir. Bilhassa Çapak madenleri bölgesinde fazla ge ynnlarâa. Amerikan ordusunun, Çln lzmirde »ıcaklar gölgede ' kıyılanrıa oldugu kadar Japonya »nanişlediği görülmüştür. 39 dereceye çıkh vatan adalanna da çıkarmalar Tapınaga hazırlandığını habsr vermlştlr. Izmir 24 (Husust) Şehrimizde. soa^ Bmtaraft 1 inci Buna mukabil, Türk hükumeti Mosko Tekrar yağ meselesi Ghurchill ve Eden bugün Londraya döniiyorlar Amerikan heyeti üyelerinden bir kısmı Aimanyadan ayrılmışlardu, Berlindekl Anierikan radyo lözcüsii bu hususu basma bildirerek lunları söylemiştlr: «Bunlar kimlerdir? Ne yapmak niyetindedlrler? gibl fualler, el'an sorulcnaaı yasak olanlar arasındadır. Bunun lebebi, bu defa slyast değil, tamamen güvenliğe alddlr. Amerikan heyetinin diğer bir kısmı da Potsdam'dan ayrılmağ» hazırlanmaktadır. Bunlar da blzlm için tamamlle yerîi bir bölgeye g«çeceklerdir. Haber, ilk duyduğum zaman benl nasıl hayrete düşürdüys* lizl de o kadar hayrete düfürecektir.» Washington 24 (a.a.) Beyaz Saray, daha evvel haber rerilmls oldugu veçhiJe Potsdam'dakl Üçler Konferansmdan ayrılan Amerikan heyeti üyelerinden bir kısmmın nereye gidebilecekleri hususunda malumatı olmadıgını bugün Reuter muhabirlne bildirmiştir. Amerikan heyetinin bir kısmı Potsdam'dan aynldı NewYork 24 (a.a.) Berllndeld Bajtarafı 1 inci tahijtd» Beyaz Saray teyid ediyor Prof. Dr. Yavuz ABADAN B<»rhn 24 (O.W.I.) Üç Büyükîerln yenl blr toplantısından sonra re:mî lözcüierden biri, Başkan Truman, Ma•eşal Stalin ve Başbakan' Mr. Churchil'in dünkfl görüşmelerinde büyük lerakkiler kaydettiklerinl söylemi?tir. Cunıhur Baskanuım etrafında bulunan'ar tarafından bildirildiğine göre, Başkan Truman ve Mareşal Stalin çok ;aTnimî münasebotler kurmuşlardır. B5? kan Truman konferansta kaydedilen geîişmelerden çok memnundur. Truman'ın görücmelerden çok memnun olduğu bildiriljyor İnanılmaı ifşaat 1 tnci sahifede emlrlerlrıden anlaşıldıfına göre, o Kaman Almanyanın batıda henüa tamamanmamı.î olan Slegfrled hattını tutmak çin nncak tiç tümenl vardı. ffllâb altına alma.büecek asker sayısı Çekosloakyanm çıkaracagı asker sayısını geçmlyordu ve nihayet Alman hava kuvetlerl Çekoslovak hara kuvvetlerinden daha sayıftı. İzmir, Manisa ve Bursada büyök orman yangınları Japon adalarına en büyük hava akını Eski Alman Genelkurmay Baskanı ne diyor? Londra 24 (a.a.) 1938 den 1942 y« ladar Alman genel kurmayı başkanhğını yapmış olan General Von Halder, kendisini gorguya çeken Müttefik sahiyetlere, Alman genel kurmayının .938 de Munich konferansının cer«yan ettiği devirde Hitleri bertaraf etmeğe hazır olduğunu söylemistir. General, Munich konferansınm «katmerli blöf> olduğunu ve o sjrada ancak • kaç Alman tümeninin kuvvetli Çek i r stihkâmlan önlerinde ve hudud bo runda dolaşıp durmakta olduklarını iöylemiştir. General demiştir kl: c Alman komutanlığı bu vaziyet«n endiçe duymakta idi ve Witzleben iyaklanarak Hitleri tevkif etmek için başa geçmişti. Tam işaretin verileceği sırada Ingiltere ve Fransa Munich taleblerini kabul ettiler.» duyduğuna aklun yatarsm git Banuyu getir.> Mustafa Durakça dedeslnl etekleylp geri çekilirken Veli Koca Hafu Nuriyi sordu. Nerede o Iblis oğlu, nerede o panayur perendebazı? Köle tlz geldL Odaya girmlşü, ellerinde çifte kandil taşıyordu. Mustafa, birdenbire yüzüne vuran ısıkta güldüğünü gizlmek için başmı çvirdi. Hafız avda hastalandı, çok n3beti var. Ben onun nöbtine lâzım serbeti bilirim. Temarüz etmesin, tiz geisin karşıma. Ah.. O ilmi simya ecinlisi! Ah o feleğin çemberini eanbaz ipmde koşturan veledizna Mustafanın ince suma bıyıkları tltreyor, katılma raddesine gelen Tizgeldinin elinde kandiller sallanıyordu. ömer Rıza DOĞRUL Bir gün evvel yağmağa başlıyan kar tutunmuş, etrafın beyazhğı pencerelerden divan odasının kalemkârî nakışlı duvarjanna, ince parlak hasırlarına, güvez Şs>m ipeklisi örtülü sedirlerine donuk ve soğuk bir ışık salmıştı. Mihrab biçiır.li ocakta mese kütüMeri yanıyor, ortadaki tablalı dort kulplu koca mangaldaki tütsü kırmtılarmdan ince bir daman yükseliyordu. Kaynata gelin uzun konuşamadılar. Kapı perdesi aralarıarak Tezgeldi köle göründü «Küçük ağa Evdan döndü, dedi, izin varsa huzura varmak diler.> Veli Koca, konak halkı içinde yalnız ge'inire gösterdiği ölçülü bir saygı ile yerinden davraTiır gibi yaparak: «Haydi sen hareme bujoıra gelin hanım! Ral'Eüm bozınıya! Sırası düşer sana haber salarım.» Okka çeker işler konuşmazdan evvel karşıdaki inssnın iyice yüzüne bakmsk Veli Kocanm âdetiydi. Fakat bu defa yol kıyafetile, ıslak potıu1, karlı kalpak, içeri süzülen Mustafanın yiizünü görmekle ne hüdaî bir şamarın, re de kafada paralanacak yasemin çubuSun davayı fasledemiyeceğini aulayıvcrdi. Delikanlmın simasındaki mana Veii Kocaya; Çok yaklaşma, alarga! diye bağırmıştı. Bir kaleye şahin gözü nnsilli gözünü k kısavacık azıcık baktıktan sonra onun ne kadar zamanda ne kadar kuvvetle ele geçeceğini kestiriverea sipahinin tecrübeli bakışı bu def? zor pazu ile iş sökmiyeceğini, kurııkuruya kuvvet kırımı olacağını ar.lamıştı. Evvelâ, başvezirle olan buluşmssından münasib kadaruu, bahar Tanmmış is adamlarmt.Hn Nuri Demiragın «millî kalkınma partisi> adile bir siyasî parti kurmak maksadile, müracaatte bulunduğunu, fakat bu müacaatin cemiyetler kan ın ma tevfikan irapılmaması dolayısile ııdi olunduğunu yazmıştık. Haber Jdığım.za gÖTe, uri Demirağ ahiren buna dair kanunî esikaları da hazırhyarak viîâyete yeniden müracaat etmiş ve bu rîeyanda iurmak istediği partinin nizamnar.ıesi le programını dün posta lle vilâyet makamma göndermiştir. Nizamnamede 'essis aza olarak Nuri Demirağ'dan ba?ka eski Erzurum milletvekili Istanbul beşinci noteri Hüseyin Avni Ulaş 'e rıuharrir Cevad Rifatin isimleri vardır. Millî Kalkınma Partisi CİGERDELEN 18 Kız asllzade mi? Evet, Ban kızı Mariska Kemeni. Bildim bildim. Büyük hanedan. Bunlsr iki fırka oldular. Kimi bizden yana, kimi de Nemseliyi Erdele doldurmak ister. Nerede gördün bu yosmayı? Küçükten aşinayım. Menekşe çayırmda uçurtmalar salıverirdik. Sonra o Praga gitti. Senelerce görmedim. Yazın STulni panayırmda buluştuk. Kırk yıllık hasret kavuşur gibi sarmaşdolaş olduk. O saat oklandığımı bildim. Demek istiyorsun ki aşk... Aşk! Veli Koca üşüyen ellerini kürkünün yenlerine sokarak başmı pcncıcye çevirdi, bir zaman düşündü kaldı. Nihayet dedi ki: «Eğer hakikî b!r nşk ise ne yapalım mübarek oisun. Yalnız şu var ki sen yaşta bir dolikanlı bunun doğrusunu sahtesini pek ayıramaz. Şartım var sana. Yolda Muhiidin Abdalla ikimiz bir handa kona'.cladık. Rusköy Gazi Rüstem baba sultan dergâhmdan kalkmış, serhadleri dolaşıp ırilleti muştuluk gününe hazırlamak iîter. Yanmda dervişleri var. Buraya uğrayacak. Sana buyruğum şudur ki onunla on gün çileye kapanasm. Sonra seni aşk imtihanma çekeceğim. Gerjekten aşk da Nemseye sefer açılacağını, serhadlerin gene allak bullak olacağını, zaametlılerin, tımarlılarm, serhad kalelerinin şimdiden hazırlık düzmesi lâzım geldiğini anlattı. En sonunda torununu huzurdan salıverirken son d e r n de aklına gelroiş gibi: «Ha... Bak şu da var. Kulağıma nevhaber çalındı. Sen blr kâfir banusa nikâhlamak diler mişsin!> dedi. Mustafa büsbütün ağırlaşıp dikilerek «Allahın emri, peygamberin kavll, siz efendimin izniie..> Delikanlmm kahramanca edasına karşı ihtiyar kurd kendini biraz sipere almıştı. «Sen bilirsin oğul... Bizde bir atalar sözü vardır. Yabanın şahininden yerlinin yapalağı yeğdir, derler. Macar, Sioven, Sırb banuları nikâhlamak usulü serhsdlerimizde aldı yüriidü. Asitanede hem Edirnede ulema meclisinde çok söz oluyor. Gide gide hepiniz bu yolu tutarsanız âyan kızlarmı kime verelim? Alması kolay ama bir de elini şaksğma cal da düşün, ömrün oldukça bir yastığa bsş koyacaksın.» Mustsfa, erken çöken akşamda loşIssmağa başlayan odada kapı tarafına gd'.geyp çekilerek bu defa, çok örselenmeğe takati olmadığını go3terir basık bir göğüs sesile: «Ben o na can ve dilden gönül verdim> dedi. eşi görülmemis derecede yükselmiş v W Cidde elçimiz Baftarafı 1 inci sahifede J Ankara 24 (a.a.) Türkiyenin Cidde termometre şehir içinde göigede 39 detarafından genişletilmlştir. Ruslar, bugün bütün harekât çevrelerinin vâsi orta eîçisi Fuad Carım, memuriyeti ba reeeyi bulmuştur. Sıcaktan muztarib o*. muharebe meydanı teşkil ettiğini ve bu şma gitmek üzere bugün uçakla An lan halk, plâjlara, denize v« şehir dı. şına akmıştır. nun için, yiyecek stoklarını, hayvan karadan ayrılmıştır. sürülerini, makineleri, kısacası ordu larının geçmiş olduğu bütün bölgelerde ne varsa, ganimet makamında alıp götürmek hakkına malik bulunduklarmı ileri sürmektedirler. «Ganimet> kelimesini bu şekilde anlamanın isabetli bir Pazardan başka günler için tünel seferlerinin 26/7/945 gününden RibareBş şey olduğu münakaşa götürür bir keysaat 22,00 ye kadar uzatıldığı saym halka bildirilir. (10015)!' fiyettir. Ganimet, Rusların Alman harb tazminatındaki hisselerinin bir kısmı gibi sayılmalıdır. Ruslar, «ganimet» in tamamen ayn bir şey olduğunu ve gaBU AKŞAM nimet olarak seçip alacakları şeylerden maada Alman harb tazminatından da yüzde elli nisbetinde bir hisse almak hakkına da malik bulunduklarını iddia * * * etmektedirler. Halbuki Ingilizlerle AMuhiddin Abdal bozdoğanı klsbet gi merikalılaruı fikrinee «ganimet» in yinmişti. Sırtmda hnka, başında taç, harb taznünatma dahil olması gerektir. Revü Operet 4 perde omuzunda hurç, elinde asa, göğsünde billurdan teslim taşı tam cihazı ve yaYazan : NUSRET SAFA COŞKUN nında keçe&ülâhlı iki dervişile konağa mihman oldu. Bir sene evvel Ru Baftarajı I inci sahif«de melinden kalkmıs, bütün Hacı Bektası bulunmştur. Veli dergâhlarını dolaşarak yaz demeUniversitedeki bu konuşm*dan sonra miş, kış dememis sefer stmiş Tuna serhadlerine irişmişti. Niyeti, Nemselile Başbakan, Millt Eğitim Bakanı ve digörülecek Kerbelâ gününde tef ve ku ğer davetliler toplu bir halde Beyazıd Konya Köy Ebe Mektebi Müdürlüğünden: düm döğerek, gülbank çeküp a'.tın san meydanuıa çıkmıslar ve Inkılâb müzeKöy Ebe Okuluna önümüzdeki ders yılı için öğrenci almacaktır. Ted« sinin önünde hazırlanan ilk öğretim caklarını açarak Hak yolunda vuruşfaaliyeti ve öğrencilerin bir yıllık ça risat müddeti bir yıldır. Köy mmtakalannda mecburî hizmeti dört yıldır.^ maktı. «Ganimef» in mânası günlerde d«vam eden sıcaklar bugünî Tttnel Seferleri I. E. T. T. Umum Müdürlüğünden: Kadıköy Süreyya Bahçesinde Kadınlara İnanmam Başbakan Üniversitede I Yarın Akşam: Çemberüfaş Çamlaraltı Bahçesinde ^^» VUR PATLASIN ^ istryenleria Okul Müdürlüğüne yaa ile " "'* (Arkan v*r) hşmalaruu gösteren gezid terginin açı Fazla bügi edinmek kşında bulunmmjtur. '~ • • • Üân olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: