1 Şubat 1946 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

1 Şubat 1946 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A O E L E Londrada bugün Yunan meselesi görüşülecek Başiarafı 1 inci sahifsde kabul etmiş olmakla beraber, görüşmelerin seyri hakkında Konseye malumat verilmesi şartile buna muvafakat etmiş olduğunu aralarında söylemektedirler. Rusya anlaşmazlığın Konseyin gündeminden çıkarılmasını istemişti, ingilizlerle Amerikalılar buna itiraz etmişlerdir. tarafından Birleşmiş Milletler genel sekreterliğine tayini meselesi buluamaktadır. Lie'in şahsiyeti Londra 13 (a.a.) Norveç iç İşleri Bakanı Mr. Lie'inin Birleşmiş Milletler teşkilâtına Genel sekreter olarak seçilmesini genel kurula tavsiye hususunda Güvenlik Konseyinin oybirliğile vermiş olduğu karar bir kaç gündenberi devam etmekte olan kararsızlık devresine nihayet vermektedir. Mr. Lie bu hususta en iyi adaydır. M. Lie avukattır ve 1919 da Norveç işçi partisinin sekreteri ve Norveç sendikaları hukuk müşaviri olmuştur, ilk Norveç işçi hükümetine 1935 te Adalet Bakanı olarak iştirak etmiştir. 1941 de Londrada bulunduğu sırada Dış işleri Bakanı olmuş ve kıymetli bir müzakereci ve idareci olarak büyük bir intiba yaratmıştır. Londra 31 (A.P.) Bugün Londrada söylenildiğine göre, Birleşmiş Milletler genel kurulu 12 şubatta Londrada son toplantısını yapacaktır. Bu tarihten hemen sonra Birleşmiş Milletler teşkilâtının bütün servisleri ve bütün personeli Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere ya Boston, veya NewYork yakininde bulunacak olan daimî merkeze nakledeceklerdir. Bunların yerleşecekleri yer henüz kat'î olarak seçilmemiştir. Yeni Yunan Dış Bakanı Londraya Ruslar, Londradaki toplantıyı kısa hareket etti kesmek ve teşkilâtın Birleşik AmerikaLondra 31 (B.B.C.) Atlnadan gelen ya naklini tacil eylemek hususunda devamlı olarak ısrarda bulunmaktadırlar. haberlere göre, Yunanistanın yeni DışYarın yapılacak toplantı gündeminde işleri Bakanı Rentis, bugün Atinadan M. Trygve Lie'nin Güvenlik Konseyi Londraya hareket etmiştir. nıunııınııuııııınınınınıııııınıiNiffiiHinııiHiıııııumH 12 şubatta teşkilât Amerikaya naklolunacak Baştarafı 1 inci sahifede istifasını başka istifaların da takib edeceğini zannetmemekte olduğunu söylemekle iktifa etmiştir. Gerçekten bazı müfrit solcular, tesanüd fikrile, dündenberi Sofianopulos grupuna mensub üç bakanın istifa etmelerini taleb eylemektedirler. Hükümete kafa futan Yunan Dış Bakanı Kuril adaları Rusyaya nasıl verildi? Londra 31 (a.a.) Şimdi öğrenildiğine göre Sahalın adasının güney kıimını, ve 26 parçadan mürekkeb Kuril adalarını Rusyaya bırakan ve Yalta'da Churchill, Roosevelt ve Stalin arasında imzalanan anlaşma o kadar gizli tutulmuştur ki bununla bizzat Roosevelt meşgul olmuş ve Yaltada bulunan Mr. Byrnes bu anlaşmadan ancak altı ay sonra, yani Japonyanın teslim oluşunu müteakıb haberdar olmuştur. Bu anlaşma Yalta konferansının son günü imzalanmıştı. Mr. Byrnes ise konferans daha sona ermeden Yaltadan ayrılmış bulunuyordu. Rusya bakımından Kuril adalarının stratejik bir ehemmiyeti vardır. Zira Sovyet arazisine muvazi olan bu adalar Japonyaya kuzey cihetinden hâkim olmakta, kamçatka ve Aleut adalarile birlikte Pasifiği Alaskaya kadar kateden bir zincir teşkil etmektedirler. Japonyayı kontrol bakımından Amerikalıların daha çok alâkadar bulundukları hat, şimaldeki kısa hattan ziyade Havay, Marşal, Mariyana, İvojima ve Okinava'dan geçerek orta Pasifiği kateden hattır. Eğer Kuril adalarını Ruslar almak isterlerse, bu belki de Amerikalıların işine gelecektir. Zira Japonların elinden alınmış olan orta Pasifik adalarındaki üsler bu suretle vesayet rejimi bahis mevzuu olmadan Birleşik Amerikanın kontrolü altına geçmiş olacaktır. Askerî bakımdan.Birleşik Amerika daha kârlı bir pazarlık yapmış gibi görünmektedir. İngiliz elçisi tazyikde mi bulunmuş ? Atina 31 (a.a.) Başbakan Sofulis, Sofıanopulos'un istifasının, İngiliz Büyük Elçisi Mr. Leeper tarafından taleb edilmiş olduğuna dair dolaşan şayiaları kesin olarak yalanlamış ve Mr. Leeperle dün yapmış olduğu görüşmenin, Sofianopulos'un istifasile hiç bir alâkası olmadığını tasrih etmiştir. Sofianopulos, geçen zamanlar için İngiliz kıt'alarının mevcudiyetleri lüzumunu inkâr ermemekle beraber, çekilecekleri tarihi tespit ettirmek istemekte ve bu tarihin, seçimlerin yapılacağı tarihe tevafuk eylemesini arzu eylemekte idi. Londra 31 (AP.) Dün Moskova radyosu cUnrra tarafından Yunanistana gönderilen eşyanın halka değil, vurguncu kralcılara dağıtıldığını ve buna hükümetçe teşkil edilen hususi komisyonların sebeb olduğunu> söylemiştir. Radyo şunları ilâve etmiştir: «İktisadi vaziyet, hüküm ¿üren tedhîş dolayısile bozuktur. Takriben 200 000 kişi, demokratik inançları yüzünden zulme uğramamak için ormanlara saklanmak mecburiyetinde kalmışlardır.> Başmakaleden, devam kında Ulaştırma Bakanlığının Te mütehassıslarının da irahlannı aldıktan sonra, kat'î bir kanaat hasıl ederek bn işin biran önce hükümet meselesi halinde ele alınması lâzımgeldiğinî ileri sürmüştür. Komisyon Haliçteki iki kızağın da (Taşkızak ile Valde kızağı) Ulaştırma Bakanlığı emrine terkedilraesini ve gene ayni maksadla Karabük fabrikamızın gemi saçı levhalarının da imalile görevlendirilmesini Te büyük tersane işine önümüzdeki sanayi programında mühim bir yer verilmesini de istemiştir. Ulaştırma Bakanlığı ve komisyona bir nokta üzerinde ittifak ediyorlar ki o da, artık Türk gemi sanayiinin tekrar doğma? olduğu ve yeni vapurlar yapabilecek bir kudret ve kabiliyette bulunduğudur. Böyle olunca da, çok umn süreceği muhakkak olan büyük tersane inşa edilinciye kadar, Haliçte bugün mevcud fabrika ve kızaklarda, hemen yapabileceğimiz gemileri yapmağa başlamama lâznngelir. Esasen, gemi yapabilecek bir kudret ve kabiliyette olduklarına, Ulaştırma Bakanlığınca da, ulaştırma komisyonunca da mütehassısların ifadeleri üzerine kari kanaat hasıl olan Haliç fabrikaları, Ingiltereden satm alman yeni cihazlarla da takviye edilmek üzeredir. Bn makinelerin mayısa kadar geleceği söyleniyor. O halde hemen işe başlamak icab eder. Bunun için Ulaştırma Bakanlığı, yeni gemi programını dışarıda ve memlekette yapılacak gemiler olmak üzere iki kısma ayırmalıdır. Burada yapabileceğimiz cemileri ve bunların sayısını Fabrikalar ve Havuzlar Müdürlüğü ile anlaşarak tayin etmeli ve fabriklan hemen harekete geçirmelidir. Bu suretle 53 milyon lira sarfile yapılacak büyük ticaret tersanesi inşa edilinciye kadar, mevcud tersane bir hayli gemi yaparak milyonlarca liralık döviz tasarruf edilmiş ve büyük tersane için de çok sayıda işçi yetiştirilmiş olur. Ayni zamanda bugünkü fabrika ve havuzlar büyük tersane Haliçte kurulmazsa çok kuvvetli bir tamir tersanesi haline gelir. Sayın Bakan, milletvekilleri huzurunda, her nevi inşaatı yapabilecek duruma girdiğini söylediği fabrikalara, yapabilecekleri gemilerin inşası için hazırlanmaları hususunda şimdiden emir verirse, Türk sanayiine ve Türk denizciliğine büyük ve hayırlı bir hizmette bulunmuş olur. Deniz ticaret İzmir Tarım kooperatifleri filomuzun takviyesi kongresi dün bitti ve bir teklif Bajtarafı 1 inci sahifeda edildiğini, halbuki üyelerin mütalea ve takrirlerinde bu seneki durum üzerinde durduklarını, Kooperatif Birliğinin beş birliğe ayrılması hakkındaki umumî heyet kararının Bakanlıkça henüz tasdik edilmediğini, pamuk kârının tevziinde hata edildiğinin doğru olduğunu, idare heyetinin çikitli pamuk için 57 bin lira tahsisini umumî heyetten şimdi rica ettiğini, sulama ve ziraat makineleri getirmek için Bakanlığa müracaat edildiğini, üzüm ve incir fiatları İnglizlere yapılan satış bareminden aşağıya düşerse hükümetin yardım vadinde bulunduğunu, nitekim incir için yardım gördüklerini, incir ve üzüm Katlarının baremle değil, horsa muamelelerine göre tesbitinin Bakanlıktan rica edildiğini ve bunun kabul edildiğini, şarablarm dahilen istihlâki için varil ve şişe tedarik edilemediğini ve bu satışta bhaz ihmalleri bulunduğunu, şarabların ihracı çareleri arandığını, bu yıl sarfedilenler çıkınca elde bir buçuk milyon liralıktan az fazla ambalaj levazımı kaldığını, bunun önümüzdeki sene ihtiyacına yeteceğinin şüpheli olduğunu, raporda görülen levazım eşyası satışındaki kârın ortaklardan değil, başkalarına satıştan elde edildiğini, birlik haricindeki zeytinyağı satışlarında resmî faturadan başka açıktan para alındığı için birliğin toptoncı ve perakendeci kârlarını da zeytinyağı ortaklarına bıraktığını, fakat bu ortakların pek memnun olmadıklarını, bakla ortaklarının zararının birlikçe kapanmasına umumî heyet karar verebileceğini söylemiştir. Neticede Ware ve kontrol heyeüeri raporu ve bilanço tasdik ve bu heyetler ibra edilmiştir. Kooperatifler memurlarına, devlet memurları gibi aynî yardım ve çocuk zammı verilmesi, kendilerine ikişsr maaş nisbetinde ikramiye verilirken bu hususların dahili hesab edilmesi yolunda idare heyetine salâhiyet verilmiştir. Dört yıllık idare heyetinden kur'a ile ikisinin çıkarılması işi münakaşalı geçmiştir. İdare heyeti bu kuranın çekildiğini. Dr. Hayri Akın ve Seknan Selimgüin idare heyetinden çıkmış olduklarını bildirince, umumî heyet kuranın kendi huzurlarında çekilmesini istemiştir. Ticaret müdürü toplantıda hükümet komiseri vaziyetinde bulunan Valinin emrile kur'aoın bizzat tendi tarafından çekildiğini bildirmiştir. Bunun üzerine umumî heyet neticeyi kabul etmiş ve yerd iki aza seçmiştir. Toplantı bu suretie nihayet bulmuş tur. Münazaralar münasebetiíe uhtelif fakülteli gençler, aralarında ilmî münazaralar tertib ediyorlar. Son günlerde Hukuk fakültesinin sınıfları arasında bazı mevzular üzerinde münazaralar yapılmış, gazetelerde okudum. Ben de bir vakitler o Hukuk fakültesinde okumuş, hattâ talebenin serbest konferanslar tertibini orada ilk tatbik edenler arasında bulunmuş olduğum için, ilgilendiğim bn haberi dikkatli okudum. Gördüm ki Hukuk fakültesinin birinci ve ikinci sınıflarına men«ub takımlar arasında «gönül nzasile boşanmaya müsaade edilmeli midir?» mevzun üzerinde münazara yapılmış. Davanın menfi tarafını vani «müsaade edilmemelidir» tezini birinci sınıf takımı müdafaa etmiş, «müsaade edilmelidir» fikrini de ikinci sınıf. Ve neticede ikinci sınıf galib gelmiş. Diğer mevzu da «mahkemelerde jüri olmalı mıdır» davası imiş. Bunun «olmalıdır» tarafını üçüncü sınıf «olmamalıdır» fikrini de dördüncü sınıf ekipleri müdafaa etmişler. Ve bunda da dördüncü sınıfın çocukları kazanmış. Ben öledenberi gençlerin kalabalıkta konuşmaya alışmaları ve alıştırılmalan fikrindeyim. İçimizde umumi bir toplantıda rahat konuşanların az olusu yetiştiğimiz hayatta böyle hareketlerin mevcud olmayışındandır. İleride de bu hitabet kıtlığım istemiyorsak gençleri kalabalıkta görüşmeye alıştırmalıyız. Onun için bu münazaraları pek yerinde bulurum. Lâkin burada ileri süreceğim bir nokta var: Bu'takımlar, kendilerine evvelden verilen mevzular üzerinde konuşmaya hazırlanıyor, ekzersis yapıyor Ve münazaraya onlar çıkıyorlar. Hayatta insan daima böyle hazırlandığı mevzular üzerinde görüşecek vaziyette bulunmaz. Çok defa beklenmedik iddialar ve davalar karşısında kalrr. Onun için gençlere böyle münazaralar yaptırılırken, yalnız evvelden verilen mevzular üzerinde değil, hemen orada kendilerine verilen konular üzerinde de münakaşa ve münazara yaptırılmalıdır ki. onlar beklenmedik şartlar altında da konuşmaya alışsınlar. Ben bu noktanın çok mühim olduğuna inanmış bulunduğum için bir kere denenmesini ilgililere hatırlatıyorum. Bu bitti. Şimdi gelelim Hukuk fakültesinin münazarasında gözüme ilişen aksak taraflara: Evvelâ ben, sınıflan yani tahsil dereceleri birbirinden ayrı gençlerin birbirile çarpıştmlmasıru spordaki kategori usulü denilen eşitlik kaidesine aykırı buluyorum. Ne de olsa Hukukun birinci sınıf talebesile ikinci sınıf talebesi atasında görüş ve görüşme farkları vardır. Bunun için münazaraları tahsil dereceleri denk gençler arasında yapmak daha doğru olur. Nitekim bu son münazaralarda hep küçük sınıfların kaybetmiş olması iddiamı haklı gösterecek bir delildir. Bundan başka, dikkat ettim; çocuklara dava tarafları dağıtılırken küçük sınıflara evvelden kaybedilmiş davaları vermişler. Eğer Hukuk fakültesi ikinci sınıfı kendine güveniyor idiyse gönül nzasile boşanmanın aleyhindeki fikri müdafaa etmeyi üstüne almalıydı!.. Dördüncü sınıflın kazandığı jüriste mahkeme fikrine gelince; gene meslektaşların bu davayı nasıl ve niçin müdafaa ettiklerini, orada bulunmadığım için bir türlü anlıyamadım. Çünkü bizim zamanımızda babalarımızın zamanında da öyle idi, torunlarımızın zamanında da böyle olacaktır Hukuk mektebleri (bir kısım cinayet ve matbuat cürümleri gibi) bazı hususi suçların jüri usulünü daima müdafaa etmiştir ve edecektir. İşte bu noktada kendilerile birleşemedim. Zira adalette ideal yalnız harfi harfine kanun tatbiki değil, muhakeme edilen suçun, maşeri vicdanda suç olup olmadığını tayin edebilmektir. Buna da teknik adliye mekanizmasının yani profesyonel hâkimlerin her zaman erişmeye muvaffak oldukları iddia edilemez. Çünkü onlar çok defa kanun ve usulün sarahati önünde kanaatlerini feda etmece mecbur olurlar. Çünkü bilhassa bizde takdire ve vicdan kanaatine bırakılmış olan noktalar mahdud ve zayıftır. Hele hareketin suç olup olmadığını tayine kadar asla gitmez. Onun içindir ki hem gaıeteci. hem hukukçu, sıfatile dördüncü sınıfın kazandığı bu davayı beğenmedim ve ben üçüncü sınıf talebesi olsaydım, belki de fikrimi üstün getirirdim. Kim bilir? "Küçük Şehir,, Şehir Komedi Tiyatrosunda temsiline başlanan eser büyük bir muvaffakiyet kazandı Almanyada Nazi usulü sürgünler ABtDİN DAV'ER 200 bin kişi ormanlara kaçmış Dış Bakanımız, Londrada bir kokteyl verdi Rusya Japonyaya işgal kuvveti göndermiyor Washington 31 (a.a.) Dış işleri Bakanlığından bugün bildirildiğine göre, Sovyet h,ükumeti Japonyaya işgal kuvveti »göndermek arzusunda olmadığını açıkça ifade etmiştir. İngiliz komünist ve işçi partileri Baştarafı 1 inci sahifede Washington 31 (a.a.) Başkan Trulunulmuştur. Çok kesin br ifade ile yaman, gazetecilere yaptığı beyanatta zılmış olan bu red cevabı, red cevabYalta anlaşmalarının, eğer Londra ve larının birincisini teşkil etmemektedir. Moskova hükümetleri muvafakat ederse, Red cevablarının birincisi 1921 de, ikin aynen neşredileceğini söylemiştir. cisi de 1943 te verilmiş bulunuyordu. Mr. Truman, mezkur anlaşmalara" »id işçi partisinin sekreteri cevabında bir suretin Beyazsarayın kasalarında şunları bildirmektedir: bulunduğunu tasrih etmiş ve harb içincGeçen sene yapılmış olan seçimler, de yapılmış bir anlaşma bahis mevzuu komünist partisinin tesirsizliği ve siya olduğunu ilâve eylemiştir. sî kabiliyetsizliğıni fazlasile ispat etmiş Kuril adalarının Sovyetlere bırakıldığı bulunmaktadır. İşçi partisi destekle anlaşıldıktan sonra, Pearl Harbour basrnekte olduğu siyaset ve prensiplere sa kını hakkında tahkikat yapmakta olan dakat gösterecek karakterde bulunan komisyonun bazı üyeleri, Roosevelt'in her şahsı üye olarak kabul etmeğe ha daha başka fedakârlık yapıp yapmadızırdır. Buna nazaran komünist partisi ğını soruşturmaktadırlar. Diğer taraftan nin takib edebileceği yegâne doğru yol, Wheeler ve Robertson gibi bazı ayan muvaffakıyetsizliğini kabul ederek, teş üyeleri de, Kuril adalarının Rusyaya vekilâtını dağıtmak ve üyelerine işçi par rilmesini tenkid etmekte ve bu adaların tisine girmek için yegân yegân müraca Amerikan emniyeti için elzem olduğunu at etmelerini tavsiye eylemek olacak bildirmektedirler. tır^ Bu red cevabını yorumlayan Manches lerdl. Fakat komünist partisinin inkâr ter Guardian gazetesi, şunları yazmak edemiyeceği bir şey varsa o da, ingiliz siyaseti yerine Rus siyaseti takib eltığitadır: «Genel seçimlerde komünistler iki dir. İşçi partisinin en solcu üyeleri bile, saylavlık kazanabilmişlerdir. Fakat bu Birleşmiş Milletler müzakerelerinin her dahi kendileri için bir rekor teşkil et safhasında komünist Daily Worker gamektedir. O zaman, bütün kuvvetlerile zetesinin, Moskovanm direktiflerine uyhükümetin ve İşçi partisinin muvaffa mak için gösterdiği itaati müşahede etkiyetleri için çalışacaklarını bildirmiş I miş bulunmaktadırlar.» Amerikadaki memnuniyetsizlik Londra 31 (a.a ) Anadolu Ajansının 8zel muhabiri bildiriyor: Türk delegasyonu başkanı Hasan Sataleblerde bulunacak ka, Birejmiş Milletler delegeleri şereBükreş 31 (a.a.) Anadolu Ajansıfine bir kokteyl partisi vermiştir. Büyük nın özel muhabiri bildiriyor: Elçilikte verilen bu kokteylde bütün Fapta gazetesinin bildirdiğî'ie göre, devletlerin mümessilleri hazır bulun Bükreş Belediyesi, Türkiyedcn tuzlu muştur. Bayan Roosevelt ve M. Spaat balık, zeytin, domuz eti, incir, portakal, da davetliler arasında bulunuyordu. imon ve bahkyağı ithaline müsaade edilmesi için iaşe Bakanlığına müracaat etmiştir. Bu mallara mukabil Rumanya 15 vagon asfalt, 3 vagon teneke, 2 vagon haşerat öldürücü maddeler, maden ocaklarında kullanılan ilâçlardan 10 Baştarafı 1 inci sahifede vagonla, gene 10 vagon madenî yağ ve 10,000 metre kare cam ihraç edecektir. Tasarıda kaydedildiğine göre, kömür istihsalini artırmak için, ocaklardaki tesisat yenilecek ve bu iş için 150 milyon Kongre lira sarfedilecektir. İngiltereyi sosyaNiğde Okutma \\ Yardım cemiyetinden: listleştirmek istiyen İşçilerin beş senelik Camiyetimlz urnurnl heyet toplantısı programında, ocakların devletleştirilme 32946 pazar günü Eminönü HalSevlnde si alınacak ilk tedbir olarak kaydedil saat 14 te yapüacafctır., Ruzname; miş bulunmakta idi. 1 Yoklama. Baştaraf\ 1 inci sahifede teşkil etmiştir. Piskopos, nakil şartları nın, nazi şefler tarafından yaptınla sürgünlere benzediğini söylemiş, bilhas sa Polonya ve Çekoslovakyaya birer tahkik heyeti gönderilmesini istemiş v Şehir Komedi Tiyatrosunda mevsimin Birleşmiş Milletler genel kurulu sosyal ikinci telli piyasl olan «Küçük Şehir> ve ekonomik konseyinin bu konu il evvelki gece başlamıştır. Bizzat Muhsin İlgilenmesi gerektiğini belirtmiştir. Erfcuğrul tarafından sahneye konan eser Kont Darnley, piskoposun beyanatın büyük muvaffakiyet kazanmış ve kalaiştirak ederek, bu sürgünlerin ve doğıî balık bir seyirci kütlesi tarafından haPrusyanın elden çıkmasının yeni bir raretle alkışlanmıştır. Hitîerin meydana çalcabümesine ve yen Büyük Şehir» müellifi Cevad Fehmi intikam duygularının doğmasına sebet tarafından yazılan bu komedi, Küçük olacağını söylemiştir. Şehir ile Büyük Şehir arasındaki farkHükümet adına cevab veren Başba ları ortaya koymakta ve bu enteresan mevzu etrafında bir takım âdet ve ka kanlık Lordu, hükümetin Potsdam an rakterlerimizi hicvetmektedir. İnce nük laşmalannm hükümlerine dayandığına telerle süslü olan eser seyircilere hem söyliyerek. tahkiX komisyonunun ancaî gülmek, hem de düşünmek fırsatım İngiliz İşgal bölgesine gönderilebileceğini anlatmıştır. Başbakanlık Lordu, na vermektedir. Eserin kazandığı muvaffakiyette, sah kil plânının tatbikinin güçlüklere sebeb ne sanatkâlarmın da hisseleri büyük olduğunu kabul etmiş, Çekoslovakyada olmuştur. Vasfi Kıza, Bedia, Behzad, durumun umumiyetle iyi, fakat PolonPeriban, Mahmud ve öteki sanatkârlar yada kötü bulunduğunu izah. eylemiş vı bu taklidi! komedide büyük bir başarı şöyle demiştir: göstermişlerdir. « Polonyadald durum şahsen PoTiyatro İdaresi temsilden sonra se lonyalüar için de fenadır. İngiliz hüku yircileri evlerine rahatça götürmek ü, meti, bu sebeble çekilen ve maalesef zere hususi tramvaylar tahsis etmiştir. pek derin olan acıları ortadan kaldırmak maksadile mümkün olan her çareye başvurmaktadır ve daima böyle haRumanya bizden ticarî reket edecektir.» Almanya hakkmda mer'iyete girecek mühim karar Londra 31 (a.a) Önümüzdeki cumartesi günü, Almanya harb yapabilecek bir devlet olmaktan çıkacaktır. Bu tarihte Müttefik kontrol konseyi, 4 süren müzakerelerden sonra Potsdam konferansında kararlaştırılan ve aşağıda yazılı şartların mer'iyet mevkilns girmesi için işe girişecektir. Bu şartlar çanlardır: 1 Almanyanın askeri kudretinin tekrar canlanmasını sağlayabilecek bütün sanayiin imha edilmesi, 2 Almanyadakl fabrikaların sökülerek. Müttefiklere harb tazminatının bir kısmı olarak dağıtılması. İngilterenin bütün kömür ocakları devletleştirildi Büyük bir yenilik ! En büyük darbe, Almanyanın çelik sanayiine vurulacaktır. Dört müttefik devlet Almanyanın yalnız 5 milyon se2 idare heyeti raporunun okunması. kiz yüz bin ton çelik istihsal etmesine 3 Murakabe heyeti r/porunun okun müsaade edeceklerdir. Halbuki harbden ması 4 Bütçe müzakeresi ve yeni İdare he evvel, Almanya senede 20 milyon ton çelik İstihsal edebiliyordu. yetinin seçimi. BUGÜN MATİNELERDEN • İTİBAREN Ucuz Kolay Çekici Ucuz. Çünkü: Yılda her yaş için y a l n ı z 47 lira. Çünkü: 45 yasma kadar doktor muayenesi yok E LHA M RA ISEVGİLİ Sinemasında GELİYOR Cidden güzel ve görülmeğe şayan filmlerden mükemmel bir program Bütün şehir halkını coşturacak emsalsiz bir film, bir komedi müzikal, 2 büyük caz, dans, şarkılar ve eğlenceler, varyete ve sevimli ve âşıkane sahneler, Swingler, Maestro JAN GARBER orkestrası, yeni Amerikan yenilikleri. Baş rollerde : AL PEARCE ve DALE EVANS P. ALBERTSON GLORÍA STUART ile Amerikan radyosu şantörleri. Kolay. B. FELEK Filistine girecek Yahudiler Kudüs 51 (a a.) Ayda 1500 kişilik kontenjanlarla Filistine muvakkaten Yahudi hicretine müsaade edilmesine dair karar, dün yüksek komiser tarafından Arap ve Yahudi murahhas heyetlerine lildirilmiştir. Bu karar, heyetlere bir resmî tebliğ şeklinde verilmiş ve gazetelere tamim edilmiştir. DOĞAN SİGORTA A. Ş. 2KORKUNG GEGE MİSKİNLER TEKKESİ Yazan: Reşad Nuri GUntekin Tefrika 12 zerzevatlarile beraber doldurularak yemek olurdu. Şaşılacak taraf şu ki Tanrı bu mekteb için yemeği olmıyacak ot ve kök yaratmamıştı. Meselâ avın ve bahçe mahsullerinin kıt zamanlarında baba gene surlar dışından hodana dediği devedikenine benzer bir acayib ot bulup getirir ve bunun çorbadan dolmaya kadar yedi sekiz çeşid yemeği olurdu. Gene meselâ bizim, ancak tatlısını tanıdığımız helvacı kabağını dilim dilim una bulayıp kızartırlar ve üzerine sirke, kuru nane ve kırmızı biberle yapılmış bir garib salça dökerek çocuklara kapış kapış yedirirlerdi. Bu marifetler daha ziyade ailenin yedi sekiz kadar tahmin ettiğim, kadınlarına aiddi. Onlar da baba gibi nalınlı çıplak ayakları, basma şalvarları ve başörtülerile yemekleri pişirirler, on beş gündebir küfe ile mezbahadan gelen iç yağlarını eritirler, bahçede çamaşır yıkarlar ve arasıra da hep bir arada mektebde temizlik yapmağa gelirlerdi. Daha evvel de anlattığım gibi benim vazifem kâtiblik, yan hocalığı, canım istedikçe boş derslere girmek ve bir de odamın pencerelerinden teneffüs bahçesine gözcülük etmekti. Hemen daima sınıfların üçte ikisi bostu. Fakat, canım zere bu bir nevi ihtiyarî vazife olduğundan işin tm. kısmı beni pek rahatsız etmiyordu. Yani boş sınıflardan birinde pek büyük bir kavga filân olmadıkça yerimden kımıldamazdım. Buna mukabil de, evvelden pek hafif tahmin ettiğim bahçeye gözcülük vazifesi, hele yemiş mevsimlerinde, ağır mes'uliyetli bir işti. Bazı haşarı çocuklar yemiş çalmak için ağaca çıkarlardı. Böyle zamanlarda otların araşma saklanarak bekçilik yapan baba evvelâ elindeki uzun sopa ile çocukları vere indirir, sonra karışık sakalı kirpi dikeni gibi kabarmış bir halde benimle kavgaya gelirdi. Çocuklara «millî ve islâmî şiara uygun» bir terbiye verecek muallimlere gelince, bunların en ehemmiyetlisi bizim Talâttı. Ötekiler yakın mahallelerde oturan birkaç ihtiyar ve Şefkati Beyin arasıra Zeyneb Hanım konağından avlayıp getirdiği bazı Darülfünunlu gençlerdi. Para lâkırdısını tehlikeli bulan müdür bunlara daha ziyade mefkureden bahseder, onunla beslenemiyecek hale gelerek azdıkları zaman ise yerine yenilerini getirirdi. Bu Darülfünunlu çocuklardan bazılarında bir fikir hissederdim. Güya ortada yenip içilecek bir şey varmış da bunu ihtiyarlar kendilerine saklayorlarmış gibi garip bir vehme kapılırlar ve onları devirerek mektebin başına geçmek için aralarında tertibler yapar, talebeyi kışkırtırlardı. Bu zamanlarda Şefkati Bey için bütün mesele zaman kazanmaktı. I Meşhur Bovislerin cambazlık sahnelerile dolu bir film M U G G S ve A R K A D A Ş L A R I B O B B Y J O R D Á N ve L E O G O R G E Y tarafından oynanan ve perili bir evin hayalâtile, disiplinsiz çocukların mücadelesini tasvir eden hissî ve müessir bir film. ••m ZEVK NEŞE HEYECAN DEHŞET KORKU m^^m BEŞİKTAŞ BU ve AKŞAM GÜREL'de SAAT 20,45 te İspanyaya çıkan ihtilâlciler Madrid 31 (a.a.) İnanılır bir kaynaktan öğrenildiğine göre, dün İspanya kuzey kıyılarına çıkmıya teşebbüs edeıı 24 kişi ile sahil muhafızları arasında ya ilan çarpışmalarda üç kişi ölmüş ve bir kişi yaralanmış, bu teşebbüs Asturies eyaletinde Loastra köyü yakınında vukua gelmiştir. Eti Tiyatrosu : SADİ FENER arkadaşları, akordeonist SAADET N A Z I K C A N e H A K K I R U Ş E N birlikte Vatan kurtaran Aslan Varyete Tarih! eser 5 perde. Zengin Teknik Üniversite Makine Fakültesi asistanlarından yük Beher kisek mühendis Konloşu mu'slı sevgili ve birlMiktarı hammen Tutan %7,5 Bölgesi ik oğlumuz • Cinsi Orman Deposu kental bedeli teminatı SAİD KATMAK'm kuruş çok gene yaştaki Enkaz odun Yağcıyurdu Yeni Şıhlı elim üîulü dolayısı90 (Çam) ayağı 11920 805 Bürüceh 10728 e gösterdikleri asil Meşe kömürü Karayab Tahta re c?ndan alâkadan 800 köprü 1700 13600 1020 Bürücek !olayı başta sayın 765 Fındıklı » > Alpı civarı Pozantı 1020 1000 10200 Rektör olduğu hal> » Hacıkırı Hacıkırı de muhterem tedris Pırnal OT. istasyonu 870 700 6090 457 Fındıklı eyetine, bilhassa doçent Orhan ünsa170 Enkaz odun Köserelik K. Pınar 12040 20468 1535 Bürücek 1 Yukarıda mahal ve miktarı yazılı kesim, imal ve nakil isi açık a ve bütün Teknik üniversite mensubanna ve cenaze töreninde bulun i n eksiltmeye konulmuştur. emşeri, arkadaşlarına ve diğer muh2 Açık eksiltme 11/2/1946 pazartesi günü saat 9 14 te Devlet Orman İşletmesi Pozantı Müdürlüğünde yapılacaktır. erem zevata ayrı ayn minnet ve sük3 Şartnameler Orman Genel Müdürlüğü Mersin, Adana ve Pozantı unlarımızı arzetmeğe acılarımız mâni İşletme Müdürlüklerinde görülebilir. mlunduğundan sayın gazetenizin ta4 • Talihlerin muavven eün ve saatte Pozantı İsletmesine müracaatleri. assutunu rica ederiz. Devlet Orman İşletmesi Pozantı Müdürlüğünden: Teşekkür

Bu sayıdan diğer sayfalar: