1 Mart 1946 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

1 Mart 1946 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

194* Avrupast: Avusturya Cumhuriyeti * Başkanı ile mülakat ikinci Cumhuriyet nasıl neler yapmak istiyor ? . Yazan: Roman Fajans Başkan Renner, beni Balhau=platz dakı tarihî sarayda kabul etü Fakat çalışma odası, 1937 senesinde Başvekil Schuschnıgg'le goruştugum aynı oda degıldı Gerek oda, gerek bundan sekiz s<»ne evvel, Başvekilin yanına girmek için bekıedıgım ve 1934 de zavJli Başvekil Dolfussun katledildiği bitişik salon, bombalarla tahnb edünuş Onun için, doktor Renner, çimdi başka bir odada çalıyor ve ziyaret kabul ediyor, S tunde gazetesinin eski başyazarı Avusturya haberler ajansı direktörü olan hususi kalem muduru doktor Wirth ibenı başkanın odasına aldı. Doktor Renner, yaşının fazlalığına rağmen, canlılığını ve intikal sur'atını dıpaırı muhafaza etmiş Beyaz sakalııe gözlükleri, onu hiç ihtiyarlatmıyor Temkinle, inançla konuşuyor, muhatabını ş ddetle ilgilendirmek ve heyecanlandırmak hünerine ustun nısbetınde sahıb Bu eski sos} ılıştın, konuşmağı bıldıgı derhal görülüyor Dok*or Renner bana şunları sov/°d Avusturya, hâlen, tarihinin yeni bir safhasında bulunuyor, O da ikinci cumhunv ettir Avusturv anın üzer nden iki muthjş dünya harbi geçti, Onu dcı gekılde aar ti 1918 senedine ¿adar Avusturya, buyuk bir devletin ozuru başlıca idareci unsurunu teşkil edıj ordu Avrupa için felaket olan Birinci Dünya harbi, onu bu rolden de içinde vaşadıgı coğrafî ve siyası haritalardan tnairum etti O felaketten önce, Avusturjan.n peykleri olan onunla aynı devıet çerçevesi içinde jaşıvan memlese er o zamandanberı Avusturyanın hasımları oldular Saint Germam muahedesi, genç cumhuriyete yem iç rej mira ve dı ? latık lalını verda 'i em Avusturj a butun komçularıle dostça münasebetler tesu> etti Genç Cumhuriyet, yem varlığının "=on derece muşkul ilk anlarında etrofmda demokrat bir Alman devletinden bişka dayanacak bur kuvvet bul anmad gını s ınıyordu Bununla beraber, sonıa'ııı Milletler Cemiye inin kurulması Avusturyanın bu teşekküle girmesi ı c SIı let er Cemıvetjı n yaraımı sa> " ı ide • memleket m, butun güçlüklere ra = m a n tamamıle müstakil bir devlet ohrın yasaması mumkun olauguna kanaat getirdi. Alman ve İtalyan fas zmınm seb°b olduğu Avr ıpa kar"a ahgı Avusturj da memleketin istiklali ba \i tından c aaı endişeler doğurdu. Gerçi Mussolm Avus urjayı müdafaa edeceğine soz verdi fakat italyan faşist rejiminin şeıillerini kayıdsız şartsız tamamen nabal etmesi şar ile Zaten bu italya «doatljgu. da tamamen ortadan kalktı Mussolım, Hıtler Almanyasıle dostluğunu ve itti akını sağla nak ıçm Avusturjayı feda etmekten asla çekinmedi H tler m 1938 de yaptığı iş bir an<=ch luss degıl düpedüz bir ilhaktı tam bir bojunduruktu Avu=tıır\ a^akı Arucnluss taraftarları, geçmiş e şayed bu iş gerçekleşecek olurca Avusturvarm, gercetten demokrat bir Alman de Uü çerçeveli ıçjıde m ı takıl bir f'd°rasyon olab lecegını, kul urunu ve hj^usıyetlenm olduğu gibi muhafaza edeLılecegını ummuşlardı Hatta Anschluss un Almanyadakl katolık blokunu da belki kuwetleno ireceği böyle bir blokun Pru^yacılıga karşı mukavemetini tesirli kılacağı zannediliyordu içende Prusya mıhtarızmne munalefet edı'erek bir Avrupa felaketim onl°mek ce belki mumkun o acaktı Zıja şüphe yoktur ki bu şartlar içinde gerçekleştımecek bir Anschlus Almanyalın ıkl demokrat partisi olan Sosval demok~atlarla katolık merkezi partisini çok kuvvet endır°cektı Fakat tarih basıia tü^lü iarar veHı HıtlT Avusüıryaya motorla kıtalanle ve S S lerıle bir fatih gibi girdi Memleketim zı dokuz Alman vılav etine aj irdi ha ta adını bile ortadan kaldıracak dereceae ileri gitti Bu tedo rler Avust rya m İletinin Anacnluss fikrini ebediyen yok etti Almanja ile birleşme jsnın en ateşli taraftarları b¡le artık Almanvadan vuz çevirdiler Barbar ınspfiiz bir taz ık Avusturya mıüetını a r e ve kolehge duşurdu Do""iokratlann sosyal demokrat! irin, hırıstıyan demokratların komünistlerin ıçmde en nüfuzluları top ama kamplar na atıldılar Yetmiş bin Avusturyal idam, edildi yuz binlerce insan hapse atıldı, sürgüne gönderildi Eımcı Avus turya Cumhurıjetı, nazı toplama kaınp larında doğmuştur Dırılen cumhurıye ün ilk muv akkat hükümeti azalarının üçte ıkısı o kamplara hapsedilmiş kim se erdir Bu hükümet nüvesi, başlıbasına ba hükümetin temayüllerini ve ga yorl €ri nı gösteren en mükemmel deludí Bu gajeler şunlardır Memleketi tekmil nazı unsurlarından cezrî olarak temizlemek. Hukumet şimdiye kadar bu sahada çok iş gormuş tu Tuttuğu yolda da durmıyacaktır Avusturyada muhım mevkilerde bu tek nazı kalamz Ancak bu iş pek zordur Zira Avusturyada nazızım en <^zla, rru nevver sınıflar arasında yayılmıştır Şu rasmı da soylıyeyım ta. başındanben nazizmi temsil eden bu munevvrler aşikâr bir azınlık teşkil etmişlerdir Bu memleket halkının bu nevi akideleri hiç benimsemediğim tahmin etmek daha akla yakınken Avusturya münevverleri arasında neden dolayı bu kadar çok nazı bulunduğunu belki bana soracaksınız. Sebeb nı sovlıyerrem. A rusturya beş yuz sene müddetle, AJm y ş y devletinin bir ileri karakolu ve bir idarecisi olmuştur Almanyaya, imparatorlarını v eren Avustury adir Aira m ada, Alman dili okunulan yukek mektebi erle Avusturyida Alman Isv «ınde ve Çe toslovakyadakı mekttbler aracında otedenberı çok sıkı bağlar vardı Alman dili konuşan münevver muhit iç n butun bu topraklar bir tek buyuk hareket saha'i ıdı Avusturya halkmın, meselâ işçiler ve kojluler gibi dıger sınıfları, otedenbTi tamamıle Prusva aleyhtarı idiler Avusturya halk kutleıerının bu inançları nazılerın iktidar mevkune gelmeleri ve Iı ler in Avu^turyayı, Almanv^dan gelen gerç°l ten bir çekirge surusu »stı âsma maruz bıraonaga başlaması ürerine hen en, açıkça belli oldu Bu Alman ırgelerı kendilerine mükemmel bir faaliyet sahası buldular Hakikaten, Avustuıyaiakı butun Yahuaı servetleri «ârî» leştırıldı Yanı bu tufeylilerin eline verı'dı Nazı aleyhtarı damgacını vurmak imkanı bulunanların hepsine aıd mallar da aynı akıbete uğradı Cumhurıy etimizin ikinci önemli hed°fı, Avusturyada hayatın tamamen dekt etmektir notratlastırılmasına Ev\el"e bizde mevcud bulunin bazı faşizm lehdarı temayüller nazılerın Mussolınıje mutemajıl Avusturyalı bir çok faşizm dostlarının nazıler tarafından toülama kamplarına atılması üzerine gerçi ortadan kalkrrşıtır Bunlar, ssıl faşizmin ne olduğunu, ancak o kamplarda öğrendiler Memleketimin demokratlaştırmak için, ilk cumhuriyet anayasasına tamamen dönmek kafidir Uçuncu hedefimiz, Cumhuriyeti devlet sosyalizmi zihni} eti tipinde iktisadı bakımdan imar etmektir Ikı buyuk cihan harbi sebeb ile husu>ı sermav elerin muhım bir kısmı tamamen mahvolmu., mem eketm sınai ve t.carı servetlerinin d "er mulıım kısmı da nazıler tsrafmdan, Alman sanavııne devreaıln s ı r Şu anda, bu malları çskı sahıblerme iade etmek imkanı yoktur Zira bu adımların bir kısmı mese â Yahudiler gibi yok olmuşlar, bir kısmı nazilesmısler bir kısmı da ıcabeden s=>rmaveyı tedarik edemıvecek kadar fakır düşmüşlerdir Onun ıçm bu servetleri millete male meK ve devletin kapitalizmi s ^temimizin içme almak ıcab ediyor Sanayi Birliği umumi heyeti Dün yapılan toplantı çok gürültülü oldu istanbul Bölge Sanayi Bırhgı umumî heyeti dun çok hararetli ve tartışmalı bir şekilde yapılmıştır Birlik Balkanı doktor Halil Sezer tarafından açılan toplantıya başkan olarak Fuad Fazlı seçildikten sonra Bölge Ekonomi Muduru soz alarak sanayicileri sevgi ile selamlamış ve sulh devresinde Bölge Sanayi Birliğine düşen ödevlen belirterek bu vazifeyi yüklenecek idare kurulu jyelerının dikkatle seçilmelerini tavsiye etmiş ve seçimin tamamen serbeat olduguna işaret etmiştir Bundan sonra idare kurulunun 94o yılı raporu okunmuştur Raporda C7el sanayım harb sonu kalkınması hakkındaki mutaleadan sonra, geçen yıl içinde bölge sanavıının dovız ihtiyacı hakkınaakı etud yapıluıgı kadın çorabları ılıracı hakkındaki tetkikin in neticesi ve kumaşları tıpleştıme, çorab standaıdizasyonu etucüerı neticelen uze inde izahat venlmekte suni ıpek tevziatı VG dıger müteferrik sanayi işlen uzerırde durularak şehir planı ve sanavı bol™e^ı tetkikleri hakkmaa birliğin te^euousl n ahsab fabrikalar durumunun ıslaru ıçtn yapılan teşebbusıer hakkında izahat venlerek Sanayi Bankasuıın yakınca kurulmuş olacağı haberi bildııilmekte ıdı Raporun kabulünden sonra butç» ve bı anço üzerinde bazı mutalealar ıleıı sürülmüş, bu arada toplantının bir hafta gen oıraiilması teklifi kabul edilmemiştir. idare heyeü seçimine geçilmiş ve yeni idare heyetine namzedler gos enluxen gene bazı tartışmalar oanuştur Yapı an teklif üzerine celse 20 dakika tatil «<L1mıştır. ikinci celsede seçim başlamış ve uzun tartışmalardan sonra bir istisna ile ÜOKtor Halil S°zer Hilmi Naili Barlar Murad Hun, Hikmet Yenen, Azmi Şatır, Enver Anafırat, Saba Inankur ve Sadık idare kuruluna seçilmişlerdir Bu seçimi muteakıb Ce\ad Düzenli itirazla bu seçimi husumetin ve efkarı umumıyenın isteklerine ujmuş telaksı etmediğini sojlemış v« bunun zapta geçmesini istemiştir KoiHfre başkanı da Cevad Düzenlinin mutaleasının indi olduğunu sovhyerek hukumet mümessili onunde bunun da zapta geçmesini istemiştir Toplantıdan sonra iki taraf yekdıgerıle goruşup anıaşmış ve bu suretle bir gurultulu toplantı tatlıya bağlanmıştır Seli =haberleri ( Düşünceler Tahassüsler J Yaşamaya dair Son Geçen yılın bırjıcı ayı ortalarında, yedi sekiz srun kalmak nıyetile Ankara Numu ı ne hastanesine giderken «Isevm va»' diyenlere «Hastaıgı on emek ıçm hastaneje gıdıjorum> demiştim Bunu EOJ ercen galıoa oPJan on yıl orce Avrupa =eyaha* n layken =ıttıg m t ı r soz aklıma gelmiş ola ak. Orada doktorlar kendilerine ge^en hastaların şarklı olduklarını şundan anlar1 rmış Çunku bizle doktora anepk her şım z A laha Jca diktan sonra gidermişiz Halbuki doktor demek basta ıyı edenden zıvade Haydi canım, Çinliler bu işi garblıkrdan dal a ustun b r ince ıkle anlamışlar Orada aile dok*or ar nın maaşları efradı • uatte oldukça verilir aı eae ; hernangı bîri hasta olunca maaş derha ie'Lirm ş Çinliler bu suretle doktorlar ını Jîi taraflı bağlamış olj>orlar Heı nasta etnes"n dı>e hem hasta etmişse o'r an e«rvel iyi edip maaşına tekra a\u sun dıve Yanı 'şın kısası doktor iar or da geçır^leı nı hastalıktan deg cağV tan beklemek zorundadırlar Çınh bu r e ol=a ruh â emmin en derin köşe ler ne inen eski bir medeniyetin sahıbr dr Bugünkü telmık medeniyetin baş şam p vonj ohn Amerikalılara gel nce Bir frenk dercimde okumuştum Orada bi suru «haj at uzrtma en<=t tulerı» kurul mu; B ınlar hırıl harıl b nlerle gen sporcu uzerm^e incelemeler vapıyoı'ar kend nı en guçlu kuvvetli sanan it et'erın bile ilende patlak verecek çe î!ı hastalıklarm tohumlarını taşıdıklar meydanı çıkmaktaymış Kimisinin o: b<?s sene sonra bilmem reresınde ne ola cık k mı=ınm jırmi sene sonra bı me neresinde Bu sistem hoşuma gitmedi yirmi yıl sonra gelecek hasta^ğı bilmek o hastalığa jırmı yıl önceden tutulmak cleeıl de nedir? hastalığım vesilesile yârenlik ^^•••••^^»»•w«w kıvmeti cundan gelir Her ıhbjar genclıgı tattı bakalım her gene ihtiyarlığı tadacak mı* Dit yar ık bir sona «nş oraya varamayış ise bir yarım kalıştır Yarımın tama yalnız sajgı göstermesi degıl imrenmesi gerek Hem genelim başka dırcl 1 başka Birinci C han Harbi sonrasıruanoerı ı aleminin halâ on safta bir şöhreti olmak şerefini muhafaza eden Ayn=tayn «Yas vok, ourve \ar> demişti Bunon doğrulumunu bınbır m salle gorup durmujor mujnız' Genci k ki ruhun yajlı bir dinamizmle ger" nl smesıdır, bu gerginlik joksulunan yaşı körpe de olsa ge"c savılmaz Ata arımız bunun farkına vardıkları ıcın olsa gereıt ki dilimizde ayrıca «de! kanlı» tabın var Hiç bir d Icıe esi olmn acagını sand gun bu güzel tabir cnclıg n d namklık demek oldjğunu Türk dılm n ezelındenberı haykırıp auımasıd r Yazan: İsmail Habih Sevük Allahtan yQş degıl vaşavış istemeli > v a ş ömrümüzün bir «kem >et> 1 líe jaşaj s «kevfıvet» id r ikisi arasında d g = bir ayrılık daha var Yadımızı ka<r dt' çizer, yn a>ı mız ise biraz da jcendı elunızde OİST gerek Tan elim 7de diyemiyorum tesadüf ve talih demlen sonsuz cilveli kudıetm onunde hangi ş^y tum b zım o abılır Peki yaşa>ış nedir 0 Gerçek şair "i ah} a Kemal «Du?u isimli manzumesinin bir beytinde şojle dıvor «\ncak duyan yaşir» sozu derler kr doğrudur, Ancak dujan çeker, derim, en dogjıı s»z budur Beytin iki kefekinden birinde «yaşamak» otek nde «çekmek» terazıvı ibre ey en de «dujmak», hangi kefe daha agir' Melal ezeldenberı şiirin en oZıu gıdası olJugu çın şaınn ıkmci kefeyi agır bastırna"=ma hak vermek ya asır Fakat haki catte ıkı kefe de b rbirme renk olsa gerek Evet derdi duyanlar çeker ama yaşamanın tadına da gen» dnyanlar erer Duygusuzun derdi yoksa j adaması da vok Yaşla yaşavı=m acılıklarına kargılık aralarında bir ahf>nk oMuğunu da «Ibnl Sına Folkloru» na aıd bir fıkra en iyi anlatmaktadır O bu\uk kafanın defası o kadir erken fi kırmış ki çocuk denecek bir vaştavken «açlı sakallı adamlara ders verırmı* Onu bir gun dersten sonra sokakta akranlarıle çelik çomak oyrarken gorduk eri zamm «Sana bu yakı;ır mı'> derler Ibm Sıra hemen şu oe abı vermiş «Karsude ders vermek ba,ımın, sokakta oyun oynamak yaşımın hakkı > Evet her yaşın bir hakkı olduğu İçin ht yarların gençlik taslaması nasıl gulunc bir zuppelıkse gençlerin ihtiyarlara hor bakması da, İşın terbiye tarafını bırak, aptallığın en koyusu olsa gerek Bir gence sormuşlar «Iht > arWa neye sav gı gosten^sın?^ diye «Ihtıvarlayınca saygı görmek içın> dem « Bunda sırıtkan bir ben ıkçılık var Hayu ihtiyar ıgın Yetmşını aştığı halde okyanusları bizim ıkı ayaklı Marmara gjlune ve dun>a ki alarını komşu mar aile" e ç°vıren =u di lere deltan Çorçıl e delikanlı denek ne kadar yakışıyor Eskiden bizde de seksenlik sadrıazamların Kubbealtı toplantılarında kendi rakibine şöyle aykırdıgı go ulurdu «Bire vezir Kardeş bizim çın şeynuh"t getirdi d^rmlş=ın baka şura kalk gureşelım'> At ustunde outun Anadolu stenlerını «Ce al ler> den temizlemek iç n yıllarca c°nk eden Kuyucu Murad Paşa da doksaılık bı' pırdı Ga b1 1ar mı uzun v asıv or bizler mı° Galiba omrun boyu bakımından saikla garb aıasında pek fark yok Yalnız onlarda omrun yaylası daha uzun. Omur > av lası \anı çıkış a iniş arasındaki mesafe j an a^ıl omur . Takvime bağlı, şu bildiğimiz ömürden başka bir omrumuz daha var Bu hayat ıçmde hav at gibi bir sev Şark ve garbın, asırla boyunca yetişen buyuk f kır ve sanat dehalarıle meydana ge "îış manevî duuya şu çatlak kürede gezinip barındığımız ıçm değil asıl o manevî dunvanın havasında nefes aldığımız içm varız Bu dunvanın tadı kaçtıkça tadı bıtmıyen o dunvada avunalım Amerikalıların «Hayatı uzatma enstı talerı> sahiden hayatı uzatacak mı bilrrem ama tekniğin uzun1 amasına değilse de enlılemesıne haj atı artırdığı g°roja gerek Bunu dokur yıl on e Pr bzordan Erzuruma otomobille bir günde gıdı\ erince «Yurddan yazılar> da e anlatmıştım «Bir yum günleri kadcr k ometrelerl atın tırısı b r haftada olırdı otomooıl hıftavı gun yaptt, Ka7an lan yalnız hafta deeil haftanm cefalarıdır Lâstik tekerlek takvimin yaprağında ömrümüzü aıtırmıjor fakat ömür ıcırde zamanı uztıp zaman içinde cefayı kısamıyor > Koca Okyanusu şimdiden on dört saatte aşaak ileride hızları kimbılır daha nekfcdar artacak olan uçaklar yanınJa otomobil bl e daha bugünden kaplunYhagnya döndü Evet tekÜniversitede derslere başlanıyor nik omıumuzü boy brkımmdan artırSömestr tatili münas+betlle yirmi gün. raa«a da dolgunluk yönünden artırmakdenberı kapalı bulunan İstanbul ÜnUfrsl tadır teslnde bu sabah an İtibaren normal ögro Uzun, fakat boş ömür yerine daha kıtun* bajlanacaktır sa f^kat dolu omu , ba«ka bir verds de Güzel bir karikatür sergisi En geno karikatürcülerimizden Selms E so\lemistim yaşarrak takvimden >apmlrotlu tarafından Beyoğlu Tünelbaşında rak koparmak degıl duz haj atın takvim Ing Uz kütübhaneel karşısında bir sergi uzun da olsa kendin kısadır Uzun ohazır anmıştır 2 mart 1943 cumartesi gü murlu er ıçm Amerıkada bile b r sembol nü saat 16 da açılacak olan bu sergide, gibi anılan bizim rahmetli Zaro Ağanın henüz 16 yaşında bulunan sanatkarın ço b r buçuk asırlık yaşma imrenmekten ouklugundanberl çizdiği çizgiler ve nlHayet tamamen yeril bir karakterle sanat alemine 2 j ade hamallık ve kalıcılıkla geçen doğan son karikatür kompozisyonları bir j aşa, in=an acmp'c h asi duyar E\"v elkı j il res=am Şevket Dag n yeni oldu u sıaraya toplanmıştır 6ergl rrartın l o İnde kapanacak Ye her ralarda ibrahim Çallı jle bir davet ma;ün saat 10 dan 19 a kadar gealleb lecek sa'inda buluştuğumuz zaman tÇâlh ;lr d kkat, Azrail ressamların dağını da deGüzel San'atlar Akademisinin vırdij dıy« takılmak istemiştim. Sevgili Çallı o kendine maVus edasıle «Bire 64 uncu yıldönümü Her sene Güzel Sanatlar Akademisinin arkadaş Allah Zaro Ağaya verdiği yüz .uruluşunun yıldanUmLnde yapılması mu elli yıllık omru Çallısından mı esirgıjead olan yüiEek mimarlar aile top antısı bu cek'> diyince «Affedersin Çallı, dedim, ıene de 3 martta Tokatlıyanda yapılacak. Allah Zaro Ağaya <5mur değil yaş ver;ır 3 mart 194t> Güzel Sanatlar Akademi, di > Çallının zekâsı belki fırçasından da etoln kuruluşunun 64 üncü yıldönümüdür Dördüncü hedef demokrat Avustur Bu toplantının her senekl gibi güzel olması ovn^ktır Söylenen fikre iştirak etmiş \arın korkunç va ala mı tedavi etmek İçin şimdiden faaliyete geçi mlştlr Toplan değil de sojliyeceğl fikre kendi damgamı vurarak dedi ki «Evet arkadaşlar Tuna bölgesindeki butun memlekerler^e tının davetiyeleri \Uk£ek Mimarlar birli nde damıtılmaktadır iyi konşjljk münasebetlerini yo'una kovmak için özlediğimiz barıştır Avus Münir Ertegunun cenazesi 48 harb gemisinin refakat il e getiriliyor urya San Francisco da vucude genriAnkaradan bildirildiğine göre vefat eden [en cihan sulh teşekkülüne bağlılığını etmektedir B lesmış Milletler te ^kl Washington büyük elçimiz Mua •ti nün cenazesinin memlekettmle şekku une kaoul edilmeği istiyoruz Bu çln B rleşlk Amerika devletleri eşe'ckule dahil gerek şarklı , gerek İr program hazırlamıştır Bu programa jarblı butun devletlerle ancak o zaman ;ore decazeyi getiren gemiye Oebillta ¡£ en mükemmel dostça münasebetler te 3o=a7ina krdar 43 harb gemisi retakat e ıs edeoıleceğız. Avusturya gerçek is de çektir Cenaze Akdenlzden bir kruvazör üç torpido ile geçirilerek Istanbu a ge tiklalim kor lyabılmek için, Birleşmiş t\rl ecekt r Gelen gemiler Dolmabahçe 0 Milletler teşekkuhınde temsil edilen bu ünde demlrllyecek ve cenaze bir moto e vuk devlet erin hepsinin hımaj esine karaya çıkarılacak büyük merasimle del neal ecektlr muhtaçtır İsmail Habfb Sevuk T İ Y A T R O ((Otelci Kadm», «Yanlışlıklar Kdisi)) ve ((Bizim Şehir» I surken çok hareket etm jen bir millet | olduğumuz içm yabancı b r piyes oynanırken dahi, sahnede seyrettiğimiz şahısların el ve ayaklarını fazla oynatmalarını yadırg^voruz Ha^ukı bu hareket bolluğu meselâ «Otelci Kadım a, gayet ıyı gidiyordu Işın aksak tarafı talebeleri yetiştiren profesor Ebert m turkçe bilmemelidir Bu yüzden turkçede bazı muayyen jestlerle söylenilen cümle er başka jestlerle sovlenıyor ve pek tabiî olarak yadırganıyor Bu hal konulmalarına da sunî bir eda veriyor Gene sanatkârların iyi bir kültür aldıkları, iç'n« gırdıkleu hüviyeti anlıyarak canlandırmalarından anladı ordu Bu şüphe yok ki büyük bir meziyet ve artistlerin istikbali bakımından buyuk bir umlddır Tatbikat Sahnesi artistleri arasında cidden kıymetli ve iyi yetişmiş olanlar vardır Uç temsilde de buyuk rollerde ç 1 ugumuz Muazzez Ilgın bunlardan D r p Muazzez Ilgının eksik tarafa morot luktan kurtulamaması ve değişik i UM etlede bazı mjayven hısl°rı hep 'ynı =ekılde canlandırmalıdır Bu yuzd"n nesela Emi ıa yi ov narken, zarran zarı n bize Mırandolma vı hatır ttı âr «Bizim Şehir» in son perdesind hakiki kabılıv^am g 0 termek fırsatını Duldu e*°rın bu en mu 1 m kısmında muharririn güzel fikrini melodrama kaçmaksızm ifade edebilmek muhakkak ki elde edilmesi guç bir başarıdır Ertuğrul Ilg'n ve Salih Canar da miîkemmel birer kompozisyon artı=*tır er Bu ıkı sanatkar, b Ihassa «YanlışlıklaKomedisi» nde bu meziyetlerini he ietasdık ettirdiler Ertuğrul Ilgın biraz monotom konuşmakla beraber, diğer pıyerlerde de zararsızdı Buna mukabil Salih Canar «Otelci Kadın» daki uşak rolunu de aynı muvaffakiyetle oynadı Trupun jonpromiyesi Cuneyd Gokçer Nermın GuneK Refika Gökmen, Ulvi V. raz, Refıa Şenbay umumiyetle bizi tatmm ettiler Melih Canova «B zım Şehir» de aktör olarak da rej sor olarak da ıvı di Lâkın «Biz m Şehir» de arkadaşlarının bilhassa ilk ıkı perdevı daha surat 1 oynamalarını, «YanİJ^hklar Komedinde de zaman zaman trajiğe düşmemelerini temin etmelry di Shakespeare n pje=ınde yaptığı de a s k ıgı güzel bulmadık Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahneci sanatkarları istikbalde Devlet Tıyatrot sunu kurabilecek kabiliyette gençlerdir Jzun suren tahs 1 d°vnelerı esnasında pek çok sey otrrend klerını go dugumuz bu gençler bol bol sahneye çıkıp pişmek imkanına ma ık olunca hakiki 1 uıyet erini bu1ccan.Urdır Şimalden teşUl e'tıklerı trup her elemanı aşağı yu karı tabu bazı f^rklaıla aynı ayarda dugu iç n mütecanis bir manzara go*ermeıttecur Hep« ne önlerindeki çetn sanat haya inda layık oldukları başarıyı emernı ederiz Yazan: Metin Toker Şeh mızde misafir bulunan Ankara D vlet Konservatuarı Tiyatro Tatbikat Sahnesi sanatkârları Beyoglundakı tem sıllerinin sonuncusunu dun gece Şehir Dram tiyatrosunda vermişlerdir Sarat' karlar uç defa «Otelci Kadın», iki defa «Yanlışlıklar Komedisi», iki defa da «Biz m Şehir» pıj eslerini oynamışlardır . eserleri Kadıköy ve istanbul senlerinde de tekrarladıktan sonra trut> şehrimiz hasmın ıstegı uzerme ayrıca «Anasının Kuzusu» piyesim muhtelı erlerde temsil ed°ceklerduf Tatbıka* Sahnesi sanatkârları verdık•eri tems İlerle bize yepjenı ve alışık ol•nadıgımız bir «oynayış tarzı» gösterailer Bu yüzden hak armda îsfanbul halkının düşünceli çeşıdh oldu bazı kimseler bu tarzı beğendikleri için temsilleri muvaffak olmuş saydılar dıger'eri yadırgadık arından beğenmediklerini açı<ça so\ledler Lâkın istisnasız herkes n fikri trupu teşkil eden gençlerin hemen hepsinin kabiliyetli sanatkârlar olduğu ve şimdiye kadar kendılerire ver en emeklerin boşa gitmediğidir De\let Könser\ atuarı tem>=!l erinde oze çarpan baçl ca hususiyet sahneye îonan her pnes n mizanseni üzerinde nceden inceye durulmu? olmasıdır sanatkârlar piyesin her hangi bir perdelinin, her hangi bir sahnesinde her angı bir sozu soyarken nerede bulunıaları ve ne japmaîarı lâzım geldî^ nı :ayet iyi b livor, bunu buyuk bir sada:atle tatbik ediyorlar «Comedie Franaise» d« bir al torun meselâ filân sahıeae kılıcını her gece elli altı Eantlm ana uzattığı bu haddi bir santim daha îşmadıgı so^l^nır Devlet Konservatuarı ianatkârlan da bu bakımdan aynı •nezi,ete sahıbdirler Lâkin onlara bu'unan abahat temsilleri fazla mihanî hale geırmeler', seyirciler razarnda iplen bai:asının elinde birer kukla halinde kallalarıdır ŞEHIR TIYATROSU ™ KOMEDİ Kısmında EHIR 3 Sâ3f Kahkahalarla güldüren senenin bu en güzel komedisi S haftadanberi buvıık muvaffakıvetle devam ediyor Meşhur Türk Kahramanı O a r o r m bastan «sonuna kadar tatlı bir heyecanla sjrukl v=cek cok meraklı bir eserdir Birinci forma bugün çıktı BaviWden arajınız. Her forması 10 kjruştur Umum t^vzı ve ı Esad E* c "il I=tanb il Dğerll 7e güzide erkânı askeriyemizden 9 Istanbulun eski Polis müdürlerinden emesll kurmay yarbay Şerif Akalın bir mtddettenbeı tedavide bultmduğu Ka "ipaşa Deniz 1astaneslnde dün Tefat *t¡5 tir Gerek ordudaki hizmetleri sırasında e gerekse istanbul Polis müdür Uğünü raptığı zamanlarda kendisini bütün tanıaı lara sevdirmiş \e say a ı telkin etm'ş bu unan merhumun zlyaı acı bir kayıbdır Kede 1 alicine »attırlar kendi n J Allahtan ralımetler dileriz Cenazesi bugün meraüııle Deniz hastanelinden kald rı arak E ki ebedi lstlrahatg&hma tevdi oluna aktır Eski Polis Müdürümüz Şerif Akalın vefat etti Yarınki Saj ısında İKİ KARŞI Y ATLI PARTİ KARŞIYA R A N O Şukıu Kaja Harb ye mektebinden 1314 yılında me zun oian subaylarımız 14 mart Q16 Per şen be günü mezuniyetlerinin ellinci yı'ını su lamak üaere istanbul Orduıe\lnde çay toplantısı yapacaklardır Ayni sene me zun arının bu toplantıya gelmeleri rica t di inektedir Harbiyeden 50 yıl evvel mezun olanların toplantısı ^D AM (sür) Resıd Saffet Atabınen H A T I R A # Orhan Se\fi Orhon ANKARA Devlet Konservatuarı TATBIKAT SAHHESI TEMSILLERI Kadıköy S Ü R E Y Y A Saat 21 Saat 21 Saat 21 Saat 21 G i "•lede de de de rde Galatasaray kulübü tarafından ter'lb e 1 en kultıblerarası boks maç arı currar si al» amı saat 21 de kulüb salonunda japı acaktır Yev. maç olarak hız rlpr n n ç ar üç dört altı ve sekiz ravund olarak • pılacakt r \ Galatasaray kulübünün tertib ettiği boks maçları DÜNYAYı BAKIŞ A. Şukru Esmer Prof. N'ukr mm Halille BİR KONUŞMA Kâmran Evi anos Devlet Konservatuarı temsillerinde fazla dikkatin zaman zaman hisleri ezdiği, yok ettıgı dogruJur Bu yüzden temsillerde bir «tıvatro» kokusu sezılmivor değil Lâkın bu nokta üzerinde urulurken bazı da gozonande utmak gerektir Ta+bıkat Sahnesi santkârları her sene pek az t°msıl veım°k. seyirci onune çıkmak fırsatını ender ulmaktadırlar D ger taraftan Istanulda, kendilerine yabancı bir sahnede alışık olmadıkları bir Valabal 1 knr=i"=ın da oynamaktadırlar Halbuki böyle lnc° tefer uatla hazır1anan mızansenlen hislen de ihmal etmeksizin tatbik edebilmek değme pişkin sanatkâr'arın kolaylıkla başaracağı bir iş deg ldır Bı^ırn gene artistlerimiz hemen her pıvesın oonunda açılmakta ve temsili mihanki olmak^n ku'tarmaktTdirlar. Tatbikat Sahnesi sanatkar'arınm göze varpan başka bir hususiyeti rollerini bol hareketle oj namalarıdır Ba «je ti culatıon» mubahgası bazan pıye^m ruhuna uv uyor fakat zaman zaman da göze batmaktan geri kalmıjor B T koı u Sireırasmda OTELCİ KADPÍ 1 ANLISI IKLAR KOMFDISI YANLIŞLIKLAR KOMEDİSİ BIZIM ŞEHIR Satılmakladır nMH^^M 2 Mart 946 Cumartesi 3 Mart 946 Pazar 4 Mart 946 Pazartesi T Mart 946 Sab LLUMm «fli1 Bfetlı Sın *ma Avdın (Hususi) Yirmi beş yıl önce Í ki Ik yı^ünden yüz bir i 11 hap s n UmC ¡jlven eonra cezası "on yıla lndılen îentce t.oyden Süıeyman Kanbaş naramda bir c his üç yıl Aydın cezaevlnce yattıktan =01 '• kHimış kendls nl şaki Koza.aj.li Mel medln oldürdufünü lçaa eder k Mani sanın Ifedeclk köyüne sıvınarak banrm ş orada ev bark edlnmlşt r Cezasın n aifa uğrıyaca^ını öğrenen 8U leyman dün Ayd na dönerek savcılığa baş vırmuş ve tesl m olmuştur Şimdi ölü ki> dm düll meğe çalışıyor 101 yıla mahkum bir firarinin başına gel^n'cr BEZGi NLİK Edıb ŞARK'ta Bu Pazaıtesı 11002 inci ÜECE 1 rk"e Sjzlü Tuık musıMlı n Muzık Sıılcdtlm Kavnak s ı FOTOĞRAFLA TÜRKİYE ALBÜMÜ ÇIKTI Her sahıfesı birer harıl a olan bu embaís z a bume saıtlerce bakmığa dojamıyjcal s rı^ Fıatı C^dlı 2 bradır Çıkaran Rafet Zaımler Satış veri AHMED HALID KİTAPEVİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: