13 Mayıs 1947 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

13 Mayıs 1947 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sehir Hasan Ali Kenan Öner Yeni sanayî plânmda kâğıd davasına dün de haberleri ve kimya endüstrileri GUNUN MEVZULARI Yczan: Abidin Dav'er kavva ihtiyacnua yüzie 90 ı temin edilI miş olacaktır. Bundan evvelki yazılanmızda beş yulık müstaoel sanayi plânının, dokuma sanayiinden, pamuklu, yünlü, kendir ve sun'î elyaf şubelerinde ve ağır endüstri ile makine sanayiinde yap.lması düçünülen hamlelerinden bahsetmiştik'. Bu yazıraızda da plâmn seluloz ve kâ^ıd sanayii ile kimya sanayiini ihtiva eden kısmmı tetkik eöeceğiz. SelUloz ve kâğıd sanajii OsmarJı İrnparatorluğtınun safrat devirlerinde mernleketimizde kiğıd da yapüırdı. İstanbulda, isminden de arJaşılacağı üzere. Kâğıdhanode bir kâğıd fabrikası vardı. Bj fabrikadan başka Bur sa Eilimbuz deresi vadisinde de bir kâğıd fabrikası çalışıyordu. Bunlar Bdncd Beyazıd devrine kadar islemişîerdir. Ayrıca Yalovada da İbrahim Müteferrika»m bir kâğıd fabrikası vardı. Sonralan Türkiye, kâğıdıru da dışarıdan getirtmek zorunda kalmışü. I.lodern blr kâğıd fabrikası kurmak şerefi oe Cumh'jriyet devrine nasıb olmuştur. Bu satırların muharriri, İzmitteki ilk fabrikamızm. yerinin tayini, temelafcna ve açılma törenlerinde bulunnnıs olmakla bahtiyardır. 6/10/1936 taröıinde işletmeye açılan bırinci kâğıd fabrikasını başka müesseler de takib etmiştir. Izmit şimdi, bir selüloz sanayii bölgesi olmuştur. Orada ikinci kâğıd fabrikası, odun, sanan ve paçavra selülozu ve kloralkali febrikaları açılmış; ayrıca bu kâğıd sanayii için talî i$letme maddeleri için fabrikalar ve tesisler kurulmuştur. Bunlar arasında kaolin fabrikası, kavak ağacı ormanlığı, Sapanca İzmit su şebekesi ve iki büyük betonarme iskele de vardır. Umumî istihsal kıymetleri 1945 te 17 miryon lirayı gçen bütün bu fabrika v« tesisler memleketin çeşioli kâğıd ve karton ihtiyacını karşılayamadığı için setiiloz sanayii müessesesini genişîetmek aarureti hasıl olmuştur. 1 Sargıhk kâğıd fabrikası: İzmitte, yılda 3000 ton muhtelif cins in:e ambalaj ve sargılık kâğıd imal edebilecek kudrette bir fabrika kurulacaktır. bu cins kâğıdlar, bilhassa portakal, limon ve elma gi'ci toprak mansullerile diğer bazı memleket mamullorirün, ihraca elveriçli bir şkilde ambalâj e&lnıesi için lüzumludur. Bu fabrikanın makin« ve tesislerini tetkik ve icabında gipariş vermek üzere bir heyet Avrupa ve Amerikaya gönderilmiştir. 2 Üçüncü kâğıd fabrikası: İzmitte üçüncü bir kâğıd fabrikası daha kurulacaktır ve bu fabrika sarı saman kâğıdı, oluklu mukau'a ambalaj kutulara Ve diğer karton ve mukavva çeşidderi imal edecektir. M I Bn fabrikanın çıkaracağı şeyler sayesinde, memleket naamullerinin daha emniyetli ve daha ucuz olarak nakli nvümkün olacak, ambalaj için bir çoi kereste sarfının önüne geçilecektir. Üçüneü fabrika yılda 16,500 ton çeşidli malzeme imal edeoektir. Bu fabrikanın makinelerini sipariş etmek salâhiyeti de Avrupa ve Amerikaya giden heyete verilmiştir. n.llL'lv! 1BX 13 NAL1NA MİH1NA İstanbulun Asma Bahçeleri merikan füosunun Istanbulda bulunduğu günlerden biıiade idL Leyte'de Amerikan amirallan ve subaylarile görüştükten sonra, Dohnabahce meydanma çıkrnıstım. Otomobil bulamadım. Bir müddettenbcri yapılmakta olduğnnn otobüsle gcçerken gördüğüm GümüssuyaDolmcbahçe yüksek kaUlınmmdan yava? yavaş yukanya çıktun. Bu merdivenli yolun basamaklarmı bir nefcte çıkarak yaşta olmadığnn gibi, acels isim de yoktu. Beş altı ayak çıktıklan sonra yü?ümü Dolmab3hçe meydanına ve denize çeviriyor, Istanbuhın ve Boğazm ba parçasıam harlkalı güzclliğini rcvkle, hayranhkla seyredîyordum. Bu 3^ni merdivenli yol, manzara idbarile meşhur Tüksekkaldınraa hiç mi hiç benzemez. Yer yer büyük küçük balkanlan var ki bir kısmı henüz bitmcmis olmasına rağtnen, kalabalık blr halk kütlesi oturmu;, o eşsiz manzarayı ve Amerikan harb gemilerini seyrediyorlardı. Bu merdivenli yolun iki tarabndaM balkon ve teraslar bittiği nıman, bnrası Babil'in m«şhur Asma Bahçeleıinden elbette çok daha güzel olacaktır. Çünkfi tarih! şöhreti ne kadar büyük ve kcndisi vaktile ne kadar muhteşem ohırsa olsun, Babil fstanbal olmarlığt gibi. iki sp.hilinde knruldngu Fırat da BoTaziçi değildir. Ba merdivenli yol esldden de vardı. Fakat perişan Arnavud kaldırımü dik bir yokn? halinde idi ve yukan kısmı yıkık duvarlar arasından geçerdi. Bir zaman refikam yokuşun baş'ndaki Cerrahî Kliniğinde ameliyat olduğu için, oradan sık sık iner çıkardım. Bazı saygısıılar, hastanenin dış duvarını aptcsane haline gretirmekten utanmazlardı. Şimdi, o pis ve harab yokuş, Güraiişsuyundan Dohnabahçeye inip çıkan yayalan birkaç dakika içinde gideceklerl yere görüren ve manzarasının seyrina doyulmaz bir yol olmuştur. Tnnzim v« imar edilmekte olan Dolmabahçe meydanı bittikten sonra, yabancı raisafirlerl knrşılama törenleri burada yapılacak v» halk da yenî merdivenli yolun ad tarafmdaki balkon ve teraslardan meraslml seyredecektlr. O gön benimle bera'ber merdivenll yoldan yukan çıkan veya asağiya inen Amerikan deniscileri, fetanbulun ba asma babçelerinden durup durup Boğaönlerine serdijp o emsalsiz tabiatl seyrediyorlar, birbirlerine: Ne güzel! O kadar yer gezdik, bn İstanbul kadar güzelini görmedik, diyorlardı. Haklan vardı. İstanbul gibi dik yokuşlan ile meşhur Pasifilî kıyılarındakl Seeartle. Portland ve San Francisco şehirleri dahi, bütün mamurluklanna rağmen« İstanbul gibi ve İstanbul kadar gürel değillerd!. Yeni nrmlivenH yola cilmem ne İsim konuldu? Fakat «Asmabahçeler» arlını veraıek yerinde olur. .r Doktor Lutfi Kırdann inişH yoknşln İstanbulda mecburen yaptırdığı veya mevcudlannı tamir ettirdijp merdivenli yolları mizah vcsilesi yppanlara, açık bir havada bu yeni yoldan Dolmabahçe meydanma inmelerini tavsiye ederim. O ıaman İstanbnlon pck güzel manzarah bir kısmını böyle imar ettiği için jtelediyo Baskanımıza teşekkur edecekîeılne şüphem yoktnr. Muhtarlıga rağbet çok Kimya sanayii 3 Odun hamuru fabrikası: Sümerbank, 1942 43 tenberi selüloz sanayii müesseselerinin odun ihtiyacını Batı ve Orta Anadolu ormanlanndan ziyade, Doğu ve bilhassa Çoruh ormanlarından tetnine çabşmak hedefi üaerinde yürümektedir. Orman Genel Müdürlüğünün de iştirakil yapılan inoele»elerde Çoruh armanlanndan yılda 40 50 bin metre mikâbı selülsz odunu temini mümkün görülmüştör. Ayrıca Çoruh kollarından Aralıkderedn 3500 4000 beygir kuvvetinde bir enerji sağ'anmaEI kabil olacağı anlaşıldığından Borçkaca 12,000 ton mihanikî odun hamuru yapabilecek bir tesis kurulması düsüaülmüştür. Böyleee hem selüloz sanayii Shtiyacımn bir kısrflinj, yarı mamul haloe, bu bölgeden sağlayarak batı ve orta ormanlarmın yükunü hafifletmek hedefi, hem de Çoruh bölgesinin kalkın»asına yardrm etmek gayesi güdülmüştür. Ancak, orman ve enerji etüdleri henüz tam bir şekilde yapılmadığından, Borçka fabrikası da bes yıllık plâna aIınmakla beraber, Avrupa ve Amerikaya giden heyete, yalnız bu gibi tesislerin tetkiki için salâhiyet verilmiştir. soo defa Orman Genel Müdürliığü, bu bölgeden senede 4 0 5 0 bin metre mikâblık selülozluk odun temin eddlebileceğini bildirmiçtir. Bunun üzerine Börçka fabTikası, şimdilık beş yıllık sanayi plânından çıkarılmıştır. Bununla beraber, tetkikler daha ziyade derinleçtirilecek ve «mdan sonra kati bir neticeye varılaSonuncu btr yazıda da toprak ve çlcsktır. mento sanayii ile Beykoz deri ve fcuîıYeni kâğıd fabrikalarımız lşlemeğe dura fabrikasından bahsedeceğiz. îğı zaman memleketin kâğıd, muABÎDİN DAVER Memleketimizde fcurulınaîi kararlaşürümış olan künya sanayiıne aid bazı fabrikalar birinci beş yıllık plâna dahildi. Ikiaci Dunya ILrrbi, b"in!3rın kuruhnajinı ve açümasiai geciktirmiş olmakla beraber, bir kısmı işlemeğe açıîmış tıuunmaktaaır. Bunlar arasında İzmitteki klsr ve sutkostik fabrikaları vardır. İkinci beş yıllık plânda, sanayiimizin bir kül halinde ele ahnması düçünülırüs olduğu için, kimya sanayiine aid baa i:antilar da bu plâna ithal edilmiştir. Fakat kimya sanayii çok sümullü bir çok kolları ihtiva eder. Bunîann her birinin yurdiuııuz için ayrı ayrl bir kıyrneti vardır. Bununla beraber malî ve idarî 2aruretler karîBmda ancak bir kısmı eîe alınmıştır. 1 Azot sanayii: Birinci dsrecede millî n.üdafaa ihtiyaçlarını karşılar.ıak üzere, azot sanayii için, şunlar düsünüîmüştür: a Günde 40 ton kadar kuru amonyak inıal edecek bir fabrika kurulrnası, b Bundan yılda 6 bin ton koyu nitnk asid, e Yılda 2000 ton kristalize amonyom nitrat, d Yılda 28,000 ton azotlu gubre, ve diğer talî kimya maddeleri elde edileeektir. Bir harb halinde vatanın müdafaası için elzem clan barut ve diğer patlayıcı maddeler imalind* kullanılan maddeleri hazırlayacak olan azot sanayii, barıs zamanında da ziraafamzin muhtac olduğu sunî gübreyi yapaoakttr. Fabrikanm Kutahyada Tunçbilekte kunılması münasib görülmektedir. Burada tesis edileoek bölşe elektrik santrahadan da faydalanraak mümkün olacaktır. 2 Soda ve sudkostik sanayii: Iılenüsketimizia halen 10,000 tona varan soda ihtiyacını karşılamak ve ilerideki gelişmeler de gözonünde tutulmak suretik yılda 20,000 ton soda imal edebi2ecek bir fabrikanın kurulması üzerir.de durulmustur. Memleketin artmakta olan sudkostik ihtiyacını, Izsnitteki klor ve sudkostik fabrikasmın karşılayanuyacağı görüldüğür.den bu kimyevî maddenin de aynı fabrikadan sağlanması düsünüîmüştür. Bu fabrika, yurdda oldukça mühim bir nıiktarda kullanılan nişadır ve sodyum bikarbonat gibi tall maddeler de yapacaktır Soda fabrikasının îstanbul, İzmit veya esas maddesi tuz olduğu için Çomaltı tuzlalanna yafcm olmak üzere İzmirde kurulması düşünülmektedir. Fakat malî imkânların müsaadesizliği gözönünâe tutularak bu fabrikanm tssisi şimdilik yeni beş senelık plâna konulmamıştır. 3 Göztaşı fabrikası: Bu fabrikanın makineleri Karabükteki iki kimyevî madde fabrikasını kurmuş olan Alman firmasına siparis edilmişti. Fakat Almanya ile siyasî münasebetlerimizin kesilmesi üzerine bu makinsleri getirtmek mümkün olamamıştır. Bes yıllık yeni plâna konulan bu fabrika, malî imkânlar dolayısile, çimdilik plândan çıkarılmışhr. Kurulması kararlaştınlan kimya sanaj'ü işlsmeğe başladıktan sonra, bunların çıkaracaklan maddeler bakımmdan msmleket ihtiyacı yüzde yüz nisbetinde karîilanmış olacaktır. 4 Sülfür karbon fabrikası: Sümerbsni Gemlikteki Sunğipek febrikası sahaîında bir sülfür karbon fabrikası kurmak fıkrinde idL Yılda 600 tonluk istihsal kudretinde olan bu fabikscniîi kullanacağı ham madde kükürt e kömürden ibarettir. Sülfür karbon maddesi, Sunğipek ve kısmen de Pirine fabrikalarında kullanılacakîa da, bu fabrikanın da müstacel plânian çıkarıUnıs olması muhtemeldir. 5 D. D. T fabrikası: ikinci beş yılkk plâmn ilk hazırîandığı sırada haşerat öldüren D.D.T. maddesi yapmak üzere İzmitteki fabrikada bir tesis kurulması münasib görülmüstür. Bu tesis günde 100 200 gram saf madde istihsal decek ve yüzde 1 mahlulü hazırlamak suretile günde 1 0 2 0 tonluk bir mücadele maddesi sağlanaeakür. Şimdi Tekel İdaersi de Yoket diye bir haşerat öldürücüsü yapmakta olduğu için, bu D.D.T. tesisinin bej yıllık plân (Jışında bırakıhnı? olması muht«meldir. Eğer Tekelin yaptığı madde öıtiyaca kifi gelmiyorsa, bu fabrikanın da hemen kurulması memleketin sağligı ba kımından lüzumludur. Seçime iştirak edeceklerin defterleri hazırlanıyor Muhtar seçİTnine iştirak edfeel:ler« aid defterlerin hazırlanmr.sına başlanmıştır. Aym yirmUirde bu deîterîer tamamlanacaktır. Eu defa muhtar o'mağa talib olanlar çoğalmıştır. Partilüer arasında dahi bu işin tahbi çoktur. Bilhassa Beyoğlu, Karaköy, Eminrir.ü ?«ntlerindekı muhtarlığa e^'velce yüksek hizmetlerde bulunanİ3rdan dahi istekliîer vardır, Emlâk fıatlarmm yüksek oluşu ve sat'.ştan muhtarlara binde bir mühür hakkı venlmesi, ikametgâh tezkerrferinin her sene deği^ıuesi vesaire gibi gelirler, bazı semtlerde mv.htarlara büyük kazançlar temin rttiğinden muhtar seçilmek için uğra|an!arın sayısı oldukça yüksekfir. Kilo başına 2 knruş zam! Beledıye Iktisad Müdurluiü. bin« kiral»rının artraası dUayısiie «t fiatlanna zam yapılması hakkında perakendeci kasabların muracaatlsrinl haklı bularak kilo başına ikişer kuru} zam yapıUn£sını Belediye Daimî Komısyonuna teklıf etmiştir. Güncş ttrtulması raemleketimizden görülmiyecek 27 mayısta gunejın tutulacagı hakkındaki haberler u^erine Ra^adlıaneden malumat V>Tduk. Kasadhar.e Müdürlııgıi, bu Mdısenin memlcketınıizden gorulmı> eceğini bıldirdı. Bir müddettenherl Avrupada bulunan îstanbul Gazeteciler Cemiyeti Bajkanı Bedad Sımavi dun îsveç ta>T»resile lehrimize gelmlştir. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı geldi Hindistaııdan alınan çuval ve kaııaviçe Tlcaret Ofisinin Hindıstandakl heyeü, çuval ve kanavıçe mubayaasına Laşlamıştır. Mubivaanın 56 bin tonu bulacağı tahmin edümektedir. Yün sanayicilcrinin dünkit tolpantısı Yun sanajlclleri dun Bölge Sana\i Birllİlnde toplanarak, yun lpliğinin 15 tondan 20 tona çıkarılan mayıs ayı konten]amnın terzl us'jlıına gorı.şnıuşlerdir. Fındık satıs,lan 35 milyon kıloyu bu'.an geçen senenln fındık mahsulundrn artakalan fion partl fındıgın da satıjı »aâlanraıjrır. 2500 tanluk bu scn pnrti, tngiltere ve Belçikaja gonderllecektir. Bu suretle yeni sene fındık mahsulüne geçon seneden kaltna stok fındık llâve edümyecektlr. Bu yıl mahsulün normal olaüı tahmin ei'lmektedır. Memleketimize tahsîs edilen dokumalar Hlndistan hukuraeti. memleketimize yenldca 30 ton Hind dokuması tahsU et:...ştır. Suriye ile yapılacak ticarete konulan şartlar Surlye hukîımetinin, FransızTurk ödeme anlaşmasının Surıyede uygulanraaması hakkındiki talebi uzeıır'e, Sur.ye İle yapılacak İ1USU3Î takas ve sertc^. dovızh muamelelerde, Turk fimıaîarının kat'i taahhıde girmeden e\\el her defaaında Tıcaret Bakanlıgı İle danifinada bulunarak muvafakat cevabı almaları sart kojulmuştur. İhracma müsaade edilen mallar Lısansları Bakanlıkça verılmek uzere mayi klor ve kireçkaymağının lerbest dö%1zle v« takasla İhracma müsaade edilmijlir. Satişa çıkarılan elblselik kumaşlar Sümerbank Ipltk ve Dokuma Müessesesinir, Defterdar fabrikası, 33.707 Hra tutarında 3562 metre Ince elbisehk kuması satılıga «ıkarmi}tır. Hasta subaylara verilen konser Ses sanatkirlanmızdan Müzej'jen Senar Işıl. Hakkı I>erman, Şerif îjll ve sanat arkadafları, dun Çaırılıcadaki askeri «anatoryoma giderek. tedavi edllrnekte olan lubaylarımıza güıel blr konser vermişlerdir. Gerek »anatoryom ldareai ve gerekse hastalar, bu sanatkârlara teşekkur etmektedirler. Güzcl Sanatlar Akademisi Resim Şubesinin tablolan beğenilmedi Guzel Sanatlar Akademisi Yuksek Reslm Şubeıl raerunlyet bnUhanlan netlcesl dun belll olmuştur. Profesor LeopoM Levi'nin başkanlığındakl Juri heyetl, mezun olaeak 18 talebeye aM taMoların hlçblrlnl begenmemJşür. Bu suretle bu yıl «kademlnln Yukıek Resim Şubeslnden blr tek uler» mezun olmıyacaktır. Jurinln butun tablolan reddettiginl idareden öğrenen talebeler, dün muhtelif muracaatler yapmışlar ve bu arada M11U Eğitim Bakanlığına da btr telgraf çekerek, hazırladıkları tabloların yenl blr juri tara/ından tetkik edilmesinl lstemişlerdlr. Bugi'mku neticeye gore son sınıfta bir yıl daha ckuyacak olan 18 talebeden altısı kızdır, Bastarajı 1 inci sohifed» dlnlerımls. olduğuna dair zabıt okundu. Kocaftli Valisi, Sabahaddin Ali Nlhal Adsız davası sırasınia Samsun Vallsi olduğundan bu lşin mahlyetile davanın açıhş sebebinı ve Hasan Âlmin bunda milesslr olup olmadığını bilmediğinl söylemlştir. Rükneddin Nasıhoglu, Hasan Âlinin bu sırada Samsuna geldiglnden bahsederek halkevinde şerefine verilen blr çayda, ögretmenlerle hasbıhaller yaptığ:nı, memlekette bllginin artruası için daha çolc gayret sarfı gerektiğinl suyiediğinl, bazı ofretmenlerin politlkaya temaslanru doğru bulmadığını an latmış, bu «rada çıkan blr hâdlseyl de kaydederek ezcamle denüşUr ki: Ögretmenler arasında bulunan minln ya Ali veya Mustala Boylu oldugv.nu sandığım fels»fe hocası söz lstedi ve Yozgad Liseslnde Mllli Eğitim Bakanlığınm blr tamiminl okıırken, elindekl kalemle masayı vurarak tanıimin muhteviyatını istihlaf ©den bir reöiaı oğretaeDlnden bahsetti, Di£er blr zat kendisine: «Sus!» dedi. Ben de ayaîu kalktım. Bakamn tedrisatın takviye>i mevzuuuda konuştuğunu, eğer şahsi bir şlkayeci varsa ayrıca bir mülâkat taleb edere> söyleyebllecetinl, bu konuşmayı boamağa hakkı olmadıgını aöyledlm. Bakan: < Karannı versin.> dedi. «Sovkrim!», «soyleyemezsin > diye iki taraı'h nıünakasa oldu. Bunun üzerine Emnıyet Müdürüne söyledim. Kendi*in,o salonu terkettlrdl. Ertesi sabah öjretmenl çagırdım: «Ak?am yaptıgını begendln mi? Her şeyden evvel Vekil bir misafirdU dedim. «Bir şeyler o'ıdu.> dedi. Diger lsünabelrr Bundan sonra Orhan Şaik Grökyayin, Nıhal Adsızin ve dtğer tanıklann Istlnabe yclile alınan lfadeleri okundu. Şimdi<i adresl bilinmiyen Samsun Llseâi eskl ögrrtmenlerlnden Mustafa Soyh: hakkında Milll Eğitim Bakanlı|:ndan gelen cevab olcundu. Kendisinin, ilıV: emrlne alınmış oldugu ve henüz kendisine blr is verltaediği kaydedüen t««kered« adrea olarak Ankarada blr otel gösterllmişse de halen orada bvlunmadıgı anlasüıyordu. Kenan Önerin Uteği Bundan sonra söz alan K«nan Öner dedi ki: « tsnadlanmı isbat yolundaki talebe karçı ittihaz buyurulan kararda, hem Yücelin komünistleri himaye etmesi, hem de ayni maksadla komünistler aleyhinde hareket edenleri işkence ile tftziplsri cihetlerine dair olan lddialanmızm cemi sıygası Utimal edılmek suretile isbatına yol açıbnıştır. Böyle olduğu halde mahkemeden gön detılen istinabe varakasında bu ciheti sarih görmiyen yargıçlarunız, işkenceye dahil olan iddialarımızın isbat yolunu kapatmıjlardır. Ortada yapılmıs bir işkence vardır. Herhangi bir adamın bu babdaki müdahale ve iftiraki bahis mevzuu olmıyacağına göre ne şeki'de ış kence ve nasıl yapıldığını ve Hasan Âlinin bundaki rolünü isbat etmek, karara göre benim igin bir hak teşkil etmektedir. Şu ciheti de kemali hicab, üziilerek ve teessurle arzetraek zaruretiadeyim ki bu isbat hakkında verilmij olan kararın Demokratları himayeye matuf oluuğona dair bazı yerlerde serpmtüer i?itilrr.eğe başlanmıştır. Bu dedikodular, hamdolsun, memleketimizin en salâhiyettar adîiyesince ve adliyecileri tarafmdan en kat'l lisanla tekzib. edilmesine rağmen, burada kat'î bir lisanla tekrar tasrihe mecburum ki bu davanın Demokrat Parti ile alâkası, benim tesadüfen o partide mukayyed bulun rnamdan ibarettir. Hattâ bu meseleler üzerhıde 1944 t« Halk Partisi Genel Sekreterl Memduh Şevket Esendala yazıp gönderdiğhn şikâyet zamanmda, ortada ne Demokrat Parti ne de demokrasi kelimesi işitibnekte idi.t Hüceyin Namık Orhon neler anlatıyor? Bundan sonra Gazi Terbiy« EnstitilBÜ tarih öğretmeni Huseyin Nanuk Orhun çağınldı ve tanık olarak dinlen di. Yargıçın «ualine karjı Hüseyin Namık, ezcümle dedi ki: Salüı Zeki Buluğun cenazesi dün kaldmldı Vefatını teessürle habeı verdlğlmiz Millî Eğitim Bakanlığı basmüfettişlerinden Salıh Zeki Bulugun cenazesi, dun Beyoğlu Belediye Hastanesinden kaldırılarak Beyazıd camiinde bğle osmazı kılındıktan fonıa, Edlrnekapı Şehidllgıne dernedtlmlştlr. Cenaze meraslmlnde Mllli Eğitim Bakanı Rejad Şem•eddln Sirer adına BahanıUc mıutesarı Besim Kadırgan ile Teftij Heyeti Relsl Ekrem Sarac hazır bulunmuslardır. Ecnebl, hususi ve resml mekteblerden kırk kadar çelenk gönderilmiştir. 15 Mayıs Parşemî>e günü matinelerden itibaren ŞARK Mctreslnl öldüren polis neler anlatıj or? Galatada Zurafa lokağıjıda blr genelevde çalışan raetresi Hayguhiyı altı kurjunla öldııren Galata polis merkezi memurlanndan 1820 yaka numaralı İbrahim Erdem, dün Üçüncü Sulh Ceza Mahkemesine getlrllerek sorgu^u yapılmıstır. Katil lorgusunda |unları söylemlstlr: « Hayguhl ile lkl buçuk ıtnedlr tanıSiyorduk. Aramızda bir nlkâh mevcud dcğildl, zlra kendisl genelevde çalıjıyordu. İki gece evrel gene Hayguhlnin bulunduğu eve gittim. O gece evde kalmamı löyledi. Ben, izinler kesüc olduğu için kalamıyacagımı soyleyince bana kızdı ve kufretti. tçki içmiştim, ne yaptığımı bilmlyorum.» Üçüncü Sulh Ceza Yargıcl Tahsin Okur, sanığın sorgusunu yaptıktan sonra hakkında tevkif kararı vermijtir. < Küçük evlenie bir komsum vardır. Savcı yardımcılarından Zihni Betil... Ailec* görüşürüz. Evlni satü; çıktı. Bir müddet sonra kendisin* Taşhanda tesadül ettim: «Haberiniz var mı? Sabahaddin Âli, Nihal Adsızı dava etti> dedi. Haberhn olmadığını söyledim. «Benim bildiğim Sabahaddin Âli, böyle bir davaya girİ5mez> dedim. Şu cevabı aldım: < tstldasmı verirken oradt blr kaç arkadajtık. Bir arkadajımız, kendisine sordu: «Ya komünist olduğunuzu isbat ederse?» O da aynen şunu iöyledi: Ağabeyîm Falih Rıfkı fle vekil Hasan Âli Yücel ısrar «diyorlar. Bu yüzden dava ediyorum, yoksa dava açmak, berim hatınmdan aeçmez> Yargıç: Siz, Babahaddln Âllyi tanır nusıKomünlst midir?» Müseceel kamünistür. Bu sırada dinleyiciler arasında gu lüşmeler oldu. Yargıç Vhtarda bulun du. Hüseyin Namık Orhun, d«vamla dedi ki: 1944 te türkçü diye, Ankara Valisi İS Mayıs Nevzad Tandoğan tarafmdan gönderil olduktan sonra müsabaka üntihanını tcis üç memuru mahiusla tevkif olur. kazanarak Dil ve TarihCoğrafya Fadum. Valinin yanına götürüldüm. O kültesinde felsefe şubesine yazıldığ'.i, rada kendisile konuçtuklarımır, suali. hocalar arasında ikilik gördüğünü, bir nizle ve bu mevzula alâkalı değildir. kısmının milliyetçi gnıpu teşkil ettiğini, Yalnız o sırada telefon çaldı. Bir zatla diğerlerinin solcu olduğunu, milliyetçi görüşüyordu. Tabiatile ben, sadece hacaların so'cular için <Buııl.ir iiim Tandoğanın söylediklerini işitâyordum. adamı değil, idcologlar> dediklerirj, sol«G«l!> dedi. .Enteresan meseleler var. cuların da ötekilerin «façist ve mürteci> Onümde duruyor.» olduklarını iddia ettiklerini söyledi. Valinin önünd« duran da «vimde Başta Muzaffer Şerif olmak üzere Neyapılan araştırmada alınmış bir kaç cati Akder, Muzaffer Eagıb, Behice Bomatbu kitabla bazı evraktı. Vali: ıBekran, Niyazi Berkesin, talcbelerine slocu liyorum» diyerek telefonu kapattıktan fikirler aşıladıklannı anlatb. sonra bana: Yargıç sordu: Şimdi bir zat gelecek; seninle kar Nedir bu solcu fikirler? şılaştırmak istemiyorum. Asağıya, komi Meselâ derslerde demokrasiden baserlerin odasına gireceksin. Orada türkçülük hakkındaki fikirlerinl yaz, hia açddı mı, «Ko!cmuş demokrasi! BurJuva demokrasisi!» deniyor; dayandığı bana ver, dedi. Aşağıya indim. Oda kalabalıktı, Bana esaslar, prensipler adamakıllı baltalanıyer gösterilmesini, pencere önütıde yor, sosyalizm, açıkça bahsedilmemekle bekledim. Bir müddet geçti. Dıçan ba beraber, bir cennet, bir hayal filemi gibi kmca Hasan Alinin otomobilinin dur gosteriliyordu. duğunu gördüm. Hasan Ali, otomobilTanık Osman Yüksel, talebelerin de den indi; Vilâyete doğru geldi. Hasan bu ikilik arasmda kaldıklarmı kaydstti Âlinin vi'âyete geldiğini bu 6uretie ve Hasan Âli Yücelin oğlu Can Yücel pözümle gördüm. Bu sırada bulundu de dahil olduğu halde solcularm Alğum odaya bir sivil geldi. Elind* bir tnanlar Stalin^rad'dan çekilirlerien yasürü evrak vardı; komiser* göstererek: kında ihtilâl kopacağuu ileri sürduklerl«Bunlar, Remd Oğuzun evinden a'ıdık ni anlatü. larımızdn.» dedi. Valiye götürmek IsYargıç sordu: teyince oturanlardan biri: «Hayır, şim Ne ihtilâli kopaca!rmış? di gitme, Valinin yanmda Hasan Âli Kızıl ihtilâl. «Caddekrden kelle var. Çıksın da ondan sonra.> dedL Bu toplıyacağız» diyorlardı. Hattâ daha büsuretle Hasan Âlinin, Valkıin yanmda yüklerimian bile sosyalist olduMarını olduğunu kulsğunla da duydum. söylüyorlardı. Ben, yazımı hazuladıktan sonra TanBu sırada Sabahaddin Âli ile kendl doğanuı odasına çıktım. Okudu. Bana: arasında bir hakaret davasının da açılSen, =iır.di muvakkaten einnde hapis mış olduğundan bahsederken, yargıç sin» dedi. Bir ay kadar evde kaJdım. Saffet Unan, bu davayı daha önce kenBir ay sonra Istanbula «türkçü» diye disi gördüğünden tan:ğa dıkkatlice bagönderdiler. Orada mevkuf olarak 10 karak: ay kaldım. Sabalıaddin Âlinin gözlüğünü kıYargıc sordu: ran sen miydin? dedi. Tanık: Sonra ne oîdu? Evet efcndim, cevabını verdi. Beraet ettim. Mevkuflyetimln 6 Maamafıh tanık, fakültesinin iç vaziayını ts^anbulda Emnijiet birinci şubenin tavanarasrndaki, ancak bir kar yetine dair mecmuasına bir yazı yazdıyola sıjacak kadar münferid, basık ta ğından dolayı bu sefer de mektebden vanh bir hücresinde geçirdim. Bana, kovulduğunu ilâve etti. başka işkence yapılmadı. 3 mayıs nümayişinde Emniyete götuTanık, bu sırada yargıçın bir sualine rüldüğünü, 23 gün Ankara Emnlyetincevaben de: de kaldığını, illt götürülenlerin 60 ka Şikâyet, maatteessuf Imkânsrzdı, dar olduğunu, bunlardan dokuzunun dedi. Halâya gitmek bile polisten izin alıkonduğunu, ayın 9 unda 7 si bırakılalmağa vabeste Idi. dığını, sadece Cemal Oğuzla kendisinin Ankara ValLsi sizi, Zihni Betille kaldıklarmı ve Nc^ad Tandoğanla bir konuşmanızdan ne kadar sonra çağırt muhaveresini ifade etti. miçtı? Yargıç sordu: Katî tarihini bilmiyorum. Nüma Bu tahlükat sırasır.da Hasan Âli yişten bir ay kadar sonra idi. geldi mi? Sabahaddin Âli müseccel Geldi. Falilı Rıfkı ile beraberdiler. komünist midir? İki defa geldığini haürlıyorum. Beni Hasan Âlinin avukata Prof. Bülend sorguya çekmedi. Bazı arkadaşlan çekNuri Esen söz aldı: ml». Sonra İstanbula sevkedildim. 77 gün Tanık, Sabahaddin Âlinin müsec kadar kaldım. cel komünist olduğunu söylüyor. Bunu İ?k«?nce yaptılar mı? nereden biliyor? Bir hücreye kapadılarj 24 saatten Sabahaddin ÂU. daha önce Kon 24 saate 300 gram ekmek verdiler. Işık yada yazmıa olduğu bır çiirle mahkum yüzü görmüyorduk. Bazı günler su dahi ohTius blr adamdu. Markopa^adaki fi bulamazdık. Elbiselerimiz ve gömleklekirleri, tamamile solcu bir insan oldu rimiz, peynir gibi kırılıyordu. ğunu gayet vâzıh sekilde gösteriyor. Tanık, Nevzad Tandoğanla görüşmeBülend Nuri Esen: leri sırasmda: «Şefe ben ihbar etmedim. Bizirn davamız, Hasan Âli Yücelin Bunu ekhndan çıkar. Onu ihbar edenkomünistleri himaye ettiği iddiası üze ler başka> dediğini de ilfive etti. rinedir. Tanık, bu himayeyi, Hasan ÂliBundan sonra yargıç, tanıklardan çonin otomobilinin Vilâvet konağı önün ğuna, Zeki Sofuoğluna tebligat yapılade durmasile ifade etti. madığuıa dair tezkereyi okumağa başlarHüseyin Namık Orkun: ken ve Zeki Sotuoğlu ismini söyler söy Bana böyle bir sual tevcflı edil lemez, dinleyiciler arasında biri: Efendim, deyince, yargıç: seydi, yani Hasan Âli Beyin komünist Senin adresine tebligat yapılamaleri himaye ettiğine dair bir sual irad buyurulsaydı, maalmemnuBİye cevab mı». Tanık olduğuna göre orada niçin bulunuyorsun? dedi. vsrirdim, Dinleyici sıfatile bulunuyorum. Yargıç: Tarık, huzura alındı. Özleyis dergisi Size sormuştum, dedi ve sufilıni nin sahibl olduğunu söyledi. Usulen yetekrar ladı. min etÜrUirken: Tanık, ezcümle sunlan söyledi: Namusum, vicdanım, Allahım ve Ben, Hasan Ali Beyi 1922 denberi tanırım. O zaman kendisi, İstanbul Da Türklüğüm üzerine...> diye yemine başrülfünununda inzibat mejnuru idi. Ga layınca yargıç: Yalnız namus ve ricdanına yemin yet samiml konusurduk. Mebus olduktan sonra bir gün sokakta karşılaştık; et! Allah üzerine yemin hukuk mahkekarşılıkh meselelerd*în bahsettü. Gazi mesinde olur. Kraldan ziyade kral taTerbiye Enstitüsünd* Haydar Gönenç raftan olma! Ve sana bu çahidliğinde adında bir talebem vardı. Komünistli tavsiye ederim, bildiğini ve gördüğünü ğini bilmiyordum, Yalnız tezine «Bed söyle, dedi. Şahid, cevab verirken biraz tafsilâta reddini Simavî> yi mevzu almıştı. Mektebden çıktıktan sonra Ankarada Kurtu giriştiğinden yargıc: Sorduklanma cevab rer. Mazini, lufta ortaokula tayin ettil«r. Halen Dev istikbalinl sormadun. Hikâye de dinlel«t Demiryollan Okulu Müdürü olan tnek istemiyoruz, dedL Feridun, o zaman mektebin müdürü idi. Tanık, Hasan Âli Yücelin himaye etBana dedi Id: «Hoca, bu senin taleben tiği komünistler o'arak bir takım isimmiydi?> «Evet> dedim. «Polisler müteler gıraladı ve gunlan saydı: Yekta madiyen takib ediyorlar. Müthis bir ko. Şevket Aziz Kansu, Pertev Naill Boramünistmiş>. Sonradan kendisinin go^zö tav, Behice Sadık Boran, Niyazi Bernünd« bulunması lâzım gelen bir yere kes, karısı Mediha Berkes, Istanbulda tayini için yazümif. Hasan Ali de, ken Sadreddin Celâl Antel, Erkek lisesindisini Arabkire mudür yaph. Şimdi İne den bir türlü atılnuyan ingilizce hocaboluda müdürdür. Bende uyanan lntıba sı Rasim Gökmen, aynı lisede bizzat şudur ki, Hasan Âli Yücel ramanır.da şikâyet ettiğim musiki hocası Nureddin komünistler daima himaye edilmiftlr. Çelik, Adnan Cemgil, halen Atatürk Bülend Nuri Esen: lisesind* boca Cevdet Kudret Solok, Mahkeme, tanıktan intıbamı değil, DilTarih, GrekoLâtin lisanlan tedris duydugunu, bildiğini, gordüğür.ü cor edilen kısımdan mezun Atatürk lisesind« klasik subeye tayin edilen Nabi mustur. Dlncer, Ankara Kız lisesinde öğretmen Hüseyin Namık Orkun: Blldiğiml söylemege geldim. Bildik L«ylâ özbay, Kız Enstitüsünde ögretlerimi söyledim. Büdülertm bundan iba men Nazife Cemgil... Tanık, bunlarm komünist olduğuna rettir. Kendi k«ndin« mahkeoMyt gelen fabid n«den hükmettiğinl birer birer anlattı. Bu arada, îstanbul Millf Talebe Birli. Bundan sonra Saracoğlu mahallesinğinin iki ay ev\el Ankarayı ziyaretinde de oturan vw «Serdengeçti» mecmuasıŞevket Azizdn, kendilerine accak konın şahibl ve neşriyat müdürü olduğunu münist lugaüne vâkıf olanların anlıyasdyliym Osman Yüksel dinlendl. Bu ta cakları bir dille: «Memleketin dört bunık. 1940 ta Antalya Lteeslnden menın cağına makine lihniyeti götürünüz! Saat 21 de Hayali bırakın! Makine ükırdısına kulak verin!> tarzında öğüdler verdiğini ilâv» etti: Yargıc sordu: Bunlan söylemek komunistlik mldlr? Bu kelimelere vâkıf olanların mahlyetinl Emniyette komünist masasmda çalışanlar da bilir. Siz Emniyette çaliştınız mı? Hayır. Mevkufken öğrendim. Bunlar, komünist temayülâtmın remzi gibidir. Tanık, Sadreddin Celâl için de dedi ki: Daha iki, üç sene önce Maarif Şurası toplantısmda pedagoji komisyonunda aynen şunları sdylemişür: Aile bir zehirdif. Eğer inkılâb fikirlerini genc çocuklarımıza aşılamak istiyorsanız aileyi kaldır^r.ız.» O zaman müşahid olarak bulunan Peyami Safa, bunları Tasvir gszetesinde açıkça yazmıştır.» Tanık, bundan sonra komünistlerin Ölüm Kırklarell Hastanesi operat5rtl Dr. Şevkl lgl ejı vefat etnüştır. Cenazesi 13/5/947 salı günü Heybeüadadan kaldınlıp Eyüb camilr.de eğla namaıı kılındıktan sonra "makbereslne konulacaktır. Allah rahmet eylesin. nasü himaye gördüğüne dair ifadelerd« bulundu. Kendisi, klasiklerden bahsederken yargıc: Okudun mu ki söylüyorsun? Ve tetkik edip anlayacak zihııiyette misin?, • Zannederim. Siyaşal Bılgiler okulu mezunuyum, Mektebden üç sene önce çıktım. Tanık, Mülkiyede talebe iken 1942 senes:nde Hasan Âlinin mektebi ziyareti sırasmda telebeîerin Yücelin etrafını çevirdiklerini, kendisine «Gök Börü» mecmuasını verdiklerini anlatarak dedi ki: Hasan Âli, meemuaya baktı v« sonra şunları söyledi: Bunlar, kara softa, satimış, faşist ve rnürteci mecmualardır.> Buna muka'bil Yurd ve Dünyacılardan: <Bizım solcu arkadaşlan nuz» diyerek sitayişle bahsetti. Hattâ; mülkiyenin o zamanki müdürü profesör Aü Fuad Başgil de, bu hâdUenın aynen şahıdidir. Bu münasebetle bana: «Maalesef çok kötü bir zihniyet!> demi§ti. Mabkcmenln karan Bundan sonra yargıç, bazı müzekkerelerin tekidine ve Niğdenin YeT.ic« mahallesir.de oturduğu ve Niğde Belediy Reisinin oğlu olduğu anlaşılan Samsun Lisesi eski felsefe öğretmeni Halil Mustafa Soylunun şahid sıfatile dinlenmesi için asliye eezaya talimatname gönderümesme karar verdi.> Yargıç, bundan başka Kenan Önerin geçen oturumda mahkemeye verdiği 27 maddelik dilekçedeki dokuzuncu, onuncu ve 27 nci bendler haric olmak üzere diğer bendlerdeki tahkiki iste nen maddelerin merciîerinderı sorolması için Cumhuriyet Savcılığına tezkere yazılmasma karar verdi. Mahkernenin iddianm isbatiîe alâkalı görmediği 9 uncu bend Hasan Âlinin PB!'J Can Yücelin komünistliğinin emniyetten scraîması, 10 uncu bend, Samı Akyoiun raporunun eelbi, 27 nci bend de talım t€rbiye azasınm müşareketire dairdir. Tahkiki kabul oîunan bendîer arasında Hasan Âli Yücelin rr.e^e hakkında Cumhur Başkanı Ismet Tnönüne j'aniış rr.alumat vermiş old ifu iddiası da vardır. Bu suretltf Cumhur B:şkan:nın ilk df>fa rlarak bö davada malumatına müracaat edile cekMr. Keyfiyetin, umumî kâtibliğe bi» ariza yazılması suretile sağlanacağı anlaşıhnaktadır. Duruşma. mayısuı 31 inci gününe bv. rakıldi. SAADET ELİGÜZEL PERŞEMBB KADIKÖY 0 P E R A SİNEMASINDA Kadtköylüler Gecesi Çocuk düşürmek isllyen bir ana öldü Aksarayda Çıngıraklıbostan tokağında 23 numaralı evde oturan Murüvvet adında bir kadın, cancılar lçlnde kaldırıldığı Haseki Hastanesinde ölmüstur. Yapılan tahklkat »onunda kadının çocuk dusurmek lstedigi anlasıbnı;, cesedl Morga kaldırılrnıstır. Lüks ve şöhret peşinde koçan genc bir kızın acıklı macerası, kıskançlık ve gururu yüzünden cinayeti dahi göze alan taşyürekli bir kadın.. Mütevazi fakat asil ruhlu bir erksğin büyük fedakârlıkları.. Acıklı hissî ve ibret verici vak'alarla dolu bu iîtimaf filmi, heyecan ve sonsuz bir alâka ile seyredeceksiniz. Sinema mevsiminin en son ZAFERİ Süzan Yakar Mustafa Çağlar Semiha Coçar Boğaziçi Genclik Kulübünün senelik kongresi Boğaziçi Genclik Kulübünün eenehk kongresi 18 mayıs pazar gun j sabahı taat 10 da ArnavudköyJr.cieki çiçefc Sineması salonun ; da yapılacakbr. «SS K O N S E R L E R İ Üstad bestekâr KAVALALI MEHMED ve saz arkadaslan. Programa ilâveten: ZID KARDEŞLER Not: Sanatkâr Safiye Aylâ müsamereye içtirak etmiyecektir. ^B

Bu sayıdan diğer sayfalar: