30 Haziran 1947 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

30 Haziran 1947 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Haziran 1947 Baştarafı 1 Jnrf »ahifed* Jca 'tıyamet» in koptuğu anlatılarak azminde bulunduğumuz için, bu ümid IHP. basırunda şikâyet mevzuu olan BdftaraU 1 ITICİ ler görüşmelerin samimî bir hava içinde yerindedir.» iâdiseler tekrarlanmaktadır. Seçimin emniyeti meselesi de müna cereyan etmekte olduğunu göstermekte Molotov, iyimser olduğunu söyliyerek ise de, resml Amerikan şahsiyetleri Rus sözlerini bitirmiştir. faşa edilerek deniliyor ki: «Hükumetin bunu temin etmek esas yanın işbirllği yapması hakkında fazla Bevin> konferans çalışmalarımn is vızdfesindendir. Lâkin tehdid altında nikbin değildirler. Ancak resml Ameri tikbali hakkında kötümser olmadığını bulundurulan Büyük Millet Meclisinin kan şahsiyetlerinln Marshall pl&nmm söylemiş ve şunları ilâve etmiftir: meşruluğuna yöneltilecek her türlü hü Bovyet Rusyasız da tahakkuk ettirılebi« Kimse güçlükleri arttırmak iste cumlar karşısmda dikkatli kalmak hü leceğine kani bulunduklarmı ilâve eden nüyor. Bu hal bizi guçlükleri yenmeğe iyi haber alır bir kaynak, Rusyanın koakumetin baş vazifesidir. Çeşidli tarzda sevketmelidir.» tehdid edilen canlan, malları, istücbal feransın ademi muvaflakiyetini intaç edecek her hangi bir karar ve harekete teri masun bulundurmak da onun an» «Rusya, Avrupada kanşıklık geçmeden evvel ikl defa düşünmesi lâvazifelerindendir. siyaseti güdüyor» zim geldiğine işaret etmiş ve Rusların Vatandaşlarm sık sık dinledikleri ih şarki Avrupadaki Amerikan mall yarWashington 29 (a.a.) Dış İşleri BaUâl nutuklanna daha ne kadar müd dımına şicidetle muhtac diğer milletlere et mukavemet edebileceklerini düşün karşı, bazı vecıbeler ta4imakta olduğu kanlığına verilecek tahsisatlarla ilgili tâli komisyonunun başkanı âyan üyele.ıek hükumet* düşer. Bu nutukları söy nu ileri sürmüştür. rinden Ball, «Dünyanm lman» hakkında iyenlerin tertibl«rini araştırmak da oRusya, pazar günü bildirdiği noktai radyoda verddği bir nutukta şöyle de• u n vazifesidir.> na7^rında her hangi bir detişiklik yapmiştir : Başyazıda Cun>hur Başkanının metn mıyacak olursa, bunun Avrupa kıt'a« Almanyada bir iktisad idaresi ku.'kette müteaddid partilerin kurulması sında bir garb blokunun tesîsini k?çın:l. samimî olarak istemekte olduğma maz bir zaruret haline koyacağım bil ruluncaya kadar, Avrupada büyük bir tir Celâl Bayann sozleri d« şöyle ten dıren bir müşahid, Bevin'in bir hafta terakki olamaz. So\yet işgal bölgesi de evvel ve Paris görüşmeleri başlamadan d&hil olmak üzere Almanyada böyle bir i ediliyor: tMuhalif lideri, Cumhur Başkanmm bu merauda Sovyetler tarafmdan her idarenin kurulması ihtimali zayıftır. hususta kesin azlm ve kararını mii hangi bir geciktirmeyi kabul eaemiyece Rusya. A\Tupada bir kanşıklık giyaselede etmiş olduğunu beyan etmekteD ğini ve tngilterenin mall durumunun tinin devamına meyyal görünmektedir. sirü esirgemek lüzumunu acaba ne~ Marshall plâmnın derhal tatbıkatına Bütün meselenin anahtarı, temin edegeçilmesini zarurî küdığını ileri sürdüa duymuştur?» ceğimiz yardımm iyi maksadlarda kullağüne işaret etmiştir. nılaeağını temin için bir program ha•abirliğile çalışmak iatiyacından bahilirken Celâl Bayann bu işleri bile Dış Bakanlannm nikbin nutuklan zırlamayı taahhüd etmesi gereken AvParis 29 (a.a.) Dış İşleri Bakani rupanm elleri arasında bulunmaktadır.» tecrübeye sahib olduğu kaydedil*Molotov'un Paristeki faaliyeti : «K^ıdisini ihtilâlcilerin tesirinden Bldault dün akşam Bakanhkta, Parls bütüa sıyırdığı gün büyük bir m« konferansına iştirak eden murahhas heLondra 29 (a.a.) Rsmadier kabiyetlerın baçlıca üyeleri şerefıne, büyük alnuş olacağü denilmektedir: nesinin düşme!î üzere olduğu zannedilbir akşam yemeği vermiştir. »a su satırlarla bitiyor: «Sırası gelKaöehler kaldırıldığı zaman Bidault mekte ve geniş ölçüde bir siyasî buhe içimizi döktük. BU Is yürüyeoektir. söz alarak, e\Tel& yemeğin sadeliğinden rana intizar edilmektedir. imizin yüzünü güldürecek netice ave ekmegin iyi olmamasmdan dolajn öMoîotov, siyasî buhranın sola doğru ıgı gün basta Celâl Bayar ve üstad zür dilemiştir Konleransın karşılaştığı tevcih edilmesini doğuracağı ümidile Tülü olmak üzers lyilik için çakşgüçlüklerden bahseden Bidault, şöyle de müzakereleri mümkün olduğu kadar olan muhalefet liderlerinin iftihar miştir: uzatmak istemektçdir. Komünistlerin az olmıyacaktır. Tersine büyük « Bizim. <Avrupanın kalkmması ve üçlü hukumete yeniden iştirakleri muhlğu onlar yenmiş olacaktır. Kendionun daha iyi bir istikbale ve sulha temel olup bu takdirde Ramadier'nin l iyüik yolunda, candan teşvik etdogru gitmesi» ismini taşıyan müşterek Başbakanlığa gelmesi de mümkündür. barcumuzdur.> bir hedefimlz vardır.> 5ovjet heyeti bu suretle konferansta Ankara gaıetesintn mütalenn Bidault, konferansm iyi neticeler sl mevcud kuv\ret muvazenesizliğini orakşamki Ankara gazetesine gelinde tdeeeği ümidini izhar etmiştir. tadan kaldırarak Fransanın Ingiltere'•*) lmzalı basyasisina, muhalu* Molotov, bu sözlere cevab verer^k den ayrılmasmin mümkün olacağını ve terin, başlanndan büyük laf et[österdikleri misafirperverlikten dolayı bu takdirde Sovyetlerin Avrupa plânına ıl kaydetmekle başlamaktadır. Ramadier ve Bidault"a teşekkür etmiş ne pahasina iştirak edeceklerinin tesJ gazetelerin başlarmdan büyük tir. Molotovj bundan sonra ortaya çıkan bit edilebileceğini ümid etmektedir. i ı da t&ıva6 kongresi> diye tutengellerin bertaraf edileceği ümidini iz Bundan dolayı Molotov, KreırlinHn olmalandır. Muharrire göre bu menfaatine olarak zaman kazanmak ishar etmiş ve demiştir ki: nihayet: <Miniclk bir Demoktetnek tedir. « Her üçümüz de engclleri yenmek tisl toplantısıdır> v«: «D.P. 11de<Miı>ıımıinı!ltllllin!ini||U|||!inil!ll!inii:i!!!lliniin!l>ııııınmmn>»ı.« \ bir İzmir taraflanndaki konuşı andırır çıkışlar yapan, fakat edebll«rkânlı kalan, devlet ve tıet başkanlarından saygı ile bahbtr nutuk» vermistir. > »akalede de înönünün, mütead Baştarah 1 inrt sahtfed» Baştaraj\ I inci sohiferfe rtili bir hayata geçişteki samimî Kudüs 29 (a.a.) ) TelAviv suikasyet, vilâyeti ziyaretten sonra öğle ycmeüBİi öncülüğünün Bayar tarafın"yıkile belirtilmemiş olmasından dından evvel polise telefonla şöyle bir ğini gamizonda yemi§, büâhare Inönü edilmekte ve yazı su satırlarla ihbarda bulunulmuştur: «Yirmi dört müzesile, Sıvas kongresinin toplandığı saat içinde Ruboeirtz'in ölümüne karşı •=alonu ve kaleyi, şehri gezmişlerdir. Otedir: misilleme hareketleri yapılacatır.» liver, AtatürVün çalışma oda=mı g€'z«rHyede henuz hiç bir devlet Ingiliz askerlerine karşı yapüan ta ken,' kendisine Atatürkün Türkiyenin .uun aklından geçirmediği veya sib vaktini bulmak ma2hariyetine arruzlardan sonra zırhlı otomobiller, Washir.gton'u olduğu »»»tlendiği aasosn. bir güzel niyeü, bir büyük mıtralyozlerle ate? ederek şehrin so Atatürkün Washirıgton'dan daha büyük kaklarından geçmişlerse de TelAviv işler ba?annı$ olduğunu beyan etmiş İnönünde görmü? olduğunu bükumarîdanı General Moore, ateş ke? ve «Atatürkün köhne bir zihniyetle d= hğile ortaya koymak kadirbiliremrini vermiştir. Bu ernir radyj ile büilk defa Bayar gibi olgun bir tün zırhlı otomobillere bildirilmiş ve mücadele mecburiyeti düşünülürse, ne kadar büyük işler başarmış olduğun'i »n beklerdik.»» ateş kesilmiştir. İki yaralı askere kan takdir etmek daha ziyade mümkün oHikmet Bayurun makalesl nakledilmiştir. Bunlarm vaziyeti tehlilur, demiştir. Oliver şunları söylemiş•net Bayura gelince, Kuvvet'teki kelidir. tir: zısuıda Bayarın nutkunu birkaç Ordu ve polise mensub kuvvetli müf .ıdan önemli bulmaktadır. Bayur, « Türkiyenin hemen hemen büyük Bayarın devlet ve hükumet re rereler »raştırmalara devam etmekte bir kısrmtıı ihtiva eden çok güzel bir ler ise de şimdiye kadar hiçbir netice ile yaptığı konuşmalardan bahisle alınamamıştır. TelAviv'e girip çıkmak gezi yaptık. Bulunduğumuz her yerde »r ki: Türkiye halkmın bize karşı gösterdiği 'elâl Bayarm Receb Pekerle yaptı yasak edilmiştir. iyi dostluktan son derece mütehassis olkonuşmada bu son kişinin ifade^ri duk, cidden Türk halkı her suretle geın ruhi durumuna, genel davranış Hşmis ve Amerikan halkı gibi bağımBalkan Tahkik Komisyonu ^tzaıa, ve iş başına gelelidenberi tutsız, her türlü tesirden âzade yaşamayı ftığu yola o kadar uymaktadır ki D. P. Yugoslavyaya ahnmıyor prensip ittihaz etmiş bir millettir.» bafkanmm bu konuşmaya aid açıklaBelgrad 29 (a.a.) ) Yugoslavya Dış Okullarımızı çok beğendiğini söylimasızu okuyanlar Başbakanın adeta maişleri Bakani, 31 martta ve 1 nlsanda yen Oliver: nevl fotograiını görmüş oluyorlar.> Hikmet Bayur Celâl Bayarın bu gö Kornada ve 21 nisanda Beles'de cere« Çok iyi şekilde yeti^tirilmçkte rüşmelere dair verdiği bilgileri, bir çok yan eden hâdiseler hakkuıda Selânikte olan Türk çocuklarından ve onların yebakunlardan, ümld kırıcı buLmakta, bulunan Birleşmiş Milletler tâli tahkik tişmelerinden Türkiyenin geleceği muDevlet Başkamnın; «Baskının kaldırüa komisyonu tarafmdan çekilen telşrafa hakkak çok paTİak olacaktır.> demişcağnu hükumetin vadettiğini» söyle cev»b venniytir. Bu cevabda şöyle de tir. ttekle bunun varlığını kabul etmiş ol nilmektedir: Celâl Bayar nutkunun akisleri Pariste Ruslar itiraza başladılar Yunanistanın kara ve kanlı alınvazısı Batmakaleden devam Seyrüsefer teşkilâtının aksayan tarafilan Şu başıboş şehrin en büyük derdlerinden biri de, seyrüsefer işlerinde görülen aksaklıklardır. «Cumhuriyet> in, «Dost Acı Söyler> sütunu muharriri «Dolmuş> ların halinden acı acı şikâ yet ediyordu. Bu şikâyet mevzuuna, otomobillerin çok süratli gittneierini, birbirlerile yarış etmelerini, yolları tıkamalarmı, durtılması yasak olan yerlerde durmalarını, şoförlerin daima fazla para isteyip, kavga çıkarmalarmı, tramvaylarm hep bilinen halini,, atlı arabaların hiç bir nizama riayet etmemelerini, nihayet sokaklarda birer ecel yeli gibi dolaşan ehliyetsiz amatörleri ilâve edebilirsiniz. Bütün bunlar, Istanbul halkını, bazan canmdan bezdirecek kadar rahatsız etmektedir. Halbuki seyrüsefer aksaklıklarını önlemek, ne €fevkalâde ahval> e, ne tAvrupadan beklenen mütehassis» a, hattâ ne de bütçeye bağlıdır. Bu, sıkı kontrol yapacak bir teşkilâtuı kurulmasile temin edilebilir. İşte Istanbulda mevcud olmıyan böyle bir teşkilâttır; daha doğrusu şehirde, maalesef adına teşkilât denebilecek bir varlık yoktur. Istanbul Emniyet Müdürlüğü, seyrüsefer işlerine 92 memurunu tahsis etmiştir. Bu memurlardan 25 tanesi her gün biraz daha çoğalan tescil işlerile uğraşırlar, yani bürodan dışarı çıkmazlar. Şehirde 20 tane işaret noktası vardır, ikişer memurdan buralara da 40 kişi tahsis edilmiştir. Her gün 12 memur, haftalık iznini kullanır. Geriye, bütün Istanbulda seyrüsefer işlerini kontrol eden 12 komiser muavini ile 12 memur kalır. Diğer taraftan son rakamlara göre şe hirde 681 hususî, 1319 taksi otomobili vardır. Mevcud kamyonların adedi 948, otobüslerinki 55 dir. Ayrıca resmî 38 otomobil, 515 kamyon vardır. Motosikletlerin adedi 98 dir. Bir de yük arabaları vardır, bunların tek atlı olanlarının adedi 1110, çift atlılarınki 1369 dur. Nihavet bunlardan başka, 400 muhtelif nakil vasıtası daha vardır. Böylece Istanbul sokaklarmda 6533 aded nakil vasıtası dolaşmaktadır. Itiraf etmeli ki 6533 rakamı, milyonluk bir şehir için büyük değildir. Hattâ bilâkis bu, nakil vasıtalarında niçin sıkmtı çektiğimizi açıkça göstermektedir. Fakat seyrüsefer teşkilâümız, bu miktarda vesaitle bile başa çıkacak halde değildir. Bir defa, koca şehirde 20 işaret noktası, gülünç denilecek kadar azdır. Düşününüz ki, Karaköyden Bebeğe kadar uzanan tramvay yolunda, Tophanedeki tek noktadan başka nokta yoktur. Bu yolun, bilhassa Kuruçeşjnede aldığı hal gözönünde tutu lursa bunun ne demek olduğu daha iyi anlaşılır. Bir şehirde yollar muntazam olur. seyrüsefer teşkilâtı motörlü vesait'.e teçhiz edilir, o zaman «az adam» prensipinin muvaffakıyetli tatbikmı alkışlarız. Fakat, bizim seyrüsefer teşkilâtımız, motörlü vesaitten de mahrumdur; süratli otomobilleri takib zorunda bulunan bu zavallı teşkilâtm elinde topu topu iki eski motosiklet vardır. Halbuki seyrüsefer teşkilâtı demek, yalnız ve yalnız motörlü ve çok süratli vasıta demektir. Amerikada, bu da kâfi görülmemiş ve polis otomobillerine, hem alıcı, hem verici radyo konmuştur. Nihayet seyrüsefer teşkilâtının muvaffakıyetle çahşamamasmın bir başka sebebi de, bilhassa hususî otomobil sahiblerinin, nizamlara riayet etmemeyi bir «caka> telâkki etmeleridir. Polis memurlan bunlarla başa çıkamamakta, eğer ihtarda bulunurlarsa azar işitmekte, şikâyetle tehdid edilmektedirler. Bazı hatırh kimselerin şoförleri, otomobilin sahibinden aldıkları cüretle işi büsbütün azıtmaktadırlar. Ingilterîde, arabasma ceza kesilen Kent Dükünün kulakları çınlasm. Hâd/se/erHrâstndı Beylik arabalar.. imin arabasma binersek onun şarkısını söylemiş olmak rel* lcksinln bir tesiri midir bilmiyorum, ötedenberi bizde otomobil ve arabalara, ba dört tekerlegin l&yık olmadığı bir ehemmiyet veriHr, • donır. Bnnlar bir taraftan kazalan, bir taraftan ihtikarlan, bir taraftan şu dilberin. bu zenginin, şu müflisin başını döndürüp gönlünü bnlandırmalarile bizi tedirgin ederken arada bir de beylik otomobillere. kaptı kaçtüara, kamjonet ve kamyonlara kimler biner, kimler iner diye erbabı ukulü yorar. Bu mübareklerin içi bineni, dışı d» seyredeni yakar olduğvnn son harbden evvel böyle bir arabaya sahib bolunrauf olmaktan ötürü iyi bildigim için h»k. larındaki «güftügu» ya iştirak edebilirim. Gerçekten itlraf etmek cerektir kt beylik arabalara kimler ne zaman, niçin ve nerede binerler. Pek kesilip atdma« dığından bazılan ogullarını bindirmes' ken, bazılanna bir mahalle halkmın yoltınu bulup bindiği görulmektedir. İşte bu rürahsuılujhın dofnrdn|a bir hâdisenin de son fünler Şehir Meclisinde şahidi olduk. Üyelerden baziları kaptı kaçtılann kulUnıliş tarzına iliştiler. Eğer konuşma «ton» n ynmnşak ahnsay» dı, beBri de iş snzinâk makamına intikal etmiyecekti ama giinün 29 derece» sinde, lodos üstündeki salonda toplanan sayısı yetmişten fazla şehir mümessillerl bn davayi tam soirnkkanlılıkla tetkik» imkân bulacak yerde ancak birbirlerine sitem vesileleri verdiler. • Ne ise mesele bir yetki ve tepki münakaşası içinde geçtikten sonra küçük bir fırtınanın dinmesi şeklinde kapandı ve ondan yarım saat sonra da Istınbul Belediye Başkan vckili, meclisl yan takdir, yarı teşvik, yarı teskin, yan telmlh, holâsa ebrnlü bir nutukla ka.pa.di. Lâkin servis otomobilleri lâkırdısı ile »çılan dava bence halledilmiş oltnadı. Ben o işe dair yazılı kanunu da okn* dum. Onda da kabadayı bir sarahat göremedim. Yani bir vekil arabasile bir tatil günü ailesini gezmeye götürür mtt, götüremez ml? Çocuğunn yanına aiıp sinemaya gider mi gitmez mi? Bn ve buna benzer haller hakkında sarahal yok. Kaptı kaçtılar için de keza böyle olunca sizin hoş gördügünüıü başkası bwş iföriiror. Kiml imreniyor, Hmi i|re» niyor. Hükümler telâkkilere göre deg)« şiyor. Devletin ve milletln ehemmiyet hala> mından 895 inct jelen bu meselesinin hâlâ halledllememiş olması hnsnsi T* resmi ueclislerde zaman caman tartış» m^lara vesile vermekten artık ciddi şekilde mütalea edilse de yeridir. Düny» fabrikalan her sene bir yeni mode! araba yaparlarken biı hâli eskt idarel mîslahat ıdsteminde devam edip git« mekle hallü akdi ümurda ka^nı devrini amadıJrımnı göstermekteyiz. Bana sorarsanu mesaileri dönüp do* laşmayı icab eden müdürlük ve reislikler de dahil oldntu halde her maktmjn resmi boyada bir arabası olmalı; fakat masrafı o makaraa verilecek benzin v« şoför karsılığı ile makam sahibi tarafından ödenmelidir. Böylece mnayyen bir fenişlikte knllanılabllecek arabalartn masraflarını, her makam kendi cebinden verir. Fazla knllanırsa, fazla par» öder, az kullanma tasarruf eder, fakat hiç deftilse devlet kesesinden hovırdi» lık etmiş olmaz. Altı ay kadar süren tahkikat, res men bu neticeye vardıktan sonra ne olacak? Birleşmiş Milletler Kurulu nun ikinci yıldönümü, parlak nutuklarla kutlandığı günlerde ortaya çıkan bu hakikat karşısında Emniyet Konseyi ne yapacak? Tahkikat gaye değil, vasıtadır. Gaye, Yunanistana, komşularından gelen çeteleri ve tecavüzleri önlemektir. Kombyonun raporu üzerine toplanan Emniyet Konseyinde, Amerikan delegesi, «bu üç memleket, Birleşmiş Milletler Anayasasının ana prensiplerini ihlâl etmişlerdir. Konsey, meseleyi bütün çıplakhğile ele almak mecburiyetindedir» dedikten sonra «kuvvete müracaat edilmiş olduğu için Emniyet Konseyinin, bu yolda hareket eden bütün milletlere karşı, ayni şekilde hareket etmesi icab ettiğini» sö.vlemiş ve Tahkik Komisyonunun ileri sürdüğü tekliflerin Birleşmiş Milletler Teşkilâtı tarafından derhal tatbik mevkiine konulmasını istemiştir. Komisjonun raporundaki teklifler asgari iki yıllık bir devre için, Yunanistanın üç komşusu ile mevcud hududlarında, tabii şartlann geri gelmesine yardım etmek üzere, bir Balkan komisyonunun kurulmasından, mülteciler meselesinin hallinden ve dört Balkan memleketi arasındaki hududlann kabulünden» ibarettir. Amerikan delegesi. tarafsız bir komisyonun, iki yıl müddetle asgari üç ayda bir Emniyet Konseyine muntaaman rapor göndermesini istcmiş Şayed Sovyet Rusya tarafından veto edilmez de bu teklifler kabul edilir ve Balkanlara yeni bir komisyon gönderilirse ne olacak? Herhalde, Emniyet Konseyi, Napoleon'a atedilen bir «işüı çıkmamasını isierseniz komisyona havale ediniz» sözünün doğruluğunu isbat etmek niyetinde değildir. Konıisyondan komisyona gönderilen bu dava, üç komşusunun Yunanistana saldırttıklan çeteleri durduracak ve bu memleket bitip tükenmek bilmiyen çetin bir gerillâdan kurtulabilecek mi? Böyle olacağını kabule imkân yoktur. Çünkü Balkan Tahkik Komisyonu, Yu nanistanda çalışırken bile Yugoslavya, Bulgaristan ve Arnavudluk, pervasızca çetelere yatakhk edip dur nıuşlar ve onları tekrar silâhlandınp teşkilâtlandırarak durmadan Yuna nistana göndermekten zerre kadar çekinmemişlerdir. Yeni gönderilecek komisyon da, iki yıl müddetle her üç ayda bir raporlannı Emniyet Konseyine yollarken Bulgaristanın Moskova peyki komşulan da komünist çetelerini Yunan topraklanna göndermekte devam edeceklerdîr. Emniyet Konseyi, komisyon göndermek usulünü bir tarafa bırakıp Balkanların banşını ve huzurunu ihlâl eden üç Sovyet peykine karşı :ecrî tedbirler tatbik edebiliyor mu? İcabında, hududlara, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının vücude getireceğini umduğu, fakat iki yıldır hâlâ sözde kalan polis veya jandarma kuv,'etini gönderebiliyor mu? Ortada henüz böyle bir ordu yoktur. Bu gi dişle kurulacağı da yoktur. Kurulsa dahi, Sovyet Rusyanın Veto hakkı varken bu ordudan Balkanlara kuvvetler yollamak imkânı da yoktur. Bu vaziyette Yunan milletinin dişini sıkap, Amerikanın askeri ve malî yardımile çeteleri imhaya devam etmesinden başka çıkar yol görünmüyor. ABİDİN DAVEK I Metin TOKER Filislinde dün yeniden kanlı hâdiseler oldu Tiirk Amerikan görüşmeleri duğunu kaydetmektedir. Çaldaris diin Amerikaya gitti Bajtarof» 1 Ine* sah(/ed« «Mîlletlerarası bir tugayın çetecil« te yardun etmck üzere yakmda kuz*y Yunanistana gideceğine dair elde edilen deliller, Yunan hükuroetini ciddî endi|eye düşürmüştür, Bu tugayın bir kaç bln kişlden müJK.'kkeb olaeağı söylenmektedir. Tuga yın# «koınando» ların tabiyesi gcreğince yetiştirildiği bildirilmektedir. Tugaya tecrübeli sübaylar kumanda edecektir. Yugoslav makamlan cYunan Mak« donyası» ismiıu verdikleri bölgenin Yugoslav federasyonunun muhtar bir devlet sıfatil* Yugoslavyaya ilhakına ça lışhklannı gizlememektedirler. Olmaz. Bunlarla geçinllmez. Sonunda gene Bomoniiye ööneceksinlz. ondan korkanm. Durdum. Kendi kendimden saklıyacak «Jeğilim; benim de korktuğum bu ldl: ' Ne yapayun, dedim. çüem dolma, ınış ise o da olur. ~ Peki, neden evlenmiyorsunuz? Rica ederim beyefendi, elverlr artık! Haniya sokulurken sokulurken ba§ına yumruk yiyen kedi yavruları vardır; onlara benzedim. Onlar gibi sindım, ezildim. Bir aralık boş bulundum da, benl kurtaracak bir el, diye size doğru uzanacak oldum. Ikide blrde bunu başıma kakmayınız! Kendim için söylemiyorum. Bunun olmıyacağmı ben çoktan biliyordum. Sevdiginiz adama niçin varmıyorsunuz, onu soruyorum. Sevdiğim adamamı? Demek ki 8yle bir kimse yokmuş. Ne ben kimseyi seviyormuşum, ne de beni istiyen varmış! Ya trfan? Gene mi trfan? Kuzum Esad Bey, Sİ2 bugün buraya bunun İçin ml geldinte, beni kırmak İçin mi? Benim buraya niçin geldiğiml sornıayınız, daha İyi. Ben de onu anlatacak gibi degilim. Size yalnız şu kadarcık s viiyeyim: Biraz önce sizi karşımda " n« fcadar sarsıldım, bllie almıs gibi a vannak de «Komisyon tarafmdan zikredilen yer lerde ve tarihlerde hiç bir hâdise cereMeclis Başkam bugün yan etmediği anlaşılmış olduğundan Istanbula geliyor Yugoslav hükumeti, Yugoslav topraklarında tahkik yapılmasma müsaad» İzmit 29 (Telefonla) İki gündenedemez.> beri şehrimizde bulunan B.M.M. Başkanı General K&am Karabskir, bu sabah Almanyada Sovyet kontrolu kâgıd ve sellüloz fabrikalarını gezmlçtlr. Öğleden sonra Gölcük ve Karamürsele altındaki gazeteciler giderek tetkiklerde bulunan Meclis Ba$Berlin 29 (a.a.) Nürnberg'de kon kam yann Adapazan trenlle İstanbula gresini yapmakta olan Alman Sosyal De hareket edecektir. mokrat partisi, Sovyet kontrolu altında Amerikada gizli afyon bulunan gazete temsilcüerile, muharrirlerinin, kongreye girmelerini menetmişsatışı artıyor tir. NevwYork 29 (a.a.) Gizll afyon » Sovyet kontrolu altında bulunan Adn tısı, Amerikada günden gune artmalrt*ajansı temsilcisi ile Berlin radyosu mu dır. İlgili iKakamlar, bunun en ziyade habiri, Teaglische Rundsham ve Birleş İran ve Hindistandan gelmekt« olduğumiş Sosyalist Partisinin gazetesi olan nu söylemektedirler. Bu makamlar, bu Neu«s Deushland Reich'in hususi muha iki memlekette afyon satm alma Işinln birlerine kongrenin müzakerelerini takib henüz pek kolay olduğunu Uade ediyorlar. etmek üzere müsaade edilmemiştir. Atatürke dil uzatan neşriyatı tel'in Denizli ve Çanakkaleden aldığınuz telgraflarda, Atatürke dil uzatan neşriyatı tel'in için heyecanlı mlüngler yapıldığı bildirilmektedir. Bu mitinglerde genclik, Eebedî Şefe baglüıgını bir kere daha belirtmiştir. Ingiliz Büyük Elçisi Konyaya gidiyor Ankara, 28 (Telefonla) tngütere Bü. yük Elçisi Mr. David Kolly, çarşamba günü uçakla Konyaya gideeek, orada bir gün kalacak v« tarihî anıüan gezdikten sonra tekrar Ankaraya dönecektir.> llkten, küskünlükten sanki birdenblre mynlnua, dogrulmuj; onun da yüzü gnilüyordu: İrfana hepslnl »nlatüm, dedi. Senln söyliyemedlklerlnl ben söyledim. Hepsini biliyor. Şimdi de kendi eliınle genl ona götürmeye geldim, Söyllyecek söz bulamadım. Göa y«slanmı hiç olmazsa onlara belli etmemek için odadan fırladım. Bu, o kadar ç*buk oMu H yolumu kesecek kadar vaMt bulamadılar. Merdivenleri koja koşa çıktım. Dört gecedir yattıgun odaya girdim. Aruk hıçkıra hıçkara a£lıyordum. Mantomu çektte, aldım. Çantalanmı kapıp buradan da kaçacatım. Nereye gldeceğlmi de bilmiyorum. Bir şey unutmuş olmıyayım, diye şöyle bir bakındım: Duvarda Mr takvim var, gözüm ons iliştt: Şubatm yirml dokuzu. Gene benim doğduğum gün! Unutmuştum bile. Dört yıl önceki gibi gene acı günler mi başlıj'or, başıma yeni bir fel&ket daha rcı geliyor, diye içimi çektim. Birdenbire arkamdan do&ru ayak sesleri oldu. Kapı açıldı. Dönüp balonaya kalmadan İrfanın sesini duydum: Çok oluyorsun artık!. Dedi. Karşüık ne dijjecegimi beklemedi; beni kolumdan öyle bir çekti ki döner dönmez kendimi onun gögsünds buldum. SON YAZAN KEMAL RAGIB TELtF ROMAN ğil, kim olursa olsun karşınıza ilk çıkacak adamm nikâhma girip kurtulmalc lstiyordunuz. Aylardanberi uzanıp giden dedikoduları bastırmak için kendi içltıizden gelen seslerl bile susturmaya, bogrnaya uğraşıyordunuz. Bir bakışta hepsl belli oldu! Kendi içimden gelen sesler, dedlginiz ne? Bana dogru uzanan ellerlnlz, sankl bir zehir şişesine sarılıyor, kurtuluşu orada anyor gibiydi. Yoksa gelecek günleri sizinle paylaşmak lstemez miydim? Eğer arada bir başkası olmasaydi. Bir başkası mi? Benim de serdiğim, benim de begendiğim başka bir çocuk olmasaydi... İçiıüzden gelen sesler dediğim, sizin de ona karşı duydugunuz yakınlık, bağlilıkçı. Hiç, boşuna uğraşmayınız. Nahide Hamm! Benden saklamayınız. Onun elliKİen sizi alamıyacrağımı anladım. Size aci' gelen sozleri de onun için söyledim. No. 71 kıskand'm da ondan. Açıkçası bu! Gene soylüyorum, benim olmanm çok isterdim. Bir bakışınız bütün yaşayışımı baştanbaşa değiştirebilirdi. Neyleyim ki, demln bana o kadar sokuldugunusu görünce, benden ne kadar uzak oldugunuzu işte o zaman anladım; tıpkı İrfandan kaçmak isterken ona ne kadar yakın, ne kadar baglı oldugunuzu açığa vurduğur.uz gibi. Artık dayanamıyacagımı anladım; bu konuşma ne kadar uzasa sonu gelmiyecekti; uzadıkça da benim için üzüntü srtıyordu. Kapırun 6r,ünde bir kaç gölge kımildadı. Ba^ımı çevirdim: Kâzım Beyle Madam Mari.. Bunlar da mi burada? Madam Mari hep 6y!e. ber işi kendi yspmiş. yçkıstırmış irisanlarm için için ovüîmıesiru andıran bir gülümseyi^le bana bakıyordu. Kâzım Bty de son günlerdeki bitkln Bo^tarnfı J inc» »ahifede susta, Belediye iktisad müdürü Emir Erer, bir muharririmize şunları söylemiştir: , Mezbahada kesilen hayvanları almak için listeye isimlerini yazdırmış olanların ve bunlara iltihak edecek olanların, alıştan imtina etmeleri, halka elzem olan eçj'anın ortadan kalkmasma sebeb olması bakımından, bir suç teşkil eder. Yarın da (bugün • de) bunlar et almaktan imtina ederlerse, kasab dükkânı açmak için bunlarm ellerine verilen ruhsatiyeler geri alınacak ve şehir halkını etsiz bırakanların dükkânları böylece kapatılacaktır. Perakendeci kasabların tartıda bulunmamalarını ileri sürerek et almak istememeleri de yersizdir. Bir kere tartıda bulunmak kat'iyyerı mutad değildir. Kaldı ki, aralarmdan üç kişi de tartı esnasında bu lunmuştur. Nitekim, bugün piyasayı kontrolumuzda ancak bir iki dükkânda satılan etlerde 2O0300 gram bir noksanlık görülmüştür ki, bu da 60120 kiloluk et satişları arasmda lâşey kabilindendir. Asıl maksad, turlü bahaneler icadile halkı etsiz bırakarak BeleGeneral De Gaulle Fransanın istik diye kararlarını bozdurmakür.> balinin en ağır endişe bulutlarile kaKasablann iddialan ranlık olduğunu büdirerek sözlerini biDiğer taraftan, perakendecî kasabtirmiştir. lar, matbaamıza müracaat ederek, et almamalarındaki tek sebebin, tarü es8. FELEK nasında hazır bulunmalarına müsaade edilmemesi olduğunu ileri siirmüşler Baîfaraft 1 inci »ahiiede dir. Bu kasablar, mal satın alan her beyannamelerde ayHca İati masr»flarını şahsın, bu mahn tartısmda hazır bu Baştarapt 1 inct tahijedt bildireceklerdir. Bunlarm beyannamele lunmağa hakkı olduğunu ileri sürerek, •inde gösterdikleri kazanclar, yaşayı? eğer bu normal hakları kendilerine ta kınması yo'.undaki düşüncelerlne önem •eviyelerin« ve masraflarma nisbetle a nınırsa, derhal et alacaklarını bildır atfetmeküfime hak veriyordu. Vall'veklli: ;ık surette düşük görülürse beyanname mişlerdir. < Arzu ettiginiz intıbalanmı anlatleri bir takdir komisyonuna gönderileMeriç nehrinin ıslahı için bir maya henüz vakit müsa.id değildir. Tetcek, düşüklüğün sebebi makul şekilde kik ve temas safhamız bitmemiştir. Yaizah edilemezse komisyon bir gelir takanlaşma yapıldı kmda Vali ve Belediye reisinlz Lutfl dir edecektir. Bdlrne (Hususî) Meriç nehrinin Kirdarm yaptığı gibi ya toplu bir halde ıslahı İçin Atlna ve Ankaradan Türk gazeteci arkadaşlarla konuşmak veya» Nevyork üzerinde 500 uçak Yunan hükumetleıini temsil eden ve hud ayrı ayn kendilerüe görüşmek arburaya gelen teknlk heyetler altı gün zusundayım> dedi. Buna rağmen sornümayiş yaptı süren toplantüarda TUrk . Yunan hu duğum sualleri de cevabsız bırakmadJ. NewYork 29 (a.a.) thtiyat bahriye dudunu teskü eden Meriç nehrinin ıs Bu cevablan aşagıya sıralıyorum: teşklUeri ve bahriye kıt'alan ihdasının lahı için Meriç vadisinin haritalannın tstanbuldaki cin*yet sal^ını birinci yıldönümü münasebetile, Ameri aiınıp bu işin iki yıl içinde bitirilmesi < G«ç«ı gün gazetenizin başmakale kan baiuiyeslne mensub 500 uçak dün ve bu yıl İçinde de avan projenin yapıl sinde Istanbuldaki cinayetler vukuafınıa masma karar verilmi5tir. NewYork Üzerinde bir nümayiî yapçoklugundan endişe ızhar edildigini gör» mıştır. Her sınıfa mensub uçaklar toplu Toplantı sona ererken bu ise aid bir düm. Bununla blz yakinen alâkadar oteşkiller hallnde gökte dolasmışlardır. protokol imza edilmiş ve heyetler şehrl luyoruz. Aldığımız rakamlar geçen seneBuna benzer bir nümayiş de. Chlcago mizden ayrılmıştır. lere nisbetle fazlalık irae eder mahlda yapılmıştir. Burada uçaklar hedef Protokol her iki hükumet tarafından yette defüdlr. Maamaıih bunu önleyld ittihaz edilen yüksek binalara taarruz tasdik edildikten sonra kararlaştırılan tedbirler üzerindeyia. Silâh taharrisine lşlere başlanacaktır. gösterileri yapmışlardır. devam edilmektedir ve bu arama daha arttınlacaktır. HattA musatere edilen ve mühim bir yekuna ballğ olan al4ö cariheyi arkadaşlara göstermek İstiyorum.> Şehrin umumî gelirleri Hükumet Belediyenin gelirlerini arttırmak için ehemnüyetli tasarüar fca« zırlamıştır. Asker ailelerine yardım vergisi badema bu işe tahsis edilecektir. Arazi vergisine zam vesaire gıbi tedbir• lerle de Belediye gelirleri arttırılacaktır. Bu tasarıların Millet Meclisinin tatilinî müteakıb yapacağı ilk topln'ılarda çıkaeağını zannediyorum. Ankara Radyo îstasyonu Müdürlüğü Türk Müziği Koluna Ankarada Cemil Topuzlunun Belediyeye verilS'7/1947 ve İstanbuida 16/7/94" tarihierinde yapılacak müsabaka sınamesini istediği gelir kaynaklarını buravile kadın ve erkek ses sanatkâr ve stajyeri alınacaktır. da hususi bir komisyon inceletnektedir. S\nava giri« fartlan fimlordtr: Bunlâr hukumete arzedildikten sonra 1 En a= ükokulu bitirmiş olmak; mümkün olanlarının kabul edileceğin2 Görevine mânj bedenî ve ruhî ânzası bulunmamak. (Şimdililî de şüphe yoktur. Istanbulun imarı için resrni bir tabib raporu, sınavı kazandıktan sonra da sıhhî he cidden gelir kaynaklarına ihtiyac vardır. raporu). Fakat külfet nihayet gene bu şehir halkına tahmil edileceğinden kat'i karar 3 Stajyerlerin 19 yaşmdan kfiçük, 25 yaşından büyük oîmamas: için ciddi tetkikler lâzımdır. sanatkârın da 19 yaşından küçük, 40 yaşından büyük olmaması, 4 Memurin kanununun 5 inei maddesindeki evsafı haiz olmak, Makam arabalan 5 Halen askerlikle ilgia bulunmamış olmak, Şehir Meclisinde bazı arkadaşlar ma. Ses stajyerleri smav JconuUtrı: kam arabalarmın aleyhinde söz söylediA) Ses güzelliği, ler. Fakat gördüğünüz gibi ekseriyet bu itirazları tasvib etmedi. Akşam saat doB) Musiki istidadı; kuza kadar vazife başmda bulunan, icaC) TÜrkçe; bmda oradan oraya teftişe giden arkaSes sanatkârlart stnav konularjdaşlara: «Al şu be> lirayı da arabaya a) Ses güzellifi; bin» demek doğru olamaz. Her yerde bu b) Musiki istidadı; gibi işler için ayrılmiş servis arabalan c) Türkçe; vardır. d) Türk müziği edebiyatındm başhca eserleri okumak; e) Nota bilgisi; Şelıir hizmetleri f) Makam ve ikalar. Şehir hizmetlerinin lâyıkile ifa edi. Yukanda yazılı şartları haiz olan isteklilerin Ankarada 2 1 1947 ve lememesi sebebleri arasında şehir hutstanbuida 15/7/947 tarihine kadar belgelerini ve 4.5 X 6 boyunda iki dudlarmın genişlemiş ve gittikçe genişlefotoğrafı dılekçelerine bağhybrak Ankarada Basın ve Yaym Umum meğe istidad göstermekte olması da varMüdürlüğüne, Istanbulda Çemberlitaşpalasta Basın ve Yayın Umum dır. Bunu d* gözden uzak tutmamak lâMüdürlüğü Mıntaka Müdürlüğüns müracaatleri. (8254) zımdır.» Ba^taraft 1 inrt «ahifed» Rus devinin kudretli Amerika ile karşılaşüğını ilâve eden Generaî De Gaulle; «Er veya geç bu iki dev rakib müthiş bir karşılaşmaya namzeddirler; bu devler çarpışmasından arz üzerinde yaşıyan hiç bir halk veya hiç bir ferd kaçınamıyacaktır.» demiş ve Fransız komünist parüsinin açık veya çizii şekilde Fransız halkmın şahsına ve ruhuna karşı bir dikUtörlük tesis^ etmek için gayret ve faaliyet sarfetmekte olduğunu söyliyerek, Fransız komünist partisini ağır şekilde itham etm:.;tir. Şahsan dünyanuı işbirliği yapmağı öğrenmesi hakkında bütün ümidlerini kaybetmediğini ilâve eden General De Gaulle Rusyanın bugün veya yakm bir istikbalde dünya fütuhatına kalkacak vaziyette olmadığı ve fakat AvTupadî hegemonya tesis etmekte oldugunun delilleri ortada bulunduğunu ileri sürmüş, ve; .eğer Rusya vaziyetini tahkim ederse dünya milletlerinin hürriyetleri tarihin başlangıcmdanberi kar şılaşmadıkları derecede büyük bir tehlikeye maruz kalacaktır., demiştir. «Rusya ile Amerika çarpışacaklar Kasablara karşı zeerî tedbirler Gelir vergisi Vali vekilile bir mülakat MÜSABAKA SINAVİLE KADIN ve ERKEK SES SANATKÂR ve STAJYERİ ALINAGAK Basm ve Yayın Umum Müdürlüğünden: Fuad DUYAB M

Bu sayıdan diğer sayfalar: