6 Kasım 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

6 Kasım 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası 6 ikinci teşrin 1934 ,a Bır damla petrol, bir damla kana bedeldir ! Hatta Kral kanı bıle olsa ! (Baş tarafı 1 ncide) iştirak ettiklerini söyliyeceklerdir. Çünkü bu vatanperverane (!) fi- kir onlara Maçaristanm Yanka Pustasında ve İtalyanım Bressi kış- lalarında telkin edilmiştir. Esas itibariyle bu adamlar - bi- rer kukladan ibarettir. Bunlar iş- siz ve açtılar. İşsiz ve aç bir ada. man karnını doyurmak şartiyle o- na istenen şeyi telkin etmek ve yaptırmak çokkolaydır. Hattâ de- ğil yalnız bunlar, bunlara telkin yapan Vançe Mihalof, Ante Pavliç de birer kukladır. Bunlar da Ma- kedonyalılara ve Hırvatlara karşı hayırhah .(!) fikirler besliyen bir takım şüpheli adamlarm verdik - leri paralarla geçinirler. Onlar da Marsilya suikastı ile milletlerine iyilik yaptıklarıma emindiler, Böyle siyasi suikastlar tertip et- mek, adamlar bulmak, mektepler açmak, silâh tedarik etmek büyük teşkilâtlar yapmak için en fazla Tâzım olan şey paradır. Hem de çok 'para lâzımdır. Bu kadar çok para ne Mihailofta, ne de doktor “Ante Paveliçte vardır. Kralın asıl katillerinde çok para vardır. Mil - yonlar ve milyarlar, Kral Aleksandrm feci ölümü ile mneticelenen suikast tertibatı — ilk önce Viyanada — kararlaştırıldı. Batmış bir imparatorluğun payı - tahtı olan bu şehir ötedenberi Av- rupanın ve Balkanlarm fesat oca- ğıdır. Karar verildikten sonra bu iİşi yapacak adamların talim edilmesi ve yetiştirilmmesi için bir yer aran dı. En münasp olmak üzere Yan « ka Pusta ile Bressi münasip görül- dü. Para? Bu da mı bir sual? Beşe- riyete hâkim olanlarda paradan fazla ne vardır? Onlar para ve- rirler, Fakat bu tediyat gayet he- saplı yapılır, İleride bir milyar ka- zanmak için bir milyon sarfet- mekten çekinmezler, Ve milyonlar sarfettiler. Mil- yonlar olunca Vançe Mihailof'lar /Ante Poveliçler, ve bunların vası- tasile bir Vlade Gorgiyef çerno- zemlski bulmak çok kolaydı. Bu adamın eline bir tabanca vermek ve Marsilyada Kralı öldürtmek te işten değildi. Nasıl ki böyle oldu. Kral ve onunla beraber Bartu öl- dürüldü, Marsilya suikastmdan beri aşa- Bı yukarı tam bir ay geçti. Bu müd det zarfında Fransa ve Yugoslav- ya zabıtası el ele vererek gece gündüz suikast tahkikatı için ça- Tıştılar. Hattâ kendilerine Belçika, Çekoslovakya, Leh, Avusturya, İ- talya ve Macar zabrtası da müte - madiyen yardım ettiler, Buna mu- kabil bütün bu çalışmalar netice - sinde elde edilen şey hiçtir. Sui- kastın ertesi günü ne biliniyor idiyse bugün de ayni şey - bilini- yor, Daha fazla bir tek kelime bi- le bilmiyoruz. Ve hattâ daha ileri- sini de söyliyelim. Marsilyada ki- yotin sepetine bir kaç baş düştük- ten sonra da dâha fazla bir şey bilemiyeceğiz. Hayır, Marsilyada Kral Alek - sandrı vuran adamlar bunlar de- ğildir. Kral Aleksandr sulhun hakiki bir hâmisiydi. Küçük İtilâfta, Bal- kan anlaşmasında çok büyük rok ler oynamıştı. Hattâ ölmeden ev » vel Bulgaristanla yaptığı seyahat te Bulgarları Balkan anlaşmasına ll sokmak gayesine matuftu. Son' Fransa seyahati ve Bartu ile ko- nuşması da İtalyaya yaklaşmak ve Akdeniz havzasında mes'ut bir sulh havası yaratmak içindi. Fakat şimdi bütün bu işler ya- rıda kaldı. Kral Aleksandrın göğ- süne giren kurşun onunla birlikte bu iyi şeyleri de öldürdü. Bulga- ristan yeniden yoldan çıkmağa başladı, İtalya yeni — dretnotları tezgâha koydu. Fransa cenup hu- dutlarında büyük bir askert —ma- nevra yapmağa, Lehistan da yeni bir zehirli gaz tecrübesine karar verdiler. | Diğer taraftan dediğimiz gibi suikast tahkikatı hâlâ eski yerin - de sayıklıyor. Bir türlü dar hudu - dunu geçmiyor, yahut geçemiyor, yahut geçirilmiyor. Halbuki Fransız — sosyalistleri reisi Leon Blum, “Populaire,, ga « zetesinde Fransız matbuatına hü- cum ediyor ve niçin İtalyayı itham etmediklerini — soruyor. —Leon Blum'a göre bu suikastı tertip ve tera edenler İtalyanlardır. Ve İtal- ya bu hâdiseden dolayı mes'uldür. Macar hükümeti de ayni suçtan mes'uldür. O da suikastçıları teş- vik etmiştir. Bu kitlelere karşı ha- rekete geçelim diyor. Gene ayni gazetede Andre Le- rus: “Doktor Ante Paveliç Marsilya suikastı için İtalya hükümetinden dokuz milyon lira almıştır,, diye Israr ıdıyw Ve Mihailof için de: Bulga- riıun ajanı idi, İtalyanlardan senede iki milyon alırdı. Yeni baş vekil Kimon Gorgiyef hükümeti ele alıncıya kadar bu böyle devam etti. Şimdi İtalyanların yeni ajanı- nı bilmiyorum,, diyor. Bunlar da yalandır. Belki dok- tor Ante Paveliç Marsilya suikasti için 9 milyon almıştır. Belki de Vançe Mihailof'un senelik aidatı 2 milyon idi. Fakat bu paralar kat'iyyen İtalya hükümetinin ka- sasmdan çıkmış değildir. İtalyayı, Macaristanı, Avusturyayı, Lehis- tanı, Bulgaristanı itham edenler asıl katillerin hüviyetini bilirler, Fakat onlar da bu işte müşterek oldukları için bunu izhar etmek- ten çekinirlar. Ne İtalya, ne Macaristan, ne Avusturya, ne Bulgaristan ve ne de Lehistan bugün harp isteme- mektedir. Bu devletlerden hiç biri bugün harp edemez. Hepsi sulh taraftarıdır. Bunu o mem! rin efkârı umumiyesi olan gazete- lerin gayet açık ve samimi bir şe- kilde kralm ölmesi üzerine gös- terdikleri teessürden anlayabiliriz. Sulh sever ve masum olan bu mil- letlerin alnına vurulmak - istenen bu ihtira damgası hangi el tara- fından idare ediliyor? Bu eller dünyayı kendi hırsları- na âlet etmek isteyen ve daha doğ- rusu eden bir takırm kanlı insanla- vın elidir. Bu eller her şeyi yapabilirler. Kralları tahtlarından indirebilir. ler. İstediklerini tahta çıkarabilir- ler. Kabineler düşürmek, nazırlar yapmak bunlar için işten bile de- gildir. Gene aynı adamlar maksat larma âlet olmaları için —Ante Paveliç lere milyonlarının — yığılı olduğu kasalarını açabilirler. Buadamlar petrol ve silâh krallarıdır. İsimleri de şudur. Con D. Rokfeller - Hanri Deterding Vasil Zaharof Harri Sinkler Bunlar evvelâ kendileriyle re- kabet eden Bakü petrollarını ele geçirmek istediler. Bunün için harpten başka çare göremediler ve umumt harbi çıkardılar. Bunlar hem rakipleri olan — Almanları, hem de Rusyayı parçalamak iste- diler, Silâhlarını Almanyaya çe- virdiler ve Lenin'i Rusya'ya gön- derdiler. Rusya muazzam bir ihtilâl ge- çirdi. Yalnız bu noktada aldandı- lar, Bir iki senede inhilâl edeceği- ni hesap ettikleri Bolşevik hükü- mnreti muvaffak oldu. Ve Bakü pet- rollerini ele geçiremediler, Bunun üzerine Rusyayla başa çıkabilecek yegâne kuvvet olarak Japonyayı buldular, Ve onu tahrike başladı- lar. Ve bir haylı da muvaffak olu- yorlar. Bu adamlarm dünya siyasetin- de bilinen belli başlı dört adamla- rı vardır. Eski başvekili Loyt Corc, ihtiyar Venizelos, casus Ko- lonel Lâvrens, Sindey, Aynı zamanda Musul petrolle- ri de nazarı tamalarmı celbetmiş- ti, Bu sefer de Zaharof vasıtasiyle 300,000 zavallı Yunanlıyı Anado- hu sergüzeştine çıkardılar. Fakat ikinci olarak burada da sukutu ha yale uğradılar, Bu kendilerine 3 milyara mal oldu. Nihayet Musul petrolünü elde etmek için İrak'a nufuz etmekten başka çare bula- madılar. Ve bu arzularında —mu>- vaffak oldular. Lozan konferan- sında Loyt Corç milyonlarca lira komisyon aldı. Çin dahilt harple- ri, Paragvay, Bolivya harbi hep bunlarm işidir, Ticarette kendile- riyle rekabet eden yahudileri Flis- | tin çöllerine sürenler, İspanya ih- tilâlini ve Almanyada Hitleri mev kiüi iktidara getirenler de bunlar- dır. Musolu kazanmalarına muka- bil İran petrollerini kaybettiler. Bunun üzerine bu petrollara ait eshamı düşürmek için Nevyork borsasında 1929 senesinde büyük paniği tevlit ettiler. Bu eshamı e- linde tutan yüzlerce banka iflâs etti. Buna mani olmak için Ameri- ka Reisi Cümhuru Huver tedbir- ler almak istedi. Derhal kendisini indirdiler, Yerine Ruzvelt'i getir- diler, Bu gün bu adamların elinde milyonlarca ton petrol, milyarlar- ca ton buğday ve pamuk vardır. Buna mukabil Asyada 500 milyon adam karanlıkta oturur. Çinde 100milyon insan açtır. Hindistan- da yüz elli milyon halk yarı çıp- lak gezer, Halbuki buna mukabil fiyatla- rm düşmemesi için bu adamlar pet rollerini yakıyorlar, buğdaylarmı denize döküyorlar. Diğer taraftan dört ay içinde iki milyon insan aç- lıktan ölüyor. Bir çok diplomatlardan maada bir çok âlimler, bilhassa misyö- nerler bunların âletidir. Rokfel- ler'in Çizvit papaslarına verdiği milyonlar hiç de boşuna değildir. Papaslar bunu kendisine kat kat ödemektedirler. Dünyanım en kurnaz ve akıllı diplomatı olan Klemanso çok doğ- ru söylemiştir: “Bir damla petrol bir damla “| kan bedelindedir.,, Biz bunmu daha M—VMMW el Bd a— e AA DA öti l ç _——_—_——_,/. 4 devletin menfaatleri kuvvetlendirildi (Baş tarafı 1 inci sayıfada) “—'Türkiyede, dostlarımın ara- sında bulunmaktan daima büyük' bir memnuniyet duyuyorum. Bu seferki faaliyetimiz yapıcı bir fa- aliyet olmuştur. Tayin edilen ko - misyon tarafından sarfedilecek fa- aliyetin de dört memleket arasın- daki münasebetleri daha ziyade inkişaf ettirecek mahiyette olma - #sını temenni ediyorum.,, 'Türkiye ile Yunanistan arasın- daki mevcut samimt dostluk ve teşriki mesai münasebetleri hak - kında M. Maksimos şunları ilâve etmiştir: “— İsmet Paşa, Tevfik Rüştü, Celâl Beylerle iktısadi ve ticari münasebetlerimiz için yapmış ol « duğumuz uzun görüşmelere gelin- ce, esasen resmi tebliğde de bildi - rildiği gibi, ayın 15 inde toplana - cak olan bir komisyon yaptık. Bu komisyonda her iki milletten beşer mütehassıs olacaktır ve komisyon başlıca iki mahsulümüz olan tütün ile kuru üzümün ihracat şartlarını inkişaf ettirecek ve daha iyi bir şekle koymağa müsait bir teşkilât vücuda getirmeğe — çalışacaktır, Diğer bütün Hicari meseleleri de görüştük. M. Pesmazoğlu'nun de « wam ettirdiği görüşmelerin, iki memleket mübadelesinin inkişafı için tamamen memnuniyet verici bir neticeye varacağından eminim. Bize karşı gösterilen iyi kabul - den dolayı Gaziye, büyük neza - ketlerinden dolayı İsmet Paşaya, Tevfik Rüştü Beye, Vekiller heye- ti azalarıma ve Büyük Millet Mec - Tisi Reisine minnettarlığımı ifade edecek söz bulamıyorum, Ankara- da bulunduğum zaman kendimi tamamen kendi memleketimde, e- vimde hissettim. Çünkü Ankarada ve Atinada bulunduğumuz za - 'manlar, biz, kendimizi evlerimiz - de ve kendi memleketimizde his - sediyoruz.,, M. Maksimos, bugün saat 11 sı- ralarında Fener Rum Patrikhane- sine giderek Patrik Efendiyi ziya - ret edecek ve öğle yemeğini orada yiyecektir. Yunan Hariciye Nazırı dün öğ- leden evvel gazetecilere verdiği beyanatta da şunları söylemiştir.: “—— Ben evvelce de, Türkiye ile Yunanistan arasında aktedilen dostluk misakı vesilesiyle Anka - rada buluşmak şerefine mazhar 'olmuştum. Bu misak, harpten sonra, en mühim siyasi bir vasıta olmuş ve o sayede de Balkan iti - Iâfına yol açılmıştır. Maalesef ta- rihin hiç bir devrinde mevcut ol- mıyan bu ciddi ve derin dostluk, yalnız tesis edilmekle kalmamış, intişarma da çalışılmıştır. İşte bu survtle bütün Balkan siyasetini te- dil etmek ve Ankarada tesit etti- ğimiz Balikan itilâfına yol açmak imkânı bulunmuştur. Bundan bahsederken, dünya vekayinin tekâmülünü seri ve de rin bir nüfuz ile görüveren Gazi « nin geniş nazar ihatasını zikret- memek kabil midir? Gazi, milletlerimizi birbirin - den ayıran muhasamanın ve ma - zinin tamamiyle silindiğini, ar - tık hiç bir şeyin bizi ayıramıyaca - ğını, Türkiye ile Yunanistan a - rasında bir teşriki mesainin her |" ziyade teşmil edebiliriz: *“Evet bir damla petrol bir dam- la kan bedelindedir. Velev ki bu kan bir kral kanı olsun.,, Murat Selâmi iki memleket için bereketli neti” celer vermekle beraber Balkan ** dünya sulhu için de faydalı Dh.' cağını söylemişti. İsmet Paşa Hazretleri, Atinâ" da bunun için pek müsait bir 28 min bulmuş, birinci Ğiplnmıd.'; dan olan Tevfik Rüştü Bey, Bal kan siyasetini tadil eden ve yakif şarkta kat'i bir sulh temin eyliyt Mesaisini ikmal etmiştir. | Ankaradaki müzakerelerimi” de en ziyade nazarı dikkatimi beden şey, dört nazırm d duyguları ile — dört memleketi? menfaatlerini tahkim etmesi ol muştur. Tetkik ettiğimiz meselelerde biri de Balkan deniz ticaretidif Türk — Yunan ticaretinin müşt€” rek menfaatlerine taallük, — edef noktaları derinleştirmek için, Pesmazoğlu Ankarada kalmıştır* M. Titülesko Sofyada dört gün kalacak Atina, 5 -— Romac::;a hariciy? nazırı M. Titülesko İstanbulda” dönüşte, Sofyada dört gün kala * cak ve Bulgar hariciye nazırı M Batolofla yapacağı mülâkatlard? kendisini Bulgaristanın Balksf misakına girmesi için iknaa çalı" şacaktır. Fransada (Baş tarafı 1 uıd*’ ceğini izah etmiştir. Bu — v ile Almanyanın mütemadiyen d lâhlandığını ileri sürerek milli gü dafaa encümenin nazarı di ni celbetmiştir. bütçesine yeniden mühim mikt$” | tahsisat lâzmmdır. Bunun için 6© miştir ki: “Fransa, askeri kuvvetini mubf” faza etmek için 1934 senesi büt€ sinden kâfi derecede bir para a)7 mıştı. Fakat son Avrupa hâdi ve Avrupa siyasetinin muvazenesi bizi bu mktarı mağa sevketmiştir. Bunun ıçin niden 800 milyon franga ıhlif; mız vardır., Feci bir kaza , (Baş taratı 1 nit Feciye gitmekte olan İsmail Ef” dinin kullandığı tramvay sı birdenbire Arif Efendıyı tırmış ve iki metre hdır iş işten ıeçıııı!tır # Kazaya müdeiumumi muâ&" , lerinden Ferhat Bey el koymt! tur, j Ferhat Beyden başka tram", hareket müdür muavini İs7 4 Doktor Salim Ahmet, işletm€ fettişi Sezai Beyler de kazâ halline gelerek tetkikat yap” lardır. Ölen Arif Efendinin bir Fi fr parçalanmış ve yaralanmif 4| ğildir. Ancak yukarda da dığımız gibi dudakları P İ ve vücudü ezilmiştir. a İsmail Efendi dört günl Ten Arif Efendi on altı p vatmandır. İsmail Efenii“v' kinin aksi istikametten yef” |f | rek uzunca bir müdet hl# İ ci hadiseye sebep olmuştur: y Tahkikata devam olunt — Velç F '

Bu sayıdan diğer sayfalar: