9 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

9 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 İLKTEŞRİN — 155 TETKİKLER Genel nüfus sayımı İİDünyayı Parasığ niçin önemlidir ? R. Necdet Erdemir o 1 «gün | Sosyal işlerde denemeler; bizi. zerinde çok düşündürücü rakamlar - Ta karşılaştırır, Sosyal olgunların an. laşmasımda rakamın oynadığı rol, he.! men baş roldür. Bu; bir ulusun her a- Tandaki durumunu ilk bakışta anlata- cak kadar kuvvetli ve uzdildir. Ve ©- nun içindir ki sosyal hareketleri ra *| kamlarla anlatmağa çalışan statistik ilmi, eski bir tarih taşımamakla bera - ber, soysal yaşayışta ileri gitmiş olan .uluslarda kendisine çök önem ve çok değer verdirmiştir. Statistik ilmi, diğer ilimlere za - man zaman bir ışık ödevini görür. Soysal müesseseler, biribirlerine kar. şılıkiı tesir yaptıklarına göre, her mü-| essesenin morfolojik durumunu bize| statistiklen daha iyi anlatan ne var?) Kültür ve ekonomi alanmda; 807“) sal; siyasal ve ulusa! alanlarda yapı -) lan hzreketletin geçmişile hali Karşı karşıya veya yan. yana bulundurmak ve,deneştirme ypmak suretiyle iç yü. zünü en iyi anlatan bu değil mi? Sta- tislik bize vealiteyi gösterir, statistik ze bu Pealite karşısında alınması ye! rek olan düzen ve tedbirleri, yönetleri düşündürür. Ve nihâyet statistik; ile-! ri gidiş ve. yükseliş için yaratıcılığı - , mizi, enerji daha geniş ölçette ha- reköte getirir. Bize bu yazıyı yazdıran; sistemli çalışmasını derin bir sevgi ve saygı ile karşıladığımız ve her o müessesenin | böyle çalışmasını özden dilediğimiz statistik genel direktörlüğünün önü - müzdeki ilkteşrin ayında yapacağı ge- nel nüfus sayımıdır. Nüfus sası; her devletin derin) duyguluk gösterdiği bir siyasadır. Na:| sil öyle olmasın ki' ulusal topluluğa yeniden katılan bir kişi gerçek bir ka- zançtır ve bir kuvvet kaynağıdır. Devletin bugünkü siyasasında bir| kişinin önemi, değerli hiç bir zi azlanamaz. Çünkü o bir kişi, devlet yapısının beton arme-bir temel direği” dir ve sağlam devlet yapısı ona deni - l At üstünde evienenler Şu gördüğünüz süvarileri bir film için sinema makinesinin ö- nünde rol yapıyorlar sanmayın, yanlarında kendilerine şaşkm şaş- kın bakmakta olen adam bir pa- pastır ve nikâhlarını kıymıştır. Corç van Horu ile Matmazel| Roz Vallas Amerikann Teksas ül.| kesinde doğup büyümüş oldukla nndan ömürleri at üzerinde geç miştir. Şimdi ikisi Birleşmiş A- merika cümhuriyetlerinin merke- zi Vaşingtonda yerleştkleri halde lebilir ki milyonlarca beton arme di. reklere dayanmıştır. Nüfus durumunu bize anlatacak o- lan genel nüfus sayımıdır. -Kişimizi. kuvvetimizi gerçek rakamlara daya - narak tanımaklığımız, İlerimiz için ge- reklidir, şarttır, Bu sayım sonuçları bize yeni milli ödevler Karşısında bulunduracaktır. Kuvvetimizi yakından tanıyacağız. Ve bu sonuç; genel statistik direktörlü * fünün de yasasında çok güzel dediği gibi, soysal ve ekonomik yükseliş ve olgunlaşma bakımından bize ne yapa * cağımızi düşündürücektir. Genel nü . Tus sayımı işi; mill? öderlerin, borçla- rın başında gelen işlerden biridir. Ulusun her kişisi değerine son bula - madığımız ve çok İyi o sonucunu Sa - hırsızlıkla karşılıyacağımız ve bu İşi özden o benimsenmelidir. Ve bilmeli - dir ki genel nüfus sayımında sayım iş yarlarına söyliyeceği 'doğru'söz, vere ceği doğru bilgi ile devlet yapımızın kaç milyon beton arme direğe dayan. dığının anlaşılmasına çalışmış olacak tir. Ulusumuzun bu işi de başaracağı gün gibi aydındır. Her sinaçtan böyle çıkan Türk, bu soysal'ödevi de parlak olarak yapacaktır, Kuvvetle inanıyoruz ki bu sonuç, nüfusumuzun geçeh yıllardan çok faz. la olduğunu bize gösterecektir. 20 ilkteşrin 1 « O güne hazırla- nan arkadaş. Seni o gün için bu ulu - sal ödev basına - çağırıyoruz. Seni süel alanda gördük, kazandık. Diğer alanlarda gördük, görüyoruz, kazan - dın. kazanıyorsun. O gün bu ülke işlerinden de par - lak bir verimle çıkacaksın. Değil miki Türkün çocuğusun; bu milli ödevin bağma biz çağırma . sak da koşacaksın. Çünkü (Türksün ve biliyorsun ki Türk demek, “en bü- Yük, edemektir... Giresun kültür direklörü| Rıfal Necdet Erdemir at sevgisini bir türlü bırakama- mışlardır. Bu iki genç günün birinde ev- lenmeğe. karar vermişler, - fakat! öyle herkes gibi frak ve beyaz gelin entarileri giyerek evlenmek kendilerine pek yabancı gelmiş ol. duğundan at üstünde nikâhlarını kıydırmağa karar vererek bütün arkadaşlarını at üstünde gelmeğe davet etmişlerdir. Papas Pierce 5S. Ellis gençlerin bu isteklerini reddetmemiş, fakatj HABER — Akşam Postası HAKiKi BiR MACERA Dolaştım j Seppi Popfinget No.10 Yazan: Kaçak olduğumu kaptana söyl mekten başka çare göremiyordul Artık kaybedilecek daha .. vakti olmadığını göstermek için ayağa kalkarak: | — Günün birinde sıkışık bir yerden aşabilmeniz için bu da be-! nim size bir armağanım — olsun! Ümit ederim ki İtalyayı iyi “bir ülke bulacaksınız.. Size de uğur- lar dilerim.. | Dedi. | Ona teşekkürlerimi kekelemek isterken elimi: gene demirden bir avuç sıktı ve yol göstermek için kâtip göründü, Ancak . düçenin hayır duasına rağmen Romada| değil, fakat Venedikte bir çok! zorluklarla karşılaştım. Orada çok becerikli © ve açık göz polisler kartlarımı satmama mani oldular ve beni tapsa ata:| rak nereli olduğuma, hangi siya | sal partiye mensup bulunduğuma; falan zamanda niçin falan nökta- da dolaştığıma dair ' sordükları binbir sorguya karşılık verinciye! kadar beni tam bir hafta delikte! tuttular. Kart satmak işi sadece bir ba- hane idi; asıl maksatlar. “benim yabancı devlete mensup bir #jan olup, olmadığımı ve kara gömlek- lilere ne dereceye zarar verebile-! ceğimi anlacaktı. Tekrar Özgür bir adam olunca artık İtalyada fazla durmağa var) kuvvetimle çalışarak, kâh yürü - düm, kâh otomobillerde bedava rib yer'bülarak Viyanaya, o güzel kadmlar ve Romantik vals havala. rı şehrine vardım. İ Viyanalılar, Kanarya adâlila -| ri kadar misafirsever kişilerdi. A- vuştuirya polisi de kartlarımı nere. de sattığıma aldırış bile etmedi. Hatta bir gün yal sorduğum bir po lise bile kartlarımdan birini sat - tım. İşte bu şehirde dolaşırken kah- velerden birisinde tesadüfen bir gazeteci ile karşılaştım. Bu yazıcı bâna dair bir iki makale yazınca birdenbire şan ve şöhret sahibi ol- dum; daha doğrusu bütün Avrupa da “Bedavacılar kralı; lakabinr kazandım. Buradan bir iki günde, yurdur! ma ve akrabalarıma kavuşabilir - dim fakat babam karşısına diki- lip de suçumu bağışlamasını dili- yebilmek için anlatacağım sergü- zeştlerimin biraz daha uzun olma- sım: istiyordum. Kaç yıllık tecrübe| ve seyahatlerime rağmen dünya -| nm ancak azıcık bir yerini görebil. miştim, İşte bunun içi adımlarımı tek - rar Cenuba çevirdim. Yugoslavya»! kendisi nikâhı kıyarken ve düa-! yı okurken ata binmeğe yanaşma- mıştır. En önde iki nişanlı arkasından yüz kadar davetli hep at sırtında kiliseye doğru giderken bütün şe- hir halkı bu acaip kafileyi merak la seyretmişlerdir. Dua edildikten sonra ilk öpücük de at üstünde ol muştur. İ purün iştah aran yemek sofrosma Seppl ve Mısırlı bir klavuz yı baştan aşağıya dolaştım. Dub » rovnik limanında gayet ucuz * bir bilet'alarak dünya üstünde bir çiz- meye benzeyen İtalyadaki Bren - diziye denizden yollandım; 4 Brendizide üz dört gün kadar kalmıştım. Uzak doğu seferleri yapan İtalyanın.en lüks. vapurla - rmdan Konte Rosso seyyah gemi- si olarak limana girdi. Geminin Port Saide kalkacağını öğrenince Mısna gitmeği kararlaştırdım. Ge- mideki seyyahlar arkadaşlarını vapura davet edebiliyorlardı. Beni arkadaş imiş gibi davet etmesi i - andırdım. Vapura çıkınca bu İngilizin gözünden kay- boldum, düdük çalıp da merdiven; rken ben de sanki bir yol- im gibi güverteve yaslan -| dım, hiz tasasız ve üzümlüsüz, or - talığı gözetlemeğe koyuldum. Rıh. umdan mendil sallıyan'!ara ben.de yolcularla birlikte mendilimi sal, ladım ve çok gecmeden limandan! çıkarak Firavunlar ülkesine doğ «| ru Akdenizde açıldık.Yemek kam- panası calınca ben de bu lüks va - kendimi nasıl davet edebileceğimi derin derin düsünmeğe basladım. Deniz bir sarsak kadar dümdüz ve pürüzsüz olduğundan bütün yol cuların yemek salonuud»ki iskem- lelerine koşacaklarını biliyordum. Salona elimi kolumu sallıyarak! İ gitmek biçimsiz olacaktı çürkü bei ni hemen tanıyacaklardı. Ancak| Port Saide kadar'da aç gidemez »! dimya! Kacak olduğumu vapur su baylarından birine haber vermek- ten başka care yoktu. Herhalde kaptan benni denize attırmazdı. Yapacağı en kötü iş beni Port Sa- i idde polise teslim etmekti. İş dediğim gibi oldu, Beni gör, rür görmez kızgınlıktan köpürdü. Ve limana girince polise vereceği- ni söyledi, Fakat Port Saide kadar da bedava götüremiyeceğinden be! ni dosdoğru mutbağa gönderdi. O. rada önüme bir yığın patates dök tüler, İşin yoksa ayıkla ve 10y!'w | Yanımda parasız kal mak için sakladığım 250 ki dı. Hani bir tarafında resi öbür yüzünde de dünya yaptığımı yazan kartlar yo” İşte onlar.. Bir gün vazifed€ kınca gizlice birinci sınıf rının cigara salonuna gittin” da kimsenin müdahalesin€ * bırakmadan yolcuların önü masaların hepsine birer kart tm. j Bu sırada bir Subay ort” karak yakama sarıldığı gibi rıya sürüklemek isteyince ! lar işe karıştı ve bir lüks kaçak olarak girebilecek kaf i kâ gösteren çocuğa ilişilm istediler, İsteklerine kimse karşı | di ben de orada bulunanlar” birisine biter kart sattım. mutbağa, iş başına döndüğü man cebimde 80 lira kadar # ra vardı. ğ Akşam üstü tekrar kaf katşısıma çıkarıldım. Kızgıf terter tepiniyordu. Bana sö diğini bırakmadı ve iki, Port Saide varır varmaz böf lislere teslime memur etti, Brindiziden kalktığımıZf çüncü günü geç vakit ufukt# Saidin ışıkları göründü. bir kayığa konulacağımı düğ ğüm halde, limana girince: dar mutbakta bırakıldım. gözetliyordum. Aşçıbaşı döner dönmez, hemen kapı© yıştım ve soluğu anagüvert€ dım. Güverteden denize olar fe'yedi metre kadar vardi. rağmen benim için düşü kaybedilecek vakit 'yoktu. “ i göğsüme uzattım. Burada Kk tallarımı bastırdığım kli ey” çücük fotoğraf makinemi tefeğimi yağlı muşamba sarılı olduğu halde gizledi | şeyin yerli yerinde durduğ : lâymca; buradaki korkul Ki tüne çıktığım gibi denize “1 Süya karm üstü geştüf kalsın soluğum yesıliyordü” Elbise ve gz akkablarıml?! mek çok z»r bir işti. Meğet benim tasarlamış olduğumö daka uzakta imiş, oraya kaf zZemiyeceğimi sanıyordum. * la beraber yiğitliği elden bi dım bir saat kadar çabalifi sonra elim katı ve kuru yapıştı. Şimdilik kurtuln ğumu anladım. e Karaya adım atınca © eğri büğrü sokaklardan yüf”” rüye kapağı bir otele at! yazıcısı bana pekde iyi biti bakmadı. Ancak rıhtimd3 ları seyrederken kazara © düşmüş olduğumu ve yal verecek kadar param bul” nu anlatınca, zili calarak Jardan birisine bana kuru $ “ve iğreti bir elbise verme$”” (Devamt” i retti.

Bu sayıdan diğer sayfalar: