17 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

17 Ekim 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Adapazarı tohum islâh ve deneme alım satım komisyonundan a eeepin 0 BU TECRÜBEYE TAHAMMUL EDEN * mıya ha. Get yor. İşte; havalandırıl Mış yeni Tokalon pudrası. nin garanti muhassenatı bunlardır. Bu cazip hava: Jandırma ısvlü, Parisli bir kimyagerin keşfidir. Bu Sul dairesinde havası top landırılmış yegâne hafif Pudradır.. Şimdiye kadar Yapılan pudralardan on defa daha saf ve daha ha. fiftir.. Bu usul, Tokalon Pudrasının — istihzarında İlanılmaktadır. İşte bu. Mun içindir ki,“ Tokalon Pudrası, daha muntazam biz li hemer hem ay £men görünmez bir güzel | tasyonu lik tabakası ile kaplar ve yüze tabif bir güzellik ve. rir ve modası geçmiş Ve yüze bir makiyaj şeklini vermeden kalın âdi pud- ralardan tamamen başka bir tesir yapar. Bu yeni Tokalon pudrası yüze ys“ pışık kaldığı cihetle buna “8 snatlik pudra, tâbir derler. Artık ne parlak bu- run, ne yağlı cilt görünmi- yecek, belki rüzgâr, yağ murun « terlemnin icrayı tesir edemiyeceği mat, saf ve sevimli bir ten görüne- ce lı Ktir. ile arpa açık eksiltme usuliyle alınacaktır. Güzelliğin En birinci şartıdır Petrol Nizam Kabızlığı defeder Yemeklerden birer saat soora (o Alinirse larmı giderir. Ağımdeki tatsızlık ve ko, kuyu izsle eder, HOROS marka amba, Mijma dikkat. Deposu: Mason ve Botten ecza Ösposu, Yenipostane arkasi Aşir EE Sak. Na. 47. Glandokratin Ademi iktidira, zafiyeti umumiye» ye ve asabi buhranlara karşı, meş- hür Prof. Brown Seguard ve Şteina 200,000 / .dİ KEŞİDE 4 4 cü “ dı # e, 4, 1 LIRAM » Bir verirsen bin kazanabilirsin. Bir kaybedersen paran heba olma; | ki pi Aç karnına bir kahve kaşığı almakta), yı, yüzlerce vatandaşınızı zengin etmiş hem de yurdunun göklerine kaç filo katmış olursun. Bu yüzlerce zenginden birinin de senin olmay: | HAZIMSIZLIĞI, mide ekşiik ve yanma.) Şını kim iddia edebilir, istiklâl Lisesi Direktörlüğünden: 1 — Bazı sınıflar için yatılı yatısız talebe kaydına devam edilmektedir. 2 — İstiyenlere kayıt ve kabul şartlarmı gönderilir, bildiren © tarifname Bi beke ya Parasız gönderilir. Eksiltme 24 birinciteşrin Cumar. de Adapazarı Mal müdürlüğü dairesinde yapılacaktır. Şehzadebaşı polis karakolu arkasmda, Telefon 2254 hın keşfidir. tekil, ley Eczanelerde kutusu 200 kuruş. NE A LAR eri. (2041) İ z Fi : Caret odası vesikası ve 30 lira teminat makbuzuile zu Hk başlı ve daziletli bir kız olduğunu, Orman koleusanun onu, kolları arasın - da çocukla görünce evden koğduğunu VE sonra ihtiyar kolcunun da tahtalar üzerine düşerek beynine kan hücümun- San öldüğünü anlattıktan sonra ağlıya- rak dedi ki; — Hâkimler, çocuğu fevkalâde se - Ven ve biran kolları aramndan ayırma- Yan Annanın o biçareyi boğup öldürdü- ğüne inanamam. Hattâ hatır ve hayali- Me bile getiremem. Babetden sonra Ustübaşı kirli, eski Püskü elbiseler giyinmiş bir kocakarı değneğine dayanarak ortaya geldi. Re- a: — Yeni bir şahit! Dedikten sonra kadına biraz daba yak laşmasını söyledi. Koca karınm kirli kiyafeti, çirkin suratı mahkeme salo- nunda bulunanlar Üzerinde çok fena bir kesir bıraktı, Relsin müsaadesi Üzerine bildiklerini söylemeğe başladı: — İsmim Soseldir. Ormanda öteberi toplarım. Bir çalılığın arkasına saklan. Miştım. Her şeyi gördüm. Anna, evvelâ Şocuğu nehire attı. Çocuk sularm içinde kaybolduktan sonra da kendisini nehi- Fe attı. Bu hali, saklandığım yerden göz lerimle gördüm. Etraftan adamlar gelin) €e korkup kaçtım. Kocakarı bu müthiş yalanı öyle ga- rip işaret ve (tariflerle söylemişti ki ddeiumumi bile buna gülmekten ken ni alamadı. Yalancı Soselden sonra nazik, zarif v6 yakışıklı bir genç olan kont Ado. lar şahitlere mahsus yere geldi. Gör. düğü hâdiseyi baştan nihayete kadar | anlattıktan sonra şahsi kanaatini de şöy| le ilâve etti; — Ben Soşel denilen bu kadını tanı Tem. Yalancının biridir, Gasp ve sirkatle | geçinir. Sözlerine kat'iyyen itimat olu- namaz. Hislerime ve gördüklerime bi- naen namusum üzerine yemin ederim ki Anna çocuğunu nehirde boğup öl dürmemiştir. Reis, sert bir tavırla cevap verdi: — Mösyö kont, biz bu şehadeti kabul edemeyiz. Çünkü vekayi ifadelerinizi tekzip ediyor... Anna, minnet dolu gözlerle Okonta Gözleri yaşla dolmuştu. Kontun yeis ve Istrap içinde (boğulan hayat İksiri gibi tesir etmişti. Reis, Annaya sordu: — Müdafaanız için bir diyeceğiniz var mi? Genç kız güzel mavi gözlerini yuka- rıya doğru kaldırdı, Yumuşak bir ses- le tekrar etti: — Her şeyi gören Allah şahittir ki ben bu çocuğu öldürmedim, Tamamile masum ve bigünahım, Kalbim ve vicda nım hiçbir cürüm ve cinayetle lekelen- memiştir, Allahın bana emanet ettiği kabahatsiz bir Yavruyu nasıl öldürebi- lirim? Bu ne müthiş ittihamdır. Hayır, hâkimler, ben suçip değilim. Aksini iğ- dia ediyorsanız ben de derim ki Oeğer böyle bir cinayet irtikâp etmişsem Al lah da beni kahretsin, Genç kızın hal ve tavrındaki saffet ve sadelik göze batıyordu. Müessir ve acıkir sözleri dinleyiciler üzerinde bü- yük bir tesir hüsule getirdi. | Bunların içinde mühakeme salonunda bulunduk- larını unutarak hıçkıra hıçkıra © ağla- yanlar bile vardı. Nihayet müddelymum! kalkıp iddia. snı söyledi. Hâdiseyi baştan başa İattıktan sonra genç kızı ittiham etti w sözlerini şöyle bitirdi: — Suçlu, iyi bir komedya oynuyor. Bu kır yalnız bir suçun faili değildir. GÜZEL PRENSES 13 ye Ş —— — ——— den daha budala olsun ve ber hemen inanıversin... Anna büyük bir ıstırap içinde ve son bir ümitle yalvardı: — Gitme, Edvar gitme... İnan bana. Sana söylediğim şeyler tamamen haki- kattir. Beni terkedersen. Bil ki yaşaya- mam. İşte şuradaki nehir çektiğim :8- turabı pekâlâ dindirebilir. İşitiyor mu- sun Edvar? OMasum ve bigünahım.. Gidiyorsun öyle mi? O O balde bil ki ölümümden sen mes'ul olacaksın, vic- danım sızlıyacak... Anna hem söylüyor, hem de hıçkıra hıçkıra ağlıyordu, Edvar kızın oObü yalvarmalanına aldırış bile (© etmemiş, yürüyüp gitmişti. Bu sırada acıkmış ©- Jan çocuk da ağlamağa başlamıştı. Gecenin koyu karanlığı etrafı kapla- mağa başlamıştı. Anna gözyaşları ara- sında gittikçe yaklaşan bir O ayak sesi işitti, Dikkatle baktı. İbtiyar bir kadı- nın bir şey arıyormuş gibi (kendisine doğru ilerlediğini gördü. Bir çingeneye benziyen bu kadını görünce © korktu. Hemen kaçmak istedi. Fakat geç kal- mış, kadın yanma gelmişti. İhtiyar kadın: — Vay burada mısın o güvercinim. Babanm beynine kan hücum etmiş, öl müş, haberin var mı? Baban bana her vakit fena muamelede bulunurdu... Genç kızın bütün vücudu titriyordu. Bu kağın neler söylüyordu? Babası öl müştü ha... Heyecan ve ıstırapla sordu: — Sosel, söylediğin doğru mu? — Elbet doğru... Bana da Babet söy- ledi. Ölümüne sebep de sizmişsiniz. İhtiyar kadın bunu Söyledikten «on- a Annanın çemenin üzerinden alınak istediği çocuğa eğilerek baktı; — Ne kadar da güzel bir çocuk, diye sözüne mırıldandı, sonra bir (oOAnnaya bir de yatan çocuğa bakarak sordu: — Çocuk senin mi? Yoksa senin mi olacak... Buna kim inanır? Anna dehşetle geri çekildi. Karşısın- daki kadından korkuyordu. Babasınm ölümü haberinden büsbütün müteessir oldu, Hemen çocuğu kolları arasına â- larak kaçmağa başladı. Kocakarı arka» smdan söylenip duruyordu. Anna, onun neler söylediğini işltmiyordu. Fakat ku- laklarında, müthiş iki kelime: — Katil kız! diye bir hitap çınlıyor du —4— ÇALINAN ÇOCUK Güneş batmıştı. Ortalıkta derin bir sessizlik vardı. Orman kolcusunun kızı Anna, nehrin kenarma (oturmuş, ağır ağır ve korkunç bir bışıldayışla akan sulara gözlerini dikmişti. Ateş gibi ya nan başmı, ıstrraptan sarsılan vücudü- nu nehrin serin sularına gömerek din. İendirmek istiyordu. Böylece bütün trraplarından kurtulmuş olacaktı, Herkes onu koğmuş, namus ve hay siyeti iekelenmişti, Artık niçin yaşıyas caktı. Çocuğa bakarak o mırıldanmağa başladı: — Ne kadar da talisizmişsin. Benimle beraber ebedi istirahate dalsan fena ol. maz, İnsanların fenalıkta ne kadari. lerlemiş olduklarını görmezdin. Zavalie çocuk. Fakat Allah seni benden sorar, Bu sebeple seni beraber © götüremem, Seni dünyada bırakmağa mecburum, Talisiz çocuk. Ana ve babasız büyüye- ceksin. Anaria wtrap verİyorsun, Sen. den kurtulmak için öldürmek bile isti. yordu. Anna böyle söylenirken bir şey ha

Bu sayıdan diğer sayfalar: