24 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

24 Ocak 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ —... MA i i atlattıktan sonra BU NASIL KÖMÜR BÖYLE ?.. *“Demirhisar,, yola çıkmıştı ama gemi henüz Midilli adasını bordala- yıp geçmeden kömürünün yarısını yakmış ve torpitobotta ancak on beş ton kömür kalmıştı. Kuvvei harariyesi pek az ole) sı yüzünden lüzumundan fazla sar- fedilen bu kömürle gemi pek uzakla- ra gidemiyecek, faik düşman kuvvet. leri karşısında kalınca süratini yük. seltip kaçam iktı. Binaeneleyh “Demirhisar,, İzmire dönmek mecbu riyetinde kaldı. Kömürünü tüketip düşman eline esir düşmek tehlikesine maruz kal. maktansa geri dönüp iyi cinas kömür ile sefere çıkmak elbet daha münasip ve muvafık olacaktı, O gün aksi gibi talisizlikler de, şe“ ametli bir tesbih gibi, biribirini takp etmişti. İzmire dönerlerken koyu ka-! ranlık yüzünden geminin sahilden e- çıklığı iyice kestirilemiyordu. Bu iti-! barla “Demirhisar,, sığ ve kumluk bir yerde karaya oturdu. Vakin maki- neler kuvvetli tornistana çalıştırılmak l suretiyle bu badireyide kolaylıkla atlatmağa muvaffak olduysa da per- vanenin sekil vidaları kesilmiş ve us. kurda gayri tabii boşluklar o ve bir vurma hasıl olmuştu. Binaenaleyh hem pervane vida- amın viralarmı almak, hem de krine- yi temizlemek için “Demirhisar,, İz- mit körfez vapurları şirketinin Nal- dökendeki kızağma çekildi ve torpi- tobotun ufak tefek tamiratı yapıldı. ““Demirhisar,, kızakta iken fon “Firke,, izinli olarak İstanbula gitmiş! ve tamiratın sonlarma doğru berabe- rinde fon “Kayzerling,, isminde bağ-! ka bir deniz zâbitiyle İzmire dönmüş- tü. “Demirhisar,, m krinesi temiz-| lenip uskur vidaların da virası alm- dktan sonra gemi tekrar denize açıl- mıya teşebbüs etti. Lâkinbu sefer| de torpitobotta klavuz © kaptanmm! bulunmasına rağmen gemi, sulara ka pılarak mevkiinden ayrılmız, sersesi bir tovpile çarptı. Bereket versin ki torpitobot torpile pervanesiyle hafif- çe dokunmuş ve bu cüretkâr Türk| teknesi gene bir Türk torpilinin infi. lâkiyle İzmir körfezinin derin suları na gömülmek felüketinden kurtul muştu. Temas o kadar hafif olmasay- dı “Demirhisar,, ın şanlı sergüzeşti İ daha oracıkta sona varmış olurdu. Torpitobot bu serseri mayin teh! İikesini atlattıktan sonra bir hayli müddet daha yol aldı, fakat methale! yaklaşmca düsman mubriplerinin © havalide sıkı bir karakol yapmakta! olduklarını ve bunlara görünmeden sıvışmanm imkânsız bulunduğunu görünce İzmir limanına dönmeğe mecbur keler... SON ÇIKIŞ! “Demirhisar,, nisanm. ikinci gü- nü akşamı güneş batar batmaz tek- rar buruca hazırlandı. Bu sefer iki! kocaman fıçı makine yağı tedarik €- dilmiş ve bu iki fıçı geminin kıç üstü. ne bağlanmıştı. Ayni zamanda De. mirhisarın ecnebi sularındaki ihtiya» cını temin ve tatmin için gemiye icap ettiği kadar altm parada verilmişti. Malüm ya! Eski çil çil altmlar nerede olsa altın olarak geçerdi. “Demirhisar,, bu son akımına açık denizlerde korsanlık yaparak düş- manm nakliye ve ticaret gemilerini tahrip ile Çanakkale ile olan deniz münakalesini sekteye uğratmak için çıkıyordu. Bu zahiri bir sebep idi. Zira Fon “Fiks,, Türk silâhar- akınm hakiki maksat ve hedefini anlatmıştı. Bu ifşaata göre Türk torpitobotuneaki bu Alman sü- vari korsanlık harbi yapmak euretiy. İe çevrilecek düşman o gemilerinden “Demirhisar,, m ihtiyaçlarını temin —10— Yazan: A. Cemalettin Saracoğlu “Demirhisar,,ın heyecanlı sergüzeştleri Torpitobot bu serseri mayin tehlikesini daha yol aldı İ miz Örerünüzde hiçbir hayalet ile kargılaşt- bir bayli müddet Akdenizi ve Adriyatik denizini geçe- rek “Pola,, limanında Avusturya fi- losuna iltihak &ylemek... Artık anlaşılıyor ki maksat Türk vatanına hizmet değildir. Zira "D& mirhisar,, gibi küçümencik bir tek- nenin mütefik Avusturya — Maca. ristan filosuna iltihak ve ilâvesi o fi- lonün harp kuvvetini ziyadeleştirmiş olmazdı. Binaenaleyh Fon “Firks,, in ga»! yesi manasız ve boş bir şahsi ihtiras- | tan, şercf kazanmaktan ibaret kak! yordu. Bu suretle Fon “Firks,, me! selâ meşhur Emden süvarisi değerli denizci Fon Muller ve yahut da "De-! niz Kartalı,, nm maruf kaptanı Kont Lukner gibi meşhur olmak ve dün- yaya İsmini tanıtmak hayali peşinde koşuyordu. Öyle yal Çanakkale abloka hattmı yararak gene abloka altında bulunan İzmire girmek, oradan sıvişmak ve İ bu sefer Fransız ve İtalyanların ablo- kası altmdaki “Pola,, limanma iltica etmek küçük bir torpitobot süvarisi için büyük bir şeref ve şöhret vesile- si olabilirdi. Fakat bir Alman denizcisine şöh- ret ve şeref kazandıracak bu teşebbüs Türk bahriyesine hiç bir fayda temin ctmedikten maada onun zaten pek kıt olan torpitobatlarmdan birinin de: elden çıkmasına sebep olacaktı. (Devamı var) iii He “PA Macera ve aşk romanı Sandığın içinde bir insanı saray kapısındf sokmak için baş kadının emir vermesi kâfi değildir sultanım ! Geçen tefrikaların hülâsası: Baş kadınla Nesim ağa, bir cnsustuk meselesine dair konuşuyorlar. Baş ke &m Safiye sultan Venedikli mühtedi a sizadedir. Casusluk ettiği söylenen ku din da Venediklidir. Bunu ihbar eltiğin den dolayı Safiye sultan, Nesim ağaya ihsanlarda buluruyor. | “Körün istediği bir göz silah vermiş iki göz!” derler. Onun gibi, Nesim a. ğa da, Safiye sultanın bu Jütufların- dan pek memnun oldu. Hususile, baş başa halvetleri uzuyordu. Bu sebeple, saraydaki insanlar arasında “mukarri.| binden” oldu diye itibarı derhal arta-| caklı. Artık ona lâalettayin bir hare- mağası müameleşi yapılmıyacaktı.. Sultan onu elbette tanıyacak, her ras. lndığı yerde hatırını soracaktı. İçin için: — Beşir! Beşir! İstanbula ayağın w.| Zurlu geldi. Senin alacağın tedbirlere bile Yüzüm kalmadan işte, ikbal mer.. diveninde yükseliyoruz! . diye düşün- dü ve sevindi. Bu sırada, sevincini arttıran bir hâ. dise dnha oldu; baş kadmefendi: — Nesim! . dedi, — Efendimiz! — Seni malyyetime alıyorum... Haremağası, hemen yerlere atılarak Safiye sultanım ayaklarını öptü. — Allah ömürler versin sultanım... — Fakat daha vakit var... Hele bu söylediğim hizmetleri ifa et de itima- dıma lâyık olduğunu göster! — Baş üstüne efendimiz. Değil can, siparane hizmet, hattâ uğrunuzda ka. nm bile oluk oluk akıtmağa bazı. rım... Safiye sultan bir garplı nüktesiyle: — Şimdilik o kadarma lüzum yok!» demekle beraber, sordu: — Bu Hasan nasl sdam?.. — Zavallı bir hali var. Deli gibi bir Şey. — Hımm.. Sakın sahici deli olmasın. — Zannetmem sultanım.. Söylediği sözler biribirini tutuyordu. Bara an- lattıklarının ayniyle hakikat olduğuna kanaat getirdim... | — Pek âlâ... Bunu bizzat tahkik et. mek isterdim., — Bizzat mı buyurdunuz?... İşte Nesim bunu anlıyamamıştı.. Padişahın başkadmı sokaktaki bir bâ diseyi bizmmt nasıl tahkik edebilirdi. Maamafih, aldığı terbiye, sultanlara sual sorımamasnı icap ettiriyordu. O. nun vazifesi ancak sorulanlara cevap | vermekti, Safiye sultan: — Bu Hasan eskiden ne işteymiş? — Orasmı pek bilmiyorum, aslancı- ğım. Yalnız Bosnalı olduğunu ve bu vakadan sonra, işinden çıkarıldığı için “trmarı azaldığını" ve pek çok sıkmt çektiğini söyledi. ya dökmüştü. — Möayö Vud, dedi, siz çok seyahat etti- mız mi? — Hayır. — Bellamiyi tanıyor musunuz? İ — Abel Bellami mi? Wvet. Ondan bahar. düldiğini duydum. Bu Gâr çatosunu alan Şi” kagolu adam Öeğl ml? — Evet. Gar ş&tosu da Yeşii (o bayaletin bulunduğu şetodur. Fakat iktiyer © Bellami bu hayaletle iftihar çörceği yerde, hiç mev- zuybaha edilmesini istemijor. Ve gazetesi, Yeğll kemankay baklında bü- tün Wüciklerini anlattı, Vud onu Grledikten sonra bâşmı sa'ladı: — 'Tuhat şey! Dedi. Biraz #onra Mösyö Hovet ile yanız- dakilör masalarından kalktılar ve lokantı- dan çıktılar. Vud garsonu çağırdı, (o hasate. gördü ve gazeteci ile beraber kalktılar Vud:! — Ben, dedi. Bir mektup yazacağım. Miös| yö Hövet ile çok mu kalacakmnız? | — Hayır, beş dakikn, kiimem beni piçin görmek istiyor. Fakat berha'de fazla kala! cağımı zannetmem. . Hovetlerin dalreleri, Bellaminin dairesi» nli bulündüğu katta #4, Fiter miüyenerle' kıkadan ayrlmışa bensiyordu, zira, güzetze ci anlona girdiği zaman orada yoktu. Mösyö. Hovet, önü içeri alırken, mahzun bir sesle: | — Buyurun, Dedi, ve kızma takdim etti: Genç kız tebeaslim etti. Hovet devam ci» & — Mösyö Holland, sizi, benden siynde ke» azm görmek istiyor. Valeri gezeteciye dönerek ; — Sizden, dedi, rHcam çu. Bundan on İki yazıldığı kimso, meks| geçtiğisden baterder değidir.) Esasen bu zat, mektubug gizli isslmasile | giddetle alâkadardır da... Sadam Heja, mek! tubu yazdıktan birkaç hafta sonra orta. dan kayboldu. i — Niçin polise haber vermediniz? İ — Verdim. Ne kabile yaptım. Polis sene” Jerdenberi boşunn araştırıp duruyor, Gazeteci başın: salladı: YAZAN: ! Edgar Wallace ÇEVİREN: fa »— Doğrusu, dedi, size Be şekilde yardım dn bulunatilsceğir! tatmin edemiyorum. Hovet: © — Ecn de öyle dedim ama, kızım gazete cilerin polislerden dahi ziyade muvaffak... Birdenbire durdu. Dışardan, koridordan, müthiş bir gürültü duyuluyordu. Hoğuk bir) ces hiddetle heykıryorlu. o Hovet etralma takımdı, fakat £pik, sesi tanımış, koridora ferinmişt. Biraz evvel, Julyusun Kriger diye) tanıtmış olduğu edam, Yerden kalkıyordu. Bellami de kapının oşiğinde o duruyurdu. Kriger: — Pişman olucaksın? Deli, Milyoner: — Defol, diye cevap verdi, ve tir daha ge ni gözüm görmesin. Yoksa bu sefer penct- reden atarım, Eriger böddetinden Adeta uğiyarık; — Ben gana göyteririm. Diye merdivenlere doğru yürüdi. Bolam! arkasından: — Sans metelik bile vermiyeceğim. Hem beni dinle Kriger, hükümetin sana bir tekar) üdiye veriyor değil mi? Dikkat et onu da w inden kaçırma, Dedi ve kapısmı güm!! diye kapadı. Spik, topallıya topallıya İnen © sakallınm yanına giderek koluna girdi: — Ne oldu? Ne var? Kriger, dizini oğruşturmak için durdu: — Siz, dedi Gazatecisiniz. değil mi” Size Böyüyeceklerim var. &pik her geyden evvel güzeleci *di. İyi bir havadia elde etmek on'ıa için ey mühim mes sele JöL Bu Mibayla, Metdiven teymds dis) rası mösyö Hovut'e sedlandi.: — Beni, dedi, beni mazir görünüz. Sonra! gelir sizi görürüm. i - Bu adamı Meilnmi mi doğdu? Bu ağeleri söyliyen Valeri 181. Genç kızın Besinde o kadar büyük bir mefret vardık gazeteci gâşırdı ve sordu; | — Siz Bellemiyi tamır mısmız? — Haym. Sadece ismini duymuştum. Spik genç kıza başiyle O#slâm vererek merdivenin ali basamağına © varmış olan Erigerin yanma gitti. Adamcağız, hâlâ ker» dini toparlıyamamıştı. Biraz beklemek Ie zrm geldi. Nibayet: — Mösyö, dedi, Bellaminin sözleri doğru dur. Hakikaten tekalit aylığını kaybedebi. m A rim. Fakat sizinle buradn görlişameni. Fi» t gelip beni evimde görürseniz, size haki” heyecanlı havadialer verebilirim. | erode oturuyorsunuz? — Nev * Bptnet'de Penbe köşk, &pik adresi kaydetti ve sordu: — Ne zaman gelebilirim? — İki şant seüra sizi bekliyorum. Kriger gimdi Kendini taismen toparles maştı. FA Üe hari? bir selim vererek Çıkıp giti. Gazeteci We sakallı odamm yanlarma gele | rok sap sözlerini duymuş gian Con Vud: o | Spik, dadi. bu adarı fona dayak | yemiye banziyor. —Eivet. İşte bu sebepten bana mühim bir havadiş verecek ya!.. İ — Süylediklerini duydum, Şimdi artık size veda etmeliyim. Gidiyorum. Vaktiniz olduğu zaman gelip besi Eelçikada görünüz. Eelki! Abel Bol'ami bakımda size eğlenceli bir bi kiye azlatabilirim, Çoğul yuvaları için dö ha fazla tafsilât İsterseniz, o büna yazmız, size çevap veririm. Vud gözetecinin elini aktı. Gitti, Spik de, yarıda kalmış olan rağkâlşmeyi tamamlamak işin Mösy8 Hovetin Oo yanma çikte, Yakat Miz Valeri Hovst istinat ete! mek üzere ödâsına çekilmiy ve güzeteciye, kendialni bilâhare yarağına dalr haber| bermegi. YEŞİL OK | 8pik, Belçikeir Gön Vud ie yaptığı gö rTüşme hakkında bir yam yazarak matbaaya wraktr. Sonra bir taksiye binerek Nev Bare ete çelimenini söyledi. Hakat FUt » Stri'den geçerken, bir müvezriin elinde tuttuğu bir gazetenin kaşlıği gözüne Hişu. o Otomabiti durdurup gazeteyi aldı. Gazetede iti bari Derle “Gar şatosunun cararongiz. bayaleği,. “ye bir serlevha vardı. Sonra, Epikin gaze İsalne gelmiş olan mektuptan mülhem oldi £u derhal arlağılan havadis o Midiriliyordu Fakat havadlisin xltma, güzele şunlar: iâve etenigtiz “O havalide anlsitıklarma göre, esrnrer” giz hayalet tepeden tıruağa o kadar yeşiller giymektedir. Bu hayalet bir kemankeşin ha.' yaletidir. Konumleşin olu ve yayı da yeşil renktedir... Nev Burnet yolu epey uzundu. Burası şe hir bericinde, Kır ortüsnda İdi, Penbe köşk, sarmaşıklar içinde o kalmış bir köşktü, — : tarafında küçük bir bahçesi vardı. Arkada da bir bahçe, bahçenin yalmmda küçük bir ormas bulunuyordu. Otomobll durunca Spik #ndi, Gidip babçe kapısmı çaldı. — Kapı yarı aralık olmasına rağınen kimse cevap verme. dl, Spik bir daha çaldı gene cevap alamayın! ca indi. İçeri girdi ve: | —Eriğer? Diye sözlendi, Gene cevap (o yok. Spik bu masına bayret ediyordu. ( j | Tiz. İ gibi, diye Safiye sults9 “5 Mİ ELLE e TUTACAK AOAYPŞE,, gre EZMELİ “AĞLA İİ vere Bremen ve Başkadının gene gözleri — Orası da âlâ.. Ora Bir müddet düşüncey* sonra: , a K — Nesim... İşte senden “oy yın içine susta bana yardım — Hani kanını, canını VS ederdin? — Gene de ederim, asi” kat bir insandan isteniled “ nun yapabileceği şekili? Haydi diyelim ki, bir yoluDÜy tiyar kadını saraya kün olsun, fakat Hasan © nasıl girer?.. Kapılarda 9 yene vâr ki, hattâ, zatı G bizzat emretseniz, bir 8 dan, içine bakılmadan K' Safiye sultan: vade — Adamları sandık İş mek cidden en kısa yol.» sedi. , Fakat... 14 Birdenbire sordu: $ — Sandıkların açılmadı si için ne Jâzım? — Efendim, kulunuz P.. mâzdan evvel, kapılarda 9” dim. Sarayın bu husustaki 1 ledir: Ya doğrudan mız efendimiz açılmasın © recek... Onun bir fermanı fidir. Yahut da valde sul:s hut gene valde sultan ile “2 veyahut kızlarağası ile si 7 emir verecekainiz.. Başak z yok.. — Muyafil mai vak», Gİ sultan başımı salladı. Bugu Z — Neyi efendimiz?.. — Yani valde sultana © reken emrederiz.. Çünkü, * let işidir... Casusluğu 16 racağız.. — Fakat bir de makul efendimiz. Kapıda ne d dikta kadın casus aleyi edecek oğlu var desek © birakmazlar. . « Safiye sultan: — Gevezelik etme,. AH sa sus! . dedi, . Bundan © var?.. Kapılarda da deni” kralına büyü yapmak içi tiriyoruz... Sandık âçPT. yi kerameti bozulur! deriz: © Nesim: sadi f — Zekân:za, debi fendimiz! - dedi, Şimdi gi yurun. Bu işleri nasıl YAP — Yarım hani Ayaso' caksınız ya... Bu Hess valde sultanla baş Ksdm le görüşeceği için, Jeep seni saraya sokacağını“ için de bir tek çare vaf; yük sandığın işine gi halde sana inanır, değil — İnanır efendimiz * rişan, ümitsiz bir hald© bir halâskâr gibi t “Demek o kadar lan bir adam... Tam V© 5 du. Sonra; yüksek şesle: — Hasandan, evinin nu anlıyacıksın ve gidip sinai de göreceksin. * p e —Edi »efor, köşkün kapımnı tti Diğ pi yer bir nevi bekleme © üzerinde bir fotoğraf veri , fotoğrafım Krigere git oki yi #imde Krizerin üzerinde du, ectinden demin giriş © çikasıp, Yayı hayalete ol8”

Bu sayıdan diğer sayfalar: