20 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

20 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Moskova ve seyahati bir Fransız gazetesi ... Yazan : Şekip -Gündüz Sö4 Kahuam var ada Ca eee LKL OK DELKMRZN AU (9 0 tame nn Tet aa Af Garib vir iddiada bulunan Le Tomps gazelesinin başlığı Doktor Arasla Litvinof ki son Mosko. va — konuşmala . rı >Pariste çıkan LeTemps güazete . sinin — Fransa ef- kârrumumiyesine nası| akseettirdi . Bini öğrenmek is. temez — misiniz ? Bu cidden me- raka değer — bir şeydir. Zira 18 Temmuz — tarihli sayısının — ikinci sayfasında bu gü- zete Moskova mu- habirinden aldı - ğını iddin — ettiği şu telgrafı neşret. miş bulunuyor: “Gerek Türkiye tarafı ile gerek Sov. yetler birliği tarafı ile yapılan hususi konuşmalarda Doktor Arasın Sovyet devlet adamları ile yaptığı termaslardan büyük bir memnuniyetle bahsedilmek. tedir. Lozan konferansındanberi (17) ha. raretini az çok kaybetmiş olan bu iki devlet mr “rwsabetleri tekrar çok samimi bir şek'l almışa benziyor ve Moskova . mın “İstikhalda Faşlat» devletlere - Kurz yapmaktan çekineceğine dair Türkiye, den bir vtad,, kopardığı sanılıyor. Bu vaadla Moskova evvel emirde İ - talyayı ve sonra Almanyayı istihdaf et. mektedir. Bununla beraber bavanın a. çıldığını farzetsek bile Moskova ko - nuşmalarında sarih,netice aramak bey. budedir.,, Le Temps gazetesinin neşrettiği bu yazınm altı-üstünü tamamiyle cerhet- mektedir. Parisin büyük, ciddi ve siyasi gazetesi addedilen “Le Temps,, İn gös- terdiği bu tuhaflığa hakikaten Hayret edilir. Zira hem Türkiyenin İtalya ve Almanyadan bahseden bir vastta bulun duğunu kaydetmek, hem de “Moskova konuşmalarında sarih neticeler aramak beyhudedir.,, diyebilmek ancek - insanı güldürebilir. Eğer Türkiye Sovyetler Birliği ile olan konuşmalarında - böyle bir vagjha bulunmuşsa bu sadece sarih değil, ayni zamanda dünya mikyasında mühim bir mesele addedilir, Bununla beraber Fransız gazetesinin Moskova konuşmâlari etrafına ortaya attığı'bu iddianın tamamiyle asılsız bir dedikodü olduğunu tahmin etmek için keramete ihtiyaç yoktur. Türkiye, dış siyasasında, ne şü devlete, ne bu dev . lete dost oluşuru — bir haşka devletin düşmanı olmak pahasına temine Kizum görmez.. Türkiyenin siyasi çiarı her » kesin malümudur. — Fransız gazetesi şimdiye kadar bilememiş, işitememiş ve anlayamamışsa kendisine tekrar ede. lim: Bu memleket yalnız sulhün dostu - dur, yalnız cihan sulhünü payandala. mak için dost olur ve hiç kimsenin Düşmanlık bir milli aksülâmeli ifade eder. Ufuklarda belki bizi — istirkap e- denler, bizi yadırgayanlar var amma milli menfaatlerimize aykırı bir hare . ketle Bizde bir milli aksülâmel uyandır- mak hatasına düşen kalmadı. Moskova konuşmalarından mutlaka heyecanlı bir havadis çıkarmak illeti ile yazıldığı muhakkak olan bu satırlar içinde, Le Temps'in Türkiye ile Sov . yetler Birliği “arasındaki — dostluktan Bahsederken gösterdiği ücbalilik de dikkate değer. Acaba Lozatıdan sonra bu iki komşu ve dost-devletin arasında belirdiğini -iddia ettiği soğuklukları arasın. garib tefsirlerine Mülâkatları Pariste bazı mahafilin Aras ve Litvinof Paris gazetesi ne ile, hangi vakia ve hattâ şa. yia ile ispat ede . bilir? Bu neviden iddialara kalkış . mağa kendini me. zun — addedebilen bir gazcte “ciddi olmak,, vasfını kaybetmiş sayı . kr, bangi Le Temps, Türkiye — Sov - yetler — dostluğu etrafında fikirleri bulandırmak ga. yesiyle — yazıldığı pek belli olan bu yazısının — diğer bir kumunda da movzu olan Doktor şunları söylüyor: “Türk nazırlar ile yapılan — temasın yalnız Türkiye Sovyetler münasebatıma inhisar etmesine dikkat edildiği halde Doktor Aras yine bir fırsatmı bulup Ankaranın Londra ile her fırsatta mu . tabık kalmasını Tüzumlu bulduğunu izah etti. Böylelikle anlaşılıyor ki Tür- kiye ile Sovyelter araaımdaki münase . betlerin anahtâmı Britanyâ payıtahtın. derlir İlabayy " Ankatanıtr Londra ile-olan münase « betlerindeki mes'ut -inkişaf Üzerinde münakaşa etmek lüzumsuzdur. Fakat Türkiyenin gerek Sovyetler Biri olan doştluğunun gerek herhangi bir dostu veya müttefiki ile olan münase . betinin ve hattâ bizzat ve binnefs İn . giltere ile.olan dostluğunun anahtarı ne şuradadır, ne burada, sadece ve düpe » düz Ankaradadır; ve dalma da Ankara. da kalacaktır.. Bu cihet erbar akıl ve iz'an indinde böylece malümdür. Şekip GÜNDÜZ Hamtş: Bu “hafif meşrebane. tdditsından, bu ya. lan peşriyalından siyasl haysiyetimize kargı gösterdiği bu Mubalilikter — sonra hâlJ bu gazetenin 'Türkiyeye sokulmaktan menndi!. l memesine hayret etmekteyiz | Ekonomi —© , lki mühim mesele » Sayın Celâl Bayara - 'Türkolfis, son negredilen ikl sayılı — aylık bülteninde ortaya bir mesele koydu.Müstehli kin mühtaç olduğu maddeleri doğrudan doğ. ruya yani mutavassıta Jüzüm kalmadan mla tahsilden almasına dair olan bu mesele et. rafındaki fikirlerimizi evvelce de söylemiş. tik. Şimdi bu içe taallüku olan bazı nokta. darı işaret etmek Istiyoruz. Aradan geçen kıza müddet zarfında görül. dü ki iktisat vekâleti bu işe büyük bir ehem miyet veriyor, yazi gelip geçidi değil sürüp gidecak, devam etlirilecek bir dava karşısın. da bulunuyoruz. Yani zamanla ve yavaş yt vüğ bem mutavassıt amıfin heni de peraken deci denilen sanıfın ortadan — kaldırılmayıza doğrü gidilecek. Bu meseleyi prensip bakrmından deği! dr tatbikat noktasında: ele ahraak hu İşin na. zariye ile yürümiyeceğini bir takım — daha başka türti himmetlere mubhtaç — olduğum göreceğiz. Farzedelim ki:; ticaret odaları bu işi ba. Şşardılar ve siz kilosu 80 kuruştan Antep ti. caret odasına fıstık sipariş eltiniz, orast 4 hbunu o fiyattan aldı. Ya yol — parası? Böter Antep fıstığının beş kilosündan Devlet ne. miryolları seyriseri tarifesindeki bağaj e3. yası misillü para alacaksa, yahut Gümüşha. ne elmasının sepeti Devlet Denizyo'larında gene parça başı esasından Ücrete tabi olacak &8 hiçbir netice alınamaz.. Rir misal zikredelim: Sön — günlerde tir vatandaş gazetelere ilân veriyor, Niğderin . &. HABER —« 'Akşam postasr vecenAA Seyahat Mektupları l................................................................—............................................ı ....—...-.......İ Kayseride bir işçi şehri ufak bir him- metle kurulabilir Milyobplarca sermaye ile dönen bir miüles- sese bütçesinden 300 bin lirayı 1000 evlik bir şehir kurma İşine pekâlâ yatırabilir Yazan : Hüseyin Rifat —3—1(19) Binalar arasında güzel tarhlar içindeki havuzlardan fışkıran sular" la, şehir içinde duyulan sıcağa mu- kabil burada insanım yüzüne - tatlı bir serinlik çarpıyor. Geze, geze fena halde acıkmı: şım; kantinde kendime nefis bir zi- yafet çektim; ustalar arasında bir yere sokuldum; onların - yediklerin: den ben de yedim. Ne nefis, ne ne- fis!... Ustaların evlilerine buradan yemek veriliyor: Bir ayda yüz sek- sen sekiz kap tutan tabldot yalnız en iki liraya, Yanımdaki ustanın tabağına baktım; Tek bir kabla karım doyuru- labilecek kadar bol, şu halde evli bir usta bir buçuk abone ile ailesi- nin mutfak masrafıhı kapatabilir. Zaten bütün memurlar, ustalar bu- Tadan yıyıp IÇIYONUr. Du xai U tüzluğun, her lâzim olan şeyin bol yerlerden ucuza getirilmesinden ve üzerine, masraftan başka hiç bir kâr bindirilmemesinden ileri geldiğinde şüphe yok; meselâ yağ doğrudan doğruya doğruca Urfadan - getirili- yor. Her tarafı yağlı boyalarla gıcır, gicir temiz olan bu salondan - şehir de istifadede; hükümet, ordu ve be- lediye, ziyafetlerini, balolarını hep burada veriyor. Şalonda üç yüz çift fırıl fırıl dönebilir; iki misli de etrafta seyreder. Buz fabrikası herkesin istediği buzu evine kadar göndermekte.... Kantinin büyük holünün yanındaki salonda mükemmel bir piyano, bir de radyo var; müştemilâtın her tara. fına hoparlörler tertibatı yapılmakta' olduğundan memurlar da, ustalar le de ayni zamanda dünya ni dinliyecek... Büfenin yanımda ikmal edilmek üzere bir de soğuk hava deposu tesi- satı yapılıyor; her şeyin yenmesin- de, içilmesinde büyük bir emniyet hasıl olacak. Fabrikanın halka iş vermek hu- susunda gösterdiği kolaylıklar da yazılmağa değer: Taşra ahalisinden olup da burada iş almak istiyenler bir mektupla müracaat ettikleri tak- dirde kendisinin Kayseriye kadar ge. Jebilmesi de oraların belediyeleri va- sıtasiyle temin ediliyor. Geldiği gün- den itibaren kendisine yatacak yer gösteriliyor. Bu husustaki masrafı da o işçinin haftalıklarından beşer, onar kesmek gibi bütçesinde tesiri meşbür gekerpare kayar ve — darendelerini Ankazaya 75, Lotanbula 92 kuruşa, bey kito. luk sepetlerle ve seyrişeri e günderirim.., diyor. Biz bunu okuduğumuz zaman caman ne ucüz!) dedik. 'Tam o serada — Anadoluda seyalın! edem bir arkadaştan bir mektup I. dik. Bize Nifdede şekerpare denilen kaysı, lart kilosunu bir kuruştan aldığını yatıyor. Bundan iki türlü ibret dersi — çıkarmak mümkün: 1 — 26 kuruşluk kaysıdan 67 kuruş yet parast almdığı, 2 — Yerinde beş kuruş olan — şekerpüre Kkayaıların İstanbul manavlarında en aşağı M0 kuruşa matıldığı. İşte davanın düğüm noktam. F. GÜNERİ | NEYEİ « olmıyacak bir yolda ödetiliyor. Bisikleti olmayıp da mutlak şe- hirde oturmak istiyenlerin emrinde gö SAA AAA MA . Sİner Bütün bunların haricinde düşü- nülmesi lâzım gelen bir nokta var; gelecek ve çalışacak işçileri ayni za- manda bir«de mal, mülk sahibi et mek... Fabtika karşısımdaki ova gö- zün alabildiğine kadar geniş; bu ge- niş arazi ikişer, üzer, dörder dönüm- lük parçalara taksim edilse, içlerine ikişer odalı evler yapılarak bunlar her ay alacakları paradan: azar azar kesilmek üzere işçilere mal edilse az zamanda bir'işçi şehri meydana gelir. İşçi gündüzleri fabrikada çalır şirken evde kalan eşi, çoluğu, çocu- gu bu mini mini çiftlikte eker, biçer, sebze, çiçek, meyveli ağaç yetiştirir ; tavuk, geçi, koyun üretir; Bu-suretle iki başlı bir iş görülmüş olur. Tahminlere göre:bu evler eldeki ko- laylıklar dolayısile nihayet üçer yüz liraya mal olabilecek. Milyonlarla sermaye içinde dönen bir müestese- nin bütçesinden üç yüz bin lira tah- sis edildiği takdirde bin evli bir şehir meydana kolayca geliverecek, böyle. ce ev, bark sahibi olmuş işçi de fab- rikanın demirbaş elemanı şekline girer. Bu mesele hakikaten nazarı dik- kate almacak çok esaslı, içtimai bir meseledir. ; Fabrika hakkında sütunlarla yazı yazsam yalnız kendi hissiyatımı an- latamıyacağım. Bir: şey üzerinde fazla durup vakit geçirmiye debes nim seyahat programım 'müsait de. ğil. Böyle yaparsam bir sene 'de İs. tanbula dönemem. Binaenâleyh bu 4 yazımı da burada kesiyorum; gele- cek mektubum Kayserinin çok 'den- gin âsarı atikalarma ait ölataktır. *Hüseyin RİFAT (8) Bu makalenin ük kasmt 19 — temmuz taribli sayımızda çıkmıştır. “Bugün 1400 seyyah gelecek Bugün Avgustos ismindeki #eyyah gemisi ile şehrimize 1400 İtalyan gezgini gelecek. tir. Vapur öğleden sonra limana — girocek seyyahlar bugün ve yarın şekrimizi gezecek lerdir. Yarın Çar Ferdinand — vapuürile de yene Beyyah gelecektir. Ağustos ayı zarfında Ca sekiz seyyah vapurunun gelmesi bektermek. ledir. B | yat, ilimi sohbetlefine 21 TEMMUZ — İSİLA ———ft â[a“a(a da“.ı _—J Ispor hakkiın" AMANIMIZIN ııpot' | ka göstermesine Sifi” *bunu fikri krymetlerin bırtif' 4 yetefsir edenler var. Görüslör ruluğunu ispat edecek b"'ç’;, da gösterebilirler; isporla gul olanlar kitab okumaktâ a yat, ilim sohbetlerine pek höşlanmıyorlar; top ©* - g hafta sonund.ııe_vmdoookw" v hh maçın düşüncesi birçok * rin çalışmasına, sınıf ı."“&"’:# oluyor; isporcularm, hemtf " y necek kadar büyük bir klübcülük gayreti güdüyüf râflarının her hareketini bf tarafın her yaptığımı kö““f yf bu'hal isb onlarda, her türlü Ü4 liyetin esası olması lâzım $' tin, şahsi menfeatlerimizir A hislerimizi işit içine katmk hakeme etmek kabiliyetinif na m_ım oluyor. w Tspor aleyhindeki iddialaf * , ha böyle uzatılabilir whi*;,ı B doğruluğu inkâr edilemez. porcular da birer kabahat halleri, isporla hiç meşgul *F da da görüyoruz: kitab OkU” sahanm adamlarında, gıy:ç:jg ı kavgaya döküyorlar ki bü dör © gibi sohbetlerin icab cıw'”': g yetlerin bulunmadığını ğ lekette ihtisas fikri yayılmAl Af diği günden beri mekteblerd? meraklısr talebenin çoğu f ne, fencilerin çoğu da edebi) rine itibar etmez oldu; tesât' Tuhunun 80 ön büyük ( ği devirdeyiz. ğ oi O halde isporcularda görülü _l lar, isporculuğa has p bir zamanm vasıflarıdır; isporcuların da kurtulam tabif bir şey olâmaz. Büna ganı ilğmstin —a TY OD kis ona götürmek hassası OW4”, )i edilöbilir. İspor merakı, Bi M insanın şekline, vücuduna a mek demektir. Gözlerini Iç'? W rip de dış güzelliklere iliWM f ler isporu sevmedikleri $ , âlemi tedkik etmekten PS mazlar. İspora, vücud gü af çok itibar eden eski Yunâ:;i'»y zamanlarındaki vesajtin MY” | Bi nisbette hariçi âlemin tı;&. €en çak kıymet veren insanl İspor merakı muhakkak- hayır tevlid eder demiyorut" ) san oğlunun vücudun! fisik / g rini inkişaf ettirmes” 03 İ ler onun, gözlerini içind Mi ancak ahlâki kıymetlere MW’ ni istiyenlerdir. O-da elbetif #ey değil: fakat ondan hO Orta-Çağ fikriyatma eaki'? nm, Renaissance'ın ruhünü f,ç mek de h'ç şüphesiz hakk > N A Bu toplamada ikinci SayI mislidir. Ve Öç aayıda bürdtü Ü bütün rakkı Şimdi bu rine koyabilir misinin? Bu meselenin cevabini da vereceğiz. ö .i Nişan tahtasi üç ıılşanf:; 15 temmuz tarikli Araf ? lÇ A, B, ©, hürflerini taşiyaf noktaları vurmuşlardır. A: BO, 3, 8. B: 40,10, 5, Bu bilmecemizi hıııodı ; tülmleri yazılı okuyucularımi” ; yanmışlardır. iae 1 — Çatalca 1 inçi okul & Üi Necdet Tüzer, 2 — Ferdkât sarlar.. j

Bu sayıdan diğer sayfalar: