9 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

9 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Biliyor musunuz ? ] Böyle musiki âleti - gördünüz mü ? Kisar adı verilen ve Afrikada yaşıyan bazı ler tarafından — kullanılan t musiki , bir insan kafasın- dan ve boynusdan yapılmıştır. Saç tuvaletleri orta kabile. On sekizinci asırda, barı şık kadınlar merağimlerde o kadar karışıkveyüksek saç tuvaletle- ri yaparladı ki, bu “saçtan bi- na,, nım yıkılmaması için, uşak lar, mütemadiyen arkalarından yürüyerek - resimde - gördüğü- nüz vazileyi yaparlardı. Koyunlar makineyi mağlüp ettiler ! k d Birçok tayyare — meydanları otla örtülüdür ve tayyarelerin inişi esnasında bir kazaya sebe- €t vermemek için bu otların mümkün olduğu kadar kesilme- 4 icap etmektedir. Tabii bu işte makineler kullanılmaktadır. Fâkat Berlindeki Templehof tayyare meydanı mi rleri, ma kinenin otları kı fi derecede kep mış ve meydana doküz — yüz koyundan müteşekkil kocaman bir salrvermişlerdir. Ko- yunlar da makinenin yapama- dığı bu işi bir günde mükemme len başarmışlardır. Böylelikle, bu makine dev. rinde, koyun makineyi üdeta mağlüp etmiştir. Cüceler köyü Bu gün Japonyanın himaye. sinde bulunan Mançukoda bir cüceler köyü keşfedilmiştir. Bu garib köyde, erkeklerin boyu 90 santimi geçmemektedir. Ka. dmlâar ise bir parça dahatüzün' boyludürlar, Bu * ctlcdler her türlü medeni inkişafa son de. Tece muarızdırlar ve sekiz yüz nüfusluk bir kabile halinde ya gamaktadırlar. “ Yılan nankör değildir ” Yılan favana sokup zehirliyen bir hayvandır. değil mi? Halbuki bakın o bile düşman olan kerdisini besliyer nalık yapmamıaktadır. yiç bir fe- Avusturyalıdır. Ve - yılanları çok Bu - çocuk nihayet bir gün kendisiyle be- raber gördüğünüz müthiş yıla- na ryaşlamış ve hemen koşup bir kaın koyduğu bir sevmektedir. Şen Fikrüler, Şaka! Halası misafr gelince ki Naçiye bağırdı: — Aman halacığım ne kadar da çirkinsin. Bunun üzerine annesi payladı: — Utanmiyor musun Naciye insan halasına böyle şey —der mi? onu — Anneciğm şaka exıi.m. — Mademki şaka ettin: “A- man halacığım bugün ne kadar güzelsin!” deseydin daha iyi o lurdu. Köpeğin kulü- besinde görünen kuyruğu mu imiş! Zelzele Şiddetli bir Bi hareketi - arz - TE ' 'g’ dan sonra: ğ KOZ — — Mutak- B q.' taydık ve hare- keti arz olduğu zaman bütün tencere ve tabak- lar kafama yuyarlandı. - Bkyle zelzeleler bana vız gelir, kazım beni buna alıştırdı. Babşişin sehebi ? — Vestiyerdeki kadıma ama Çok bahşiş verdin ha... — Tabil vereceğim... Bak- sâana o da bana yepyeni bir man to verdi. Tamire muhtaç ! Henüz meydana çıkarılmış tarihi bir şehri gezdikten son- ra: — Nasıl, güzel ve şayanı dikkat bir şehir değil mi? — Evet ama, bir hayli tami- ye muhtaç! ——— —— hayvanın önüne brrakmıştır. Sütü pek seven yılan kendisine ikramda bulu- nan çocukla dott olmuş ve ona gittikçe alışmıştır. Şimdi kü- çük ona her — gabah eliyle süt içirmekte ve yılan da kendisini besliyen bu çocuğa âdeta okşar gibi sarılmakta ve hiç bir fena- lik yapmağı aklından bile ge- çirmemektedir. Demek yılan bile nankörlükten çekiniyor. Ne tuhaf ve korkunç manzara “değil mi? Hikâye: 5000 franga bir dost! Tanmnuş bir Fransız seyyah ve muharriri, başından geçen gu garip macsrayı anlatmaktadır: Hindistanda yaptığım seyahatten sonra, “Amiral — Kurbe,, adındaki vapurlma, Avrupaya müleveceihen ,Büreket etmiştim. Kızıl denizdey. dik. Boğucu bir mcak etrafı kasıp kavuruyordu ve deniz - san derece sakindi. “ Şerlong'uma uzanmış, meşhur ga. zeteci Jan Rangivayle kanüşüyor. düm.. Her ikimizin alamdan iri ter ta. neleri akıyordu. Yol arkadaşım, mühim bir hadise He yakından alâkadar olmak üzere BİLtİŞİ Seylândan avdet ediyordu. Mendilile terterini silerek sorduu: — Parise mt dönüyorsunuz? — Bvet, dedim. — Seyahatlerden Arlık bıktım!. Yine en tyisi Pransa. da kalmaktır, , — Hakkmız var dostum. Fransa Ve bilhassa Paris çok güzel ama ne de olsa, seyahat etmek kadar zevkli bir gey olamaz. — Ben de alzin gibi düşünüyor. dum mösyö Rangita. Fakat — şimdi Sikriml değiştirdim. Artık memle. ketimi terketmek — istemiyoruum. Fransadan biran için dahi ayrılmak düşünces! bile beni ürpertiyor! — Dostum böyle — söylediğinize göre, başınızdan büyük bir macera Beçmiş olacak., — Bvet, filhakika öyle!. Mükâleme devam etti; ona, uzun seyahatimde başımdan geçen hiç de hoş olmayan maceraları, Misor Mihracesinin, Budayı tahkir etttm iddiasile beni nasri öldürmek iste. diğini ve buumun Üzerine oradan na. Bt kaçtığımı bütün tafxilâtile izah ettim. Bunun neticesi olarak da, bir Asha Fransadan ayrılmamağa ye. min ettiğimi söyledim.. — Büğikizaih geçmiş olan bu mücera bir istlanadır, dostum, ni. hayet bu bir tek defa vuku bula. bilir.. Bundan evvel başmızdan büy le bir gey geçti mi? — Hayır!. — Görüyorsunuz ya! Bu çabuk geçer ve katiyetle eminim ki, pek yakında tekrar seyabate çıkacakmı. nrz İtiraz ettim: — Hayır. İmkânt yok. Artık Bittit. — Şu halde, sizinle 5000 franga Bahse girerim ki, bu ayın sozundan evvel, yeniden Fransayı terkedecek. Biniz. 'Tahammül edilmez sıcağın bende tevlit ettiği uyuşukluğa rağmen ye. rimden doğruklum ve meydan okur bir gekilda şöyle dedim: — Azizim möeyö Rangiua, bahsi peşinear. kaybettiniz.. Gülümsiyerek Nüve etti: — Pekâlâ, canım!.. Görüşürüz. .. * Seyahat devam etti. Marallyaya gıktıktan sonra trene binerek ertesi sabah Parise geldik — ve istaayonda birbirimizden ayrıldık. Boş gündenberi, apartımanıma rahat rahat yerleşmiş bulunuyor. düm. Bir sabah, uşağım Jozef bana ga mektubu getirdi: Marsliya 13 hazlran “Befil; Haşmetlü efendim, Misor mihra. cestne karşı gelmeğe cesaret etmiş olan sex ölüme lâyikam! BSeni öl. dürmek için Hindistandan — geliyo. rum. Kaçmağa teşebbils etme.HFran sayı karış karış tanıyorum ve seni nerede olsa yakalayacağım. — Efen. dimin intikamı önünde cesur olma. a çalış. Vasiyetnameni henliz yap. ansdınsa yap, Polise, âllene ve dostlarına bunu haber verme, çünkü hiçbir. fayda vermiyeceği gibi, oaların da ölümü ne sebehiyet vermiş olursur.. Ruhun Budanın cehennemine gidecektir!,, “J. K Bu mektup beni altüst etti. Bizin de tahmin edecağiniz vec. Bile, mektupta yazılmış olduğu gibi, rahat rahat ölümü beklemeğe hiç de niyetim yoktu. Kaçmak lâzımdı. Evet kaçmak! Ve, caninin beni ya. kalayabileceği Fransanın her hâah. Ki bir gebrine değil, Fransa barici. ne,, Onun beni — bulsmıyacağır bir memlekete kaçmak lAâzımdı. Derhti, sadık uşağım Jozefe, ls. taayona giderek Brüksele kulkacak ilk tren için bana bir bilet almaamı söyledim ve bemen o akşam Paria. ten ayrıldım. Brtesl gün, yüpbeli bir şahış ta. Tafından takip edilerek Belçika pa. yitahtma geldim, Büyük bir endişe içinde, hadisele. ri baklediğim bir sırada, inmiş ol. Guğum öteldeki odamın — kapımna Büdetle vurulduğunu duydum — ve dehşet içinde ürperdim. Bu kapınm arkasında kim vardı? Peşime takılan korkunç — Hindi! Mit Nihayot kapıyı açtım! Bu otelin hademcatydi ve bana bir mektup getiriyordu. Bimna nt - me gidince, heyecanla mektubu aça rak okudum. *“Çok sevgili dostum, “Nae öğreniyorum? — Şimdiden memleketimiz — haricindesiniz, ve Fransayı terkederek Belçikaya gel. miş bulunuyorsunuz. Şu balde bah. si kazandım. Henüx ayın yirmisi ve siz Brükseldesiniz. Doğrusmu bu ka. dar kısa bir zamanda kazanacağı. mı hiç de zannetmiyordum. «Şimdilik sarimiyetle elinizi B karım. “Doetunuz: J.. Rangltia,, Zavallı döstum!'Benl — Fransada tohdit eden korkunç tehlikeden ka- tiyen güphelenmiyordu. Vakıaşbahsi kaybetmiştim. Fakat doğrusu hayatımı kaybetmektense, 5000 frangı kaybetmek muhakkak ki daka kürliydi. Nihayet oca mektup yazmağa karar verdim. Fakat: *“Dostlarına haber verme.,, tarzındaki — tehdit aklıma gekli ve Jan Rangluaya ce. vap vermekten vazgeçtim Üç gün daha geçti. Yavaş yavaş içime emniyet gel. meğe başladı ve korkunç Hindlinin beni bulamayarak efendisinin yanı. na döndüğünü düşündüm. Dördüncü günün sabahmda tek. rar bir mektup aldım ve titriyen &l. Yerimle zarfı açarak gunları oku. dum: Paris 24 haziran “Aziz dostum, a BSizden bir mektup almağı nüyordum. Fakat herhalde hareketinizden evvel aldığınlf e ditten korkarak yazmaktağ YEŞ tiniz. Hadi canım. Rahat rabii | raya dönün. Bu Hindll Iıl'lı*l!d nim tarafımdan — uyöyurulif Çünkü, doğrusu, bahsi ıı/., Tazımdı. Bu size kurduğum U’" zaktı ve itiraf edin ki, bundi vaffak oldum. İ “Yarın trenden inişiniz de f tasyonda bekliyeceğim.. “Bana kin beslemeyin. yetle,, *Jan İ HAMİŞ — “Aöresinizi, d. 1ş için tuttuğum ve Paristenbif, z takip eden bir adarmdan G7 dim Belki de takip edildiğinili kınavarmışsınızdır. | “L p Ne kadar hiddetlendiğimi edersiniz! Bu gazeteci bant bir oyun oynamıştı. # İtiraz da edamezdim. Çünkü sayı terketmiyeseğime dair " girerken, bu işin içine hile v" nazlığın karışmayacağını şari | mamıştım. Jan Ranglun M yapmıştı. Fakat bu onün hıl'. Mağiübiyetimi — kabul ewli mıizıkçılık olurdu. Jan Rangitf mükemmeleri kandırmıştı. Parise gitmek Üüzere HEnl trenin sallantızr beni teskin * OÖnun cldden benden daba Mf gıktığını itiraf ederek, 5000 l vermek mecburiyetinde kaldıl O zamandanberi çok iyi d0f duük, İ Fransayı tekrar — terkederek yahat Zzevkini tekrar aldım. den hep yalnız seyahat Şimdi dostum Jan RangluSi, hatlerinde onu rafabet — aa Böylelikle kaybettiğim 5000 bana ciddea büyük bir dost Girdi. Fakat, artık şimdi, bans girmeği teklif edince, şidded? vAFR Babam, göpek u'yhdjî' uyandırdı, diye beni dövdü — Amma senin kabif yok ki. — Ben de köpeğin ! BULMAĞ! Ben, yedi hâarfli bir ki yım. Son Üç harfimi — biritiyi niz fransız, alman mül ihtlâfa mevzü — olan ınt" tanın adı çıkar. 3, 4, 5 orta harflerim j rin düygüsüunü — ifade ©0 n 2 inel harflarim temiz, ? Rumu söyler. Gene son ıl" den imaanlirin geçinmeleri tıkları işin yeni türkçe Benl bültniz bakalım? 200 okuyucumuza yeler verilecektir..

Bu sayıdan diğer sayfalar: