20 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

20 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.. AAA MAŞA, XX ÇK mi am ETLE Ci ği Cevapları veren: PROFESOR SANERK j Yöre tafsilâtile karakterinizi; tn —i131— is. Hergün Gül — Genç, ' m 20 den az), fikri've be. Ni Sa iliyetleri g'stemli bir messi ile ÖİM, Sok müsait. Bir şeyin teferrüa- İk Ne ihmale, Biraz da tembel b “dizatinde iyi kalbli, Vücut iti- İyidir. Yalnız muntazam bir » altında muayyen bir hedefe Şayanı tavsiyedir. —132 — N.2 — Genç, uzunca boylu, Yapılı ve bünyelisiniz. Haya- iye kadar umduğunuzu bula ğunuzu, tanıdıklarınıza ve za da tam bir İtimat ile bağ- izi Ve alıngan olacaksınız. #.çık eki, başkaları için hayırhahsınız, Mes'ut ve muvaffak olmak için N mi vasıflara malik olmak kâfi li vasıfları zamanında ve iyi üç “© kullanmak ta icap eder. ri kadar kaçırılan fırsatları dü * 3 Yi vasflarmızı kıymetlendirir. , n i 103— —. . İMAR v7: e NİK, tahsitinizi ve umum! mali ki A küvetendirmek şartile hayatta i & muvaffak olmağa namzetsiniz. AL, hs dereceniz kâfi © değildir. İç, etde olduğu kadar smeli işlerde ak olabilirsiniz. Bir Isi yaptık- “İn kontrol etmeğe © alışiksınız, t : , gürenmenizdes Z, ŞArİNIZ lüle tatsiyemin isabetini kabul ne Bünyece iyisiniz, sihhalçe # Yoktur, Yiyecek içecek mesele- dikkatli olmanız sayan tavsi- —14— MER: İ-35 olarak tahmin ediyorum. iseniz. Boyunuz uzuna yakın My böyük ve başben kusurlarınız Ve biraz da vehimli olmahız- bir hareket karşısında veya & önünde, uzak dn olsa muhte- Meticeleri düşünerek azminiz “esaretiniz sarsılmakladır. Çok f İN Yam f Vi Mü Yasınızın belli beşte MN fg Ve vehimli olmanızdır. Böyle eva yelleriniz hekfkalen Nm kır. Yazımızın bazı ki- ği kik pilerken, herhangi bir has” ip Bay ir olduğunuz nelicesine de a Nu da tedavi ettirmenizi tavsi- ki ni, İl olduğunuzdan fazla görün w "özarı dikkati celbetmek husu ğ Ma #dir. Yalnız bu arzularınız a i ind mi malümalınızın kon- a ulunmadıkça o teşebihiis ve İm Bİz i Ve ye ; istediğiniz ve düşündüğü a la neticeler " hasıl eder. ini, “lan budur. Büyük görün- ala, 2S göre, kendinizi buna göre İS€ başlamanız icap © eder. Wlinizi artırmak, tatbik ©- Bramın ilk merhalesini teşkil kkatiniz de kuvvetlendirilme aldi işlere istidat ve kabili olduğundan bundan istöfa ei seylere ve — yeniliğe alir, fakat yeni © şeylerin A etmelisiniz. Parmak İzle | ozılarım hakkındaki müta- Meniz tekrar görüşürüz, NS ii an. 3 : 2 Y bok “© aşağı tahin ediyorum muhtemeldir. Boyunuz kisa : v rün, Kendinizi rahen id j Sah, yorsunuz. 1â yaş evlenme *. ir gi 72 ve istikbali hatırlama İstikbalinizi, seydliğinizin Socuklarımzın . istikbalini. “yorum ki: o Derslerinizle zannediyorum. Biraz | yale beklediğiniz saadeti bu | “İmanıza rağmen hayalte mu | sebebi | Grafoloji ve Graforelri mülehassıs mezi yet ve kusurlarmızı; sizl hayrete düşürecek vazih ve sarih olarak bususiyet lerinizi; tuttuğunuz veya düşündüğümüz işte VAltak olup olmıyacağınızı: nihayet beş farkin yazınız size söyliyebilirim. Bana #hzeteden, bir kitaptan veya aklınız dan yazacağınız dört satırlık aki imzalarınızdan ikisini gönde riniz. yazıyı; son meşgul değilsiniz ve dikkatiniz, zekânız, varlığınız yalnız sevdiğinizin zerinde top lamıyor. Size tehlikeyi ve bu yoldaki hare- ketinizin büyük zararlarını ihtar ederim. 131 — A.H. Gençsinir.. Zekâmız islektir. — Sistemli mesai İstiyen işlerde bilhassa muvaffak ok | mağa namzetsiniz. İnlizamı sever ve bunu | düşünmüyerek tetbika çalışırsınız. Tukip fikriniz de iyidir Bünyece bir şikâyetiniz oltnamuk lâzımdır, Yalnız iiyadın sizdeki te siri büyüktür. Alışınadığınız şeylere ve iy lere karşı İçinizde sebebsir bir — çekinme vardır. Tabialen memur olmaktan siyade &mir olmadı mütema iniz. Binaenaleyh halunacağınız islerde daima âmir mevki İ inde olmağa gayret ediniz. Aksi hülde ru- ben münzaep olmanız ve amirlerinizi tan meniz ihti 74 İahminden de menunm ede: n derecesi varılır, Sol elinizle siliyetinizi göstermekte Başkalarına tahakkiiren ve diğerlerinin — kusurları üzerinde fazla durmaktan -vzeçiniz. | 138— Fatih $&. 4.1. A. 53: Genesiniz, boyunuz orladır. o Elinizin seklini — görünüşte hiçbir kusur bulunma masına ruğmen — İYİ cizememiş olduğu- nuz tehmin ediyorum, hüm fazla olgunlaşmış değilsiniz, bu da genç Einizin ve şimdiye kadar yaşayış tarzını» #ın neticesi ve İcabıdır. Sizi farla olâka- dar eden ve beyecan seren işlerde | ne yapa Viyeceğinizi saşır- | mak hususiyetleri zden biridir. Bumu si. xe yazımızı tahlil ederken kureklerinize ne kadar nüfur etmiş olduğumu göstermek İ- çin Yazıyorum. Hayatınızda son aylar içim de yakindan me eden hâdiseler İŞE LA çel ba elk b ade Er vukuunu beklemektesiniz. Elinisin tekrar resmini bekliyorum. 139 — 9.4.19.4.9.47 Yazınızdan anladığıma göre yaşımız 60 rivarında olacaktır. rücu bir oOmaziniz olduğunu tahmin ediyorum, Belki de zabit siniz. Birtakım aile meselelerinin sizi son ramanlarıda fazla ördüğünü zannediyorum. Yaznızdan belli olen yorgunluğunuza ve üzüntülerinize rağmen çalışmak, mücadele etmek arzusunu kaybetmiş değilsiniz. Bel- ki,de yaşınısla mütenasip bir İşte buluna- mamanın sıkıntısı içindesiniz, bu da boş İ zamanınızda doğmaktadır. Heyecandan yadece müleessir olduğunuzu, ve bunun üzerinde çok menfi tesirler ya- Pabildiğini ve daha yapabileceğini istik- saç ettiğim için kendinizi bu bakımdan bir dek gösterip muklasi tavsiyeleri al mame, yerinde olur sanırsam. M0— Cüğoloğin No. 80 ? Orla hoylüsü Vücütçü dolan savı: | labilirsiniz, Sı” diniz iyidir. misiniz. Sizde Itiyalların tesiri büyüktür. Hareket lerinizde ve haltâ düşüncelerinize o his- Jerinizde dama alıştığınız işlerin izlerini görmek mümkündür. Bundan dolajidır ki alışmadığımı? bir seye karşı içinizde dai- ma tereddüt vardır. Tabsiliniz iyidir ve o kumaktan zevk duyarsınız. Bedeni İşler. den ziyade fikri işlere istidat ve temay Yünüz fazladır, Biraz alak görünüyorsunuz. Ataklığı aldığımız esaslı Terbiye — fp- dil etmektedir. Hayatınızda dikkate değer | muvaffakiyetler görüyorum. Yeni neşriyat Arkitekt (Mimar) Bu Dersinin S1 inci sayısı — çıkmıştır. İçinde mimar Pelir İhsan © Ankarada yaplığı üç kira evi, mimar Adilin Fener- bahçede küçük evleri, mimar Sabri Ora- nın villa projesi, Erzurum anıtı ve Ankara Gazi resim müsabakaları ile mimar Hulü- sinin Puris sergisinde sirkülasyon, mimar Zeki Suyarın (Eminönü meydanı) ressam Melek Çelâlin (Nazmi Ziya) isimli yazda İ riya ecnebi memleketlerde mimari faa i liye piyasa cetveli ve mimari haberler. | det bahsedilinekledir. Belediyelere, nafig- lara, mimar ve mühendislere tavsiye erle- riz, Dük Amede Danst Habeşistan kral naibi (alya kralının kardeş çocuğu Dük Amede Daost kimdir ? İtalya ktalınm kardeş o çöcuğu Dük Amede Daost'un, Habe- tah karl naip- liğine tayin © lunduğu mallm- dur. Yeni vazife - sine © başlamak özere aym 15 inde Zara kru - vazörü ile hare - ket eden genç Dükün bu gün - lerde Adisababa ya varmış bulun- ması mümkün dür. Dük Daost; 21 ilkteşrin 1898de (Terito) da dünyaya gelmiş, Dük de Puiy isimini almıştır. Ve bu ismi haba- sının vefatı tarihi olan 4 temmuz 1931 e kadar muhafaza etmiştir. Şimdi ikinci Prenses Mavi Jozef © Emanbelin küçük oğlu ölan büylik bha- basının vaftiz adımı taşımaktadır. 1868 İspanya ihtilâli, kraliçe Eliza- beti ecnebi bir diyara kaçşmıya mecbur bırakmıştı. Borbonların sukutu Mad. ritte ilân olunmuştu. (Kortes) meclisi, İspanya tacmı, sabık Portekiz kralma, sonra da Hohenzoleria prenslerinden birine teklif etti, 1870 Alman — Fransız muharebe- sinin sebeplerinden birinin de bu nam- zetlik meselesi olduğu malümdur. (Kortes), bilâhare (Du tacı, Savua prensi Amedeye vermek istedi. Prens de kabul etti, 4 ilkkânun 1870 de, İspanya tacını başıma koydu. Fakat, halkın galeyanı, yeni kralın uzun müd- det saltanat sürmesine mâni oldu. Şi- mal vilâyetlerinde (Karlist) ler isyan bayrağını çektiler, Amede meşrutiyet kanunlarını tatbik etmek İstedi. Muvaf fak olamadı. Hüküm sürmek için bir çare vardı: Şiddet... Bunu da muvafık bulmadı, 11 şubat 1873 te saltanatı terketti. İtalyaya gitti. Ve tarik bir nam bıraktı, Dükün annesi, (O Dük Dorlean'nın hemş'resi prenses (Elen) dir, Napolide Kapodmaon sarayında oturur. Dükün çocukluğu yabancı memle- ketlerde ve bilhassa İngilterede geç- miştir. Orada Dük dö Vindsöris pek samimi dost olmuştur. Dük, 14 yaşında iken İtalyaya dön- dü. Napoli askeri mektebine girdi. Ta- til zamanlarını seyahatle geçiriyordu. Genç prens, umumi harpte sahra topcu alaymda hizmet etti. İlk evvel onbaşı, sonra gösterdiği yararlıklar üzerine mülâzim oldu. Daima ilk safta bulunuyor, topların nişan alınmasına, endalıtma bizzat nezaret ediyordu. Harp bittikten sonra, şimali Afri- kada seyahat eden amcasına iltihak etti, Son zamanlarda Habeş harbinde bulun- du. Prens, 5 ikinci teşrin 1927 de pren- ses (Mari Joze) ile evlendi. Biri erkek, biri kız iki çocuğu var- dır. Triyestede (Miramar) kasrında o- turur, Prens, son zamanlarda tayyafe- ciliğe merak sarmış, ve pilot diploması almıştır, Sanatkâra Fikir ve güzel sanatdevlet yardımına muhtaç mı ? yardım si- pariş suretile olabilir Burhan Toprak; Ahmet Ham Telefonla alelâ <ele alınan bir randevudan son- ra, Burhan Top - rak, Akademide - ki odasında bana anlatıyor: — Bu mevzu et- rafında 6 kadar çok şey soraldu o lendi ki... Doğru- sunu İsterseniz sözlerim hiç de oriji- nal şeyler olmıyacak.. Daha evvel de gerek resiin müzesinin açılması do- Jayısile, gerek kademiyo yeni geldi- ğim şaman, söylediklerim orasında mevzuumuza çok temas ettim. Maa- mafih konuşalım, sorunuz. — Telefonda söylemiştim.. — Hu evet, o halde.. Buzünün mü taleaları için, dünün ve daha evvel- erin bilinmesi lüzumu tabiidir. Sa- dear. esas itibarile her (devirde himaye görmüştür. Himaye edenler | de belli başlı ya müşteri, yahud da hususi nimresmi veya resmi teşek- küllerdir. Mesenler ve kilise, sanati ve sa- natkârı birinci derecede himaye © denlerdir. Bunlar olmasaydı birçok gn” k ral. Katedral, alelâde bir kiliseden çok daha fazla bir şey demektir. Kas : tedral bir küldür, Onda mimari, re- sim, heykeltraşlık, camcılık, tezyini sanatlar, hülâsa herşey vardır, Bir kilise demek bütün bu sanat şubele- | rine mensup sanst adamlarının hi- maye edilmesi demektir, (Eskiden sanatkâr yapılacak olsn bir mimari eserinin tezyinine çağrılır, kendisin den izin talep edilmek suretile hima ye görürdü. Sonra meselâ Mesenler bu himayeyi bilâvasıta hale koydu- Jar, Son devirlerde #ünatkâri zenginler himsye etmişlerdir. Bunla rın bir kısmı sanat zevkine malik ol- dukları için, bir kısmı da sırf moda- ya tabi olarak bunu (yapmışlardır. Meselâ bugün Pariste, modaya tabi birçok amatörler, sanatkârları ko- rumaktadırlar... Bu sırada telefon çaldı. Konuşma bitince sordum: — Size göre himayenin zararet ol- duğu anlaşılıyor; fakat bu himaye bugün, bizde ne şekilde olahilecek- tir? Sanatkâra yardım, sipariş sure- tile olabilir. Bu husustaki misaller gözümüzün önündedir. Kapı vuruldu. Profesör o Leopold Levi ile Ahmet Hamdi girdiler. Bur- han Toprak beni profesöre tanfttı ve konuşmamızın mevzuunu anlattı. — İşte, profosör bizzat bu hususta size fikirlerini söyliyebilir. Bazı res gamlsra muayyen bir para vererek çalıştırmak fikrini de evvelâ kendi- #i ileri sürmüştü. Sipariş meselesine gelince, meselâ Fransa, 1937 sergisi için 600 milyon frank vermek sure- tile birçok sanatkârı ve (O bilhassa holkeltrasları çalıştırmış, kendileri- ne mühim siparişler vermiştir. Ya bu sekilde sipariş vererek veya devlet müesseselerinin, inşaatında muayyen nisbette heykel (ve resim konmak üzere müsabakalar açılmak suretile sanat adamları himaye edii- miş olur. Burhan Toprak, tekrar döndü; sonra devam etti: “— Son zamanlarda Ankara garı için 164 metre murabbaı bir sahayı ikiye bölerek resimle tezyin etmek hususunda bir teşebbüs mevzuubahıs olmaktadır. Ehliyet sahibi (o sanat- kârlara mütehassıs bir jürinin kara- rile siparişler verilecek ve o seserler telefons Bilgi matbaası Birçok kimselerin mürsematından anla. şıldığına göre yeni açtığım Birlik matbaa- sı, isminden müşterek bir yer telâkki e- dildi. Ben teklik manasına bu ismi koy- duğum halde herkes beraberlik manasına #ldı. Bunun için ismini değiştirdim. Müs- taki olduğunu anlatmak ve yalnız bana- ait olduğunu bildirmek için ismini (Bil gi matbaası) koydum. Mubterem müşterile rime bildiririm. - İstanbul - Ankara caddesinde No. 35 Bilgi matbansı sahibi Ülwi OLGAÇ kadar çok #6y BÜY | | enaleyh şunların içine resim *orin meydana gelmesine İm | in Meselâ bir kilise Kated- | bina yaptırılmen, içerisini resimle, eye f Leopold Levi ve dinin fikirleri Devlet müessese'erinin inşaalında muayyen nisbette heykel va resim konmak üzere müsabakalar açılmak sureiile anal adamları himaye edilmiş olur ene ayni heyet. tarafından kabul c- dilesektir. Leopold Levinin fikirleri Konuşmamıza yakından alâka gösteren profe « sör Leopold Le - vinin düşündükle- rini öğrenmek be nim için hayli en- teresan olacaktı. O da, şöyle söyle di: Ben, bilhassa bu devlet miülesse- selerine muay - yen nisbetler al - t eserleri kabulü hakkın- .. Eskiden, yapılan da söyliş i miraari eserleri müstakilen mimari 8 seri olarak telâkki ediliyordu. Bina- koy» mak, heykel koymak gibi birkaç sa- nat şubesini bir arada bulundurmak esasinna dayanan noktai nazar şaya- nt kabul görülmezdi. Yalnız (kilise | bunun dışında kalmıştır. Bugün, artık böyle bir fikir mev- zuubahs değil, O telâkki iflâs etmi tir. Şimdi yapılan mimari eseri, Gü- ze) sanatların diğer şubelerinin yar- drmına muhtaç addediliyor. Yani bir heykeller veya tezyini diğer eserler« le süslemek yolları ve imkânları ara nıyor. Galeriler veya diğer binalar yaplılırken bunlar düşünülüyor.. Ben, devlet müesteselerine muay- yen bir nisbet tahtında bu kabil 6- serlerin kabulüne taraftarım. Nite- kim Ankara garı hakkında biraz ev- vel söylenilenleri şiddetle tetviç et- mekteyim. Burhan Toprağa sordum: — Peki aman, devlet, yalnız siparis vermek yoluyla değil de muayyen tahsisat vermek snretile sanatkârı çalıştıramaz mı? Bu. sakdirde om» dan meselâ muayyen vasıfları haiz eserler istiyemez mi?, Bilhassa bu, muharrirler için mevzwubabs olabi- Mi Vallahi, şiir ve edebiyat hak- kında söz #öylemeği o salâhiyetleri- min dışında görüyorum. Bu hususta Ahmet Hamdi benden çok daha salâ biyettardır. Ben resim, o heykel ve mimari için söyliyebilirim. Bu soru- lar dahilinde konuşabilirim. Meselâ, müzeler noksandır. Bir kopye müze- miz olmalıdır. Yerli bir osenatkâr, Avrupaya gidemediği takdirde, res sim veya heykel üstadlarınm 6ser)0- rini görememeğe mahkümdur. Bu i- se, bir sanatkâr için çok büyük nok- sandır, Bu büyük noksanı ancak dev- let telâfi edebilir. Meselâ (o İtalyan primitiflerindenberi gelen bütün s8- nat şâheserlerini,tabii kopyeler halin de, toplamak şüphesiz elzem ve müm kün bir şeydir. Bunun için de ros- İ samlarımıza siparişler verilebilir. Telefon. Ben Ahmet Hamdlitle konuşuyorum. Burhan Toprak, pro- fesörü alarak “beş dakika!,, kaydila çikiyor. Leopold Lerinin eğbere bir taslağını çiziyorum, Netice, onlar dö hünce tasbik etimek. Ahmet Hamdiye göre | İ | — Ey, üstad, an- “— Vallahi dos- tum, diyor, Ah - met Hamdi, bu üç rani Te - ei ii İİ biz isini fi sanat, #im, he mari mükenme- Ten bipariş alabi- Mir ama, edeb | ! İ tın sipariş alması biraz gariptir.,, — Yok canım, tabii o mevzuuhahs değil, edebiyat hakkında, demin Burhan Toprağa sorduğumun ceva i bint istedim. Yani devlet muayyen | tahsisatlı muharrir çalıştırmalı ınr?. : “— Derlet sanat adamını himaye etmeli, Şüphesiz bu bir zaruret hali- ni alıyor, Bilhassa, eserin sanatki- rını açlığa mahküm ettiği memleke- timizde. Fakat devletin otoriter ola- rak bu İşi görmesine taraftar deği- lim. Yani millet sanatkârı ohimaye etmeli, hattâ vazife bilmeli; — fakat bu, kabili tatbik olan sanat şubale- rine tatbik edilmeli; yani oOdemin söylediğim sipariş almak meselesi.,, Döndüler; lâkin Burhan Toprak yalnızdı. Acele bir krokisini cizdim.. Teşekkür ettim ve çıktım. Zahir Sıdkı GÜVEMLİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: