26 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

26 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3, BIRINCİKANUN — 1987 Hayata dair Haqranlık | s AMİMİYET gibi ıııpıın* yaratıma kabiliyetinin 16487 | hürlerindendir. Şahsiyoti olmuya T | j damın samimiyeti olamaz, cv“ yaçtan doğmaz. Her süylediğint: larmın, kendilerinc o hisleri, © h süvvur olunabilir mi? Gençlerin ço 4 okuyarak değil, havadan â)ış Sqıası_ı Mısırın. genç Kralı Mısırdakı Başvekıl ; E Yazan : Şekip Gündüz SIR sarayı geç ve zarif Kral Kral ne istiyor? Nahas paşanın M Birinci Farık'un evlenme hazır- | diği nedir? Niçin anlaşamıyorlar? B i lıkları ile uğraşırken, Mısır, hiç de bir | — Mesele, zahirde, basit bir anlaşama- ü ! İ ; binbir gece düğününe sahne olabilecek | mazlıktan doğmuşa benziyor. . bir diyar manzarası göstermiyor. Her | Hsinin mavi xumşl:k D);ı bı:ıî;lnî:— ışırakın “ALLÂN İbtilâİ!” Besleri yükse- | kerf teşkilâtr vardır. Kral bu teşkilâtın liyor. Talebe nfimayişleri şehirlilerin Ta- | devamına lüzüm olmadığını birkaç kere hatını kaçırıyor. Müsir gazetelerinde o- | ihsas etmiştir. Fakat başvekil ve arka- kudıııum!u yazılar ve muhtelif dünya | daşları bu teşkilâtı dağıtmak için en u- , merkezlerinden akseden - telâkkiler, bu | fak bir temayül bile göstermemişlerdir. K memlekette, ehemmiyeti küçültülemiye . Kıral bu teşkilâtı niçin dağıtmak isti- cek bir siyasi buhrari behn:hbın göüste. | yor?, söylese, ne yapsa öğretme'dir. lo-d'ı yaptığıma gerçekten innıuııııl Şünceleri vermiş olan :I.ııııı.lal'"' gu bunu henüz anlamadıkları ;': derin bir surette duyduğu bİT het l pilir şey isbat etmez; onlar ancâk bi pağanıdır. Papağanda samimiyet asırlandanberi söylenmiş lıı,pıllı kendilerinde de duyar gibi "M':ıı' rından onları yazmakla samimi ” cakları sanırlar. Halbuki bu çeşit zları kendilerinde hiçbir zaman mimiyetin, yani hakiki şahsl, Dal teşekkül edemiyeceğini gösterir. nilebilir ki samimiyet dalma e'-'nki'" arı tol İstiklât karbimizde, akıllara durgunluk veren bir şehamet ve kaktamanlık nüs münesile memleketlerini müstevli düşmuna karşı müdajaa eden ve kurtaran kahraman Gazianleğliler, dün bülün m emleketle veraber bu mutlu günü sevinç içinde kutluladılar. Bu münasebetle şekrimizdeki Gazlantep liler de, Eminönü Halkevinde toplana- tak bir merasim yapmışlar ve bu sevinçli- günü bir arada geçirmişlerdir. Ki B nmeğe Tü: Gömlek. uymamak, mücsses itikatlı I' Buhranım iki başı var: Til ŞA n lummo'ls'yumkhr demol 5 etmek arzusile başlar. Bunun içlı” ' 1— Kral, İ A rfrılfte o(urdlgar»a"; ati c dir ki sanatte her yoni cereyan y 2 — Başvekil, Te ü selanbe atik devletlerin müntesibleri, kendilerinden — ©'7 DÜ hoşuna gitmezler. gelenlerin eserlerinde hiçbir kıyta İngilterede geçen yıl Krar sekizinci Edvardım karşısına nasıl bir. Başvekil Bakivinin dikildiğini Rördüysek, bugün d_e Mısırda genç kralın karşısına öylece bir Başvekil Nahâs paşanın -dikildiğini görüyoruz, İngilterede kral Sekizinci Edvardın im- paratorluk ve krallık tahtlarından uzak- laşmasını bugünkü — düşes dö Vindsör'u saltanata teşrik etmek İstemesine atlet- mişlerdi. Bugün o hâdisenin, imparator- luk iç ve diş sıyasaları Üzerindeki çetin anlaşamamazlıklardan doğmuş bulundu- Bu herkesçe malümdur. Fakat mestleyi ister zahirf şekli ile ister hakiki manası ile tetkik edelim mutlaka şu neticeye u- laşırız: “Başvekil Baldvin - Kral Sekizinci Ed. vard maçından Başvekil Baldvin galib olarak çıkmıştır.., Acaba Başvekil Nahas paşa - Kral bi- rinci Faruk maçı kimin galebesiyle bite- cektir? Böyle bir suale muhatab olunca hatı- ra gelen üstünkörü cevab şudur: — Tabif hangi taraf kuvvetliyse? Acaba hangi taraf Kütvetli? Misır Kralr Faruk babüsinin yerine getçiği gündenberi Misırlıların umuml sempatisini şahaı üzerinde teksif etmiş addedilmektedir. Fellâh, esnaf, işçi, ta- cir, münevver, asker, genç, ihtiyar, ka- dın, erkek bütün bu genç hü- kümdara büyük bir sevgiyle bağlı olduk- larını muhtelif hrşatlarda izhar etmiş- lerdir. Başvekil Xıhıs paşaysa yakın Misir (f tarihinin iki büyük hâlk ve devlet ada- mından biridir ki, 18 yıllık mücadelesi, Mesırın her tarafında şahsıma karşı yük- sek bir saygı yaratmış bulunuyor, yakın Mısır tarihinin bahsettiği iki büyük dev- let adamından diğeri, Saad Paşa Zağlül idi. Mısir istiklâl ve hürriyetinin/bu en büyük yapıcısının, bu en büyük Misır kahramanınım bugün ahrete göçmüş bu- Tunduğunu düşünecek olursak Nahas pa- | şanın, Mısırda siyasi ve milli şef olarak, tek baştna kalmış bulunduğu anlaşılır. Başvekil Nahas paşa Vefd partisirlin Hideridir. Bu parti Mrsır parlâmentosun- da kahir ekseriyeti elinde tutar ve Mr- sırın her tarafındaki şubeleri, mücadele- |i hiz b"f“klü veya beş geçerek bulunu- Üi cileri, hatipleri ve sayısı bir hayfi yam olan azaları ile çok kuyvetli bir siyasi teşkilât Mmanzarası gösterir. Bu teşkilât, İngiltereye karşı tam 18 yıl devamlı bir mücadele idare etmiş, birçok kurbanlar vermiş, İngiliz mitralyözleri — karşısında bile hedefine gitmekten yılmamış ve de- nilebilir ki Mısırı hürriyet ve - istiklâle kavuşturan bir ordu vazifesini görmüş- tür. O halde karşı karşıya geçen iki ha. sım (*) hiç de biribirinden zayıf değil- dir. Kral Faruk'un tahta çıkışr esnasında paşanın yeni krala ne büyük bir sada- kat ve bağlılık gösterdiğini hatırlarız. A- caba bugünkü vaziyet Nahas paşanın ve Velfd partisinin krala karşı sadakatin- den inhiraf etmeleri suretinde tefsir edi- Jebilir mi? Gelen haherler Nahas - paşanım krala, hanedana ve bu hanedanı Misirin ba- şımda tutan ana yasaya karşı cephe tut- muş olduğunu ihsas etmiyor. Fakat hâ- disenin sokaktaki terahürleri, günün bi- rinde saraya karşı sarih bir cepbe tut- mak tstiyecek bir “Nahas Paşanın ax tehlikeli bir düşman olarak telâlkiki edi- lemiyeceğini açıkça anlatmaktadır. olarak kabul etmek nti köyünden köprüye inerim. İstanbul t rajına — geçeceksem, — Eminönünden, Saray bir tarftan vefde düşman siyasi partilerin bir — taraftan da İtalyaya düşman bir İngilterenin devamlı teşeb- büslerine maruzdur. Mavi gömleklilerin başmda bulunan- lar İtalyan kültürünün tesiri altında kâl- mış münevyerlerdir ve İtalyan propagan dasınım gizli tahriklerine âlet olmak is- tidadında bulunanların bu teşkilâtta bü- yük bir yekün tuttukları zannediliyor. Demek ki sarayla kahbine arasında ve Kıralla Başvekil arasında beliren anla- şamamazlık İtalyan - İngiliz kavgasının Moesirdaki bir âksi suretinde kabul edi- lebilir. ü Sokaklarda insan yığınlarının “İhti. VâlI Thtilâl!,, diye bağırışmalarına baka- rak genç ve zarif Kralım saltanatı baş- larken yapılmış olan saadet tahminleri. nin ve güzel temennilerin boşa çıktığını sanabiliriz. Misır, geniş siyast hüriyetlere hak verdiren bir siyasi şuura ulaşmamış mil- ' letlere mukadder olan — kargaşalıklara namzettir. Aceba bu kargaşalık sonun- da hüküm hangi otoxitcr ele geçecek? | Karalın eline mi?- . Nahas'ın eline qi? şddp GÜNDÜZ (*) Eğer bu hâdiseyi bir mukasama bi oğru Değil mi? Sabnlılurı temizle- | nen dükkânlar Bir arkadaşımız nıılam tramvay yolunu takib ederek yürürüm, İ Beyoğluna geçeceksem, Tünelle veya || yaya çıkar, Galatasaraya kadar yürü- : yerek giderim. Vapur beni deima se- kizi yirmi beş dakika geçerek iskeleye ği çıkarır ve binaenaleyhk her sabah Emi- & vönünde veya Türtel başında tam se- !mdı ya, Borsaya — kadar olan mesa- sabah muntazaman çamurlanır, berbad olur. Çünkü. yolumun geçtiği bu yer lerdeki sıra sıra dükkânlardan hiç ol- mazsa beş altı tanesi yıkanır ve süprü- lür. Yani bu, o demektir ki, bu dük- bânları yıkayıp süpürenler, herhangi bir saygı hissini düşünmezler. Çünkü bütün o süprülenler, sizin üzerinize hiç beklemediğiniz bir kapıdan sıçra- ği yverir. Bir süpürgenin fırlatabileceği B cirkef, bir pantalonu, bir etekliği mah: Üİ fe dahilinde, ya tünelden Galatasaraya Üi ıkaln olan mesajede üstüm başım, ker B vetmeye te medeni bir insanı çıldıra- cak kale koymuya kâfidir. Belediye bile nizamlarına bunu me- nedici maddelef koymuşken bazı tica- İ tethane sakipleri buma neye riayet et- İi cezalandımı!- $ mezler? Eğer kareketleri sa ne diye burada dert yanayım? vel olacağını tahmin — ettiğim bir za- i yunmuş olur sanırım.,, Ispanyada harp vaziyeti değişmiştir Şimdi asilerin inhidam tehlikesi karşısındadır Yazan : Sadık Dumar Cusnhuriyetçilerin âsilere taarruz yetli inkişajını gösterir herita. (Hu İspanyada meşru hükümet kuvvetleri- nin Terusli zaptetmeleri günün en mühim hâdiselerinden birldir. Hattâ denilebilir ki hükümet küvvetlerinin hiç beklenme- dik bi zamanda - gitiştikleri bu — laarruz bir parça daha inkişaf ederse elde edile- cek netlceler Uzak şark, garbi Avrupa, aerta Avrupa ve Akdenizde siyasi hâdise- lerin seyri Üzerinde dahi müessir olabilir. Ternel İspanyada hükümet cephesinin en tehlikeli tarafıydı. Madritin arkasında bulunması ve sahile ancak 100 - kilometre bir mesafedo olması bu noktayı hükümet- çiler için iki bakımdan tehlikeli bir hale sokmuştua: 1 — Cenaba doğru yapılacak bir asl ta. arruru Valansiya ile Madritin — irtibatını kesebilir ve ast kuvvetlerin Madriti şark- tan çevirmelerine de imkân verebilirdi. 2 — Teruelden şorka — doğrü yanl Ak- deniz kıyılarındaki Himanlara — doğru ya- pılacak bir tgarruz, İspanyol. “halk cep- hesi İspanyası,,nı ikiye bölebilir, Katalon yanın Valansiya, Madrit, Murciya ve Yeni Kastillâ ile olan bağlarını koparıverirdi. Bu takdirde, denizden abloka altında bu- landuğu için hükümetçi İspanya elindeki toprakların bülün dünya ile teması kesili- ettikleri mıntakayı ve harekdim muvall_ah- susi haritacımız larafından çizilmiştir) verirdi. (Tabil Kalalonya müstesna) zira ukarıda da söylediğimiz gibi Teruel, Ak- deniz kıyısındaki ert yakın limana yani Kastellonaya ancak 100 kilomctre — mesa- fede bulunuyordu. Asiler şimalde Bask hükümetinin bütün topraklarını zaplelliklen sonra oradan bo- şalan kuvvetleri süratle şark — cephesine nakletmişlerdi. Hükümet — cepbesinin, bu kuvvetler gelince çok sıkışacağı — söyleni- yor ve asi general Franko bir — taraftan, vad. het akşâm bir başka — soytarilik yapun Seyitin meşhur spikeri, yanl Giye- po de Lano adındaki diğer asl — general mütemadiyen bir “şakull inhidam,, dan bah sediyorlardı. Hele Franko esrarengiz ta- Belet li aa biş. İ Ytlar takınarak; Tamadan, hiç değilse saat sekizden ev- İ *— Ispanyollar bir sabah uyandıkları zaman her şeyin bittiğini güreceklerdir.. * diyordu - Yani yataklarına girdikleri za- İ , man karşımızda mevent olan Valans cep- manda temizliğe meçbur ettiği kintse- # H lerim hareketini takip etse, her — gün (j yüzlerce vatamdaşm üztü Boşı da ko- İ hesinin uyandıkları zaman yerinde yeller | esecek.,, ,Frankonun bir takım hazırlıklara girişli Bini de gösleriyordu. Farara Guadalahara Ve İspanyadan gelen haberler, hakikaten | cephesi bir vilâyetinin — şimalinde, — bilhassa (Jad- roğuc * Hadrak) mıntakasında kesif kuv- vetler tahşit ettiği hissediliyor, keşfe ci- kan hükümet tayyareleri cephenin bu ta- rafına mütemadiyen levasım ve mühim- mat taşındığımı haber veriyordu. Asİ ge- neralin emri alfındakt donanmanın Kas- tillon limanı etrafında toplanmak emrini aldığı duyulmüştü. Rivayete göre Fran- ku taarruzunun bir ncu Hadrak'dan cenu- ba, Madritin arkasına doğru — inecek ve ikincl vcu Teruelden şarka ve cenubu şar kiye doğru bir catal hâlinde donanmanın da yardım ile, Kastillon, Sa- Runto, Vatansiya Timanlarına — İneçek ve hem Valansiyanın Madritle irtibatı kesi- lecekli hem de cumhüriyetçi İspanya İki parçaya ayrılacaktı. Fakat bütün tahmin- lerin dışında bir hâdise — ile karşılayşıldı. Şimalde, Baskların son şehri yani Gijon sukut eder etmez Madrite — yüklenmesi beklenen Franko, © hâdise Özerinden İki ay geçtiği halde en ulak bir harekette bi- le bulunamadı. Buna mukabil hükümetçi- ler evvelâ Saragoşa ve arkadan da Teru- ele birlhirinden muvaffak iki taarruz yap- tılar. Hükümetçiler, on beş gün evvel Sa- ragosa hücum ettikleri zaman bitaraf mü şahitler ve ataşemiliterler gu — beyanalla bulunmuşlardır: — Arller taarruza dayannmadılar. '-İl t halinde kaçtılar, Bu gefer Teruel taarruzünü takip eden- ler de aymi sözleri söylüyorlar ve bundan şu netlceleri cıkarıyorlar; 1 — Franko artık karadan ve denizden bir taarruza kalkışarak Katalonya Üe Va- lans arasındaki irtibatı kesemez, 2 — Artık hükümet cepbesinde Pranko nun bahsettiği gibi “şakull bir inhidam,, beklenemez. 3 — Son taarrurlarda, isyanm bayladığı Ründenbeti İlk defa olarak cümhüriyet cep hesinde disiplinli ve muntaütam bir ordu görülmektedir. Evet, Frankonut elindeki — muntazam kuvvetler harb ede ede eriyip asilerin cep hesi talimsiz, terbiyesiz kuvvetlerin eline gectidi Kün, hele asilerin en mühim kuv- vetleri olan Faslı askerfler cok yıprandığı gün cumhuriyet cephesi yepyeni silihlar. Ta milcehhez, disiplinli, askerl — talim ve terbiyesi tamam hir milit ordu. vetiştir. miş bulunuyor. Artık Madritin sukutunu | rılmışsa da yavrucak — aldığı saldırarak, | tesiriyle biraz sonra ölmüştür. bulanmadığını iddla ederler. HM' olmalarında bir belis yoktur: miyetleri ancak bu surette yolu bulactıktır. Hayranlık da ancak guıhıiyı*— hibi kimselerde — bulunur; C.n'. herhângi bir kimsede yeya —4":, hayran olacak bir şey bulmamız. hit da derin bir hissimizin, — derin "e düşüncemizin - belki bizzat llıtl' ü demediğimiz bir his veya fikrif * fadesini bulduğumuzu — göstetif. çinde hiçbir şey bulunmıyan ııdl"" herhangi bir eserde kendisini 'nlü mesine imkân var mıdır? Hiçlik, bir yerde kendi akxini güremez. kat ederseniz etraflarında ıınM'r ları her şeyi kabul eden, dılınl yid gunlnk gösteren kimselerde hak hayranlığa hiçbir zaman tesadüf lunamaz. Onlar, — beğenmek yazıl geldiğini öğrendikleri için b Ter; onları müdafaa etmek için helir Tanmazlar, coşmazlar; onlara cum edenlerin söylediklerini Kabil etmeseler bile şiddetle reddetmi” ler, belki alay ederler. Çünkü .d“; ttirazlarda, kendi şahıslarma, ta ÜÇ rin itikatlarına dokunan hir şey © mazlar. Beğtendikleri eşerle ki dilmiş gibi hissedip de bir aC£ M , sunlar, bağırsınlar!... Gönlünde # yan bulunmıyan adamda hlyıll’ olamaz. Nurullah ATAÇ Bir çocuk yanarak oldü Büyükderede Çayırbaşında 0( kundra bayacısı Ahmetle karısi finı evde yalnız birakarakdışarı çl-'“f'ı rı bir sırada çocuklar mangala daj Yyanmışlardır. Bunlardan yarası ağır olan HIW’ dir.Derhal çocuk hastahanesine KA yaralıff Izmirde kurulacat süt fabrikası İzmir, 25 (Hususi) — Burada ye tarafımdan kurulacak süt ıaW; Çin yapılan hazırlıklar bitmek v Fabrikanın makine ve tesisatı 7Ö lırımhakwhqdiummwdıw PAZAR BİRİNCİKÂANUN — 1887 Hlert: 1356 — Şevval 28 af Güneşin doğuşu Güneşle 725 Şebiyeldanın sonu Sabah Öğle Ikindi Akşa: » (80 5,55 1214 14,36 16,16 18 ve Prankonuün nihal zafer — kayall heklemek çecuklak olur. Son h Âsller arasında dabili kavgalara ması muhtemeldir. Cemhuriyet şakuli Inhidamdan — kurtulmüuştur” asilerin cenhesi bir şakuli inhidi kesi icindedir. &Mbwı SN Vakit “xâlâ.L_

Bu sayıdan diğer sayfalar: