19 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

19 Ocak 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| “altverene mahallesi — yirmi dört Ka Tİ yanıyordu. (Madârit)in n SAraflarından hiçbir zabitin “dası altında olmadan, hiçbir h=""' ve hiçbir şey — bilme- t ©Tce —genç gönüllü şehrin _:':-" dofru akıyor ve iki taraf A ve x nden aallanan siyah saç- Ütüyo, irmızı mendillere bakarak D sşç otlardı. k:; fezaretinin önünde müt- Üörie e Abalık birikmişti. Yeni ge- & ç ka gatlarda durdülar. Her- A FO S n BLREAL ZL P nte d Haait Parmaklıklı balkona ba- Üktan; * Ne olacağını, — oradan ne ilaş ' bilmiyen gönüllüler, bek- | Biri N lıo;ç daükika geçti. Derinden de- , Yak Sesleri işitiliyor, hattâ ara Ömş O Plarda bir yerde, bir sürü h İ 4a u’:'"ıvmluıı kaldırıma indi- *A Bieşay0T. ama kalabalık, bekli- |. Bir '©kinaan gibi, susuyordu. SN R bire halkonda bir genç ka- n l y K y y ç < f y p a E_ ç,,__"’l;fh Avncu kalabalığa doğ- e b i b 1Ş Olan elini kulağının hi- Böne yaalürrarak halkı selâmladi. ı,ı_’hîudcn ve küçücük kafasın- S Umaya, : | hk"llglınr:nk.! gür bir gesle: u:: bağırdı. |e “::Mı Soluklar keslldi. Yal- İ Man 5e yeni gelen gönüllü ala- Te bi7 Z derili, bir çocuk kadar Taağı Hit . yanmdaki Gürtet, t bi n:::“m. üzün uzün ko- D ümiz yok! Maksadımı- K .":“wuı. Cenupta üçüncü mü- İinı, (;"Mı (1500) kişflik yer bo F ':n;,“ , HArafa döğrü — yüzlerinizi arkadaşını '— Ârı Kırbaç re, günlere taksim etmek vazifesi, sizin kendinizo aittir. İçinizde aakeri talim ve terbiye görmemiş olanları- nrza icap eden emirler, — siperlerde verilecektir. Ölmemeyi bilirsiniz. Bu bilgi, gayelerimize varmak için ell- mizde tek, fakat kâfi bir silâhtır. Genç kadın tekrar. kalabalığı se- lâmladı. Sonra yanındaki zabitlere gdönerek onlarla konuşmağa baâşla- dı. Moydanda gerzs ses yöktu. Yalnız demin dirseğile yanındaki arkadaşı- mu dürten gönçadam; — fısıldar gibi bir sesle: — Bu ne demek Rodrigo? Dedi. Öteki: — Bilmiyorum! Manasmmda omuzlarını — kaldırdı. Haroeket eden kalabalığa karıştılar. Şimdi meydan, kayntyan bir ka- rınca — yuüvası gibi, dalgalanmağa başlamıştı. (Rodrigo) ile arkadaşı, — kafala- rınt önlerine eğmiş yürüyorlardı. Fa- kat birincisi merak ediyordu. — Margarlta ne sıfatla — harbiyoe nezaretinin balkonuna çıkarak ahali ye nutuk veriyordu?.. Hızlı hizlt bir Eki adım attı, önde- giden bir gönüllüyo yaklaştı: — Pavlo, gana bir goy soracağım. — Tam sırasını buldun? — Yok, merak — attim de... Ku- zum Pavlo, Margarita.. Sözlünü bitirmeden öteki izah ottl: — (Margarita) üç gündenheri ce- nup milislerinin erkânıharbiye reisi- Air. Generale do vokâlet ediyor., Meraklı adam az daha küçük dili- ni yutacaktı: — Cenup cephesinin? Yanlış olma- sın! — Canım bunu artık Madritin ilk- | HABER — ZAKsam postası - Yazan : ilhan TARUS — (Rodrigo), sahi mi? (Rodriro) başını salladı. — Eh huna inanılmaz — doğrusu.. Sen, sen ki (Margaritaynın üç gene- lik sımıf arkadaşı, komşusu ve bağrı yanık sevgilisi olasm da onun'bir ay evvel nefer olarak cepheye gittiğini, haftasında zabit vekili, üç gün sön- ra bölük kumandanı, nibayet ceplie- nin erkânıharbi olduğunu duymıya> sın? İşte buna inanılmaz! (Rodrigo) nun artık rı tüken- mişti. Ellerini havaya kaldırarak. bağırdı: — Artık çok öoluyorsunuz! Bilmi- yordum işte, ne olacak? Daha üç gün evvel odama gelmişti. Sırtında eski püskü bir zabit elbisesi — vardı. Sor- dum, zabit olduk, dedi. Onun yeni şeylere, maceraya, — şuraya bureya girip eğlence poşinde koşmağa me- raklı olduğunu bilirdim. Aldırma- dım., Bir yerden eline bir elhisa geçirmiş, — çalım satıyor, — de- dim. O gece hende kaldı. Yorgundu. Her zamanki gibi benimle saatlerce oynamadı. Zaten bin de — keyifsiz. dim, Sabahleyin bir — huysuzluk çı- kardı. Ortalık daha yen! aydınlanır- ken yataktan fırladı: — Ben gidiyorum! Dofi. — Giyinmeğe başladı. böynime çıktı. 6 — Banada tnr numara? Diye bağırdım, düvardan kırbaer aldım. O her zamanki gibi yere çö- meldi. Adam akıllı kızmıştim. Kır- paç çıplak omuzlarında yol yol _Iıîpr yantı. Sesini çıkarmadı. Fakat İlk defa olarak aflamağa başladı. — — Rodrizo, diye yalvarıyordu, beni btrak. gideceğim. İki gün sonra ge- no gelirim. Bırak beni! e © yalvardıkça basryordum kamçı- Kan — Vay canma! Vay canıma! Diyordu. lik istasyona — vardılar, Bir sürü genç — kız, yol boyunca dizilmişler yanlarına birer sandık konmuş. Tek sıra halinde geçen gönüllülere tüfek, kurşun, galeta, sucuk — dağıtıyorlar- dı. Bu tek sırada dağıtılanlardan ba- zılarinı alamıyanlar oldu. En sonda, zabit elbiscleri giymiş, Üniversitenin felsefe fakültesinden diğer bir kız, (Korvita) bağırıyordu: — Alamıyanlar ikinci . istasyona! Durmak yok! (Pavlo), (Rodrigo)- nun elindeki iri portakala yan yan baktı: — Belki ikinci Wı daha i- rilerini verirlor.. h den birinin hazırladığı eilâhı geçer- ken yakalıyor, yürüyordu. (Rodrigo) kıs kıs güldü. (Pavlo) nun dudakları sarktı. (Emanuolo) merakla: - *- No var Allah aşkına? Dodi. Ama vaziyoti derhal anladı. Bllndeki Iki portakaldan birini (Pav lo)ya uzattı. *& Üçüncü hat, sularr çamur gibi a- kan küçük bir çaymn dibinde başlıyor du. Kafile oraya varır varmaz köp- rTünün başında kocaman bir — askert otomobil düuruyordu. Küçük zabit o- tomobilin kapısını açtı, selâm dür- du. Otomobilden evvolâ siyah kabn- rık gaçlı bir baş, sonra iki küçük el çıktı ve (Margarita) bir çelik — yay Zİbi. yere atladı. İk Ko yı! Nihayet yoruldum. Bir - müddet a qh." Mört l:r mahallölere tar- | mektep gocuklari bile öğrendi. Beh | Grecin yerde kaldı. Her — zamanki Diye homurdandı. Etrafına bir sürü zabit toplanmış- y *N ühtelif — tatasyonda, | uyuyorsun. Kafile yürüyordu, B tun dt ve cebhi Ş gibi kalkıp üstüme atılmasını, gırt- u- a GON KUFANLLR ŞÜN $ Pa Alarım bı'ı'nlı'-ııııâıueıgı olan — Yalnız ben doğli, (Rodrigo) da | Ya&ıma yapışmasını ve imllyerek be- İkinci istasyonda bir yığın maki- | rerek onlara bir şeyler — anlatıyor, : & h%ı.;,.,,“ ";um.“ .':mlf— w İR. M!ml.*:oı:- ni önmesini bekladim. — Yanmadı. neli tüfek gördüler, Bunları iri yarr | hepsi hazır ol vaziyetinde dinliyor- * Bm Ola Aan ve du::nnd:ı:'::ım:'ıı: Mi Yarasça yerinden kalktı. Elbiseleri- | askerler dağrtıyordu. Hem de her- | lar, ara sıra kafalarımı sallryorlardı. K Niy & N esvyanın grterkşge eore hei — Bvet, İstersen bak! ni giydi, Yüzüme — bakmadan çıktı| Kese verilmiyordu. Kullanmaamı bi- İçlerinden biri gönüllü kafilesine ti İN hlarek Ü İ İkisi birden yaklaştılar. (Rodri- | gitti. len, daha evel verilen talimat muci- | doğru yaklaştı: * STERĞ n malzemeyi | sninun hisasmımda AnrAnlar. (Pavlo) (Pavlo) hayrot içinde — dinliyor; | bince, on beş adım ilerden sağ koe-| - İlhan TARUS . h idare etmek üze- ! dellkanlının koluna girdi ara sıra: lanu havava kaldırıyor ve askerler- (Sonu ğ « k b A e n n L S ha A ST yarm) K WEPEE TU - eei e| dd gt e) p K * 24 , y KAHRAMAN KIZ i ğ K e yec KAHRAMAN RI. 221 B İn ,, Güyet basit... Evi, ÇA 3 * E v ı- &ediz. tvi Di ı:;;ı.uıı:; “:,. "” Lon,umîîı Fezun - Dore lekantası- — Bu sualin cevabını, bize, - biraz Genç kız geçti., Peder Jozefin na- e : _“ukk ven pertzeri önünde duran peder Jo- sonra geçecek olan silâhşörler vere- zarları onu takip ediyordu.. Ve orada, - ILW Sonra, — doğru onun odasına zef, suikastçilerin geçişini di cektir. t b üz birden atılıp vuraca- du. Dört Anjeli a8 ŞAKE T i Sen Priyak onu bekliyordu. â p u, Dört :ılehulludedıııuın ya- e ALAY Bir an sonra, peder Jozef, birden- g l:ı.,ü Üü tım fn'_m-ıddetle.'_lıly hıll:ındın baş- Fiöri, Melundan dört kilometre bire mırıldandı: 4 “*h; Ki “;nı h:u ErER aa ka hiç bir yolcu Fm'h' Birden bire kadar mesafede ve Fontenblö orma- — Aht.. Bu tanımadığım üç kişi g t idetle e Nrmhflıftu;ördüıcbü;oiıdım nınm yakınında küçük ve güzel bir de kim? Yolcular mt acaba? Evet., ! I:T ea : ::l_-:'-_';m:üy::r:: Pex 2,“3 köydü. Rişliyönün ikametgâhı - da . Her halde öyle olacak... B Güre h.::ı:*dı Fakat dört kılıç ve noktaya ;ıınerlıüı etmişti. Bulut geçti îllıktm,ı:. We P TC Ka SS d da, nasıl olsa onun — hak- Pc ge$ Montaryoldü. Yirmi adım gerilerinde ; TEçA geleseğiz, AD ve Peder Jozef korkunç bir tebessümle * Saat öonbire doğru. Muazzam ve şa- Verdürün garip ve komik çehresi görü- aa Bizlmir vey ınmldı;wh: hane salonun ortasındaki büyük yemek lüyordu.. l'nıh. zalim, krskanç nazar- oei dâ ae * ” dizil mı p Birkaç dakika sonza, peder Jozef 5- ktilar, Sonra bir ağızdan: eat ocndalari Şülir-enmikanmı biz. şeklide ah korkunç bir tavırla tekrar mırıldandı: " Sağ kalanlar Bu tor bulutu içindekiler, mukad- tın ve kristal kadehlere, gümüş tabak- U Diye hi Mmesit olur?... de İ Şale Bi Jara, göz yemek takımlarını — Bunlar.. Evet... Dört Anjeli asil- : Btdan ç ldanarak, Sentonare - s0- SKi bi Gile e KUĞA Detii, DAĞ ĞA zade! Geçin bakalım bedbalıtlar siz de B ü boyuldular. Tem Sen Lâ Valet, Vandom, kardeşi ve bunların 'son bir defa gözden geçiriyorlardı. tumafa doğre Bdi ş ; ta uıe“hdnı BAAiT yamalı, bar ortasında, gülerek ve eliyle İşaretler Her şey hazırdı ve - parlak - sermalı, Bunlar, F B Bü ; Süta Büsyer bağırdı: » haş yaparak giden kralın kardeşi Dük - 48 yaldızlı bir elbise giymiş olan uzun boy Te DEdDAR deSiRa BB or & Dlis vayi Elimizden kurtu- Anju idil Peder Jozef; askerlerin bek- lu gösterişli bir teşrifat memuru kapı- Ce Mü 0» ledikleri avluya indi ve bir işareti üze- da durarak, gözlerini yoldan — ayırmı- S ":", ||î MA TR G Ka t b hl;,, içü arkadaşları: tine yanma yaklaşan zabite şöyle dedi: yor ve misafirleri bekliyordu. 4 zi rmy a. G4 İ — Monutokağın BaB St — On dakika içinde hareket ederek Peder Jozef, Sen Priyakm hareke- fi aikağn helle Asciye doğra baber, OMta, Sbür ucunda, Mokisle Tp edepi VAT arasında ve kendilerini ta Bi ©n metre kadar ile- ',;: H"u::ıı i gördüler. Ev- İi %lıdn:h' lar, sonra, gözle ni * Biribirlerinin düşünce- Üü *'—W-h. Bu düşünce şuy- Tranı, 4öTdüler. N—ıı x'llıı ödünde, hemen ayük Di göais gidiyordu. Gen ı Ç kız. N Oaların hepsini sürük- saat on birde Meluna vasıl olacaksınız; öğle üzeri Flöriye gelerek köşkün et- rafınt sarıp kralın emirlerini yerine ge- tireceksiniz. Filhakika, on dakika sonra, kralm etli sTâhşöründen müteşekkil kafile yo- Ja koyulmuştu. Biraz sonra da Lonju mo köylüleri, yorgunluğuna ve susuz luğunu gidermek üzecre Fezan—Dore lokantasına girmiş olan rahibin, tekrar katırıma binerek, sakin bir vaziyette a. KBaçlık ve çalrlık küçük bir yoldan Ve luna doğru gittiğ'ni cördüler. Melunun son evlerinden biraz ötede Şayyi istikametinde ve yolun kenarında küçük bir ev bardı. Bu ev, estkiden küçük bir otel ve lo« kantaydı. Yavaş yavaş bu ev çiltlik haline gelmişti. Fakat âdet değ'şme- eniş ve orada ikâmet eden köylüler, ge- lip geçen ve ozaya uğrıyan yolculara içki ve yiyecek ikram etmekte devam etmislerdi. ; Sen Priyak, işte, bu eve yerleşmişti. tinden sonra, ikinci kattaki bir odaya yerleşti ve yola narzır pencerenin per- desini hafifce aralıyarak düşündü: Bu sabah Flöriye giden berkes, be- nim nazarlarım altında, bu yoldan ge- gecektir. Bir sâat müddetle, peder Jozef, bir heykel hareketsizliğiyle bu pencerenin önünde bekledi... Birdenbire ürperdi.. Birisi yoldan geçiyordu. Bu, Annaiş dö Lespardı! Genç kız yapayalnızdı. Üzerirde, ekseriya giydiği erkek mantosu, beyaz uzun tüylü geniş şapkası vardı. — Kılıcı her zamanki gibi belinde — sallanıyor, Mâağrur ve zarif başı dimdik duruyir- du. “Atınm gemini tutan eli, ara srra, asabi bir jest yapıyordu. Annals nereye gidiyordu?.. Flözi mi?. Fakat, düşes dö Şevrözün ev yapılan toplantı esnasında, genç - kız, Adeta sert bir istihfafla, bir katle - işti- rak etm'yeceğini ve Rişliyöyle meşru bir düclloda hesaplaşmak — istediğini “söylemişti. yordu: Trankaveli takip ediyorlardı! Kurto sokağındaki müthiş döğüş- ten sonra, Annais düşes dö Şevrözün ikametgâhına kadar teşyi eden Tran- kavel, dört asilzadenin hücum etmeğe karar verdikleri fakir eve yerleşmişti. Molüs, Trankavelin işlerini görmesi ve ondan haberler getirmesi için Ver- dürü de oraya göndermişti. Böylece, mütermadiyen gidip gelen Werdür sayesinde, Trankavel Moküs ve Montaryolla muhaberede — bulunabili- yordu. Trankavel ne istiyordu? Sade- ©e Annaisi himaye etmek! 'Trankavel, pazar akşamı, Şevrö- zün ikametgâhından çıktıklarını haber verdiğimiz muhtelif grupları görmüş ve şöyle düşünmüştü: — Doğrusu yarın bir şeyler olaca- iı anlaşılıyor. Fakat ne? Bunu katiyetle bilmemekle beraber Molüstle Montaryola haber gönderdi, onlar da, ertesi günü sabahın yedisin. de düello üstadının oturduğu küçlük eve geldileri ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: