1 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

1 Nisan 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Gtevazı bir ov kadını idi, Halbuki Er. “tuğrul gençti, bir dadısı gibi © dir. Kadın erkeğin ayağı altındaki » ruğunun kendi başında kopacağın- HABER'İN TARİHİ Ertuğrulun kanı kaynıyordu, onu tatmin edecek kadın da belki Ertuğrul tevabii ile birlikte Kay- #eriya yürüyor. Yalnız onu muzlarip eden bir ha- dise oldu. Ertuğrul, Kınığı çadırma almağı tasmim etmiş, fakat, onun da Sungur tarafına ayrıldığını gö- rünee vurulmuşa dönmüştü, Filha- kika Ertuğrul karısını çok seviyor- du, seviyordu, ama, bu sevgisi, bir anlaşmadan başka bir gey değildi. 'Ertuğrulun karısı kendi halinde, « varlığı ile yokluğu belli olmıyan, mü terütaze idi ve he- Müz aşk geçirmemişti. Karısı İle de usulüne tebsan erlenivermişti, Er- tuğrul, karısmı oğlu (Sarbatı) nm telâkki ediyordu. Kendisine bağlı, sadık, müşfik” ve rahim bir dadı, o kâdar.. Halbuki Ertuğrulun kanı kayn- yordu, onu tatmin edecek kadın da — belki Kınık olahilecekti. Onu samimi sevmişti, önü duyarak sevmişti, ama, işte bu kahbe, Kam Oğlanm parçalanmasından sonra dans kuy- örn ürkerek Sungur tarafını geçi. vermişti, Bu tarihlerin hususiyetlerinden- biri, kağınm ancak bir harem me-! tar gibi telâkkiye uğramış olması- — enbete nall olmak için, kocasınm ayakları altında bir esir, bir cariye gibi dolaşmak vaziyetinde idi, Bu, tarihin Türk kadınma biçtiği © çek muahhar bir bed taliidir, Yok- Türx tarihini ik devrelerinden İtibaren takip edersek görürüzki ka 'dmın mevkii çok yüksektir. Cemi- “yetteki rolü, bir erkeğin aleldde “bir harp uzvu olmasının çok Üştün “de idi. “Fakat umumi ahlâk, milletlerin aşiretlerin, muhtelif kolların ve boy! irin biribirile tedahülünden sonra birdenbire düşmüş ve kadın analık 'klini kaybederek bir zevk me- haline gelmiş, harom de böyle lamıştır, “Bir kuvvetli, #stediği kadar kadı- tesahüb edebilirdi. Beniisrail hlikümdarlarından Süleymannı 400 dından toplu haremi bir efsane dir. Türk tarihinin ta Osmanlı hi başlangıcına kadar olan sey- 8 Türk kadını yüksek mevkiini ikafaza edebilmiş, fakat Büley- m şahtan sonra yavaş yavaş bu BER'in Eedbi Romanı Tİ ein ps | 27704145) —10— çi doktoru beş senelik bir ant müdahaleyi kestire- , kendi bilgisine pek de güve 5 > ir. at. Odasına cen nöbetçi doktor kendi İnm işlerine tahsis etmiş ve bu hor ROMANI: 10 Kınık olabilecekti mevki tereddiye uğrumıy ve ilk gul: | Ertuğrul, Sarıba tan tarihinde kadın hareme kapan- | almca çok aevinmi miştir. İse haklıydı Ertuğrul da, bu tarihin evlâdı idi Kadın onun için de bir veya biriki Maç olabilirdi. Tek onun zevki mut. main olsun, Ertuğrul, Kınığı kaybettikten son ra kendini büsbütün çadırları halkı- dan bu haberi Sevinmekte Mi bir #ajta- sergüzeşt , masyyen bir konak hay Ertuğrul, kalkini toplyarak ken- dilerine tahsis odil doğru yola çıktı Ertuğrul sakin ve rahattı. Tatlı| | bir rüzgür, berrak bir soma, yelkız askeri ve halkı değil, atları bile ne, şelendirmiş, halkı da, yeni ye mu - yurt bulmuş olmak hazzı belki ifrat dereced endirmişti. Darbukalar çalarak, naralar ata- on Karuendağa ket, Osmanlı tarihinin başi sebep olacak kadar mühim bir teza- asına hir olmuştur. Ertuğrul, Kayseriye geldi an Konyada Alâjğdini Keyk: evvel saltanat sürüyordu. — (1) Ertuğrul (Sarıbatı) yı çağır Yalnız Ertuğrulun halkı bir şey bi Wrdi: Ertuğrul Sarıbatıyı gözler ka | maştıran bir kahraman, bir silâh. gor, bir nişancı olarak yetiştirmiş” ti ve onu canımdan çök severdi, “Ertuğrul Bey, oğlu Sarıbatıyı hediyelerle Konyaya, Sultan Aldet- din Keykubadı evvel rikâbma gün derip dahili memalikinde kendine ve aşiretine bir münasib mahal ta- yin ve tahsis etmesini rica di (0), Alâettin Keykubadı evvel Sarıba tıyı kendisini de hayrete düşüren büyük bir istikbal merasimi yap -| tırarak karşıladı ve İzazu İkram edip — $Sefalar getirdiniz! Diyerek hakan Ertuğrulun ar . sularını sordu. Dinledi: İ — Saribatı dedi, Abau öcdadı -| girdi. Menzil bemenzil giderek katı niz, kavm ve kabileniz şecaat rahil ederek yollar: gol arays sehametiyle maruftur, kudumunuz. ' erdi ki sabmda Sultan Alâeddin dan mahzurum. Hakan Ertuğrula | askeriyle leşkeri cerrarı Tatar bulu Ankara yakınındaki (Karacadağ) 1| şup esngöderlerii. Amr yakin kak tahais ettim. Var pederine bu ha -;mıştı ki aTtar gelebe edeydi. Bu beri beşareti iblâğ e* eşmada Ertuğrul itba ve işbail Fakat Sultar Aldettin, Ertuğru «(ları harbgihs uğrar, nagâh ol un gelişini bir nimet telâkki etmiş. | gelürler, ti. Yoksa biçbir sultan veya büküm. | Ei ul Bey o hali görücek yol- l dar, durup dururken kendi mmemle. | daşlarına citi; ketinden bir yeri muazzam ve kuv,| — Bakup durmakis olmaz, Ken- vetli bir kola tahsis etmezdi. Yarın ; dimizi iki leşkerden birine urmag- bu kolun, onuri başina getireceği fe-|la bir canibe muavenet etme! Tâketi düşünebilirdi, ama, Sultan | reğüz, &ma dersir galibe mi muave- Alkeddin, hududu muhafaza için | net eyliyelim, yoksa mağlöb olan böyle canlı bir kaleyi pek kolay ko- | cemaate mi takviyet evliyelüm? lay eline geçiremezdi. Onun bu ha- Yoldaşları ol hitabı ki işittiler, ce reketiri takbih edenlere: vabında cümle birden ettiler: — Hem bir dost kazandım, hem | — Yek olur ki, galibe muln olup dilşman önledim. İ şerrinden emin olavuz. Diyerek fikrindeki Ertuğrul bey ol fikri beğenmedi. İ denbire sahra İpan canlı kalmamış gihi sessiz k “Ertuğrul, sahraritı ku olduğunu gö: —Dur! Emrini vermişti. Harboluyordu. Fakat b | diler, ne için harbediy İğişi hangi sultanmdı, jd göre her halde bir tarafı bu sulta - nik askeri olmak gerekti, ama han gisi Alâcddinin askeriydi. Bu vakayı İbni Kemal ço) haykırışiyle sanki ir ucunda İki etin biribirine dalaşmış | e kim) ardı, han - ltan Alâdd. | eyle, iü toprakları üze e olduğuna üzel | tasvir etmeğe muvaffak” olmuktdr Diyor kiz “Ertuğrul doğruldu geldi, Ruma| ve isabeti teyit Yazan: Muzaffer Muhlttin İmani Ertuğrulun harbederek çekle etmişti, (2) etti: Bir kere profesöre danışmak isti- | yerinin Jâstiklerine (o takılmış zer- yordu. Profesörün geleceğini (ozan-! gin çoraplı ayakları vualden yapıl netmiyordu. Fakat hiç olmazsa te! muş çiçeklerle süslü atlâs terlikleri- lefonla kendisine iyi nasihatler ve-İnin içinde dinleniyordu. o Üstünde rebilirdi. ten rengi krep damur bir sabahlığı Asabi parmaklarla numarayı çe-| vardı. irmeğe başladı: Sabahlığının önü tamamile açık “Kötü iş. diye düşünüyordu. Zar , olduğu için fildişinden oyulmuş bir ten bu gece bütün fenalıklar benim | bebeğe benziyen vücudu çırılçıplak tepemde,, görünüyordu. Biraz evvel ölen genç kızın başı" | Boyalı plâline saçları, cunda o bulunmuştu. kler benim boy” ti, numda olur! diye söyleniyordu. rengi saçlarının arasına oturti Ağır astalar benim £ nöbetimde viaf zümrüterle süslü iki 8 ölürler, güç ve ant ameliyatlara be-|*i YES gri gibi bay i nim nöbetinde ihtiyaç hasıl olur. Koyu penbe tır ME ii i Ustelik bu gece bunlar yetişmiyor- 28 parmaklarının ucun; a muş gibi bir de şu radyo canımı gı | siynetlere bensiyordu. &ryor. Hayvan herifler, dolandırıcı! Büyük endam aynasının ik lar, Ankarayı alıyor diye (sattılar oda devarda duran uzun € bana makineyi. Talisiz vesselâm.,, v başının İki şakaklarının yanına piğtin, Iş vücudunun ve ün bütün gir zelliklerini ve bütün kusurlarını hiç ! —İ— İbirinden ayırmışlardır. ünde çok güzel tanzim edilmiş-! 2 -İbunu gizlemeğe ve gülmeğe mecbur deki | adamım Jâmbalarının çok kuvvetli aşığı ona! mürüvvet değil- galcbesine | — Zubunke lâ cenk iller. Ne buyurduysa gü “stiren eylediler. fDeramı var) (1) Ayıkpaşazade, Cenabi, Kara- diğini ve Kayseriye geldi, ilerler, İbnikemal, Neşri, Aşı zade, Cenabi, Karamani bu çekilişe bir sebeb göstermezler, Miratı Kü. | inat harb için çeklidiğini bildirir. Osmanlı müverrihleri, Mogel hü- cunlarmdan (oo dolayı Krtağrulan Kayseriye geldiğini söylerlerse de bu doğru dej "tuğrul, Selçuk hükümdarlığı ile elbirliği yapmak için böyle bir muhacerete lüzum gös müişür, (1) Tarihi Osmani eneiimeni , manlı tarihi - Birinci kitap 561, Tenkihüttevarik bu hâdise hak. kmda diyor ki: “Kenya padişahr Alâettini sani bunların şevkotini ve cihat em- | olan J larda t begi gın; ileri si | saya yüzbinlerce asker göndere - İngiliz askeri mütehassıslarına göre, 'bir harp vukuunda eren İngiltere 1 NİSAN — 1989 —. Fransaya asker göndermeli mi Bugüne kadar bir deniz devleti olan İngiltere şimdi kara ordusu- | mu da aynı derecde kuvvetlendir. ek lüzumunu duymaktadır, Çün kü, harp halinde İngiltere hudut - iarının Ren kıyılarında başlıyacağı İ büyük Britanya tarafından dalma tekrar edilen bir sözdür. Bunu, İngiliz erkânımharbiyesi kendisine plân olarak almıştır ve kaza ordusunun mevcudunu, düş - saana karşı Fransada mevki alarak edecek şekilde hazırlamağa r vermiştir. Bununla beraber, İngilterenin harp halinde Fransaya asker dö - kerek çarpışma plân: son zaman - ip görmüş bir fikirdir. Zira, daha bir müddet evveline İ kadar, bunun doğru bir usul olma- dığını Heri süren ve umumi harp” | teki tecrübeleri de misal olarak gösteren birçok askerlik mütehaş - sısları vardı, Onlara güre, umumi harpte İngilterenin Fransaya yüzbinlerce asker göndermesi ve bu sw retle fazla telelata maruz bırak - mast büyük bir hata olmuştur. Bu fikirde olan askerlik müte - Bassısları, bilhassa bugünkü harp vasıtalarının değiştiğini, harpte kara ordusundan ziyade hava kuv- vetlerinin büyük bir rol oynıyaca yorlardı, Yine onlara göre, İngilterenin deniz kuvvetleri de karpte baş! rol oynıyabilecektir. Bilnassa u. mumi harpte, İngilterenin, Fran- İ Ale (akayyütlerin işittikte bunlala | “SE adam gönderdi ve yanma davet ey- icli ve bunları karargâh olacak yer ler tayin eyledi ve külü iltifat ve | riayetler etli.,, Halbuki Ertuğrul Selçuk memle - ketlerine Sultan Alietiini Keyku . | hadı evvel devrinde gitmiştir. Ter» | kihüttevasih yanlıştır. (2) Tarihi Osmani enelimeni tara !fmdan hazırlanan (Osmanlı tarihi) nin birinel kitabında: “Osmaalılarm memaliki Selçuki . i ye dahiline gelip sorhaddi garbisia- | de yerleşmeleri işte bu suretle ol , muştur,, deniyor. Halbuki bu ge -| lenler Osmanlılar değil, Türklerdir. Osmanlı kelimesi, Ertuğrulun kü - çük oğlu Kara Osmanın İlk hanlı, gmdan sonra onun İsmine izafe edil mekten doğmuş bulunuyor, Maha- za diğer Osmanlı müverrihleri, Ox. man Hana gelinceye kadar, Osman- hk kelimesini kullanmamışlar ve bu suretle Türklerle, Osmanlıları biri, az şiş göz kapaklarını çekik gözleri” nin üstüne doğru hafifçe indiriy du, Ve güzlerine wzak, kayt ve bulanık bir bakış veriyordu beri, aynanın k da uğraşa, uğraşa nihayet gözleri- ne her zamanki gibi o mağrur, her şeyden uzak kederini gizliyen ve her şeyi yukardan göten manasını ver- mişti, Fakat dudaklarınm yanında ki iki çizginin bir ağlamayı güç eden hafif ttireyişlerini bir tür- lü geçiremiyor, gözlerine (o verdiği bu mağrur ifadeyi onlara da vere du, Kevser muztaripti!, Bütün gayre- tine, bütün gururuna röğmen vahşi bir rstırab içinde kıvrarıyordu. Ve bu acısma rağmen bunu saklamağa, ret bu gece. Gülmeğe ve lâkayt görünmeğe meç ui. Odakaki yumuşak halılar ayak jten az biz kuvvete YAŞ Lözte. İrecek bir noktaya asker çıkararak üşmana iaireğazi hücuma geç - mesi icap ederdi. Esasen İngilterenin barplerde| eskidenberi tuttuğu tabiye budur! ve bundan sonra da buna devam! etmelidir, deniyordu. i İngiliz hükümeti de, son ayla - adar erkânıkarbiyenin bu fik- k ediyordu. Fakat, Av - ra rine rupadaki siyasi «on hâdiseler İn gilterenin askeri bakımdan a plâ| nın: değiştirmesine sebep olmuş -| tur, Bunda başlıca âmil, eylül ay? buhranıdır, Fransa, Çekoslovak - ya hâdiseleri üzerine, bir taarruz halinde, İngilterenin, kendisine asker göndererek yardımda bu İ faa vasıtasıdır. Tariması Mizünmün'm “Tlimetiziştir. İogiliz ve Fransız başvekilleri a »| rasında Paristeki müzakerelerde| bilhassa bu mesele konuşulmuş | ve ondan sonra İngiliz harbi zareti, 10 teşsinievelde, İn renin kara ordusunu takviye plâ nunı resmen ilân etiniştir. Bu plâna göre, İngilterenin ka- râ orduşu 13 fırkadan müteşe olacaktır, Bunun 9 fırkasını wrkasını motörlü kı fırkasını da makineli cüzütamlar teşkil edecektir. Bu, doğrudan doğruya Avrupa topraklarında harbedecek bir kara ordusu demektir. Ve Eri ile müşterek iş birliğine büyük bir a. zimle kârar verildiği anda kabul olunmuştur. Bu, bilhassa Fransanm israr üzerine olmuştur. Çünkü Fransa, bir hap çıktığı zaman, İngiltere - nin derhal yardım edebilmesini is. temekiedir. Bu da ancak, Ingilte- renin Fransız topraklarına geniş mikdarda asker dökmesi ile müm- kün olabilecektir. Bununla beraber, harp zama * nında İngilterenin Fransaya as - ker göndermesine muarız Olan İngiliz askerlik mütehsasısları var dır. Bunlar bilhassa şu fikri feri sürmektedirler: Fransa, karadan bir hücum ha- linde, kendisini tek başına müda, faa edebilecek bir kuyvettedir. Bilhassa Maginot hattı Fransa i - çin şark tarafından gelecek bir taarruza karşı kuvvetli bir müda- Fransız orduşu « un mevcudu ve malzemesi de her hangi bir düşman hücumuna karşı koyabilecek vaziyettedir. Bü Tikirde olanlara göre, dani terenin eğer Fransaya yâr mesi lâzımsa, bu yardımı havsa ve deniz kuvvetleriyle yapması icap eder. Bu suretle, İngiltere yine es ki askeri plinmr muhafaza etmiş olur ve csasen zayıf olan hava kuvvetlerini arttırır, donanmasını daha fazla takviye eder. Binaenaleyh, İngiltere ile Fran sa arasında, müşterek müdafaa me selesinde bir iş bölümü yapılmış olacaktır. İngilterenin kara ordu- su kendi topraklarını müdafaaya kâfidir. Esasen hava ve deniz kuv vetleri düşmanı İngiliz toprakla - rına bastırmıyacaktır. Fransa da, gerek anavatan, gerek müstemle - Ke topraklarını kerkii askerleri ile müdafaa edecektir. Buna muka - bil, denizde ve Havada beraber çalışacaklar ve bilhassa donanma cihetinden Pransa (İngilterenin yardımını görecektir. (Devamı 14 üncüde) gizlermiş gibi ince sabahlığının içi! ne sarıldı, İ Telefon tersiden mi imiş? mı yollamışlar? —H ahanedenmiş.. Çok | mütiş İ i dek! tor akıl danışmak bahanesile beni| çağırıyor. Kevserin gözleri ademi niyetle doldu.? — Ne o?.. Yoksa gidecek mi — Yook carım!.. İrsanm bir gün stirahat hakkı Bizimki gün de| »ir gece,. Fakat bu akşamki asistan | »iraz tecrübesiz galiba. o Ürkmüş kendisine, yapılacak şeyleri le | dim. Hem hakkı da var; anlattığı” na göre yaralı... Genç kadın omuzların silkti ve! harç, Tarçın: i Kızı menin” — Sus, dedi bana gönül kararta-| cak şeyler anlatma!.. Neşeli şeyler dinlemek istiyorum. Aman bu has-| tane hikâyeleri. İ ata” İ daki kapısı açık odadan Bayan Kevser büyük aynanın kar şısında oturuyordu, - Belindeki kordelâdan örülü jarti- örtmeden, tahfif etmeden gösteri"! seslerini boğmuştu. Bunun için ko- yordu. casının içeri girdiğini duymamıştı. Aynanın karşısındaki koltuğun) Birdenbire onu, geniş aynanın İ- içinde oturuyordu. İnceltilmiş kaş! çinden, ta arkasında görünce bir” larını yukarı doğru kaldırmıştı. Bir | denbire irkildi. Ve sanki vücudunu Sonra başımı arkaya doğru rak: z — Zaten terzi halâ esvabımı yol- lamadığı için diye öyle iyi ki! Diye ilâve etti, Bir müddet sustu. Ve epey bir sü- küttan sonra: — Halbuki, buğün düğüne, eğlen ceye gideceğiz. Güya eğleneceğiz. İnsan baştan bu kadar sıkılırsa git- tiği yerde eğlenemez ki.. Yollamr yacak galiba bu terzi bu tuvaleti, Onun börle hırçın ölen sesine yan genç bir seş cevap verdi: Öteki elbiseniz de çok o güzel, Hem siz onu da bıf düğün için yap” tırmadınız mı? Vallahi o beğenme- diğiniz elbise herkesin tuvaletinden çok daha güzel olacak. Onu giyiniz. Nafile ikinci elbiseyi beklemeyiniz... Vakit de pek geçti. Düğüne çok geç gideceğiz, eğlenemiyeceğiz.. Böyle konuşan küçük Sevimdi. Lâme şatrançlı penbe tafta esvahı- nın içinde dalından henüz koparıl- m ği Yengesinin küçük ( salonunun kol tuklarından biline oturmuş, pırıltı- İn, taşlı İskarpinlerinin burunları seyrederek, yengesinin hazırlanma senr bekliyordu. (Devamı var) tatir ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: