16 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

16 Nisan 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A a POSTASI ibi ve Nejriyat an Rasim Us Mü bel AZETE koleksiyonunda kalıp emululmaktan &urlararak ha, Balinde bastırdığı güzel ve » Güryeneler'i henüz gönderme- Osman Cemal Kaygılı'nın ttindan çıkardığını, belki de | Ay, Sücenik dldüğunu sasıp örülü çün. Dünkü Vakif'te benimle şa- 4 pa ni görünce sevindim... Şim. İç Kadar benim ağzımdan yazılmış e Yozusını okumuştum; İtiraf e- ki onları'benim © yazılai sinemiştlm. Bu sefer ki öy mi sirf güldürmek © arzusu ile tiş bazı parçaları © kaldırırsa- gina ben de imra edebilirim; Mez «1 satırtarı bakin: vi bi süt ile kahve arasında ba» gösleriniz koyunun birisi Arabis- ir ağacın çekir- İkisinin arasında dağlar kadar ok mu?... Ve sorarım size! bun, rleşip de ortaya bir sütlü kah» wulduğa zaman münasebet ol “a ierulla Tohusa şerbeti bi e neden münasebet o olmu 0 alına münasebet dediğinir Şey, ay larşa esasla bir münesebet, İle “başka medir sanki?,, NE üzerine lohusa şerbeti dök aklıma gelebilir; saten ben bazı Ny "er buzğlan “daha garip yemek , düşünü ». Osman Cemal Kay- bunu çok iyi “keşfetmiş. Bizim ayet dediğimiz şeyin çoğu 7a- ti münasgbelsizlik olduğunu da inürüm., Ne olurdu? Osman G Ni “birisi, lâkin,, Çİ) gibi kelimele, e h De . tilanmasa, bir cümle bayına da “kelimesini koymasay Kin a zahip olur, henü2 inni) İnmediğim külli la alırdım. Aç rhade Osman Cemal Kü beni münasebet hakkınd meğe sevketli. Süt ile kahve a- ida tahil bir münasebet yoktur; İN oz onlar arasında bir mü-| Mey t yaratmıştır. Marul © salatası 4 çine lohusa şerbeti dökülmesi bi vela pek fena geliyor, Kdeta iğ. | *oruz, Ama meden? Şarkın en ws | taki memlekellerde lor şekere Ke maş bö kler, bize © pek that Ki ılar o Yenirmiş. İş, bir İşekten, iIk tecrübede yilmayıp| | pi alışlırmağa çalışmaklan İ- e a Mİkiyi ddydüd: Bazı “etlerin mü ei ikmal ettiği, fakat bazılar birleri ile bir türlü mz. Ven, cağı söyleniyor; sonra yeni ekr çikiyor, bu kuldelere is- Miyor, biribirleri İle urlaşamız Mi ları söylenen sesleri yanyana İç Yor ve bu suretle sanatin hudut- Yü gesiştetiyor. © İşte İgor Sira, Mae Unun ilk eserleri — çalındığı Üy birçok kimseler abenksirliğe, Uzluğa, münsebefsizlik'ç ta he edemediler, zevklerinin ren- e İlme söylediler. Patruşki Na, rapa'ya daha yeni tanıtıldığı ay? Üz onu, müstkisi pek seven ve hı Abir arkadaşımla dinlemiştim. Yüzünde beliren © İymizazi Wilatası üzerine lohusa Şerbeti ©sini duyduğumuz zaman bi. Va Ütümüzde beliren iğrenme İşe Mina pek benziyordu. Adan” Kğ, Hakikaten musteri olmuştu. içinde alıştı ve atini sevmeğe baş» k Yani o bestekâr, o zamana ka. gibi rine uymadığı — söylesen e Arasında bie münasebet kur Baki © münasebeti, evvelce kabul b wemiyenlere de kabul ettir yn Sanat, bütün zevk İşleri böy- ta, Mühtelir şeyler arasında yeni (ler kurmak, icat etim kafa kabul ettirmek. il gmsler var, haminnelerinin Huy inden başka yemek, babala. Gölediklerinden haşka şiir 0- ini zannediyorlar, her yeni vi vedilediyorlar. Çok şükür KURU Salak gadarın elinde kalı kağ ASA çoktan © mumuyalaşır, gi ri Nurullah ATAÇ ia a kelimesini biraz Me KY A Postası 23 Nisanda Türk çocuğuna hediyemiz nedir ? Yazan; M. Dalkılıç 23 Nisan Çocuk Bayramı için alâkalı müesseselerin hazır. klar yaptığını gürüyor ve duyuyoruz, Müsamereler, toplantılar, balolar ve yani umumiyetle çocük- lara o günlerini neşeyle geçirtedilecek ns mümkünse bütün bun- lar hazırlanıyor. Bu hareket, çocuklara kendi varlıklarmı duyurmak nispetin.. de, Türk camlası içinde bir çocuk dünyası bulunduğunu da hatır. Istmaktadır. Balo, müsamere, İoplantı, bedava yolcdluk, bedava sinema ve birkaç yavruya kundura, elbise, birkaç yavruya yiyafet, 28 Ni- sandan beklenilen neticeyi vermis olmuyor. Çoeukların, eğlendik demeiri, ve bizlerin kâfi değildir. 23 Nisanda memleketin Türk çocukluğuna hediyesi nedir? Türk çocuğu bin Lir İhtiyaç ve müşkül karşısındadır. Buna hepimiz, kendi yüreğiniz kanıyarak, kendi gözlerimiz yaşararak bilmem kaç kere görmi anlamış, düymuşuzdur. Türk çocuğu; hakım İstiyor, kimsesiz ve yoksul arkadaşları için cemiyetten emniyet ve müeyyede istiyor, yalım, bakım yurd. ları, umumü şıhhatleri için çocuk dispanserleri, çocuk bastanele- Fİ, yoksullar için bedava çocuk doktorları, bedava ilâç, bedava kamp, bedava süt, bedava yiyecek, bodava giyim istiyor, Türk çocuğu köprü altlarmda, sokaklanz perişan ve muzm; hil sürünen, dilenen çocukluğun bu faciadan kurtarılarak refaha, emniyete kavuşturulmasını istiyor, Muhtaç ana ve babanm veya kocasız kadının evlâdını huzur ve emniyet içinde tevdi edebileceği kimsesizler yurdları istiyor. Dünyaam hiçbir çocukluğu, Türk çocuğunun Türk cemiye- İlnden istediği kadar istemiyecehlir, Çünkü ancak cumhuriyet gördük dememiz suurudur ki Türkiyede bir çocuk dünyası mevcut olduğunu sezib i meydana çıkarmış ve onun üzerinde İdealler, hedefler hazırlamış. tr, Asırlarca İhmale uğramıs 'Türk çocuğu, bu İtibarladır ki, Türk cemiyetinden asırlarca noksan ve İhmallerin, seyylenin vü cuda çetirdiği kusur ve eksikliklerin telâfisini istemek vaziyetin dedir, Ve Türk cemiyeti kendi hücresini ve protoplarmasını doku, yan bu İlkel uzuv ve unsurunun karşısında büyük vecibeler ve va, zifelerle mükelleftir, Bunun için soruyoruz ki: Bundan evvelki 23 nisanlarıda Türk çocuğuna ne hediye ot- tik, bu 23 nisanda ne hediye edeceğiz? > Çocuğa - varlığını vduyuarmuk: için onu ezelden ebede kadar gürbüz ve matlub sıhhat ve kudrete, önerjide var kilmak ted birlerini anbean daha hızlanmış bir sistemle yapmak ve Icab e derse yaratmak iâzımdır. Müsamere, balo ve saire çok gÜzel, ama, bu çocuk dünyası. mın garnltürüdür, Önce bu dünyayı emniyete bağlamak, bütün ihtiyaç ve zaruretlerden kurtarmak gerektir. Türk cemiyeti önce bu yüksek hedef ve İdealin tahakkuku. na çalışmak vaziyetindedir. 'Türk çocuğunun devlet ve hükümet ataları, her 23 nisan bayramında evlâtlarına yeni bir istikbal ve hayat emniyeti bağıs- ladıği ve yani bütün Türk yavrularına şamil | bakımevleri, dis panserler, yurdlar, hastaneler, diş bakım yerleri, yoksul yavru- lar yurdları, şefkat müesseseleri, süt damlaları ve bunlar gibi iç, timai hediyeler kurduğu zaman, çocuk varlığına daha büyük bir imanla inanacak, Türk kadını, erkeği ve umumiyetle Türk halkı taptaze ve yüzlerce halli lâzım mesele ve ihtiyaçlarla dolu bir Türk gocuk dünyasının mevcudiyetine vâkıf “olarak elini Kolunu ve paçasını sıvayıp bu dünyayı imar etmeğe benliğinin, kedretle. rinin mühim bir kısmını vakfedecektir. Ba suretle: 23 nisan bir çocuk bayramı olduğu kadar Türk varlığının yavrularına karşı vecike ve vazifelerinin de hesab günü değerine yükselecektir. Herhangi bir Türk yavrusu, 760 bin kilometre mesahaya ya yümiş aziz Türk yurdunun 20 milyon Türk camiası içindeki bi- tün Türk yavrularının kendisi kadar emin, rahat ve istikbalinden, klasından, sıhhatinden ve her ihtiyacından huzur içinde bulun- duğunu görerek 23 nisanı, bu kendisine en kiymetli varlık ve he, diyeler bağışlandığı büyük gününün borcunu ödeyebilmek için yeni bir hız alacak, Türk cunihuriyetine, varlığına, yurduna, bayrağa sonsuz bağlılığındaki andını, aldın bir kere daha ta, zeliyecektir. Bu Itibarladır ki tekrar soruyoruzt 23 Nisanda Türk yavrularını cemiyetin hediyesi ne olacak? eeenanannnaanenanununaneknnn yasama zanmann sep uns00z0eni10pevaskunazsnn jana ene omunenaneyize ven 00 va 00000000000 00000AN0n 06 dsmume se osaaraysazo0s00nis 0001 09000020 v0yannsn9000n000aseoununnasü0nssm0ssandasnamkeense0essüe) ee 20 h0smEmENDONDULMAYEM senmasusasenas000n, Yıllardandeti bir yılan o hikâyesi gibi halle rin su derdi nihayet temmuz âyına | kadar hallolunabilecek ve bu suret. İle hiç olmazsa bu yıl Ada ızluk- tan kurtulmuş bulunacaktır. iyelerimizin eni büyük dertle- rinden bulunan su (meselesi, yal. nız, su eksikliğini telâfi işi değildir. Su meselesinin birkaç tarafı vardır. Büyükadalılardan bir zat bu me- selelerden bazılarını şu suretle am latıyor: “Büyükadada iskele tarafında bir sucu vardır ve tektir, rakipsizdir. Çeşmeleri vardır. Fıçıları veya da- macanâları buradan doldurur ve ü- zerine ne suyu olduğunu ( bildiren damga konur halka tevzi olunur, Hamidiye, Karakulak, Maltepe vesaire sularının çeşmeleri İ nadıre Hangisinden o dolmuştur ve hakikaten adı olan su mudur?, Bu cihetleri k bilmez. Filhakika basında mühürleyen bir memur gö- rürüz, ama, bu ne dereceye kadar su depolarını kontrol edebilmekte- dir, bunu takdir pek müşküldür. aemiş bulunan Adala!” ce sayfiye yerlerinde rakipsiz kalan su depoları, suları istedikleri fiyat | la satarlar. Evlerin yakınlığına ve uzaklığına zamlar yaparak pt Su verirler veya vermezler, keyif lerine tabidir. Bu bir. En mükimmi yükadada ve A. dalarda halk yağmur sularından is- tifade mecburiyetinde kalıyor. Ça- ev kiraları bu sarnıçlara göre deği şir, yükselir. Kahvelerin de, lok; talarm de böylece sarnıçları vard Halk burada Mültepe diye, Ha-| midiye, diye, veya herhangi birine nisbeten pekâlâ sarnıç suyu içmek” tedirler. Halbuki sarnıçlar bir mik. İtar durduktan sonra kurtlanıyor. Ek seriya lâğımların o yanlarma yapık mış bulunuvor.Lâğımlar olmaması" na ve kuyular bulunmasına göre bu pek mazbut olmıyan sar Iğım sızıntıları olacağı da pek tabit ve aşikârdır. | Bu takdirde sarnıç sularına güven İmek veya itimat etmek ne büyük bir bata sayliye yerleri için ne bü kedir. Evlerde de bunları içilir, umumi r e bunlar verilir o ve belki | de bardakla su satanlar da| Sonta bu rakipsiz sucu ve böyle. | j34, /resizdir.Bazı evleri sarnıcı vardır ve | , soğutarak sarnıç suyu verirler, T sarın önlenmesi lâzımdır. Ka.| yıisız ve şartsız sarnıç : sularınm hiç olmazsa, kahvelerde, lokantalar- da verilmemesi tedbirleri alınmalı dır, Bardakla su satanların o sularına #mniyet duymak mümkün müdür? Üzerine Kayışdağı demeyip de Taş. edip gide- Haydi Ada kurtuldu, Adalar, ve diğer sayliye az vesaire ne olac lece mühim bir su derdi mevcu Meselâ Adaların, dükkânların ve a rını temizletip te“ tontrol edebilmek Müsadere edilen noksan ekmekler 14 Fırın sahibi tecziya edildi Belediye mürakipleri dan şehirde yapılan kontroller ne- icesinde on dört fırında noksan sartıda ekmek satıldığı tesbit edil- miştir , Bu fırınlar ile noki leri; niktarı şunlard” Kumkapıda Arapzade mahalle- sinde Enverin fırınında 98, İstaş- yon caddesinde Kirkorun fırının- da 41, Lângada Mihaiin fırmında tarafın- ekmek- Gedikpaşada Lâmbonun nında 145, Gedikpaşada Aposto- İun fırınında 88, Beyazıtta Ordu caddesinde Mahmudun fırınında | 68, Bedrosun fırınında 3, Yediku- lede Hâsanın fırınında 646, Sulu» manastırda Dimitrinin — fırınında 8, Yedikülede Süleymanın fırı- nında 169, Samatyada Ramazanın fırmında 36, Kocamustfapaşada Mehmedin fırınında 10, Kumka- pıda Nişanca fırınının ekmeğini satan seyyar satıcı Süleymanın 16.. : 1515 e baliğ olan bu ek- 900 kilosu satılarak pa- rası, mütebakisi de ekmek olarak Düşkünlerevine verilmiştir . pi Esnaf barındırma yurdu kurulamıyor İstanbuldaki esnafın ekserisi - nin bekâr ve kazanç emeliyle baş ka vilâyetlerden buraya gelmiş ol- “| duklar: ve bunlarm da gayrisihhi hanlarda fena şerait içinde yaşa- dıkları dikkate alınarak ir esnaf barındırma yurdu tesisi düşünülmüş, hattâ bu işe müna- sip olabilecek bina da bulunmuş- tu. Esna! cemiyetleri yardım teşki- nazarı İlâtı şirdi başlıca faaliyetini esnaf hastahanesinin tevsilne hasretmiş olduğundan, barındırma yurdu işi de geniş bir sermayeye (ihtiyaç gösterdiğinden, bu tasavvurun tat bikına geçilmesi gelecek seneye Sırakılmıştir. RR RİP Adalara su ABERDE okuduk: “Belediye ile Denizbank, Büyüka. daya bü yaz içme suyu temini için hazire lık, yapmaktadır, Bu sene yalnız Büyükadaya İçme su- ya verebilecek ve bü da sneak İemmuz a. yında kabil olacaktır.,, Anlaşıldı ya ey sayfiyeperestler! Acele Işe şeytan karışır. Bü yıl Bü, yükadaya, gelecek yıl ize, Bir sene su İçmeseniz he olur, ölür. müsünüz sanki? i dır.,, Rasgele “ İspanyada ölenler NADOLU Ajansı yazıyor: Madrid — Dahili harbde ölenlerin mikdarı 1.200.000 kişi tahmin olunmakta- Yani bir buçuk Arnavutluk! ». Amerikanın sözü MERİKA Cumhurrelsi bir söyliyerek dedi ki: vardır. ,, Â nutuk “Bizim de dünya - işlerinde alâkamız Doğru, fakat yeni dünyada! ... Amerikadaki yüksek apartmanların manasi MERİKADA 43 katlı otel, bilmeyiz kaç katlı apartımanlar olduğunu görüyoruz. sülhçü millettir. Öyle ya, nüfus arttıkça öteye beriye saldıracağına, hav yükselip kansız ve İnsansız arazi alıp key- fine bakıyor, Ve İnanıyoruz ki bu millet a doğru Mim, ftrt- | mec Halk, sayfiye yerlerinde Maltepe, Hamidiye ve saire yerine sarnıç suyu mu Sayfiye yerlerindeki sarnıçların temizlenmesi için Belediyenin şimdiden tertibat alması ve bu işi mecburi kılması lâzımdır kanaatindeyiz bunu fazla bulup da Haliç içiyor ? böyle yerlerde sarnığ temizleme eti ikame etmeli ve bunu altında sik kontrol edebilmeli ve gene ken. di memurları mariletile temin ettir- melidir. iç el teni lenmesini temi ap «der. Sonra umuru ( beytiyede kullanılan bu gibi suların sarnıçlara ve gi resi için süzgeçler kon n mi beton. İ dan y pmak ve hava ile temasını, dışarı İle irtibatını kesmek de o de" reve lüzumlu bir Ekseriya üs- tü açık veya hafilçe kapanmız sar” nıçlar, sivrisineklerin de çoğalması. na sebeb olmaktadır.,, Not: Bahs mevzuu edilen nokta” lar hakikaten dikkati muciptir ve mühimdir, Herhangi bir suretle olursa olsun kullanıldığı malüm olan ve zaten başka çare bulunmayışı yüzünder müesseselere de kullanıldığı bilinen bü sarnıç sularının dikkatle kontro lü ve temizlenmemiş sarnıçların ip” tali icap eder. Herhalde henüz sayfiyelere göç başlamadan bu İşleri görüp, tehlike. leri önlemek ve pis (o sarrıçlardaki suya ev kirasına zam suretile epeyce alan ev sahiplerini de böyle bir uriyete sevketmek ve hele mü" seleri sarnıç suyu (sarfından kayıtsız ve şartsız menetmek lâzım dır kanaatindeyiz. , San'a t Konservatuvar konseri Evvelki akşam Fransiz tiyatro. sunda, konservatuvar büylik orkes. trasmın konserini dinledik, Sanstkârinra has bir mahviyet i- İçinde çalışan ve yetiştiren Seyfed- İdin Asalın idere etmekte olduğu bu orkesira, kusursuz denilebilecek ka dar güzel çaldı. Konservatuvar hocaları ile tala. belerinin teşkil ettiği bu mekteb or. kostrast memleketimiz için iftihar İ edilecek bir varitktir. Programda Remon'un süvitleri, Mözartın meşburlâ mağör keman konsertosu ve Haydenin askeri sen- fonisi vardı, Bu konsere solist olarak konsor- vatuvarın genç musllimlerinden İs, kenden Ardan İştirak ediyordu, Programdaki ilk eseri orkestra gü- zel bir arlayışin ifade etti. Bu parçanın (o bilhassa, üçüncü kısmı olan tambureni hava (sazları için oldukça güç olmakla beraber pek muvaffakıyetle çalâr. Mozart'ın Is majör konsertosunda orkestra #oliste çok güzel refakat etti. Yal- nız birinci müvmanmı bir parça sü. ratli bulduz, Genç solist evvelki ge. ce, bize Türklerde de bir Tibo, bir Franseskati yetiebileceği hakkın - da ümif verdi. Istirahatten sonra, orkestra sah- neye iyi alıştığından programin en güç eseri olan Hayden'in yüzüncü senfonisini çok güzel çaldı. Bu ese, rin ikinci muvmanında Hayden bi- zim yeniçeri müziğinden ilham al- miştir, Bu kısımdaki bazı pasajlar, da davul ve zillerm mühim bir rol aldığı görülüyordu. Bu güç eserle- ri başaran konservatuvar orkesira- sı elemanlarını ve şefini tekdir &. derken böyle muvaffakıyetii kon- serlerin devamını temenni ederiz, LK

Bu sayıdan diğer sayfalar: