17 Mayıs 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

17 Mayıs 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a m e amam la a Al | Enç yenme ir m İn — ME e m a - > KA e EAA a EK HABERİN T Hâdiseler, Afroditinin Yazan: Muzaffer Muhittin vermiş bulunduğu haberleri teyit ediyordu! İ Hünkârm bu iradesi, bunları öy- le bir gayrete getirdi ve öyle bir savlete sevketti ki, kale binlerce ö- lü verilerek zabit ve teshir olundu. Yalnız koca hünkâr, yine adaletle her işin yola gireceğini ihmal et . miyerek aman istiyenleri himayesi, ne aldı ve mefsini kurtarıp kaçan- lara izin verdi Talan edildi, ama, canlara ve ırzlara dokunulmadı (1). Fekat yeni bir hâdise ortalığı alt st etti. Gazan Mahmut Hanm & - çüncü defa olarak Mesir üzerine hareket ettiği ve Halebe kadar gel- diği duyulmuş, bütün Anadolu tek. furları ve beyleri birdenbire şaşır. mış, ne yapacaklarında teredâld du yarak her şeyi bırakıp yalnızca bu işle meşgul olmuştu. Biltabi yeni devlet reisi olan Osman da, korktuklarına uğramak gibi bir tehlike (O karşısmda derhal bütün ümerasmi davet ederek iki gün vefki gece silren bir harb mec. lisi akdetmiş ve birçok hafi karar. Jar verilmişti, Bütün (meranın, beylerin, ku - mandanlarım harb arzularına rsğ - men, Osman bunun ne büyük bir tedbirsizlik olacağını izah ve ispat etmiş, bu vaziyete intizar ederek bir tâhi gibi görünmekle daha muvaf - fak netlee almabileceğini bildirmiş ve harb tecellisini bu yola sevket .İ mnişti, | Köse Mihal de bu noktalnazarda idi. Şu arrada Gazanla harbetmeğe | kalkmak bir farenin kediye hücum etmesi kadar gülünç olurdu. Hiç ol mazsâ kumdan bol ordusu olan bu Netekim Afroditi şu haberi veriyor- du: Gazan Halepten ileri geçmiyecek ve emri seferi ümerasından Çoban beye birakarak Tebrize dönecek, Ama, Gazanın bütün Anadolu bey lerini kendi tevabil gibi addettiği ve binnenaleyh çok mühim bir emri hep sine tebliğe hazırlandığını da ilâve- ten bildiriyordu. Hâdiseler, Afrodi- tinin verdiği haberleri teyit etmiş Bulunuyor, “Anadolu beylerini de Çoban bey maliyetine memur etmiş ve bunlara © yolda emirler göndermiş idi. Anadolu beyleri her ne kadar e- maretleri dahilinde müstakil ve çi- var rumlarla harp ve sulhde muhtar idiseler de ellerindeki ülkeler res. men Selçuk memalikinden maduddu, Kuru bir namı kalan saltanatı Selçukiyenin bütün memleketi Mo . gollar elinde bulunduğu cibetle İl - hanı Azamdan gelen emirlere itant Anadolu beyleri için vecibe addolu- Burdu, İşte ümerayı müşarünileyhten bi- ri olan Osman han da Köprühisar harbinden avdetinde Gazan hanmm tebliğ olunan bu emri üzerine oğlu Savcı bayi bir miktar askerle gön- derdi, Bu müfrezenin herekeli kış mev- sirine tesadüf edip o yıl giddeti şita emsaline faik olduğundan kar ve ça- murdan ancak bir kaç menzil ileri gidilebilmişti. Gazan Mahmut hanm bu suretle emri infaz olunmuş sayılarak, müf. reze bilmecbariye avdet etmiş ve o han, beylikleri, emnretleri, sskerile yutabilindi. Yapılacak şey ona fta at eder gibi görünmekten, ve fakat| el altmdan da istiklâl ve devleti! muhafaza esaslarmı gütmekten 3 - baret olacaktı. Köse Mihal o gece süat on Iki - den sonra hakanı #iyarete gitmiş ve böyle geceyarısmdan sonraki siya. | retile bütün sarayı telâşa vermişti, Filhakika haksız da değildi. | Osman derhal Köse Mihali kabul etmiş ve görüşmüşlerdi. Köse Mihal | bir mektup çıkararak: — Şevketlim, dedi, Afroditiden ilk mektubu aldık, Osman hayret etmişti. Ne çahuk? Heniiz fzerinden mühim bir zaman geçmediği halde bu kizm bir mek, tup yazabilmesi mühim şeydi, Ve aralık Misir yeferi teşebbüsü hitama ermekle artik müfrezenin gitmesine hacet kalmamıştır, (#),, Bu vaziyet hakan Osmanm, ileri sürdüğü tedbirlerdeki isabetini gös. teriyordu. Hakan Osman, Gazan Mahmut hanım emirlerine inkiyad eder gibi görünmek suretile büyük bir temikeden yakasını kurtarmış oluyordu. Mahaza bunun kifayet etmiyece- Bini biliyordu. Binlerce fisebilillâkh gammazlık eğecek insanın dolu oldu ğü bu asırda, Gazanm emrine itaat. İn bu belâyı baştan savmak müm- kün mü idi ? Bu itibarla Osman han Köse Mi. halle görüşerek Gazan nezdindeki adamlarınm takviyesini temin et- mek için, çok güvenilen sipahi (Mi- bittabi mektub bir hatır ve gönül sorucu mahiyette değildi ki Mihal ii ma e” | 1 ra! K Birer Mk 1! vi fan e pe MS | di 8 lu | Ben onların eheramiyet i verip de eğlendikleri şeylerin hiçbi: tini bilmiyordum. Onlar da benim İ yordum. onlardan olmak ray)) ronun mezdine gönderdiler, Fakat bu resmi bir gönderiş oldu, . İGirantaha hediyeler, cariyeler, at. onların nazarında hiçbir kıymet fade-etmediğini, aralarına girdiğim dakikada anladım. Aramızda âşıl maz dağlar, erişilmez iraifalar var dı. Onlar ebediyyen o yüksek tepede kalmağı ve bizi oraya yaklaştırma lar, murasa hançer ve oklar ve bey gir takımları ile yola çıkarılan Mira. | larak çalışması için uğraşılacaktı alınır takımından da değildi Maiye- tinde muhtelif milletlerden ve hattâ ırklardan mürekkep muazzam bir hassa taburu bulunuyordu. Mirayın bir Türk hassa neferi olarak Gazan yanında çalışmasından ne çıkardı ? Osman bu işi de hallettikten son- ra, seferlerini ve akımların: bırakma hareket emri vermişti. Osman ordusu yürürken (Marms- ra) (2) nahiyesi önünde kalabalık bir halk buldular. Marmara Tekfu, ri yerlere kadar eğilerek, — Şevketlü hakana mutiim, dedi. Hoş geldin, safalar getirdin ! Hürkâr Osman bu hareketler son derecede memnun olmuş ve Tekfura hılât iksa etmiş, iltifat etmiş ve ay- mea masuniyeti hukukiyelerini ilân eylemiştir. o (3) Osman böylece Tekfurlara bir ders vermiş oluyordu. 'Tekfurlar, hakanın ne olursa ol. sun, yağmagerliğinden bahsederek halkı ürkütnekte idiler. Osman as-| kerinin girdiği yerde canlı birakma. dığmı söyliyorek Türkler etrafında fena bir propaganda yapmakta de- vam etmekteydielr. Halbuki halk böylece gördü ki hakan Osman, ken. dinine mutavaal edene karşı elini u- zatmıyan âdil bir hünkürdır. Ordu İzniğe yürürken civardan duyan köy İer, köylerini yakarak İzriğe dogrü hicret ettiler, Bu hâdise Osmanı mütesssir ci- mişti, Onun yakıp yıkmak gibi kir karari olmadığı halde balkm bu ym Gazan nezdinde hassa ofradı 0-| Mahaza Gazan bu hareketten pek| miş ve Yenişehirden İmik üzerine |” İler. Bu galgaleden uyanan Furlong ısrar etti; — Gayet ciddi söylüyorum ve bu davet te ciddi bir mesele dolayrsile yapılmıştır. Doktor Vangın sizi da vet etmesini ondan ben istedim. — Peki Mandarende ne olacak? — Ne mi olacak? Pettigrevin ka- tilinin kim olduğunu Öğreneceksi. niz? Sir Peter irkil — Ne! Katilin kim olduğunu keş / feltiniz mi? — Evet, müştereken o keşlettik. Fakat bu şimdilik gizli kalacaktır. Çok rica ederim kimseye söyleme yin. Hattâ mis Farrene bile bu ak. şamki davetten bahsetmeyin. Vaa dediyor musunuz? Mademki ısrar ediyorsunuz peki | Furlong Sir Peterin yanında! J ayrıldıktan sonra mis Farrenin ça aya gitti ve neşe ile; r mis Farren, dedi. Bu gece nasıl bir tuvalet giyeceksiniz? Genç kız sordu: — Bü daveti kabül edeyim mi dersiniz? — Tabit. Süvare siz bulunmayın. ca pek tatsız olur. — Rica ederim ciddi olun, — Gayet “ciddiyim. Bu akşam klübe muhakkak gelin. Hiçbir şey den korkunuz olmasın. Vans, kendisinin de davetli oldur Kunu size söyledi mi? —E — Mükemmel, Saat onbire çeyi la ora'u ge'in be.im m oturacaksınız. Sir Peteri de beraber ireceğim. Ay o dâ geliyor mu? — Evet, Fakat davetli olduğunu ize söylememesini kendisine tenbih nd. muha- flar ve ahali silâha sarıldılar. Kalenin sokaklarında bir müca - tarzda hareketi hünkürr yağma em- rini vermeğe mecbur etmiş ve bu Yüzden asker etrafa dağılmış, vürü. dükleri istikametçe her yer talan e- İ dilmişti, İ İ yağma edildi. Fakat İznik zaptolunur bir yer de. | “ pepiimür BE yek dei ay azan efendi tezi Zildi. Kaç kere bizzat hakan hücum | etmiş, sma, bütün bu hücumu kale| önlünde erimişti, | (Devamı var) | (1) Tbnlikemai kalenin zabtını büsbütün başka bir şekilde tasvir e- | der ve der ki: | İ delei şedide başladı, lâklır az zaman da muhâcimler tarafından ezildiler, Erkekler kılıçtan geçinidi, OEvild| ve ayalleri esir olundu, emvalleri eid 2 sayıfa 12, Bu bahis Tarihi Osmani encümeni, Osmanlı tarihinin 598 nel sayıfasmda da aynen münderiçtir. (2) Ertuğrul kasabasında Yeniye. hirde halen bir köydür. (3) Meşti bahişt, Küprühisarın fethinden sonra Osman hanın Mar. mara üzerine azimetle yuku bulan ettim. Siz de bir şey bilmez görünün ve kimseye davet meselesini açma. İyi msi buğün görebilecek m siniz? İ Genç kız kızararak İtiraf etti: — Evet, hergün olduğu gibi... —. O halde dilini tutmasını tara, İımdan söyleyin mesele çok mühim. — Hay hay. Fakat bu davetin se | bebini öğrenebilir miyim? — Biraz sabır. Bunu ancak gece yarışma doğru öğreneceksiniz. | Furlong, mis Farrenin yanından çıktıktan sonra doğruca kendi oda. sına gitti ve Doylu orada kendisini bekler buldu. — Ben de sizi arıyordum. Ridin ettiğinden haberiniz | Karsonu tevkif var mr? — Yok canım! — Evet. Dün öğleden sonra zehir İticareti yapmak suçuyla tevkif edil İdi. Ridin elinde istediğinden çok delil var. Mandaren barında dönen işler yalnız gizli kumar oynatmak. tan ibaret değilmiş. Bana müsaade, hemen — gitmeli yim. Bu akşam Mandarende bol bol görüşürüz. Orada bu gece bireğ- lenti varmış, Vang size de bir dave” tiye göndereceğini söylüyordu. Evet bir davetiye aldım. Fa. kat hayret ettiğim bir nokta var: Karson doktor Vangın adamı idi. O tevkif edildiğine göre çinliden şüp be edilmiyor mu? de buluştu, Onun otomobili ile bara ist, Belle me PE beklemiyordu. Osman (bey welkeri| (e m biraz dah derhal kapısını kırdılar, içeri girdi-| İönce gitmemiz lâzım, dedi, Doktor Yangın programı hakkında malü matım yok, fakat toplantının husu- si bir salonda olacağını biliyorum. Ben bir masa tuttum ve mis Far. İ renden de gelmesini rica ettim. Çok iyi yaptın. Barın kapısında onları Çinli kr lığmda bir garson karşıladı ve ba. rn büyük salonuna götürdü. Bir masaya oturdular, Biraz sonra Fur- İon sordu: — Nasıl buldunuz burasını? -— Hiç de fena değil. Böyle ola” cağını hiç sanmıyordum. Müşteriler temiz adam! Doktor cazbant Osman bey kumandasında olmak ü- | badehu bir müddet sonra İznik ize. | salona girdi ve doğruca Furlongla zere Ilgar eylediler, Tanyeri atma | rine hareketini hikâye eder. Bu doğ. ! gazete sahibinin masasına giderek dan Köprühisara dahil oldular. Ka, | ru değildir. Osman durmamış, hare. misafirlerini selâmladı. İki arkadaş | le arkadaşının kulağma fısıldadı. — Sana işin en gülünecek tarafı | ni söylemedim dedi, İşin en gülü. İnecek tarafı da şu... Bu gece evet idüğüne gittiğim dakikadanberi ben İ bir şey keşlettim. Müthiş gülünç Hayatının bir devresinde, yatağı. nı yorganını paylaştığı (oObelki de | hayatta tanıdığı insanlardan daha çok sevdiği bu arkadaşa merhameti: gözlerle bakiyordu. Arkadaşı: — Sen de gülmüyorsun.. İşte gü- mağı aramızda... Bir mesafe bulun | bir şey keşfettim. O da sana demin | lemiyorsun, Bazan hayatta öyle gü durmağı istiyorlardı. İki çift ayak. idenberi bahsettiğim sakaletinden, inç şeyler var ki, insanın gözlerine kabımız olduğu geceler, seninle kol- | gülünçlüğünden bahsettiğim o kan: | yaş getirir.. Söyle bütün bu şe; kola verir şehrin kibar ove zengin semtlerinde dolaşırdık. Buğularmış camlarını seyrederken, onların ha- yatma imrenirdim. İşte bu akşam birinci defa olarak onları bütün kad rolarile ilk defa olarak o karşımda gördüm. Ve onlara İmrenmiyorum.. Onlara karşı düşmanlık, yabancılık hissedi. yorum. Onlardan olmadığımı anir ihtima Bim olmadığını anlıvordum.. Topra. Şımız bir değil, telâkkilerimiz, kiy- metlerimiz, ahlâk ve (fazilet mef humlarımız bir değil.. Senelerdenbe bildiklerimden habersizdiler.. Çatal tutuşları, bardak tutuşları o benim Meçhülüm olan bir ilimdi. Onlar hana tıpkı bir köpeğe, bir maymu- na nasıl bakarsa öyle bakıyorlardı. Diplomamın, bilgimin, kültürümün bur kızı ben seviyorum. İki üç sat attir bunu anladım iki üç saattir bunu anladım da hâlâ güle, güle ka | tılmadım. Hâlâ güle güle tıkanmr İ yorum. Birden arkadaşının kolunu Ski sıkı tuttu. Tırnaklarını etine geçire sek kadar sıkıyordu. Haydi, ne susuyorsun! sen gül sene,, Her şeye gülen sen neden İşimdi eski arkadaşına (gülmüyor. sun Öteki iselinde geçen i çeşit hâdiseye binbir çeşit zülmüyordu. o Sokakların hayatında, o binbir insana barut ne yapabilir. Barut her imha eder., Her şeyi yok eder.. Hal buki dünyayı ortasından çatlatıp İdaitıtmakla, hayatın yalnız fenalık İlarını değil iyiliklerini de beraber yok etmek doğru mu? Hayır, bayır Muammer, ne vara, ne yoğa gül meli, ne de bir şeyi beğenince seyi yıkmalı. Başka bir çare lâzım Ve kendisi bu geceye bu seylerin ne lehinde ve ne aleyhinde fikir yürütmüştü. Soğuğu, açlığı çektiği | gürlerde o tabiatle tek başina mücadele aç ri onlardan biri olmak istedim. On. | bu insanların binbir çeşit buhran ve | TUS. lardan biri olacağın, bu budalalı Xa gülmek istiyordum da gülemiyo- rum ve utanmasam ağlarım. svanına rastgi'mmişti. Hayatı çok iyi tanıyordu. | Hakikatin o kadar mantıksız ve!dı. Bu daha iyiye, daha rahata, dar | düşüncelerin bir sel gibi Onda çocukluğundanbeti — başla muş olan bir yaşamak iştihası var. Birden sesini kıstı, Kendi kendi. | garip tecellilerini görmüştü ki, İöç|ha güezle karşi kuvvetli bir iştiya- ne konuşuyor kadar alçalan bir ses- İbir şeye saşmıyordu. ikin ifadesiydi. r | motö ağa kalkmışlardı long: 1 O daha iyi yaşamak, daha itibar. lt olmak İstemiş. Bunun cahil ana, babasından daha başka daha malü- matir ve daha bilgili olmakla kabil olacağını zannetmişli. İ Bütün müşkülâta rağmen aç, çıp lak tahsil ederken medresenin 50 Kuk odasında gazete kâğıtlarına bü rünüp derse çalışırken, aç, âç mek- i| tebin sıralarında ders dinlerken ona | hız veren kuvvet tahteşşuurundaki insanlık bünyesinin o mayasındaki İtabiate karşı cephe almak, tabiati | yenmek gayesi, ölmemek, kendini | korumak insiyakı idi, Onun bu mücadelesini; işletici Jne çarpıp ateş çıkarmasını öğreten evkitabii, Arşimetten, Aynştaynın tecessüs, ve araştırmalarına saik o-| İan ayni kuvvetü. Şimdi kendisi burları pek iyi tah 1) edemediği halde Muammerin her sözüne karşı verecek cevabı olduğu. nu biliyordu. Uzun senelerde düşün mediği senelerde £ tahteşşuurunda birikmiş bir takım karmakarışık şuuruna doğru yükseldiğini hissediyordu. İ| Bu öyle bir seldi ki içinde önüne durduğu! “Cem olan asakir akşam üzeri | taatı «ihetile Yenişehire avdetini, | Sırada çinli elbisesini giymiş olarak ! “Furlong Çinli bir garsonun Ky dinledi ü, ilk insana iki taşı biribiri.| Nakleden: F. K- — Size “Akşam Postası, sahi | Peter Tili takdim ederim, ÖK Sir Peter: — Davetiyenizle bana şeref W diniz, dedi. Vang mukabele etti: — Davetimi kabul etmekle 518 © ha.şerel verdiniz. Umarım ki de başka vesilelerle de | görü Biraz sonra diğer bir salonda nacağız, Şimdilik bana müssağf” Farren ile Vans bu sırada girdiler, Furlong onlara işaret ei” ken Sir Petere: “ — Ne sevimli çift değil mi? de Göâzete sahibi içini çekti ve vermedi. d İki genç henüz. oturmuşiard! orkestra Mah Linin sahneye ğmı bildiren ve o artiste mahsus p çayı çalmaya başladı. Artist d€ v sırada sahnede göründü. Heye. idi, fakat bunu pek belli etme” çalışıyordu. Evvelâ kelebek sf? oynadı. Alkışlar arasında çeki” ten biran sonra tekrar sahney€ ge dü ve bu sefer eski bir romar$$ ganni etmeye başladı. Bu bir g romansı idi ve bir Mandarenin öğ su seven fakir bir köylü kızının cerasını hikâye ediyordu. $ Artist bir nehir kenarında mehi? ışığında âşıkların ilk karşılaş” taganni ederken Farrenin eli nın altında Vansın eliyle birle Musiki daha ağırlaştı, ve Mİİ genç Aşıkının karanlıklara gizle” katil tarafımdan öldürülüşünü ni etti, Bundan sonra artist » bir hançer çıkararak bunufl i kızının intihar edişini tekli etti ve yere serildi. Seyirciler heyecandan neleli mayt unutmuş gibiydiler. - Ari oynayışı o kadar tabiiydi ki bağli” : izi Zikemem mali Furtong arkadaşlarına sördür — Nasıl buldunuz? — Fevkalâde, diye Sir Petef © vap verdi. - Bu artistten gazele dahsettireceğim. Şöhrete hakiki” Tâyık, Vansa dönerek"devam etti: — Onunla bir mülâkat yapıcı“ “imlerini İsteyin fakat âşık ol maya çalışın. Farreni kıskandı 1 sarız karışmam! it — Peki efendim. Farren: işte M. Doyl da geli İdedi, “Akşam Postası,un istihbaratı şeli onların masa. doğru geliyordu Sir Peter davet #f” « Gelin bizimle bir şey için. d Bına frsıldadığı sözleri sonra ayağa kalkmıştı. Lâfa im (Devamı öf) kattığı biribirlerile münasebeti # mıyan binbir unsur vardı. if Evet o daha itibarir, daha 2019” daha rahat bir bayat istemişti. pe Ve büyük bir enerjile o ekl ” yatına nisbeten cemiyet içinde rilmiş bulunuyordu... pir Fakat şimdi bu gece başınd8. Ni denbire o zamana kadar ie ir lan bir taraf açılıvermişti. Hef Te başka bir ışıkta görüyor ve P türlü muhakeme ediyordu. eli Wi Gaye tek başına yük yi olmamalıydı? Tek başına Yü mek... Hayır... Insanlıkla biri i yükselmek, lâzımdı. Istırabı kök xe te vükselmemiş bi değil miydi? pi Düğün evinde olduğu zama” tün ıstırabının dünya yüzü il sanların ayni seviyede olma”. jdan ileri geldiğini düşünmüş” ini türünden muazzam bir * çirip bütün tümsekler bÜtÜÜ pürüzler temizlenir herkes İz viyeye bir boya bir kırata Yü n se kendisinin de bu ıstırabi i diye düşünmüştü. (Devami ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: