2 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

2 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Brezilyada koca bir mıntakaya senelerce tahakküm eden! HAFER w- Akşam Pöslast Asrım müthiş naydu Nihayet imha Biezilyada, senelerdenberi hükü“ metin başa çıkamadığı müthiş bir haydut vardı. Syiyino Jak İsmini ta şıyan bir vakitler ekmekçilik yapar, ken haydutluğa başlamış, Mato Öroso muintaknımda astığını astık, kestiğini kestik hüküm sürmeğe baş sarmıştı. Mato Grow muntakası Brezilya» ön toprakları altın ve elmas maden Jeri ile dolu en zengin kısmı olduğu için haydutlar burada çabucak zen. gin oluvermişler ve zenginleştikçe de #uvvetlerini arttırmışlardı. Haydutların tahakkümü ve etrafı Brezilya ormanlarının melih haydudu #ki muavbni ile elm kasıp kavurmaları o kadar ileri gi" diyordu id, bu mntakada çalışan | teltatı ârıyacaksınız. Ve ona altn ve elmas arayıcılar hergün 80 yulmaktan bıkarak, işlerinin parlak | cağibesine rağmen bu işten vazgeçip) şehirlere kaçtılar. Hükümet birkaç sene evvel Mato Grow mıntakasının bir baş belâsi De nihayet ciddi bir mücadeleye ka rar verdi, Askeri küvvetler seferber edildi, Köylerde civar şehirlerde teş kilât yapıldı. Fakat ne haydut, e de övenesi bir türlü ele geçirilemi. size ineği şu küçük keseyi vereceksi si keseyi verdi. İçinde çakıl var gibi idi, zum biralamadan izah etti: daki çenber sıkıştıkça hay! çıkacağım. Para o zamana kadar no da hunharlığını arttımutlak yetişmelidir. rıyor. Hiç stmadan en ufak bir) Onun bu inanılmaz itimadı beni net duymadan mütemadiyen'çok şaşırttı. Hayretle yüzüne bak- , övleri çiftlikleri yakıyor, İtım. O sanki benim bu hayretime yördu, bir cevap veriyotmuş gibi gülümsi- 00 kilometrelik Gir mesafe tama: |”<Tek silâh olğad. men onun korkunç tahakkümü al anar pik İm tında İnlemekte epey zaman eler; idi yeri e Di devam etti, Asrın Du en büyük ye) v9 Yavag za ağız : kuvvetli haydudu ile karşılaşmış 0* Bir Fransız gazetecisi haydut Syl. lan bir Avrupalı şunları anlatmak” vino Jakm hüküm sürdüğü minta- ka hakkında şu izahatt veriyor: Vaktile Mato Groso omıntakası dünyanın en rahat yerlerinden biri idi. Derelerinin sularmdan altin tozu akan, topraklarında, zengin *lmas madenleri bulunan bu yerler de ara sıra silâh patladığı, bir ada" mun öldürüldüğü olurdu. Fakat bi tün bu vakaair, yalnız kıskançlık tadır.: «- Brezilya içerlerinde seyahat ediyordum. Mato Groso vadilerin den geçerken, yüksek otların arasın dan evvelâ bir silâkm namlusunu gördüm. Bu namlunun arkasından, güzel bir yerli atının üzerine binmiş büyük şapkalı esmer bir adam çık. tı. Bize: — Dur! diye bağırdı. Durduk. Silâhını dalma üzerimi Eid) 76, doğru tutarak yanımıza sokul- soygunculuk, hırsızlık nedir bilin. du: — Siz dedi, galiba ecnebisiniz? — Evet, cevabımı verdik. O zaman yüzü biraz güldü: — İyi öyleyse, dedi. Bana bir hizmet yapabilirsiniz. Nereye gidi. yorsunuz, — Korumba şehrine, Mükemmel. Bu şehre varmca, orada raktıkları olurdu, Surbel Tojdin , isminde bir du edildi l Fakat buğün ekmekçi Silvino Jak ortaya çıktı. Etrafı soymağa, biri birinden uzak (oyerlerde bulunan lerini bitirdikten sonra Obâna/münlerit çiftlikleri yağmaya başla” taşlarıldı. Haydut korkunç bir dehşet gös- teriyordu, Mıntakanm kötü ahlâklı Keseyi merakla usulcacık yokla-İgençleri de onun peşine takılınca, mağa kalktığım sırada o buna lü. |Silvinonun çetesi devlete bile kafa tutan bir kuvvet oluverdi. — Bu kesenin içindekiler hep el-| Mato Groso da onun (mateme raastır. Tojdine söyleyin (o bunları| boğmadığı ev yoktu. Ve bunun i- derhal para yapıp bana (o yollasıniçin de bütün mıntaka ondan nef Yakında sıcaklar başlıyor dağlara /ret eder, onu bir kaşık suda boğmak isterler fakat korkudan kimse en u- fak bir harekete kalkamazdı.. Son günlerde, hükümet askeri kuvvetleri tekrar seferber (o ederek kati bir mücadeleye girişti. Memle- keti bu müthiş hayduttan mutlak kurtarmak isteniyordu. Bir taraftan askeri kuvvetler set kedilirken bir taraftan da haydu. “İdun bülünduğu'mmtakalara porta- tif telsiz telgraf cihazları kondu. Bununla baydudun metede görülür- se haber yollanılması ve askeri kuv- vetlerin o tarafla sevki düşünül müştü. Nihayet bu plân semeresini verdi. Portatif telsiz âletlerinden bi. rinin verdiği haber sayesinde hay“ dut geçen hafta nihayet bir kenarda sıkıştırıldı, Ve müthiş bir çarpışma oldu. Senelerce koca bir ülkeyi inle ten Silvino Jak bu mücadele esna" sında vaktile babasını o öldürdüğü yüzünden yapılırdı. Bu mmtakada |bir gencin kurşunile vuruldu ve öl- dü. mezdi. Altın araytcıların altın tozu| Bütün çetesi tarumar oldu. Bu. dolu torbalarını evlerinde açıkta br | gün on binlerce insan ondan kurtu- labildikleri için bayram yapıyorlar, 1939 RESiMLi HAFTA Her nüsha yeni bir güzellik ve olguvlukla çıkan bu haftalık mecmua Türkiyenin yegâne rakipsiz gazetesidir. Müvezzilerden ısrarla isteyiniz | İ edilmişti. Hellis, ikişer baneli altı “İmiş olarak geliyor. Sakir olan Mor 7 e — Açık bırakılmış #amlarla dolu kâğıdın üzerine atıl“ İline dair şöyle bir misal de mış olan kâlem, Parsonun yazıha"İ|mişti: “Afildtton 413 sene evpel eşi? nede esrarengiz bir işle meşgulken | düşen Atinahlar Siraküz taş ocak Mongardın gelmesi üzerine işini bı.|'arma hapsedildiler... i raktığını anlatıyordu. Rakâmlar ce Bu yerâltı hapishanelerile Parso etmek zihnen ve bar taun ölümü arasında ftiçbir münase kışta kabilken bunları yazmak lü- |bet göremiyordu. Siraküz kelimesi sumunu hissetmiş olmasına ( şaştı.) İe kendi hayatı gibi bildiği Parso Rakamlar 80, 35, ve 30 du,;tun hayatı arasında hiç bir mi İ Yekânu da 210 idi. Burda ayrı bir et bulamadı. Evet, Sidiya ve mana mi görmek İdzımdı? türle bir alâkası yoktu. Böyle düşünürken bir tedal Person işte bu hesapla meşgul | e bir ismihas hatırladı: . ken salona birisinin girmesile eya. BE ia kâlkinış ve öldürülmüştü. Ketalina.., Fakat bü sahnenin yezâne şahidi | Bu © olduğunu iddia eden oMongard o vakkak bi esnada Parsonun elinde kalem değil | tabanca: olduğunu söylüyordu, Du tabanca herhalde ölümü mucip olan silâhtı. Çünkü ilk tahkikatm — İnti har neticesini vermiş olduğuna gö | re zabıtanın cesetten çıkan o kurşu nun Parşonun tabancasına ait oldu. içinde dolaşmağa başladığı . sırada Hu kanaatine vardığını kabul etmek | birden durdu; Merdivene doğru lizımdı. ŞHüdiselerin mantiki seyri /9ir gürültü olmuştu. şöyle olmak gerekti; Koridora koştu ve onün gibi gü e tültü üzerine korku İle ( kardeşine Ee a em koşmakta olan Adelayidle karşılaş. cemettiği sırada Mongard kapıyı w çalıyor. Parson, Mongard o yalan din gittiği zaman, yazıhanesinin baştna dönüyor. Öteki salonda sak- lanmış olan Mongard onun birkaç dakikahk otereddütten sonrata. bancasını doldurduğunu görüyor. Bu esnada, Mongardın İfadesin. ce, katil, Parsonun pardesüsünü giy 2 İspanyoldu. Onu mü si Jâzımdı. vr Otura otura bacakları o uyuşmuş -— Ne var Hellis? gard katili görüyor, sonra katilin pösinden koşuyor, ikisi'de salondan çıkıyorlar, Yazıhanesinin önünde Mü miş olan Parson bu esnada henüz yere düşmemiştir. Elindeki kalemle bir şeyler yazmak istiyor. oHellis, bulduğu kâğıttaki tamamlanmamış kelimeyi hatırladı'Lato... El yazısı nın titrek oluşu bu ihtimale kuvvet veriyordu. Parson, bununla ne de. mek istemişti? Kaymbiraderinin son defa otur- muş olduğu yerde (düşünceye dal miş olan Helis, irgilizce veya fran- sızcada Lato hecelerile başlayan bir kelime bulmağa çalıştı. İngilizcede böyle bir kelime bulamadı. Fransız- cada ise lügate bakarak ancak bir kelime bulabildi; Latomie.., | Bu kelime eski devirlerde hapis | hane yerine kullanılan terkedilmiş İ taş ocakları manasına geliyordu. KARI FOVİREN: EK, ve üzeri ra“) Lügatte bu kelimenin kullanılış şek ( — Bir sukut herhalde. BİrİSİ veril | ivenden düşmüş olmalı... olduğu için ayağa kalkarak odanın) 2 HAZİRAN — 1990 biri çi — Ses alt kattan geldi değil Bİ — Alt kattan mı? Yani onun © iresinden mi? Kadır başiyle evet işareti yap” — Eyvahi görünmem doğu a xcaba? — Kağıyı açip bükeans?.. Hellis kapıyı araladı, sonr çi a kadar açtı. Merdivende &-& yoktu. Tırabtana kadar sesi 'erliyerek iğilip âştğıya bak Mongyardın apartımanının yağı Sir kanadı tamamile ve diği * yarıya olmak üzere açıktı, Burü # rip buldu ve merdivende İki Mp mak indikten sonra tekrar © yaktı, İri yarı bir adam apartman şıkarak kapının yarı azık duran Mmenleçesinin yerinden oynadği 'aşılan kanadını güçlükle Geri çekilen Helis, Ad& yanına giderek haber verdi: — Aşağıda polis var, — Ağan yarabbir Mongard © vinde ne yapıyorlar? (Devamı ver) rma A Şad HABER'in Edebi Romanı 2 ay olan suçu (hatırladı.! Hususi arabalarm şoförlerinden f2ishanede yatmıştı. kızardı. —Oyal oluyor. Si i — Arkadaşım!., — Ne iş görür o delikanlı? — Bilmiyorum. Pek kekeledin., O kim görür bilmez mi? Haydi bizi üzme karakolda başını da başımızı da be. İlya sokma söyle arkadaşın çalman ğer hertye götürdü. — Size yemin ederim... — Yemin etme!,. Yalan yere ye im an çarpılırmış.. Senin doğ İrun bir hafta benzemiyor, kimbilir ee nasıl olur.. “a Vasıf bu nükte karşısında sustu. Bunlara dert anlatamıyacağını bü- —55— vük bir esefle hissediyordu. -— Ne yaptığımı gördün, Şimdi söze polis memuru başla — Yarına gelen o sakalı kötü he-| muştı, Mf kimdi? Onun sıfatı, bana şüp! — Sen ne İş görürsün? heli gündü. Kimdi o, seninle kö.! — Benmi? şede çöreklenip saatle kos | — Evet seni den adam bana anlatır muse? — Ben.. Vasıl durakletı. ! Omni. — Ren işsizim efendim, Birlenbire Mussmmari hapishane) — Ooh mükermel, — İnsanın arkadaşı olur da ne İşi - Ne kemkiim ediyorsun könuş' | İbiri dert yanıyordu: Hava soğuk olduğu için bütün ş0* förler arabaları terketmişler, İlerde köşedeki küçük kahveye gitmişler. Jöirer çay içmişler döndükleri 21 man... Neler çalındığı malüm*. Otomobil hırsılzları neler lar. Her arabanın eksiği varmış! — Vallahi bön çalmadım. er golörler namına - konuşan | çalar — Be birader sen çalmadın da biz ni çaldık diyor — Haydi gel karakola Jerdini orada anlat, — Aman beğim acı bana,. Ben evlât sahibi bir adamım. Karakol larda işim. ne? Ben beyefendi haz FELİS em, — Haydi evin önünde böyle gü- ültü olmaz. Herkes bin türlü şe, vanıneder, — Yalvarırım acıyınız bara! gidelim “akola gitmesi demek (ne demekti lelâkettit,., Sabıkası vardı. Bunca sene ha- Söyliyecek söz bulamıyordu. Kar| yan polis memuru, Arkadaşı dal Bahçenin tarhlarında son açan öyle değil mi? züllerin üstündeki çiçeklerin pırlan i Hem Muammerin suçlu (oolmasıltası pencerelerden dökülen ışıklarla htmali vardı. Hapishaneye (onu) pırıldaşıyorlardı. Hizmetçiler, uşak İsetirmiz olan suç gene böyle hırsız” |'ar şoförler kapıcı, bekçi ve polis ük değil miydi? Ne rüelün, ne uğursuz bir adamdı'inin bütün ayazı kemiklerine işle | Hayatta alnına vurulmuş olan dam İmiş olan adam, — ismini? bildirip rayı ölünceye kadar alnından sile. |bildirmemekte biran tereddüt etti: İmiyeceği bu damga onun meşum) — Birisi gelmis beyefendiyi mü- italiinin damgası olarak (alnına bir/him bir iş için beş dakika görmek «ene gibi yapışmış kalacaktı. istiyor dersin dedi. O bugece buraya hay Polis memuru itiraz etti: İ seltmek veni bir hayata girmek üm' İsmini söyle! İdile gelmişti, O Osman Farılla konuşamamak | 1 /-- Bsn Osman Fazıl bey ri İsndişesile ismini sövliyemiyordu. izörmek istiyorum, Ona hab — Belki hatırlamaz dedi. İriniz.. Ona neden burada b i — O halde kınm git içeriye söyle | İnip anlatacağım. Beni kabul ede: İismini söylemek istemiyen yaşlı bir sw Ne olur memur efendi, © »dam beyefendiye bir şeyler söyle- dü ayel sahibisin belki... | Bilmiyo:|mek istiyor, de. “um, Fakat yalvarırım sana 2c1 ba na Osmen Fazıl beye haber gönde- selim, İhtiyarın ttiyen vücuduna, bi “öpek gibi zelil yalvarışlanna ârı yüktü. . Bu adamın beyefendiye söyli- — Peki dedi ismini haber ver de içeriye söylesinler. ... 4i misafirlerin yanından âyırmak.. Diye cevap verdi, Fakat: Bunu söyliyen polis memuruydu. | söyliyecek mühim bir işi lâdiseyi aşağıdaki hizmetçi kapt/fakat bu hususi bir gey undan seyreden kız (dudaklarını ei sizi görmek istediğini yen memurun ikinci ihtarı Kapıdan isteksiz isteksiz e ... Hayatının dönüm noktasını” di diğini hisseden Vasıf kalbi # jmemuru ortasinda bulunan ve gece-! nün altında çılgın bir süre? ” dg yor, Şakaklarında mabınları. nr atışın şiddetini hissedi in Şimdi onunla karşılaşacak! di ona: gl * na — Beyefendi . hazretleri ! mürüvvet sizin elinizde diyesi isterseniz beni, çocuğumu, a ci? Hizmetçi kız Osman Fazıl V İ yaklaştı: 4 - Beyefendi dedi, Şimdi Se serserinin birini otomobili berisini çaldı diye yaka ad/8“ gole şamdanberi bizim sokakta yormuş, O hirsiz o ei ld Yö Fazıl bey hizmetsi dari yeceği ne sözü olur; ayıp onu şim.İsert sert baktı: — İşim var şimdi dedi. e a — Haydi sen söylediğimi yap di-| a

Bu sayıdan diğer sayfalar: