5 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

5 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 HAZİRAN — 1439 OE Yüv bir iddiaya göre harple ai “İn,ihtildilerin, sulhun terak- Ne; ei esir bizim beşeri dediği N lerin asri Amili insan oğlunun | li değil, gü erine eğ alir takım cevvi hâdi iselermiş, Ne » Sikilerin öğm-i mücm'u tekrar » Herhalde insanı © İLET: Demek ki biz Tiz retimiz yok; öfkelenme Nİ b barışmamız da, çalışmamız Meke ve tabi olmıyan ân, © Dağlı ve bizim, bu kâinat e birer &ukladan farkımız yok.. yere veya adları bilinen, Yen birtakım yıldızlarda bu i alar, is TU, bu iddiaya inanmıyorum; * lp olmadığını aramak bile m İYoeum, İnsanı çok küçük dü” * Gerçi mesuliyetlerden kur” * De yaparsak yapalım, suç * ğildir, havadadır, kâinatta” a it Reyiz ki suç » işliyebilelim? mn birtakım < budalalara mesul,, der, hepimiz de o b eyler iddia (edenler (siz bu hakikatleri keşfeden” Mi hep dindar ruhlu nisan Hiç bir dine, hiçbir akideye olmıyabilirler; o fakat bir Üy, Rliki olmama'arı ruhlarında bulunmasına mani değiz M9. insanın o mukadderatına Ve insandan üstün bir kuv- give etmekten başka nedir yol dan a ti Sü üvvetin gösterdiği Onun emirlerini (tutacak İİ ona beğendirmeğe çalışa: Wi kendinden vazgeçmiş ve ,üretle kendini Vermekten, (o düşüncesinin bee işlerin o mesuliyetin g.târmış demektir. lik bakışta »*fsini küçülten bir şey yok- ie insan, ancak başka im Kehdinden üstün olduğunu| , Emekle küçülebilir, dindar. ğ N Milerinilen üstün buldukla” in * insan değildir, bütün im “fevkinde olan bir kuvvettir. g, endileri ile beraber bütün da, insan oğlunu da küçük er » Bunün içindir ki dindarlık “nden hiç bir zaman hoşlan “Onu insanlığın haysiyetine Ye Saydım. Beşeri hâdisele. Metini fertlerde veya insan! İrez Sarında değil de güneşlerin, ! t zin inkılâplarında arıyam| İndarlar gibi, insanı küçül- Hi erdir. ki insandan üstün bir aba etmemekte bir nevi dir. Fakat bu gurur boş deği dir, hayatı sevebilme: kukla gibi gör“ Gy tketlerimizin mesuliyeti. l e ancak o gururla ie, Büyük bir Fransız muhar- | Me Sualin cevabı muhakkak | X bulunur, der; bu sözün ta Ty olmadığını aramağa lü- e Üyorum; ona iman ediyo- Mkü İnsan için buna inan çıkar yol yoktur. NN ulleh ATAÇ a ük arabaları he vin ük arabalarına yay. tap tai tek lerini ei se arız Ki Bunun için , bütün * Yeni şekli almaktatlırlar, j lerine mâni | dır, Her iki tarafin mutabık kaldı. Fransa - İngiltere ile Rusya ara- #mdaki müzakerelerde görülen ye. vaşlık efkâmı umumiyeyi hayrette bırakmış ve halk, ne olduğunu bilmemekle beraber, birtakım müş külât çıktığını anlar gibi olmuş ve sukutu hayale uğramıştır. Bu yazımızda müzakerelerin gü. mÜ gününe geçirdiği safhaları an- Jatacak değiliz. Sadece (müzakere edilen meseleleri ve hangilerinin halledilip hangilerinin edilmediğini gözden geçireceğiz. Müzakerede bulunanların bepsi - nin mutabik kaldıkları ilk nokta şu dur: Hitlerle Musolininin istilâ plânlarımda daha farla ileri gitme- mak sulh için lâzım. ĞI diğer bir nokta daha var: Hit lerle Musoliniyi yollarında durdur- manm en İyi çaresi bu istilâ iht- rasının hedef tuttuğu milletleri bir araya toplamak, — birleştirmek, bir müdafaa cephesi haline getirmek, bu suretle tehdid eden cepheye mu kabil tehdid edilenler cephesi kur. mak. Bu cepheye Rasyayı da almak lâ zım mı, değil mi? İtiraf etmek |&, zım ki, bu Üçüncü noktada, ilk baş langıçta bütün fikirler mutabık bu- lunmuyordu. — Rusyanın Almanya ile hudu du yok, diyorlardı, v — Evet, hududu yok, Fakat ev- velâ, Almanyanın tehdid ettiği kü. çük veya orta kuvvette memleket. lerle bududu var. Bu memleketi, ona pek zayıf bir mukavemet gös. terebilecekler. Sonra, İngiltere de, Türkiye de Almanya “43 hemkhudud mu? Daba sonra, Rusyanın giriş, çıkış denizlerinden, yani Baltıktan ve Karadenizden tehlike ile karşı- laşması ihtimali yok mu? Bunun İ- çin, Rusyanm da bizimle beraber müşterek mukavemet cephesine da hil olması kendi menfaati icabıdır, | — Rusyanm idaresi bizimkinden | © kadar farklı ki, öteki memleket. İlerin idaresinden o kadar uzak ki, | 1 iyorlardı, Buna da şöyle cevab verildi: — Bürsda mevzübabs olan, dev. letlerin dahili idareleri değildir. HABER — | Sovyetlerle anlaşma niçin g ecikti Yazan : Henri Gusrnut Eski Fransız nazırlarından : besttir, Mesele, bazı memleketlerin hududlarında hissetikleri üşterek tehlikedir, Ayni şekilde, 1 inci François Fatikle, kardinal Richo - Uru Alman protestanler; İle an laşmıştı, Demokrat Fransa dün Çarlık Rusyası ile desttu, otoriter idareli Lekistanla, — Maddi imkân bakımından Rur ordusunun pek az faydası görüle cektir, diyorlardı. Buna da şöyle cevab verildi: — Hitler hiç de öyle düşünmü. yor, Alman fek meçmüslari da b fikirde değil; Sov; dusunun asker k lerinin ve tayyarecilerinir meliyetini methedip Harbe buzün millcem- duruyorlar. ışmış bir Xumanda tegki lâl ve askerleri olmamasına mu - kabil, Rusya -külliyetli miktarda 2i lâh, cephane, iptidai madde ve pe. rol temin eğetilir, Bazı müteassıblar müstesna, bu gün artık herkes Rusya ile bir it- tifak yapmanın fa olacağız! kabul etmiş bulunuş dalı Rusya İle hangi esaslar üzerin: irdik ? Evvelâ, savl şerait altında ve mükabi dım esası Üzerine anlaşmak İstiyor du, Büyle bir talebe de ne bilir? anlaşa! dene, Ona kargı, mühim bir yardım temin edecek olan büyük bir devletin lâyık oldu- Bu şekilde hareket etmek İâzımdı. Kendisinden yardım istiyoruz, fa - kat bir harb halinde onun bizden göreceği yardım pek azdır. Rus bize karşı, giriştiği taakhildlerde dolayı bir harbe iştirak edecek o. lursa biz onun yardımızn pek ağır yükler altında koşacak değiliz, Açık konuşalım : Hitler bize doğ. rudan doğruya hürum edecek olur sa biz Rusya yardımımıza gelsin di ye bekliyeceğiz. Madem öyle, Hitler Rusyaya hücum ederse biz de ayni şekilde Moskovaya yardım etme ber, diğer çüncü devlete yardım tuah « (Devamı 4 üncüde) 2 İ Her memleket dabili idaresinde ser etler birliği or. | Rusya müs) Rusya ne Lüksemburg bükü| Akşam Postası l Konferansı dinliyen Etililer ” evi bandosundan bir grub şefleri Hakkı ile b Adana köylerinde halka temsil Belediye Reisi ve Halkevi mensupları bir Eti köyünde konferansı Adana, (Hususi) Adana Halkevi köycülük kolu, temsil ke| lunun da iştiraki ilç tamamen Eti! memelket gençliğini heâ Türkleriyle meskün bulunan Ha. dirk köyüne büyük bir gezi yap ta. Dokuz komite üyelerinden ek- erisinin, bir çok doktorların, ma* arif müdürünün, parti idare âmi rinin de iştirak ettiği bu gezi Ha- dırlar üzerinde silinmez tesirler | halkına, temsil kolu âmâ tarafından (İstiklâl) piyesi ndı. Kurslar komitesi delege” si Mâlkevleri ve rejim hakkında konferans verdi, Halkevi bandosu milli marşlarımızdan ve milli tür- külerimizden parçalar çaldı. Çok samimi hasbiballerle tel- kin edilen fikirlerin, tenbi yanı memnuniyettir. ve temsil verdiler Halkevimizin ve Adâna beledi- yesinin yeni reisi Kasım Ener, ine koş” turan bir kudrettir, Kasımın ar- kadaşlarından olan doktor Örfi Görkem, Seyfi Tezer de gençlik bareketlerinin ve Halkevi çalış - malarının başında gelir, Köylüye oynanan (İstiklâl) pi- İyesinde Adalı Hüseyin rolünde canlandırdığı ruh ve temiz konuç| maâsiyle değerli temsil elemanımız | Yusuf Ayhan eşsiz bir muvaffak- yet gösterdi. Bu temsilei çocuklarm üzerin. de büyük emekleri, onların mu vaftakıyetlerinde hissesi ( olan Halkevimizin yorulmak bilmiyen rejisörü ve ayni zamanda temsil 2- büd ediyorsa harbe bilvasıta sü - | abalide husule getirdiği alâka şa: | matörü Topoğraf Fikri Sayarı da unutmamak lâzımdır. RA İLİRİA LANE NE LAR TALİ İİİ AA SİRİN Yeni alâmeti farikalar (Alâmeti farika) nizamnamesi o yapıldığını yazıyor- AZETELER bir Güneşteki Rasgele zamana geldik?.. IÇ işittiniz mi? lekeler .. Evvelki gün Balırköy Bezezyan Düşündüğüm gibi: Istanbul tramvayları Yazan: SUAD DERVIŞ “Şirkettir, menfaatini , halkın ra- Şirketin elinde iken: diyorduk, tabii halkı değil; kendi menfaa hatı değil, kendi çıkarım düşü- necek..., Ve o sebeple sabal ân ÖRü lesek, iç yolculuk orduk. Fakat aylardır, tram metin eline geçmiş bu tanbul halkının rahatsızlığı medi, Tramvay arabaları Yoksa işletilmelerinde mi bir ku- sür var, Bildiğimiz bir şey varsa o da onun İstanbul. daki tramvay yolcularına kâfi gel. meyişidir. Sabahları işe gidilen ve akşam ları işden eve dönülen saatlerde bir boş trmavay, hayır. yanlış söyledim.. bir tramvay içinde, bir kişilik yer bulabilmek için bir saat ten fazla beklediğimiz çek yor. Tramvay arabaları içinde otu » racak yer şöyle lursun ayakta du. racak yer de bulunamıyor. Müte“ madiyen halk, biribirini itip, ka“ kıyor. Bir şehrin nakil vasıtaları o şeh- rin nüfusuna göre tedbir almağa mecburdurlar. Acaba Tramvay iş- letmesi, akşam saatlerinde sefer psak onu mazur görü- az mede bilmiyoruz. Olu 71 numaralı halk düşmanı olan tramvay, dev. letin eline geçtikten sönra da ku. surlarını tashih etmezse ne ln. cak? Şehrimizdeki nakil vasıtaların biribiriyle rekabet edercesine hal. kı tâzip etmekte olduğunu beledi- Yoksa tramvay arabalarının #0- yisint çoğaltmak ve seferleri gür ön kalabalık saatlerinin ihtiyacı. 18 göre tanzim etmek imkânsız biç Bunu merak ediyoruz. Sunt riheğ Doktor. Adnan Ankaraya gidiyor mu ? Eski mebuslardan Doktor Adnas nm dün Paristen şehrimize geldi, Bini yazmıştık. Del Adnan, Tâlelide Anta lar. Sanayi müesseseleri imal ettikleri mallar üzerine alâmetler koyacaklar... Bunlarm ne gibi alâmetler olacağı meçhul: Doğruluk alâmetleri mi, hile alâ. metleri mi?,. Eğer doğruluk alâmetleri ise © takdirde imal edilen malların üzerine garib slâmetler koymak lzmgelecek, Me, selâ: Yerli kumaşların o üzerine tebdili kı, yafette mahir bir İngiliz polis hafiyesinin resmi!., Ayakkabı Imalâtr üzerine alt kısmın- daki cildi gayet nazik olduğu için kep üzerinde bile yürüyemediği (o meşhur olan eğri boyun bir akreb resmi!,. Diğer alelâmum yerli mallar üzerine fiatlarının sembolü olarak ateşe oturtul- muş haykırmakta olan bir yerli insan ti- pit. Keza yiyecek maddeleri imalâtında da meselâ: Sucuklar üzerindeki alâmet: Kafası, nı bir mide içine okmuş, tırnakları boyalı, şehirlerde gezmesi memnu bir hayvan res. mil, Yoğurtlar üzerindeki alâmet: Bir (icabında sarı renk yazlık iskar- pinlerinizi boyaymız!) etiketi. Yine meselâ pasta İmalâtı Üzerindeki alâmeti farika: (Fareleri öldürür) etiketi, Nâh.., Fakat bundan böyle yerli İmalita doğru, slâmeti farikalar o konulacaksa en sıkı kadın çoraplarına konularak alâmet olacaktır: Nihayet karısının bacağını kesip kur- tulmuş bir yerli kocanın resmi!... VRUPA gazetelerinin haber ver, diklerine göre Amerikada ve ce- nubi Avrupada havalar dehset gidiyor. Bizde de Marmara ve Karadeniz civa- rında havalar birdenbire bozdu, Fakat Amerika ve cenubi Avrupada- Mi öyle değil, Meselâ Nevyorkta bir ta. raftan sıcaklan adam ölüyor, fakat Ame, rikanın diğer bir tarafında fırtınalar, yağ- murlar ve müthiş bir soğuk kıyamet ko- parıyor!,, İtalyada ortalığı seller basmış, nehir- ler taşmış, müthiş yağmur sağanakları yağıyor. Hattâ bir şehre, yaz ortasında, kar bile yağmıs!.. Malyan gazeteleri bu iklim terslikle, rinden hayrotteler. Bunu güneşte hâsıl o. lan lekelere atfediyorlar... Kvet, olabilir. Fakat muhakkak güne- şe bü Tekeler son arzdan sıçramıştır!.. #4 Garip 'u 'nan bir aşk ye “E genç bir kız 81 ya- şında bir ihtiyarı sevmiş. Hattâ önlicesine âşık ops. Nihayet onunla ev. lenmeye karar vermiş... Londra gazeteleri hayret içindeler, miş, Sİ yaşmda bir ndamm böyle delicesi- ne üyık” olunacak nesi olabilccöğine!.. Neden ?.. Erkek bul $1 O yaşmda bir erkeğin modern bir genç kızm rahunu delicesine şık edehilerek çok güzel ve he- müz yıpranmamış bir tarafı olamaz mı ki? Meselâ: Cüzdanı!... Avrupa facialarmda mektebi talebesinden biçare bir talebece, giz (am öğle vakti mektebden çıkıp evine dönerken istasyonda yere düşerek ölüver, miş. Doktor tarafından yapılan muayene- sinde kalb sekiesinden öldüğü anlaşılmış,. Hakikaten acmacak kadar da şaşılacak sey değil mi? Bizim bildiğimiz kalb sekte- sinilen amsızm ihtiyarlar ölür, Şimdi mekteb talebesi kalb sektesin- den ölüyor!... Demek ki yakında şöyle isiteceğiz: Evvelki gün bayan Ayşenin emzikte, ki çocuğu ihtiyarlığın tabii icabı olan (Ar, turos kloros) dan eceli tablisile ölmüştür. Mumaileyh ömrünü şerefle ikmal etmiş muhterem bir zatiıl,. vakalar da ».. Beyaz zehir akını u bir daha: Karagümrükte zavallı bir kundu racınm karısı meçhul bir sötçüden alıp içtiği sütten yine zehirlenmiş, Hastaneye kaldırmışlar... Hayrettir; Tevekkeli değil, İstanbulda gazeteler, muharrirler, doktorlar boyuna insana dehşet vererek: — Beyaz zehir... Beyaz zehir... Deyip duruyorlar, Bunu, İtiraf ediyo- ruz ki, simdiye kadar kokain zannederdik. Tuhaf: Meğer sütmüş!... Mim ya apartrmanındaki dairesin lenmekte ve uzun imüddette lerini kabul etme Ziyaretçilerin çoğu daşlarıdır. Vali ve arka. roisj bu sabah saat Dr. Adaa,, tür. lediye sıfatile ve görüşmi Mili bükümetin eski İstanbul mürabhasinmı bu günlerde zevcesi ble birlikte Ankaraya gi- lesekleri söyleniyordu. Doktor Adnan, bu şaylalar hak- kında malümatına müracaat eden yar muh e bu sabah demiş, jo ki: — Ankaraya gideceğim. Fakat bu seyahatin gününü henüz karar- laştırmış değilim. Oo Herhalde bir müddet dinlendikten . sonra Anka- raya &itmeği ve oradaki eski arka- | daşlarımı ziyaret elmeği çok arzu ediyorum.,, Tahrana giden Alman profesörü Tahran o üniversitesinde vazife kabul eden Alman profesörlerin © den operatör A, Gotrield Siemes bu sabahki ekspresle Beciimam geimiştir. Alman profesörü Buradan Toros ekspresile doğruca Tahrana gide- >, ceğini söylemiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: