19 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

19 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PSERİN TARİHİ ROMANI “31 Yazan Muzaffer Muhittin) Raşid, Olcaytonun itirafın” dan anlamıştı ki Maryayı kaybetmek istemiyor , yl Afroditinin büsbütün özübi- | İ, atu, Filhakiks Marya Ol- “İk a sevişmek veya M, Pİİ ötmek gibi bir va: Miyotdu. Burada karde: ş çi, Alâkalandıran mühim iki ni, Yök Önce Osmanı Bizans İ ni saldırmaktan menet » i Nu, böylece Bizans - saltanatını *İS bağlamak, sonra da İl. 0 Bibi muazzam bir kuvve- 1 e erek dünyaya hükmet - ii,“ £ iparator olmuğu müree- | ii ette, Kaldı kl de lan aşağı kalmıyacak ka - ç SĞSMİ bir şehirdi. O zamana ay ktu bile, j Tebriz ytonun ha -| ölünce lmiyor de; MI anlama, lığı işenin İdaresinde * her nedense e o semiyordu. | Taşid de Oleayto aklamıştı ki Hin » İstemiyor, aldi vo dedi ki; Ki. etlâm, Maryayı artik ce ty Müsterih olman lâzımdır. aç,» Mis işini ikmal etmeden dana rauhavveldir. Fakat Mlsterih olmadıkça işleri İİ km idare etmeğe başla “ k he Saltanat £çin de tehlike O- #i. Bunu getirelim. İ in canma i, İ #lâ, güzel düşür! Crsen öyle idare et! Aytan, ki sey halledilmişti. Önce am 8 Osman Ülkelerine sal. K , arma derhal Tater yollan İk ya bir elçi heyeti gönderile- İN çap bende hanın nişanlısı Mar #lâcaktı. Ru hazırlıklar baş- May ttroditi de yeni bir sahai geçmişti, me Aylar geçiyor. Atroğitiğ) X yeke ve aşk hasreti artı” e “Pay mütemadiyen sevgilisi? O Yenişebire dönmesi Jüzu “| 3, Piltiriyor. Marya da geliyor. Üy pirada cereyan eden bir hâ- Mi, #roditiyi - basbütün çileden a, Nedondi, ne sebeble böyle| Ny çe Olcayto neden © kendisine | İM Fena Yüzüm görmüştü. An , Müahaza bu darbeyi yine Nayi İahişeye atfederek intika- Üney, zimini teyid etil *y,adan biri evleniy İğ Olcayto ame b İ öç irlamıştı, Buna o Afroditi a, *€ edilmişti. Düğün şehrin! Ül, Sydanmda yapılacaktı, Bel | <8 kadar şahiara yarsşan, İğ, Srlara lâyık olan büyük bir Ai, rlarımı; ey Aikerler, kutnandanlar, ve ŞE ay, bizzat kadınlar iş ist, 8 bulundular, Büyük *,. bir çadırda sırayla Olcay- & Raşid, oiyüz kumu IR. Talkan, OMuru, Sü Soğan, Maday, Üy, recede çavuşlar, saray ka- b PAN Afroditi ver almışlardı. öy» ilerledi, Kımızlar içildi “yz sir halkı tepe saçlarmı Nin ie. kazırlardı. Finse ta -| Sey. İZ tag ederlerdi. Traş et- “1, de saçlarını örerek kule? dan sa'verirlerdi. | & l diya #orpupları vardı. Bu ser - Yay, serarları biraz kabarık ve “3 lcayi Celâl, rtoman ve kenarina bağlı iki mintanları bir kuşakla bedene bağ-| uydi, | Kadmlar saçlı hotoz tuvalet edi Kızların elbisele- lerden furksızdı. O ka- dar ki erkek mi, kiz mı tefrik güç. İşte Afroditi do böylece giyin- Bir aralık Olcayto raksa başlı - yar kadınları durdurarak Afrodit- | ye döndü ve haykerdı: — Haydi bakalda, Anadolu dil beri, Sen de bunlar'a dans et. Hem görüyorsun ki k cesur de onlara da yol açmış olursun. Ya TI çıplak raksederek balkımı eğ « lendir. iri senin kadar değildir. Biraz soyun dökün roditi kıpkırmızı olmuştu. Bu ne demekti? O, hirkesin eğlencesi miydi e | ve Tatar karşısında rakset- Durdu, fakat, ha korkunç Olenyto yine veda sir sesle haykırdı, — Ha;vı! İşaret mi vermişti, ne olmuştu, Wi izbandud Mogol çavuşu yanına fırladılar ve onu zorla ortaya ge - diler. tanmı çıkardılar, yarı şalvar şeklindeki pantalohunu #ök- tüler. Afroditiyi yarı çıplak bırak- tılar. Böyle mal görülmemişti hiç. Kumandanlar, kadınlar, asker ve balk, bu kaba elbiseler içinden kabuğu soyulmuş bir muz gibi çı- kan güzel kadın karşısmda parmak sırdıları Afroğiti haykırıyor. Bu hele vezir Raşid de ne yap- sn” Bir aralık Olcayto uzun ve sivri sakalir, şeytanı and: Murayu çağırarak — Müru, dedi. Kadini pami bul: | dun? n kumandan — Tanrt bağışlasın şevketlü Ok cayto! i — Gönlün dilerse senin olsun! | — Cağ ol şevkeliüm. çifte düğün yapmış — Haydi bi 'Ghurüz, — Af Atroditi yak! Gözleri içinde ateş yanıp sönmüş bir ocik gibi r İk. BERABER AL a kavuşan vılcımiı Olcayto devam etti: — Muru benim mandanlarımdandır. Seni ona tez- viç ettim, Afroditi, bu hakaret ve tezlilin devam edes bir ders veri taştığını görmüştü. — Şevketlü Olcayto. Dedi, Besi i anı hakla haklı- kü biraderin Gazan eğer mezarından çıksaydı beni katleder di. Ama, gönül benimdir. Ona an- cak Tanrı hükmeder, Bir şart ko- rum, Devletlü a bana Sa - weeydan, teslim ce müküfati bib olmak isterse hodri Ben kendimi azcak silâhla ederiri, Vezir Ras paze halden utanmıştı, Ne olmuştu oyn? O da bundan bir şey an aştı. Ame, çok müteessir olmuştu. Bir kadına böyle bir ha- reket yapılır miydi hiç başını eğmiş, bu ke- Olcayto el çirpte. seyredeceğiz. Haydi Vezir Raşid dayanamadı ve OL caytonun yanına sokularak: — Şevketlüm, dedi. Halkı heye» cana düşürmemiz mümkündür! Olcayto haykırdı: Ben miyim han, sen misin? ELİ la Ni e Artaç (1) kadehlerlle mütema» diyen kımiz içiliyor, Muru soyundu. Hançerini çekti, Afroditiye de bir hançer verdiler. Fakat Olzayto hanım kulakları yas nından vınliyarak geçen bir ok, Mu runun tam göğsüne saplandı ve he ri yere yıkıldı, Bir haykırışma kop tu. Meşhur şark bölgesi kumandanı Çepe”yür oklu ile çadır önüne ge- lerek haykırdı: (Devamı var) (1) Bu bir nevf koçtur. Boynuz- larından kadeh yapılır. Bu İsimle anılır. Orman insanları arasında: 34) YAZAN: L. Busch 36 Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Hans ve ben, ellerimizde tabancalarımız gayet ihtiyatla yürüyorduk Biranda o Kadar müteheyyiç ol » benim sevincimi gür sbütün memnun bir halde: dedi. Ormanda mı? Hemen gidebi: lir miyiz? rıdüz, her vakit.. Be künse hemen görmek nda nerede bu? rada bağlı rl Bizim. reisin Y nmesi sebebile (kesile. &! onun için sakladılar! — Aman çok iyi, Baharango! Sen bu mağatanın yerini bili kın gö bir elini havaya kal Geceleyin kabil değil! de. — Biz varken bir şeyden korkma, Baharangu! Sen bize mağaranın ye” rini göster, öbür tarafa karışma!. Hansa derhal ağaçtan emizi ormanın içinde bir mağaraya gide ceğimizi haber evrdim. Hans hayret içindeydi. Fakat orada (Guang” Guare)' denilen göril (insanlardan bir tanesini sağ olarak göreceğimizi söyleyince oda merak etli: — Hay hay! cevabını verdi. Halâ tereddütte olan Baharango vu kolundan isteyip isteme mesini bekiemeden derhal ağaçlar, indirdim. Hiç hir itiraza” meydan bırakmıyacak kati bir tavırla: inr — Ne bahasına olursa olsun, bu mağaraya gitmeliyiz! Bu mahlüku yörmeliyim! diye söyleniyordum. Diyebilirim ki eğer zenci kadm bizi bu mağaraya götürmekten im. "ipa etseydi, kendisine belki de ha- yatına mal olacak derecede hiddet duyacaktım, Fakat Baharango, esa- sen evvelce.de bu işe delâlet cdece- Hini vaadetmiş olduğu kece" olarak bizi bu ma. neyi kabul (o etmişti. etralında pusular ümle biter! deyip duruyordu. Baharâangonun, bütün iptidai in. sanlar gibi, her taralı daima ölüm tüzaklarile dolu farzettiğine hül mediyor, bizi de gene ölüm tehlike si ile korkuntmak şebbüslerine kulak bile asmıyordum. Hans göğs ri tekrat vakmıştı. Bize yolumuzu gösteren Baharangodan bir adım ileride yü yor, gayet sık ağaçlardan hemen hemen geçilmez bir hâlde olan önü müzü aydın rdu. Ormanın şimal ru gidiyorduk. Afi gece vakia serin oluyor, daha kolay ve vahş' vürünür, fakat yılanl mları tehlike hayvanların ari si olmasa Hansın da, benim de illerimizden tabancalarımız, gayet ihtiyatla yürüyorduk. Fakat yaba" ni ve korkunç binlerce yırtıcı hay- van yaşadığı Afrika ormanla” rında dahi gene en korkunç cana. aklımızdan varm, insan olacağını geçirmiyordu var canavarlığını yaplı, Zira tam sarmaşıklardan o geçik mez bir hale gelmiş olan gayet sık ağaçlıklı bi e gelip de tekrar geri dönmeye ve başka bir geçit x ramaya meçbur olduğumuz bir sr ti Baliarango birdenbire acı bir çığlık basal Hans dehşetle fen varlanmış olan kadının üzerine çe- virdi ve zavallı kadının tam kalbi üzerine bir okla saplanmış olduğu mu gördük. Hans: LV rak fenerini etrafa çe wirerek tabancasmı ağaçlara <alş | etmeye başladı. Ben derhal kalın bir ağacın ark sına siper aldım ve insan gizlendi” ğinden şüpke ettiğim yerlere müte- tabancalarımı zın yaylım ateşi ormanda korkunç tarakalarla çınladı. Fakat kurşun; ların isabeti altında bazan çatırda; yıp kırılan ağaç dallarnın yere düşerken çıkardıkları o gürültüden ve tabanca rinin ormanda dı rin ükislerinden başka (hiçbir şey kımıldamadı. Ne bir kaçan vardı, ne görünen! Hayret ve dehşet içindeydik. Tabancasını tekrar doldurmakta! AMR DEVE! | akm. il ikimiz A BoRupu: Av BiZE YENİ BR TAŞ ÇİKTİ ALET 15) TERES GERE N elek cDED.miZ) Miki İŞ ARAYOR. NEM BELK: ZOR DE İĞİLDIR... ONU r T E AMR LAR - OLMASAYDI ER) O) ZATEN OBİZIM iğ! Ge YÜRÜ a) T M7 . LR LUK VAR İzm UBP TAMIR EDE Ba ANve ÇİZEN “ker GTENE YL — fiüZUM KALMI “e <4. PiPOM SEBiMİ > mi BAK ii Rea du İz TE ae NEDE SOK BORU pi AR. ACABA MAN iğ ROY, istikametine doğ. | » Halbuki bu cane| dan da ağız dolusu kü ter savurmakta olan Hansa ves. tendim: hiç kimse gözebi — Hayır kaptar — Allah Allah! o. kadına? Hans tek — Yerin dit bağırdı. Herhalde ağaçlar üstüne sakkın 1 Fakat fe nerlerin en aşi İdüz gibi din mi? ezeden geldi r da gene kimseler t ! vir bakalım! Hans feneri arkamızdaki geçeme" yip ide geri dönmeye m İ ğumfız sık ağaçlığın arâ di. Burada ağaçlar yi İdenberi biribirlerine dola ü ir istihkâm vücud: 'ydiler, içine fen Gahi nüfuz etmiyordu. Puğunun orada olduğuna hükme dereki tabancalarımızı oraya da bo- jşalttık. Fakat orada da hiçbir hare. iket olm 1. Baki l rım gibi biranda göğsüne saplanan Ok ndreden gelmişti? İlbtiyaten sağa sola, ağ; sında insan geçebilec: on onbeş metre yürüyüp Faştırdık, Hiç kimseler yoktu. kendimiz için tehlike olmıya" Jcağına İkismen emniyet getirdik ve hemen yerde yatmakta olan Baha. rangonun yanına koştuk, , Zavallı) kadın göğsünden karlar fışkırâraki arkaüstü yerde yatıy du. — Işığıltut Hans! Vah kadıncağızğ Hars 1 tutar tutmaz! Ok! diye bağırdı.. Melünlar. )k lam kalbe nişan alınmış! —Hayreti.. Oh, ölmüş mü? Hans kadının nabzını tuttu, göz“ apaklarınıtaştı ve ümitsiz bir yüz“ le; — Kaplan'iderhal ölmüş! Ceset soğumaya bile başladı! dedi, Filhakika zayalir zenci kadını bu çların ara- zavallı . ani darbeyle himen ölmüştü. O an, Afrikadın bu korkunç or. matında insan kanavarlığının deh şetine karşı nihdyetsiz bir kin duy dum. Gece yarısıbu katil oku her halde cinler almamıştı ya! Demek" Bâzutolar ormanı insanım saklan dığı mağaranın etfafını kordon al tına almışlardı. Hiç şüphesiz zenci kadının bizi orayağgötürdüğünü gö. rünce, nereye saklanmış oldukları nı bir türlü (anlayamadığımız bu melün Bazuto derhal kadını kalbin den vurmuştu. Hemeti cezasını ver- mişlerdi. Hans, Baharangonun;böyle yanı başımızda biranda öldürüldüğünü, buna karşı bizim'hiçbir şey yapa mamış olduğumuzu 'gördükçe fev- kalâde bir tehevyüre” kapılıyor, 4. deta kudurmuş'bir halde” küfürler «dip duruyordu. Adetâ kadının ölmüş olacağına inanmıyormuş gibi yanı (başında diz çökmüş, ne yapcağını şaşırmış bir haldeydi. Bir aralık oku kadr nın göğsünden çekip çıkarmak iste di. — Sakın! diye bağırdım. Elini sürme, Hans Hans hayretle dönüp baktı, — Zehirli olması Hans! elini sürme!.. yüzüme ihtimali var Hans o yakit gayet meyus bir halde ayağa fırladı — Kaptan! yanıbaşımızda böyle bir cinayete artık dayanamam! die ye bağırdı. İntikam alacağım be köpeklerden! — Ne yapacaksın Hans? (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: