20 Şubat 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

20 Şubat 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

te i 1EYİ tahı; m , BA To 104 * RABER — Akşam Postası Müferrinh ve midevidir MAKI K PASTİL VALDA İsmi üzerinde tsrar ediniz. Beş ——.. ondan Mw Çeviren: Efdal NOGAN V — 97 — etmek tabiatında olmama rağ- ve romantik kalmıştım. Onun 4, na türlğ ea s#evginincismani hususiyetlerini daha mı ko Gi db tutmasını ye » Hem a, VASit tüvale, . Yi e üz kapalde yürü ig © Onlarne “ Öpmek, TâYamamıştım. yen, yalnız hissedilen bir şeydi ve kendini olduğu gibi izhar edemez” di. Bunları düşünerek Modun açık kumral saçını seyre koyuldum ve ona bakarak aşla şairlerin oObana öğretmiş okduklarından (çok iyi öğrendim, O, anı ve maharetli bir vaş hareketle saçlarını arkaya tır“ lattı. O zaman mütebessim (yüzü meydana çıktı. — Neden kadınlar saçları böy: le dökük gezmiyorlar? diye sor dum. Böyle dağınık saç o kadar güzel duruyor ki, Güldü: — Çok karışıp dolaşmasa belki gezerlerdi. Hay Allah! (OKıymetli firketelerimden birini kaybettim! O, battaniyelerin arasından fir ketesini ararken onun her hareke- tini öyle bir zevkle seyre da'dım ki sandalı büsbütün unuttum, yel” ken devamıl surette yapraklanma" ğa başladı. Onun, ancak kadına ve kadınlığa has olan hareketleri ve tavırları bana büyük bir zevk ver mişti. Çünkü zihnimde onu o ka” liğin fevkine çıkarmış, kendimden çok uzaklaştırmışum. Onu, yanı na yaklaşılmasını imkânsız bir ilâhe gizi görmüştüm. Onun için, onun nihayet bir kadın olduğunu gösteren bütün bu hareketleri in dimde onu irişilmezlikten çıkarmış ve çok hoşuma gitmişti, Demek o, benim gibi bir insandı, benim cin simdendi ve onunla hoş bir lâuba- lilik tesisi imkânı vardı. Maama fih ona her zaman hürmet edecek” Voleybol! müsabakaları Ku mektebleri voleybol Hik he, yetinden: 21-2 - 1940 çarşamba günü ya, Pılacak voleybol maçları: . Sabr komiseri! M, Toprak, Boğaziçi L, . Kandilli L, Suat 15, bekem H. R. Yalım. Çamlıca 1. , İnönü L., Saat 15.30 hakem H. R, Yalm. EBrenköv L, - Şişi Terakki L Saat 16, Hakem MH, R. Yal, Milli Bira ve Meşrubat Türk Anonim Şirketinden: Şirketimizin hissedaran hey'eti umumiyesi sureti âdiyede 21/ mart/940 tarihine müsadif per şenbe günü saat 10 da İstanbulda Birinci Vâkıf hanında 32" 33 No. lu dairede akdi içtima eyliyeceği hissedarların nazarı ittilama ar zoluntur, İşbu hey'eti umumiyeye iştirak edecek hissedarların malik oldukları hisse senetlerini nizam” namej esasimiz ahkâmına tev fiken tarihi ictimadan on gün ev vel İstanbulda Birinci Vakıf ba nmda 32 * 53 No.lu daireye tevdi *derek mukabilinde bir makbuz »lmaları muktezidir. RUZNAMEİ MÜZAKERAT 1 — Meclisi idare ve mürakip “aporlarının okunması, 2 — 939 senesine ait bilânço ve kâr ve sarar hesabatinın okun ması ve taadiki, 3 — Meclisi idare ve müraki bin ibrası. 4 — 9” senesi için mürekip tayini ve tahaisatının tesbid, Her eczanede bulu Bur, Yalnız toptan satiş ZON MEYV A TUZU ii hezımsızlık, mide bulantı va bozukluğunda, arsak tembelli inde, mide ekşilık ve yanmalarında emniyeti » kullanılabir. MİDE ve BARSAKLARI temizler alıştırmaz ve yormaz, MAZON is'm ve HOROS markasma dilekat, Hındistundu dunyam ey eski busunluri drasiuğa ŞE Yuzum. & Buseh BÜ yakımı vuuşirer üremnde geçirmiş Du Aüüan seyyahı Garip bir sevkitabiiyle tabancamı çıkarıp elim< Aldan, VE hemen Mağaranın KApısına KOŞU, Bu derin mağaranın içinde vicu Yici kayuayan vu cüzam insan Muin bemen hepsinin sayar Sa kanarı uzamışlı, Bu gösteriyordu kı Dü adamuar uzun seneerdenbe;, birada, bu yeraltı mağarasının ) çinde yaşamaktaydılar. Fakat bu: raya acaba nereden giriliyordu? Bu mağara, içine girdiğimiz ina Bazanın en aşağı 9-10 metre altın da olduğuna göre, demek burada içiçe büyük ve derin mağaralar bu hnmaktaydı. Deliğin öbür tarafında hâlâ aşa ısını seyretmekte olan timsah a dama bu alt mağaraya (o mereden gidildiğini sormak istedim, Aşağıda bir kadın cesedini par çalayan insanlara dalmış olan tim sah adamın omuzuna dokundum Birdenbire dalgınlığından #iç rıyarak yüzüme baktı, Ona işaretle buraya nereden gi rileceğini sordum. Maksadımı he men anladı. Fakat sırtlan yüzü gibi o yüzü nün buruşuklukları gerilerek gül di. Bana işaretle buraya (girilecek hiçbir yer olmadığını söyledi. — Peki, bu cüzamlılar buraya nereden giriyorlar? diye sordum. Bana baktığımız deliği gösterdi Demek oluyor ki bu cüzamllatı bu delikten aşağıya sarkıtarak at maktaydılar. Herhalde bu adam lar tulan insanları taralından afo toz edi. miş günahlı adamlardı. Yoksa bunların oObuderinma Haraya kapatılmış olmalarına bi sebeb olamazdı. Eğer cüzamli © larları buraya kapamış olsalar. beni buraya gelirmiş olan timsah adamm serbest gezebilmesine na sl imkân olabilir? Zira timsah adam da hale bu hastalık yüzünden gelmiş ti, bü feci Aşağıda, derin mağırann içinde kaynaşan bu feci insanların haline fazla bakamıyacaktım, Manzara rin fecaatinden âdeta | sinirlerim bozulmaya başlamıştı. Kendimde bir fenalık hissediyordunr Timsah adama bu (cehennem temaşanın kâfi olduğunu işaret ettim, Adam beni tasdik eder gib başını salladı. Sonra tek sağ eliyk demin kaldırdığımız taşı göstere rek: — Bunu kapıyalım.. diye işare' etti. Taşı iterek kapadım. Fakat ta şı deliğin ağzına çekip ayağa kal tiğım zaman Timsah adamın orta dan kaybolduğunu hayretle Gö düm, Adam oradan sır olmuştu. Ben ağır taş kapağı kapamay: uğraşırken bir dakikadan fazla bi agıman geçmediği halde yerde sü rünen adamın birdenbire orada: xayboluşu beni şaşalatmıştı. Belki mağaranın loşluğu içind: »wu göremiyorum diye öteye beri ye gidip adamı aradım. Fekat a dam ortada yoktu. Nereye gittiği ne dair de en ufak bir iz göreme rim. Nihayet hayret ve merak içinde bütün mağarayı dolaştım, Adam yoktu, Hayretim son derecedey di. Bu yerde sürünen adam birder hire yerin dibine mi geçmişti? Tekrar, cüzamlıların bulunduğu «liğin etrafıma döndüm. Yerlerde Va adamım açıp gidebileceği veya içine düşebileceği bir delik yeya kapak gibi bir şey aradım. Hiç bi. sy Duumadım. Şu halde? Yerde sikunen «vam Oo havay. mi uçmuştu? Doğrusunu söyseme. sis sag Msp, içime Karıp bir kork a sinmeye başadı. Bu adam neden ve nasıl bira. Ja xöyoomuştu? Hele bir tiki aklıma gelince yıl arım düşmüş gibi Ütrecim, Yoksa bulan &damarının tuza gına Mi Güşmuşlüm? Bu yerde sü süne yârun adam bei tuzağa m düşünmeye muvaliak olmuştu? Acava be.i bu mağ; a Sari .üzak kastıle mi sokmuştu? Eğer mağıranın methali kapan muş ise bu muhakkaktı, © Gözümün önüne biran içinde a şağıdaki cüzamlıların kadın cesedi» ni pârçalayışları geldi. Benim de bu mağarada açlıktan bayı.dığımı ve cüzamlılara parçalanmak üzere atıldığımı görür gibi oldum. Garip bir sevkitabiiyle tabanca mi çıkarıp elime aldım, Ve hemen mağaranın kapısına doğru koştum Fakat kapıya gelir gelmez, birden dire geniş bir netes alabildim. Zira mağaranın methali kapan mamıştı. Demin bizim girdiğimiz gibi durmaktaydı. O hade ban» kılavuzluk eden timsah adam ne den birdenbire kaybolmaya Jüzum görmüştü? Acaba benim tabancamdan körk tağu için beni hile ile oyaladıktar sonra ilk fırsatta kaçarak sklıncı canını mi kurtarmak istemişti? Yoksa gizli bir delikten | girip saybolarak beni tufan adamlarına haber vereye mi koştu? Her şeyden evvel kendimi emni yete x'abilmek için bu mağaradan derhal dışarıya çıkmak lâzımdi Burada herhangi bir baskına uğ haber vermeye mi koştu? (Devamı var) (Rao 20.2.1940 Salı 18.80/14.00: Müzik: Karışık bafu müzik (P1) 18.00; Program ve mem 'ek»i esat ayarı, 18.0$: Müzik; Op: ret Beleksyonları (PL) 18.40: Konuş mü (Çiftçinin manti). 18.85: Berbeni sat, I9İ0: Memleket sent ayar Ajans ve meteoroloji haberleri, 19.06 Türk Müziği: Gerdaniye köçek bakim: Ankata radyx u küme 208 ve saz be. yeti, İdare elen: Mesut Cemi, 2016 Konuşma 4Iktmt ve Hukuk Saati) 20: Türü Müziği: Fas heyet! 7AS: Konser takdimi: Ha'i Beği Tönetken, billsik: Rodyo Orkestrası iğet: Ferit Alnar). 2215: Mezmleket saat ayarı, Ajans haberleri; ziraat Esham — Tubvllât, Kembiyo — Ku kut borsası (Fiyat). 2235: Müzik «Cazband (PL) 25.25/2320: Yarınk »ogram ve kapanış, —— Tiyatro ve Sinemaele» | #emin TİYATROSU Tepebaşı Drum kısmı: Akşam 2080 de O KADIN —g. HALK OPEKET Bu nleşam 6 da UEBLEBİIGİ "akımda: Üç Kuyus cu. Yazan: Yusuf Büruri XLEMDARS'nomasınd: 1 — Sarlok Holmes 2 — Sonsuz Aşk İ İ 7 KL EE$iZ. GRıPSİZ, öKSURUKSUZ “it KİŞ VA LD A PASIILLER: SAYESİNDE Ka iLDit için MAZON ve BOTTON ecza d:;:u, Yeni Postahane arkası No, 31 Düğün dönüşü Gece yarısı, Kadri ile Fahriye arkadaşlarının O düğünlerinden dönmüşlerdi. o Arkadaşları da, kendileri gibi sevişerek evlenmiş lerdi. Kadriye ile Fabriyenin üç senelik evlilik hayatlarında, saa detlerinin monoton inkişafına ma ni olacak en küçük bir geçimeiz * ik bile görülmemişti. Tabiatile böyle bir hayat bir zaman sonra san sıkmaya başlar... Kadri, frakının plâistrorunu dü' zelterek: — Bunlar da gitti, diye söze başladı. — Bunlarda gitti, ne demek? — Yani, bunlar da evlendi, de mek istiyorum. — Pakat öyle bir tarzda söyledin ki, sanki idam edilmişler. Hakika ten siz erkeklerin evlenme hak kındaki fikirlerinizi o anlıyamıyo" rum, acaip buluyorum. Bir kimse evlendiği vakıt ona acırsmız. — Hakkım var, Fahriye. Daha doğrusu: Bu da gitti, demeliy dim. — Neden bu da gitti? — Çünkü bir erkek evlendi mi, hayatta olanların bistelerinden — Vay?l.. Ya bir kadm için Syle değil mi? — Hayır. Kadın evlendiği günden itibaren yaşamağa başlar. — A, öyle mi? Ya evlenmeden 5nce? — Evlenmeden önce, evlenme ye barırlanmaktan başka bir şey yapmaz. — Müamafih, evlenmeden ev vel tam manasile bayat süren bir çok kadmlar var. Evlendikleri vakıt te sayfalar dolduracak şekli” de bir maziye sahip olurlar, — İnkâr etmiyorum. Fakat bu, kendilerini alacak erkeği vaktiyle bulamadıklarından ileri gelir. Ve, bir kadın, koca rolünü oynamayı kabul edecek adamı aramakla, 66 nin dediğin gibi sayfalar doldu rup mazi adm verdiğiniz geyi yaratır. Başka kelimelerle, mazisi olan bir kadınla mazisi olmayan bir kadın artsında şu fark vardır: Birincisi, bebeklerle oynadığı za" mandanberi hayalinde yaşatmış bulunduğu ides! ille hamlede eri şememiş halbuki ikincisi bu ide alini, yani kocasın: derhal bulmak bahtiyarlığına nali olmuştur. — Kadmlar için bu kadar düşkün fikirler beslediğini bü mezdim. — Fikirlerim asla kadmlarm kıymetini indirecek mahiyette de ğildir, Fahriye. Ancak, hayatta gördüğümü kelimelerle ifade edi yorum. — Demek Ti, senin fikrine gö re, ben de değiğin gibi - seni bu lamamış olsaydım, bugün maziye ratlik bir kadın olacaktım. Yani birisini kapana sokmak onunla evleninciye kadar, arkasısıra bir çok dostlar değiştirecektim. Bu münasebetle, seni sevdiğim için evlenmedim. Bilâkis seni akılsız ve aptal bularak aldatmıya mu vaffak oldumıl.. Yani bsn kocz rramakla şasşyal bir kadından başka bir sey olmayın seni görür sörmez: “İşte bulduki” diyerek seni aldım! Sen beni almadın. Ben seni aldım... Böyle defil mi? Kadri, münakaşanın baska saf haya girmesinden ginirlenmisti. Fahriyenin yanına yaklaştı. Elini uzatarak okramak istedi: — Hayır, Fahriveciğim... Bunu lemek İstemiyorum... O, yerinden sırrayarak: — Çek elinil Bana dokunma" liye havkardı, — Fıkat.. — Bana dokunma, dedim; »oksa mahalleyi ayağa kaldırı rt. — Çok düşüncenizein, Fabriye. gene damarın tuttu... Fahriye ağlamaya bıştadı. Ka vi başınm ucunda bekliyor, hıçkı “kiara boğultmunu sevredivordu Tereddüt icinde idi, Mümakasası nın bu şekilde İnkisaf etmesine kendisi de aki erdiremiyordu Fahriyenin söyledikleri aklından Nakleden: L.L, bile geçmemişti. Fakat kadın kis" mu böyledir; söylediğimiz sözler den, hiç düşünmediğimiz bazı ne- ticeler çıkarmak tekniğini fevka" lâde bilirler. O zaman da bizden neİret ettiklerini, tiksindiklerini söylerler, Ve bir okşayış ile varı» lan msticeyi tashih etmek istesek yılan ısurmış gibi hemen yerle * rinden fırlarlar, i Kadri kendi kendine: — Alâ! diye mırıldandı. Şim di ne olacâk? Psiposu ile oynayarak, bir müddet bekledi. Sonra tekrar ya nına giderek ve bir yerine dökün” mamaya dikkat ederek üzerine «* gildi; yavaş ve tatlı sesle: — Fahriye, dedi, düşüncesiz olma, Çocuklar da senden başka türlü hareket etmezler. O, yatağından fırlayarak inatçı ve yapma bir nefretle Kadriyi süzdü: — Demek, senin ne olduğunu anlamak için üç venelik bir 2x“ man geçmesi lâzınliı, — Tekrar söyliyeyim: Sen düşüncesiz bir kadızsın!. — Sen alçaksın!. Şimdi Kadri de ifrit olmuştu, — A, insanı artık mecbur edi” yorsun,.. Söylediklerinin süna da taallâku olabilir. Daha biribirimi” ze aşık olduğumuz sıralarda şen bana kendin itiraf ettin: Benden evvel, bir zabitle küçük bir aşk macerası geçirdiğini söylemiştin, yalan mı? İşte, o zaman o zabite varsayın, şimdi ne söyliyecek - tin?, — Ha şöyle, bravo! Bütün dü” şüncelerini ortaya koy bâkalun! Bunca zaman bir aşık kocayı tera sil ettiğini anladın mı şimdi? Ze bit, zeki olduğu için elinden kur” tulmağa muvaflak oldu; sonra seni yakaladım, kapana soktum, çünkü sen saf biriydin.. Değil mi? Söyle, İstersen, evlendiğine pişman olduğunu ve binaenaleyh hürriyetine kavuşmak için boşan” mak arzusunda olduğunu ds söylel — Boşanmak istediğimi söyle miyorum, — Söylemiye daha cesaret «* demiyorsun, fakat o istiyorsun şüphesiz. — İstemiyorum! — Beni gardiyan telâkki eden bir erkeğin yanında yaşayabilece” gimi mi zannediyorsun? Hayır bayım, bunu sil aklından! Sen boşanmak istemiyorsun da ben istiyorum! İşittin mi? Ben istiyo” ruml Bildiğin kadınlardan olmadığı mı İspat etmek İçin boşanacağız... Ben de hür yaşamak isterim. — Bu suretle, bslki de şimdi - den içini kemiren başka (birisi, daha rahat araştırır bulursun, Çünkü senin bu fikir ve arsulam nı açığa vurmamak için ba fırsatı beklemediğine dair beni kim te min &debilir? İşte, bu fırsatı da sen yarattın! — Ben mi yarattım? Ben mi? Gayet kurnaz bir yolla münaka- $ayı azan sen değil misin? Şimdi de, nsrdeyse bir de âşıkım oldu” ğunu söylemen kalıyor! — Oraşmı bilmiyorum! Kimse bana aksini iddia edemez! Arzu ettiğim her şeye İnanmak hakım dır! Fahriye tavrını değiştirdiz — Münakaşamıza devâm etme” nize hacet yok, bayım Son sözü avukatlarımız söyliyecek! Artık Gidebilirsiniz| Kadri elbizesini alarak yatak odasın”an çıktı, çalışma odasının kanapesine uzandı. İkisi de sabaha kadar hiç uyu * madılar. Fahriye durmadan ağir yor, Kadri de mütemadiyen cıga” raiçiyordu. Ertesi gün bütün bun” larm düzeleceğine vaziyetin sü- künet bulacağına emindi. Fakat bunun için evvelâ kendisi teşeb” büse geçmeliydi. Kadınların aki” na bir şey girdi mi her türlü & kalsızlığı göze alırlar. Bunu önle” mek lâzımdı. (Lütfen sayfayı çevirimi»

Bu sayıdan diğer sayfalar: